
Sitoloji veya hücre biyolojisi, kökü Yunancadaki kytos, barındırıcı kelimesidir), hücrelerin fizyolojisini, yapısını, içerdiği organelleri, bulunduğu ortamla olan ilişkisini, yaşam döngüsünü, bölünmesini ve ölümünü inceleyen bir bilim dalıdır. Bu işlem hem moleküler hem de mikroskobik ölçüde gerçekleştirilir. Sitoloji araştırmaları, bakteriler ve protozoa gibi tek hücreli organizmalardan, insan gibi çok hücreli organizmalara kadar büyük bir alana yayılır.

Crustacea veya Kabuklular, Arthropoda şubesine bağlı bir hayvan altşubesidir. Çoğu deniz ve tatlı sularda, az bir miktarı ise karaların nemli bölgelerinde yaşar. Hepsi kanatsızdır. Kabuklu dış iskeletleri, yarık ayak şekilli bacakları, iki çift antenleri ve solungaç solunumları karakteristiktir. Böceklerde bir çift anten bulunur. Akrep ve örümcekler ise antensizdir.

Hücre çekirdeği ya da nükleus, ökaryot hücrelerin hepsinde bulunan zarla kaplı bir organeldir. Hücrenin genetik bilgilerinin çoğu, hücre çekirdeğinin içinde katlı uzun doğrusal DNA molekülleri ile histon gibi birçok proteinin bir araya gelerek oluşturduğu kromozomlarda bulunur. Bu kromozomların içindeki genler hücrenin çekirdek genomunu oluşturur. Hücre çekirdeğinin işlevi bu genlerin bütünlüğünü devam ettirmek ve gen ekspresyonunu düzenleyerek hücre işlevlerini kontrol altında tutmaktır. Çekirdeği çıkarılan her hücre bir süre sonra ölür.

Kas, yumuşak bir doku olup, dört temel hayvan doku türünden biridir. Kas dokusu iskelet kaslarına kasılma yeteneği verir. Kas, embriyonik gelişim sırasında, miyogenez denilen süreçte oluşur. Kas dokusu, hareket sağlamak için etkileşen aktin ve miyozin adlı özel kasılma proteinleri içerir. Mevcut diğer birçok kas proteini arasında iki düzenleyici protein, troponin ve tropomiyosin bulunur.

Kas sistemi canlıya hareket yeteneği sağlayan sistemdir. Kas sistemi omurgalılarda sinir sisteminin kontrolü altında olmasına rağmen bazı kaslar tamamen otonom çalışabilir.

İnsan iskeleti, insan vücudunun iç çerçevesidir. Doğumda yaklaşık 270 kemikten oluşur - bazı kemikler birbirine kaynaştıktan sonra bu toplam yetişkinlikte yaklaşık 206 kemiğe düşer. İskeletteki kemik kütlesi 21 yaş civarında maksimum yoğunluğa ulaşır. İnsan iskeleti, eksenel iskelet ve apendiküler iskelet olarak ikiye ayrılabilir. Eksenel iskelet, vertebral kolon, göğüs kafesi, kafatası ve diğer ilişkili kemiklerden oluşur. Eksenel iskelete bağlı olan apendiküler iskelet, omuz kuşağı, pelvik kuşak ve üst ve alt ekstremite kemiklerinden oluşur.

Kemik veya süyek, vücudu oluşturan dokular arasında en sert olanıdır. Organizmada gerçek anlamda destek görevi yapan dokudur. Ayrıca organizmanın kalsiyum depolarıdır. Kalsiyum bakımından doymuş olduklarından serttir. Sert olmalarına rağmen kıkırdak dokusundan farkları damar içermeleridir. Bu doku yapısında çeşitli tipte hücreler ve hücrelerarası madde (matrix) bulunmaktadır.

İskelet, çoğu hayvanın vücudunu destekleyen yapısal çerçevedir. Farklı iskelet türleri vardır: bir organizmanın vücut şekline yapısal destek sağlayan sert bir dış kabuk olan dış iskelet; organların ve yumuşak dokuların bağlı olduğu iç sert bir çerçeve olan iç iskelet; ve vücut sıvılarının basıncı ile desteklenen esnek bir iç yapı olan hidroskelet.

İskelet kası, üç kas dokusu türünden biri. Çizgili kasın bir türü olan iskelet kasları, somatik sinir sistemi tarafından uyarılır. Böylece isteğe bağlı hareketi sağlar. Çoğu iskelet kası, kemiklere kolajen demetlerinden oluşan tendonlarla bağlanır.

Ökaryotlar, hücrelerinde bir çekirdek ve –genellikle– organeller içeren bir canlılar grubu olup, bilimsel sınıflandırmada arkeler ve bakterilerle beraber tüm canlıları kapsayan üç ana gruptan biridir.

Kromozom 8, 22 çift otozomal insan kromozomlarından 8. olanıdır. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur. 146 milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının %4,5 ya da %5'ine sahiptir. Kromozom 8, muhtemelen 700 ile 1,000 arasında gen içermektedir.

Mikrotübüller, hücre iskeletini oluşturan yapılardan olup, reseptörleri tutarlar veya serbest bırakırlar. Protein yapıda olup, uzun, içi boş silindirik yapılardır.
Membran şu anlamlara gelebilir:
- Hücre membranı veya hücre zarı, hücrenin dış kısmında bulunan, molekülleri özelliklerine göre hücre içine alan veya dışarı bırakan katman
- Yapay membran veya sentetik membran, laboratuvar ve endüstri ortamında saflaştırma ve yalıtma işlemlerinde kullanılan bir membran
- Bazal membran, bazal zar veya bazal lamina, epitel hücrelerinin bazal kısımlarını döşeyerek epiteli altındaki bağ dokudan ayıran, düz kas, iskelet kası, kalp kası, sinir hücreleri ve yağ hücrelerinin etrafını kaplayan, çeşitli fibrillerden ve aramaddeden oluşan ince tabaka

Polisakkaritler, birden fazla ve ayrı monosakkaritin glikozit bağıyla birleşmesiyle oluşan kimyasal maddelerdir. Glikoz birimlerinin farklı şekilde bağlanması polisakkaritler arasında farklı özelliklerin doğmasına neden olur. Bu da kohezyonu destekler. Çok sayıda monosakkaritin “n-1” adet su molekülü kaybetmesiyle meydana gelen büyük moleküllü bileşiklerdir. “Kompleks şekerler” de denir.

İnsan kas-iskelet sistemi, insanlara kas ve iskelet sistemlerini kullanarak hareket etme yeteneği veren bir Organ sistemidir. Kas-iskelet sistemi vücuda şekil, destek, denge ve hareket sağlar.

Hücre iskeleti, bakteriler haricinde tüm hücrelerin sitoplazmasında bulunan, hücre çekirdeğinden hücre zarına uzanan ve protein filamentlerinin birbirine bağlayan kompleks ve dinamik bir ağıdır. Farklı organizmaların hücre iskeleti sistemleri benzer proteinlerden oluşur. Ökaryotlarda hücre iskeleti matrisi, hücrenin gereksinimlerine bağlı olarak hızlı büyüme veya küçülme yeteneğine sahip üç ana proteinden oluşan dinamik bir yapıdır.
Somatik sinir sistemi (SSS), çevresel sinir sisteminin bir bölümüdür. Vücut hareketinin çizgili kas vasıtasıyla istemli kontrolünü sağlar. SSS, kas kasılmasını uyarmak için motor sinir lifinden oluşur. Bunlara iskelet kaslarına ve deriye bağlanan, duyusal olmayan sinir hücreleri de dahildir.
Ara filament ya da Ara flament mikroflamentlerden daha kalın, mikrotübüllerden daha ince olan bir hücre iskeleti elemanı. Farklı tipteki protein iplik yapılarının birbiri üzerine sarılmasıyla oluşur. En kararlı hücre iskelet elemanıdır. Hücre şeklini korur ve hücre içi yapıları sabitler. Keratin yapılı ara flamentler deri hücreleri arasında bağ kurarak dokunun dış etkenlere karşı dayanıklılığını arttırır. Keratin, saç, tırnak gibi yapılarda bulunur.
Kas hücresi veya miyosit, kas dokusunu oluşturan hücre türü. Uzun, boru biçimli hücreler olan kas lifleri, miyoblast adı verilen hücrelerden miyogenez adı verilen bir süreçle oluşur. Kalp kası, iskelet kası ve düz kas olmak üzere farklı özelliklere sahip türleri vardır. Bazı kaynaklarda kas lifi veya kas teli adlandırmasının kalp ve iskelet kasını oluşturan çizgili kas dokusu için kullanıldığı belirtilse de, başka kaynaklarda "kas lifi", "kas hücresi" veya "miyosit"in eş anlamlısı olarak düz kas için de kullanılmaktadır. Kalp kası hücreleri, kalbin odacıklarının duvarlarını oluşturan ve çekirdekleri (nükleus) hücrenin merkezinde bulunan hücrelerdir. İskelet kası hücreleri, vücudu destekler ve hareketleri gerçekleştirir, hücre çekirdeği hücrenin sınırına doğru, merkezi olmayan bir konumda (periferik) bulunur.

Bayağı süngerler (Demospongiae), Porifera şubesindeki en çeşitli sınıftır. Dünya çapında yaklaşık 8.800 tür içeren tüm sünger türlerinin yaklaşık %76,2'sini oluştururlar. Kalsiyum karbonattan oluşan sert, genellikle masif bir iskeleti örten yumuşak gövdeli süngerlerdir. Yapıları olarak ağırlıklı olarak lökonoiddirler. Bayağı süngerlerin iskeletleri, protein spongin, mineral silika veya her ikisinin liflerinden oluşan dikenlerden oluşur. Silika spiküllerinin mevcut olduğu yerler cam süngerlerdekinden farklı bir şekle sahiptir.