İçeriğe atla

Gulyabani (roman)

Gulyabânî
Gulyabânî
Kitabın, Osmanlıca baskısının kapağı
YazarHüseyin Rahmi Gürpınar
ÜlkeTürkiye
DilTürkçe
TürRoman
Yayım1912
Sayfa274

Gulyabânî, Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından yazılan ve 1912 yılında basılan, yazarın karşı olduğu peri, gulyabânî gibi bâtıl inançlarla saf ve nâmuslu insanların nasıl kandırıldığını anlatan ve bilimsel düşünceyi savunan bir kitaptır.

Olayların çoğu o târihte bir köy olan Dudullu'da geçer.

İçerisinde Gulyabânî öyküsünden başka, Gönül Ticareti ve Melek Sanmıştım Şeytanı adlı iki öykü daha bulunur.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  • Gulyabânî, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Özgür Yayınları.
  • Gulyabanî - Alfakitap.com.

İlgili Araştırma Makaleleri

Natüralizm ya da doğalcılık; felsefe, sanat ve edebiyatta doğal Dünya'yı temel alan çeşitli akımlara verilen ortak ad. Bu akımların takipçilerine natüralist denir. Bunun yanı sıra doğa tarihi ile uğraşan bilim insanlarına da natüralist denir.

Mustafa Nihat Özön,, Türk edebiyat tarihçisi, yazar, eğitmen ve çevirmen.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin Rahmi Gürpınar</span> Türk yazar, politikacı ve gazeteci

Hüseyin Rahmi Gürpınar, Türk romancı ve gazeteci.

<i>Süt Kardeşler</i> 1976 yapımı Türk komedi filmi

Süt Kardeşler, senaristliğini Sadık Şendil'in, yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Gulyabani isimli romanından uyarlanan, 1976 yapımı bir Türk komedi filmidir.

Hazan, aşağıdaki anlamlara geliyor olabilir:

<span class="mw-page-title-main">Dudullu</span> İstanbulda bir semt

Dudullu, İstanbul ilinin Ümraniye ilçesinde yer alan bir semttir. Kuzeyde Aşağıdudullu, güneyde Yukarıdudullu ve çevre mahallelerden müteşekkildir. Dudullu, batıda yine Ümraniye'ye bağlı Şerifali, Altınşehir, Adem Yavuz ve Huzur mahalleleri, kuzeyden Çekmeköy'e bağlı Mimar Sinan, doğudan Ümraniye'ye bağlı Madenler ve Esenşehir mahalleleri çevreler.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi, Adalar ilçesinde kurulan ilk okuldur. Hüseyin Rahmi Bey Sokağı ile Bahriye Hamamı Sokağının kesiştiği yerde bulunan büyük bahçeli bir köşkte eğitim vermiştir. Ortaokul olarak 1933 yılında hizmete giren bu binada 1950'lere kadar eğitim verilir. Heybeliada'daki bu ortaokul, aynı zamanda şu andaki lisenin de temelini oluşturmuştur.

Tercümân-ı Hakîkat, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, İstanbul'da 1878-1921 yılları arasında yayınlanan günlük gazete.

<span class="mw-page-title-main">Ayşegül Çelik</span>

Ayşegül Çelik Şahin ; Türk yazar ve akademisyen.

<i>Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç</i> Hüseyin Rahmi Gürpınar romanı

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından kaleme alınan, 1912 yılında basılan roman. Romanda 1910 yılının İstanbul'unda Halley Kuyruklu Yıldızı'nın 5 Mayıs 1910 tarihinde dünyaya çarpacağı söylentisi üzerine, bu durumla eğlenmek üzere konferanslar yapan İrfan Galip ile mektuplaştığı esrarengiz bir kadının evliliğe doğru giden serüveni anlatılmaktadır.

Utanmaz Adam, şu anlamlara gelebilir,

Rahmi, "merhametli" anlamına gelen Arapça kökenli Türkçe erkek ismidir. İçinde Rahmi sözcüğü geçen kavramlar aşağıdadır.

<i>Cadı</i> (roman) Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından yazılan roman

Cadı, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın 1912 tarihli romanı. Cadılara, hortlaklara, ruh çağırmaya ve büyücülere inanan halkın boş inançlarını eleştiren "Garaip Faturası" adlı dizi içinde yayınlandı. Gürpınar'ın bu türe benzer öteki yapıtları olan Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç ve Gulyabani'de cadılar ve büyücüler ortaya çıkar; tüm bunlar çevresinde güldürücü olaylar ve durumların hepsi bir arada verilir. Sonunda olayların iç yüzü verilerek: cadılara, hortlaklara, ruh çağırmaya ve büyücülere inanan kişilerin gereksiz uğraşlar peşinde oldukları sonucuna varılır. Roman karakterlerinden dul Naşit Nefi Efendi yeniden evlenmiştir ve evinin yalısında cadılar dolaşmaya başlamıştır. Naşit Nefi Efendi'nin ilk eşi Binnaz Hanım'ın cadı olarak geri döndüğü, Naşit Nefi Efendi ve eşlerine musallat olarak onlara rahat vermediği gibi olaylar zincirinde çıkmaza giren romanda daha sonra yalıda dolaşan cadının komşuları Aramıdil Hanım olduğu anlaşılır. Aramıdil Hanım, Naşit Nefi Efendi'nin eski eşi Binnaz Hanım'a verdiği sözü tutmak için bu yola başvurmuştur. Romanın dili oldukça sadedir. Romanında iç monologlara yer vermiştir ve romanda mektup tekniğini kilit bir nokta olarak sırların açığa çıkarılmasında kullanılmıştır. Ayrıca Gürpınar'ın bu romanını yalın ve basit bulan Şehabettin Süleyman, Rubab dergisinde bu romanı sert bir şekilde eleştirmiştir.

Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın 1911 tarihli romanı. Romanın ana karakteri Meftun Bey'dir. Meftun Bey okumak için gittiği Fransa'nın Paris kentinde yıllarca kalır, fakat buraya asıl geliş sebebini unutup, eğitim görmekten kaçar. Meftun Bey, Fransa dönüşü kendisine babasından kalan evde alafranga bir hayat sürmeyi düşlemektedir. Roman kahramanlarından Kasım Efendi ise Meftun Bey'in komşusudur. Kasım Efendi oldukça zengin fakat bir o kadar da cimri ve bağnaz bir karaktere sahiptir. Meftun Bey hayalini kurduğu alafranga bir yaşam için Kasım Efendi'nin kızı Edibe Hanım ile evlenmek ister. Meftun Bey, Kasım Efendi'nin kızını ona vermeyeceğinden emindir. Meftun Bey, Edibe Hanım ile evlenebilmek için kendisine piyangodan büyük ikramiye çıktığı yalanını ortaya atar ve bunu yaymaktan da çekinmez. Kasım Efendi başlık parası olarak beş yüz lira alır ve kızını Meftun Bey'e verir. Kasım Efendi, Meftun Bey'in kız kardeşi olan Lebibe'yi de kendi oğlu olan Mahir'e eş olarak alır. İhtiyar ve cimri olan Kasım Efendi, kızının ve oğlunun bakımını Meftun Bey'e bırakmıştır. Meftun Bey bu sebepten dolayı oldukça borçlanmıştır fakat bu durumu kayınbiraderi olan Mahir'i kandırarak çözmek istemektedir. Meftun Bey Mahir'i kandırarak babasının senetlerini ve mührünü ister. Mahir sevdiği kadın olan Madam Mc FerIan için babasının senet ve mühürlerini Meftun Bey'e verir. Mahir İlerleyen dönemlerde sevdiği kadın Madam Mc FerIan ile Meftun Bey arasındaki anlaşmayı öğrenip üzüntüsünden intihar eder. Meftun Bey ise tüm bu yaşanan olaylardan sonra Paris'e geri dönmüştür.

Şıpsevdi şu anlamlara gelebilir:

Türk edebiyatı'nda hem sözlü hem yazılı, manzum ve mensur hikâye geleneğine sahip olmasına rağmen Tanzimat'tan sonra farklı yapısal özellikler taşıyan bir anlatı türü olarak yeni bir hikâye tarzı oluşmuştur. Giritli Ali Aziz Efendi tarafından 1796-97'de yazılan ve ilk defa 1852 tarihinde basılan Muhayyelât, Batı tesiri olmadan gerçekçi anlatıma olan yakınlığı noktasında modern Türk hikâyesinin başlangıcı sayılmaktadır. Bunun dışında, XIX. yüzyılda basımları yapılarak yaygınlık kazanmış olan meddah hikâyeleri "yeni hikâyeye" zemin hazırlayan eserler olarak görülmektedir. 1875-1890 yılları arasında Ahmed Midhat Efendi'nin devam eden Letâif-i Rivâyât serisinin dışında Mehmet Celal'in Venüs, Cemile gibi uzun hikâyeleri ile Nabizâde Nâzım'ın ilk dönem hikâyeleri bulunmaktadır. Samipaşazade Sezai'nin Küçük Şeyler adlı eseri Türk edebiyatında modern anlamda kısa hikâyenin başlangıcı kabul edilmektedir. Halid Ziya Uşaklıgil'in 1888'de yazdığı Bir Muhtıranın Son Yaprakları ile Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası adlı çalışmaları Avrupaî tarzda ilk hikâyeler kabul edilmektedir.

Can Pazarı aşağıdaki anlamlara gelebilir:

Mahir Ünsal Eriş'in 2017 yılında yayımlanan uzun öyküsü (novella). Karakarga Yayınları'ndan çıkan kitap, Eriş'in, Öbürküler Üçlemesi'nin ilk kitabıdır. Kitaptaki illüstrasyonlar M.K. Perker tarafından hazırlanmıştır.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi, Türkiye'nin İstanbul kentinde bulunan bir ev müzesidir. Müze, 2000 yılında kurulmuş olup Heybeliada'da yer almaktadır ve yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar'a adanmıştır.