İçeriğe atla

H2 antagonisti

Simetidin, H2-reseptör antagonistlerinin prototipi.

H2-reseptör antagonistleri, mide paryetal hücresinde histaminin etkisini bloke ederek bu hücrelerdeki asit salınımını azaltan moleküllerdir. Bu ilaçlar dispepsi tedavisinde kullanılır. Ancak proton pompa inhibitörlerine göre daha az etkili kaldıklarından kullanımları sınırlıdır.

Antihistaminikler'de olduğu gibi H2 antagonistleri de gerçek reseptör antagonisti olarak değil ancak ters agonist olarak etkirler.

Tarihçe ve gelişim

Simetidin bu sınıftaki diğer moleküllerin kendisi üzerinden geliştirildiği prototip moleküldür. Simetidin Smith, Kline & French (SK&F; şimdi GlaxoSmithKline) bir histamin reseptör antagonistinin mide asit sekresyonunu baskılaması için yapılan geliştirme çalışmaları sırasında keşfedilmiştir.

1964'te histaminin mide asidi sekresyonunu stimüle ttiği biliniyordu ancak geleneksel antihistaminiklerin asit üretimi üzerinde etkisi yoktu. Bu gerçeğe bakarak SK&F bilim adamları iki çeşit histamin reseptörü olabileceği fikrini geliştirdi. Anlaşıldı ki geleneksel antihistaminikler H1 etkiliydi ; yeni geliştirilenler ise H2 üzerine etkili olmalıydı.

SK&F takımı rasyonel bir ilaç tasarlama sürecini histaminin yapısını baz alarak başlattı. Bu sırada H2 reseptorü hakkında hiçbir bilgi yoktu. Yüzlerce modifiye bileşik reseptöre model olmak üzere sentezlendi. İlk sonuç kısmi bir H2-reseptör antagonisti olan Nα-guanilhistamin ile alındı. Bundan yola çıkarak ilk H2-reseptör antagonisti olan burimamid ortaya çıkarıldı. Burimamid H2 reseptörüne spesifik bir kompetetif antagonist idi ve Nα-guanilhistamin'e göre 100 kat daha etkiliydi. Bu sırada H2 reseptörünün varlığı da ispatlanmış oldu.

Burimamide yapısı üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda metiamid sentezlndi. Metiamid etkili bir ajandı ancak nefrotoksik idi ve agranülositoz yapıyordu.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Aşırı duyarlılık</span> Tıbbi durum

Aşırı duyarlılık reaksiyonları, bağışıklık sistemi işlevlerinin kendi dokularına zarar verecek (patolojik) düzeylere ulaştığı olgular için yapılan bir tanımlamadır. Bağışıklık sistemi, organizmayı yabancı antijenlerden korumaya yönelik bir dizi işlev için kurgulanmıştır. Örneğin, bir birey daha önce karşılaştığı bir antijenle ikinci kez karşılaştığında, bu antijene karşı gerekenden çok daha güçlü immun yanıtlar meydana verelebilir. Doku zarar­larına neden olan bu yanıtlara aşırı duyarlılık reaksiyonları adı verilir. Aşırıduyarlılık reaksiyonlarının 2 ana grubu vardır:

<span class="mw-page-title-main">Serotonin</span> Nörotransmitter

Serotonin, insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir. Eksikliğinde depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür. Yapısal olarak monoamin grubuna girer ve triptofan aminoasiti ile triptofan hidroksilaz enziminin tepkimesi sonucu sentezlenir.

<span class="mw-page-title-main">Sitokin</span> hücre sinyalizasyonunda önemli olan küçük proteinlerin (~5-20 kDa) geniş ve gevşek kategorisi

Sitokin, hayvan ve bitki hücrelerince üretilen, hücrelerin birbirleriyle iletişimini sağlayan protein ve peptidlerin bir grubudur. Hücre yüzeyi sitokin reseptörleri aracılığıyla görevlerini yapar. Yangı (enflamasyon) ve bağışıklık reaksiyonlarında, aktif lenfositler, makrofajlar, endotel, epitel ve konnektif dokular tarafından oluşturulurlar. Salınımları geçicidir. Sitokinler, hücrelerdeki reseptörlere bağlanarak hücre çoğalmasını uyarırlar.

<span class="mw-page-title-main">İnflamasyon</span> iltihaplanma

İnflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. İnflamasyon normalde patolojik bir durum olmasına karşın, inflamatuar reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden dolayı inflamasyon (inflammare) terimini kullanmak daha yerinde olacaktır. Hücre dejenerasyonu ile birlikte inflamasyon konusu, hastalıkların patolojik temelini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Histamin</span> nörotransmitter olarak salgılanan bir azot bileşiği

Histamin, lokal bağışıklık cevabı oluşturulması, bağırsaktaki fizyolojik fonksiyonların düzenlenmesinde işe karışan ve nörotransmitter olarak salgılanan bir azot bileşiğidir. Ayrıca vücutta enflamasyon oluşturulması ve kaşıntı ile de ilgilidir. histidinden karboksil giderilerek üretilir. Tüm memelilerin dokularında ve çavdar mahmuzunda değişik oranlarda bulunur.

Antihistaminik, histaminin etkisini önleyen maddelerdir. Histamin, kişinin alerjik olduğu madde ile karşılaştığında veya iltihap durumlarında ortaya çıkan önemli bir kimyasal ajandır. En iyi sonuç için bu ilaçlar alerji şikayetleri ortaya çıkmadan alınmalıdırlar.

Agnucaston, premenstrual sendrom, siklus bozuklukları, mastodini için kullanılan bir ilaçtır. Fructus Agni casti'nin ekstresini içerir.

<span class="mw-page-title-main">Fibratlar</span>

Farmakolojide fibratlar bir amfipatik karboksilik asit sınıfıdır. Başta Hiperkolesterolemi olmak üzere çeşitli metabolik bozuklukların tedavisinde kullanılırlar, yani lipit düşürücü ilaçlardır.

<span class="mw-page-title-main">Proton pompa inhibitörü</span>

Proton pompa inhibitörleri (PPİ), gastrik asit üretiminde belirgin ve uzun süreli azaltan ilaç grubudur. Bunu, midenin H+/K+ ATPaz proton pompasını geri dönüşsüz engelleyerek yapar.

<span class="mw-page-title-main">Doğuştan gelen bağışıklık sistemi</span> omurgalılarda bulunan iki ana bağışıklık stratejisinden biri

Doğuştan gelen bağışıklık sistemi ya da doğal bağışıklık diğer organizmaların enfeksiyonlarına karşı spesifik olmayan yolla koruma yapan ev sahibinin savunmasındaki hücreleri ve mekanizmaları kapsayan bir bağışıklık sistemi çeşididir.

Bir kolesteril ester, kolesterolün bir asit ile tepkiyerek oluşturduğu bir esterdir. Lipit metabolizmasında kolesterol ester terimi yaygın olarak kolesterolün yağ asitleri ile oluşturduğu kolesteril asil esterleri için kullanılır. Kolesterolün esterleşmesi onun hücre içinde depolanmasını ve kanda taşınmasını sağlar. Aterotik plakaların oluşumu sırasında içlerinde kolesteril esterler birikmesi aterosklerozun ilk aşamalarındandır.

Sekretin; salgısı mide ve pankreasça düzenlenen, onikiparmak bağırsağının ortamını etkileyen ve kişide su homeostazının düzenleyiminin bir ögesi olan peptit yapılı bir hormondur. Sekretin bağırsak bezlerinde bulunan S hücrelerinde üretilmektedir. Kişilerde sekretin peptidi SCT geni tarafınca kodlanmaktadır. Sekretin tanımlanmış ilk hormondur.

<span class="mw-page-title-main">Gastrin</span>

Gastrin hormonu, mide suyunun salgılanmasını uyaran ve mideden salgılanan peptit hormonuna denir. Gastrin hormonu çeşitli moleküler oluşumlar şeklinde dolaşımda ve dokularda mevcut bulunmaktadır. Gastrin salınmasında fizyolojik uyarı olarak beslenme düşünülmektedir. Protein sindirim ürünü olarak bilinen aminoasitler ve peptitler ile uyarıcı etki oluşturur. Dolaşıma gastrin salınması antral şişme, vagal ve kolinerjik uyarı ve p adrenerjik uyarı ile olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Parasempatomimetik ilaçlar</span>

Parasempatomimetik ilaçlar, bazen kolinomimetik ilaçlar veya kolinerjik reseptörleri uyarıcı ajanlar olarak da adlandırılırlar; parasempatik sinir sistemini (PSNS) uyaran kimyasallardır. Bu kimyasallara kolinerjik ilaçlar da denir çünkü asetilkolin (ACh), PSNS tarafından kullanılan ana nörotransmitterdir. Bu ailedeki kimyasallar, doğrudan nikotinik veya muskarinik reseptörleri uyararak veya dolaylı olarak kolinesterazı inhibe ederek, yani asetilkolin salınımını teşvik ederek veya diğer mekanizmalarla etki gösterebilirler.

Ranitidin, mide asidi üretimini azaltmak için kullanılan bir ilaçtır. Peptik ülser hastalığı, gastroözofageal reflü hastalığı ve Zollinger-Ellison sendromunun tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Ağız yoluyla, kas içine enjeksiyon veya damar içine enjeksiyon yoluyla verilebilir. Eylül 2019'da, bir dizi üreticinin ranitidin ürünlerinde olası kanserojen N -nitrosodimetilamin (NDMA) keşfedilmiş ve bu da geri çağırmalara neden olmuştur. Nisan 2020'de bu endişeler nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri pazarından çekilmiş ve Avrupa Birliği'nde ve Avustralya'da askıya alınmıştır.

Droperidol, antiemetik ve antipsikotik olarak kullanılan bir antidopaminerjik ilaçtır. Droperidol ayrıca, yoğun bakım tedavisinde ve "ajitasyon saldırganlığı veya şiddetli davranış"ın mevcut olduğu durumlarda sıklıkla hızlı bir yatıştırıcı olarak kullanılır.

Bilastin, alerjinin neden olduğu kurdeşen (ürtiker), alerjik rinit ve kaşıntılı iltihaplı gözlerin tedavisinde kullanılan bir antihistaminik ilaçtır. İkinci nesil bir antihistamindir ve histamin H<sub id="mwJw">1</sub> reseptörünü seçici olarak inhibe ederek etki göstererek bu alerjik reaksiyonları önler. Bilastin, setirizin, feksofenadin ve desloratadine benzer bir etkinliğe sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Klorfenamin</span> kimyasal bileşik

Klorfeniramin olarak da bilinen klorfenamin, alerjik rinit gibi alerjik durumların semptomlarını tedavi etmek için kullanılan bir antihistamindir. Oral alınır. İlaç iki saat içinde etkisini gösterir ve yaklaşık 4-6 saat sürer.