
Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.

Dil, insanlar arasında anlaşmayı ve iletişimi sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, çok boyutlu kavramlar bütünü; temeli tarihin bilinmeyen dönemlerinde atılmış bir gizli anlaşmalar düzeni, seslerden örülmüş toplumsal bir kurum ve yapıdır.

Tevrat, İbrani Kutsal Kitabı'nın ilk beş kitabının, yani Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye kitaplarının derlemesidir.

Masal ya da erteği esas itibarıyla sözlü anonim halk edebiyatı ürünü, kahramanları arasında olağanüstü kişi veya yaratıkların bulunabildiği, anlatılan olayların tamamen gerçek dışı olduğu, yer ve zaman ögesinin ise daima belirsiz olduğu bir anlatı türüdür.

Ortodoks Yahudilik, çağdaş Rabbânî Yahudiliğinin gelenekçi dalı olan Yahudilik mezhebi. Esas olarak, Sina Dağı'nda Yahveh tarafından Musa'ya indirilen emirlerden beri nesiller boyunca bu emirleri hem yazılı hem Sözlü Tora'da muhafaza edenler ve onların izinden gidenler olarak tanımlanırlar.
Mişnah/Mişna, Yahudilik'in medenî ve ceza hukuku olan Talmud'un ilk bölümüdür. Sözlü kanunlar ilk olarak Haham Yehuda HaNasi tarafından derlenmiş ve Mişna (משנה) adı verilmiştir. Mişna İbranice Şana kökünden gelir bu tekrarlayarak belleme anlamındadır. Mişnalar İbranice kaleme alınmıştır.
Çevirmen bir metni veya sözlü iletişimi bir dilden başka bir dile çevirmeyi meslek edinen kişiye denir. Yazılı çeviri yapan kişiye mütercim, sözlü çeviri yapan kişiye de tercüman adı verilir. Çevirmenler kitap, film, video oyunu, makale, tez, ticarî yazışma ve sözleşmeler, hukukî dokümanlar, vize evrakı gibi belgeleri tercüme eden veya toplantılarda, seminerlerde, konferanslarda ardıl veya eş zamanlı çeviri yapan kişilerdir.
Borçlar hukuku, bir özel hukuk dalıdır ve eşitler arasında meydana gelen ve borç ilişkisi adı verilen hukuki ilişkilerin incelendiği bir disiplindir. Borçlar Kanunu özel hukukta borçlar hukukuna kaynaklık eder ve borçlar hukuku alanına giren borç ilişkilerini düzenleyen bir kanundur. Borç ilişkisi kavramı, özel hukuk açısından tanımlandığında, alacaklı ve borçlu adı verilen iki taraf arasında meydana gelen ve borçlu olan tarafın alacaklıya karşı belli bir davranış biçiminde (edimde) bulunmakla yükümlü olduğu, alacaklının da borçludan bu davranış biçiminin yerine getirilmesini isteyebileceği hukuki bir bağdır.
Tosefta, sözlü Yahudi geleneğinin ikinci derleme kitabıdır. İlki 3. yüzyılda yazılmıştır.

Halaha Yahudi yasa sistemini tanımlayan bir kavramdır. Sözlü ve yazılı aktarılan emir ve nehiyleri kapsayan genel bir dinî hukuk kavramıdır.

Besteci, bestekâr, kompozitör, maestro ya da beste yapan kişi. Herhangi bir müzik eserini müzik notasyonu kullanarak yaratan kişidir. Eğer bu müzik eseri vokal (sözlü) kısımları da içeriyorsa ilgili kısımlar söz yazarı (güftekâr) tarafından oluşturulur. Bir eserin bestekârı ve güftekârı aynı kişi olabilir.

Türk halk müziği ya da kısaca Türkü, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen Türkçe yöresel etnik müziklerin tümü. Yapısal olarak folklorun bir parçası olan Türk halk müziği, sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı verilir. Sözsüz halk müziğine ise ezgi adı verilir. Klasik Türk halk müziği, çeşitli yörelerden derlenmiş birçoğu anonim olan türkülerden ve sözsüz halk müziklerinden oluşur, anonim eserlerin sözü ve bestesinin kime ait olduğu bilinmez ve yöreye mâl olmuştur. Modern Türk halk müziği ise, 1970'li yıllardan sonraki dönemde eski yöresel müzik kalıpları örnek alınarak oluşturulmuş, sözü ve bestesi belli olan halk müzikleridir. Türk halk müziği, halk oyunları ve halkbilim ile de yakından ilgilidir. Bunun dışında genel karakteristiğine göre; bektaşi, halay, teke, zeybek gibi türlere ayrılır. Ayrıca il bazında türküler kategorilendirilmiştir.
Sözlü saldırı ya da sözlü taciz, birçok ülkede ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir suçtur. Bozgunculuk ve küfrü içerir. Sözlü saldırıları cezalandıran yasalar genellikle devletin toplum üzerindeki baskısını meşru kılan araçlar olarak değerlendirilmektedir.
Millî marş ya da ulusal marş; bir ülkenin bağımsızlığının ve gücünün simgesi olan, yurtseverlik duygusunun ifadesi olarak hükûmet tarafından onaylanmış ya da halk arasında benimsenmiş, genellikle bestelenmiş haliyle çeşitli etkinliklerde seslendirilen sözlü müzik parçası.

Tehlike sinyali veya imdat çağrısı, bir hava veya deniz taşıtının ölümcül tehlike altında olduğunu ve çok acil yardıma ihtiyacı olduğunu bildiren görsel, sözlü veya sesli sinyal.
Anlatım veya ifade; duygu, düşünce ve olguların yazılı veya sözlü olarak karşı tarafa bildirilmesi. Anlatım, sözcüklerin belirli dilbilgisi kurallarına uyarak, anlamlı şekilde bir araya getirilmesidir.

Evrimsel hayat ağacı, ortak ata üzerinden canlıların öncül ve ardıl ilişkilerini ve türlerin kökenini açıklayan kurgusal ağaç.

Klinik, sağlık için kurulan küçük hastanelerdir. Daha uzmanlaşmış tedaviler sunan ve yatılı hastaları geceleme için kabul eden daha büyük hastanelerin aksine, bunlar genellikle yerel topluluklardaki nüfusun temel bakım ihtiyaçlarını karşılar.

Dingil mesafesi, aks mesafesi, aks açıklığı, aks aralığı, dingil açıklığı ya da dingil aralığı, ön tekerlek merkezi ile arka tekerlek merkezi arasındaki yatay uzaklıktır.
Dungur, Etiyopya'nın kuzeyinde, Tigray bölgesi başkenti tarihi şehir Aksum'un batısında bulunan bir saray harabesi. Yerel halkın dilinde Saba Melikesi Belkıs'ın sarayı olduğu iddia edilen yapı, gudit stelleri bölgesi olarak da adlandırılan arazinin tam karşısında yer almaktadır. 1939'da Salvatore M. Puglisi, 1966-1968'de Francis Anfray yönetiminde arkeolojik kazıları yapılan saray bugün ziyarete açıktır. Saray'ın milattan sonra dördüncü ve altıncı yüzyıllar arasında kullanımda olduğu düşünülmektedir. Yaklaşık 40 odası olduğu tahmin edilen yapı, Alman Etiyopya Araştırma Seferi'nde araştırılan diğer saraylardan farklılık göstermektedir.