İçeriğe atla

Habitat parçalanması

Orta Afrika'da habitat parçalanmasının günümüzdeki ve gelecekteki boyutlarını gösteren bir harita. Kaynak:GLOBIO ve GRASP projesi.

Habitat parçalanması, bir organizmanın tercih ettiği veya yaşadığı doğal çevrenin (habitat) bütünlüğünü bozan ve böylece burada yaşayan popülasyonun parçalanmasına yol açan kesintilerin veya bölünmelerin ortaya çıkmasını tanımlar. Yavaş yavaş gelişen ve fiziksel olarak çevre düzenini değiştiren jeolojik süreçler[1] (türleşmenin en önemli nedenlerinden biri olarak görülür[1]) ile insan eliyle yapılan ve daha hızlı bir şekilde çevrenin değişmesine yol açan karayolu, baraj, sed gibi yapay yapılar, canlıların içinde yaşadıkları ortamı değiştirerek birçok canlı türünün yok oluşlarına neden olur.

Tanım

Habitat parçalanması terimi beş ayrı olguyu içerir:

  • Habitatın toplam yüzölçümünün azalarak küçülmesi
  • Yaşam alanının iç kesimlerinin ve kenar oranlarının küçülmesi
  • Bir habitat parçasının diğer habitat parçalarından yalıtılarak izole olması
  • Habitattaki bir arazi parçasının birden çok arazi parçalarına ayrılması
  • Habitattaki her bir arazi parçasının ortalama büyüklüğünün azalması

Doğal nedenleri ve etkileri

Amazonlarda yağmur ormanlarının tarım alanları için kullanılması ve kara yolları yapımı sonucu oluşan habitat parçalanması biyoçeşitliliği tehdit etmektedir
Indiana Dunes National Lakeshore koruma alanında aşırı yol yapımı sonucu oluşan habitat parçalanması.

Volkanik faaliyetler, doğal nedenlerle oluşan yangınlar ve iklim değişikliği gibi doğal süreçlerin habitat parçalanmalarına yol açtıkları fosil kayıtlarda izlenebilmektedir.[1] Örneğin, Euramerika tropikal yağmur ormanlarının 300 milyon yıl önce habitat parçalanması, amfibi çeşitliliğinin büyük bir kaybına yol açmış, ancak aynı zamanda daha kurak olan iklim şartları sürüngenler arasında bir çeşitliliğin patlamasına yol açmıştır.[1]

İnsanların sebep olduğu etkiler

Habitat parçalanması, çoğunlukla doğal bitki örtüsünün tarım, kırsal kalkınma projeleri, kentleşme, hidroelektrik santrallarının inşası gibi insan eliyle gerçekleşen faaliyetler tarafından bozulduğunda da oluşabilirler. Böylece bir zamanlar bir bütünlük teşkil eden habitatlar ayrı parçalara bölünmüş hale gelir. Bu tür insan eliyle yapılan düzenlemeler sonrası, bu ayrı parçalar, tarla, mera, yol kaldırımı, hatta çorak arazi parçaları gibi birbirinden izole olmuş çok küçük adalar oluma eğilimine girerler. Bunun yanında bu adalar özellikle tropik ormanların yeni tarım alanları yaratmak için yakılması sonucu oluşurlar. Bu şekilde Avustralya'nın güneydoğusundaki Yeni Güney Galler eyaletinin batısında bulunan ve buğday kuşağında yer alan doğal bitki örtüsü %90 oranında yok edilmiş, Kuzey Amerika preri bozkırlarındaki uzun boylu sazlık ve otların %99'u ise aşırı habitat parçalanması sonucu ortadan kaldırılmıştır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c d Sahney, S., Benton, M.J. & Falcon-Lang, H.J. (2010). "Rainforest collapse triggered Pennsylvanian tetrapod diversification in Euramerica" (PDF). Geology. 38 (12). ss. 1079-1082. doi:10.1130/G31182.1. 11 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2011. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tarım</span> bitki ve hayvan evcilleştirme bilimi.

Tarım veya ziraat, bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, bunların kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, bu ürünlerin uygun koşullarda muhafazası, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanmasını ele alan bilim dalıdır. Diğer bir ifade ile insan besini olabilecek ve ekonomik değeri olan her türlü bitkisel-Hayvansal ürünün bakım, besleme, yetiştirme, koruma ve mekanizasyon faaliyetlerinin tamamı ile durgun sularda veya özel alanlarda yapılan balıkçılık faaliyetlerinin tümüdür.

<span class="mw-page-title-main">Coğrafya</span> karasal yüzeyi, bu yüzeyler içerisinde yaşayan toplulukları ve birbirleriyle etkileşim halinde olan bölgeleri, yerleri ve konumları inceleyen bilim

Coğrafya; beşerî (insanî) sistemleri ve yeryüzünü araştıran, bunlar arasındaki ilişkiyi neden-sonuç ve dağılış ilkesine bağlı olarak inceleyen ve sorgulayan bir bilim dalıdır. Yer ve insanlar arasındaki ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur. Coğrafya sözcüğü Yunanca “γεωγραφία” gaia (yer) ve gráphein sözcüklerinden türemiştir. Türkçesi yerçizim sözcüğüdür. Zamanımızdan 2200 yıl önce coğrafya terimini ilk kullanan kişi Eratosthenes olmuştur. Gregg ve Leinhardt (1994), coğrafyayı 4 özellikle karakterize edilen bir disiplin olarak tanımlamaktadırlar:

<span class="mw-page-title-main">Ekoloji</span> Organizmaların ve çevrelerinin incelenmesi

Ekoloji ya da doğa bilimi, canlıların hem kendi aralarında hem de fiziksel çevreleri ile olan ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. Ekoloji canlıları birey, popülasyon, komünite, ekosistem ve biyosfer düzeylerinde inceler. Ekoloji çok yakından ilişkili olduğu biyocoğrafya, evrimsel biyoloji, genetik, etoloji ve doğa tarihi dallarıyla örtüşür. Ekoloji, biyoloji biliminin bir dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Erozyon</span> toprağı bir yerden başka bir yere taşıyan dışsal süreçler

Erozyon, diğer adıyla aşınım, yer kabuğunun üzerindeki toprakların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etkenlerle aşındırılıp, yerinden koparılması, bir yerden başka bir yere taşınması ve biriktirilmesi olayına denir.

<span class="mw-page-title-main">Enlem</span> (Paralel)

Enlem, Ekvator'un kuzeyindeki veya güneyindeki herhangi bir noktanın Ekvator'a olan açısal mesafesi. Enlemler, kuzey ve güney enlemleri olmak üzere ikiye ayrılırlar; derece, dakika ve saniye cinsinden ifade edilirler. Dünya üzerindeki aynı enleme sahip noktaların birleşmesi ile oluşan varsayımsal çemberlere ise paralel denir.

<span class="mw-page-title-main">Çevrecilik</span> çevreyi korumakla ilgili ideoloji ve sosyal hareket

Çevrecilik, çevre hareketini destekleme veya katılmaktır. Doğal kaynakları ve ekosistemleri korumak için lobi faaliyeti yapma, çevre eğitimi, çevreci eylemler ve örnekler geliştirmekle merkezi ve yerel yönetimlerdeki karar alma süreçlerini etkileme arayışında olan sosyal bir harekettir. Çevre ile ilişkili konulardan bazıları; kirlilik, türlerin yok olması, katı atıkların azaltılması, geri dönüşüm, küresel ısınma tehdidi ve genetiği değiştirilmiş ürünler.

<span class="mw-page-title-main">Doğal çevre</span> Dünya üzerindeki canlı ve cansız varlıklar

Doğal çevre veya doğal dünya, yalnızca doğal yollarla meydana gelmiş canlı ve cansız tüm varlıkları kapsar. Doğal çevre terimi çoğunlukla Dünya ve Dünya'nın bazı bölgeleri için kullanılır. Bu kavram, insanlığın hayatta kalmasını ve ekonomik faaliyetlerini etkileyen tüm canlı türlerinin, iklimin, hava durumunun ve doğal kaynakların etkileşimini kapsamaktadır. Doğal çevre kavramı, aşağıdaki bileşenlerine göre incelenebilir:

<span class="mw-page-title-main">Organik tarım</span>

Organik tarım, bitki nöbetleşmesi, yeşil gübre, kompost, "biyolojik zararlı kontrolü"nü içeren ve toprak üretkenliğini sağlamada mekanik işlemeye dayanan; sentetik gübre, pestisit, hormon, hayvan yem katkıları ve genetiği değiştirilmiş organizmaların kullanımını reddeden veya sınırlayan tarım yöntemidir. Organik tarımda toprak ve su gibi doğal çevrenin tarım eliyle kirletilmesini engellemek, temiz malzeme ve teknikler kullanılarak üretilen tarım ürünleri ile insan, hayvan ve çevrenin sağlığı üzerinde olumlu katkı sağlamak amaçlanır.

<span class="mw-page-title-main">Soy tükenmesi</span> bir taksonun son üyesinin ölümü ile sona ermesi

Soy tükenmesi, biyolojide ve ekolojide, bir türün veya cinsin varlığının sona ermesi, biyosferin küçülmesidir. Soy tükenmesi durumu doğal evrim sürecinin bir parçasıdır. Türler değiştikçe bazen yaşadıkları çevrelere daha iyi uyarlanmış ve aynı zamanda çevre tarafından değişikliğe uğratılmışlardır. Bu türler varlıklarını sürdürürken, çevreye uyum sağlayamayanlar ise var olma savaşında yenik düşüp yeryüzünden silinmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Bozkır</span>

Bozkır veya step, fiziki coğrafyada kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız ekolojik bölge.

<span class="mw-page-title-main">Biyoçeşitlilik</span> Yaşam formlarının çeşitliliği ve değişkenliği

Biyoçeşitlilik, bir ekosistem, biyom veya tüm Dünya'da bulunan yaşam formlarının çeşitliliğidir. İnsanların yaşamlarını sürdürebilmesi için yaşadıkları çevrede, temiz su ve havanın, verimli toprakların, besinlerin ve diğer gereksinimlerinin karşılandığı, kullanacağı çeşitli maddelerin bulunması gerekir. Yaşam için gerekli madde ve koşullar, çevrenin abiyotik etkenleri ile bakteri, Protista, mantar, bitki ve hayvanlar tarafından sağlanır. Bu canlıların tamamına biyoçeşitlilik denir. Bu çevredeki biyoçeşitlilik arttıkça o çevrenin ekolojik hizmetleri de o oranda artar. Yalnız bu artış biyolojik çeşitliliği oluşturan türler arasında dengeli etkileşimin gerçekleşmesi durumunda geçerlidir. Bu nedenle biyolojik çeşitlilik arttıkça, ekosistemlerdeki madde dolaşımı ve enerji akışları daha etkin halde gerçekleşir. Bunun aksine, ekosistemdeki biyolojik çeşitlilik azaldığında, ekosistem hizmetlerinde azalma olur. Örneğin, yılan bulunduğu ekosistemdeki fare ve kurbağa gibi türleri besin olarak kullanır. Böylece fare ve kurbağa popülasyonlarının aşırı artışı engellenir. Bunun sonucunda, fare ve kurbağalarla aynı besini paylaşan diğer hayvanların besinlerden yararlanmalarına olanak verilmiş olur.

<span class="mw-page-title-main">Adaptif radyasyon</span> organizmaların atasal bir türden hızla çeşitlendiği bir süreç

Adaptif radyasyon veya adaptif yayılım, evrimsel biyolojide hızlıca çoğalım gösteren bir tür veya soy içinde ekotipler husule getirerek ekolojik ve fenotipik çeşitliliğe yol açan, aynı zamanda yeni türlerin meydana gelmesinde büyük rol oynayarak birçok farklı grupların evrimine hizmet eden olayı tanımlayan terim. Bu süreç, son bir atadan başlayarak türleşmeye ve canlı organizmaların farklı çevre şartlarında ve yaşam ortamlarında yararlanabilecekleri, farklı morfolojik ve fizyolojik özelliklerin fenotipik adaptasyonlarına yol açar. Bu anlamda adaptif yayılım, az çeşitlilik gösteren bir türün çevre şartlarına özel uyumlar geliştirerek daha yüksek oranlarda çeşitlenmesi ve yayılmasıdır. Bunun yanında adoptif yayılım, daha önce işgal edilmemiş ve yararlanılmayan farklı ekolojik nişlerin kullanılabilmesi de sağlar.

Yaşam alanı yok olması, doğal bir yaşam alanının içinde bulunan türlerin yaşamasına olanak vermeyecek şekilde işlevini kaybetmesi sürecidir. Bu süreç ile daha önceden bölgede yaşayan türler ya yer değiştirmiş ya da yok olmuşlar ve dolayısıyla da biyoçeşitlilik azalmıştır. Yaşam alanı yokolmasına neden olan en önemli insan eylemleri arasında doğal kaynakların toplanması ve kentleşme bulunur. Tarım amacıyla yaşam alanlarının temizlenmesi de yokolmanın en önemli sebebidir. Ayrıca madencilik, ormanların kütük için kesilmesi, trol kullanımı ve şehirdışı alanların ikâmet için kullanımı da önemli sebepler arasındadır. Yaşam alanı yokolması dünya çapında türlerin soyunun tükenmesinin bir numaralı sebebidir. Habitat parçalanması, jeolojik süreçler ve iklim değişikliği gibi nedenlerden kaynaklanan doğal bir süreç olduğu gibi, yukarıda belirtilen insan eylemlerinin yanı sıra yayılmacı türlerin insanlar tarafından alana sokulması, ekosistemde besin maddelerinin tükenmesi gibi nedenler sonucu da oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de tarım</span>

Türkiye'de tarım, istihdam, ihracat ve ulusal gelire yaptığı katkı ile önemli bir sektördür.

Yaban hayatı koruma, türlerin soyunun tükenmesini önlemek için yabani türlerin ve habitatlarının korunması uygulamasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Çevre sorunları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu liste, insan faaliyetlerinin, biyofiziksel çevre üzerindeki zararlı etkilere sebep olan çevre sorunlarının bir listesidir. Genel anlamda; sorunlar, etkileri ve hafifletici unsurlar olarak sınıflandırılırlarsa da, etkilerin birbirine bağlı olduğu ve yeni etkilere neden olabilecekleri gözden uzak tutulmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Arazi bozulması</span>

Arazi bozulması, biyofiziksel çevrenin değerinin, arazi üzerinde etkili olan insan kaynaklı süreçlerin kombinasyonundan etkilendiği bir süreçtir. Arazide, zararlı veya istenmeyen bir değişiklik ya da rahatsızlık olarak algılanır. Doğal afetler bu kapsamın dışında olmakla birlikte insan faaliyetleri, taşkın ve çalı yangınları gibi olaylar dolaylı olarak etkileyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Ekolojik mültecilik</span> Yerel çevrelerindeki değişiklikler nedeniyle yaşadıkları bölgeyi terk etmek zorunda kalmak

Ekolojik mültecilik, ani veya uzun vadeli çevre­sel değişikler sonucunda yaşamları veya yaşam koşulları kötü bir şe­kilde etkilenen; bunun neticesinde daimi yerleşimlerini bir süreliğine veya sürekli olarak terk etmek zo­runda kalan veya bırakılan; aynı ülke içerisinde veya başka bir ülke­ye göç etmek tercihinde bulunan ya da zorunda kalan kişiler veya grupların göç hareketini tanımlayan bir kavramdır. Ayrıca, ekolojik mültecilik hakkında son dönemlerde yapılan çalışmalar incelendiğinde karşımıza ekolojik mültecilik kavramı yerine çevresel mülteci, iklim mültecisi/göçü, iklim değişikliği mültecisi, çevresel olarak yerinden edilmiş kişi, afet mültecisi ve eko-mülteci gibi kavramlar da çıkmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kazakistan coğrafyası</span>

Kazakistan, Orta Asya ve Doğu Avrupa'da 48°K 68°D koordinatlarında yer almaktadır. Yaklaşık 2.724.900 km2 bir alana sahip olan Kazakistan, diğer dört Orta Asya ülkesinin toplam büyüklüğünün iki katından ve Alaska'dan %60 daha büyüktür. Ülke güneyde Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile; Kuzeyde Rusya; Batıda Hazar Denizi; Doğuda ise Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi ile sınır komşusudur.

Erozyon kontrolü, tarım, arazi geliştirme, kıyı alanları, nehir kıyıları ve inşaatta rüzgar veya su erozyonunu önleme veya kontrol etme uygulamasıdır. Etkili erozyon kontrolleri yüzey akışını ele alır ve su kirliliğini, toprak kaybını, yaban hayatı habitat kaybını ve insan mülk kaybını önlemede önemli tekniklerdir.