İçeriğe atla

Hüis Tolgoy Yazıtı

Moğolca gravür Brahmi yazısı

Hüis Tolgoy Yazıtı, 1975 yılında D. Navaan tarafından Moğolistan'ın Bulgan bölgesinde bulunan tek dilli ve iki taş parçadan oluşan bir yazıttır. Yazıtın keşfi Türkiye'de Nejat Diyarbekirli tarafından yazıtın içeriği ve dili hakkında bilgi vermeden iki fotoğrafla duyurulmuştur.[1] N. Bazilhan 2005 yılındaki çalışmasında yazıt hakkında bilgi vermiştir.[2] Yazıt üzerinde Moğol-Japon araştırma ekibinin yaptığı çalışmalar 2009'da Ōsawa Takashi, Suzuki Kōsetsu ve R. Munkhtulga tarafından yayımlanmıştır.[3] Türk Kağanlığı zamanından kalma yazıt, ön-Moğol diliyle yazılmış olup Bugut Yazıtı'nın (580'li yıllarda dikilmiştir.) Brahmi yüzündeki Moğolca kısımla birlikte şu anda Moğol diliyle yazıldığı bilinen en eski metinlerdir. Moğol dilinin en eski belgesi olarak bilinen Yisünge Anıtı'ndan (1224 – 1225) 650 yıl kadar daha eskidir. Yazıttaki 11 satırlık metin Brahmi alfabesinin bir çeşidi olan Türkistan Brahmi harfleriyle dikey olarak yazılmış olup kelimeleri ayıran yatay işaretlerle sağdan sola devam etmektedir. Yazıtın dili; Alexander Vovin, Étienne de la Vaissière, Dieter Maue ve Mehmet Ölmez'den oluşan ekibin, yazıtın 3D teknoloji kullanılarak taranması, fotoğraflanması amacıyla 18 Ağustos 2014'ten 28 Ağustos 2014'e kadar düzenledikleri ortak sefere kadar bilinmiyordu. Yazıt dilinin belirli morfolojik özellikleri sebebiyle Hint-Avrupa veya Türk dilinden ziyade ön-Moğol dili olduğu varsayılıyordu. Sanskrit ve Brahmi dillerinde uzman olan Dieter Maue Brahmi harfli yazıtı deşifre ederek yazıttaki dilin Ruanruanların dili (ön-Moğol dili) olduğunu ortaya çıkarmıştır.[4] Birinci taşa göre daha harap durumda olan ikinci taştaki yazılar ise henüz çözülememiştir. Sonradan yazıtı analiz eden Alexander Vovin Hüis Tolgoy yazıtının dilinin Güney Kitan dilinden ziyade arkaik Moğolcaya (Orta Moğolcaya) benzediğini belirtmiştir. Mehmet Ölmez ortak seferin ayrıntıları üzerinde duran bir makale yayınlarken[5] Étienne de la Vaissière ise yazıta tarihçi perspektifinden yaklaşmış ve yazıtın 7. yüzyılın ortalarında Tiele (Tegreg) topluluklarını idare eden Uygur lideri Pusa adına yazıldığını öne sürmüştür.[6] Yazıt deşifre edilinceye kadar Moğolistan Arkeoloji Enstitüsü'nün deposunda tutulurken dilinin ön-Moğol dili olduğunun anlaşılması üzerine Moğolistan'ın bağımsızlık günü kutlamaları arifesinde Moğolistan devlet adamlarının, milletvekillerinin ve bilim insanlarının katılımının eşliğinde yazıtın anıt eser olarak açılışı gerçekleştirilmiştir.[7]

Yazıt metni

Her ne kadar yazıt deşifre edilse de metinde tam olarak ne anlatıldığı henüz kesin olarak anlaşılamamıştır. Bu yüzden yapılan tercümeler geçicidir.

Hüis Tolgoy Yazıt Metninin Dieter Maue Tarafından Yapılan Transliterasyonu:[4]
(01) bä tä | ña-r | k"a ga-n | dä gä-n | śä ñä-n | bo dä | sa-t va | to ro-χš
(02) k"a ga-n | bu da | k"a ga nu | u k"a-χš | u k"a ju | χšä rä | a ña k"a-y
(03) + ×ä tä-n | ja-χš bo dä | bä gä-y | ña-r | ba yä | do lu ja ju | hu-g bu [?]
(04) +? b[] tä | jä lo na-r | k"ra nya gu-ñ | tu va | pu ro-r | cä cä ra | pu-g tä<->g | ña la-n
(05) × | k"[] ga + + k"a to | ña[-?]r | du gä-d | nä rä | k"a ga-n | tu rū-g | k"a ga-n
(06) u-c | dro | ta ya ju | χšä rä | ha-r gä-n | ba-r go-× | pa<->l χšä-r | + χša cä | hä-g bä-j
(7) tu-g ju | u k"a ba-r | ña-r k"a ga-n | χša nä | ju la ba | tu nu | tu-g nya | tu va
(08) + χša-× tu-× to × gu-n | pu-g tä-g cä | śä ñä-n | bo dä sa-t va | to ro-χš | k"a ga-n
(09) [+] l[] + | ×ä yu | u-c bä tä hä-ñ | + + gu-χš | tu va | ña-r | k"a ga-n | to ro-χš | k"a ga nu-n |
(10) + pa da | na rä | k"a ga-n | tu-ru-g | + ga-[] ×ǟ jä[-]n | u bä-j | ja lo ba-j | da-r k"a-d | ja ya bä
(11) [?] ru-n bä tä-g | + sa-g | pa-g [ + + ] j[] [?] da-r k"a-n ba | tä ba k"a

Mehmet Tütüncü Tarafından Yapılan Geçici Türkçe Tercüme:[8]
(1–3) Kağan [ve] Tekin'in yazıtlarıdır. Eğer kağan yeniden Bodhisattva olarak doğarsa, Buda kağanı bilir ve tayin eder ki ülkenin Anakayları, beyleri boyları önünde 7 kere yemin ederler ...
(4) Yazılı taşlara bakarlar Tuva halkı ... kavga etmek ... katılırlar ...
(5) ... Hatun (kağanın eşi) ve genç kardeşleri [ve] Niri Kağan, Türklerin kağanı
(6) Kanuna ve kitaba uyar ve ülkenin erkinlerini ve toplayıcısı ...
(7) Kağanın devrinde bolluk ve bereketlilik oldu ve çok parlak geçti. Tuva
(8) Halkı ... saydı. Kağan yeni Bodhisattva olarak doğduğunda ...
(9–10) Yazıtlar Tuva halkı kağandan ayrı kaldı yeni kağanla tekrar dirilecektir. Onlar Niri Kağana tabi oldular Türklerin kağanı ... onlara yol gösterdi. Onlar özgür olarak mutlu yaşadılar.
(11) Bunu yazan ... tarkan (görevli)

Hüis Tolgoy Yazıt Metninin Dieter Maue Tarafından Yapılan Geçici Transkripsiyonu:[4]
(01) bı̣tı̣-ña̤r kagan digin šı̣ñı̣n bodı-satva to̤ro̤x
(02) kagan bṳda̤ kaganu ukax ukaǰu xı̣rı̣ añakay
(03) ...ı̣ tı̣n ǰa̤x bo̤dı̣ bigiy-ñär ba̤yı̣ do̤lṳǰa̤ǰṳ hügbü[?]
(04) +? b[ı̣]tı̣ ǰılo̤na̤r k(a)ranyaguñ tṳwa̤ pṳro̤r čı̣čı̣ra̤ pügtig ña̤la̤n
(05) × k[a]ga[nu?] + kato-ñar dügid nı̣rı̣ kagan türǖg kagan
(06) uč d(o̤)ro̤ ta̤ya̤ǰṳ xı̣rı̣ härgin bargo[l] pa̤lxı̣r [+]xa̤čı̣ higbiǰ
(07) tügǰü ukabar-ñar kagan xa̤nı̣ ǰṳla̤ba̤ tṳnṳ tügnyä tṳwa̤
(08) + xa̤[] tṳ[] to[go?]gun pügtigči śı̣ñı̣n bodısatva to̤ro̤x kagan
(09) [+]l[] + []ı̣yṳ uč bitihiñ + + gux tṳwa̤-ña̤r kagan to̤ro̤x kaganun
(10) + pa̤da̤ n<ı̣>rı̣ kagan türüg [ka]ga[n] []ı̣ǰı̣n ubıǰ ǰa̤lo̤ba̤ǰ darkad ǰa̤yabı̣
(11) [?]rṳn bitig + säg pag [ + + ] j[] [?] darkan ba tı̣ ba̤ ka

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Diyarbekirli, Nejat (1979). "Orhun'dan Geliyorum". Türk Kültürü. XVII (198 – 199). 
  2. ^ Базылхан, Н., Қазақстан тарихы туралы түркі деректемелері, II том, көне түрік бітіктастары мен ескерткіштері (Oрхон, Енисей, Талас), Алматы, 2005: 51.
  3. ^ Ōsawa Takashi, Suzuki Kōsetsu, R. Munhutoruga, Bicheesu II - Mongorukoku genson iseki Tokketsu hibun chōsa hōkoku ビチェース II :モンゴル国現存遺跡・突厥碑文調査報告, [BICHEES II: report of researches on historical sites and Turkic inscriptions in Mongolia from 2006 to 2008], Ulaanbaatar 2009.
  4. ^ a b c Maue, Dieter (2017). "The Khüis Tolgoi inscription - signs and sounds". academia.edu. 30 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2020. 
  5. ^ Ölmez, Mehmet; Maue, Dieter (2018). "The Khüis Tolgoi Inscription". Journal Asiatique. 306 (2). s. 285. doi:10.2143/JA.306.2.3285618. Erişim tarihi: 25 Ocak 2020. 
  6. ^ Vaissière, Étienne de la (2017). "The Historical context to the Hüis Tolgoi inscription". academıa.edu. 30 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2020. 
  7. ^ "Eski Türk Dönemindeki Niri Kağan Zamanına Ait Hüyis Tolgoy Anıtının Açılışı Yapıldı". 26 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2020. 
  8. ^ Tütüncü, Mehmet (2017). "Birinci Göktürk Devrine Ait Hüis Tolgoy Yazıtı Hakkında". academia.edu. ss. 54 - 58. 25 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hunlar</span> MS 4-6. yüzyıllar arasında Avrasyada yaşamış göçebe halk

Hunlar, MS 4-6. yüzyıllar arasında Orta Asya, Kafkaslar ve Doğu Avrupa'da yaşayan göçebe bir halktır. İlk olarak Volga'nın doğusunda, o zamanlar İskitya'nın bir parçası olan bir bölgede yaşadıkları tahmin edilmektedir. MS 370 yılına gelindiğinde Hunlar Volga bölgesine varmış ve 430 yılına gelindiğinde ise Avrupa'da kısa ömürlü de olsa geniş bir hakimiyet kurmuşlardır. Gotları ve Roma sınırları dışında yaşayan diğer birçok Cermen halkını fethetmiş ve diğerlerinin Roma topraklarına kaçmasına neden olmuştu. Hunlar, özellikle Attila döneminde Doğu Roma İmparatorluğu'na sık ve yıkıcı baskınlar yaptılar. 451'de Hunlar, Batı Roma eyaleti Galya'yı işgal ettiler ve burada Katalonya Tarlaları Savaşı'nda Romalılar ve Vizigotlardan oluşan birleşik bir orduyla savaştılar ve 452'de İtalya'yı işgal ettiler. 453'te Attila'nın ölümünden sonra Hunlar Roma için büyük bir tehdit olmaktan çıkmış ve Nedao Savaşı'ndan sonra imparatorluklarının çoğunu kaybetmişlerdir (454?). Hun isminin varyantları Kafkasya'da 8. yüzyılın başlarına kadar kaydedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Altay dilleri</span> bir dil ailesi

Altay dilleri ilk olarak 18. yüzyılda ileri sürülmüş Avrasya'da yaygınca konuşulan Türk dilleri, Moğolca, Tunguzca ve bazen Japonca, Korece ve Aynu dillerinin ortak bir ataya sahip olduklarını savunan varsayımsal bir dil ailesidir.

<span class="mw-page-title-main">Dîvânu Lugâti't-Türk</span> Kâşgarlı Mahmudun yazdığı Türkçe-Arapça sözlük

Kitâbu Dîvânu Lugâti't-Türk Orta Türkçe döneminde Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlüktür.

<span class="mw-page-title-main">Eski Türk yazısı</span> Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı düzeni

Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.

Soğdca, Soğutça veya Soğdakça, Orta Asya'da yer alan Soğdiana'da ve Çin'deki Soğd göçmen gruplarının yaşadığı bazı bölgelerde kullanılmış bir Doğu İran dili.

<span class="mw-page-title-main">Moğolca</span> Moğol yerlisinin konuştuğu dil

Moğolca, Moğolistan ve civardaki bazı özerk bölgelerde resmî dil olan Asya dilidir.

Ötüken, Ötügen veya Ötüken Ormanı, ; Türklerin Orta Asya'daki kutsal başkentidir ve Moğollar tarafından da kutsal kabul edilir. Ormanlarla kaplı bir dağ olan "Ötüken Dağı" da eski Türkler tarafından kutsal kabul edilir. Çince kaynaklarda U-te-kien şeklinde geçtiği ve Çin kaynaklarında dağ ismi olarak geçen Tu-kin, Yü-tü-kiün ile ilişkili olabileceği belirtilmektedir. Ötügen (Ötüken) Türklerin yeryüzünde ilk var olduğu ve oradan Dünya’ya dağıldığı yerin adı olarak da kabul edilmektedir. Teoman tarafından kurulan Büyük Hun Devleti'nin başkenti de Ötüken idi. Ayrıca Orhun Nehri kaynaklarını bu bölgeden alır ve Göktürk Kağanlığı’nın da başkenti yine bu yörede kurulmuştur. İnanca göre bütün büyük devletlerin başkenti burada kurulmalı idi. Gerçekten de pek çok Türk ve Moğol Devleti biraz genişledikten sonra başkentlerini bu bölgeye taşımışlardır. Ötüken dağının Nama adında bir koruyucu ruhu vardı.

<span class="mw-page-title-main">Hiung-nu</span> İlk Çağda Orta Asyada yaşamış göçebe Avrasya Türk İmparatorluğu

Hiung-nu, Türkçe tarihyazımında bilinen isimleri ile Büyük Hun İmparatorluğu veya Asya Hun İmparatorluğu, eski Çin kaynaklarına göre MÖ 3. yüzyıl ile MS 1. yüzyılın sonları arasında doğu Avrasya bozkırlarında yaşamış göçebe halklardan oluşan boylar konfederasyonudur. Bilinen ilk Türk devletidir. Hiung-nu halkı hakkındaki bütün bilgiler dağınık Çin kaynaklarına ve arkeolojik bulgulara dayanmaktadır. Dilleri hakkındaki değişik varsayımlar, Çin kaynaklarında bulunabilen çoğunluğu kişi ve unvan adları olan sözcüklere dayanmaktadır. Dillerindeki sözcüklerin Çin lehçelerindeki transkripsiyonlarına göre dillerinin Türk, İrani, Moğol, Ural, Yenisey kökenli veya yalıtık dil olduğuna ve hatta halkın çok uluslu olduğundan dilin de karışık bir dil olabileceğine dair görüşler bulunmaktadır.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

GökTürkçe, Göktürk Türkçesi, Köktürk Türkçesi veya KökTürkçe, Türkçenin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tiele</span> tarihsel Türk topluluklarından birisi.

Tiele (Çince: 丁零; pinyin: Dīnglíng, Wade-Giles: Dinlin, Kaoçe, Chile, Tiele, ayrıca moğollarda tegreg, tarihi Türk topluluklarındandır. Dinlinler aslen, güney Sibirya'da Lena Nehri boyunca, Baykal Gölü'nün batısında yaşarlardı. Millat'tan önce 3. yüzyılda, batıya doğru yayılmaya başladılar ve Hiung-nu imparatorluğunun bir parçası oldular.

<span class="mw-page-title-main">Yenisey dilleri</span>

Yenisey dilleri, Orta Sibirya'da Yenisey Nehri yakınlarında konuşulan bir dil ailesidir. Ket dili hariç gruptaki diğer dillerin soyu tükenmiştir. Yenisey dilleri, Kuzey Amerika'daki Kızılderili Na-Dene dilleri ile birlikte Dene-Yenisey dil ailesi altında sınıflandırılması önerilmektedir. Tonlamalı dillerdir.

<span class="mw-page-title-main">Aşina</span> Boy

Aşina, Türk veya Kök Türk bir Göktürk soyu, Göktürk Kağanlığı'nın kurucu boyudur. Efsaneye göre Aşina soyu bir dişi kurttan türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Duhalar</span>

Duhalar ya da Tuhalar veya Tsaatanlar, Moğolistan'ın orta kuzey bölgesindeki Hövsgöl aymağında yaşayan Türk halklarından Tuvaların 2010 yılında 282 kişilik nüfusa sahip soyu tehlike altında olan ren geyiği çobanı tengrici göçebe kabilesidir.

Ana Türkçe, Ön Türkçe veya Proto Türkçe, Türk dilleri ailesinin Şaz ve Oğur dallarına ayrılmadan önceki dönemlerine ait varsayımsal bir anadildir. Diğer anadiller gibi, geçmişteki konuşma dili ile birebir aynı olmayabilir. "İlk" ve "en eski" anlamlarına gelen proto sözcüğünün ifade ettiği gibi, ilk Türkçe olarak görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Çoyr Yazıtı</span> 7. yüzyılda oluşturulmuş ilk Türk yazıtı

Çoyr Yazıtı, Çöyr Yazıtı ya da Çoyren Bengi Taşı, İkinci Göktürk Kağanlığı dönemi, 7. yüzyılda 6 dizelik bir bengi taş olarak dikilmiş şimdiye dek bulunan en eski Türk yazıtıdır. Moğolistan’ın Dornogovı aymağı (köy) Çöyr demiryolu istasyonundan 15 km kuzeydoğu yönünde, Urga-Kalgan yolunun doğusunda, Sansar-Ula dağının güney eteklerindeki kurgan yerinde 1928’den önce Jamtsarano Tseeveen ve Sendsüren tarafından bulunmuştur. 682-691 yılları arasına ait olduğu düşünülür. Kimi görüşlere göre Çoyr yazıtı, Türkler'e ait en eski metinler olarak kabul edilen Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarından daha eski olup; Türkçenin tarihlendirilen en eski yazıtıdır.

<span class="mw-page-title-main">Bugut Yazıtı</span>

Bugut Yazıtı, Arhangay Aymag'daki Bayn Tsagaan Gol civarında yer alan Bugut Dağı'nın 10 km doğusunda, Birinci Türk Kağanlığı zamanından kalma bir anıt mezar külliyesinde bulunan iki dilli bir yazıt.

Ongin Yazıtı veya Ongi Yazıtı, 1891 yılında Nikolay Yadrintsev tarafından bulunmuştur. Yazıt, Vasili Radlof tarafından 1895 ve 1896'da üç estampaja dayanarak yayınlanmıştır. Moğolistan'daki Ongin Irmağı yakınlarında bulunduğu için bu adla anılan yazıt, bu ırmağın bir kolu olan Taramel'in yanında, Koşo Saydam Gölü'nün 160 km güneyindedir. Manitu Dağı dolaylarında bulunmakta bulunan bu yazıt Bilge İşbara Tamgan Tarkan adlı bir Türk beyi adına dikilmiştir. Yazıtta İlteriş Kağan ile Kapgan Kağan'ın adları geçmektedir. Yazıt, 8. yüzyılda dikilmiştir. Yazıt, Vasili Radlof ve Vilhelm Thomsen tarafından incelenmiştir. Yazıt üzerinde en çok ses getiren çalışma ise 1957 yılında Gerard Clauson yapmıştır. Türkiye'de ilk kez Hüseyin Namık Orkun tarafından yayınlanan yazıt, günümüzde Moğolistan'da Övörhangay Aymag'ın merkezinde Arvaiheer'deki müzede bulunmaktadır.

Cücence, Cücenler tarafından 4. yüzyıl ile 6. yüzyıl arasında konuşulmuş olan ölü bir dilidir.

Proto-Moğollar ya da Ön-Moğollar, Cengiz Han'ın Moğol kabilelerini tek çatı altında birleştirmeden önceki Kitan, Siyenpi, Şivey, Juan-Juan gibi Orta Asya'da yaşayan, Moğolların atası kavimler olarak tanımlanır. Arkeolojik bulgulara göre milattan önceye kadar uzanan bir tarihe sahip olan Proto-Moğol kabileleri milattan sonra 13. yüzyılda artık Moğol adını benimsemişlerdir. Büyük Hun Devleti'nin yıkılması ile bölgede çıkan güç boşluğunu bu topluluklar doldurmuş ve Orta Asya'da büyük rol oynamışlardır.