İçeriğe atla

Gökkuşağı

Gökkuşağı
Gökkuşağı, yağmur damlacıklarının doğal optik prizma özelliği ile ışığın yansımasından oluşur (Kanada'daki Jasper Millî Parkı).
Şehir içinde bir gökkuşağı

Gökkuşağı, güneş ışınlarının yağmur damlalarında veya sis bulutlarında yansıması ve kırılmasıyla meydana gelen ve ışık tayfı renklerinin bir yay şeklinde göründüğü meteorolojik bir olaydır. Gökkuşağındaki renkler bir spektrum oluşturur.

Oluşumu

Tipik bir gökkuşağı kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, camgöbeği, mavi ve menekşe renklerinden meydana gelen bir renk sırasına sahip bir veya daha fazla aynı merkezli arklardan ibarettir. En çok rastlanan çeşidi ilkel (birinci) gökkuşağıdır. Bu çeşidin merkez açısı 42° civarındadır ve kırmızı renk dış tarafa, mor renk iç tarafa isabet eder. Bazen ışığı daha zayıf merkez açısı 50° civarında olan tali (ikinci) gökkuşağına da rastlanır. Güneşin ufuktan yüksekliği 52 dereceyi geçerse gökkuşağı oluşmaz, 42,5 derecenin üzerinde olursa gökkuşağı görülmez. Bunda renk dizilişi diğerinin tersidir. Bunların haricinde sadece dar kırmızı veya kırmızı-yeşil renk bantlarından müteşekkil küçük kuşaklar da görülür ve bunlar birinci gökkuşaklarının iç tarafında ve ikincilerin dış tarafında bulunurlar. Gökkuşakları; ışık ışınlarının yağmur damlaları ve sis tanecikleri tarafından kırılması, yansıtılması ve dağıtılması ile meydana gelir. Büyük damlaların meydana getirdiği kuşaklar en parlak ve renk ayrılması en belirgin olanlarıdır. Küçük yağmur damlalarının meydana getirdiği kuşaklar ise daha zayıf ve daha geniş olurlar. Bunun en tipik örneği sis kuşağı olarak da isimlendirilen ve sis bulutu veya buğusu tarafından meydana getirilen beyaz kuşaklardır.

Genellikle yarım çember olarak gözükmelerine karşın, bir dağ tepesinden veya uçaktan bakıldığında, gökkuşağı konisi olarak adlandırılan çember şeklinde görülebilir.

Gökkuşağının olabilmesi için gökyüzünde güneş olmalıdır. Gökkuşaklarının sık göründüğü zaman ikindiye doğru özellikle sağanak yağışların geçmesinden sonraki zamandır. Gökkuşağı daima güneşin tam karşısında olan kısımdadır. Gökkuşağını görebilmek için güneşe arkamızı dönmemiz gerekmektedir.[1]

Renkler

Üst: Gerçek spektrum
Orta: Yakınlaştırılmış fotoğraf
Alt: Bilgisayar simülasyonu

Newton renkerin ayrılmadığını fark etti. Daha sonra renklerin müziğin 7 notasına ve zamanında bilinen 7 gezegene eşleşmesi için turuncu ve çivit mavisini ekledi.[2]

Newton'a göre (ilk) Kırmızı Sarı Yeşil Mavi Menekşe
Newton'a göre (daha sonra) Kırmızı Turuncu Sarı Yeşil Mavi Çivit mavisi Menekşe
Modern renkler Kırmızı Turuncu Sarı Yeşil Camgöbeği Mavi Menekşe

Mitoloji ve halk kültürü

Mitolojiye göre Yunan tanrılarının kraliçesi olan Hera yeryüzüyle haberleşmek istediğinde, "renkli elbise" sini giyerek giden haberci İris'i gönderirdi.Eski Atinada'ki ölümlüler İris'in görev başında olduğunu gökkuşağını görünce anlarlardı. Birçok kültür gökkuşağını cennet ile dünya arasındaki köprü olarak görmektedir. Doğadaki en güzel manzaralardan biri olan gökkuşağı batı kültüründe umut ve şans sembolü olmuştur. İran Müslümanlarına göre gökkuşağındaki renklerin bir önemi vardır. Yeşil bolluk, kırmızı savaş ve sarı ise ölüm anlamına gelir. Sibirya'da güneşin dili olarak düşünülür. Güney Amerika Yerlileri ise denizin üzerinde görülmesinin bir şans olduğuna inanırlar. Diğer adları; alkım, ebekuşağı, ebemkuşağı, eleğimsağma, hacılarkuşağı, meryemanakuşağı, alaimisemadır. Yeygör, süleyke gibi adlarla da bilinir. Moğollar solongo derler. Buryatlar ise Holongo olarak söylerler.

Türk kültüründe alkım veya alakuşak da denir. Umay Ana yeryüzüne inmek için gökkuşağını kullanır. Bazen göğe asılmış bir yay olarak düşünülür. Bazen bir yol olarak tasvir edilir. "Al inancı"yla bağlantılı olarak ele alındığında yerle göğü birbirine bağlayan büyülü bir köprü olduğu anlaşılır. Pura adlı koçlar veya atlar (ruhlar) alkımın üzerinde görülürler. Kazakçadaki tabir ise başka bir mitolojik varlıkla ilgilidir ve kempirkoşak (kempirkuşağı) ve enekemkoşak/cenekemkoşak denir. Anadolu'da çocuk oyunlarında büyük ve tıpkı gökkuşağı gibi renkli bilyelere Eneke adı verilir. Teleğüt Türklerinde ise Eneke sözcüğü koruyucu ruh demektir. Koşak sözcüğünün koç, kukla, ikiz gibi anlamları da bulunur. Tüm dünya mitolojilerinde ilgi çekici bir unsur olan Gökkuşağı pek çok dış tesirle karşılaşsa da bir kuşak olduğu ve yeryüzünü sardığı fikri temelde aynı kalmıştır. Azericede Göykurşağı şeklinde ifade edilir ve anlam Türkçedekiyle aynıdır. Türk kültüründe daima bu kavramı nitelemek için Kuşak tabirinin tercih edildiği görülür. Şamanın göğe çıktığı bir köprü olarak algılanır. Tüm dünya mitolojilerinde gökkuşağına söylencesel anlamlar yüklenir ve çoğu zaman da bunu çağrıştıran isimler verilir. Gökkuşağı görsel olarak tüm insanlığın daima ilgisini çekmiştir, çünkü fizik kuralları gereği ona hiçbir zaman ulaşmak mümkün değildir, bu nedenle geriye tek bir şey kalır, hayalgücünü zorlamak. Gökkuşağının Anadolu'da yaygın olarak kullanılan diğer adı olan Alkım sözcüğü Alkımak (hoş görünmek, hoşa gitmek, hayırdua etmek) fiiliyle bağlantılıdır. Beğenilme, hoşa gitme anlamı bulunur.

Çifte gökkuşağı

İkincil gökkuşağı farklı yağmur damlalarından dolayı ikinci bir yansımadan kaynaklanır ve 50-53 °'lik bir açı ile görüntülenir. İkincil gökkuşağındaki renk dizilişi birincinin tersi olur. İçte kırmızı, dışta mavi. İkincil gökkuşağı daha geniş bir alana yayıldığından birinciye oranla daha sönüktür.[3] İki gökkuşağı arasındaki karanlık bölgeye ise ilk olarak Afrodisiaslı İskender tarafından tarif edildiği için "İskender şeridi" denir.[4]

Kaynakça

  1. ^ (1990).FABBRİ Bilim ve Teknik Ansiklopedisi .SERHAT Yayınevi:istanbul.ISBN No:9752922325
  2. ^ Isaac Newton, Optice: Sive de Reflexionibus, Refractionibus, Inflexionibus & Coloribus Lucis Libri Tres, Propositio II, Experimentum VII, 1740 baskısı
  3. ^ [1] 3 Şubat 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Rainbow
  4. ^ [2] 2 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Alexander's band

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Rüzgâr</span> Yüksek basınç alanından Alçak basınç alanı arasındaki yatay yönlü hava hareketi

Rüzgâr ya da yel, hava veya diğer gazların gezegen yüzeyine göre doğal hareketidir. Rüzgârlar, onlarca dakika süren fırtına’lardan, kara yüzeylerinin ısınmasıyla oluşan ve birkaç saat süren yerel meltemlere, Dünyanın iklim bölgeleri arasındaki güneş enerjisinin soğurulma farkından kaynaklanan küresel rüzgârlara kadar çeşitli ölçeklerde oluşur. Büyük ölçekli atmosferik dolaşımın iki ana nedeni, ekvator ve kutuplar arasındaki farklı ısınma ve dünyanın dönüşüdür. Tropik ve subtropik bölgelerde, arazi ve yüksek platolar üzerindeki alçak ısıl dolaşımlar muson sirkülasyonlarını yönlendirir. Kıyı bölgelerinde deniz meltemi/kara meltemi döngüsü yerel rüzgârları belirler. Değişken arazi yapılı bölgelerde dağ ve vadi meltemleri hakimdir.

<span class="mw-page-title-main">Renk</span> görsel algının bir özelliği

Renk ya da tüs, ışığın gözün ağ katmanına değişik biçimde ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Bu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kısmen soğurulup kısmen yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ki bunlar renk tonu veya renk olarak adlandırılır. Tüm dalgaboyları birden aynı anda göze ulaşırsa bu ak, hiç ışık ulaşmazsa kara olarak algılanır. İnsan gözü 380 nm ile 780 nm arasındaki dalga boylarını algılayabilir. Bu sebepten elektromanyetik spektrumun bu bölümüne görünür ışık denir. Renkler için genelde kulak ile duyulan ince ve kalın ses analojisi yapılsa da, ses algısının aksine aynı anda gelen ışık frekansları değişik kanallardan algılanamaz, dolayısıyla aynı anda ince ve kalın sesleri birbirine karıştırmadan duyulmasına karşın göz için bu "çok seslilik" söz konusu olmadığından, değişik ışık frekanslarının sadece kombinasyonları algılanabilir. Bu prensibi açıklamak veya pratik uygulamalarda kullanmak için çeşitli renk modelleri geliştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Skuamöz hücreli karsinom</span> Skuamöz epitel hücrelerinden türeyen karsinom

Skuamöz hücreli karsinom (SCC) ya da yassı hücreli karsinom bir kanser çeşidi olan karsinomun alttiplerinden olup birçok organdan köken alabilir. Bu organlardan birkaçı; cilt, akciğer, dudak, ağız, mesane, vajina, serviks olup örnekler artırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Bulut</span> serbest bir hava kütlesinde toplanmış, gözle görülebilir su damlacıkları, buz kristalleri veya her ikisinin karışımından oluşan yapı

Bulut, serbest bir hava kütlesinde toplanmış, gözle görülebilir su damlacıkları, buz kristalleri veya her ikisinin karışımından oluşan yapıdır. Bulutlar yer seviyesinden yüksekte bulunur. Yer seviyesinde oluşan sığ bulut katmanları ise sis olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Su</span> H2O formülüne sahip kimyasal bileşik, yaşam kaynağı

Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Hâl değişimi</span>

Hâl değişimi, bir maddenin moleküller arası potansiyel enerjisinin ısı alarak ya da vererek değişmesi sonucu meydana gelen olay.

<span class="mw-page-title-main">Ay tutulması</span> Ayın Dünyanın gölgesine girmesi

Ay, kendi yörüngesinde dolanırken, kimi zaman Dünya'nın gölgesine girer. Buna Ay tutulması denir. Ay tutulması, dolunay zamanında ve Ay'ın düğüm noktalarına yakın olması durumunda meydana gelir. Ay'ın, Dünya'nın gölgesine girmesi ile Güneş'ten aldığı parlaklığı kaybetmesi sonucunda görülür. Güneş, karşı düğüm noktasında veya ona yakın olmalıdır. Bu şartlar altında Dünya'nın gölgesi Ay'a düşer. Bu 42.000.000.000 km uzanan gölge konisi Ay'ın uzaklığından yaklaşık 8800 km geniştir. Ay, saatte 3456 km hareket ettiği için ortalama Ay tutulmasının zamanı yaklaşık 50 dakika ile bir saat arasında değişir. Ay tutulması, yeryüzünün Ay'ın ufuk çizgisinin üzerinde olduğu herhangi bir bölgesinden gözlenebilir. Ay'a karşı olan Dünya yüzeyine çarpan Güneş ışınları Dünya'nın atmosferi tarafından kırıldığı için, Ay tutulmasında Ay, tamamen kaybolmaz. Dünya etrafında kırılan ışıklarda mavi renk yutulduğu ve kırmızı renk yansıtıldığı için, Dünya'nın gölgesi kırmızı renkte görülür. Bu güçsüz ışık kalıntıları görünürlüğü mahallî atmosferik şartlara bağlı olarak Ay'ı tuhaf bir bakır renginde ortaya çıkarır.Bunun sonucunda Ay tutulması olur.

Kafiye ya da uyak, şiirde mısra sonlarında bulunan sözcüklerin son heceleri arasındaki ses benzerliğidir. Şiirde uyak, dize sonlarında bulunan farklı görevlerdeki ekler veya anlamları ayrı sözcükler arasında görülür. Dize sonlarında yinelenen aynı görevdeki ekler ya da sözcükler uyak değildir. Bunlara redif denir.

<span class="mw-page-title-main">Kutup ışıkları</span>

Kutup ışıkları ya da kutup aurorası, Kuzey ve Güney kutup bölgelerinde gökyüzünde görülen, yeryüzünün manyetik alanı ile Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğal ışımalardır. Kuzey enlemlerde bu etki aurora borealis veya kuzey ışıkları olarak adlandırılır. Güney enlemlerindeki aurora australis oluşumu da benzer özelliklere sahiptir; ancak Antarktika'da, Güney Amerika'da ve Avustralya'da daha yüksek enlemlerden görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Miletli Anaksimenes</span> Antik Yunan Sokrates öncesi düşünürü

Anaksimenes, doğa filozofu ve geleneksel olarak Batı dünyasının ilk filozofları kabul edilen Miletos'lu üç düşünürün sonuncusudur. Helenistik döneme ulaşabilen yazılarından günümüze kalanlar, yalnızca sonraki yazarların kendi çalışmalarına aldıkları bazı bölümlerdir. Bu nedenle Anaksimenes'in düşüncelerine ilişkin yorumlar çoğunlukla birbirleriyle çelişir.

<span class="mw-page-title-main">Yağış</span> havadaki su buğusunun yoğunlaşma sonunda sıvı ya da katı durumda yere düşmesi

Yağış, hava kütlelerinin soğuk bir hava tabakası ile karşılaşarak, soğuk bir yerden geçerek ya da yükselerek soğuması sonucunda içerisindeki su buharının yoğuşarak sıvı veya katı halde yeryüzüne inmesi olayıdır. Plüvyometre adı verilen bir âletle ölçülür. Yıllık yağış miktarı mm, cm ve m olarak, günlük yağış miktarı ise kg/m² ile ifade edilir. Yıllık toplam yağış miktarının bir alanda oluşturduğu yükseklik baz alındığı için uzunluk birimleriyle ifade edilir. Birçok farklı formda meydana gelebilir, bunlar yağmur, kar, graupel, dolu ve sulusepkendir.

<span class="mw-page-title-main">Rayleigh saçılması</span>

Rayleigh saçılımı, ışığın veya diğer elektromanyetik radyasyonun, ışığın dalga boyundan daha küçük tanecikler tarafından saçılımını ifade eder. Bu isim, İngiliz fizikçi Lord Rayleigh'ın adına ithafen verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sis</span> atmosferik olay

Sis, yatay görüş mesafesini 1 km'nin altına düşüren bir hava olayıdır. Stratüs bulutlarının yerde veya yere yakın seviyede oluşması olarak da bilinir. Hava içindeki su buharının yoğuşması veya donarak kristalleşmesi sonucu ortaya çıkan çok küçük su damlacıkları veya buz kristallerinden meydana gelir. Görüşü fazla düşürmeyen hafif sise pus denir.

<span class="mw-page-title-main">Kırmızı</span> bir renk

Kırmızı, al veya kızıl, parlak gökkuşağının en dışındaki renk. Sarı ve mavi gibi ana renklerden biridir. Güneş içteki gökkuşağındaki kırmızı renk ve gözümüzün açısı 42 derecedir. Elektromanyetik tayfın görülebilen renklerinden biridir. Kırmızı ışığın dalga boyu 630-760 nanometre civarındadır. Kırmızı en düşük frekanslı renktir. Kırmızının altındaki frekanslara kızılötesi denir. Karşıt rengi mavidir. Kırmızının, tamamlayıcı rengi yeşildir.

Bürküt Ata, Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde kartal tanrıdır. Burkut Ata olarak da anılır. Moğollar ise Bürgüd Ece veya Bürged Ecege derler. Ayrıca Kartal Ata ve Sakalarda Hotoy Ete olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Atmosfer optiği</span>

Atmosfer optiği Dünya atmosferinin kendine özgü optik özelliklerinin nasıl geniş ölçüde optik olgulara yol açtığını inceler. Gökyüzünün mavi rengi, yüksek frekanstaki mavi güneş ışığını gözlemcinin görüş alanına yönlendiren Rayleigh dağılımının direkt bir sonucudur. Mavi ışık kırmızıdan daha kolay dağılıma uğradığı için güneş kalın bir atmosferden gözlendiğinde kırmızı bir ton alır, bu da gündoğumu veya günbatımında olur. Ek olarak gökyüzündeki parçacıklar farklı renkleri farklı açılarda kırarak akşam veya şafak vaktinde rengarenk parlayan bir gökyüzü meydana getirebilir. Haleler, günbatımı parlaklığı, koronalar, güneş ışınları ve yalancı güneşlerin oluşmasında buz kristallerinden ve diğer parçacıklardan saçılım sorumludur. Bu olgulardaki çeşitlilik parçacık boyut ve geometrilerine bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Moonbow</span>

Ay kuşağı (kameri kuşak ya da beyaz gök kuşağı olarak da bilinir), güneş ışığı yerine ay ışığı sebebiyle oluşan gök kuşağıdır. Işık kaynaklarının farklı olmasının haricinde, oluşumu gök kuşağıyla aynıdır: Sağanak yağmur ya da şelale gibi yerlerde ışığın su damlaları içerisinde kırılması sebebiyle meydana gelir ve gözleyen kişiye göre gökyüzünde ayın olduğu bölgenin karşıt tarafında oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Maya mitolojisi</span>

Maya mitolojisi, Mezoamerikan mitolojisinin bir parçasıdır ve doğanın kişileştirilmiş güçlerinin, tanrıların ve bunlarla etkileşime giren kahramanların ana rolleri oynadığı tüm Maya masallarını kapsar. Maya sözlü geleneğinin diğer kısımları burada dikkate alınmaz.

<span class="mw-page-title-main">Renk teorisi</span>

Renk teorisi, hangi renklerin birlikte iyi göründüğünü belirlemek için kullanılan sanat ve bilimin pratik bir kombinasyonudur. Renk çarkı, 1666'da renk spektrumunu bir daireye eşleyen Isaac Newton tarafından icat edildi. Renk tekerleği renk teorisinin temelidir, çünkü renkler arasındaki ilişkiyi göstermektedir.