İçeriğe atla

Halis Ataksor

Binbaşı Halis Bey (Ataksor), Miralay Şefik Bey (Aker) ve 27. Alay kurmayları ve komutanları (Çanakkale Cephesi, 1915)

Binbaşı Halis Bey veya Kör Halis lâkaplarıyla da anılır. (d. 1876, Aydın - ö. 8 Ağustos 1933, Uşak) Çanakkale ve İstiklal Savaşı gazisi.

Babası; büyük defter kâtibi Ahmet Muhtar efendi (Hamlacı Muhtar); annesi Germiyanoğulları'ndan Havva Naime; eşi Zekiye Ataksor.

Okul dönemi

Halis bey 1876 yılında Aydın'da doğdu. Büyük defter kâtibi olan babası Ahmet Muhtar Efendi'nin tayini sonucu küçük yaşta Kütahya'ya geldi. İlköğrenimini, 1881 yılında girdiği Küpecik mahalle mektebinde tamamladı. 1885 - 1888 yılları arasında Kütahya rüştiyesinde okudu. Mezuniyetinden sonra Fransızca öğrenmeye başladı. 1889 yılında yeni açılan İdadi mektebine başladı. 1893 yılında Kütahya Liva Meclisi idaresine seçilerek, Bursa Mülkiye İdadisi'ne başladı. 1896 yılında İdadi'nin 6. seviyesinde tasdiknamesini alarak İstanbul'a geldi ve Harbiye’ye başladı. 1898 yılında Harp Okulu'nu üstün derece ile bitirerek subay oldu.

Askerlik dönemi

Harp okulunu bitirdikten sonra subay olarak katıldığı Türk Ordusu'nda önce Trablusgarp ve Balkan Savaşı'na katıldı. Balkan Savaşı'nda ayağından vuruldu, isabet eden bir şarapnel parçasıyla gözünden yaralandı. Bu sebeple "Kör Halis" lâkabını aldı. Balkan Savaşı'nda Yüzbaşılığa terfi etti.

1914 yılında Çanakkale Muharebeleri'nde bulundu. 9. Tümen, 27. Alay, 3. Tabur Komutanı'ydı. Çıkartmanın ilk günü olan 25 Nisan 1915'te alayı ile birlikte Arıburnu Cephesi'nde görevliydi. Arıburnu çıkarma kuvvetlerine 27. Alay'ın sağ hücum kolu olarak taarruz etti. Taarruzun ikinci aşamasında Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik Bey, Tabur'un bir bölüğünün Kırmızısırt'a taarruz etmesini, diğer iki bölüğünün de Tabur Komutanı emrinde Mersinsırtı'nı savunmasını emretmiştir. 3. Tabur Komutanı emrindeki iki bölüğü, Mersinsırtı'ndan da ileriye sürerek Merkeztepe ile Bombasırtı aralığına kadar ilerletmiş, 180 rakımlı tepenin güney yamaçlarına yerleşmiştir. Bu konumda müfreze, hem 57. Alay karşısındaki, hem de Merkeztepe batısındaki Anzak birliklerini ateş altına alabilmektedir. Önündeki araziyi ve Anzak kuvvetlerinin konumunu inceleyen Tabur Komutanı, bu taktik avantajı görerek hareketini bu noktaya kadar sürdürmüştü. Bu kısa ileri hareket, Türk birliklerinin taarruzları açısından oldukça yarar sağlamıştır. Anzak örtü kuvvetleri komutanı sahilden içlere ilerleyen takviye kıt'alarının önemli bir kısmının buraya sürmek zorunda kalmıştır. Anzak birlikleri, iki Türk alayının temas noktası olan ve taarruz eden iki Alay arasında bir menteşe gibi çalışan bu iki bölüğe karşı üç koldan taarruzlar tekrarlamış, ancak bölükleri yerinden atamamıştır. Bu muharebeler sırasında kolundan ağır şekilde yaralanmasına ve çok kan kaybetmesine rağmen uzun süre komutayı bırakmamış olması üstleri tarafından takdir edildi, gösterdiği kahramanlıktan dolayı Liyakat Nişanı aldı. Erata, mevzilerini kesinlikle terk etmemeleri emrini verdikten sonra komutayı Tabur Katibi Muharrem Vehbi Bey'e bırakarak sargı yerine gitmiştir. Tüm subaylar şehit ya da yaralı olduğundan komutayı devredecek subay bulunmamaktaydı. Miralay (Albay) Şefik Aker'in Çanakkale'de Mustafa Kemal Paşa yerine 19. Tümen Komutanı olarak tayini üzerine 8 Ağustos 1915'te boşalan, 27. Alayın 3. tabur komutanlığına binbaşı olarak getirildi. Üstün hizmet verdi ve büyük kahramanlıklar gösterdi.

Daha sonra Millî Mücadele'de Fransız cephesinde (Diyarbakır - Mardin - Urfa - Siverek) menzil mıntıka müfettişliği hizmetinde bulundu. Ömrünü savaş meydanında geçiren ve genç yaşında hayata veda eden piyade Binbaşı Halis, doğu ve batı dillerine vakıf; son derece mütevazı ve o nispette de kahraman bir askerdi.[1] Savaş sonrası memleket hizmetinde de askerlik hizmetindeki sebat ve gayretle çalıştı.

Sivil hayattaki hizmetleri

Millî mücadeleden sonra memleketi olan Kütahya'nın o vakit ki kazası Uşak'a gitti. Zekiye Hanımla (Zekiye Ataksor) evlendi ve ölümüne kadar Belediye Mühendisi olarak şehre hizmetlerde bulundu. 1925-1933 yılları arasında, Fransa'dan dönmüş olan Alaattin Tiritoğlu[2] ile beraber çalıştı. Alaattin Tiritoğlu'nun Uşak Belediye Reisi bulunduğu sırada Uşak'ta o vakit için yeni sayılabilecek hizmetlere giriştiler. Parklandırmak, kanalizasyonları yapmak ve henüz Ankara'da başlamak üzereyken asfalt işlemlerini Uşak'ta daha önce hizmete sokmak bunlar arasındadır.

Eserleri

Halis Bey Farsça, Arapça, Almanca ve Fransızca dillerini biliyordu. Örnekleri Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilen tercümelerden anlaşılacağı üzere askeri sahalara ait hizmetlerini sivil hayatında da devam ettirmiştir.

Halis Bey’in Tarih ve Sosyolojiye olan merakı onu bazı konularda çalışmalara yönlendirmiş, Diyarbakır'da bulunduğu yıllarda, önceleri, tanıştığı Ziya Gökalp'in çıkardığı Küçük Mecmua'da, "Diyarbakır tarihinde, (Asur Krallığı zamanında) Komuk Eli[3] (Koummoukh)" ile "Diyarbakır Abideleri", "Ulu Camii Kitabevleri" isimli seri makaleler yazmıştır. Başlamış olduğu Herodot Tarihi'nin tercümesini tamamlamaya ömrü yetmemiş, eser yarıda kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı'na o vakit gönderilmiş olan müsveddelerinin, başkanlıkça verilen cevabında bu tercümelerin yarıda kaldığı görülmektedir.

Halis Bey'in ayrıca henüz basılmamış Çanakkale Raporu'nun ikinci cildi, Trablusgarp Hatıraları, Balkan Harbi Anıları ve Millî Mücadele, Mardin ve Diyarbakır'a ait günlüklerle, Ziya Gökalp’in mektupları da daha basılmamıştır.

Hastalanması ve vefatı

Uşak Belediye Mühendisliğinde bulunduğu yıllarda geceleri dahi imar işleri ile uğraşıp işçilerin başında çok geç saatlere kadar çalışan Halis Bey bu sırada zatürre hastalığına tutulmuş, tedavi için Merkez Kumandanı General Halis Bıyıktay tarafından İstanbul’a getirilerek tedavi ettirilmiştir. Uşak'a dönüşünde tekrarlayan hastalığını, maddi imkânlarının da elverişsiz olması yüzünden tedavide güçlük çekmiş, sıkıntılarını duyan İzmir Valisi Kazım Dirik kendisini davet ederek Halis Beyi tedavi ettirmiştir. Fakat tedavilerden bir sonuç alınamamış, 8 Ağustos 1933'te 53 yaşında iken hayata gözlerini yummuştur. Halis Beyin kabri Uşak’ın Bozkırlı mezarlığının bir köşesinde, vaktiyle dövüştüğü üç kıtadaki dağları, tepeleri hatırlatırcasına bir küçücük tümseğin altındadır.

Soyadı konusu

Çanakkale Raporu çıktığı zaman Halis Bey'in soyadına rastlanmaması merak konusu olmuştu. Kendisi 1933 yılında öldüğü zaman henüz soyadı kanunu çıkmamıştı. Bu itibarla soyadı alamadan ölmüştür. Halis Bey ATAKSOY ismini çok sever ve torunlarına bu ismin konulmasını İsterdi. Soyadı kanunu çıkınca henüz torunları da yoktu. Vârisleri ATAKSOY'u soy isim olarak almışlardır. Şimdi kendisinin mezar taşında HALİS ATAKSOY yazılıdır. Ne yazık ki nüfus memurlarının o devirdeki hatalı yazışları (Y) harfi yerine (R) harfini yazmaları neticesi vârisleri hâlâ ATAKSOR olarak bilinmektedir.

Çanakkale Beratı

Mevk-i harpte fevkal-ade şecaat ve cesaret ibraz suretiyle hizmet-i vataniyede bulunan erkan ve ümera ve zabitan ile küçük zabitan ve efradın ve memurin-i askeriye ve mülkiyenin beynel-emasil bais-i fahr u mübahat olacak surette taltif ve tesririemr u ferman-ı humayun-padişahanem iktizayi celilinden bulunduğuna ve yirmiyedinci alayın üçüncü tabur kamutanı binbaşı kı dvetül-emacid vel-ekarim Halis efendi muharebedesebkeden hüsn-i hizmet ve gayretinden naşi şayeste-i telattufat-i seniye-i şahanem olduğuna binaen bil-istizan şeref sadir olan irade-iseniyye-i mülükanem hüku-i münifine ve nizamname-i mahsusuna tevfikan kendisine gümüş liyakat muharebe madalyası ita kılınmış olduğunu mütezammın işbu berat-alişan isdar olundu. Hurrire fil-yemil-aşir min şehri muharremil-haram liseneti erbain ve selasune ve selasemie ve elf (10 muharrem 1334).

İstiklâl Beratı

Türkiye Cumhuriyeti Istiklal madalyası Vesikası No: 5692.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin 30 Mayıs 1926 tarihinde vukubulan üçüncü içtima senesinin yüzonuncu içtimasının birinci celsesinde kabul buyurulmuş olan İstiklal Madalyası kanununun birinci maddesinin müzeyyel 30 Mayıs 1926 tarihli ve 869 nolu kanunnamenin ikinci maddesine tevfikan Millî Ordu'da vazife almış olan mütekaid piyade binbaşı Halis efendinin kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile taltifi 9.8.1927 tarihinde tastik-i aliye iktiran eylediğini mübayyin vesikadır.

İstiklâl Madalyası alan zatın hüviyeti:

Mütekait piyade binbaşı Halis efendi

Kütahya 314-32

Kaynakça

  1. ^ "Çanakkale-Arıburnu Savaşları ve 27. Alay", Miralay Şefik Aker, s.55
  2. ^ Bakınız: İngiliz Kemal
  3. ^ "Cemal Kutay ve Komuk Eli". 6 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2008. 

Dış kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Arif Şenerim</span> Türk asker

Mehmet Arif Şenerim, Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı'nda pek çok cephede savaşmış ve çeşitli askeri liyakatların yanı sıra, İstiklal Madalyası ile onurlandırılmış bir Türk askeridir.

<span class="mw-page-title-main">Birinci İnönü Muharebesi</span> Askeri harekât

I. İnönü Muharebesi, 6 Ocak 1921 tarihinde iki koldan taarruza geçen Yunan kuvvetleriyle İnönü mevzilerinde savunmada olan Ankara Hükümeti kuvvetleri arasında yapılan muharebedir. 6 Ocak 1921 tarihine kadar Uşak ve Bursa bölgesinde hazırlıklarını sürdüren Yunanlar, Türk-Batı Cephesi birliklerinin Çerkez Ethem Kuvvetlerinin Tenkili harekâtı ile meşgul olmasından da faydalanarak, İnönü-Eskişehir istikametinde taarruza başladılar. 6-9 Ocak 1921 tarihleri arasındaki muharebeler, örtme ve emniyet kuvvetleri harekâtı şeklinde cereyan etti. İnönü mevzilerindeki muharebeler 10 Ocak 1921 tarihinde başlamış, Yunan kuvvetlerinin taarruz çıkış hatlarına çekildiği 11 Ocak 1921 tarihine kadar sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Arıburnu Cephesi</span> Çanakkale Savaşının bir parçası olan I. Dünya Savaşı cephesi

Arıburnu Cephesi, 25 Nisan 1915 tarihindeki Arıburnu Çıkarması ile başlayan ve 6 Ağustos 1915 tarihine kadar süren çarpışmaları kapsayan, Çanakkale Savaşı'nın bir parçası olan cephedir. Bu tarihte Müttefik kuvvetlerce üçüncü bir cephe olarak açılan Anafartalar Cephesi ile birleşmiştir. Arıburnu Çıkarması, 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası’nın Ege Denizi sahillerinde, “Anzak Koyu” olarak bilinecek olan kumsal ve civarına Anzak Kolordusu tarafından yapılan çıkarmadır.

<span class="mw-page-title-main">Seddülbahir Cephesi</span> Çanakkale Savaşında bir cephe

Çanakkale Savaşı'nın bir parçası olan Seddülbahir Cephesi, 25 Nisan 1915 tarihinde Seddülbahir bölgesine beş ayrı noktadan yapılmıştır. Her iki tarafın da ağır kayıpları ile sonuçlanan saldırılar yapılmıştır. Sonuç olarak Haziran ayının sonlarında Osmanlı güçleri ilerlemeyi durdurmuş ve çıkarma başarısız olmuştur, daha sonra bu bölgede savaşın sonuna kadar kısıtlı ve etkisiz siper çatışmaları devam etmiştir.

Birinci Kirte Muharebesi Çanakkale Savaşı sırasında Seddülbahir Cephesi'nde İngiliz-Fransız kuvvetleriyle Osmanlı tarafı arasında gerçekleşen 28 Nisan 1915 tarihli muharebedir.

Zığındere Çıkarması, Çanakkale Savaşı sırasında Müttefik kuvvetlerce 25 Nisan 1915 sabahı Seddülbahir bölgesindeki beş kumsala yapılan çıkarmalardan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin Avni (Arıburun)</span> Türk asker

Hüseyin Avni Türk asker. Çanakkale Savaşı'nda 57. Piyade Alayı'nın komutanı. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı ve Cumhuriyet Senatosu Başkanı Emekli Hava Orgeneral Tekin Arıburun'un babası.

<span class="mw-page-title-main">Anafartalar Cephesi</span> Çanakkale Savaşında bir cephe

Çanakkale Savaşı'nın üçüncü cephesi olan Anafartalar Cephesi, 6 Ağustos 1915 tarihindeki Suvla Koyu civarında Müttefik kuvvetlerce yapılan çıkarma harekâtıyla başlamış ve hemen ertesinde Arıburnu Cephesi kuvvetleriyle birleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kanlısırt Muharebesi</span> Geliboluda bir savaş

Kanlısırt Muharebesi, Anzak Kolordusu'nun 6 Ağustos 1915 tarihinde Kanlısırt'a yönelik taarruzları ile bu bölgede üç gün süren çatışmalardır. Taarruzla Anzaklar Osmanlı siperlerinin önemli bir bölümünü ele geçirmişlerdir. Hemen ardından başlayan Osmanlı karşı taarruzları ise başarılı olamamış, siperler Anzak birliklerinin elinde kalmıştır.

Birinci Anafartalar Muharebesi, Gelibolu'daki Müttefik Kuvvetleri'ne ulaşan takviye kuvvetleri ile gerçekleşen Suvla Koyu çıkarması ardından bu birliklerle Osmanlı kuvvetleri arasında 9 Ağustos 1915 tarihinde gerçekleşen muharebelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Conk Bayırı Muharebesi</span>

Conkbayırı Muharebesi, 7 Ağustos 1915 tarihinde Anzak ve İngiliz birliklerinin Conk Bayırı Osmanlı mevzilerine taarruzlarıyla başlayan ve 10 Ağustos 1915 tarihine kadar süren çarpışmalardır.

<span class="mw-page-title-main">57. Piyade Alayı (Osmanlı)</span> Osmanlı askeri bölüğü

57. Piyade Alayı, Osmanlı İmparatorluğu ordusuna mensup alay. Çanakkale Kara Muharebeleri'nin başlangıcı kabul edilen Anzak Çıkarması ve sonrasında gerçekleşen muharebelerdeki başarısıyla bilinir. Alay, 30 Kasım 1915 tarihinde Osmanlı Padişahı V. Mehmed tarafından Altın ve Gümüş İmtiyaz Madalyaları ve Harp Madalyası ile ödüllendirilmiştir.

Sarı Bayır Harekâtı veya Ağustos Taarruzları, Çanakkale Savaşı sırasında müttefikler tarafından Arıburnu Cephesi’ndeki çıkmazı sonlandırmak için yapılan son büyük girişim. Taarruzlar, Arıburnu Cephesi’nin kuzey (sol) bölümünden, takviyeli bir Anzak tümeni tarafından gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda güneyden de (sağ) bir Avustralya tümeni bir şaşırtma taarruzu gerçekleştirmiştir. Harekâtın stratejik hedefi, müttefiklerin "Sarı Bayır" olarak adlandırdığı Kılıçbayırı, Düztepe, Conkbayırı ve Kocaçimen Tepe hattının işgal edilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Şefik Aker</span>

Mehmet Şefik Aker, Türk asker.

Tekketepe Muharebesi, 12 Ağustos 1915 tarihinde Anafartalar Cephesi’nin kuzey –sol– kesiminde, İngiliz kuvvetlerince, Tekketepe’nin kontrolü için girişilen taarruzdur.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Zeki Soydemir</span> Türk asker ve siyasetçi

Ahmet Zeki Soydemir, Türk asker ve siyasetçi.

Kumkale Çıkarması, Çanakkale Savaşı'nın kara harekâtı başlangıcında, 25 Nisan 1915 günü yapılan Müttefik çıkarmalarından biridir. Çıkarma, diğer çıkarmalar gibi Gelibolu Yarımadası sahillerine değil, Anadolu sahillerindeki Kumkale bölgesine yapılmıştır. İngiliz ve Fransız birliklerinden oluşan Akdeniz Seferi Kuvvetleri'nin Gelibolu Yarımadası'nda altı kumsala yaptıkları çıkarmalardan diğer bir farkı, göstermelik bir çıkarma olmasıdır. Bu çıkarma, Anadolu kıyıları gerisindeki iki Osmanlı tümeninin, Gelibolu'yu takviye etmesini geciktirmek amacıyla yapılmıştır. Çıkarmaya katılan birliklerin, asıl çıkarmaların kritik ilk 24 saati sonrasında geri alınması planlanmıştı.

İbradılı Gazi İbrahim Hayrettin Ağıldere, Çanakkale Kara Muharebelerinin başladığı gün olan 25 Nisan 1915 sabahı, Arıburnu sahillerini korumakla görevli olan 27. Alay, 2. Tabur, 4. Bölük, 1. Takımın kumandanı olarak, savunmada ilk kurşunu sıkan askerdir. Çanakkale Savaşı boyunca, iki defa "gazi" unvanını alan İbradılı İbrahim, soyadı kanunu çıktığında, Arıburnu, Balıkçı Damları yakınında, savunmanın yoğun olduğu ve takımıyla birlikte düşmana karşı cesaretle savaştığı bölgenin ismi olan “Ağıldere” soyadını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">19. Piyade Tümeni (Osmanlı)</span>

19. Piyade Tümeni, Osmanlı Ordusu'nun tümenlerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Halil Sami Bey</span> Türk asker

Halil Sami Paşa Türk asker. Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Cephesi'ndeki 9. Tümen komutanlığı göreviyle bilinir. 1866 yılında İstanbul'da doğmuştur. Kuleli Askerî Lisesinde eğitim görmüş, 17 Temmuz 1886 tarihinde girdiği Harbiye Mektebi'nden 28 Mayıs 1889'da teğmen rütbesiyle mezun olmuştur.