
Ceprano insanı veya Ceprano Adamı, 1994 yılında İtalya'nın Frosinone eyaletindeki Ceprano yakınlarında bir otoyol inşaatı projesinde yanlışlıkla ortaya çıkarılan, tek bir kafatası başlığı (kalvaria) olan Orta Pleyistosen arkaik insan fosilini ifade eder. Bir buldozer tarafından hasar görmesine karşın, fosil ortaya çıktığında orada bulunan arkeolog Italo Biddittu tarafından tanındı, belgelendi ve tanımlandı; Mallegni vd. (2003), fosile dayalı olarak Homo cepranensis adlı yeni bir insan türünün tanımlanmasını önerdi. Diğer paleontologlar onu Homo heidelbergensis'e ait olarak sınıflandırmış olsalar da. Mounier vd. (2011), fosili H. heidelbergensis'in "uygun bir ata stoğu", "bölgesel otapomorfik özelliklerin ortaya çıkmasına öncül" olarak tanımladılar.

Paenungulata, içinde günümüzde yaşayan üç memeli takımını barındıran bir kladdır: Proboscidea, Sirenia ve Hyracoidea (Kırsıçanımsılar). Embrithopoda ve Desmostylia adlı en az iki takım daha fosil kalıntılarından bilinir. Bu her iki soyu tükenmiş takım da, yaşayan takımlar kadar kendilerine özgü özellikleri taşımaktaydı. Embrithopodlar gergedan benzeri ve tabanlarına basarak yürüyen otçul hayvanlardı. Desmostylianlar ise su aygırı benzeri amfibi hayvanlardı. Yürüme biçimleri ve beslenmeleri spekülasyon konusu olsa da dişlerindeki aşınmalar kara bitkileriyle beslendiklerini ve diğer toynaklı büyük memelilerle benzer duruşa sahip olduklarını gösterir.

Mısır kurdu Canis lupaster'in, Kuzey, Doğu ve Batı Afrika'nın bir kısmına özgü bir alt türüdür.
World Register of Marine Species (WoRMS) veya Dünya Deniz Türü Kayıtları, deniz organizmalarının adlarının yetkili ve kapsamlı bir listesini sağlamayı amaçlayan taksonomik bir veri tabanıdır.

Archaeplastida, kırmızı algler (Rhodophyta), yeşil algler ve kara bitkilerini ve glokofitler gibi bazı küçük grupları içeren önemli bir ökaryot grubudur. Archaeplastida'nın tüm soyları, fotosentetik olmayan ökaryotrofik bir kamçılı olan Rhodophyta'nın kardeş taksonu Rhodelphidia dışında fotoototrofiktir. Archaeplastida üyeleri, iki zarla çevrili kloroplastlara sahiptir, bu özellikleri bu canlıların bir siyanobakteri ile beslenerek endosimbiyoz olayı yoluyla doğrudan elde edildiğini düşündürür. Amoeboid Paulinella chromatophora'nın yanı sıra kloroplastlara sahip diğer tüm gruplar, ikincil olarak kırmızı veya yeşil alglerden elde edildiklerini düşündüren üç veya dört zarla çevrili kloroplastlara sahiptir. Kırmızı ve yeşil alglerin aksine, glokofitler hiçbir zaman ikincil endosimbiyoz olaylarına dahil olmamıştır.

Diapsidler, bundan yaklaşık 300 milyon yıl önce, geç Karbonifer dönemi sıralarında kafataslarının her iki tarafında iki delik geliştiren bir grup amniyot tetrapottur. Diapsidler çok çeşitlidir ve tüm timsahları, kertenkeleleri, yılanları, tuataraları, kaplumbağaları ve kuşları içerir. Bazı diapsidler ya bir deliği (kertenkeleler) ya da her iki deliği kaybetmiş ya da yeniden yapılandırılmış bir kafatasına sahip olsalar da, atalarına göre hala diapsid olarak sınıflandırılırlar. Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde en az 7,925 diapsid sürüngen türü bulunmaktadır.

Sauria, arkozorların ve lepidosaurların en son ortak atalarını ve tüm soyundan gelenleri içeren bir sürüngen kladıdır. Kaplumbağaların Sauria içinde bulunduğunu varsayarsak, grup diapsidlerin taç grubu veya genel olarak sürüngenler olarak düşünülebilir. Son genomik çalışmalar ve fosil kayıtlarındaki kapsamlı araştırmalar ile kaplumbağaların daha önce düşünüldüğü gibi Saurian öncesi parareptillerle değil, arkozorlarla yakından ilişkili olduğu öne sürülüyor. Sauria, tüm modern sürüngenleri ve çeşitli soyu tükenmiş grupları içerir. Sauria, sürüngenlere memelilerden daha yakın akraba olan çeşitli kök sürüngenleri de içeren Sauropsida grubu içinde yer alır.

Opisthokontlar, hem hayvan hem de mantar alemlerini içeren geniş bir ökaryot grubudur. Daha önce "Fungi / Metazoa grubu" olarak adlandırılan opisthokontlar, genellikle bir sınıf olarak tanınır. Opisthokontlar, Apusomonadida ve Breviata ile birlikte daha büyük Obazoa kladını oluşturur.

Viridiplantae, yaklaşık 450.000-500.000 tür içeren ve hem karasal hem de sucul ekosistemlerde önemli roller oynayan ökaryotik canlılar grubudur. Öncelikle sucul olan yeşil algler ve içlerinden çıkan kara bitkilerinden oluşurlar. Yeşil algler, geleneksel sınıflandırmada kara bitkilerini içermez ve bu da yeşil algleri parafiletik bir grup yapar. Kara bitkilerinin yeşil alglerin içinden çıktığının anlaşılmasından bu yana, bazı yazarlar bitkileri de yeşil alglere atıyorlar. Hücre duvarlarında selüloz bulunan hücrelere ve klorofil a ve b içeren ve fikobilin içermeyen siyanobakterilerle endosimbiyozdan türetilen birincil kloroplastlara sahiptirler.

Holozoa, hayvanları ve en yakın tek hücreli akrabalarını içeren ancak mantarları hariç tutan bir canlı grubudur. Holozoa ayrıca tunik cinsi Distaplia için kullanılan eski bir isimdir.

Cetancodontamorpha, Spaulding ve diğerlerine göre "Whippomorpha artı tüm Whippomorpha'nın mevcut üyeleriyle diğer herhangi bir canlı türünden daha yakından ilişkili soyu tükenmiş taksonlar." olarak tanımlanan çift toynaklı kladıdır. Whippomorpha soyunu Cetancodonta olarak yeniden adlandırmak için girişimlerde bulunuldu, ancak eski ismini koruyor.

Percomorpha, ton balığı, denizatı, kaya balığı, çiklit, yassı balık, lapina, levrek, fener balığı ve kirpi balığını içeren ışınsal yüzgeçli balık grubu.

Taksonomide eğer bir grup en son ortak atası ve soyundan gelenlerin tamamını içeriyor ama genellikle bir ya da iki monofiletik alt grubu kapsamıyorsa bu grup dışarıda bırakılan alt gruplara nazaran parafiletik olarak adlandırılır. Parafiletik bir grup bir klad ya da ortak ata ile birlikte soyundan gelen tüm türlerin yer aldığı bir tür grubu olan monofiletik bir grup olamaz. Parafiletik grubun bir ya da daha fazla üyesi, dışarıda bırakılan grup ya da gruplara, parafiletik gruptan daha yakın akrabadır. Terim filogenetikte ve dilbilimde yaygın olarak kullanılır. Parafiletik gruplar sinapomorfiler ve simplesiomorfilerin birleşimi ile tanımlanırlar.

Laurasiatheria, Eulipotyphla takımı ile Scrotifera kladını içeren bir plasentalı memeliler üst takımıdır. Kardeş grubu Euarchontoglires ile birlikte Boreoeutheria magna takımını oluşturur. Laurasiatheria taksonu içinde sınıflandırılan hayvanların benzer gen dizilimlerine dayanarak keşfedildi. Grubu birleştirmek için ortak anatomik özellikler henüz ortaya konmadı. Laurasiatheria kladı DNA dizilim analizleri ve retrotranspozon varlık/yokluk verilerine göre temellendirildi. Üst takım, Pangea bölünmeye başladıktan sonra Gondvana'dan ayrılan Lavrasya süperkıtasında ortaya çıktı. En son ortak atasının yaklaşık olarak 76 ila 90 milyon yıl önce soyunun ayrıldığı varsayılmaktadır.

Allosauroidea [tip cinsi Allosaurus'tan; allos (farklı) sauros (kertenkele)], Metriacanthosauridae, Allosauridae, Carcharodontosauridae ve Neovenatoridae familyalarını içeren bir teropod dinozor kladıdır. Allosauroidler, megalosauroidler ile birlikte Orta Jura ve Geç Kretase dönemlerinde süper yırtıcılardı. En tanınmış allosauroid, kalıntıları Kuzey Amerika'nın üst Jura tortullarında bulunan Allosaurus cinsidir.

SAR veya Harosa; Stramenopiles, Alveolata ve Rhizaria'dan oluşan ve Bikonta kladına bağlı bir kladdır. SAR ismi Stramenopiles, Alveolata, Rhizarianın kısaltmasıdır.

Raphidioptera veya Yılan sinekleri, iki aileye sahip yırtıcı böcek takımınıdır. Kabaca 260 türden oluşan Raphidiidae ve Inocelliidae familyalarını içerir. Geçmişte şimdi olduğundan çok daha geniş bir dağılıma sahiplerdi. Yılan sinekleri ılıman bölgelerde bulunur, ancak tropik bölgelerde ve Güney Yarımküre'de bulunmaz. Takımın tanınabilir temsilcileri ilk olarak Erken Jura döneminde ortaya çıktı. Bunlar önemli bir düşüş yaşamadan önce Kretase sırasında çeşitliliğin zirvesine ulaşan bir kalıntı grubudur.

Saccopharyngiformes; Anguilliformes takımı içinde sıra dışı yılan balıklarından türemiş bir soydur ve Cyematidae, Monognathidae, Eurypharyngidae, Saccopharyngidae ve (önerilen) Neocyematidae familyalarını içerir. Bu gruptaki balıkların çoğu derinlerde yaşar ve nadiren görülürler. Türler, pelikan yılan balığı ve kısa kuyruklu yılan balığı gibi tanınabilir balıkları da içerir. Bazıları okyanusun derinliklerinde, yaklaşık 500 ila 1.800 metre aşağılarda yaşayabilir. Bazı türler sadece larvalarından bilindiği ve dolaylı olarak gözlemlendikleri için kapsamlı araştırmalar yapılmamıştır. Önerilen Neoceymatidae familyasının nadir bulunan bireyleri dışındaki tüm aileler, tüm büyük okyanuslarda bulunur.

Saurolophinae, hadrosaurid dinozorların bir alt ailesidir. 20. yüzyılın ortalarından beri, tepeli alt familya Lambeosaurinae ile ilgili, büyük ölçüde tepesiz hadrosaurlardan oluşan bir grup olan Hadrosaurinae olarak anılır. Bununla birlikte, Hadrosaurinae adı, daha yakın tarihli çalışmalarda lambeosaurinlerden veya Edmontosaurus ve Saurolophus gibi diğer geleneksel "hadrosaurinlerden" daha ilkel olduğu bulunan Hadrosaurus cinsine dayanmaktadır. Bunun bir sonucu olarak, Hadrosaurinae adı kaldırıldı veya yalnızca Hadrosaurus ile sınırlandırıldı ve geleneksel "hadrosaurinleri" içeren alt aile, Saurolophinae olarak yeniden adlandırıldı. Hai Xing tarafından yapılan son filogenetik çalışma, Hadrosaurus'un lambeosaurin olmayan tüm hadrosauridleri içeren monofiletik grup içine yerleştirildiğini gösterir. Bu görüşe göre, geleneksel Hadrosaurinae yeniden dirildi ve Hadrosauridae iki sınıfa ayrıldı: Hadrosaurinae ve Lambeosaurinae.
Haplogrup H, insanlarda görülen bir mitokondriyal DNA (mtDNA) haplogrubudur. Bu soyun Güneybatı Asya'da, yaklaşık 20.000 ila 25.000 yıl önce ortaya çıktığına inanılmaktadır. Haplogrup H, günümüzde ağırlıklı olarak Avrupa ve Kafkasya'daki insanlarda görülmektedir. Haplogrubun Son Buzul Maksimumundan önce evrimleştiğine inanılmaktadır. İlk olarak Kuzey Yakın Doğu ve Güney Kafkasya'ya yayılan dal, sonrasında İberya'ya oradan da Avrupa'ya yayılmıştır. Haplogruba ayrıca Afrika, Sibirya ve İç Asya'nın bazı bölgelerinde de rastlanmaktadır. Günümzde Avrupa'daki tüm anne soylarının yaklaşık %40'ı haplogrup H'dir.