İçeriğe atla

Hırka-i Saâdet

Kutsal Emanetler Odası

Hırka-i Saâdet veya Bürde-i Saâdet, İslam peygamberi Muhammed'e ait olduğuna inanılan ve Topkapı Sarayı Hırka-i Saadet Dairesinde bulunan, keçi tüyünden yapılmış, geniş kollu hırkadır. Hırkanın bizzat Muhammed tarafından şair Kâ'b Bin Züheyr'e bağışlandığı rivayet edilmektedir.[1] I. Selim Mısır'ı fethettiğinde diğer kutsal emanetler ile birlikte hırka da İstanbul'a getirilmiştir. Kutsal Emanetler arasında sayılır.

Fiziksel özellikleri

1.24 m boyunda geniş kollu ve siyaha çalan yünlü kumaştan yapılmıştır. İç kısmı, krem renkli yünden kaba bir kumaşla kaplıdır. Önünde sağ tarafında 23x30 cm ebadında bir parçası noksandır. Sağ kolunda da eksiklikler olan hırka 57x45x21 cm ebadında üsten açılan çifte kapaklı altın bir çekmece içinde, bohçalara sarılmış olarak muhafaza edilmektedir. 1962'den beri Topkapı Sarayı'nda halkın ziyaretine açıktır.[2]

I. Selim'den Halife Abdülmecit'e kadar her Ramazan ayının 15. günü padişahların bu hırkayı çıkarıp yüz sürmeleri ve daha sonra tekrar yerine koymaları bir saray adeti olmuştu.

Rivayet edilen öyküsü

Erkek kardeşi Büceyr'in Müslüman olmasından hoşnut kalmayan Kâ'b Bin Züheyr, Muhammed'i ve İslam'ı hicveden şiirler yazardı. Mekke'nin Müslümanlar tarafından fethinin ardından, Kâ'b Bin Züheyr için idam kararı alındı. Müslüman olan Kâ'b Bin Züheyr, daha önce yaptıklarından pişmanlık duyarak gizlice Medine'ye gitti, kendisini tanıtmadan Muhammed'in huzuruna çıktı. Muhammed tarafından affedileceğini öğrenince kendini tanıttı ve Muhammed'i öven ünlü şiiri Kaside-i Bürde'yi yazdı. Kaside'yi çok beğenen Muhammed, sırtından hırkasını çıkararak Kâ'b Bin Züheyr'e hediye etti. Bu hırkayı Muaviye b. Ebi Süfyan satın almak istedi ve on bin dirhem teklif etti ama Kâ'b Bin Züheyr onu satmaya razı olmadı. Ancak ölümünden sonra Muaviye yirmi bin dirhem karşılığında hırkayı satın aldı.[2] Sırayla Emevilere ve Abbâsilere geçen hırka bir süre Mısır'da korundu ve Abbâsi halifeleri tarafından bazı törenlerde giyildi.

Ayrıca bakınız

  • Hırka-ı Şerif, Muhammed'e ait diğer hırkası

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 30 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2013. 
  2. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2013. 

İlgili Araştırma Makaleleri

7. yüzyıl, 601'den 700'e kadar sürmüş olan yüzyıldır.

<span class="mw-page-title-main">Emevîler</span> İslam tarihinin ikinci hâlifeliği (661–750)

Emevîler ya da Emevîler Hilâfeti, Dört Halife Dönemi'nden (632-661) sonra kurulan Müslüman Arap devleti. Ali bin Ebu Talib'in 661'de öldürülmesinden sonra başa geçen Emevîler, 750'de Abbâsîler tarafından yıkılıncaya kadar hüküm sürdüler. Başkenti Şam olan devlet, en geniş sınırlarına Halife Hişâm bin Abdülmelik döneminde sahip oldu. Devletin sınırları Kuzey Afrika, Endülüs, Güney Galya, Mâverâünnehir ve Sind'in fethedilmesiyle doğuda Afganistan'a batıda ise Güney Fransa'ya kadar ulaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">I. Muâviye</span> İslam Devletinin Aliden sonraki halifesi ve Emevi Hanedanının kurucusu

Muaviye bin Ebu Süfyan, İslam Devleti'nin Hasan'dan sonraki halifesi ve Emevi Hanedanı'nın kurucusudur.

<span class="mw-page-title-main">Hilâfet</span> Muhammedin ölümünden sonra oluşturulan devlet başkanlığı makamı

Hilâfet veya halifelik, Arap coğrafyasında dünyanın diğer coğrafyalarındaki krallık, hanlık, çarlık, imparatorluk ve şahlık gibi makamlara eşdeğer olarak kurulmuş bir devlet başkanlığı makamıdır. 632'de ölen İslam peygamberi Muhammed'in kurduğu İslam Devleti'nin liderliğini sürdüren hükümdarlar; "kral", "çar" veya "imparator" gibi bir unvan olan halife unvanını kullanmıştır.

Hırka-ı Şerif Camii, İstanbul, Fatih İlçesi'nde Atikali semti sınırları içinde, adını verdiği Hırkaişerif Mahallesi'nde yer alan 1851'de inşa edilmiş camii.

<span class="mw-page-title-main">Mescid-i Nebevî</span>

Mescid-i Nebevî veya Peygamber Mescidi, Hicret'ten sonra Medine'de İslam peygamberi Muhammed ile arkadaşları tarafından inşa edilen, Muhammed'in kabrinin de içerisinde bulunduğu mescit. "Nebevi" Arapçada "peygambere ait" anlamına gelir, "Mescid-i Nebevî" tamlamasının anlamı ise "Peygamber Mescidi"dir. Mekke'de bulunan Mescid-i Haram'dan sonra Müslümanlara göre ikinci en kutsal mescittir.

<span class="mw-page-title-main">Kutsal Emanetler</span>

Kutsal Emanetler, Muhammed'e, sahabelerine ve İslam'daki bazı peygamberlere ait olduğuna inanılan, İslam'da kutsal sayılan eşyalardır. Yavuz Sultan Selim'in 1517'de Mısır'ı fethinden sonra İstanbul'a getirilmiş, bir bölümü de İslam ülkelerinden derlenmiştir. Kutsal emanetler Topkapı Sarayı içerisinde bulunan Has Oda'nın Mukaddes Emanetler Dairesi'nde korunmakta ve sergilenmektedir.

Topkapı Sarayı içindeki kütüphanede 15.000 civarında elyazması, hat, tezhip, cild, minyatür, harita, vb. vardır. Cumartesi pazar dışında mesai saatlerinde açıktır.

Kadem-i şerif, İslam peygamberi Muhammed'e ait olduğu iddia edilen ayak izi. Dünyanın birkaç yerine dağılmıştır. İstanbul'da dört yerde sergilenmektedir.

  1. Topkapı Sarayı, Hırka-i Saadet Dairesi'nde, Nakş-ı Kadem-i Saâdet taş üzerinde 4 ve tuğla üzerinde 2 adet.
  2. I. Abdülhamit Türbesi
  3. Eyüp Sultan Camii
  4. III. Mustafa Türbesi

Hırka-i Şerif, Muhammed'e ait olduğuna inanılan ve Hırka-i Şerif Camii'nde bulunan hırka. Muhammed'in miraca çıkarken üzerinde bulunduğu ve vasiyeti üzerine Ali ve Ömer tarafından Veysel Karani'ye verildiği rivayet edilir.

III. Mütevekkil, 73. İslam Halifesi. Abbasi soyundan gelen son halifedir. Memlük Devleti himayesi altında 1508 ile 1517 yılları arasında halifelik yapmıştır. Memlük Devleti'nin Osmanlı tarafından yıkılması sonrasında halifelik Osmanlı hanedanına geçmiştir.

Sancak-ı Şerif, İslam peygamberi Muhammed zamanında kullanıldığına inanılan siyah renkte sancak. 16. yüzyıldan bu yana İstanbul'da muhafaza edilen bu sancak günümüzde Topkapı Sarayı'nda bulunan diğer Kutsal Emanetler arasında saklanmaktadır.

Enderunlu Vasıf (1771-1824) veya Enderunlu Osman Vasıf Bey, Osmanlı divan şairi. 19. yüzyılda muhammes, gazel ve şarkılarıyla tanınan şairin asıl adı Osman'dır.

<span class="mw-page-title-main">Bûsirî</span> Tasavvuf şairi

el-Busiri (1211–1294) Şazeli tarikatına bağlı, aslı Fas'lı Berber Sanhaci kabilesine dayanan, Mısır'lı sufi şair. Mısır'da yaşayıp, Vezir İbn Hinna himayesi altında yazdı. En meşhur eseri Kaside-i Bürde. İslam peygamberi Muhammed'in övgüsünden ibarettir. Peygamber Busiri'nin rüyasına girer ve onu hırkası ile örterek felçten kurtarır.

<span class="mw-page-title-main">Kaside-i Bürde</span>

Kaside-i Bürde, İslam peygamberi Muhammed'e ünlü Mısırlı sufi İmam Bûsirî tarafından yazılan övgü kasidesi. Asıl başlığı al-Kawākib ad-Durrīya fī Madḥ Khayr al-Barīya olan şiir, genelde Sünni İslam âleminde meşhurdur. Bûsirî, rüyasında İslam peygamberini görür ve kendisini hırkası ile örterek felçten kurtardığı için şiirini kaleme alır.

<span class="mw-page-title-main">Şâzelîlik</span> Sünni İslamda Sufi mistik tarikatı

Şâzelîlik, Ebü’l-Hasan eş-Şâzelî tarafından kurulan İslam'ın sûfî bir tarikatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sakal-ı Şerif</span>

Sakal-ı Şerif, İslam peygamberi Muhammed'in özel dinî günlerde cemaatin feyz ve muhabbet alabilmesi için ziyarete açılan cam içinde korunan sakalıdır. Baş üzerinde yeri vardır ve bir sonraki sefere kadar sanduka içinde, salavat okunarak kırk bohçaya sarıldıktan sonra saklanır. Türkiye'nin ve dünyanın birçok yerinde bulunmaktadır.

Nal-ı Şerif ya da Nal-ı Saadet, İslam peygamberi Muhammed'in sandaletidir. Müslümanlar için şerefli ve hürmetli bir yeri vardır. Orijinalleri Muhammed'in diğer Kutsal Emanetleri ile Topkapı Sarayı'nda korunmakta ve sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Suudi Arabistan tarihi</span>

Suudi Arabistan tarihi, Arabistan coğrafyası ve Suudi ailesinin tarihidir. Arabistan antik dönemlerden beri Arap kabilleleri varlık göstermiştir. Dinler tarihi açısındanda önemli bir yere sahiptir. İslami hanedanlıkların birçoğu Arabistan coğrafyasında varlık göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed'in mührü</span> kutsal İslamî kalıntı

Muhammed'in mührü ya da Mührü Şerif, Muhammed'in emanetlerinden biridir. Osmanlı padişahları tarafından Kutsal Emanetler koleksiyonunun bir parçası olarak Topkapı Sarayı'nda muhafaza edilmektedir. En popüler tasarımın, Muhammed tarafından yabancı erkânlara gönderilen birkaç mektupta kullanılan bir mührün kopyası olduğu iddia edilmektedir.