İçeriğe atla

Höyücek

Arkeolojik Höyük
Adı:Höyücek
il:Burdur
İlçe:Bucak
Köy:Merkez
Türü:Höyük
Tescil durumu:Tescilli
Tescil No ve derece:A-2822
Tescil tarihi:08.05.1981
Araştırma yöntemi:Kazı

Höyücek, Burdur ili Bucak ilçesinin Mimar Sinan Mahallesi, Kahveler Mevkii'nde yer alan bir höyüktür. Höyük, 12 metre çapında ve 3 metre yüksekliğinde küçük bir yerleşmedir. Günümüzde tarım ve yapılaşma nedeniyle tahrip olmuş durumdadır. Tarım amacıyla bazı kesimleri düzleştirilmiş, kuzey kesiminde bir ev inşa edilmiştir.[1]

Kazılar

Yerleşme, James Mellaart tarafından saptanmıştır. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Mehmet Özsait başkanlığında yüzey araştırması yapılmıştır. Kazılar, Burdur Müzesi ile birlikte Prof. Dr. Refik Duru başkanlığında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı'nca 1989-92 yılları arasında yapılmıştır.[2]

Tabakalanma

Höyücek'te ortaya çıkarılan yapı evreleri eskiden yeniye doğru,

  • İlk Neolitik
* Erken Yerleşimler Dönemi (üç evreli)
* Tapınak Dönemi
  • Son Neolitik (Kutsal Alanlar Dönemi)

olarak tanımlanmıştır.[2]

Tapınak Dönemi ile Kutsal Alanlar Dönemi arasında tüm kültürel unsurlarda belirgin bir farklılık görülmektedir. Bu durum, iki dönem arasına girmiş bir boşluk dönemi olduğunu düşündürmektedir. Öte yandan son yapı evresi olan Kutsal Alanlar Dönemi sonrasına ait bazı çanak çömlek kalıntıları bulunmuştur. Ancak bunlar sadece höyüğün batı yamacında görülmektedir ve daha üst bir yerleşmeyi göstermemektedir. Muhtemelen höyük yakınlarında bir başka bir höyük bulunmaktaydı ve bu parçalar oradan getirilmişti.[2]

Buluntular

Erken Yerleşme Dönemi yerleşmesi

Ana toprak üzerindeki 4 metrelik üç evreli bir birikimdir. Ahşap ya da taş kullanılmamasından yerleşimin, ahşap, çamur sıvalı kulübelerden oluştuğu düşünülmektedir.[2]

Tapınak Dönemi yerleşmesi

Dar bir alandaki bir tapınak ve ek yapılardan oluşan bir tabakadır. Yapı malzemesi olarak taş kullanılmamış olup sadece kerpiç kullanılmıştır. Çok farklı kalıplarda kerpiç tuğlaların aynı duvarların yapımında kullanıldığı görülmektedir. Bu yapı katında başkaca bir yapı bulunmamıştır. Bazı taşınır ve taşınmaz buluntular vardır ama bunların dini nitelikte olduğu görülmektedir. Tüm bunlara dayanarak bu yapı evresinin kutsal bir mekan olarak kullanılmış olduğunu söylemek olasıdır.[2]

Tapınağın girişinde geyik boynuzları, aşık ve çene kemikleri, taş ve toprak kaplar, tahıl saklamakta kullanıldığı düşünülen sandıklar ve bir çukur içinde binlerce çakmak taşı delgiler bulunmuştur. Ağırlıklı olarak kullanılan malzeme çakmak taşı olup obsidiyen kullanımı görece daha azdır. Bazı mermer çanak ve kepçeler de bulunmuştur.[2]

Kutsal Alanlar Dönemi yerleşmesi

Bu yapı evresi neolitik yerleşmenin son yapı evresi olarak tanımlanmaktadır. Yapısal bir kalıntı çok azdır. Daha çok ana tanrıça idolleri bulunmuştur. Bu katmanda bulunan çanak çömlek, Neolitik Çağ'ın en erken dönemlerine ait görünmektedir. Höyüğe özgü çizme ve böbrek biçiminde kaplar bulunmuştur. Çok sayıda topraktan yapılarak pişirilmiş insan heykelciği görülmektedir. Görece az bir kısmı gerçeğe uygun, ama diğerleri stilize edilmiş şekilde yapılmıştır. Çoğunluğu oturmuş ya da bağdaş kurmuş iri yapılı kadın temsilleridir. Ele geçen figürlerden bazılarının başları taştan, bazıları ise kemikten yapılmıştır.[2]

Kilden yapılmış dört ayaklı bir masa ilginçtir. Ayaklara kabartma olarak hayvan başları işlenmiş, kırmızıya boyanmıştır.[2]

Hayvan kalıntıları

Hem Tapınak Dönemin hem de Kutsal Alanlar Dönemi yapı katlarında bulunan hayvan kemikleri, Boz ayı (Ursus arctos), tilki (Vulpes vulpes), tavşan (Lepus capensis), karaca (Capreolus capreolus), alageyik (Dama dama) kızıl geyik (Cervus elaphus), yaban domuzu (Sus scrofa), koyun, keçi, sığır ve deniz istiridyesidir. Erken Yerleşme Dönemi hayvan kalıntıları ise tavşan, yaban domuzu, köpek, alageyik, kızıl geyik, koyun, keçi, sığır ve attır.[2]

Değerlendirme

Kazı başkanı Prof. Dr. Refik Duru, ilk yerleşme olan İlk Neolitik Çağ yerleşmesinin MÖ 7 bin başları olarak görmektedir. Tapınak Dönemi bulgularının Radyokarbon tarihleme yöntemi sonucu ise günümüzden 7.600 / 7.511- 7.387 / 7.311 tarihlerine denk gelmektedir. Bu bağlamda Kutsal Alanlar Dönemi, Son Neolitik Çağ başları olmalıdır.[2]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ "TAY – Yerleşme Ayrıntıları". 24 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2012. 
  2. ^ a b c d e f g h i j "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2012. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çayönü</span>

Çayönü Höyüğü ya da Çayönü Tepesi Diyarbakır il merkezinin kuzeybatısında, Ergani İlçesi'nin 7 km güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, 4,5 metre yükseklikte 160 x 350 metre boyutlarında yayvan, geniş bir tepe üzerindedir. Güneyinden Boğazçay Deresi geçmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yeşilova Höyüğü</span> İzmir, Türkiyede arkeolojik sit

Yeşilova Höyüğü İzmir'in en eski yerleşim birimidir. Bornova ilçesinin Karacaoğlan mahallesinde, Manda çayı kıyısında bulunan bir höyüktür. Yer olarak Işıkkent Eğitim Kampüsü'nün doğusuna, Bornova Anadolu Lisesi'nin güneybatısına düşmektedir. Yerleşim olduğu dönemlerde İzmir Körfezi iki kilometre daha içerideydi, bölge bugünkünden daha sulaktı ve daha zengin bir flora ile faunaya sahipti. Bornova Ovası'nın orta kesimindeki Yeşilova Höyüğü, Yassıtepe Höyüğü ve İpeklikuyu Höyüğü, günümüz İzmir'inde ilk düzenli yerleşimlerin olduğu noktalardır. Diğer yandan alan olarak bakıldığında Batı Anadolu'daki en büyük yerleşimdir. Günümüzde, Bornova Ovası yüzeyinin 4-5 metre altında kalmış durumdadır.

<span class="mw-page-title-main">Obeyd kültürü</span>

Obeyd Kültürü ya da Ubeyd Kültürü, Güney Mezopotamya'da MÖ 5.900 – 4.300 tarihleri arasında var olmuş bir yerel ve tarihöncesi kültürdür. Güney Mezopotamya'nın en eski yerleşimi olarak Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'dan Kalkolitik Çağ'a uzanan ve Uruk Dönemi başlarına kadar süren bir kültürdür.

<span class="mw-page-title-main">Çatalhöyük</span> Konya, Türkiyede bulunan tarihi yerleşim yeri

Çatalhöyük, bugün Konya'nın Çumra ilçesine bağlı Küçükköy yakınlarında, milattan önce 7000 yıllarından itibaren Cilalı Taş Devri ve Bakır Çağı'nda yerleşim yeri olarak kullanılmış arkeolojik kalıntılardır.

Bademağacı Höyüğü, Antalya'nın merkez ilçenin 2,5 km kuzeydoğusunda, Çubuk Geçidi'nin 5 km kuzeyinde yer alan arkeolojik bir yerleşimdir. Höyüğün eski adı Kızılkaya'dır. Yerleşim alanı 210 metreye 120 metredir. Tepenin yüksekliği 7 metredir.

<span class="mw-page-title-main">Cafer Höyük</span>

Cafer Höyük, Malatya il merkezinin yaklaşık 40 km. kuzeydoğusunda bulunan höyük bugün için Karakaya Barajı suları altında kalmıştır. Bölgenin günümüzde 9 bin yıl önce iskan edildiği düşünülmektedir. Paleolitik Çağ insanlarının, Malatya civarında sık rastlanan mağaralardan çıkıp yabanıl tahıl devşiriciliği ile yerleşik yaşama geçtikleri, ardından da tarıma başladıkları anlaşılmaktadır. Ancak hayvan evcilleştirildiğine ilişkin bir bulgu yoktur.

Nevali Çori, Şanlıurfa ilinin Hilvan ilçesine bağlı Güluşağı mahallesinin hemen kuzeybatısında bulunan bir höyüktür. Höyük, Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmadan önce Fırat'ın bir kolu olan Kantara Deresi'nin iki yanında yer almaktaydı. Dere höyüğü ikiye bölmüş durumdadır. Yerleşme, derenin doğu yakasında 90 X 40 metre boyutlarında, batı yakasında ise daha küçük bir alandır. Bu yerleşmelerden büyük olanı (doğu) Nevali Çori I, batı taraftaki ise Nevali Çori II olarak adlandırılmaktadır. Yerleşmenin arkeolojik olarak en önemli tabakaları, beş yapı katı olarak izlenen, Nevali Çori I olarak tanımlanan kesimdeki Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ tabakalarıdır. Bu tabakalarda yürütülen kazı çalışmaları ve buluntular üzerinde yapılan analizler, Nevali Çori neolitik halkının esas olarak avcı - toplayıcı yaşam tarzını sürdürmekle birlikte, tarım ve hayvancılık yaptığını ortaya koymaktadır. Ortaya çıkarılan mimari kalıntılar ise Orta Fırat Havzası'nın Erken Neolitiği hakkında önemli bilgiler vermiştir. Özellikle, Göbekli Tepe, Urfa – Yeni Mahalle, Karahan, Sefer Tepe, Hamzan Tepe ve Taşlı Tepe gibi arkeolojik alanlarda benzerleri görülen T biçimli sütunların yer aldığı kült binası önemli bir keşif olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Köşk Höyük</span> Niğde il merkezine 17 km mesafedeki bir höyük

Köşk Höyüğü, Niğde il merkezine 17 km mesafede bulunan bir höyüktür. Höyük 80 metre çapında 15 metre yüksekliktedir. Kazılarda ulaşılan buluntular Niğde Müzesinde sergilenmektedir. Müze'de diğer buluntular yanında MÖ 4883 yılına tarihlenen bir Kalkolitik ev modeli, birebir ölçülerde sergilenmektedir.

Kuruçay Höyüğü, Burdur'un 15 km. batısında, Kuruçay köyünün 1,5 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, Burdur Gölü'ne bakan bir tepe üzerinde yer alıp üç yanı derin dere yataklarıyla çevrilidir. Buradaki arkeolojik yerleşim 90 x 60 metre boyutlarında ve 8 metre yüksekliktedir. Höyüğün en üst noktası Burdur Gölü'nden 110 metre yüksekliktedir.

Çavi Tarlası, Şanlıurfa ili Siverek ilçesine bağlı Nusaybin yerleşmesinin 500 metre kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Bölgedeki en yakın höyük olan Hassek Höyük'ün 4,5 km. doğusundadır. Höyük çevresinde çok sayıda su kaynağı olmasına bağlı olarak "su kaynağı tarlası" gibi bir anlama gelen Çavi Tarlası olarak adlandırılmış olan yükselti 140 x 120 metre boyutlarındadır.

Mezraa - Teleilat Höyüğü, Şanlıurfa il merkezinin kuzeybatısında, Birecik ilçesinin 5 km güneyinde, Mezraa Köyü'nün hemen batısında ve kısmen altına yayılmış olan bir höyüktür. Yayıldığı alan 7 hektar olan höyük 450 x 160 metre boyutlarında olup 4 metre yüksekliktedir.

Akarçay Tepe Höyük ya da Akarçay Höyük, Şanlıurfa il merkezinin batısında, Birecik ilçesinin 15 km. güneyinde bulunan bir höyüktür. Yaklaşık 350 x 150 metre büyüklüğündeki höyük 6 metre yüksekliktedir. Çanak çömlek yayılımına göre yerleşmenin 2,9 hektarlık bir alana yayıldığı belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hacılar Höyük</span>

Hacılar Höyük, Burdur İl merkezinin 26–27 km güneybatısında yer alan bir höyüktür. Toroslar'ın kuzeye uzanan sırtları arasında oluşmuş bir vadide bulunmakta olup batısında Koca Çay akmaktadır.

Fikirtepe Höyüğü, İstanbul İli'nin Anadolu yakasında, Kadıköy İlçe merkezinin birkaç kilometre doğusunda, Fikirtepe Tepesi'nin doğu kenarında yer alan bir düz yerleşmedir. Denizden 26 metre yükseklikteki yayvan bir tepenin güney-güneydoğu kesiminde, Kalamış Koyu'nda Marmara Denizi'ne dökülen Kurbağalıdere'ye doğru uzanan yamaçta bulunmaktaydı. Günümüz yerleşiminin altında kalmış ve tümüyle tahrip olmuştur. Yerleşmenin Kalamış Koyu'na mesafesi 1.300 metre, Kadıköy Koyuna ise 2 km.dir. eski çağlarda çevrenin ormanlık olduğu, bu yüzden balıkçılık, avcılık ve sınırlı ölçüde de olsa tarım olanaklarına sahip olduğu düşünülmektedir.

Kurban Höyük, Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmadan önce, Şanlıurfa İl merkezinin 60 km kuzey-kuzeybatısında, Bozova İlçesi'nin Cümcüme Köyü'nün 2 km batısında, Fırat Nehri kıyısında yer alan bir höyüktü. Höyük, nehrin güney kıyısındaki 1,5 km genişlikteki alçak bir teras üzerine kurulmuştu. İlk yerleşmenin üst teraslardan kesen vadilerden birinin alüvyal deltasında kurulmuştu. Oldukça alçak, semer biçimindeki iki tepeden oluşur. Güney taraftaki daha yüksek olup, 250 x 180 metre boyutlarında ve ovadan 10 metre yüksekliktedir. Kuzeydeki höyük ise 170 x 120 metre boyutlarında ve 4 metre yüksekliktedir. Toplam olarak 6 hektarlık bir alana yayılmış olan yerleşimin 3 hektarlık bölümü kazılmıştır.

Can Hasan 1 Höyüğü, Karaman il merkezinin 12–15 km. kuzeydoğusunda, eski adı Can Hasan, bugünkü adı Alaçatı olan köy yakınlarındaki ve Can Hasan 3 Höyüğü'nün 750 metre kadar güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Can Hasan Köyü civarındaki, aynı adla bilinen üç höyükten biridir. Can Hasan 1 Kalkolitik Çağ, Can Hasan 2 Helenistik. Roma ve Bizans, Can Hasan 3 ise Neolitik Çağ yerleşimi olarak tarihlendirilmektedir. Can Hasan 1, 360 x 280 metre boyutlarında, 5 metre yükseklikte bir tepedir. Söz konusu üç höyüğün yer aldığı ova, Toroslar'ın kuzey yamaçlarına çok da uzak olmayan, verimli bir ovadır.

Musular, Aksaray İli, Aksaray İlçesi, Kızılkaya Köyü'nün yaklaşık 1 km. güneyinde, Musular Mekii'nde yer alan bir düz yerleşmedir. Hasan Dağı ve Melendiz Dağı'nın kuzeyine düşen volkanik bir arazide Ihlara Vadisi'nin verimli ovasında, Melendiz Çayı'nın batı kıyısındadır. Aşıklı Höyük'ün 300-400 metre batısında yer almaktadır.

Araptepe Höyüğü, İzmir İl merkezinin kuzeyinde, Menemen İlçesi'nin yaklaşık olarak 13 km. kuzeybatısında, Eski Foça'ya giden yol üzerinde yer alan bir höyüktür. Helvacı Höyücek Höyüğü'nün 2 km. kadar batısında, Bekirler Düz Yerleşmesi'nin 500-600 metre kuzeyindedir. Helvacı Köyü'nün batısındadır. Helvacı Ovası'ndaki yerleşme, daha çok dağlara yakındır.

Helvacı Höyücek Höyüğü, İzmir il merkezinin kuzeybatısında, Menemen İlçesinin kuzey-kuzeybatısında, Helvacı Köyü'nün 4 km. batı-güneybatısında yer alan bir höyüktür. Çevrede Höyücek ya da Üyücek adıyla bilinmekte olup, aynı addaki yerleşmelerden ayırabilmek için bu ad verilmiştir. Bununla birlikte bazı yayınlarda Höyücek, bazı yayınlarda da Helvacı olarak geçmektedir. Aşağı Gediz Ovası'nın batı kesiminde küçük bir tepe görünümündedir. Günümüzde denizden 18 km. içerdeki yerleşmenin iskan edildiği tarihlerde Gediz Nehri'ne daha yakın ve muhtemelen deniz kenarında olduğu düşünülmektedir. Kaçak kazılar ve yol yapımıyla kısmen tahrip olmuş durumdadır.

Gelinciktepe, Malatya il merkezinin kuzeydoğusunda, Orduzu Beldesi'nin ve Arslantepe Höyüğü'nün 2 km. kuzeydoğusundaki kayalı üzerinde yer alan bir tepe üstü yerleşmedir. Kayalık yükseltinin özellikle güneybatı yamacındaki kaya oyukları yerleşme yeri olarak kullanılmıştır. Erozyonla ortaya çıkan büyük kaya blokları bu tür oyuklar ve kaya sığınakları yaratmıştır. Ayrıca savunma kolaylıkları da sağlamaktadır.