
Hidrojen, sembolü H, atom numarası 1 olan kimyasal bir element. Standart sıcaklık ve basınç altında renksiz, kokusuz, metalik olmayan, tatsız, oldukça yanıcı ve H2 olarak bulunan bir diatomik gazdır. 1,00794 g/mol'lük atomik kütlesi ile tüm elementler arasında en hafif olanıdır. Periyodik cetvelin sol üst köşesinde yer alır. Hidrojenin adı, Yunancada "su oluşturan" anlamına gelen ὑδρογόνο'dan (idrogono) kelimesinden gelir.

Andromeda Galaksisi, Andromeda Takımyıldızı'nda bulunan sarmal bir galaksidir. Mitolojik bir kavram olan Andromeda'nın Türkçedeki karşılığı, zincire vurulmuş kız anlamına gelmektedir. Ayrıca Messier 31, M31 ve NGC 224 olarak da bilinir. Galaksi, Spitzer Uzay Teleskobu'ndan elde edilen verilere göre bir trilyon yıldıza ev sahipliği yapmaktadır. Samanyolu galaksisi ile arasındaki uzaklık yaklaşık olarak 2,54 milyon ışık yılıdır. 2006 ölçümlerine göre Samanyolu, Andromeda'nın kütlesinin ancak ~80%'ine sahiptir. Andromeda'nın bir diğer özelliği ise çıplak göz ile Dünya'dan görülebilen en uzak gök cismi olmasıdır. Ayrıca Samanyolu'na en yakın büyük galaksidir.

Sera etkisi, bir gezegenin atmosferinden gelen radyasyonun, gezegenin yüzeyini normalden daha yüksek bir sıcaklığa ulaştırarak ısıtması sürecine denir.

Bart damlacığı, içerisinde bazen yıldız oluşumunun sürdüğü, yoğun ve karanlık gaz ve toz bulutudur. Bu yuvarlar genelde H II bölgelerinde bulunup, kütleleri 10–50 güneş kütlesi yakınlarındadır. İçeriği özdeciksel hidrojen (H2), karbon oksitleri, helyum ve 1% tozdan oluşur. Bart damlacıkları sıkça çift yıldızların veya çoklu yıldız dizgelerinin (sistemlerinin) oluşumuna neden olur.

Önyıldız ya da protostar, yıldızlar arası ortamda, dev bir moleküler bulutun gazlarının daralmasıyla meydana gelen büyük bir kütledir. Önyıldız, yıldız evrimi sürecindeki en erken evredir. Bu oluşum, Güneş kütleli yıldız için yaklaşık 10 milyon yıl sürer. Süreç, moleküler bir bulutun kendiliğinden kütleçekimi kuvveti altında çöktüğü zaman başlar. Artan yıldız kütlesinin radyasyon enerjisine dönüşümünü gösteren süpersonik güneş rüzgarı biçimi olan T Tauri rüzgarı, önyıldızın oluşacağını gösterir.

Herbig-Haro Cisimleri, yeni oluşmuş yıldızlar ile ilişkilendirilmiş, nispeten küçük sayılabilecek bulutsu benzeri oluşumlardır. Genç yıldızlardan dışa akan gazların yakınlarda bulunan gaz bulutları ile yüksek hızla gerçekleşen çarpışmalar ile oluşurlar. Herbig-Haro cisimlerine yıldız oluşumunun sürdüğü bölgelerde sıkça rastlanır.

Yıldız patlama galaksisi, galaksilerdeki yıldızlararası dev moleküler bulutlarında oluşan soğuk gaz rezervlerinden meydana gelirler. Yıldız doğumları oranının istisnai derecede yüksek olduğu galaksiler “starburst galaksileri” adıyla bilinir. Bu galaksiler aşırı miktarda yıldız üretmeye sürekli olarak devam etselerdi gaz rezervlerini tüketerek ömürlerini iyice azaltırlardı. Fakat bu etkinlikleri genellikle yalnızca on milyon yıl kadar sürer ki, bu süre bir galaksinın ömür süresine nazaran nispeten kısa bir süredir. "Starburst galaksileri" Evren tarihinin erken dönemlerinde daha yaygındılar. Günümüzde bile bu galaksilerin yıldız doğumları toplamına katkıları tahminen %15 civarındadır.

Yıldızlar, uzayda bulunan yüksek yoğunlukta geniş bölgelerden oluşan moleküler bulutların içinde oluşur. Bu bulutlar çoğunlukla hidrojenden ve % 23–28 helyum ile az miktarda daha ağır elementlerden ibarettir. İçinde yıldız oluşan bu tür bir bulutsuya örnek Orion bulutsusudur. Bu bulutlardan büyük yıldızlar oluştukça, içinde bulundukları bulutları güçlü bir şekilde ışıklandırıp iyonlaştırırlar ve bir H II bölgesi yaratırlar.

Rozet Bulutsusu Samanyolu bölgesinde Tekboynuz takımyıldızı içindeki dev moleküler bulutun bir ucunun kenarında yer alan, büyük ve yuvarlak bir H II bölgesi. Açık yıldız kümesi NGC 2244, bulutsu ile yakından ilgilidir, kümenin yıldızları bulutsunun maddesinden oluşmuştur.
Gökadaların ortaya çıkma ve evrimlerinin incelenmesi bir bakıma gökadaların nasıl meydana geldikleri ve evren tarihinde nasıl bir evrim yolu izledikleri sorularının yanıtlanması girişimleridir. Bu alandaki bazı teoriler geniş ölçüde kabul görmekle birlikte, bu alan astrofizikte hâlen ilerlemeler bekleyen etkin bir alandır.

NGC 346 Tukan takımyıldızında Küçük Macellan Bulutu içinde bulunan salma bulutsu. İskoç astronom James Dunlop tarafından 1 Ağustos 1826 tarihinde keşfedilmiştir. Güncel Hubble fotoğrafları, 5 milyon ile 4,5 milyar yıllık yaşlarda 70.000 civarında yıldız olduğunu göstermiştir.

Salma bulutsusu veya emisyon bulutsusu, çeşitli dalga boylarında ışık yayan iyonize gazlardan oluşmuş bir bulutsu türüdür. İyonlaşmanın en yaygın kaynağı, yakındaki sıcak bir yıldızdan yayılan yüksek enerjili ultraviyole fotonlardır. Farklı türlerde salma bulutsuları arasında, yıldız oluşumunun gerçekleştiği ve iyonlaştırıcı fotonların kaynağı olan genç, büyük kütleli yıldızların bulunduğu H II bölgeleri ve dış katmanlarını atmış olan ölmekte olan bir yıldızın açığa çıkan sıcak çekirdeğinin bu katmanları iyonlaştırdığı gezegenimsi bulutsular bulunur.

Anakol öncesi yıldız yıldızlararası ortamdaki maddelerden yeni oluşmuş ve merkezlerinde nükleer tepkimeleri başlatacak sıcaklığa henüz erişmemiş yıldızlardır. Dolayısıyla çekimsel büzülme sonucu sıkışan yıldız maddesinin sağladığı enerji ile ışınım yapmaktadırlar. Anakol öncesi yıldızların ışınım enerjisini sağlayan bu büzülme türüne Kelvin-Helmholtz büzülmesi denmektedir. PMS yıldızları genellikle püsküren değişenler olarak dikkate alınmış ve GCVS de çok sayıda alt gruba bölünmüştür. Ancak bu sınıflama tamamen gösterdikleri fotometrik özelliklere göre yapıldığından, oldukça karmaşık bir gruplama ortaya çıkmıştır. Fiziksel anlamda birbirinden pek de farklı olmayan bazı yıldızlar ayrı alt gruplar oluşturmuşlardır. Örneğin RW Aur türü değişenler ile T Tauri yıldızları olarak adlandırılan düşük kütleli PMS yıldızları arasında fiziksel açıdan hiçbir fark yoktur. FU Ori türü değişenler ise evrimlerinin özel bir safhasında yer alan T Tauri yıldızlarıdır. Bu türden değişenlere bazen genel olarak Orion Değişenleri veya Orion Popülasyonu da denmektedir. Çünkü Orion yıldız oluşum bölgesinde, bahsedilen tüm türlerden yıldız bulabilmek mümkündür. Bu yıldızların çoğu hâlen oluştukları bulutsuların içinde yer aldıklarından “Bulutsu değişenleri” olarak da adlandırılmışlardır.

Tarantula Bulutsusu, Büyük Macellan Bulutu içerisindeki bir H II bölgesidir. İlk başta bir yıldız olarak kayıtlara geçmiş olan 30 Doradus, 1751 yılında Nicolas Louis de Lacaille tarafından bulutsu olarak tanımlanmıştır.

NGC 5921, Yılan takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 73,38 MIy (22,5 Mpc)uzaklıkta bulunan bir çubuklu sarmal gökada. William Herschel tarafından 1786 yılında keşfedilmiştir.

NGC 2623, Yengeç takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 257,66 MIy (79 Mpc)uzaklıkta bulunan iki sarmal gökadanın birleşmesiyle oluşmuş bir gökada çiftidir. Édouard Jean-Marie Stephan tarafından 19 Ocak 1885 tarihinde keşfedildi. Halton Arp tarafından görüntülenmiş ve Arp 243 olarak "Füzyon görünümüne sahip gökadalar" kategorisi altında Tuhaf Gökadalar Atlası'na dahil edilmiştir.

RCW 38, Yelken takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 5.500 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir salma bulutsusu, H II bölgesi ve yıldız kümesi. RCW38 "gömülü" bir kümedir, gaz ve toz bulutlarından yeni yıldızlar doğmaktadır. Bu bölgede doğrulanmış 317 genç yıldız bulunmaktadır. Küme, çok sayıda kısa ömürlü büyük kütleli yıldızlardan oluşmaktadır. Bu yıldızların çoğu süpernova olarak patlayacaktır. Bazı durumlarda bu enerjik saldırıdan uzaklara dağılan madde, sonunda yeni gezegen sistemlerinin oluşumunu meydana getirebilir. Bilim insanları, Güneş Sistemi'nin de böyle çarpıcı bir ortamda ortaya çıktığını düşünmektedirler.

Galaktik astronomi, esas olarak gökadamız Samanyolu'nu ve içerdiği her şeyi inceleyen bir astronomi dalıdır. Bu, diğer tüm gökadalar da dahil olmak üzere gökadamızın dışındaki her şeyin incelenmesi olan ekstragalaktik astronominin tersidir.

Astronomide Yıldızlar arası ortam (ISM), bir galaksideki yıldız sistemleri arasında var olan maddedir. Bu madde iyonik, atomik ve moleküler formda gaz, toz ve kozmik ışınlar içerir. Yıldızlararası uzayı doldurur ve galaksiler arası uzaya iyi bir şekilde uyum sağlar. Aynı hacmi kaplayan elektromanyetik radyasyon şeklindeki enerji de yıldızlararası radyasyon alanıdır.

Açık yıldız kümeleri, birkaç bin yıldızdan oluşan bir yıldız grubudur. Açık yıldız kümesini oluşturan yıldızlar aynı dev moleküler buluttan oluşmuşlardır ve yaklaşık olarak aynı yaştadırlar. Açık yıldız kümesi galaktik küme olarak da bilinir. Samanyolu Galaksisi'nde 1100'den fazla açık yıldız kümesi keşfedilmiştir ve daha fazla olduğu düşünülmektedir. Açık yıldız kümeleri karşılıklı yerçekimi etkisiyle birbirlerine gevşek bir biçimde bağlıdırlar. Açık yıldız kümeleri diğer kümelerle ve gaz bulutlarıyla yakın temaslarda bulunarak bozulmuş hale gelirler. Bu bozulmalar hem galaksinin ana bölümüne doğru yer değiştirmelere hem de küme elemanlarının yakın temasların içine doğru kaybıyla sonuçlanır.