İçeriğe atla

Hamas Bildirisi

Hamas sözleşmesi veya diğer adıyla Hamas antlaşması, 18 Ağustos 1988 yayınlanmış olup, hareketin kimliğini, duruşunu ve amaçlarını bir tasarı şeklinde ortaya koymuştur.[1]

Bildiri, Hamas'ı, Filistin’deki Müslüman Kardeşler olarak tanımlamış ve üyelerini, “baskıcıların karşısında cihat bayrağını elinde tutan ve Allah’tan korkan Müslümanlar” olarak adlandırmıştır. Bildiri Hamas’ın içinde bulunduğu mücadelenin çok ciddi ve önemli olduğunu belirtip, İsraili yok etmek için çağrıda bulunmaktadır.[2][3] Ayrıca, Filistin ve İsrail’in bulunduğu topraklarda bir İslam devletinin kurulmasının amaçlandığını da belirtmektedir. Bildiri, “Filistin sorununa cihatdan başka bir çözüm yoktur. Girişimler, çözüm önerileri ve uluslararası konferanslar sonuca ulaşamayacak zaman kayıplarıdır” diyen 13. Maddesiyle cihatın öneminin altını çizmiştir.[4] Ayrıca Hamas’ın insani olduğunu ve bölgedeki İslam egemenliğine karşı çıkmadıkça, diğer dinlere karşı toleranslı olduğunu belirtmektedir.[5] Bildiri aynı zamanda Filistin’in herhangi bir kısmını vermenin, İslam dininin bir kısmından vazgeçmekle aynı olduğunu belirtmektedir.[1]

2010 yılında, Hamas lideri Khalid Meshaal, bildirinin artık tarih olduğunu ve geçerliliğini yitirdiğini ama sadece iç nedenlerden dolayı değiştirilemediğini belirtti.[6] Hamas politika yürüterek mücadele etmeyi tercih ettiğinden beri bildiriden uzaklaştı.[7] 2009 yılında BBC’nin bir röportajında, Tony Blair, Hamas’ın İsrail’in varlığını kabul etmediğini ve asıl amaçlarını gerçekleştirmek için terör ve şiddet kullandığını belirtti. Öte yandan Jeremy Greenstock, Hamas’ın, 2006 yılı Filistin seçimlerini kazandığından beri bildiriyi politik programına dahil etmediğini savundu.[8] Bunun aksine daha laik bir duruşa doğru yöneldiğini ekledi.[9] 2008 yılında, Gazze’deki Hamas lideri İsmail Haniyeh, 1967 yılındaki sınırlara sahip bir Filistin Devleti’ni kabul edeceklerini ve İsrail’le uzun süreli ateşkes imzalayabileceklerini belirtti.[10] Buna tam zıt bir şekilde bir demeç veren Hamas lideri Mahmoud Al-Zahar, 1967 sınırlarıyla ilgili herhangi bir konuşmanın sadece küçük bir söylem olduğunu ve Hamas’ın adım adım bile olsa bütün toprakları zamanla ele geçireceğini belirtti.[11][12] Diğer bazı demeçlerinde İsmail Haniyah ve Khaled Meshaal gibi bazı liderler, Filistin’in Ürdün ırmağından Akdeniz’e kadar, Kuzeyinden doğusuna kendilerine ait olduğunu,[13][14] hakları olduğunu ve anavatanları olduğunu belirttiler ve en ufak kısmının bile vazgeçilmeyecek olduğunu eklediler. Bunun yanı sıra, bu topraklardaki İslam egemenliğini elden bırakılmaması gerektiğini ve Kudüs’ün doğu ve batı olarak ikiye bölünmemesi gerektiğini de belirttiler.

Arka Plan

1967 savaşından 20 yıl sonra, 1987 yılında, Birinci İntifada (1987-1993) başladı.[15] 1980'lerin sonuna doğru, Filistin Kurtuluş Örgütü, İsraille, iki devletli çözüm yolunu aradı. Bu Müslüman Kardeşliği’nin Filistin kolu olan Hamas için kabul edilebilir değildi[16] ve bildiri Filistin Kurtuluş Örgütü ve Müslüman Kardeşliği arasındaki ideoloji farklılığını gidermek için yazıldı.[17] Hamas Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmed Yousef’a göre, bildiri, 1988 yılındaki ayaklanma esnasında yaşanan, bitmeyen işgallere tepki olarak direnişi tanımlayan belge olarak yazılmıştı.[16][18]

Hamas Selefi cihat’a dayalı bir ideolojiye sahipken, Filistin Kurtuluş Örgütü milliyetçi ve laikti.[17] Hamas, Müslüman Kardeşliği’nin sahip olduğu daha evrensel olan İslam vizyonundan uzaklaşıp, Filistin milliyetçiliğine ve silahlı mücadele ya da şiddete dayalı cihata yöneldi.[17] Bütün amaçları Filistin Kurtuluş örgütüyle aynıydı ve Filistin topraklarını İslam'a ait alanlar olarak ele geçirmek için silahlara yöneldiler.[17]

Bildirinin 21. yüzyıldaki geçerliliği

Hamas’ın kıdemli lideri İsmail Haniyeh’in danışmanı, Ahmed Yousef, Bildirinin 1988 yılında yayınlanmasından sonra Hamas'ın görüşünün değiştiğini iddia etti.[18] 2010 yılında, Hamas lideri Khalid Meshaal, bildirinin artık tarih olduğunu ve geçerliliğini yitirdiğini ama sadece iç nedenlerden dolayı değiştirilemediğini belirtti.

2006 yılında Hamas, bir devlet programı önerisinde bulundu ve İsrail’i tanımanın bir grubun ya da bir hükûmetin kararı olmayıp, bütün Filistinlilerin kararı olduğunu belirtti.[6] Buna rağmen birçok kişi bu yeni duruşun sahte olduğunu asıl amaçlarını sakladıklarını savunmaktadır ama bu söylem bile hareketin içerisinde değişiklerin başladığını göstermeye yetmektedir.[19]

Bildirinin içeriği

  • Madde 1 – Hamas'ın İslami bir programa sahip olan bir İslami direniş hareketi olduğunu belirtir.[20]
  • Madde 2 – Hamas'ın evrensel bir hareket olduğunu ve Müslüman Kardeşliği'nin Filistin'deki kolu olduğunu belirtir.[17][20][21][22]
  • Madde 3 – Hareket bağlılığını Allah’a vermiş Müslümanlardan oluşmaktadır.[20]
  • Madde 5 – Hareket Selefi kökene ve Müslüman Kardeşliği’ne bağlıdır.[20]
  • Madde 6 – Hamas Filistinlilerden oluşmaktadır[23] ve İslam bayrağını Filistin topraklarının her santimine ulaştıracaktır. Bu şekilde İslam'a inanan herkes, hakları ve varlıklarıyla, güven içinde yaşayacaklardır.[17][20]
  • Madde 7 – Hamas, Siyonistlere karşı yürütülen mücadelelerle, dinî ve milliyetçi kahraman İzzeddin el-Kassam'ın müritlerini bir arada tutmaktadır.[20][22]
  • Madde 8 – Hamas bildirisi, Müslüman Kardeşliği’nin sloganını defalarca tekrarlar, “Allah amaç, Peygamber örnek, Kur’an yasa, Cihat yol ve Allah için ölüm ise en muhteşem inançtır[17][20]”.
  • Madde 9 – Filistin krizini, İslam ile sonuçlanacak şekilde lanse eden Müslüman Kardeşliği’nin vizyonunu Kabul eder ve kötüye karşı savaşmayı, kötüyü yok etmeyi ve böylece adaletin kazanacağını savunur.[20]
  • Madde 11 – Filistin bütün Müslümanlar için önemlidir ve kimseye verilemez.[20]
  • Madde 12 – Milliyetçiliği, İslami mücadele açısından algılayıp dini öğretinin bir parçası olarak görür.
  • Madde 13 – Müzakereyle ulaşılacak bir çözüm mümkün değildir. Cihat tek çözümdür.[20]
  • Madde 14 – Filistin’in kurtuluşu bütün Filistinliler için kişisel sorumluluktur.[20]
  • Madde 15 – Düşmanın Müslüman topraklarının bir parçasını ele geçirdiği gün, cihat her Müslümanın görevi olur. Filistin sorunu dini bir sorundur.[20]
  • Madde 20 – Nazilere benzeyen yaklaşımıyla düşmana karşı, erkek kadın veya genç yaşlı ayrımı yapmadan tek vücut durmak gerekmektedir.
  • Madde 22Yahudi manipülasyonları ve gücü hakkında geniş kapsamlı iddialarda bulunur.
  • Madde 28 – İsrail, Yahudilik ve Yahudiler hakkında komplo suçlamalarında bulunur.[20][24] Bildiriye göre Yahudiler, Allah’ın kini ve vahşetini hak etmektedirler çünkü Kutsal kitap onlara geldiğinde, ona karşı çıktılar, Allah’ın işaretlerine inanmadılar ve kendi peygamberlerini katlettiler.[25] Bildiri Muhammed Peygamber’in hadislerinin birinden alıntı yapar, “Müslümanlar Yahudilerle savaşmadan ve Yahudiler kayaların ve ağaçların arkasına saklanmadan, Karar Günü gelmeyecektir. O kayalar ve Ağaçlar bağırıp, Ey Müslümanlar, Ey Abdullah, benim arkamda bir Yahudi var gel ve öldür onu diye bağıracaktır. Sadece Gharkad ağacı bağırmayacaktır çünkü o Yahudilerin ağacıdır.”[26]

Bildiri birçok anti semitik iddiaları tekrarlar. Tarihteki birçok olayı ve faciayı birer Yahudi komplosu olarak lanse eder. Bildiri aynı zamanda dini referanslar kullanarak, İsrail’de yaşıyor olsun olmasın bütün Yahudilerin öldürülmesinin haklı olduğunu belirtir.[27] Bildiri Arap-İsrail savaşını Yahudiler ve Müslümanlar ve Yahudilik ve İslam arasındaki savaş olarak lanse eder ve bu savaşı doğru ile yanlış olanın arasındaki, sadece cihatla sonlanabilecek bir uğraş olarak tanımlar. Bu uğraşın sonu ya şehadet ya da zaferdir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b "Hamas Covenant 1988: The Covenant of the Islamic Resistance Movement". The Avalon Project: Documents in Law, History and Diplomacy. Yale Law School. 18 Ağustos 1988. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2009. 
  2. ^ "Covenant of Hamas". 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2009. 
  3. ^ The Palestinian Hamas By Shaul Mishal, Avraham Sela 27 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Retrieved February 9, 2009.
  4. ^ "Hamas Covenant 1988". 2014. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2014. [part of Article 13 of the Covenant] There is no solution for the Palestinian question except through Jihad. Initiatives, proposals and international conferences are all a waste of time and vain endeavors. 
  5. ^ Article 31 of the Hamas Charter (1988) 17 Kasım 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Yale Law School: The Avalon Project
  6. ^ a b Mazin Qumsiyeh on the History and Practice Of Nonviolent Palestinian Resistance 5 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Washington Report on Middle East Affairs, May–June 2010, pp. 40-42
  7. ^ A “New Hamas” through Its New Documents. Khaled Hroub, Journal of Palestine Studies, Vol 35, no. 1 (Summer 2006), p. 6. On web.archive.org
  8. ^ "BBC Today Programme interview with Sir Jeremy Greenstock, January 12, 2009". BBC News. 12 Ocak 2009. 12 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2010. 
  9. ^ A “New Hamas” through Its New Documents. Khaled Hroub, Journal of Palestine Studies, Vol 35, no. 1 (Summer 2006), p. 6. On web.archive.org
  10. ^ Haniyeh: Hamas willing to accept Palestinian state with 1967 borders 10 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Haaretz (09-11-08)Retrieved 27th May 2011
  11. ^ "Hamas Leader Khaled Mash'al: We Will Not Relinquish an Inch of Palestine, from the River to the Sea". Memri TV. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2014. 
  12. ^ "Hamas Leader Mahmoud Al-Zahhar Slams PA President Abbas for "Aimless Kangaroo-Like" Political Gymnastics and Says: We Will Not Relinquish Any Piece of Palestinian Land". Memri TV. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2014. 
  13. ^ "Hamas Prime Minister Ismail Haniya, in Visit to Tunisia: We Shall Not Relinquish Palestine, from the Mediterranean to the Jordan River". Memri TV. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2014. 
  14. ^ "Hamas Prime Minister Ismail Haniya Reaffirms Hamas' Commitment to Armed Resistance and Says: We Will Liberate Palestine in Its Entirety, from the Mediterranean to the Jordan River". Memri TV. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2014. 
  15. ^ 1987:First Intifada May 6, 2008 1 Mayıs 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.BBC
  16. ^ a b The PLO Charters of 1964 and 1968 and the Hamas Charter of 1988 31 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. By Philipp Holtmann
  17. ^ a b c d e f g The Palestinian Hamas: vision, violence, and coexistence 3 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Shaul Mishal, Avraham Sela]
  18. ^ a b Hamas Charter: Vision, Fact and Fiction 8 Haziran 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Palestine Chronicle (23/1/2011)
  19. ^ Hamas scourse of diluted religious content—to say nothing of the movement’s increasing pragmatism and flexibility in the political domain—reflects genuine and cumulative changes within Hamas."
  20. ^ a b c d e f g h i j k l m Hamas Covenant 1988 17 Kasım 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Avalon.
  21. ^ HAMAS Between Violence and Pragmatism 31 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. By Marc A. Walther
  22. ^ a b "pg 4 [[American Jewish Congress]] Yehudit Barsky HAMAS- The Islamic Resistance Movement of Palestine" (PDF). 22 Haziran 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2014. 
  23. ^ Hamas Covenant 1988 17 Kasım 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Retrieved 27th May 2011
  24. ^ .
    • Madde 31 – Hamas’ı insani bir hareket olarak tanımlar. Hareket, İslam’ın toleranslı doğasını barındırarak insan haklarını gözetir ve diğer dinlere mensup insanlara toleranslı davranır. İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık aynı çatı altında barış ve güvenle yaşayabilir.
    • Madde 32 – Hamas bütün emperyalist güçleri ve komplocuları kınar.

    Anti Semitizm İddiaları

    İftira ve İnkarla Mücadele Birliği Ligi’nden Abraham Foxman’ a gore, Hamas’ın yaklaşımı sadece İsrail karşıtı değil, anti Semitist ve kökeninde ırkçıdır. Hamas Bildirisi, modern günlerin “Mein Kampf” ıdır. Bildiriye gore, Yahudilerin hiçbir iyi özelliği yoktur ve dünyayı ele geçirmeyi planlamaktadırlar<ref>[1] 25 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Anti-Semitism at Core of Hamas Charter ]ADL Retrieved 27th May 2011

  25. ^ The Anti-Semitism of Hamas by Meir Litvak 21 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. in Islamophobia and anti-Semitism pg 87
  26. ^ Hamas Covenant 1988 17 Kasım 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Avalon project Retrieved 27th May 2011
  27. ^ Hamas Charter (1988) 10 Şubat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Retrieved 27th May 2011

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İntifada</span> başkaldırma hareketleri

Birinci İntifada (ayaklanma) veya Birinci Filistinli İntifada, İsrail’in, aralık 1987’den 1993 Oslo Anlaşmasının imzalanmasına kadar süren, Filistin topraklarını ele geçirmesine karşı, Filistinlilerin ayaklanmasıdır. Ayaklanma 9 Aralık'ta Cebaliye mülteci kampında başladı. Gittikçe yükselen tansiyon, ölen Filistinli ve İsrailliler ve son olarak İsrail ordusuna ait bir aracın dört Filistinli’ye çarpıp öldürmesi, ayaklanmayı ateşledi. Aracın dört Filistinliye kasıtlı çarptığı söylentisi hızlı bir şekilde Gazze’de, Batı Şeria’da ve Doğu Kudüs’te yayıldı. Genel grev, Gazze ve Batı Şeria’daki İsrailli kurumları boykot, ordu emirlerine karşı sivil itaatsizlik, İsrail yerleşkelerinde çalışmamak, İsrail ürünlerini satın almamak, vergi vermemek, Filistinli araçları İsrail ehliyetleriyle kullanmayı reddetmek, grafitiler yapmak, barikatlar kurmak ve Filistin sınırları içindeki İsrail’e ait askeri binalara taş ve molotofkokteyli atmak, ayaklanma sürecinde gerçekleşen eylemlerdi. Buna cevaben, İsrail, ayaklanmaları durdurmak için 80.000 askeri mobilize etti. Çocuk haklarını dünya çapında savunan “Save the Children” raporuna göre ilk iki yıl boyunca, 18 yaş altı bütün Filistinlilerin 7% si ateşlenen silahlardan, dayaklardan veya göz yaşartıcı gazdan dolayı yaralandı. Filistinlilerin kendi arasında, İsraille iş birliği yapma suçlamarından dolayı gerçekleşen şiddet eylemleri de ayaklanmaların daimi özelliklerinden biriydi. İsrail güvenlik güçleri 1087 Filistinliyi öldürürken, Filistinliler, 100 İsrailli sivili ve 60 İsrail güvenlik personelini öldürdü, 1400 den fazla sivili ve 1700 askeri yaraladı. Filistinliler 822 Filistinliyi, İsraille iş birliği yapma suçlamalarıyla öldürdü, yarısından fazlasının sonralarda İsraille hiçbir alakalarının olmadığı kanıtlandı.

<span class="mw-page-title-main">Kudüs</span> Orta Doğuda yer alan bir şehir

Kudüs veya Yeruşalim, Orta Doğu'nun Kenan bölgesinde, Akdeniz ile Lut Gölü arasındaki Yehuda Dağları'ndaki bir plato üzerine kurulmuş eski bir şehirdir. Üç büyük İbrahimî din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için kutsal sayılan bir şehirdir. İsrail, başkentinin Kudüs olduğunu ilan etmiştir. Birleşmiş Milletler, bu kararı tanımadığını açıklamıştır. Aynı şekilde Filistin de tıpkı İsrail gibi kendi başkentinin Kudüs olduğunu ilan etmiştir. Günümüzde İsrail ve Filistin Kudüs'ü başkent olarak kabul eder fakat Uluslararası alanda bu kararlar tanınmamaktadır. Çoğu ülke İsrail'deki diplomatik misyonlarını ve Büyükelçiliklerini Tel Aviv'de bulundururken, Filistin'deki diplomatik misyonlar ve Büyükelçilikler ise Ramallah, Gazze Şehri, Kahire ve Şam gibi çeşitli yerlerde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Siyonizm</span> Yahudilerin ana vatanına dönüş projesi

Siyonizm, tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik fikir hareketidir. Modern Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Orta ve Doğu Avrupa'da ulusal bir canlanma hareketi olarak hem şiddetlenen antisemitizm dalgalarına tepki olarak hem de "Yahudi Aydınlanması" olarak da bilinen Haskala'ya bir cevap olarak ortaya çıktı. Kuruluşundan çok kısa bir süre sonra varlıklı Yahudi soyluların ilgisini çeken hareket, Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrol ettiği Filistin'de sürdürülebilir bir Yahudi devletini, 1900 yıl sonra tekrar yaratmayı amaçlıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Arap-İsrail savaşları</span> Arap ülkeleri ve İsrail Devleti arasındaki savaşlar

Arap-İsrail savaşları, Arap Birliği ülkeleri ve İsrail arasındaki politik gerilim ve askeri savaşlar dizisidir. Modern Arap-İsrail savaşlarının kökenleri, 19. yüzyıl sonlarına doğru ortaya çıkan Siyonizm ve Arap milliyetçiliğine dayanır. Yahudiler tarafından tarihi anavatan olarak adlandırılan toprakları, Pan-Arap hareketi, Filistinli Araplara ait olarak görür ve Pan-İslamist bağlamda ise, bu toprakların, Müslümanlara ait olduğuna inanılır. Filistinli Yahudiler ve Araplar arasındaki savaş; 20. yüzyılın başlarındaki Nebi Musa ayaklanması (1920), Jaffa ayaklanması, 1929 yılında Filistin ayaklanması ve 1947 yılında büyük bir sivil savaşa dönüşen ve 1948 yılında İsrail Devleti'nin kurulmasıyla bütün Arap Ligi ülkelerine sıçrayan Arap başkaldırışıyla ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">1948 Arap-İsrail Savaşı</span> İsrail ile Arap ülkeleri arasında yapılan ilk savaş

1948 Arap–İsrail Savaşı veya Birinci Arap–İsrail Savaşı, Filistin'de İngiliz manda rejiminin sona ermesinin hemen ardından 14 Mayıs 1948'de Tel-Aviv'de toplanan Yahudi Millî Konseyi'nin, İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etmesinden birkaç saat sonra Arap Birliği'nin İsrail'e savaş ilanıyla başlayan savaştır. Yeni kurulan devletin sınırlarıyla ilgili, “Eretz İsrail” dışında hiçbir bildiri yoktu. Bunun hemen ardından ABD ve ertesi gün de Sovyetler Birliği İsrail'i tanıdığını açıkladı. Bu gelişmelerin öncesinde ise İngiliz birlikleri bölgeyi terk etmeye başlamışlardı.

<span class="mw-page-title-main">İsrail-Filistin çatışması</span> Levantta devam eden askerî çatışma

İsrail-Filistin çatışması, Filistin ile İsrail Silahlı Kuvvetleri arasında Filistin topraklarında devam eden silahlı çatışmadır. Başta 1897 Birinci Siyonist Kongresi ve 1917 Balfour Deklarasyonu olmak üzere, Filistin'deki bir Yahudi vatanına ilişkin iddiaların kamuoyuna duyurulması, bölgede erken gerilim yarattı. O zamanlar, Yahudi göçü önemli ölçüde artmasına rağmen, bölgedeki Yahudi nüfusu çok azdı. İngiliz hükûmetine "Filistin'de Yahudi halkı için ulusal bir yuva kurulması" için bağlayıcı bir yükümlülük içeren Filistin Mandası'nın kurulması ardından gerilim, Yahudiler ve Araplar arasında çatışmaya dönüştü. Erken çatışmayı çözme girişimleri, 1947 Birleşmiş Milletler Filistin Bölme Planı ve daha geniş Arap-İsrail çatışmasının başlangıcı olan 1947-1949 Filistin savaşıyla sonuçlandı. İsrail-Filistin süregelen durumu, 1967 Altı Gün Savaşı'nda İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesiyle başladı.

<span class="mw-page-title-main">Balfour Deklarasyonu (1917)</span> Arthur Balfour tarafından kaleme alınan ve 1917 yılında İngiliz hükûmeti tarafından yayımlanan, o zamanlar Osmanlı toprağı olan Filistinde "Yahudi halkı için ulusal bir yurt" kurulmasını destekleyen bildiri

Balfour Deklarasyonu, Lloyd George'un başbakanlığındaki Britanyalı savaş kabinesinde dışişleri bakanı olan Arthur Balfour'un girişimiyle başlatılan ve sonuçta Filistin'de bir Yahudi devletinin -İsrail- kurulmasıyla sonuçlanan girişimdir. 1917 yılındaki bu deklarasyon, ilk Balfour Deklarasyonudur. Balfour'un girişimiyle 1926 yılında, Britanya sömürgeleri hususunda ikinci bir Balfour Deklarasyonu yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hamas</span> Filistinde Sünni İslamcı paramiliter örgüt

Hamas veya resmî adıyla İslamî Direniş Hareketi, Filistin Ulusal Yönetimi'nde seçimle belirlenmiş Filistin Parlamentosunda çoğunluğu elinde tutan Filistinli paramiliter örgüt ve sünni, İslamcı ve militarist siyasi parti.

<span class="mw-page-title-main">El-Halil</span>

El-Halil (Arapça: الخليل, romanize:

İkinci İntifada veya El Aksa İntifadası , Eylül 2000'den 2005 yılına kadar devam eden ikinci Filistin ayaklanmasıdır. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar Şubat 2005 yılında Ariel Şaron ve Mahmud Abbas'ın katıldığı Sharm ek-Sheikh Zirvesi ile sona ermiş. Ayrıca Oslo Savaşı olarak da bilinir. Toplam ölü sayısı Filistin tarafında 3000 ve İsrail tarafında 1000 i buldu ve ayrıca 64 yabancı da hayatını ayaklanma sürecinde kaybetti. B’Tselem’in raporlarına göre, 30 Nisan 2008 tarihine kadar öldürülen Filistinlilerin 35.2% si ayaklanmalarda aktif bir şekilde rol aldı, 46.4% ü ayaklanmalara katılmadı ve 18.5% inin katılıp katılmadığı bilinmiyor. Yine B’Tselem raporlarına göre, İsrail tarafında ölenlerin 31.7% si güvenlik güçlerinden ve 68.3% ü sivillerdendi. Diğer yandan, İsrail Uluslararası Terörle Mücadele Enstitüsü’nün 2005 tarihli bir çalışmasına göre, Filistinliler arasında yaşamını kaybedenlerin çoğunluğu mücahitti. Enstitü, İsrailli şiddete başvuranların, 22% olduğu ve sivillerin, 78% olduğu sonucuna vardı. Bundan önceki Birinci İntifada 1987 ve 1993 yılları arasında gerçekleşti.

<span class="mw-page-title-main">Filistin Devleti</span> Batı Asyada yer alan bir ülke

Filistin, resmî adıyla Filistin Devleti, Orta Doğu'da ve Batı Asya'da, Akdeniz kıyısındaki tarihî Kenan Bölgesi'nde bulunan ve Batı Şeria ile Gazze Şeridi'nde belirtilen bölgelerde de facto olarak hüküm süren bir Arap devletidir. Devletin başkenti her ne kadar Doğu Kudüs olarak belirlense de Kudüs tamamen İsrail'in kontrolünde olduğu için başkenti Ramallah'ta yani Batı Şeria'da bulunmaktadır. Filistin toprakları 1948'den 1967'ye kadar Mısır ve Ürdün tarafından ele geçirilmişken 1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan sonra ise İsrail tarafından ele geçirilmiştir. Şubat 2020 itibarıyla 5.051.493 nüfusla dünyada en çok nüfusa sahip 121. devlet olmuştur.

Tarihte Yahudilik ile İslam arasındaki etkileşimin tarihi, İslamın Arap Yarımadası'nda doğup buradan yayılmaya başladığı 7. yüzyıla kadar uzanır. Gerek Yahudiliğin gerekse İslamın kökenleri Ortadoğu'da, İbrahim'e dayandığından, her ikisi de İbrahimi olarak kabul edilir. Yahudilik ile İslam'ın paylaştığı birçok ortak yön bulunmaktadır: temel dini görünümü, yapısı, hukuk felsefesi ve uygulaması ile İslam ile Yahudilik birbirine benzer. Gerek bu benzerliklerden ötürü, gerekse Müslüman kültürü ve felsefesinin İslam dünyası içinde yaşayan Yahudi cemaatleri üzerindeki etkisi yoluyla, geride kalan 1.400 yıl boyunca bu iki din arasında kesintisiz ve hatrı sayılır bir fiziki, teolojik ve siyasi örtüşme ortaya çıkmıştır.

Arap dünyasında Antisemitizm, Yahudilere karşı uygulanan ayrımcılığa atıfta bulunur. Her ne kadar Araplar da Yahudiler gibi Sami ırkına mensup bir halk olsalar da, günümüzde bütün dillerde "Antisemitizm" kelimesi sadece Yahudilere yönelik ayrımcılığı tanımlamak için kullanılmaktadır.

İslam ve antisemitizm, Yahudilere ve Yahudiliğe karşı İslami öğretiler ve İslam hakimiyeti altındaki Yahudilere yapılan muamelelerle ilgilidir.

<span class="mw-page-title-main">Doğu Kudüs</span> Kudüsün doğusu

Doğu Kudüs veya Doğu Yeruşalim ,1948 Arap-İsrail Savaşı'nda Ürdün'ün ve 1967'deki Altı Gün Savaşı'nda İsrail'in eline geçen Kudüs'ün doğusudur. İçinde, Eski Şehri ve Yahudilik, İslam ve Hristiyanlıkta kutsal yerler olan Tapınak Dağı, Ağlama Duvarı, Mescid-i Aksa, Kutsal Kabir Kilisesi gibi yerleri barındırır. "Doğu Kudüs" terimi, bazen 1949'dan 1967'ye kadar Ürdün'ün hakimiyeti altında olan fakat 1967'den sonra İsrail hakimiyeti altında Batı Kudüs ile birlikte tek bir belediye altında birleştirilen 70 km²'lik alanı bazen de 1967 öncesi bir Ürdün belediyesi olan 6.4 km²'lik alanı tasvir eder. Filistin Devleti, Doğu Kudüs'ü başkent yapmak istemektedir fakat Kudüs tamamen İsrail'in kontrolünde olduğu için şu andaki fiili başkenti Ramallah'tır. İsrail ise 30 Temmuz 1980'de Kudüs Yasası ile Batı Kudüs ve Doğu Kudüs olmak üzere Kudüs'ün tamamını ebedi başkent ilan etmiştir.

Filistin Yahudileri, tarihin herhangi bir anında Filistin'de yaşamış Yahudilere denir. İsrail devleti kurulmadan önce Filistin Yahudilerine "Yahudi cemaati" anlamına gelen Yişuv denmekteydi. 1881'de Yahudilerin Filistin'e olan göçleri başlamadan önce bölgede yaşayan Yahudilere "Eski Yişuv", 1881'den sonra göç edenlere "Yeni Yişuv" denmeye başlandı. Modern İsrail devleti 1948'de kurulduktan sonra, Filistinli Yahudiler İsrail vatandaşı olduğundan, "Filistinli Yahudi" terimi kullanılmamaya başlandı.

Filistin'de İslam, Filistin nüfusunun çoğunluğunun dinidir. Batı Şeria nüfusunun % 85'ini Müslümanlar oluşturur, geri kalanını da, İsrail yerleşimcilere aittir.Gazze Şeridi nüfusunun % 99 Müslümandır. Filistinli Müslümanlar genellikle Sünni İslam'ın bir kolu olan Şafidirler.

<span class="mw-page-title-main">Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri</span> Filistin Devletinin paramiliter silahlı kuvvetleri

Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri,, Filistin Devleti'nin paramiliter silahlı kuvvetleridir. İsmi tüm ulusal güvenlik birimlerini kapsıyor gibi görünse de İç Güvenlik Kuvvetleri, Devlet Başkanlığı Muhafızları ve Genel İstihbarat dahil değildir.

Filistin'de turizm Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki turizmi ifade eder. 2010 yılında, 2009'daki 2.6 milyona kıyasla 4.6 milyon kişi Filistin topraklarını ziyaret etti. Bu rakamdan 2.2 milyonu yabancı turist, 2.7 milyonu yerli idi. 2012'nin son çeyreğinde, Batı Şeria otellerinde 150.000'den fazla turist konakladı; % 40'ı Avrupa, % 9'u ABD ve Kanada'dan geliyordu. Büyük seyahat rehberleri "Batı Şeria seyahat etmek için en kolay yer değil ama yapılan gayretler zengin bir şekilde ödüllendirilir" şeklinde yazmıştır.

Filistin Ortak Operasyonlar Odası, tam adıyla Filistinli direniş gruplarının Ortak Odası, İslamcı ve solcu gruplar da dahil olmak üzere Gazze Şeridi'ndeki Filistinli silahlı grupların askeri kollarını içeren ortak bir askeri operasyon odasıdır.