Femur veya uyluk kemiği, memelilerin vücutlarındaki en uzun, en hacimli ve en güçlü kemiktir. Kalçanın ve dizin bir bölümünü oluşturur.
Bacak, omurgalılarda alt üyelerin her birine verilen ad.
Ayak, birçok omurgalıda bulunan anatomik bir yapıdır. Ağırlık taşıyan ve hareket etmeye olanak sağlayan bir uzvun terminal kısmıdır. Ayakları olan birçok hayvanda, ayak, bacağın terminal kısmında, genellikle pençeler veya tırnaklar da dahil olmak üzere bir veya daha fazla segment veya kemikten oluşan ayrı bir organdır.
Nabız, kanın sol karıncıktan büyük atardamarlara pompalanması esnasında, uç noktalardaki atardamarlarda oluşturduğu dalgalanmadır. Kalp atışının uçtaki atardamarlardan hissedilmesine nabız denir.
Kıç, iki ve dört ayaklı canlıların pelvis bölgesinin arka tarafında yer alan kısım. Ayrıca popo veya kaba et olarak da bilinir. Kalça eklemi çevresindeki kalça bölgelerine nazaran arkada kalır. İnsanlarda kalçalar sırtın alt kısmı ile perine arasında bulunur. Sol ve sağ gluteus maximus ve gluteus medius kasları üzerine bindirilmiş bir dış deri tabakası ve altta yatan deri altı yağdan oluşurlar. İki gluteus maximus kası insan vücudundaki en büyük kaslardır.
İnsan kas-iskelet sistemi, insanlara kas ve iskelet sistemlerini kullanarak hareket etme yeteneği veren bir Organ sistemidir. Kas-iskelet sistemi vücuda şekil, destek, denge ve hareket sağlar.
Ampütasyon, bir uzvun tamamının ya da bir kısmının kesilip atılması. Yaralanma, hastalık ve ameliyat yoluyla gerçekleşebilir.
Aşık kemiği, talus ya da astragalus, ayak bileğinin alt kısmını oluşturan talus kemiklerinden birisidir. Tibia ve fibulanın uzantısı olan medial ve lateral malleolüs ile, tarsus kemikleri içerisinde, altta calcaneus ile ve önde naviküler kemik ile eklem yapar. Bu eklemler aracılığı ile, vücudun tüm ağırlığını ayağa aktarır.
Ortopedi ya da eklembilim, kas iskelet sistemini ve sorunlarını inceleyen, gövdenin hareket sisteminin biçimini ve işlevini değiştiren doğum kaynaklı, sonradan edinilmiş ya da örselenme sonucu oluşan örsentileri incelemeye, önlemeye ve tedavi etmeye yönelik tıp uzmanlık dalıdır. Sözcük, orthos (düzgün) ve paedia (çocuk) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.
Gluteus maximus veya büyük ilye, kıç bölgesinde kas. Bölgenin en büyük kası olma özelliğiyle diğer ilye kaslarının çoğunun üzerinde yer alır.
Quadriceps femoris kası, uyluğun önündeki dört tane kası içeren büyük bir kas grubudur. Ayrıca bu kaslar diz eklemini önden kateden kaslar olarak da bilinir. Musculus quadriceps femoris ismi, Latincede uyluğun dört başlı kası anlamına gelir. Bu kaslar rectus femoris, vastus lateralis, vastus medialis ve vastus intermedius 'dur.
Kaz ayağı veya pes anserinus, proksimal tibianın anteromedial yüzeyinde yer alan sartorius, gracilis ve semitendinosus kaslarının yapışık tendonlarını ifade eder. Yapı ismini, tendonun tibiaya sokulduğu üç uçlu şeklin kaz ayağını andırması ile almıştır.
Tarsus, her ayağında tibianın alt ucu ile alt bacağın fibulası ve metatarsus arasında yer alan yedi eklem kemiği kümesi. Orta ayak ve arka ayaktan oluşur.
Anatomik terminoloji, uluslararası alanda anatomist, zoolog ve sağlık uzmanlarınca kullanılması amacıyla hazırlanmış bilimsel bir anatomi terminoloji standardıdır. Anatomik terimler Antik Yunan dönemine ve Latince'ye ait kelimeler, ön ek ve son ekler barındırırlar. Bu terimler uzmanlar arasında anlaşma açısından bir standard sağlar ve anlam karmaşasını ortadan kaldırır. Örneğin, el bileğinde oluşan bir yarayı tarif ederken kullanılan anatomik terimler yaranın tam olarak nerede olduğunu, konunun uzmanlarına kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tarif eder. Her uzmanlık alanının kendine has terimleri olur. 1998 yılında hazırlanan standardın adı Terminologia Anatomica yani Anatomik Terminoloji dir. Öte yandan 2017'de yayınlanan makalesinde Strezelec bu standardın içerdiği hataları nedeniyle eleştirilerini sunmuştur.
Squat, hareketi gerçekleştiren kişinin ayakta durma pozisyonundayken kalçalarını alçaltması, sonrasında ise tekrar başlangıç pozisyonuna dönmesini içeren bir egzersiz. Egzersizin çömelme kısmında kalça ve diz eklemleri fleksiyona, ayak bileği eklemleri ise dorsifleksiyona uğrar, başlangıca dönülürken ise kalça ve diz eklemleri ekstense olur, ayak bileği eklemi de plantarfleksiyona uğrar.
Leg press, kişinin bacaklarını kullanarak bir ağırlık veya direnci ileri ittiği bileşik bir ağırlık antrenmanı egzersizidir. "Leg press machine", bu egzersizi yapmak için kullanılan aparatın adıdır. Leg press, sporcunun genel alt vücut gücünü geliştirmek için kullanılabilir. Squat gücü oluşturmaya yardımcı olabilir. Doğru uygulandığında daha ağır serbest ağırlıkları kaldırmak için dizlerin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Öte yandan, ciddi yaralanmalara neden olma potansiyeline sahiptir: Egzersiz sırasında bacaklar kilitlenirlerse dizler yanlış şekilde bükülebilir.
Rotasyonplasti, Van Nes rotasyonu ya da Borggreve rotasyonu; seçilen kusurlu uzvun bir kısmının kesilip, kesilen parçanın döndürülerek yerine yeniden yerleştirilmesini tanımlayan bir tür ototransplantasyon yöntemidir. Bu prosedür, söz konusu olan organın aşırı derecede yaralandığı ya da hastalık kaptığı durumlarda yapılır. Bahse konu hastalıklara örnek olarak kanser gösterilebilir.
Solo insanı, Geç Pleistosen'de, yaklaşık 117 ila 108 bin yıl önce, Endonezya'nın Cava Adası'nda Solo Nehri boyunca yaşamış, H. erectus'un bir alt türüdür. Bu popülasyon, türün bilinen son popülasyonudur. Ngandong köyü yakınlarında kazılan 14 üst kafatası parçası, iki kaval kemiği ve bir pelvis parçasından ve sınıflandırmaya bağlı olarak muhtemelen Sambungmacan'dan üç kafatası ve Ngawi'den bir kafatasından bilinmektedir. Ngandong sahası ilk olarak 1931'den 1933'e Willem Frederik Florus Oppenoorth, Carel ter Haar ve Gustav Heinrich Ralph von Koenigswald başkanlığında kazıldı. Ancak daha fazla çalışma, Büyük Buhran, 2. Dünya Savaşı ve Endonezya Bağımsızlık Savaşı nedeniyle ertelendi. Tarihsel ırk kavramlarına uygun olarak, Endonezyalı Homo erectus alt türü başlangıçta Avustralyalı Aborijinlerin doğrudan ataları olarak sınıflandırılmıştı. Ancak Solo insanının artık yaşayan bir torunu olmadığı düşünülmüyor, çünkü kalıntılar, kabaca 50.000 ila 55.000 yıl önce başlayan bölgeye modern insan göçünden çok öncesine tarihlenir.
Pelvik taban egzersizi olarak da bilinen Kegel egzersizi, artık halk arasında bazen "Kegel kasları" olarak anılan pelvik tabanın bir parçasını oluşturan kasların tekrar tekrar kasılmasını ve gevşemesini içerir. Egzersiz, bir seferde birkaç dakika olmak üzere günde birçok kez yapılabilir, ancak bir etkiye sahip olmaya başlaması bir ila üç ay sürer.
Kalça eklemi vücudun en fazla ağırlık taşıyan eklemlerinden biridir, osteoartritin el ve diz ekleminden sonra en sık etkilenen üçüncü eklemdir. Kalça kireçlenmesinde eklem kıkırdağının ilerleyici kaybıyla ortaya çıkan dejeneratif sürece, reaktif kemik oluşumu ve yeniden yapılanma ile onarıcı bir süreç eşlik eder. Dinamik yıkım ve onarım süreci hastalığın nihai tablosunu belirler.