İçeriğe atla

Habib-i Neccar Camii

Koordinatlar: 36°12′06″K 36°09′56″D / 36.20167°K 36.16556°D / 36.20167; 36.16556
Habib-i Neccar Camii
Habib-i Neccar Camii, Ocak 2023
Harita
Genel bilgiler
DurumYıkıldı
Mimari tarzMemlük ve Osmanlı
ŞehirHatay
ÜlkeTürkiye
Koordinatlar36°12′06″K 36°09′56″D / 36.20167°K 36.16556°D / 36.20167; 36.16556
Tamamlanma7. yüzyıl
Yıkılma6 Şubat 2023

Habib-i Neccar Camii, Antakya'da bulunan tarihî cami. Kurtuluş Caddesi üzerinde bulunan cami, Antakya şehrinin Müslüman Araplar tarafından fethedildiği 7. yüzyılda inşa edilmiş eski bir caminin yerinde 11. yüzyılda Memlüklüler döneminde inşa edilmiş; 19. yüzyılda Osmanlı mimarisi tarzında yenilenmiştir. Hem Müslümanlar hem de Hristiyanlar tarafından da ziyaret edilen, ortak dinsel mekandır.[1] Camii, 2023 Kahramanmaraş depremlerinde ağır hasar almıştır.

Girişindeki türbenin İsa peygamberin çarmıha gerilişinden sonra Hristiyanlık dinini yaymak için Antakya'ya gelen Yahya (Barnabas) ve Yunus (Pavlos) adlı havarilere; kuzeydoğu köşesinde yerin 4 metre altındaki mezarın ise onlara inanan ilk kişi olduğu düşünülen Habib-i Neccar’a ait olduğu varsayılır.

Tarihi

Roma dönemine ait bir pagan tapınağının üzerine inşa edilmiş olan caminin ne zaman ve nasıl yapıldığı kesin olarak bilinmez. Hristiyanlığın ilk yıllarında İsa'nın, Hristiyanlığı yaymak üzere şehre gelen iki havarisi ile onlara inanıp sahip çıkan ilk kişi olduğuna inanılan ve Habib-i Neccar olarak anılan bir Antakyalı'ya ait kabul edilen mezarların bulunduğu yerdedir. Burada ilk olarak, Antakya şehrinin İslam Devleti'nin lideri Halife Ömer'in komutanlarından Ebu Ubeyde bin Cerrah tarafından fethedildiği dönemde, fethin simgesi olarak bir cami inşa edildiği düşünülür. 7. yüzyılda inşa edilmiş caminin, modern Türkiye'nin sınırları içerisinde inşa edilen ilk cami olduğu kabul edilir.[2]

Antakya şehri 968 yılına kadar Müslüman devletlerin yönetiminde kaldı; 968'de Bizans hakimiyetine; bir asır sonra Müslüman Türklerin yönetimine girdi. Habibi Neccar Camii Bizans yönetiminde kiliseye, Selçuklu ordularının Antakya'yı almasından sonra yeniden camiye çevrildi.[3]

Şehir, I. Haçlı Seferi sırasında kuşatılıp Haçlılar'ın eline geçti (1098) ve Antakya Prensliği halini aldı. Memluk Sultanı Melik Zahir Baybars, 1269'da Antakya'yı fethetti. Memluk Sultanının fetihi sırasında ateşe verilip tahrip edilen şehirden geriye sur kalıntıları, St. Pierre mağara kilisesi ve kilisenin yanıbaşındaki Charnion kabartma heykelinden başka bir şey kalmadı.[4] Baybars yıktığı şehri sonradan kısmen imar etti. Caminin bu yeniden imar döneminde tekrar yapıldığı düşünülür. Medrese duvarlarında üzerinde bulunan ve oraya sonradan konduğu anlaşılan bir kitabede Baybars'ın adı yazar.[5]

Antakya 1526 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sonunda Osmanlı egemenliğine girdi. Barok üslubunda minare, camiye 17. yüzyılda eklendi.[3] Cami ve minare, 1829 yılında restore edildi.

1853 yılında yaşanan depremde cami yıkıldı, sadece minaresi ayakta kaldı. Bu depremden sonra cami yeniden yapıldı; yanına yeni yapılar eklendi. Böylece yamuk biçimli bir avlu etrafında toplanmış iki türbe, medrese hücreleri ve şadırvandan ibaret bir külliye meydana geldi. Avlu taç kapısı üzerindeki kitabede buranın 1863-1864 tarihinde yapıldığı belirtilir. Medrese hücrelerinin avlu cephesinde bulunan kitabesinde medresenin, Halil Ağa tarafından yaptırıldığı, 1863-1864 tarihinde Mürselzade tarafından onarıldığı belirtilir. Şadırvanın kitabeside ise 1858 yılında yapıldığı belirtilmiştir.[6]

Külliye, cumhuriyet döneminde çeşitli tarihlerde Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore ettirildi.[5]

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde ise büyük bir kısmı yıkılmıştır.[7]

Mimari özellikleri

Avlu

Avluya açılan taç kapısı, 2011

Habib-i Neccar Külliyesi, antik çağda Antakya’nın kuruluşundan kentin iki ucunu birbirine bağlayan, güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda uzanan cadde üzerine yer alır.[5] Üzerinde yapıların sıralandığı yamuk bir avludan ibarettir. Külliyeye, avlunun doğusundaki bir taç kapı ile girilir. Kapının bitişiğinde güney yönünde dörtgen planlı bir türbe bulunur. İçinde Yahya (Barnabas) ve Yunus (Pavlos) 'a atfedilen çift başlıklı bir sanduka bulunur. İki kişinin mezarı tek bir sanduka ile simgelenmiştir. Türbe "İsneyn Türbesi" (Çifte Türbe) olarak da adlandırılır.[5]

Barok özellikle gösteren şadırvan, iki grup halindeki medrese hücrelerinin arasındadır. Onikigen planlı bir su haznesinin oniki kısa sütunun taşıdığı sac kaplamalı yayvan piramidal külahla kapatılmasıyla oluşturulmuştur.[6]

Cami içi

Avlunun kıble yönünde mihrap önü kubbeli bir plana sahip dikdörtgen şeklindeki cami bulunur. Mihrapta mahalli bir özellik olan mihrap nişi içinde pencere uygulaması görülür. Son cemaat yerinin bittiği kısımda avluya bakan bir kapıyla geçilen mekan, Hristiyan kaynaklarında ilk Antakyalı mümin kişi olarak bahsedilen[1] Habib’ün Neccar’ın makamının bulunduğu yere geçişi sağlar. Bu mekanın batı duvarına yaslanan bir merdivenle iki katlı türbenin ilk katına inilir.

Minare

Hücrenin önünde kare kaide üzerinde yükselen dikdörtgen kaideli poligonal gövdeli ve ahşap şerefeli, pabuçlu bir minare bulunmaktadır. Minareye, batı cephesindeki basık kemerli kapıdan girilir.

Galeri

Kaynakça

  1. ^ a b Türk, Hüseyin (1 Ağustos 2016). "Antakya'da Dinlerarası Hoşgörü ve Habibi Neccar Örneği". Folklor/Edebiyat. 22 (87): 155-172. ISSN 1300-7491. 19 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2023. 
  2. ^ "HABİBİ NECCAR CAMİSİ". Kültür Portalı. 1 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2023. 
  3. ^ a b "Habib-i Neccar Camii: Habib en Neccar Camisi haberi". Arkeolojik Haber. 9 Şubat 2023. 20 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2023. 
  4. ^ "ANTAKYA". TDV İslâm Ansiklopedisi. 15 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2023. 
  5. ^ a b c d "Habib'ün Neccar'ın Kimliği ve Caminin mimari özellikleri". Habib’ün Neccar’ın Kimliği ve Caminin mimari özellikleri. 16 Mart 2019. 19 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2023. 
  6. ^ a b Şancı, Fuat (2006). "Hatay ilinde Türk mimarisi". Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora tezi. 19 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2023. 
  7. ^ "Hatay'da deprem tarihi yerleri de vurdu, 14 asırlık cami yıkıldı". Cumhuriyet. 10 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2023. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Fatih Camii</span> İstanbul, Fatihte Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmış olan cami ve külliye

Fatih Camii ve Külliyesi, İstanbul'un Fatih ilçesinde II. Mehmed tarafından yaptırılmış olan cami ve külliyedir. Külliye içinde 16 adet medrese, darüşşifa (hastane), tabhane (konukevi) imaret (aşevi), kütüphane ve hamam bulunmaktadır. Şehrin yedi tepesinden birinde inşa edilmiştir. Cami 1766 depreminde yıkıldıktan sonra onarılarak 1771'de bugünkü halini almıştır. 1999 Gölcük Depreminde zemininde kaymalar tespit edilen camide 2008 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından zemin güçlendirme ve restorasyon çalışmalarına başlandı ve 2012 yılında tekrar ibadete açılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Süleymaniye Camii</span> İstanbulda bulunan bir cami

Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1557 yılları arasında İstanbul'da Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir.

<span class="mw-page-title-main">Bayezid Camii</span>

Bayezid Camii İstanbul'un Beyazıt semtinde Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılmış bir cami.

<span class="mw-page-title-main">Eyüp Sultan Camii</span> Tarihî cami

Eyüp Sultan Camii, İstanbul'un Konstantinopolis Surları dışındaki, Haliç kıyısında yer alan ilçesi Eyüpsultan'daki bir camidir. Külliyede, İslam peygamberi Muhammed'in sancaktarı ve sahabesi Ebu Eyyûb el-Ensarî'nin gömüldüğü türbe de yer almaktadır. Çok daha eski bir alanda bulunan mevcut yapı 19. yüzyılın başlarından kalmadır.

<span class="mw-page-title-main">Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii</span> İstanbulda cami

Kocamustafapaşa Camii, eskiden Ayios Andreas en te Krisei Manastırı ya da kısaca Aziz Andrea Manastırı, halk arasında Sümbül Efendi Camii ya da Sümbül Efendi Türbesi olarak bilinir. Resmî adı Pîr Yusuf Sümbül Sinan Âsitânesi'dir. İstanbul'un Kocamustafapaşa semtinde Doğu Roma döneminden kalma dinî bir yapıdır. Manastırın ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte içinde bulunan 6. yüzyıla ait parçalar ve sütun başlıkları burada 6. yüzyılın bir ibadet yerinin olduğunu ispatlamaktadır. Manastır adını Bizans halkına Hristiyanlığı kabul ettirdiğine inanılan Hagios Andreas en te Krisei adındaki havariden almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Emir Sultan Camii</span>

Emir Sultan Camii, Bursa'da Yıldırım Bayezid'ın kızı Hundi Fatma Hatun tarafından kocası Emir Sultan adına, muhtemelen Çelebi Sultan Mehmed'in hükümdarlığı sırasında inşa ettirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kılıç Ali Paşa Camii</span> İstanbulun Tophane semtinde bulunan cami

Kılıç Ali Paşa Camii, Kaptan-ı Derya Kılıç Ali'nin Mimar Sinan'a yaptırdığı İstanbul'un Tophane semtinde bulunan camidir. Camideki iki kitabeye göre, Hicri 988 yılında yapılmıştır. Türbe, medrese ve hamamdan oluşan bir de külliyesi vardır.

<span class="mw-page-title-main">Alâeddin Camii (Konya)</span>

Alâeddin Camii, Konya'da Alâeddin Tepesi adlı höyüğün üstünde Anadolu Selçuklu Devleti devrinde şehrin ulu camisi olarak inşa ettirilmiş yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sokollu Mehmed Paşa Külliyesi</span>

Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi, Mimar Sinan'ın İstanbul Kadırga'da Şehit Mehmet Paşa yokuşunda bulunan ve cami ile külliyeden oluşan bir eseri. Sinan'ın en güzel eserlerinden biri sayılır. Üç padişaha sadrazamlık yapan Sokollu Mehmet Paşa adına 1571'de karısı tarafından yaptırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hekimoğlu Ali Paşa Camii</span>

Hekimoğlu Ali Paşa Camii, İstanbul'un Fatih ilçesinde, Cerrahpaşa mahallesinde Kızılelma caddesi ile Hekimoğlu Ali Paşa caddesi kavşağında Osmanlı dönemi, 18. yüzyıla özgü bir camidir. Külliyesi ile birlikte klasik Türk mimarisinin son eseri olarak kabul edilir. 1734-1735 yılları arasında inşa edilmiştir. Üç kere sadrazamlık yapmış olan Hekimoğlu Ali Paşa adına yapılmıştır. Mimarları Çuhadar Ömer Ağa ile Hacı Mustafa Ağa'dır.

<span class="mw-page-title-main">Gazi Ahmed Paşa Camii</span> İstanbulda 1558 tarihli cami

Gazi Ahmed Paşa Camii ya da Kara Ahmed Paşa Camii, İstanbul'un Topkapı semtinde Fatma Sultan mahallesinde 1558 yılında tamamlanmış bir camidir. Caminin banisi Kara Ahmed Paşa, Yavuz Selim'in damadıdır. Caminin yapımı 1555 yılında Edirnekapı civarında başlanmıştır. 1555'te muhtemelen Rüstem Paşa ile husumeti yüzünden idam edilmiş; ölümünen az önce yapımı başlayan caminin tamamlandığını görmemiştir. İnşaat Mihrimah Sultan'ın isteği üzerine durdurulmuştur ve bölgede Mihrimah Sultan Camii'nin inşaatına başlanmıştır. Bunun üzerine cami ve türbenin inşaatı Topkapı'daki yeni bir vakıf arazisinde yapılmuştır. Kara Ahmed'in türbesi caminin 50 metre batısında müstakil bir yapıdır. Cami, medrese, türbe ve sıbyan mektebinden oluşan bir külliye şeklinde yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yavuz Selim Camii</span> Kanûnî Sultan Süleymanın babası Yavuz Sultan Selim adına yaptırdığı cami

Yavuz Selim Camii Kanûnî Sultan Süleyman tarafından babası Yavuz Sultan Selim adına yaptırılan cami

<span class="mw-page-title-main">Ramazan Efendi Camii</span>

Ramazan Efendi Camii İstanbul'un Kocamustafapaşa semtinde bir camidir. 1585'te Mimar Sinan tarafından yapılan cami, Kuvayı Milliye caddesinin otobüs duraklarında biten yönündedir. Tek minareli, kırma çatılıdır. Çeşitli tamirler görmüştür. Dede Efendi bu caminin tamirine destek vermiştir. Hüsrev Çelebi Camii, Bezirganbaşı Camii adıyla da bilinir. Ramazan Efendi denmesinin sebebi buradaki tekke şeyhinin adının Ramazan Efendi oluşundandır. Ramazan Efendi, cami giriş kapısının solunda yapıya bitişik türbesinde yatmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Zal Mahmud Paşa Camii</span> Mimar Sinanın yaptığı cami, medrese, türbe, çeşmeden meydana gelen bir külliye

Zal Mahmud Paşa Camii İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde Kanuni Sultan Süleyman'ın veziri Zal Mahmut'un Mimar Sinan'a yaptırdığı cami, medrese, türbe, çeşmeden meydana gelen bir külliyedir.

<span class="mw-page-title-main">Mehmed Ağa Camii</span>

Mehmed Ağa Camii, İstanbul Fatih ilçesi Çarşamba semtinde 16. yüzyılda III. Murad zamanının Dârüssaâde ağası Habeşî Mehmed Ağa tarafından yaptırılan cami.

<span class="mw-page-title-main">Arslanhane Camii</span> Ankaranın Altındağ ilçesinde bulunan bir cami

Ahî Şerafeddin Camii veya halk arasında bilinen adıyla Arslanhane Camii; Ankara'nın Altındağ ilçesinde, Ankara Kalesi'nin güney ucunda bulunan 13. yüzyıla tarihlenen bir camidir.

<span class="mw-page-title-main">Zeynel Abidin Camii</span>

Zeynel Abidin Camii ve Külliyesi, Mardin ilinin Nusaybin ilçesinde yer almaktadır. Külliye, cami, Zeynel Abidin ve kız kardeşi Sitti Zeynep türbeleri, şadırvan, medrese, mezarlık ve abdesthane yapılarından oluşmaktadır. Cami, yanında bulunan türbelerin üzerindeki kitabeye göre 1159 yılında Zengiler döneminde inşa edilmiştir. Türbelerin ithaf edildiği Zeynel Abidin ve Sitti Zeynep, Muhammed'in 13. kuşaktan torunudur.

<span class="mw-page-title-main">Afyonkarahisar Ulu Camii</span>

Afyonkarahisar Ulu Camii, Türkiye'de Afyonkarahisar'ın merkezinde yer alan ahşap direkli anıtsal cami.

<span class="mw-page-title-main">Mardin Ulu Camii</span>

Mardin Ulu Camii, Artuklular devri mimari örneklerinden, Mardin merkezde bulunan tarihi cami. Yapıldığında iki minaresi olan yapı, kesme taştan yapılmıştır. Cami kubbesi dıştan yivleme tekniği ile oluşturulan dilimli yapıdadır. Bu yapı stili daha sonra Mardin mimarisinde gelenek haline gelmiştir. Enine gelişen yapı, mihrap önü kubbelidir. Dikdörtgen biçimli avlusu caminin kuzeyinde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Kayseri Ulu Camii</span> Tarihî cami

Kayseri Ulu Camii, Türkiye'nin Kayseri ilinde şehir merkezinde bulunan, 12. yüzyılın ortalarına doğru inşa edilmiş camidir.