İçeriğe atla

HMS Agincourt (1913)


HMS Agincourt 1915
Tarihçe
Brezilya Deniz Kuvvetleri bayrağıBrezilya
AdıRio de Janeiro
Adının geldiği yer/kişiRio de Janeiro
Sipariş 1911
İnşa edenArmstrong, Newcastle upon Tyne
Maliyet 14.500.000$ (tahmini)[1]
Yard numarası 792
Kızağa konuluşu 14 Eylül 1911
Denize indirilişi 22 Ocak 1913
Akıbet Aralık 1913'te Osmanlı İmparatorluğu'na satıldı.
Önceki sınıf: Minas Geraes sınıfı
Sonraki sınıf: Riachuelo
Tarihçe
Osmanlı Deniz Kuvvetleri bayrağıOsmanlı İmparatorluğu
AdıSultan Osman-ı Evvel
Adının geldiği yer/kişi Sultan I. Osman
Satın alınışı Aralık 1913
AkıbetBirleşik Krallık Ağustos 1914'te gemiye el koydu.
Tarihçe
Kraliyet Deniz Kuvvetleri bayrağıBirleşik Krallık
Adı HMS Agincourt
Adının geldiği yer/kişi 1415 Agincourt Muharebesi
Maliyet £2.900.000 (tahmini)[2]
Bitirilişi 20 Ağustos 1914
Satın alınışı 3 Ağustos 1914
Görevlendirme 7 Ağustos 1914
Hizmetten çıkışı Nisan 1921
Takma adıGin Palace
Akıbet 19 Aralık 1922'de satıldı, 1924'te hurdaya çıktı
Genel karakteristik (Britanya hizmeti)
TipiDretnot
Deplasman 27.850 emperyal ton (28.297 t) (yüklü)
30.860 emperyal ton (31.355 t) (tam yüklü)
Uzunluk 671 ft 6 in (204,7 m)
Genişlik 89 ft (27,1 m)
Çekiş 29 ft 10 in (9,1 m)
Kurulu güç 34.000 shp (25.354 kW)
İtme gücü 4 şaft, 4 Parsons buhar türbini
22 Babcock & Wilcox su borulu kazan
Hız 22 knot (41 km/sa; 25 mph)
Menzil 10 kn (19 km/sa; 12 mph)'ta 7.000 nmi (12.960 km; 8.060 mi)
Kişi kapasitesi 1268 (1917)
Silah donanımı
Zırh
  • Kemer: 9 in (229 mm)*
  • Güverte: 1-2,5 in (25-64 mm)*
  • Barbetler: 2-9 in (51-229 mm)*
  • Taretler: 8-12 in (203-305 mm)*
  • Kumanda kulesi: 12 in (305 mm)*
  • Bölmeler: 2,5-6 in (64-152 mm)*
  • HMS Agincourt, Brezilya Donanması'ndaki adıyla Rio de Janeiro ya da Osmanlı donanmasındaki adıyla Sultan Osman-ı Evvel, 1910'ların başında Birleşik Krallık'ta inşa edilmiş bir dretnot savaş gemisidir. Başlangıçta Brezilya'nın Güney Amerika dretnot yarışındaki rolünün bir parçası olarak planlanan gemi, Brezilyalıların özellikle "etkileyici bir tasarım" gereksinimlerine uygun olarak, diğer dretnot savaş gemilerinden daha fazla ağır top (on dört adet) ve daha fazla taret (yedi adet) taşıyordu.

    Brezilya tarafından 1911 yılında Birleşik Krallık'taki Armstrong Whitworth firmasından Rio de Janeiro adıyla sipariş edilen gemi, kauçuk piyasasının çöküşü ve ülkenin baş rakibi Arjantin ile ilişkilerde azalan gerilim nedeniyle inşası devam ettiği sırada Osmanlı İmparatorluğu'na satıldı. Osmanlılar, gemiye imparatorluğun kurucusu Osman Gazi'nin adını verdi. I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde gemi neredeyse tamamlanmıştı. Yaklaşan savaş sebebiyle Birleşik Krallık hükûmeti, Osmanlılar için Birleşik Krallık'ta inşa edilen zırhlı Reşadiye ile birlikte gemiye el koydu ve Kraliyet Donanması tarafından kullanılmak üzere hizmete aldı. Bu eylem, her iki geminin de parasını ödemiş olan Osmanlı İmparatorluğu'nda bir tepkiye neden olarak Osmanlı hükûmetinin İttifak Devletleri'ne katılma kararına katkıda bulundu.

    Kraliyet Donanması tarafından Agincourt olarak yeniden adlandırılan gemi, Kuzey Denizi'ndeki Büyük Filo'ya katıldı. Savaş sırasında, zamanının büyük kısmını devriye seferleri ve tatbikatlarda geçirirken 1916'da gerçekleşen Jutland Muharebesi'nde de yer aldı. 1919'da yedek filoya alınan Agincourt, 1922'de Washington Denizcilik Antlaşması'nın şartlarını yerine getirmek için hurda olarak satıldı.

    Arka plan

    Agincourt'un planları
    Sultan Osman I Osmanlı donanmasında sanatçı tasviri. Saltanat yatı Ertuğrul solda, Hamidiye kruvazörü ise arka plandadır.

    Brezilya İmparatoru II. Pedro'nun devrildiği 1889 darbesini ve 1893-94 donanma isyanını takip eden kararsız dönem sonrasında Brezilya Donanması, yeni gemiler edinmesi bir yana mevcut gemilerinin bakımını yapamaz durumdaydı.[3][4][5] Şili, 1902'de Brezilya'nın başlıca rakibi Arjantin ile daha büyük bir sınır anlaşmazlığını çözmenin bir parçası olarak donanmalarını sınırlayıcı bir anlaşma yapmayı kabul etmişti, ancak iki ülke de bu esnada inşa edilen ve birçoğu Brezilya'nın gemilerinden çok daha modern ve güçlü olan gemileri elinde tuttu.[6] Brezilya'nın nüfusu Arjantin'in neredeyse üç katı ve Şili'nin neredeyse beş katı olmasına rağmen Brezilya Donanması, miktar olarak Arjantin ve Şili donanmalarının gerisinde kalmıştı. 20. yüzyılın başında Şili'nin toplam donanma tonajı 37.488 ton, Arjantin'in 34.977 ton ve Brezilya'nın 28.105 tondu.[7][4]

    20. yüzyılın başlarında artan uluslararası kahve ve kauçuk talebi, Brezilya'nın gelirlerinde önemli bir artış getirdi. Aynı zamanda Rio Branco Baronu, önde gelen ülkeleri Brezilya'yı uluslararası bir güç olarak tanımaya teşvik etmek üzere bir programda önemli Brezilyalılara öncülük etti.[8] Brezilya Ulusal Kongresi, 1904'ün sonlarında büyük bir donanma satın alma programını başlattı. 1906'da üç küçük zırhlı savaş gemisi sipariş ettiler, ancak mevcut zırhlılara göre devrimci bir tasarım olan HMS Dreadnought'un hizmete girişi Brezilya Donanması'nın bu satın alma programını yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Mart 1907'de üç Minas Geraes sınıfı zırhlı için bir sözleşme imzalandı. Birleşik Krallık şirketleri Armstrong Whitworth ve Vickers tarafından iki geminin inşasına hemen başlanacak, üçüncüsü ise onları takip edecekti.[8][9][5]

    Brezilya'nın hamlesinden endişelenen Arjantin ve Şili, 1902 paktını çabucak iptal ettiler ve kendi dretnotlarını almak için çalışmaya başladılar.[4] Uzayan bir ihale sürecinden sonra Arjantin'in siparişleri bir Amerikan şirketi olan Fore River Shipbuilding Company'ye, Şili'nin 1906 Valparaíso depremi sebebiyle ertelenen siparişleri ise Armstrong'a gitti.[10][11] Brezilya'nın Arjantin'le ilişkileri iyileştiği ve ülkenin ekonomik büyümesi hız kaybettiği için hükûmet, üçüncü dretnotu sözleşmeden çıkarmak üzere Armstrong ile müzakere etti, ancak başarılı olamadı. Arjantin hükûmeti gerekli parayı borç aldı, Armstrong Rio de Janeiro'nun inşasına Mart 1910'da başladı.[12]

    Brezilya Donanması, ana bataryanın boyutuna göre iki ayrı gruba ayrılmıştı. Önceki donanma bakanı Minas Geraes sınıfına monte edilmiş 12 inç (300 mm) silahların yerine daha büyük topları tercih ederken, gelen muadili Amiral Marques Leão, daha küçük ama daha hızlı ateş eden silahı korumayı tercih etti. Brezilya hükûmeti üzerindeki kesin etkiler net olmasa da Leão, Başkan Hermes da Fonseca ile görüşmelerde konumunu güçlü bir şekilde savunuyordu. Kasım 1910'daki Kamçı İsyanı, dretnotlar için alınan kredilere yapılan ödemeler, artan bütçe açıkları ve yüksek devlet borcuna yol açan kötüleşen ekonomi gibi diğer olaylar da muhtemelen onları etkiledi.[13][14][15][a] Mayıs 1911'de, Fonseca kararını vermişti:

    Göreve başladığımda, selefimin 14 inçlik silahlara sahip 32.000 tonluk bir gemi olan Rio de Janeiro zırhlısının inşası için bir sözleşme imzaladığını öğrendim. Her türlü değerlendirme, böyle bir geminin alınmasının zorluğuna ve tonajın azaltılması anlamında sözleşmenin revize edilmesine işaret ediyordu. Bu yapıldı; bizler denenmemiş abartılı çizgiler üzerine inşa edilmeyecek güçlü bir gemiye sahip olacağız.[16]

    Agincourt olacak gemiyi inşa etmek üzere sözleşme 3 Haziran 1911'de imzalandı ve geminin omurgasının inşaatı 14 Eylül 1911'de başladı. Tasarım, tarihçi David Topliss'in siyasi gerekliliğe atfettiği uç bir sayı olan on dört adet 12 inç (300 mm) top gerektiriyordu: gemi Brezilya halkına on iki adet 12 inç (300 mm) topa sahip önceki gemiden daha güçlü görünmek zorundaydı, ancak silah çapını artırmadan bunu sağlamak için tek seçenek toplam silah sayısını artırmaktı.[17]

    Tasarım

    Genel özellikler

    Agincourt toplam 204,7 metre uzunlukta ve 27 metre genişlikteydi, tam yükte su çekimi 9,1 metreydi. Normal yükte deplasmanı 28,297 t, tam yükte ise 31,355 tondu. Geminin derin yükte metasentrik yüksekliği 14,9 metreydi.[18]

    Agincourt Kraliyet Donanması'nda hizmeti sırasında özellikle "konforlu" bir gemi olarak kabul edildi. Gemi içindeki tesisatın talimat plakaları Portekizce yazıldığı ve gemi Britanyalılar tarafından alındıktan sonra değiştirilmediği için gemi içinde çalışma yapanların bir miktar Portekizce bilmesi gerekiyordu.[19] 1917'de mürettebatı, 1.268 subay ve bahriyeliden oluşuyordu.[2]

    Tahrik

    Agincourt, her biri bir pervane şaftını çeviren dört Parsons doğrudan tahrikli buhar türbinine sahipti. Öndeki ve arkadaki yüksek basınç türbinler dış şaftları hareket ettirirken, öndeki ve arka türbinler iç şaftları çevirmekteydi. Üç kanatlı pervaneler 2,9 metre çapındaydı. Türbinler, toplam 34.000 şaft beygir gücü için tasarlanmış, ancak deniz denemeleri esnasında 40.000 shp (30.000 kW) güç üreterek geminin tasarlanan 22 knot (41 km/sa; 25 mph) hızını aşmasını sağlamıştı.[20]

    Geminin buhar üretimi, çalışma basıncı 235 libre/inçkare (1.620 kPa; 17 kgf/cm2) olan yirmi iki Babcock & Wilcox su borulu kazandan oluşuyordu. Normalde 1.500 emperyal ton (1.500 t) kömür taşımasına karşın 3.200 emperyal ton (3.300 t) taşıma kapasitesine sahipti. Ayrıca yanma oranını artırmak için kömür üzerine püskürtmek üzere 620 emperyal ton (630 t) fuel oil kapasitesi vardı. Tam kapasitede 10 knot (19 km/sa; 12 mph) hızda 7.000 deniz mili (13.000 km; 8.100 mi) menzile sahipti. Elektrik gücü, buharla çalışan dört elektrik jeneratörüyle sağlanıyordu.[2]

    Silahlar

    Agincourt, gayriresmî olarak, kıç tarafta pazardan başlayarak haftanın günlerinden isimlendirilen[21] yedi adet hidrolik güçle çalışan çiftli tarette toplam 14 adet BL 12 inç (300 mm) Mk XIII 45 kalibrelik top taşıyordu.[22] Bu, bir dretnot savaş gemisine monte edilmiş en fazla sayıda taret ve ağır toptu.[23] Silahlar -3°'ye kadar bastırılabiliyor ve 13.5°'ye yükseltilebiliyordu. 386 kg ağırlığındaki mermileri, 831 m/s namlu çıkış hızına sahipti ve zırh delici (AP) mermilerle 13.5° yükselişte maksimum menzilleri 20.000 yard (18.000 m) idi. I. Dünya Savaşı sırasında taretler, maksimum yükselişleri 16°'ye çıkarmak üzere modifiye edildi, ancak bu değişiklik menzili yalnızca 20.435 yard (18.686 m) seviyesine ulaştırdı. Topların atış hızı dakikada 1.5 mermiydi.[24] Tüm toplar bir bordaya ateşlendiğinde, "ortaya çıkan alevler, bir muharebe kruvazörünün havaya uçtuğu izlenimini yaratacak kadar büyüktü; hayranlık uyandırıcıydı."[25] Gemiyi ikiye böleceğine dair yaygın bir fikre rağmen, tam borda ateş ederken gemiye hiçbir hasar verilmemiştir, ancak Agincourt'un ilk borda ateşi denemesinde geminin sofra ve cam eşyalarının çoğu paramparça olmuştur.[26]

    Agincourt inşa edildiği halde, on sekiz adet BL 6 inç Mk XIII 50 kalibrelik toptan oluşan bir ikincil bataryaya sahipti. On dördü, üst güvertede zırhlı kazamatlarda, ikisi ise ön ve arka üst yapılarda silah kalkanlarıyla korunarak yerleştirilmişti. Gemi Birleşik Krallık tarafından satın alındığında, silah kalkanları ile korunan pivot yuvalarında köprünün yanına iki tane daha top eklendi.[27] Silahlar -7°'ye kadar bastırılabiliyor ve ilk haliyle 13°'ye, modifikasyonlardan sonra ise 15°'ye kadar yükseltilebiliyordu. 100 pound (45 kg) ağırlığında mermileri 2.770 fit/saniye (840 m/s) namlu çıkış hızıyla 13.475 yard (12.322 m) menzile ateşleyebiliyordu. Atış hızları dakikada yaklaşık beş ila yedi mermi idi, ancak bu hız atışa hazır mühimmat kullanıldıktan sonra dakikada yaklaşık üç mermiye düşüyordu çünkü mühimmat vinçleri, silahları tam olarak beslemek için çok yavaş veya azdı. Silah başına yaklaşık 150 mermi taşınıyordu.[28]

    Torpido botlarına karşı yakın mesafe savunma, on adet 3 inç (76 mm) 45 kalibrelik seri ateşli topla sağlanıyordu. Bunlar üst yapıda pivot yuvalarına monte edilmişti ve silah kalkanlarıyla korunuyordu. Agincourt ayrıca yanlarda birer ve kıçta bir adet olmak üzere toplam üç adet 21 in (533 mm) su altı torpido tüpü taşıyordu. Torpido tüplerine ateşlendiklerinde giren su, borunun yeniden doldurulmasını kolaylaştırmak için torpido bölmesine boşaltılıyor, ardından denize pompalanıyordu. Bu, torpido mürettebatının hızlı atış gerektiğinde 3 fit (0,9 m) su içinde çalışmasına sebep oluyordu. Gemide 10 torpido taşınıyordu.[29]

    Ateş kontrol

    Her taret, taret çatısında zırhlı bir mesafe ölçer ile donatılmıştı. Ek olarak, ön direğin üstüne bir tane daha monte edilmişti. 1916'da Jutland Muharebesi sırasında Agincourt, Büyük Filo'nun muhtemelen Dreyer ateş kontrol tablosuna sahip olmayan tek dretnotuydu.[30] Daha sonra bir atış kontrol direktörü ön direğin altına yerleştirildi. Savaşın ilerleyen döneminde ise bir top tareti tüm ana taretleri komuta edecek şekilde modifiye edildi.[2] 1916-17'de her iki tarafa 6 inç (152 mm) toplar için birer ateş kontrol direktörü eklendi. 1918'de gözetleme kulesine yüksek açılı bir telemetre eklendi.[27]

    Zırh

    Agincourt'un silahları için ayrılan ağırlık sebebiyle tasarımda zırh için çok fazla kapasite kalmamıştı. Su hattı kemeri sadece 9 inç (229 mm) kalınlığındaydı, buna karşılık diğer Birleşik Krallık dretnotlarında zırh kalınlığı 12 inç (300 mm) veya daha fazlaydı. Zırhlı kemer yaklaşık 365 fit (111,3 m) uzunluğundaydı ve "Pazartesi" barbetinin ön kenarından "Cuma" barbetinin ortasına kadar uzanıyordu. Bunun ilerisinde, kemer yaklaşık 50 fit (15,2 m) boyunca 6 inç (152 mm) kalınlığındaydı, daha sonra 4 inç (102 mm) kalınlığa düşüyordu. Geminin orta bölümünün arkasında, kemer yaklaşık 30 fit (9,1 m) boyunca 6 inç (150 mm) kalınlıktaydı, daha sonra 4 inç (100 mm) kalınlığa düşüyordu ve sonra kıç tarafına ulaşmadan arka bölmede sona eriyordu. Üst kemer, ana güverteden üst güverteye ulaşıyordu ve altı inç kalınlığındaydı, "Pazartesi" barbetinden "Perşembe" barbetine kadar uzanıyordu. Geminin her iki ucundaki zırhlı gemi bölmeleri içe doğru açılıydı ve 3 inç (76 mm) kalınlığındaydı. Agincourt'un dört güvertesi 1-2,5 inç (25-64 mm) arasında değişen kalınlıklarda zırha sahipti.[31]

    Barbetlerdeki zırh Agincourt'un korunmasında önemli bir zayıflığıydı. Üst güverte seviyesinin üzerinde 9 inç (230 mm) kalınlığındaydılar, ancak üst ve ana güverte arasında 3 inç (76 mm) kalınlığa düşüyorlardı ve "Pazar" barbeti (3 inç (76 mm)), "Perşembe" ve "Cumartesi" (2 inç (51 mm)) hariç, ana güvertenin altında hiçbir zırhı yoktu. Taret zırhının ön yüzü 12 inç (300 mm), yanları 8 inç (203 mm) ve arkası 10 inç (254 mm) kalınlığındaydı. Taret çatıları önde 3 inç (76 mm) ve arkada 2 inç (51 mm) kalınlığındaydı. İkincil batarya için kazamatlar 6 inç (150 mm) zırha sahipti ve 6 inç (150 mm) kalınlığındaki perdelerle yatay yollu mermilerden korunmaktaydı.[2]

    Ana kumanda kulesi yanda 12 inç (300 mm) zırhla korunuyordu ve 4 inç (100 mm) kalınlığında zırhlı bir çatısı vardı. Kıç kumanda kulesi (torpido kontrol kulesi olarak da adlandırılır) 9 inç (230 mm) yanlara ve 3 inç (76 mm) bir çatıya sahipti. Her pozisyondan aşağıya uzanan iletişim tüplerinin zırhı üst katın üzerinde 6 inç (150 mm) kalınlığında ve altında 2 inç (51 mm) kalınlığındaydı. Her cephanelik her iki tarafta torpido bölmeleri olarak görev yapan iki zırh plakasıyla korunuyordu; bunlardan ilki 1 inç (25 mm) ve ikincisi 1,5 inç (38 mm) kalınlığındaydı.[27]

    Brezilyalılar, bölmelerin boyutunu sınırlayabilecek ve mürettebatın rahatına müdahale edebilecek olası tüm su geçirmez perdeleri ortadan kaldırmayı tercih ettiğinden, Agincourt'un Kraliyet Donanması standartlarına göre bölümlere ayrılmamıştı. Bu durum düşman saldırısı altında bir zayıflık doğurabilirdi. Örneğin subay yatakhanelerinin olduğu bölüm 85 × 60 fit (25,9 m × 18,3 m)boyutlarıyla Büyük Filo'daki benzerlerinden çok daha büyüktü.[32]

    Savaş zamanı değişiklikleri

    Jutland Muharebesi'nden sonra cephanelikleri korumak için ana güverteye yaklaşık 70 emperyal ton (71 t) yüksek gerilimli çelik eklendi. İki adet 3 inç (76 mm) uçaksavar topu, 1917-18'de kıç güverteye eklendi. 9 fit (2,7 m) açıklıklı bir telemetre ön direk üzerindeki eski projektör platformuna eklendi. 1918'de gözlem direğine yüksek açılı bir telemetre eklendi.[27]

    İnşa ve el koyma

    Sultan Osman-ı Evvel, Agincourt olmadan önce inşaatının donatım aşamasında

    Rio de Janeiro, 14 Eylül 1911'de Armstrongs tarafından Newcastle upon Tyne'da inşa edilmeye başlandı ve 22 Ocak 1913'te denize indirildi.[2] Omurga inşasının başlamasının ardından Brezilya hükûmeti kendisini zorlu bir ekonomik bunalımda buldu: Ağustos 1913'te İkinci Balkan Savaşı'nın sona ermesinin ardından bir Avrupa bunalımı Brezilya'nın dış kredi alma kabiliyetini azaltırken, aynı zamanda Brezilya'nın kahve ve kauçuk ihracat pazarı da Brezilya kauçuk tekelinin Uzak Doğu'daki Britanya plantasyonlarına kaybedilmesi nedeniyle çökmüştü.[33][b] Buna ek olarak, denizaşırı ülkelerden gelen yeni dretnot inşaatı hakkındaki raporlar, geminin tamamlandığında rakiplerinin gerisinde kalacağını gösteriyordu.[34] Bu faktörler Brezilya'nın gemiyi Ekim 1913'te satışa çıkarmasına neden oldu. Gemi 28 Aralık 1913'te £2.750.000 karşılığında Osmanlı donanmasına satıldı.[35] Adı Sultân Osmân-ı Evvel olarak değiştirildi, Temmuz 1914'te deniz denemelerine çıkartıldı ve Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı Ağustos ayında tamamlandı.[36]

    Savaş, geminin teslimattan önce deniz denemeleri sırasında çıktı. Osmanlı mürettebatı gemiyi teslim almak üzere Birleşik Krallık'a gelmiş olsa da Birleşik Krallık hükûmeti, Kraliyet Donanması'na dahil edilmek üzere gemiye el koydu. Tyne Nehri'nde bir nakliye gemisinde beş yüz Türk denizcisiyle bekleyen Türk kaptan Hüseyin Rauf, Britanyalıları gemiye binerek Türk bayrağını çekmekle tehdit etti; Amirallik Birinci Lordu Winston Churchill ise böyle bir girişim durumunda "gerekirse silahlı kuvvetle direnme" emri verdi.[37] İki gemiyi teslim almaya giden Osmanlı subay heyetinin içinde, Enver Paşa tarafından Sultan Osman gemisine süvari olarak atanan Rauf Orbay da vardı. Orbay'ın anılarını yazdığı "Cehennem Değirmeni" kitabında[38] belirttiği üzere, Birleşik Krallık hükûmetinden 2 Ağustos 1914 günü Reşadiye dretnotu ile beraber teslim alınması gerekirken, Osmanlı Sancağının çekilmesi törenine yarım saat kala Britanyalılar tarafından el konmuştur. Osmanlı heyeti İstanbul'a döndüğünde seferberlik ilan edildiğini öğrenmiştir.[39] Aynı zamanda Britanyalılar, ikinci bir Osmanlı zırhlısı olan ve Vickers tarafından Reşadiye adıyla inşa edilen King George V sınıfındaki gemiye de el koyarak HMS Erin olarak yeniden adlandırdı. Sözleşmede böyle bir eyleme ancak o sırada Birleşik Krallık savaştaysa izin veriliyordu; Birleşik Krallık henüz savaşta olmadığı için bu eylemler yasa dışıydı. Birleşik Krallık hükûmeti Osmanlıları bir oldu bittiye getirmeye karar vermişti. 3 Ağustos'ta, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Birleşik Krallık büyükelçisi, hükûmete Britanya'nın gemileri ele geçirdiğini bildirdi.[40] Churchill, gemilerin Birleşik Krallık'a karşı kullanılması riskini almak istemedi, ancak bunun sonuçları oldu.[41]

    Gemilere el konulması, gemileri kısmen halktan toplanan paralarla finanse eden Osmanlı İmparatorluğu'nda hatırı sayılır bir infiale neden oldu. Osmanlı hükûmeti, savaş gemilerinin maliyeti konusunda mali bir çıkmaza girdiğinde Osmanlı Donanması için tavernalardan, kafelerden, okullardan ve pazarlardan bağışlar gelmiş ve büyük bağışlar "Donanma İmtiyaz Madalyası" ile ödüllendirilmişti. Britanyalıların parası ödenen gemilere el koyması ve Almanların muharebe kruvazörü Goeben'i Osmanlılara armağanı, imparatorluk kamuoyunun Britanyalılardan uzaklaşmasına ve Almanlara sempati duymasına neden oldu. Osmanlılar Goeben'in 29 Ekim'de Karadeniz'deki Rus tesislerine saldırmasının ardından Birleşik Krallık, Fransa ve Rusya'nın da yer aldığı Üçlü İtilaf'a karşı Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu safında savaşa girdiler.[42]

    Kraliyet Donanması, gemiyi görece almadan önce üzerinde çeşitli değişiklikler yaptı. İki merkez kulenin üzerindeki uçan köprü kaldırıldı, Türk tarzı tuvaletler değiştirildi.[43] Geminin adı "Agincourt", Churchill'in favori isimlerindendi; bu ad başlangıçta 1914-15 Deniz Gereksinimleri kapsamında sipariş edilen ancak savaşın patlak vermesiyle henüz inşasına başlanmayan Queen Elizabeth sınıfının altıncı gemisine tahsis edilmişti.[44] Takma adı The Gin Palace, lüks donanımından ve adının bozulmuş telaffuzundan ("A Gin Court") geliyordu; pembe cin o dönemde Kraliyet Donanması subayları arasında popüler bir içkiydi.[45]

    Birleşik Krallık Amiralliği bu kadar kısa sürede Agincourt büyüklüğünde bir gemiye mürettebat sağlama konusunda hazırlıksızdı. Bu sebeple mürettebat, "donanmanın en üst ve en alt noktalarından toparlandı: Kraliyet yatları ve askeri tevkif evleri." Agincourt'un kaptanı ve ikinci kaptanı, 3 Ağustos 1914'te mürettebatının çoğu Agincourt'a transfer edilen HMY Victoria and Albert'tan geldi. Donanma yedek personelinin çoğunu bu zamana kadar çoktan çağrılmış ve başka gemilere gönderilmişti, bu nedenle cezaları hafifletilen birkaç küçük suçlu, çeşitli deniz hapishanelerinden ve gözaltı kamplarından alındı.[46]

    Hizmet geçmişi

    4. Harp Filosu Kuzey Denizi'nde, 1915. Agincourt önden ikinci gemidir.
    El konulan Osmanlı gemileri 1918'de: Agincourt (önde, Sultan Osman-ı Evvel) ve Erin (Reşadiye).

    Agincourt, Büyük Filo'nun 4. Harp Filosu'na (BS) katıldığı 7 Eylül 1914'te deniz denemelerindeydi.[47] Scapa Flow'daki filo demirleme alanı henüz denizaltı saldırılarına karşı güvenli değildi ve filonun çoğu denizde tutuldu. Agincourt Büyük Filo ile birlikte ilk seksen gününün kırkını denizde geçirdi. Bu, yalnızca düşmanı üslerinden çekmeyi amaçlayan Kuzey Denizi devriyeleri ile bölünen bir buçuk yıllık hareketsizliğin başlangıcıydı.[48]

    1 Ocak 1915'te Agincourt hala 4. Harp Filosu'nda görevliydi, ancak 31 Mayıs 1916'daki Jutland Muharebesi'nden önce 1. Harp Filosu'na atandı. Her bir gemi farklı bir sınıftan olduğu için mümkün olan en heterojen grup olan Hercules, Revenge ve amiral gemisi Marlborough ile birlikte 1. HF'nin Altıncı Tümen'inin son gemisiydi. Altıncı Tümen, Amiral David Beatty'nin Savaş Kruvazörü Filosu'nun gemileriyle buluşmak için güneye yönelirken, daha sonra Kuzey Denizi'ndeki Alman Açık Deniz Filosu'ndan gelen düşmanlarla angaje olan Büyük Filo'nun en sağ sütunuydu.[49] Büyük Filo kumandanı Amiral John Jellicoe, 18.15'e kadar seyir formasyonunu muhafaza etti,[c] daha sonra her geminin 90° dönerek bir savaş sütunu oluşturması emrini verdi. Bu dönüş Altıncı Tümeni Büyük Filoda Alman Açık Deniz Filosunun zırhlılarına en yakın gemiler yaptı ve limana dönerken her gemiye ateş açtılar. Bu ateş yoğunluğu daha sonra Britanyalılar tarafından "Rüzgarlı Köşe" olarak bilinmeye başlandı, çünkü gemiler, hiçbiri isabet almamasına rağmen Alman mermilerinin sıçrattığı sularla yıkanmıştı.[50]

    Agincourt (1918)

    18.24'te Agincourt, ana toplarıyla bir Alman savaş kruvazörüne ateş açtı. Kısa bir süre sonra, Alman muhripleri Açık Deniz Filosu'nun güneyindeki dönüşü korumak için Britanya zırhlılarına torpido saldırıları yaptığında, altı inçlik silahlarıyla ateşe başladı.[51] Agincourt iki torpidoyu başarıyla savuşturdu, torpidolardan biri Marlborough'ya isabet etti.[52] 19.15 civarında sis azaldı ve gemi bir Kaiser sınıfı zırhlı ile çatışmaya girdi, Alman gemisinin duman ve sis içinde kaybolmasıyla çatışma sonuçsuz kaldı.[53] Saat 20.00 civarında Marlborough, torpido hasarından dolayı bölmelerindeki stres nedeniyle hızını düşürmek zorunda kaldı, tümendeki tüm gemiler onun hızına uydu.[54] Kötüleşen görüş şartları altında tümen, Büyük Filo'yu gözden kaybetti ve ağır hasarlı SMS Seydlitz'in yanından ateş açmadan geçti.[55] Tümen şafakta sadece önceki günkü savaştan kalan kalıntılarla buldular, ardından 2 Haziran'da Scapa Flow'a geri döndü.[56] Agincourt, muharebe sırasında 144 on iki inç mermi ve 111 altı inç mermi ateşledi ancak bilindiği kadarıyla herhangi bir isabet kaydetmedi.[47]

    Büyük Filo sonraki birkaç yıl içinde birçok sorti yapmasına rağmen Agincourt'un bunlara katılıp katılmadığı bilinmemektedir. 23 Nisan 1918'de Agincourt ve Hercules, Alman Açık Deniz Filosu Norveç ve Birleşik Krallık arasındaki İskandinav konvoylarını yok etmek amacıyla saldırıya çıktığında konvoylara koruma sağlamak için Scapa Flow'da görev yaptı. Alman istihbaratından gelen raporlardaki zamanlamalar yanlıştı, bu sebeple Almanlar pozisyonlarına ulaştığında hem gelen hem de giden konvoylar limandaydı; bu sebeple Amiral Reinhard Scheer herhangi bir Birleşik Krallık gemisi tespit etmeyen filoya Almanya'ya dönmesini emretti.[57]

    Agincourt daha sonra 2. Harp Filosu'na transfer edildi[47] ve 21 Kasım 1918'de Açık Deniz Filosu'nun teslimiyetinde hazır bulundu.[58] Mart 1919'da Rosyth'te yedeğe alındı. Gemiyi Brezilya hükûmetine satmak için yapılan başarısız girişimlerden sonra, Nisan 1921'de elden çıkarılmak üzere listelendi, ancak yılın ilerleyen döneminde deneysel amaçlarla kullanıldı.[27] Kraliyet Donanması daha sonra onu mobil bir deniz üssüne dönüştürmeyi planladı ve dönüşüm için hazırlık aşamasında yedi taretinden beşi ve barbetleri sökülerek depo ve atölyelere dönüştürüldü. 2 ve 5 numaralı taretler korunacaktı.[59] Bu plan Washington Deniz Antlaşması'nın tonaj sınırlamalarına uymak için iptal edildi ve gemi 19 Aralık 1922'de hurdaya satıldı, 1924'ün sonunda söküldü.[27]

    Notlar

    1. ^ Brezilya'nın 1908'de 22 milyon dolar ve 1912'de 47 milyon dolar olan borcu, artan bütçe açıklarıyla 1913'te 500 milyon dolar dış ve ve 335 milyon dolar iç borca ulaşacaktı.[15]
    2. ^ 1912 ile 1913 arasında kahvenin fiyatı %20, Brezilya'nın kahve ihracatı ise %12,5 düştü; kauçuk fiyatı sırasıyla %25 ve %36,6 oranında benzer bir düşüş kaydetti.[33]
    3. ^ Kullanılan saatler GMT'dir. Konuyla ilgili Alman eserlerinde genellikle 1 saat ileride olan CET kullanılır.

    Kaynakça

    Özel
    1. ^ "Brazil's 32,000-Ton Dreadnought 16 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.," Bulletin of the International Bureau of the American Republics 31, no. 1 (July 1910): 515.
    2. ^ a b c d e f Burt, s. 245.
    3. ^ Grant, s. 148.
    4. ^ a b c Livermore, s. 32.
    5. ^ a b Topliss, s. 240.
    6. ^ Scheina, ss. 45-52.
    7. ^ Grdiner & Gray, s. 403.
    8. ^ a b Scheina, s. 80.
    9. ^ Gardiner & Gray, s. 403.
    10. ^ Hough, s. 22.
    11. ^ Livermore, ss. 39-41.
    12. ^ Topliss, ss. 247-249.
    13. ^ Scheina, ss. 81-82.
    14. ^ Topliss, s. 269.
    15. ^ a b Martin, s. 37.
    16. ^ Hermes Rodrigues da Fonseca, 3 Mayıs 1911, Scheina, s. 354
    17. ^ Topliss, s. 280.
    18. ^ Burt, s. 244.
    19. ^ Parkes, s. 604.
    20. ^ Burt, ss. 245, 250.
    21. ^ Gardiner & Gray, s. 37.
    22. ^ Hough, s. 150.
    23. ^ Gibbons, s. 201.
    24. ^ "British 12"/45 (30.5 cm) Mark XIII". navweaps.com. 20 Şubat 2009. 17 Aralık 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2010. 
    25. ^ Parkes, s. 603.
    26. ^ Hough, s. 160.
    27. ^ a b c d e f Burt, s. 250.
    28. ^ "British 6"/50 (15.2 cm) BL Mark XIII". navweaps.com. 22 Ocak 2009. 17 Aralık 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2010. 
    29. ^ Parkes, ss. 600, 603.
    30. ^ Friedman, s. 46.
    31. ^ Burt, ss. 244-245.
    32. ^ Hough, ss. 89-90.
    33. ^ a b Martin, ss. 36-37.
    34. ^ Vanterpool, s. 140.
    35. ^ Hough, ss. 72, 75.
    36. ^ Hough, ss. 109-122.
    37. ^ "Chapter Ten: Goeben ... An Enemy Then Flying". The Guns of August. New York: Ballantine Books (Random House). 1962. ISBN 978-0-307-56762-8. 
    38. ^ Orbay, Hüseyin Rauf (1993). İsmet Bozdağ (Ed.). Cehennem Değirmeni: Siyasi Hatıralarım. 2 (2 bas.). İstanbul: Emre Yayınları. s. 118. ISBN 978-9-75736-912-7. 5 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Eylül 2020. 
    39. ^ Keleşyılmaz, Vahdet (2012). I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti'nin Afganistan'a Yönelik Girişimleri (PDF). Ankara: Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi. s. 1832. 30 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 19 Eylül 2020. 
    40. ^ Fromkin, ss. 57-58.
    41. ^ Hough, s. 121.
    42. ^ Hough, ss. 143-144.
    43. ^ Hough, ss. 152-153.
    44. ^ Parkes, s. 600.
    45. ^ Hough, s. 147.
    46. ^ Hough, ss. 148-152.
    47. ^ a b c Parkes, s. 605.
    48. ^ Hough, s. 161.
    49. ^ Hough, s. 174.
    50. ^ Hough, s. 179.
    51. ^ Tarrant, ss. 131, 133.
    52. ^ Massie, s. 630.
    53. ^ Hough, s. 183.
    54. ^ Burt, s. 206.
    55. ^ Massie, s. 651.
    56. ^ Hough, ss. 184-185.
    57. ^ Newbolt, ss. 236-237.
    58. ^ Hough, s. 186.
    59. ^ Harner, s. 152.
    Genel

    Dış bağlantılar

    İlgili Araştırma Makaleleri

    <i>Yavuz</i> (muharebe kruvazörü) Osmanlı İmparatorluğunun I. Dünya Savaşına girmesinde önemli rol oynayan savaş gemisi

    Yavuz, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesinde önemli rol oynayan savaş gemisidir.

    <i>Barbaros Hayreddin</i> (zırhlı) Alman zırhlısı

    Barbaros Hayreddin veya SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm, okyanus ötesi sefer yapabilen bir Alman zırhlısıdır. Alman İmparatorluk Donanması ve sonrasında Osmanlı donanması'nda görev yapmıştır. Geminin orijinal adı Prusya dükü ve Brandenburg seçici prensi olan I. Frederick Wilhelm'den gelmektedir. Brandenburg sınıfının dördüncü ön dretnot gemisi idi. 1890 yılında Kaiserliche Werft Wilhelmshaven'da inşa çalışmaları başladı, 1891'de denize indirildi ve 1893'te tamamlandı. Geminin yapımı 11,23 milyon marka mal oldu. Brandenburg sınıfı savaş gemileri üç zırhlı tarette taşıdıkları altı ana top ile, diğer donanmaların iki tarette dört top taşıyan gemilerine kıyasla daha modern bir tasarımdı.

    <i>Turgut Reis</i> (zırhlı)

    Turgut Reis veya SMS Weißenburg, Alman İmparatorluğu Donanması'nın ilk okyanus ötesi savaş gemilerinden biridir. Alman İmparatorluğu Donanması'nın ardından son olarak Osmanlı donanmasında görev yapmıştır. Alman İmparatorluğu'nda 1890'larda yapılan Brandenburg sınıfı dört ön-dretnot zırhlısından üçüncüsüdür. 1890 yılında AG Vulcan firmasının Stettin tersanesinde inşası başlamış, 1891'de denize indirilmiş, 1894 yılında tamamlanmıştı. Brandenburg sınıfı zırhlılar, üç adet ikiz tarette taşıdıkları altı büyük kalibre top ile, dönemin standardı olan iki adet ikiz taret taşıyan zırhlılardan farklıydılar. İngiliz Kraliyet Donanması, bu gemilere "whaler" adını vermişti. Turgut Reis, kendisiyle aynı sınıftan gemiler olan SMS Brandenburg, SMS Wörth ve SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm ile aynı yıllarda suya indi.

    HMS <i>Erin</i> İngiliz Kraliyet Donanmasında hizmet etmiş zırhlı

    HMS Erin, Kraliyet Donanması'nda hizmet veren bir dretnot zırhlısıydı. İlk başta Osmanlı hükûmeti tarafından Britanyalı Vickers'tan sipariş edilmiş ve Osmanlı donanması ile hizmete girdiğinde gemiye Reşadiye adı verilmesi planlanmıştı. Reşadiye sınıfı, denizde veya yapım aşamasında olan tüm diğer savaş gemilerinden daha iyi veya en azından eşit olacak şekilde tasarlanmıştı. I. Dünya Savaşı Ağustos 1914'te başladığında, Reşadiye neredeyse tamamlanmış durumdaydı, ancak Almanya ya da Alman müttefikleri tarafından kullanılmasını engellemek üzere Amiralliğin İlk Lordu Winston Churchill'in emriyle gemiye el koyuldu.

    <i>Mesudiye</i> (zırhlı)

    Mesudiye, Osmanlı donanması için 1871-1875 yılları arasında İngiltere'deki Thames Ironworks'te inşa edilmiş merkezî bataryalı zırhlı korvettir. İnşa edilmiş en büyük iki merkezî bataryalı zırhlı korvetten biriydi. Mesudiye'nin Hamidiye adında bir kardeş gemisi olması planlanmıştı; ancak bu gemi Kraliyet Donanması tarafından satın alındı ve HMS Superb adıyla görevlendirildi. Ana silahları merkezî zırhlı bir bataryada yer alan on iki 250 mm toptu.

    <i>Asar-ı Tevfik</i>

    Asar-ı Tevfik, 1860'larda inşa edilen ve sınıfının tek üyesi olan, Osmanlı donanmasının zırhlı bir savaş gemisiydi. Aslen Mısır Hidivliği tarafından İbrahimiye ismiyle sipariş edilen gemi, daha sonra Osmanlılar tarafından alındı. Kırım Savaşı'ndan sonra 1860'larda Osmanlı filosu için bir genişleme programının bir parçası olarak inşa edilen Asar-ı Tevfik, sekiz adet 220 mm toptan oluşan bir ana batarya ile donatılmış 4.600 metrik tonluk barbetli bir merkezî bataryalı zırhlıydı.

    <i>Abdülkadir</i> (zırhlı) tamamlanmayan ön dretnot savaş gemisi

    Abdülkadir, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1890'da sipariş edilen, 1892'de İstanbul'daki Tersâne-i Âmire'de yapımına başlanan ancak inşası tamamlanmadan 1909'da hurdaya çıkartılan ön dretnot savaş gemisidir. On yıldan uzun bir aranın ardından Osmanlılar tarafından inşasına başlanan ilk büyük gemi olan Abdülkadir, aynı zamanda kendi sınıfının da ilk gemisiydi. Ana silah olarak dört 28 cm top taşıması ve kemer zırhının 230 mm kalınlıkta olması planlanmıştı. Maddi kaynak sorunu nedeniyle inşası yavaş ilerleyen geminin iki yıl sonunda yalnızca gövde iskeleti tamamlanabildi. 1906'da çalışmalara son verildiğindeyse yalnızca gövdenin bir kısmı plakalarla kaplanmış durumdaydı. Yapımı tamamlanamayan gemi, 1909 yılında hurdaya ayrılarak parçalandı.

    <i>Reşadiye</i> sınıfı zırhlı

    Reşadiye sınıfı zırhlı savaş gemisi veya Reşadiye sınıfı dretnot, Osmanlı donanması için planlanan ve 1910'larda Birleşik Krallık'tan sipariş edilen iki adet dretnot savaş gemisinin sınıfıdır. Sınıfın tasarımı İngiliz King George V sınıfının tasarımına dayanmakta olup kapsamlı geliştirmeler yapılmıştır. Gemilerde İngiliz gemileriyle aynı 13,5-inç (340 mm) ana batarya yer almakta, ikincil bataryalar ise 4-inç (100 mm) yerine 6-inç (150 mm) sınıfı toplardan oluşmaktadır. İlk gemi olan Reşadiye 1911'de kızağa konulmuş ve Ağustos 1914'te tamamlanmıştır.

    <i>Brandenburg</i> sınıfı zırhlı

    Brandenburg sınıfı, Alman İmparatorluğu'nun okyanus ötesi ilk dört ön dretnot zırhlının dahil olduğu sınıf. Bu gemiler aynı zamanda kablosuz iletişim yapabilen ilk Alman savaş gemileridir. Bu sınıfta üretilen savaş gemilerinin adları SMS Brandenburg, SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm, SMS Weißenburg ve SMS Wörth'tür. Dört geminin inşasına 1890 yılında başlandı, üçü 1893'te tamamlanırken SMS Weißenburg 1894'te bitirildi. Öncü gemi olan Brandenburg 9,3 milyon marka, Kurfürst Friedrich Wilhelm ise 11,23 milyon marka mal oldu. Birleşik Krallık Kraliyet Donanması, bu gemileri alaya alarak "balina avcıları" olarak nitelendirmiştir.

    <i>Deutschland</i> sınıfı zırhlı Alman İmparatorluk Donanması için inşa edilen beş ön dretnot savaş gemisinden oluşan gemi sınıfı

    Deutschland sınıfı, Alman İmparatorluk Donanması için inşa edilen beş ön dretnot savaş gemisinden oluşan gemi sınıfıdır. Sınıf Deutschland, Hannover, Pommern, Schlesien ve Schleswig-Holstein gemilerinden oluşmaktaydı. 1903-1908 arasında inşa edilen gemiler, daha önceki Braunschweig sınıfı zırhlılara çok benzerdi; ancak daha iyi koruma sağlayan zırhları vardı. İngiliz Kraliyet Donanması'nın devrimci gemisi HMS Dreadnought'un hizmete girişiyle daha inşaları tamamlanamadan teknolojinin gerisinde kalan Deutschland sınıfı, Alman donanmasına katılan son ön dretnot gemiler oldular. Deutschland sınıfının ardından inşa edilen Nassau sınıfı zırhlılar ise Almanya'nın ilk dretnot sınıfı oldu.

    <i>Avnillah</i> sınıfı zırhlı korvet Osmanlı Donanmasının zırhlı savaş gemisi sınıfı

    Avnillah sınıfı, Osmanlı donanması için 1860'larda inşa edilen iki zırhlı korvet savaş gemisinden oluşan bir gemi sınıfıdır. Sınıfta yer alan gemiler Avnillah ve Muin-i Zafer'dir. İki gemi İngiltere'de 1868 ve 1870 arasında inşa edildi. Gemi ortasındaki kazamatlara monte edilmiş dört adet 230 mm çapında top taşıyorlardı.

    <i>İclaliye</i>

    İclaliye, 1860'ların sonunda ve 1870'lerin başında Osmanlı donanması için inşa edilmiş, sınıfının tek örneği olan zırhlı savaş gemisidir. Avusturya-Macaristan tersanesi Stabilimento Tecnico Triestino'dan sipariş edildi, Mayıs 1868'de omurgası serildi ve inşası Şubat 1871'de tamamlandı. İclaliye'nin tasarımı, daha önceki Asar-ı Şevket sınıfına dayanıyordu. İki adet 228 mm ve üç adet 178 mm Armstrong top taşıyan İclaliye, 93 Harbi sırasında Kafkasya'da savaşan Osmanlı güçlerini destekledi. Kariyerinin geri kalanının çoğunu, Osmanlı donanmasına çok az bütçe ayrılan bir dönemde hizmet dışında geçirdi. 1912'de donanma, İstanbul'u savunan güçlere topçu desteği sağlamak için İclaliye'yi yeniden hizmete aldı. Birinci Balkan Savaşı sonrasında eğitim gemisi ve kışla gemisi gibi yan görevlerde bulundu. 1928'de hizmetten çıkartıldı ve hurda olarak söküldü.

    <i>Avnillah</i> Osmanlı savaş gemisi

    Avnillah 1860'ların sonlarında Osmanlı donanması için inşa edilmiş bir zırhlı savaş gemisidir. Avnillah sınıfının öncü gemisi olarak Thames Iron Works tarafından Birleşik Krallık'ta inşa edilmiştir. Omurgası 1868'de serilen gemi, 1869'da denize indirildi ve ertesi yıl filoya katıldı. Merkezî bataryalı gemi olan Avnillah, merkezî bir kazamatta yer alan dört adet 230 mm top ile silahlandırıldı ve en çok saatte 12 deniz mili (22 km/sa) hıza ulaşabiliyordu.

    <i>Lütf-i Celil</i>

    Lütf-i Celil, Osmanlı Donanması'nın Lütf-i Celil sınıfının öncü gemisi olan zırhlı savaş gemisiydi. Başlangıçta Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı özerk bir devlet olan Mısır Hidivliği tarafından sipariş edilen Lütf-i Celil, Osmanlı hükûmetinin Mısır'ı gemiyi teslim etmeye zorlaması ile Fransa'daki Forges et Chantiers de la Gironde tersanesinde yapım aşamasındayken Osmanlılara devredildi. Lütf-i Celil, 1877'de 93 Harbi sırasında aktif görevde bulundu ve Rus güçlerinin Tuna'yı geçmesini önlemek için operasyonlarda bulundu. 11 Mayıs'ta devriye gezerken bir Rus topçu bataryasıyla çatışmaya girdi. Geminin kazan dairesine isabet eden bir top mermisinin yol açtığı patlamada gemi mürettebatının çoğu ölürken gemi de battı.

    <i>Hıfzur-Rahman</i>

    Hıfzu'r-Rahman, Osmanlı Donanması için 1860'ların sonlarında inşa edilen Lütf-i Celil sınıfı zırhlı korvetlerin ikincisi olan demir zırhlı savaş gemisidir. Başlangıçta Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı özerk vasal devlet olan Mısır Hidivliği tarafından sipariş edilen gemi, Osmanlı hükûmetinin Mısır'ı zorlaması ile henüz Fransa'daki Forges et Chantiers de la Gironde tersanesinde yapım aşamasındayken Osmanlı donanmasına devredildi. Taretli gemi türündeydi ve ön taretinde iki 229 mm Armstrong top, arka taretinde ise iki 178 mm Armstrong top taşıyordu.

    <i>Lütf-i Celil</i> sınıfı zırhlı korvet

    Lütf-i Celil sınıfı, 1860'ların sonlarında Osmanlı donanması için Fransa'da inşa edilmiş bir çift zırhlı korvet tipi savaş gemisidir. Sınıf, Lütf-i Celil ve Hıfzu'r-Rahman gemilerinden oluşmaktaydı. İki gemi de başlangıçta Mısır Eyaleti tarafından sipariş edilmiş; ancak yapım aşamasında iken Osmanlı İmparatorluğu'na devredilmiştir. İki gemi de döner taretli gemi türündeydi ve ön taretinde iki 229 mm Armstrong top, arka taretinde ise iki 178 mm Armstrong top taşıyordu.

    <i>Hamidiye</i> (zırhlı) Osmanlı zırhlı gemisi

    Hamidiye, 1885'te tamamlanan, Osmanlı donanması için inşa edilmiş sınıfının tek örneği zırhlı savaş gemisidir. Silahlarının çoğu merkezi bir kazamata monte edilmiş merkezi bataryalı bir gemiydi. Tersane-i Amire tarafından inşa edilen geminin tamamlanması yaklaşık yirmi yıl sürdü. Aralık 1874'te kızağa kondu, 1885'te denize indirildi ve 1894'te inşası tamamlandı. İnşasının görece uzun sürmesi nedeniyle hizmete girdiğinde modası geçmişti. Kötü dinamik karakteristikleri ve düşük kaliteli zırhı, neredeyse tamamını sabit bir eğitim gemisi olarak geçirdiği görece kısa bir kariyere yol açtı. 1897'deki Osmanlı-Yunan Savaşı sırasında bir süre kullanılsa da, eski Osmanlı filosunun geri kalanı gibi hizmete gireli sadece üç yıl olmasına rağmen kötü durumdaydı. Osmanlılar, savaşta donanmanın başarısızlığının ardından bir yeniden yapılanma programına başladı; ancak Hamidiye, 1903 yılında çok kötü bir durumdaydı; yeniden inşası mantıklı olmadığı için o yıl hizmetten çıkarıldı, 1909'da satışa çıktı ve 1913'te sökülmek üzere satıldı.

    <i>Aziziye</i> (zırhlı fırkateyn)

    Aziziye, Osmanlı donanması için 1860'lı yıllarda Robert Napier and Sons tarafından Birleşik Krallık'ta inşa edilen, Osmaniye sınıfı dört zırhlı fırkateynin ikincisi olan zırhlı savaş gemisiydi. İnşasına 1863'te başladı, Ocak 1865'te denize indirildi ve aynı yılın Ağustos ayında hizmete girdi. Adını Padişah Abdülaziz'den alan gemi, bordalara dizili on dört 203 mm ve on 36 libre Armstrong topa ek olarak, burunda bir adet 229 mm Armstrong top taşıyordu. Kariyeri boyunca sınırlı aktif hizmet gördü. 1877-78'deki 93 Harbi esnasında "riske atmak için çok değerli olması" sebebiyle donanma komutanlığı tarafından yedekte tutuldu. 1880'li yılları hizmet dışında geçirdi. 1890'lı yılların başında kapsamlı şekilde yeniden inşa edildi ve daha modern bir barbet gemiye dönüştürüldü. Bununla birlikte, 1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başında bakımsız durumdaydı ve bu savaşta hiçbir çatışmada yer almadı, savaştan sonra ise silahsızlandırıldı. 1904'ten 1909'a kadar kısa bir süre kışla gemisi olarak kullanılmasından başka aktif hizmet görmedi. 1923 yılında hurda olarak gemi sökücülere satıldı ve parçalandı.

    <span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nun zırhlı korvetleri listesi</span> Vikimedya liste maddesi

    1860'larda ve 1870'lerde Osmanlı donanması, neredeyse tamamen yabancı tersanelerde inşa edilen bir dizi zırhlı korvet savaş gemisi sipariş etti ve satın aldı. Sipariş edilen ilk sınıf olan Osmaniye sınıfı, dört adet zırhlı fırkateynden oluşuyordu. Osmaniye sınıfı 1860'ların başında Birleşik Krallık'taki tersanelerinden sipariş edildi. 1864'te beşinci gemi Fatih sipariş edilse de bu gemi, 1867'de Prusya donanması tarafından satın alındı. Aynı yıl Osmanlılar, Feth-i Bülend ile iki gemiden oluşan Avnillah sınıfını yine Birleşik Krallık'tan sipariş etti. Osmanlı İmparatorluğu'nun bir eyaleti olan Mısır da o dönem, merkezî otoriteden bağımsız olarak Fransa'daki tersanelerden; Asar-ı Tevfik, Asar-ı Şevket ve Lütf-i Celil zırhlı korvet sınıflarına ait gemi siparişleri vermiş, bir Avusturya-Macaristan firmasıyla ise İclaliye için sözleşme imzalamışlardı. Mısır'ın bağımsızlığını savunmaya yönelik çabaları, Mısır'dan 1868'de yaptığı sipariş ettiği tüm zırhlı korvetleri teslim etmesini isteyen Padişah Abdülaziz'i kızdırdı. Bu esnada ikinci bir Feth-i Bülend sınıfı zırhlı olan Mukaddeme-i Hayr sipariş edilmiş ve Osmanlı Tersane-i Amire'sinde inşa edilen ilk zırhlı olmuştu. 1871'de Osmanlılar, iki Mesudiye sınıfını sipariş etti. İlk gemi teslim alınırken ikinci gemi Birleşik Krallık'ın 1878'de Rusya ile savaşa girmesi korkusunun ortasında Kraliyet Donanması tarafından satın alındı ve yerini Tersane-i Amire'de inşa edilecek üçüncü bir gemi olan Hamidiye'ye bıraktı. Son iki gemi, Peyk-i Şeref sınıfı, 1874 yılında Birleşik Krallık'tan sipariş edildi fakat Kraliyet Donanması 1878'de savaş beklentileri sırasında her ikisini de satın aldı.

    <i>Çesma</i> 1880lerde Rus İmparatorluk Donanması için inşa edilen Yekaterina II sınıfının ikinci gemisi olan zırhlı.

    Çesma, 1880'lerde Rus İmparatorluk Donanması için inşa edilen Yekaterina II sınıfının ikinci gemisi olan zırhlıdır. Adını, 1770'te gerçekleşen Çeşme Deniz Muharebesi'ndeki Rus zaferinden almakta olup planlanandan daha ağır inşa edildiğinden dolayı zırh kuşağının çoğu su hattının altında kalmıştı. Rus şirketleri, Donanma Genel Komutanlığının istediği gelişmiş zırh ve makineleri üretemediği için bu parçalar Birleşik Krallık ve Belçika'dan ithal edildi. Çesma, kariyerini Rus Karadeniz Filosu'nun bir parçası olarak geçirdi.