Fotoğrafçılık, Kullanılacak düzene göre farklı sistemleri içermekle beraber, görüntü sensörü, film, karanlık oda, lens ve ışık kullanarak, gözle görebildiğimiz cisim ve şekilleri, film ya da dijital ortam üzerine kaydederek görüntü oluşturma işidir. İşlevsel uygulamaları nedeniyle bir zanaat olduğu gibi, estetik yönüyle bir sanat olarak kabul edilir.
Perde hızı veya enstantane, fotoğrafçılıkta diyaframdan geçen ışınların ne kadar süreyle sensörde kalacağını kontrol eden sisteme denilmektedir.
Yük bağlaşımlı cihaz (CCD) veya CCD sensörü, bir dizi bağlantılı veya birleştirilmiş kapasitör içeren bir entegre devre'dir. Harici bir devrenin kontrolü altında, her kapasitör elektrik yükünü komşu bir kapasitöre aktarabilir. CCD sensörleri, dijital görüntülemede kullanılan önemli bir teknolojidir.
Kızılötesi fotoğraf, kızılötesi ışınlara duyarlı sensörlerle, kamera filtreleriyle veya filmlerle pozlanmış fotoğraflara denir.
Nikon Corporation optik ekipmanlar ve görüntüleme cihazları alanında uzmanlaşmış Japonya merkezli çokuluslu bir anonim şirkettir. Özellikle fotoğraf makineleri ile dünyaca tanınmış olan şirketin diğer ürünleri arasında dürbünler, mikroskoplar, optik ölçüm cihazları ile yarı-iletken üretiminde kullanılan hassas işleme cihazları yer almaktadır. İlk olarak 1917 yılında Nippon Kōgaku ismiyle kurulan şirket, Nikon markasını ilk kez 1946 yılında üretimine başladığı fotoğraf makinesi objektiflerinde kullanmıştır. Fotoğraf endüstrisindeki başarısının bir sonucu olarak 1988 yılında Nikon Corporation ismini alan şirket günümüzde Mitsubishi Şirketler Grubu bünyesinde faaliyet göstermektedir.
Sinematografi veya görüntü yönetimi, sinema filmi için görüntü kaydederken ışıklandırma ve kamera tercihleri yapma disiplinidir. Birçok açıdan fotoğraf sanatıyla yakından ilgilidir; fakat kamera ve görüntü elemanlarının hareket hâlinde olduğu durumlarda birtakım ek özellikler de gösterir. Elektronik görüntü sensörüyle görüntü yakalamak, görüntüdeki her piksel için elektronik olarak işlenen ve sonraki işleme veya görüntüleme için bir video dosyasında saklanan bir elektrik yükü üretir. Fotoğraf emülsiyonu ile yakalanan görüntüler, film stoğu üzerinde kimyasal olarak "geliştirilen" bir görünür görüntüye dönüşen bir dizi görünmez/gizli görüntüyle sonuçlanır.
Sergey Prokudin-Gorski, fotoğrafçılık tarihinin en önemli isimlerinden biridir. Rusya'da Murom'da doğan Produkin-Gorski kimya eğitimi almıştır. Ünlü bilim insanlarıyla Sankt-Peterburg, Berlin ve Paris'te çalışarak, renkli fotoğrafların ilk tekniklerini geliştirmiştir.
HDR ya da yüksek dinamik aralık, fotoğraf sanatında çekilmiş fotoğrafa uygulanan bir tekniktir.
Bokeh veya boke, fotoğraf çekilirken, fokus yani odak dışında kalan net olmayan kısımların fotoğrafçının seçtiği objektif, kullandığı diyafram gibi ayarlar neticesinde fotoğrafta oluşan bulanıklık efektidir. Bokehin belirleyicisi öncelikle objektiftir. Her objektifin bokehi farklı olduğu gibi, seçilen diyafram değeri ile bokeh efekti ve derecesi değişebilir.
Sayısal Fotoğrafçılık, nesnelerin görüntülerini oluşturmak için sayısal teknolojinin kullanıldığı bir fotoğrafçılık tarzıdır. Sayısal teknolojinin gelişimine kadar fotoğrafçılıkta görüntülerin karta basılması için kimyasal işlemlere ihtiyaç duyulan fotoğraf filmi kullanılmaktaydı. Aksine, sayısal görüntü kimyasal işleme gerek olmaksızın tamamen sayısal teknoloji ve bilgisayar kullanılarak görüntülenebilir, basılabilir, işlenebilir, taşınabilir ya da arşivlenebilir.
Makro "büyük" veya "uzun" anlamında Yunanca kökenli kelime.
Nikon F4, Nikon firması tarafından geliştirilmiş bir SLR (refleks) fotoğraf makinesidir. İlk olarak 1988 yılında tanıtılan F4, Nikon'un tasarımı Giorgetto Giugiaro imzası taşıyan ikinci F serisi profesyonel fotoğraf makinesi olup, serinin isteğe bağlı dış modüllere gerek duymadan film sarabilen ve otomatik netleme yapabilen ilk üyesidir.
Objektif veya lens, fotoğraflanacak konunun odak noktasında film emülsiyonuna veya sensöre, ışığın iletilerek görüntünün oluşmasını sağlayan, mercek veya mercekler topluluğudur. Objektifin fikir babası Aristo olarak bilinir. Fakat yaptığı düzeneği kaydedebilecek film ancak 18. yüzyılda icat edilebilmiştir.
Fotoğrafçılıkta kullanılan emülsiyonların ışığa karşı hassasiyetlerine Film hassasiyeti denir. Yüksek hassasiyete sahip filmler ile çalışıldığında az pozlama gerekirken, düşük hassasiyete sahip filmler ile çalışılırken daha uzun pozlama gerekir. Filmli kameralarda kullanılan filmlerin daha hassas olarak hazırlanması için yüksek hararetle emülsiyonlarına amonyak ilave edilir. Dijital fotoğrafçılığa da bu terim aynen geçmiştir. Sensörlerin duyarlılığı yazılımla artırılırken poz süresi de aynı şekilde kısalmaktadır. Dijital fotoğrafçılıkla 6400 ASA'yı emüle edebilen makineler artık mevcut. Bu dijital fotoğrafçılığın en büyük nimetlerinden biri kabul edilmektedir.
Hakikî hava sürati ya da gerçek hava sürati (TAS), bir hava taşıtının içinde hareket ettiği hava kütlesine nazaran sürati. TAS, İngilizce true airspeed kavramının akronimidir. İçinde bulunduğu hava kütlesi ile birlikte aynı yönde ve hızda hareket eden bir nesnenin hakikî hava sürati sıfırdır.
Renk sapması, renk sapıncı, renkser sapınç, kromatik sapma veya kromatik aberasyon, optikte bir lensin tüm renkleri aynı uyumda odaklayamamasından kaynaklanan bir sorundur. Bunun nedeni lenslerin değişik dalga boyları ve değişik ışıklar için değişik sapma endekslerinin olmasıdır. Sapma endeksi dalga boyu arttıkça azalır. Bu sorun en çok kırılmalı teleskoplarda görülür ve çözümleri vardır ancak giderirken çıkan maliyet, kırılmalı teleskop yapımındaki en büyük problemlerdendir.
Nokia 808 PureView; 27 Şubat 2012'de Mobile World Congress'da duyurulan, Symbian destekli bir akıllı telefondur. Cihaz, Nokia'nın PureView Pro teknolojisini kullanan ilk Nokia akıllı telefondu. Cihazdaki tam çözünürlükte alınan görüntüyü düşük çözünürlüklü bir resim haline getiren bir piksel numuneleyici tekniği sayesinde kamerada yüksek çözünürlük ve ışık duyarlılığı elde edilir ve kayıpsız yakınlaştırma yapılabilir. Cihaz, Mayıs 2012'de piyasaya çıktığında kamerası en gelişmiş telefonlardan biriydi.
Film Fotoğrafçılığı olarak da adlandırılan analog fotoğrafçılık, aslında fotoğrafçılık olarak biliniyordu. Dijital fotoğrafçılığın yükselişinden sonra insanlar dijital olmayan sensörlerle yapılan fotoğraflara analog veya film fotoğrafçılığı olarak atıfta bulunmaya başladılar. Analog fotoğrafçılık, ışığın hassas gümüş parçacıkları tarafından yakalandığı fiziksel, elektronik olmayan bir kayıt ortamı kullanır ve kimyasal olarak işlendiğinde görüntü kalıcı olur. Bu yöntem, elektronik sensörlere dayanan daha yeni Dijital Fotoğrafçılık öncesinde geleneksel olarak bir asırdan fazla bir süredir kullanılmıştır.
Astrofotoğrafçılık, astronomik cisimlerin, gök olaylarının ve gece gökyüzü alanlarının fotoğraflanmasıdır.
Görüntü sensörü veya görüntüleyici, bir görüntü oluşturmak için kullanılan bilgileri algılayan ve ileten bir sensördür. Bunu, ışık dalgalarının değişken zayıflamasını sinyallere, bilgiyi ileten küçük akım patlamalarına dönüştürerek yapmaktadır. Dalgalar, ışık veya diğer elektromanyetik radyasyon olabilir. Görüntü sensörleri, dijital fotoğraf makineleriları, kamera modüllerini, kameralı telefonları, optik fare cihazlarını, tıbbi görüntüleme ekipmanlarını, termal görüntüleme cihazları, radar, sonar ve diğerleri gibi gece görüş ekipmanlarını içeren hem analog hem de dijital tipteki elektronik görüntüleme cihazlarında kullanılır. Teknoloji değiştikçe, elektronik ve dijital görüntüleme, kimyasal ve analog görüntülemenin yerini alma eğilimindedir.