
Martin Bormann,, NSDAP'nin parti sözcüsü, aynı zamanda Adolf Hitler'in özel sekreteri. Adolf Hitler'in özel sekreteri olarak ülkedeki bilgi akışını ve Hitler'e erişimi kontrol etti. Bunun sonucunda muazzam bir güç elde etti. Diğer birçok NSDAP yetkilisi gibi II. Dünya Savaşı sırasında kendi otoritesini oluşturdu. Otoritesini ülke ve savaşla ilgili karar alma süreçlerine mümkün olduğunca dahil olmak için kullandı. Adolf Hitler'in sözlü emirlerini yazılı emirlere çeviren de çoğunlukla Bormann idi.

Dr. Paul Joseph Goebbels, 1933-1945 yılları arasında Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapmış Alman politikacı ve Nazi Almanyası'nın ikinci şansölyesi. Adolf Hitler'in en yakın arkadaşlarından biri ve en sadık yandaşıydı. Kendisi coşkulu ve enerjik hitabet yeteneği, topluluk önünde konuşma becerisi, sert anti-semitik görüşleri ve kitlesel propagandanın Büyük Yalan olarak bilinen tekniğini kullanmadaki ustalığıyla bilinirdi. Hitler intihar ettikten sonra bir günlüğüne III. Reich'in başına geçmiştir.

Çöküş, 1945 yılı Nazi Almanyası'nda Adolf Hitler'in son günlerini ve Berlin'in düşüşünü anlatan 2004 yılı yapımı Almanca tarihi bir savaş drama filmidir. Oliver Hirschbiegel'in yönetmenliğini yaptığı filmin senaryosu Joachim Fest isimli tarihçinin yazdığı Inside Hitler's Bunker adlı eserden esinlenilmiştir. Son günlere ait anılar kısmen Albert Speer'in kısmen de Hitler'in sekreteri Traudl Junge'nin Until the Final Hour adlı kitaplarına dayanmaktaktadır.

Führerbunker, Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler'in ve eşi Eva Braun'un II. Dünya Savaşı'nın son aylarını geçirdiği ve 30 Nisan 1945'te birlikte intihar ettikleri Berlin'de bulunan yer altı sığınağıdır. İki aşamalı olarak inşa edilen ve 1936 ve 1944'te tamamlanan bir yer altı sığınak kompleksinin parçasıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Adolf Hitler tarafından kullanılan Führer Karargahının (Führerhauptquartiere) sonuncusuydu.

Erich Kempka, Nazi Almanyası'nda bir yarbay. 1934'ten itibaren Adolf Hitler'in şoförü ve aynı zamanda Allgemeine SS üyesiydi.

Otto Günsche, Nazi Almanyası'nda Adolf Hitler'in yaveri olarak görev yapmış Alman SS Subayı. Hitler'in ölümüne kadar ona sadık kalmıştır. Hitler'in ölümünden sonra cesedinin yakılması işini organize eden 2 kişiden biridir. Berlin Savaşı'nın ardından Günsche, 2 Mayıs 1945'te Berlin'de Kızıl Ordu askerleri tarafından esir alındı. Sovyetler Birliği'ndeki çeşitli hapishanelerde ve çalışma kamplarında tutulduktan sonra, 2 Mayıs 1956'da Bautzen Hapishanesinde serbest bırakıldı.

SS-Begleitkommando des Führers, aslen 1930'ların başlarında Adolf Hitler'in hayatını korumakla görevli on iki kişilik bir güvenlik ekibinden oluşturulan sekiz kişilik bir SS ekibiydi. 29 Şubat 1932 tarihinde oluşturdu. Asıl birim sekiz kişiden oluşmaktaydı. Bunlar: Franz Schädle (1906-1945), Bruno Gesche (1905-1967), Erich Kempka (1910-1975), August Körber (1905-?), Adolf Dirr (1907-?), Kurt Gildisch (1899-?), Willy Herzberger (1895-?) ve Bodo Gelzenleuchter (1905-?)'dir. Şahsen Hitler tarafından hepsi onaylandı.

Reichskanzlei, 1871'den 1945'e kadar Alman Reich'ı döneminde Almanya Şansölyeliğinin geleneksel adıydı. 1875'teki Şansölyelik yeri, Berlin'deki Wilhelmstraße'de bulunan Prens Antoni Radziwiłł'nin (1775-1833) eski şehir sarayıydı. Hem saray hem de yeni bir Reich Şansölyesi binası II. Dünya Savaşı sırasında ciddi şekilde hasar gördü ve sonra yıkıldı. Günümüzde Almanya Şansölyelik ofisine genellikle Kanzleramt ya da daha resmi olarak Bundeskanzleramt adı verilir. İkincisi, 2001 yılında tamamlanan Şansölye Ofisinin yeni yer adıdır.
Gerhard Boldt, II. Dünya Savaşı sırasında yaşadığı deneyimler hakkında kitap yazmış olan Alman Ordusu'nda (Heer) bir subaydı.
Hans-Erich Voss, 1945 yılında Berlin Savaşında Führerbunker'in son kalanlarından biri olan bir Alman amiraliydi. Ayrıca, Adolf Hitler ve Joseph Goebbels'i intihar etmeden önce canlı gören son kişiler arasındaydı.
Franz Schädle 5 Ocak 1945 tarihinden 2 Mayıs 1945'te 38 yaşına kadar Adolf Hitler'in özel koruma ekibi olan Führerbegleitkommando'nun (FBK) son komutanıydı.
Alwin-Broder Albrecht, II. Dünya Savaşı sırasında Adolf Hitler'in yardımcılarından biri olan Alman deniz subayıdır.
Georg Betz, II. Dünya Savaşı sırasında SS-Obersturmbannführer rütbesine yükselen bir SS subayıydı. Betz, Adolf Hitler'in özel pilot yardımcısıydı ve Hans Baur'un yerine geçmişti. Betz, Nisan 1945'ün sonunda Berlin'de Führerbunker'de bulundu. 1 Mayıs 1945'te Betz, Berlin'deki Reich Şansölyeliği çıkışında yer aldı. 2 Mayıs 1945'ten itibaren Betz, Sovyet birliklerinin ağır ateş altında olan Weidendammer Köprüsü'nü geçerken yaralandı ve öldü.
Ewald Lindloff, II. Dünya Savaşı sırasında Hitler'in intihar ettiği 30 Nisan 1945'te Führerbunker'de bulunan bir Waffen-SS subayı idi. Hitler'in cesedini elden geçirmekle görevlendirildi. Lindloff, daha sonra Berlin'de ağır ateş altında Weidendammer Köprüsü'nü geçerken 2 Mayıs 1945'te patlak veren olay sırasında öldürüldü.

Adolf Hitler, 1921'den 1945'e kadar Nazi Partisinin lideri, 1933'ten 1945'e kadar Almanya Şansölyesi ve 1934'ten 1945'e kadar Nazi Almanyası'nın Führer'i ('Lider') olan Avusturyalı-Alman bir politikacıydı. Adolf Hitler, 30 Nisan 1945'te Berlin'deki yer altı sığınağı Führerbunker'de kendini vurarak intihar etti. Kendisiyle birlikte eşi Eva Braun da siyanür alarak kendini öldürdü. Hitler'in daha önceden vermiş olduğu talimatlar doğrultusunda cesetleri, aynı gün öğleden sonra sığınağın acil çıkışının merdivenlerinden dışarı çıkarıldı ve Reichskanzlei'nin bahçesinde üzerine benzin dökülerek ateşe verildi. Sovyet arşivlerindeki kayıtlar, yanmış kalıntıların 1946 yılına kadar toparlandığını ve birbirini takip eden yerlere defnedildiğini göstermektedir. 1970 yılında yeniden mezardan çıkarılıp yakıldı ve külleri dağıtıldı.
Elena Moiseevna Rzhevskaya, Sovyet yazar ve SMERSH adlı istihbarat örgütü adına çalışan savaş araştırmacısı eski gizli ajandır. Nisan ve Mayıs 1945'te Berlin Savaşı'na katıldı. İngilizce 'Savaş Zamanı Çevirmen Anıları' adlı anılarına göre, Reich Şansölyesi'nin yıkıntılarında Adolf Hitler'i arayan Sovyet birliğinin üyesiydi. Führer'in cesedi, kendi sözlerine göre, asker Ivan Churakov tarafından 4 Mayıs 1945'te bulundu. Dört gün sonra, Albay Vassily Gorbushin, 8 Mayıs'ta Hitler'in şahin kemiklerini içerdiği iddia edilen küçük bir kutu verdi. Ceset tespiti sırasında Sovyet ekibi çok gizli koşullarda çalıştı. Üç kişiden oluşuyordu, Rzhevskaya bunlardan biri. O ve Gorbushin'in, Hitler'in kişisel diş hekimi Hugo Blaschke'nin asistanı Käthe Heusermann'ı Berlin'de bulmayı başardığı iddia ediliyor. Nazi liderinin kimliğini doğruladı. Bununla birlikte, bilgi daha sonra Joseph Stalin tarafından bastırıldı. Joseph Stalin, daha sonra, gerçeklerin kamuoyuna açıklanmamasını emretti.

Adolf Hitler, son vasiyetini, eşi Eva Braun ile intihar etmeden önceki gün 29 Nisan 1945'te Berlin'deki yeraltı sığınağı olan Führerbunker'de imzalamıştır.

Adolf Hitler'in ölümüyle ilgili komplo teorileri, 30 Nisan 1945'te Führerbunker'da intihar ettiği gerçeğiyle çelişmektedir. Bu teorilerin çoğu, Hitler ve eşi Eva Braun'un hayatta kaldığını, Almanya ve Avrupa'dan kaçtığını savunuyor. Bu teoriler popüler kültürde bir miktar teşhir edilmiş olsa da, bu bakış açıları tarihçiler ve bilimsel uzmanlar tarafından çürütülmüş saçak teoriler olarak görülüyor.

Nazi lideri Adolf Hitler, yaşamı boyunca yaptığına dair bir kanıt olmamasına rağmen, benzerleri siyasi tuzaklar olarak kullanmış olabilir. Sovyetler Birliği, Hitler'in intihar ettiği Berlin Savaşı'nın ardından Hitler'e benzeyen cesetlerin bulunduğunu çeşitli şekillerde iddia etti. En belirgin kanıt, Reich Şansölyeliği bahçesinde bulunan Gustav Weler olarak tanımlanan bir cesedin Sovyet görüntüleridir. Weler'in Reich Şansölyesinde, belki de bir aşçı olarak çalıştığı söyleniyordu. Komplo teorisyenleri, Hitler'in Almanya'dan kaçtığına dair iddia edilen kanıtların bir örneği olarak bu bedeni dublörü olarak gösterdiler. Uzmanlar genel olarak Hitler'in dublörü olduğu ve Hitler'in Almanya'dan kaçtığı iddiasını reddederler.
Adolf Hitler'in 30 Nisan 1945'teki ölümünün ardından, görgü tanıklarının yanı sıra ilk soruşturmaları yürüten ve bilgilerin açıklanmasını kısıtlayan Sovyetler Birliği'nden gelenler de dahil olmak üzere çeşitli çelişkili raporlar geldi. Hem Hitler hem de Eva Braun'un ölümleriyle ilgili nesnel gerçekler, cesetlerinin yakılmasıyla büyük ölçüde gizlendi ve kimlik tespiti için yalnızca diş kalıntıları kaldı.