
İnsan papilloma virüsü, insan papilloma virüs ya da human papillomavirus papillomavirus ailesine mensup, deri ve mukozal yüzeylerdeki bazal epitelyal tabaka hücrelerini enfekte eden bir DNA virüsüdür ve neden olduğu HPV enfeksiyonu, dünyada cinsel yolla bulaşan en yaygın hastalıktır.

Aşı, belirli bir bulaşıcı veya malign hastalığa karşı aktif kazanılmış bağışıklık sağlayan biyolojik bir preparattır. Aşıların güvenliği ve etkinliği geniş çapta incelenmiş ve doğrulanmıştır. Bir aşı tipik olarak hastalığa neden olan bir mikroorganizmaya benzeyen bir ajan içerir ve genellikle mikrobun zayıflatılmış veya öldürülmüş formlarından, toksinlerinden veya yüzey proteinlerinden yapılır. Vücudun bağışıklık sistemi ajanı bir tehdit olarak tanır, yok eder ve bu sayede gelecekte karşılaşabileceği bu ajanla ilişkili mikroorganizmaları daha fazla tanır ve yok eder.

p53 ya da diğer adıyla tümör protein 53 (TP53), Genom Gardiyanı, tümör önleyici p53, hücre döngüsünü düzenleyen bir transkripsiyon faktörüdür. Birçok organizmada kanseri baskılamak için çok önemli bir proteindir. Çok hücreli omurgalılarda kanser oluşumunu önlediği ve tümör baskılayıcı fonskiyon gösterdiği için kritiktir. TP53, genomda mutasyon olmasını önleyerek genom stabilitesini korur. Mutasyonu önleyerek genomun bozulmasını veya değişmesini önlediği için de "genom gardiyanı" olarak da anılır. p53, hücre içerisinde dörtlü (tetramer) bağ yapmış halde işlevseldir.

Papanikolaou testi, Papanicolaou testi, Pap smear, Pap test, servikal smear veya smear testi, jinekolojide kullanılan bir tarama testidir. Test, onu keşfeden Georgios Papanikolaou'nun adıyla anılmaktadır, bununla beraber Aurel Babeş de bağımsız olarak aynı testi geliştirmiştir. Testin adında geçen smear, İngilizce bir kelime olup Türkçe "yayma" demektir; alınan hücrelerin incelenmek üzere bir mikroskop lamı üzerinde yayılmasını belirtmek amacıyla kullanılır. özellikle ektoserviksdeki premalign ve malign durumları belirlemek için geliştirilmiş bir tıbbi görüntüleme metodu olan Pap testi, ayrıca endoserviks ve endometriumdaki anormallikleri belirlemek için de kullanılır. Kanser öncülü değişikliklerin erken saptanması mortaliteyi azaltır, bilhassa serviks kanserinin bu yöntemle taranması sonucunda mortalite büyük oranda düşmüştür. Sonuç olarak serviks kanserinin tarama testi olarak kullanılan Pap smear testi, erken tanı olanağı sağlamaktadır. Buna ek olarak birçok enfeksiyon süreci de tanımlanabilmektedir, Kandida albicans ve Trichomonas vaginalis gibi.

Serviks kanseri, servikal kanser ya da rahim ağzı kanseri, rahim ağzının malign (kötücül) kanseridir. Serviks kanseri, epitelden köken alan malign tümör, yani karsinomdur. İlk belirtisi vajinal kanama olabilir, ama iyice ilerleyene kadar bir belirti göstermeme durumu da söz konusudur. Tedavisi, erken evrelerde ameliyat, ileri aşamalarda kemoterapi ve radyoterapidir.

Cinsel yolla bulaşan hastalık (CYBH) veya cinsel yolla bulaşan enfeksiyon (CYBE), daha eski adıyla zührevi hastalık, özellikle vajinal seks olmak üzere anal seks, oral seks, bazen de sürtünme yoluyla cinsel ilişkiyle bulaşabilen enfeksiyonların genel adıdır. CYBE'ler genellikle başlangıçta semptomlara neden olmadığından başkalarına bulaştırma riskleri fazladır. İngilizce literatürde Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon terimi, semptomatik hastalığı olmayan vakaları da kapsadığından cinsel yolla bulaşan hastalık veya zührevi hastalık terimlerinin yerine tercih edilmektedir. CYBE'lerin belirti ve bulguları olarak vajinal akıntı, penis akıntısı, cinsel organların üzerinde veya çevresinde ülserler ve pelvik ağrı sayılabilir. Bazı CYBE'ler kısırlığa neden olabilmektedir.

Rahim ağzı veya serviks, kadın üreme sisteminde bulunan rahmin alt bölümüne verilen ad. Genellikle silindir şeklinde ve 2–3 cm uzunluğundaki serviks hamilelik ile birlikte şekil ve boyut değiştirebilir. Dar ve merkezinde bulunan servikal kanal rahim ağzının içinden geçerek vajinayı rahim boşluğuna bağlar. Serviksin rahime açılan kısmına internal os, vajinaya açılan kısmına ise eksternal os denir. Rahim boynuzları, rahim ve fallop tüplerinin birleştiği noktalardır. Serviksin supravajinal kısmı önden fibröz doku ile mesaneden ayrılır. Rahim ağzı anatomik açıdan yaklaşık 2,000 yıldır, Hipokrat'ın yaşadığı zamanlardan beri bilinmektedir.
Makat kanseri, makat kanalından kaynaklanan ve bağırsak kanserinden farklı bir kanser türüdür. Makat kanseri makat derisinden kaynaklanan yassı epitel hücreli bir kanser türüdür. Ancak, yine makattan kaynaklanan adenokanser, lenfoma, sarkom ve melanom türünde kötü huylu tümörler olabilir.

Onkovirüsler ya da tümör virüsleri, kansere neden olabilen virüsler için kullanılan genel bir terimdir. Bu terim 1950-60'lı yıllarda akut dönüşüm gösterebilen retrovirüslerle ilgili çalışmalarla birlikte kullanılmaya başlandı. Virüslerin genomu RNA içerdiğinden sıklıkla oncornavirüsler terimi kullanılmıştır. Günümüzde genomu DNA veya RNA içeren ve kansere neden olan herhangi bir virüs anlamına gelir ve "tümör virüsü" ya da "kanser virüsü" ile eşanlamlıdır. Bununla birlikte insan ve hayvan virüslerinin büyük çoğunluğu kansere neden olmaz.

Oral kanseri olarak da bilinen ağız kanseri, dudak, ağız veya üst boğaz zarının kanseridir. Ağızda en sık ağrısız beyaz bir yama olarak başlar, kalınlaşır, kırmızı lekeler geliştirir ve büyümeye devam eder. Dudaklarda olduğunda, genellikle iyileşmeyen ve yavaşça büyüyen kalıcı bir kabuk ülseri gibi görünür. Diğer belirtiler arasında zor veya ağrılı yutma, boyunda yeni topaklar veya şişlikler veya dudaklarda uyuşma hissi olabilir.
Aşı karşıtlığı, aşı hizmeti kendisine sunulmasına karşın kişinin kendisi ve çocuğu adına aşılamaya yanaşmaması veya tamamen karşı çıkma durumudur. Dünya Sağlık Örgütü, aşı karşıtlığını 2019'un en büyük on sağlık tehdidinden biri saymıştır. Terim, genel olarak aşılar hakkında olumsuz görüşler yaymayı, aşıları ertelemeyi ve kimi aşıları daha makbul görmeyi içerir. Aşılamaya karşı çıkan argümanlar, aşıların güvenliği konusunda sağlanmış bilimsel konsensüs ile de çelişmektedir.
Bu, profilaktik insan aşılarının geliştirilmesinin bir zaman çizelgesidir. Erken aşılar, geliştirme veya testin ilk yılına göre listelenebilir, ancak daha sonraki girişler genellikle aşının denemeleri tamamladığı ve piyasaya sürüldüğü yılı gösterir. Aşağıda listelenen hastalıklar için aşılar bulunmasına rağmen, dünya çapında sadece çiçek hastalığı ortadan kaldırılmıştır. Aşıyla önlenebilir diğer hastalıklar her yıl milyonlarca ölüme neden olmaya devam ediyor. Şu anda, çocuk felci ve kızamık, dünya çapında aktif şekilde ortadan kaldırılmaya çalışılan hastalıklardır.
Aşılar ve otizm üzerine yapılan araştırmalar, ikisi arasında nedensel veya başka türden bir ilişki olmadığını ve aşı bileşenlerinin otizme neden olmadığını göstermiştir. Aşı uzmanı Peter Hotez, bu yöndeki yanlış kanının neden yayıldığını sorguladı ve Andrew Wakefield'in 1998'de yayımlanan hileli makalesi dışında bunu destekleyecek kanıt olmadığını ortaya koydu.

Hayvan aşılaması, evcil hayvanların, çiftlik hayvanların veya vahşi hayvanların aşılanmasıdır. Uygulama veteriner tıp ile bağlantılıdır. İlk hayvan aşısı 1879'da Louis Pasteur tarafından tavuk kolerası için icat edildi. Bu tür aşıların üretimi bireylerin, hükûmetin ve şirketlerin ekonomik zorluklarıyla ilgili sorunlarla karşılaşmaktadır. Hayvan aşılarının düzenlenmesi, insan aşılarının düzenlenmesine göre daha azdır. Aşılar, geleneksel ve yeni nesil aşılar olarak ikiye ayrılır. Hayvan aşılarının, bulaşıcı hayvan hastalıklarını kontrol etmenin en uygun maliyetli ve en sürdürülebilir yöntemler olduğu bilinmektedir. 2017 yılında veteriner aşı endüstrisi 7 milyar ABD doları değerindeydi ve 2024 yılında 9 milyar ABD dolarına ulaşacağı tahmin ediliyor.

Plantar siğil veya verruca vulgaris, ayak tabanında veya ayak parmaklarının altında oluşan bir siğildir. Bu siğillerin rengi, derinin rengine benzer. Genellikle bu siğillerin yüzeyinde küçük siyah noktalar oluşur. Bir alanda bir veya birden fazla siğil oluşabilir. Bu siğiler, basınca bağlı olarak ağrıya neden olabilir ve yürümeyi zor hale getirebilir.

Papillomaviridae; üyeleri papillomavirüsler olarak bilinen, zarfsız DNA virüslerinin bir ailesidir. Geleneksel olarak "tipler" olarak adlandırılan birkaç yüz papillomavirüs türünün tüm memelileri ve ayrıca kuşlar, yılanlar, kaplumbağalar ve balıklar gibi diğer omurgalıları enfekte ettiği tespit edilmiştir. Tipe bağlı olarak çoğu papillomavirüs türü tarafından oluşturulan enfeksiyon ya asemptomatiktir veya papillomlar veya siğiller olarak bilinen küçük iyi huylu tümörlere neden olur. Bununla birlikte insan papilloma virüsleri tip 16 ve 18 gibi bazı türlerin neden olduğu papillomlar kansere dönüşme riski taşırlar.
Rotavirüs aşısı, küçük çocuklarda şiddetli ishalin önde gelen nedeni olan rotavirüs enfeksiyonlarına karşı korunmak için kullanılan bir aşıdır. Aşılar, gelişmekte olan ülkelerde şiddetli ishallerin %15–34, küçük çocuklarda şiddetli ishalden kaynaklanan ölüm riskinin ise %37–96 kadarını önlüyor. Bebeklerin aşılanması, yaşlılarda ve aşılanmamış kişilerde hastalık oranlarını azaltır.
Hib aşısı olarak da bilinen Haemophilus influenzae tip B aşısı, Haemophilus influenzae tip b (Hib) enfeksiyonunu önlemek için kullanılan bir aşıdır. Bunu rutin bir aşı olarak dahil eden ülkelerde, ciddi Hib enfeksiyonlarının oranları %90'dan fazla azalmıştır. Bu nedenle menenjit, zatürre ve epiglottit oranında azalmaya neden olmuştur.

Sürü bağışıklığı, yalnızca bulaşıcı hastalıklar için geçerli olan bir dolaylı koruma şeklidir. Bir popülasyonun yeterli bir yüzdesi, önceki enfeksiyonlar veya aşılama yoluyla bir enfeksiyona karşı bağışıklık kazandığında ortaya çıkar ve böylece bağışıklığı olmayan bireyler için enfeksiyon olasılığını azaltır.
Kanser aşısı, mevcut kanseri tedavi eden ya da kanser gelişimini önleyen bir aşıdır. Mevcut kanseri tedavi eden aşılar, terapötik kanser aşıları veya tümör antijen aşıları olarak bilinir. Aşıların bazıları "otolog" olup, hastadan alınan örneklerden hazırlanır ve o hastaya özgüdür.