İçeriğe atla

Hac (İslam)

Kontrol Edilmiş

Hac (Arapça: حَجّ), Müslümanlar için kutsal olan Mekke çevresinde Kâbe ve diğer kutsal yerlerin ziyaret edilmesi ve ilgili dinî gerekliliklerin yerine getirildiği ibadettir.

2010 yılında Hac için Mekke'deki Mescid-i Haram'a giden Müslümanlar

Tanımlama ve terminoloji

Hac; Kâbe'nin yanı sıra diğer bazı kutsal yerlerin birlikte ziyaret edilmesi, umre ise sadece Kâbe ziyareti olarak tanımlanır. Hac; Kur'ân'da Hac Sûresi'nin 28. âyetinde Müslümanların çeşitli yararlar için Kutsal Ev'i ziyareti olarak tarif edilir.[1]

Mikat; hacca başlarken ihram giyilen, bitişinde de çıkartılan, Harem hudutlarını belirleyen yerlere denir. Hacda Kâbe ziyaret edilir, tavaf yapılır, Safâ ile Merve arasında say yapılır, Arafat'da vakfe yapılır, Mina'da şeytan taşlanır ve kurban kesilir.

Hacca icra şekline göre farklı isimler verilmiştir. Temettü haccı, hac ve umrenin ayrı ayrı ihramla yapılmasıdır. Umre yapılmayan hacca ifrad haccı, umre ile haccın aynı ihramda yapılmasına ise kıran haccı denilmektedir.

İslam dünyasının hac günü Kurban Bayramı'na denk gelen 10 Zilhicce’dir. Hacı olmayı arzu edenler Kurban Bayramı'ndan 3 gün önce Mekke’ye gider. Kurban Bayramı'nın öncesinde arife gününden bir gün önce Arafat’a gidilir ve orada kalınır.

Tarihçe

Hac islam öncesi toplumunda da icra edilen bir tapınma şekliydi. Araplar Haram aylar adını verdikleri ve nesi' uygulamasıyla yılın hep aynı mevsimine denk getirdikleri belirli aylarda (zilkade, zilhicce, muharrem) savaş yapmazlar ve bu ayları hac, panayır ve ticaret için kullanırlardı. Araplar bu hac sırasında Kâbeyi ve kutsal yerleri ziyaret eder, ilâhları telbiyelerle yüceltir,[2] kurbanlar keserek kanlarını onlara sürerler, etlerini de diğer ziyaretçilere dağıtırlardı. Araplar Hacerülesved'e de büyük saygı duyarlar, Safa ve Merve tepelerinde bulunan putları da ziyaret ederlerdi.[3][4]

Harici video
İlyas Özkan İslam öncesi Kabe'ler, haram aylar, hac ziyaretleri ve bunların İslami yansımalarını anlatıyor.

İslam öncesi ve erken İslam tarihinde hac, kıble ve Kâbe'nin yerinin neresi olduğu konusu 1970'li yıllardan bu yana tartışılmaktadır. Arkeolojik araştırmalarda Mekke'nin rivayetlerin aksine yeni bir şehir olarak ortaya çıkışı, bilinen tarih kaynaklarında ve haritalarda adının 8. yüzyıl öncesinde geçmemesi,[5] ticaret yolları üzerinde olmaması yanında tarım açısından arazinin uygunsuz oluşu,[6] erken dönem İslam tarihi hakkında ipuçları veren Kur'an ve hadis rivayetlerinde tanımlanan bazı yer isimleri ve özellikleri ile Mekke coğrafi yapısının uyuşmaması araştırmacıları İslam'ın kökleri konusunda farklı arayışlara yöneltmiştir.

Muâviye'nin ölümü sonrasında çıkan iç karışıklıklarda Kâbe Yezîd'in askerlerince mancınıklar kullanılarak taşa tutulmuş, isabet alan karataş üç parçaya bölünmüş, Kâbe yıkılmıştır.[7] Kanadalı arkeolog ve İslam tarihi araştırmacısı Dan Gibson'a göre sözü edilen yıkım bugünkü Mekke şehrinde değil, bundan yaklaşık 1200 kilometre kuzeyde, Petra'da gerçekleşmişti. Araştırmalarında ulaştığı en eski camilerin kıble duvarlarının Petra'yı göstermeleri nedeniyle, bu bulgularla ayet, hadis ve siyer kaynaklarındaki diğer ipuçlarını bir araya getiren Gibson Muhammed'in Petra'da yaşamış ve buradan Medine'ye göç etmiş olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ona göre Kur'an'da bahsedilen “bekke” veya “mekke” sözcükleri de Petra'yı ifade ediyordu. Müslümanların ilk kıblesi de Kudüs'teki Mescid-i Aksa değil Petra'da Al-Lat tapınağı olarak kullanılan kübik yapı olmalıydı. Gibson Petrada Haccın nasıl başladığını ve icra şeklini anlattığı bir video yayınladı.

Harici video
A&I 14 Petra Pilgrimage (Gibson Petra'da haccın yapılışını anlatıyor), İngilizce

Bu yapı Müslümanların iç savaşlarından birisi olan Abdullah b. Zübeyr ayaklanması sırasında mancınıklarla yıkılmış, İbni Zübeyr karataşı diğer kutsal eşyalarla birlikte alarak Emevi saldırılarından uzakta, bugünkü Mekke'nin bulunduğu yere taşımış, yeni tapınağı burada inşa etmişti. Emevilere karşı Abbasilerin desteğini kazanan yeni mekan birkaç yüzyıllık bir geçiş dönemi sonunda tamamen benimsenmiş, yeni yapılan camilerin yönü Mekke'ye dönük olarak inşa edilmeye başlanmış, Mekke Müslümanların yeni hac merkezi olmuştur.[8][9]

Harici video
The Sacred City (2016) (Kutsal Şehir), Türkçe
Minyatür, Muhammed'in Hacerü'l-Esved'i selde yıkıldığı için yeniden yapılan Kâbe'ye yerleştirme hikâyesi, taşı yerine yerleştirme onuru paylaşılamamış ve konu Muhammed tarafından çözülmüştür.

İslâmi anlatımlarda hac ve ritüeller İbrâhim'e dayandırılır: "İbrahim, eşi Hâcer ve henüz bir bebek olan oğlu İsmâil ile Filistin'den Mekke'ye gider ve onları orada bırakır. Hacer, çölde azıksız ve susuz kalarak önce Safa tepesine sonra Merve tepesine çıkıp etrafı araştırır. Vadiye inince İsmail'i bulamaz, iki tepe arasında 7 kere koşar ve sonunda İsmail'i bulur. İsmail ayağı ile kumu deşelemiş ve zemzem adı verilen suyu çıkartmıştır. İbrahim seneler sonra Filistin'den onların yanına gelir. Rüyasında İsmail'i kurban etmesi istenir. Mina'ya İsmaili kurban etmeye giderken giderken şeytan ona musallat olur. Şeytanı taşla kovar. Sonra şeytan İbrahim'in karısı Hâcer'e musallat olur. Hacer de şeytanı taşlar. İsmail'e yanaşır, o da taşla kovar. İbrahim tam İsmail'i kurban edecekken gökten bir koç indirilir ve İsmail kurtulur.

İbrahim ile İsmail Kâbe'yi inşa ederler. İbrahim'in inşaat sırasında üzerine çıktığı taştaki ayak izine Makam-ı İbrahim denir. Kabe tamamlanınca köşesine Hacerülesved'i haccın başlangıç ve bitişini göstermek üzere yerleştirdiler. İbrahim'den sonra Kâbe'nin içine putlar yerleştirilir ve putperestlerin hac yeri olur."

İlk İslam haccı Ebû Bekir'in hac emirliğinde hicretin 9., ikincisi ise bir yıl sonra Peygamberin ilk ve son haccı olan Vedâ Haccı ile gerçekleştirilmiştir.

Osmanlılar zamanında peygamberin zamanında da uygulanmış olan hac yöneticiliği işini Osmanlılar yürütmüştür. Surre eminliği veya Surrei Hümayun adıyla bilinen bu kurum, İstanbuldan törenlerle gönderilir, Mekke ve Medine'ye gönderilen hediye ve yardımların denilen yardımları yerlerine ulaştırarak dağıtılmasını sağlardı. Hacca gidenler uğurlanır, dönüşte karşılanır ve tebrik edilirdi. Hacı evinde tehniye merasimi yapılırdı. Misafirlere hacdan getirilen zemzem suyu dağıtılırdı. Osmanlı İmparatorluğunun çökmesiyle surre tarihe karıştı.

Osmanlı zamanında İstanbul-Mekke arası gidiş dönüş 8 ayı bulmaktaydı. 19. yüzyıl başlarına kadar hac ulaşımı at, katır ve deve sırtında yapılırdı. 1869'da Süveyş Kanalı'ndan gemiyle, 1908'de Hicaz hattından trenle gidilmeye başladı.

Cem Sultan dışında Selçuklu ve Osmanlı sultanlarının hiçbiri hacca gitmemiştir. Şeyhülislamlar padişahlara hac lazım değildir diye fetva vermişlerdi. Türkiye cumhurbaşkanlarından Cevdet Sunay ile Kenan Evren umre yapmışlar, Turgut Özal ve Necmettin Erbakan hac yapmışlardır.

1947'lere kadar Türkiye'den hacca resmen izin çıkmadı. 1948'de döviz yokluğu gerekçesiyle hac yasaklandı, ancak 1949'da hac izni ile 7.000 kişi hacca gitti. 12 Mart döneminde de hacılar Mekke'ye gidemedi. 1979'a kadar isteyen her kişi veya kurum hac seyahati düzenleyebilirdi, bu tarihten sonra hac işini Diyanet İşleri Başkanlığı organize etmeye başladı. DİB her yıl kura usulüyle hacı adayları belirlemektedir.

Hacdaki kalabalık ve sıkışma sebebiyle 1990 yılında el-Muaysem tünelinde 1426 kişi ezilerek öldü. Hacı sayısının kapasiteleri zorlaması sebebiyle Suudi Arabistan 1988'de hacda kontenjan uygulaması başlatmıştır. Her ülkenin nüfusuna göre hacı kafilesi olmaktadır.

Dini kaynaklarda

  • Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olursa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman tam on gün oruç tutar. Bu, ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. (Bakara: 196)
  • "Sayılı günlerde Allah’ı anın. Kim iki gün içinde acele edip dönerse, ona günah yoktur. Kim geri kalırsa, ona da günah yoktur. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve onun huzurunda toplanacağınızı bilin. (Bakara: 203)
  • "Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır." (Âl-i İmrân: 97)
  • "İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin." (Hac Sûresi: 27-28)
  • "Şüphesiz Allah haccı farz kıldı, haccı ifa ediniz."[10]

İslâm


Temel İbâdetler

Fıkıh ve yorumlamalar

Hac ibadetinin gerekliliği ile ilgili ayetler Kur'an'da Hac suresinin 27. ve 28. ayetlerindedir. Haccın ne şekilde yapılacağı ve Hac ile Umre arasındaki fark Bakara 203. ayetine ait yorumlardan elde edilir. Ayette geçen, iki gün içerisinde dönüş tümcesi Diyanet'e göre Mina'dan Mekke'ye dönüşü ifade eder. Hac ve Umre ibadetini engellenip de yapamayanlar için bir kurban gönderilmesi ifadesi kurbanın Kutsal Ev olan Kâbe'ye gönderilmesi olarak anlaşılmıştır.

Ayette geçen "acele ederek" ifadesinden Hacda Mina'dan Mekke'ye dönüşün en az iki gün olarak gerçekleştirilmesi gerektiği, Bakara 203. ayetteki "sayılı günler" ifadesi ise "teşrik günleri" olarak anılan Zilhicce ayının, 9,10,11,12 ve 13. günleri olarak anlaşılmıştır.

Kur'an da hac 'Yolculuğuna gücü yetenlerin' üzerine Allah'ın bir hakkı olarak haccetmeleri gerektiği ifade edilir. Fakat İslam dini bilginleri yorumlarında, kişinin hac ile dinen yükümlü olmasını bazı şartların sağlanmış olmasına bağlarlar, bunlar güvenlik ve ulaşım dışında kişinin;

  • Müslüman olmak,
  • Erginlik çağında bulunmak,
  • Akılı olmak,
  • Hür olmak,
  • Hac masraflarını karşılamaya gücü yetmek. Yani hacdan dönünceye kadar hanımı, küçük çocuğu ve hizmetçinin geçimine yetecek şeylerden başka kendisinin gidiş ve dönüşüne, satın alacağı ve yolcu olarak kiralayacağı şeylere yetecek imkâna sahip bulunması gerekir,
  • Öte yandan haccın farz olduğunu da bilmesi icap eder ki, bu şart, dâr-ı harbde Müslüman olanlara mahsustur.

Şeriat hukukunda namaz, oruç, zekât gibi farz kabul edilen dini hükümleri yapmayanlar veya terkedenler için belirli cezalar öngörülür iken hac yapmayanlar için benzer yaptırımlardan söz edilmez.

Prof. Bayraktar Bayraklı hac ibadetinde Kur'anda da bahsedilmeyen şeytan taşlamaya yer olmadığını, bunun bir hurafe olduğunu ifade etmiştir.[11]

Alevî anlayışı diğer ibadetlerde olduğu gibi hac ile ilgili ritüellere de biçimsel olarak karşı çıkmakta, Tanrıya yönelimin gönülden yapılması gerektiği, şekil ve yer ile ilgili olmadığı öğretisini savunmaktadır. Alevilere göre Muhammed tavaf, Hacerülesved'e saygı gibi pagan dönem davranışlarını Arapların gönlünü kazanmak için, geçici ve taktik davranışlar olarak yapmıştır ve aslında hiç önemsememiş ve bunlara saygı duymamıştır.[12] Aleviler bu ritüellerin Sünni-ortodoks islam tarafından içselleştirilerek süreğen hale getirilmesini de yanlış bulurlar.

Uygulama zamanı ve şekli

Kur'anda haccın zamanı ile ilgili iki deyim bulunur. Tevbe suresi 36. ayetindeki Haram aylar ve bakara 197. ayetteki hac ayları ifadesi.

  • 6 Eylül 1927 tarihli Servet-i Fünun dergisinde Hac ibaretini gösteren fotoğraflardan.
    "Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah'ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin."[13]
  • "Hac (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur."(Bakara: 197)

Bu ifadeler haccı tek bir ay ile sınırlandırmadığı halde günümüzdeki uygulamaya göre hac Zilhicce ayında ihrama girerek arefe günü Arafat Dağı'nda vakfe yapmak, sonra da Kâbe'yi tavaf etmek şeklinde anlaşılmakta ve uygulanmaktadır.

Müslümanlar hac vazifelerini yerine getirirken, 1910
Uygulama
6 Eylül 1927 tarihli Servet-i Fünun dergisinde Hac ibaretini gösteren fotoğraflardan.
İhram, erkekler için izar ve rida denilen iki parçalık örtüdür. Kadınların ihramı ise kendi giysileridir. Bu ihrama girmeden hacı adayları, mikat noktalarından geçemezler. Mikat, Mekke'nin etrafındaki ihram sınırları demektir ki, bu sınırlardan ihramsız geçilmez.

Mekke'ye inen hacı adayları evlere yerleşir ve Umre yaparlar. Kabe ziyareti ve tavaf yapılır, zemzem içilir, Safa ile Merve arasında 7 kere gidip dönülür (Say). Saydan sonra saçlar kesilerek ihramdan çıkılır ve umre bitmiş olur. Hac için tekrar ihrama girinceye kadar hac yasakları kalkmıştır.

Hacc; Zilhicce'nin 9'unda, arefe günü tekrar ihrama girilir. Güneşle birlikte Arafat Dağı'nda vakfeye gidilir. Bütün gün telbiye (Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerikeleke lebbeyk, innel hamde ven nimete leke vel mülk, la şerike lek) tesbih ve ibadetle geçirilip, güneş battıktan sonra yaya olarak 3 saatlik mesafede olan Müzdelife'ye geçilir ve orada gecelenir. Kurban Bayramının ilk günü olan ertesi gün güneş doğmadan Mina'ya hareket edilir. Burada şeytan taşlanır, kurban kesilir. Üç gün Mina'da kalınır veya ilk gün sonunda Mekke'ye dönülerek ziyaret tavafı (Kabe'yi 7 kere dönmek) ve say yapılarak hac tamamlanmış olur.

Hac bittikten sonra isteyen istediği kadar tavaf ve umre yapabilir. İsteyen hacılar bayramın kalan günlerinde yine Cemerat (cemreler, şeytan)'a giderek şeytan taşlar ve taşlama 70 taşa bağlanır. Medine'yi ziyaret etmeyenler Medine'yi ziyaret ederler. Son bir tavaftan sonra herkes memleketine döner.

Edebiyatta Hac

Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi, Şair Nabi'nin Tuhfetülharemeyni, Bedii Şehsuvaroğlu'nun Hac Yolu, Emel Esin'in Lebbeyk Hac Hatıraları, Necip Fazıl Kısakürek'in Hacdan Çizgiler, Renkler ve sesleri, Cenab Şahabeddin'in Hac Yolunda'sı, Malcolm X'in hac yolculuğu notları en meşhur hac edebiyatıdır.

Malcolm X'in hayatında hac önemli bir dönüşümdür. Şöyle yazar: "Hiç böyle bir şeye şahit olmamıştım. Böyle sıcak kucaklaşmalara, bu kutsal yerde yaşanan, ırkları ve renkleri ne olursa olsun gerçek kardeşlik gösterilerine... Geçen bir hafta içinde etrafımdaki her renkten insanın sergilediği bu cana yakınlık karşısında söyleyecek söz bulamıyorum... Sizler, belki de bu sözcüklerin benden gelmesine şaşıracaksınız. Fakat bu kutsal ziyarette gördüğüm, tecrübe ettiğim şeyler beni sahip olduğum tüm eski düşüncelerimi yeniden gözden geçirmeye ve takındığım birçok tavrı bir kenara atmaya zorluyor... Amerika, İslam'ı anlamak zorunda. Çünkü toplumdan ırk problemini silen tek din o...Kahire'den Cidde'ye, kutsal şehir Mekke'ye kadar gözleri mavinin mavisi, saçları sarının sarısı, derisi beyazın beyazı olan insanlarla aynı tabaktan yemek yedim, sözlerinde Nijerya'nın, Sudan'ın, Gana'nın Afrikalı müslümanların sözlerindeki kardeşliği, içtenliği hissettim." (Malcolm X ve Malcolm X Konuşuyor'dan naklen.)

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dipnotlar
  1. ^ "Kur'ân, Hac Sûresi 28. Âyet / Diyânet Me'âli". 31 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2023. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ekim 2014. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ekim 2014. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 24 Ekim 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2017. 
  5. ^ Holland, Tom; In the Shadow of the Sword; Little, Brown; 2012; s. 303: ‘Otherwise, in all the vast corpus of ancient literature, there is not a single reference to Mecca – not one’
  6. ^ Crone, Patricia; Meccan Trade and the Rise of Islam, 1987, s. 7
  7. ^ Orhan Gökdemir, Din ve Devrim, İstanbul: Destek Yayınları. 2010. s. 64
  8. ^ Data on Gibson's biography taken from his Web pages, his book Qur'ānic Geography and the Amazon author information to this book: [1] 21 Mayıs 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., [2] 8 Nisan 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., [3] 26 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., [4] 31 Mayıs 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  9. ^ Dan Gibson: Qur'ānic Geography (2011)
  10. ^ Müslim, Hac, 412; Nesaî, Menâsik, 1; Ahmed b. Hanbel, II, 508
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 17 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ekim 2014. 
  12. ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2014. 
  13. ^ Kur'an Tevbe Suresi 37. Ayeti/ Diyanet Meali[]
Kullanılan kaynaklar

Dış bağlantılar

İlgili belgeseller

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hicrî takvim</span> Müslümanlar tarafından dinî günleri belirlemek için kullanılan Ay takvimi

Hicrî takvim, İslami, Müslüman ya da Arap takvimi, 1 yılı 354 ya da 355 gün olan ve 12 kameri aydan oluşan, İslam peygamberi Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicretini başlangıç yılı kabul eden ve Ay'ın Dünya çevresinde dolanımını esas alan bir takvim sistemidir. Resmi olarak Afganistan ve İran tarafından kullanılmaktadır. Hicretin, Muharrem ayı yani takvimin başlangıç günü ya da ayıyla bir ilgisi yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Mekke</span> Suudi Arabistanda bir şehir

Mekke ya da Mekke-i Mükerreme, bugünkü Suudi Arabistan'nın tarihi Hicaz'ında Mekke Bölgesi'nin yönetim merkezi olan şehir.

<span class="mw-page-title-main">İslam'ın beş şartı</span> İslam dininin beş ana ögesi

İslam'ın beş şartı, İslâm Dini'nin Ehl-i Sünnet ve Ca'feriyye mezheplerine göre büyük önem arz eden beş ibadeti. Bu şartlar sırasıyla: Şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir. Şehâdet etmek dışındaki şartlar itîkâdî yani dininin inanç esaslarına dâir olmayıp, âmeli yani davranışsal, ibâdetsel şartlardır. Çoğu İslam âlimi dini inanç esaslarına dâir kurallar benimsendiğinde kişinin Müslüman kabul edileceğini, davranışsal ve ibâdetsel yönlerin en azından inanan olmak açısından bağlayıcı olmadığını öne sürmüşlerdir. Bazı İslam âlimleri ise imanın yani inancın ancak davranış ve ibadetlerle tamam olacağını bu nedenle şehadet getirip Müslüman olduğunu iddia eden kişinin ibadetlerini yerine getirmemesi halinde Müslüman kabul edilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kâbe</span> İslamın kıblesi

Kâbe, bazen Kâbe-i Şerif, olarak anılan, İslam'ın en önemli camisi, Suudi Arabistan'ın Mekke kentindeki Mescid-i Haram'ın merkezinde yer alan bir yapıdır. İslam'ın en kutsal yeridir. Müslümanlar tarafından Beytullah olarak isimlendirilir ve namaz ibadetinin yerine getirilmesinde Müslümanlar için kıbledir.

Merve, Mekke'de, Mescid-i Haramın içerisinde bulunan tepenin ismidir. Arapçada "çakmak taşı" anlamına gelmektedir. Müslümanlar umre veya hacca gittiklerinde, Safâ ve Merve tepeleri arasında yedi kere gidip gelerek vâcip olan sa'y ibâdetlerini yerine getirirler.

Cahiliye Dönemi, İslamî literatürde Arap toplumunun İslam öncesi dönemine verilen ad. Cahiliye terimi, gerek Kur'an'da gerekse hadislerde Arapların İslam'dan önceki inanç, tutum ve davranışlarını İslam döneminkinden ayırt etmek veya benimsemek için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Arap mitolojisi</span>

Arap mitolojisi, Arapların İslamiyet öncesi çoktanrıcı inanç ve söylencelerini konu almakla birlikte Hristiyan, Yahudi ve İran dinlerinin de etkisinde kalmıştır. Samilerin bir kolu olan Arapların mitolojisinin bir özelliği de Sümer ve Mezopotamya mitolojisiyle devamlılık konumunda olmasıdır. Toplumların yaşamlarında bir sonraki kültür öncekileri yok etmez, Kutsal anlatılar alındıkları kaynaktan birtakım değişimlerle gelecek nesillere aktarılır ve devam ettirilir. Ayrıca o dönemde çevre bölgelerde yaşayan toplulukların mitolojileri ve inançları da Arap mitolojisiyle büyük oranda etkileşim gösterir. Arapların inanç sistemlerini oluşturmada diğer semitik toplumlarla etkileşim çok önemli roller oynamıştır.

<span class="mw-page-title-main">İbrahim Suresi</span> Kuranın 14. suresi

İbrahim Suresi, Kur'an'ın 14. suresidir. Sure 52 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Şeytan taşlama</span>

Şeytan taşlama, Müslüman inancına göre Hac ibadetinin bir parçası olarak yapılan bir törendir.

Umre, Müslümanların Kâbe'yi hac mevsimi dışında ziyaret etmelerine denir. Umre ziyaret demektir. Fıkhî tanımı, hac gibi bir zamana bağlı olmadan ihrama girerek Kâbe'yi tavaf, sa'y etmek, tıraş olmaktır.

<span class="mw-page-title-main">Hacer-ü'l Esved</span> Mekkede Müslümanlarca kutsal görülen bir taş

Hacer-ü'l Esved, Kâbe'nin duvarında yer alan ve Müslümanlarca kutsal sayılan siyah ve parlak taş. Hac sırasında hacılar tavaf ederken her bir dönüşte bu taşı selamlar, el sürer veya öperler. İnanışa göre Mekke'nin kutsallığı Kâbe'den, Kâbe'nin kutsallığı da Hacer-ü'l Esved'den kaynaklanmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Zilhicce</span> Hicri takvimde 12. ay

Zilhicce, Hicri takvime göre yılın 12. ve sonuncu ayıdır. Haram aylardan olan Zilhicce ayı, İslam'ın beş şartından biri olan hac ibadetinin yapıldığı, iki bayramdan biri olan Kurban Bayramı'nın kutlandığı ay olmasıyla kutsal olarak kabul edilir. Zilhicce ayından önceki ay Zilkade, sonraki ay ise yeni yılın ilk ayı Muharrem ayıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kurban Bayramı</span> Ay takvimine göre Zilhicce ayının onunda başlayıp dört gün süren ve kurban kesilen dinî bayram

Kurban Bayramı, Müslümanlar tarafından Hicrî takvime göre Zilhicce ayının 10. gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan dinî bir bayramdır. Zilhicce ayının onuncu, on birinci, on ikinci ve on üçüncü günlerine 'Eyyâm-ı nahr' ve bir önceki gün olan Zilhicce ayının dokuzuncu gününe Arefe denir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke'de hac farizasını ifa ettikleri vakittir.

Kurban, İslami bir terim olarak Arapçadan Farsçaya, oradan da Türkçeye geçmiş bir sözcük olup her türlü adağa kurban dense de İslamda özellikle Kurban Bayramı'nda Allah adına kurban kesme ibadetini tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Mina, Mekke</span>

Mina, genellikle "Çadırlar Şehri" olarak bilinen, Suudi Arabistan'ın Hicaz bölgesindeki Mekke şehrinin 8 kilometre güneydoğusunda yer alan bir vadidir. Yaklaşık 20 km² bir alanı kaplayan Mina, çadırları, Cemerat bölgesini ve çadırların hemen dışındaki mezbahaları içerir.

Fil Yılı ya da Fil Olayı, İslam tarihinde, yaklaşık olarak 570 yılında yaşandığı rivayet edilen bir olaydan dolayı verilen isimdir. İslam tarihine göre, İslam peygamberi Muhammed bu olaydan az bir zaman sonra, 571 yılında doğmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Hac</span> Dinî sebeplerle kutsal mekânlara ve yerlere yapılan ziyaret ve gezi

Hac, dinî sebeplerle, genellikle dinî önemi olan mekân ve yerlere yapılan ziyaret ve gezi. Hac aynı zamanda İslam dinindeki dinî bir ziyaret barındıran hac ibadetinin özel ismidir.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Zübeyr İsyanı</span>

Abdullah bin Zübeyr İsyanı; Yezid'e sadakat yemin etmeyenlerin diğer bir başkanı olan Ebu Bekir'in torunu ve Peygamber'in yakın sahabilerinden Zübeyr bin Avvam'ın oğlu Abdullah bin Zübeyr'in çıkardığı isyandır.

Mîkât, sözlükte bir iş için belirlenen zaman ve yer anlamına gelir. Mîkât ihrama girilen yerdir.

<span class="mw-page-title-main">Zemzem</span> Müslümanlarca kutsal sayılan su

Zemzem, Suudi Arabistan'da Mekke'de Kâbe'nin 20 m doğusundaki su kaynağı ve kuyusu. Hac ve Umre ziyaretleri sırasında milyonlarca Müslüman tarafından içilmekte ve hediye edilmek üzere memleketlerine götürülmektedir.