
Friedrich Wilhelm Nietzsche, Alman klasik filolog ve filozoftur. Nietzsche'nin fikirleri ve üslubu, yerleşik düşünce kalıplarını kırmıştır, bu nedenle yaşadığı dönemde var olan bir klasik disipline sokulamamıştır. Nietzsche, günümüzde yepyeni bir felsefi ekol olarak yaşam felsefesi disiplininin kurucusu olarak kabul edilmektedir.
Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.
Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir. Reddedilen bu otoritelere patriyarki ve kapitalizm de dahildir.
Panteizm ya da tüm tanrıcılık, her şeyi kapsayan içkin bir Tanrı'nın, Evren'in ya da doğanın Tanrı ile aynı olduğu görüşüdür. Panteistler kişileştirilmiş ya da antropomorfik bir Tanrıya inanmazlar.

Weimar Cumhuriyeti, Almanya'da, Philipp Scheidemann'ın 9 Kasım 1918 tarihinde cumhuriyetin kurulduğunu ilan etmesi ile başlayıp 30 Ocak 1933 tarihinde Adolf Hitler'in şansölye olmasına kadar süregelmiş döneme verilen isimdir. “Weimar Cumhuriyeti” adı tarih yazımı için kullanılan bir terimdir. Bu adın kaynağı, I. Dünya Savaşı'ndan yenilgiyle çıkılması sonucu lağvedilen Alman monarşisi yerine millî meclisin yeni anayasayı oluşturmak için 1919 yılında toplandığı Weimar kentidir. Parlamenter demokrasiye dayanan bir rejimin kurulmuş olduğu bu dönemde “Deutsches Reich” yani Alman İmparatorluğu adı muhafaza edildi. Almanya'da liberal demokrasi yerleştirmek için yapılan bu ilk girişim, yoğun sivil anlaşmazlıkların ve ekonomik sorunların olduğu bir dönem getirdi.
Nihilizm, evrenin ve insan yaşamının özünde herhangi bir anlam taşımadığını savunan bir felsefi yaklaşımdır. Ancak bu, her türlü anlam ve değerin tamamen reddi gerektiği anlamına gelmez. Nihilizme göre, toplumsal, ahlaki ve kültürel değerler insan yapımıdır ve mutlak bir gerçeklik taşımaz.

19. yüzyıl felsefesi öncelikli olarak Alman felsefesinde romantizmin ve idealizmin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Aynı şekilde materyalizmin de yeni bir derinlik kazandığı ve öne çıktığı görülür. Fransız felsefesinde bir yanda Charles Fourrier, Pierre-Joseph Proudhon, Claude Henri de Saint-Simon gibi reformcu düşünürler; öte yanda da August Comte ile pozitivizmin belirginleştiği görülür. Tarihçi Tocqueville ile sosyolog ve düşünür olan Emile Durkheim'ı da buraya eklemek gerekir.
Bengi dönüş, zamanın döngüsel bir formda olduğu ve olayların bu döngüsellikte sonsuza dek yinelenmiş olduğu, yinelendiği ve yineleneceği tezini içermektedir. Friedrich Nietzsche bu düşünceyi etik anlamda oluştaki yaratıcılığın, en yüksek yaşama gücünü elde etmenin, acıyla başa çıkmanın ve Üstinsan'ı meydana getirme aracı ve koşulu olarak geliştirmiştir. Ayrıca bengi dönüş, aktif nihilizmin kendini gösterdiği güçlü sınıfın karşılaşacağı bir sorudur.

Friedrich Ebert, Alman sosyal demokrat politikacı. 1913'te Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) başkanlığına seçildi. 1919’da "Reichspräsident" ünvanı ile Weimar Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı oldu ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü.

Freikorps, Almanya’da 18. yüzyıldan sonra genelde kırda oluşturulan düzensiz silahlı birliklere verilen isimdir. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Weimar Cumhuriyeti’nde özellikle komünistlere karşı devlet eliyle örgütlenen düzensiz silahlı birliklere Freikorps denilmiştir.
Bu madde, 19. yüzyıl filozofu Friedrich Nietzsche hakkında yazılan eserlerin kaynak dizinidir.
Postanarşizm, postmodern ve postyapısalcı düşünce gelenekleri ile anarşist düşünce geleneğinin bir sentezi olarak nitelendirilebilir. Aynı zamanda postyapısalcı anarşizm olarak da bilinen postanarşizm, tek bir çerçeveden ilerleyen bir düşünce geleneği olmaktan ziyade, birçok postmodern düşünce akımının etkisinde kalınarak geliştirilmiş farklı anarşist yaklaşımların bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Ukrayna Halk Cumhuriyeti veya Ukrayna Ulusal Cumhuriyeti, günümüzdeki Ukrayna'nın atası olarak kabul edilen, Haziran 1917'de Rusya Cumhuriyeti'nin bir parçası olarak ilan edilen, ardından 25 Ocak 1918'de bağımsızlığını ilan eden devlet. 1921'de Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne dönüşmüş ve Sovyetler Birliği'nin kurucu üyesi olmuştur.

İlk Macar Cumhuriyeti veya dönemdeki ismiyle Macaristan Halk Cumhuriyeti kısa ömürlü halk cumhuriyeti, 1918 sonlarından 1919 ortalarına kadarlık olan kesinti arasında yaşadı. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun dağılması sonucu kuruldu. Macar Halk Cumhuriyeti, Macaristan Krallığı'nın yerini almış ve yerine başka bir kısa ömürlü devlet getirilmiştir.

Bahâ Tevfik, Osmanlı fikir adamı, yazar ve bireyci anarşist.

Gürcistan-Ermenistan Savaşı, 1917'de Ekim Devrimi yani Bolşevik Devrimi'nden sonra başlamıştır. 7 ilâ 31 Aralık 1918 tarihleri arasında sürmüştür. Yeni kurulan Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ve Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti'nin Kvemo Kartli ve Lori'nin kontrolünü ele geçirmek için verdikleri savaştır.

Litvanya-Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti veya Lit-Bel (Lit-Bel), 1919'da yaklaşık beş ay boyunca günümüz Belarus ve Doğu Litvanya topraklarında var olan Sovyet sosyalist cumhuriyetti. Eski Litvanya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ile Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin birleşmesiyle kuruldu. Sovyet-Polonya Savaşı sırasında Polonya ordusunun Doğu Litvanya topraklarını ele geçirmesiyle birlikte cumhuriyet dağıldı.

Freikorps Epp; Weimar Cumhuriyeti döneminde var olmuş, çoğunlukla savaş gazilerinin arasında bulunduğu gönüllülerden oluşan düzensiz yarı askerî sağcı birim. Adını kurucusu ve lideri Franz Ritter von Epp'ten alan birim, Münih'teki Bavyera Sovyet Cumhuriyeti'nin dağıtılmasında yer aldı. Freikorps Epp'in 11 Mayıs 1919'daki raporuna göre, Bavyera'nın bastırılması sırasında birimin üyeleri tarafından 200 "spartakist" öldürüldü ve birim 6 adam kaybetti. 2 Haziran 1919'da Münih polisinin oluşturduğu listeye göre çatışma sırasında 335 sivil de ayrıca öldürüldü. Birim daha sonra Ekim'de Brigade Epp adını kullanarak Reichswehr himayesi altına girdi ve Ruhr Ayaklanması sırasında Ruhr Kızılordusu'na karşı savaştı. Birim, Alman halkı arasında kötü bir şöhrete sahipti; ayaklanmaları bastırırken kullandığı "acımasız" yöntemlerin yanında sivilleri ve savaş tutsaklarını kurşuna dizmesi ile biliniyordu. En ünlü olarak Gustav Landauer'ın öldürülmesinden sorumluydu. Kurucu Epp ile genelkurmay başkanı Ernst Röhm'ün yanında birimin Rudolf Hess, Eduard Dietl, Hans Frank, Otto Strasser, Gregor Strasser ve Julius Schreck gibi birçok üyesi daha sonra Nasyonal sosyalizme yöneldi. Günümüz tarihçileri tarafından, Freikorps Epp Nazi Partisi'nin "doğduğu hücrelerden biri" olarak kabul edilir.
Anarşistler geleneksel olarak örgütlü dine şüpheyle yaklaşmış ya da şiddetle karşı çıkmışlardır. Yine de bazı anarşistler, devleti yüceltmenin günahkâr bir putperestlik biçimi olduğu fikri de dâhil olmak üzere, anarşizme dini açıdan yorumlar ve bakış açıları getirmişlerdir.
Bazı gözlemciler[kim?] varoluşçuluğun anarşizm için felsefi bir zemin oluşturduğuna inanmaktadır. Anarşist tarihçi Peter Marshall, "varoluşçuların birey, özgür seçim ve ahlaki sorumluluk üzerindeki vurgusu ile anarşizmin temel prensipleri arasında yakın bir bağlantı olduğunu" iddia ediyor.