İçeriğe atla

Haile-i Osmaniye

Haile-i Osmaniye (Osmanlı Faciası), Osmanlı Padişahı II. Osman'ın öldürüldüğü olaya verilen isimdir. 20 Mayıs 1622'de Yeniçeri Ocağı içindeki başıboş ve emir komuta zincirinden ayrı hareket eden bir tugay tarafından gerçekleştirilmiş olaydır. Olay sonucu Sultan II. Osman öldürülmüş, imparatorluğun dört bir yanında isyanlar çıkmıştır. Bu isyanlara Abaza İsyanları denmiştir.

Haile-i Osmaniye
Tarih1621-1622
Bölge
Topkapı Sarayı, Yedikule Zindanları, İstanbul
SebepII. Osman'ın Yeniçeri Ocağını kaldırmak istemesi
DurumAbaza isyanlarının başlangıcı:
II. Osman tahttan indirildi ve öldürüldü.
Hain Davud Paşa ve Yeniçerilerin 65. Tugayı tamamen idam edildi. Cinayette parmağı olan veya olduğu düşünülen herkes asıldı. Anadolu'da kapıkulu askerleri öldürülmeye başlandı. İmparatorluk büyük bir karışıklığa sürüklendi.
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğuYeniçeri ocağının 65. tugayı
Komutanlar ve liderler
II. Osman
Ohrili Hüseyin Paşa
Yeniçerilerin 65. Tugayı
Valide Sultan
Kara Davud Paşa
Kayıplar
II. Osman
Ohrili Hüseyin Paşa
Kara Davud Paşa
Yeniçerilerin 65. tugayı (tamamı idam edildi)


İsyanın başlaması

1621'de yaşanan Hotin Muharebesi sırasında askerlerin isteksiz savaşması, Padişah II.Osman'ı kızdırmış ve yeniçeri ocağını kaldırma kararını almasına yol açmıştı. II. Osman, önce Anadolu'da çıkan isyanı bastırmak için oraya geçmek istediyse de dönemin Şeyhülislamı Hocazade Esad Efendi, bir padişahın bu kadar basit bir isyana gitmesinin uygun olmadığını söyleyerek Padişah'ı bu fikrinden vazgeçirmişti. Padişah'ın burada asıl amacı Anadolu'dan ordu toplamak idi. Sonralarda ise hacca gitme bahanesi ile bir ordu toplama girişiminde bulunan Padişah'a yine engel çıkmış, üstelik yeniçeriler bu durumu öğrenmişti. Padişah'tan Hoca Ömer Efendi ve Süleyman Ağa gibi isimlerin kellesini istemişler ancak istekleri kabul edilmeyince isyan etmişlerdir.[1]

II. Osman'ın öldürülüşü

İsyan başladıktan sonra önü durdurulamaz bir hâle gelmişti. İsyancıların; Padişah'ı bazı kaynaklara göre uyduğu vakit, bazı kaynaklarda ise zorla kaçırdığı iddia edilir. Emir komuta zincirinden çıkmış yeniçeriler, Padişah'ın elini kolunu bağlayarak, onu uyuz bir eşeğe bindirip, türlü hakarete ve saldırılara maruz bıraktıktan sonra son durak olarak Yedikule Zindanları'na getirmişlerdi. Padişah, bir hücreye kapatıldıktan bir gün sonra Sadrazam Kara Davut Paşa'nın emriyle hücreye 9-10 cellat girmişti. Harap bitap Padişah, cellatlara o hâli ile mücadele göstermiş ve zorluk çıkarmıştı. Devam eden çekişmeden sonra Kalender Uğrusu olarak bilinen Cebecibaşı, Padişah'ı hayalarından sıkarak etkisiz hâle getirmiş ve boynuna geçirdiği kement ile Padişah'ı orada öldürmüştür.[2][3]

Padişah'ın ölümünden sonra

Sultan II. Osman, 20 Mayıs 1622 günü şehit olduktan sonra, Erzurum Beylerbeyi olan Abaza Mehmed Paşa isyan etmiş ve Anadolu'nun büyük bir kısmını ele geçirmiş, yakaladığı yeniçerileri işkenceler ile öldürmüştür.[4] Sadece Abaza isyanıyla isyanlar bitmemiştir. Kırım, Mısır ve Yemen'de de isyanlar başlamış hatta İstanbul'da da Padişah'ın katilleri aranmaya başlanmıştır. En sonunda isyancılar tarafından sultan ilan edilen I. Mustafa da bir hatt-ı humayun yayımlayarak kısaca "Tez katiller bulunsun !" dedi. Bu haberler isyancılara da ulaşınca büyük bir kısmı korkuya kapılmış ve isyancılar; kaçmaya, saklanmaya başlamıştır. Davud Paşa, Padişah'ı katlettikten sonraki bir yılını büyük bir korkuyla geçirmiş ve en sonunda bir samanlıkta saklanırken bulunmuştur. Birkaç defa kaçmış olsa da 8 Ocak'ta kendisiyle birlikte Padişah'ın ölümünde rolü olan kişilerden Kalender Uğrusu ve Vezir Derviş Paşa gibi isimler infaz edilmiştir.[3]

Sonraki dönemler için etkisi

Haile-i Osmaniye olayı yaşandığı andan itibaren sonraki dönemlerdeki Yeniçerilerin devlet işlerine karışmalarına yol açmış, nizam bozulmuştu. Her ne kadar birkaç yetenekli padişah bu durumu düzeltme çabasına girişmiş olsalar da başaramadılar. Sultan II. Osman'ın ölümü hiçbir zaman hazmedilememiş, sonraki dönemlerde Yeniçeriler her ne kadar birçok isyana yeltendilerse de bir padişahı öldürmeye cesaret edememişti. Bunun en büyük nedenlerinden birisi ise bu olay sonrası Yeniçeriler ve diğer askeri ocaklar lanetlenmiş, suçları olmayan ocaklar dahil suçlanmıştı. Abaza Paşa'nın sert politikası nedeniyle Anadolu'da birçok Yeniçeri, Sipahi, Cebecibaşı'nın işkenceli idamları, diğer bölgelerde de aynı durumun yaşanması, Osmanlı halkının bir daha böyle bir şeye tahammül etmeyeceğinin en büyük göstergelerinden olmuşsa da sonraki dönemlerde askeri ocaklar devlet işlerine oldukça fazla karışır olmuş, devlet nizamı ağır bir şekilde kaybolmuş, büyük toprak kayıpları yaşanmıştı. II. Mahmud'un gelişine kadar bu böyle olmuştu. II. Osman eğer ki ıslahatlarını yerine getirebilseydi, devletin hala ayakta olacağını, olmasa bile ömrünü uzatabileceği gibi oldukça fazla görüş vardır. II. Osman'ın kaybı tıpkı Kanuni'nin oğlu Şehzade Mustafa gibi Osmanlı'nın kaderini yeniden çizmiştir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Vaka-i Sultan Osman Han" (PDF). 28 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Kasım 2020. 
  2. ^ "Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye". www.devletialiyyei.com. 10 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2020. 
  3. ^ a b "OSMAN II - TDV İslâm Ansiklopedisi". islamansiklopedisi.org.tr (İngilizce). 23 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2020. 
  4. ^ "ABAZA PAŞA - TDV İslâm Ansiklopedisi". islamansiklopedisi.org.tr (İngilizce). 23 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2020. 
  • Bir Osmanlı Trajedisi | 1. Basım - Gabriel Piterburg (2018)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">IV. Mustafa</span> 29. Osmanlı padişahı (1807–1808)

IV. Mustafa, 29. Osmanlı padişahı ve 108. İslam halifesidir. Babası I. Abdülhamid, annesi Ayşe Sineperver Sultan'dır.

<span class="mw-page-title-main">III. Selim</span> 28. Osmanlı padişahı (1789–1807)

III. Selim, divan edebiyatındaki mahlasıyla İlhami, 28. Osmanlı padişahı ve 107. İslam halifesidir.

<span class="mw-page-title-main">I. Mustafa</span> 15. Osmanlı padişahı (1617–18; 1622–23)

I. Mustafa, ikinci saltanatı sırasında Deli Mustafa olarak anılmıştır., 15. Osmanlı padişahı ve 94. İslam halifesidir. Akli dengesi yerinde olmayan I. Mustafa'nın ilk saltanatı 96 gün, ikinci saltanatı ise 1 yıl 3 ay 22 gün sürdü. Psikolojik rahatsızlığının zamanla geçeceğini savunanların ısrarıyla padişah yapıldı. Menfaatlerini I. Mustafa'nın padişahlığının devamında gören kimseler, onun keramet sahibi bir veli olduğunu iddia ediyordu. Aklî zayıflığı nedeniyle padişahlık yapamayacağı anlaşılan I. Mustafa'nın tahttan indirilmesi sağlandı. Bulunduğu odanın kapıları üstüne kapatılarak hapsedilen I. Mustafa'nın yerine II. Osman tahta çıkarıldı. I. Mustafa'nın ikinci kez tahta oturması ise II. Osman'ın öldürülmesiyle sonuçlanan ayaklanma ile oldu.

<span class="mw-page-title-main">II. Osman</span> 16. Osmanlı padişahı (1618–1622)

II. Osman ya da Genç Osman, divan edebiyatındaki mahlasıyla Farisî, tahttan indirildikten sonraki adıyla Osman Çelebi ; 16. Osmanlı padişahı ve 95. İslam halifesidir. Babası I. Ahmed, annesi genel kanıya göre Mahfiruz Hatice Sultan'dır. II. Osman 13 yaşında iken, amcası Sultan I. Mustafa'nın tahttan indirilmesi üzerine Osmanlı tahtına oturdu. Annesi onun yetişmesi için çok titiz davrandı. II. Osman iyi bir terbiye ve tahsil gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. Bazı batı kaynaklarında Latince, Yunanca ve İtalyanca gibi batı dillerini öğrendiği kaydedilirse de bunun doğru olma ihtimali olmadığı iddiasına karşın yabancı asıllı olan annesi tarafından bu dillere eğitildiği söylenir. Osmanlı şehzadeleri arasında en kültürlüsü olduğu belirtilir.

<span class="mw-page-title-main">Serdar Ferhat Paşa</span> 43. Osmanlı sadrazamı

Serdar Ferhat Paşa, III. Murad saltanatı döneminde 1 Ağustos 1591-4 Nisan 1592 tarihleri arasında yaklaşık sekiz ay, 16 Şubat 1595-7 Temmuz 1595 tarihleri arasında da yaklaşık dört ay sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Ohrili Hüseyin Paşa, II. Osman saltanatı döneminde 9 Mart 1621-17 Eylül 1621 tarihleri arasında altı ay dokuz gün ve 20 Mayıs 1622'de bir gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Kara Davud Paşa ya da Sultan II. Osman'ı öldürdükten sonraki unvanıyla Hain Davud Paşa, Sultan I. Mustafa'nın ikinci padişahlık döneminde, 20 Mayıs 1622 - 13 Haziran 1622 tarihleri arasında 24 gün Veziriazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Mere Hüseyin Paşa, II. Osman'ın yeniçeriler tarafından tahttan indirilerek öldürüldüğü ve amcası I. Mustafa'nın ikinci kez tahta geçirildiği anarşi sırasında 13 Haziran 1622 - 8 Temmuz 1622 ve 5 Şubat 1623 - 30 Ağustos 1623 tarihleri arasında iki kez olmak üzere toplam yedi ay on sekiz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Gürcü Hadım Mehmed Paşa I. Mustafa'nın ikinci kez tahtan indirilmesinden hemen önce 21 Eylül 1622 - 5 Şubat 1623 tarihleri arasında dört ay on gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Vaka-i Hayriye, 16 Haziran 1826 tarihinde, İstanbul'da Osmanlı Padişahı II. Mahmut tarafından Yeniçeri Ocağının topa tutularak yok edilmesi ve sağ kalanların ise 16-17 Haziran'da idam edilmesi ile sonuçlanan olaylara verilen isimdir.

Sofu Mehmet Paşa veya Mevlevi Mehmed Paşa, Osmanlı Padişahı I. İbrahim'in saltanatının son döneminde ve IV. Mehmed saltanatında 7 Ağustos 1648-21 Mayıs 1649 tarihleri arasında dokuz ay on beş gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamı. 18 Ağustos 1648'de İstanbul'da liderliğini yaptığı isyanda Sultan İbrahim'in boğdurulması emrini vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Abaza Mehmed Paşa</span>

Abaza Mehmed Paşa (1576-1634), Osmanlı veziri, valisi, devlet adamı, kumandanı ve aynı zamanda isyancı lideri. Celali isyanları diğer birçok liderleri gibi hem Osmanlı Devleti'nin yüksek kademelerinde görev aldı, hem de Osmanlı Devleti'ne karşı bayrak açtı.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu gerileme dönemi</span> Osmanlı İmparatorluğunun reform dönemi

Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi, Osmanlı tarihinde Karlofça Antlaşması'ndan (1699) başlayarak, Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu duraklama dönemi</span>

Duraklama dönemi, Sokollu Mehmed Paşa'nın ölümüyle başlayıp, ilk kez büyük çapta toprak kaybı yaşanılan Karlofça Antlaşması'na kadar olan dönemi kapsamaktadır. Osmanlı Devleti bu dönemde Ferhat Paşa Antlaşması ile doğudaki en geniş sınırlarına, Bucaş Antlaşması ile de batıdaki en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Yaklaşık 120 yıl süren bu dönemde 12 padişah ile 61 sadrazam görev yapmıştır. Bu dönemde deneyimsiz kişilerin tahta geçmesi ile merkezi yönetimin bozulması sonucu, devlet yönetiminde otoritenin sarsılması, halkın devlete olan güveninin azalmasına ve iç isyanların çıkmasına neden olmuştur. Coğrafi keşiflerle ticaret yollarının önem kaybetmesi, sık padişah değişmeleriyle çok verilen cülus bahşişi ve yeniçerilerin artmasıyla verilen ulufe miktarının da artması Osmanlı ekonomisini yıpratmıştır. Bu dönemde benimsenen beşik ulemalığı sistemi de Osmanlı eğitiminin bozulmasına yol açmıştır. Osmanlı duraklama dönemi XVII yüzyılı kapsamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun bu döneminde saltanat hukukunda düzenlemeler yapılmış, ekber ve erşed sistemine geçilmiştir. Ekber ve erşed sisteminde hanedan ailesinin en yaşlı üyesinin padişahlık makamında bulunması söz konusu olmuştur.

İbşir Mustafa Paşa IV. Mehmed saltanatında 28 Ekim 1654 - 11 Mayıs 1655 tarihleri arasında altı ay on dört gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Abaza Paşa Ayaklanması</span>

Abaza Paşa ayaklanması, 1622'de Yeniçeriler tarafından öldürülen Padişah II. Osman'ın kanını dava ederek hareket eden Erzurum beylerbeyi Abaza Mehmed Paşa'nın Anadolu'nun bir kısmında etkin olarak gerçekleştirdiği ayaklanmadır. II. Osman'ın öldürülmesi üzerine bulunduğu yerlerdeki yeniçerileri öldürterek cezalandıran Abaza Paşa, I. Mustafa ve IV. Murad devrinin bir sorunuydu. I. Mustafa'nın ikinci padişahlığı devrinde ayaklanan Abaza Paşa, yeniçerileri öldürtmekteydi. Doğu Anadolu'dan Sivas'a kadar hedef alınan yeniçeriler dehşete düşmüştü. Yeniçeriler diz kapağındaki yanık üzerinden tanınmaya çalışılınca ilgisiz halk da yeniçeri oldukları iddiasıyla Abaza Mehmed Paşa'nın adamlarınca öldürülüyordu. Ele geçirilen yeniçerilerin boyunlarını vurduran Abaza Mehmed Paşa, 1626'da Dişlenk Hüseyin Paşa'yı da öldürttü. Esir aldığı yayabaşı ve bölükbaşılarından ise dördünü dörder parça ettirip Erzurum Kalesi burçlarına astırdı. Abaza Paşa sorunu ile meşgul olan Damat Halil Paşa bu hususta bir başarı elde edemeyince 1628 yılında IV. Murad tarafından görevden alındı. Bu sırada Abaza Paşa'nın iki adamı İstanbul'da yakalanınca IV. Murad'ın emri üzerine oyulan omuz başlarına mumlar dikilip çarmıha gerilerek binek hayvanları üzerinde İstanbul sokaklarında teşhir edildiler. Sonrasında ise birinin başı kesildi, diğeri de çengele vurularak öldürüldü. Yeni sadrazam Hüsrev Paşa'nın 1628'de düzenlediği sefer neticesinde teslim olan Abaza Paşa, IV. Murad tarafından yine de bağışlandı ve Bosna beylerbeyliğine atandı. Böylelikle Osmanlı için yıllardır sorun olan bir meseleye son verilmiş olundu.

<span class="mw-page-title-main">Erzurum Kuşatması (1627)</span>

Erzurum Kuşatması, Sadrazam Damat Halil Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun Abaza Paşa ayaklanmasının merkezi Erzurum'u zaptetmeye yönelik harekâtı. Kuşatma başarısız oldu.

Abaza isyanları, Osmanlı İmparatorluğunun duraklama dönemindeki isyanların bir parçasıdır. Osmanlı Padişahı I. Mustafa döneminden, IV. Murad zamanına kadar uzanır. İsyanlar çığ gibi büyümüş ve başladığı tarihten, 1632 yılında IV. Murad'ın mutlak saltanatının başlamasına kadar bastırılamadı.

Beylerbeyi Vakası veya Beylerbeyi İsyanı, III. Murad devrindeki ekonomik krize karşı çıkan ayaklanma. Aynı zamanda bu isyanda ilk kez isyancılar belirttikleri kimselerin öldürülmesini istedi.

Deli Derviş Paşa, Osmanlı asker ve devlet adamıdır.