İçeriğe atla

Giyotin

XVI. Louis'nin giyotinle idamını gösteren bir gravür.

Giyotin, idam mahkûmunun başını kesmek amacıyla geliştirilmiş bir çeşit idam aracı. Giyotin ilk kez 1792 yılında Jacques Nicholas Pelletier adlı bir hırsızı idam etmek için kullanılmıştır.

Gelişim

Giyotin, Fransız Devrimi ile adını duyurmuştur. Kendisinden çok önce, Avrupa'nın uzun yıllar kullandığı giyotin benzeri araçlar bulunsa da Fransız yapımı bu makine standart bir idam biçimi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Dönemin ünlü hekimlerinden olan joseph Ignace Guillotin, bu infazların eski usul yöntemle yapılmasının insanlık dışı olacağını, bu nedenle de ölüm cezalarının en hızlı ve en acısız şekilde insancıl bir yolla yapılması gerektiğini savunmuştu. Günümüzde giyotin olarak bildiğimiz aletin, tarihin sayfalarına girişi de Guillotin'in bu önerisi ile olmuştur. Çok ilginçtir ki bu aleti Joseph Ignace Guillotin keşfetmemiş olmasına rağmen alete onun ismi verilmişti ve birçok kişi de hâlen kendisini giyotinin mucidi olarak bilmektedir. Giyotinin mucidinin kim olduğu ile ilgili çeşitli varsayımlar olsa da Fransız bir cerrah ve fizyolog olan Antoine Louis'in, kendi hayvan çalışmalarında buna benzer bir alet kullandığı bilinmektedir. Sonuçta Louis'in kullandığı alet bir miktar geliştirilerek infazlarda kullanılmaya başlanmıştır.

Fransa'da giyotinden önce soylular genellikle kılıçla ya da baltayla idam ediliyordu. Bunun yanında asılma da yaygın bir idam biçimiydi. Tüm bunların yanında çok acı veren yakılma ve eziyet içeren cezalar da bulunuyordu. Bu, giyotine göre eski ve geri kalmış yöntemlerde idam bir anda gerçekleşmiyor, acı verici bir süreç oluyordu. Hatta bu dönemde, ölüm acısız ve hızlı olsun diye kurbanın ailesi cellatlara para bile teklif ediyordu. Tüm bu şartlar altında devrimini gerçekleştiren Fransa, ölüm cezalarını da modernleştirmeliydi, bunlarla birlikte 20 Mart 1792'de giyotin resmi olarak Fransa'nın idam aleti haline geldi. 1939'da kullanımı durduruldu fakat Fransa'nın 1981'de idam cezasını kaldırmasına dek resmi idam aleti olarak kalmayı sürdürdü. Bu döneme dek idamlar ya giyotinle ya da kurbanlara tüfekle ateş edilerek infaz edilirdi.

Antoine Louis (1723-1792), Chirurgicale Akademisinin bir üyesiydi ve giyotin konseptini ilk olarak gerçekleştiren insandı. Geliştirdiği bu alete "lousion" ya da "loisette" deniyordu ve giyotinin atası sayılırdı. Kurbanın kafasını tutan iki parçalı tahta (lunette) ve belirli bir açıya sahip bıçak, Louis'in makinasında da bulunuyordu.

Giyotin ilk kez Nicolas J. Pelletier'in idamında, 25 Nisan 1792 tarihinde kullanıldı.

Mucit Guillotine hakkında yayılmış bir mit ise kendisinin, mucidi olduğu giyotinle öldürüldüğüdür; ancak, bu yanlıştır. Dr. Guillotine 26 Mayıs 1814'te doğal sebeplerden ötürü ölmüştür. Dr. Guillotine, aletin ve idam şeklinin kendi soyadıyla anılmasından rahatsız olmuş ve soyadını değiştirmiştir.

Fransa'da giyotin

Terörün tırmanışı

Haziran 1793 - Temmuz 1794 arası Fransa'da "Terör Dönemi" ya da kısaca "Terör" olarak adlandırılır. Monarşinin çöküşünün ardından yaşanan karışıklık, yabancı monarşist güçler tarafından saldırıya uğrama korkusu ve monarşi sonrası karşı-devrim partileri Fransa'yı tamamıyla bir paranoyaya sürükler. Devrimin gerçekleştirdiği demokratik reformların birçoğu bu dönemde iptal edilir ve giyotinli idamlar başlar. Bu dönemde Maximilien Robespierre, hükûmetin en kuvvetli adamlarından biri haline gelir ve Terör'ün simgesi sayılır. Devrim Mahkemesi, binlerce insanı giyotine sürükledi. Asiller ve halk, entelektüeller, politikacılar, fahişeler... Herkes her an idam edilebilirdi. "Madam Giyotin" olarak anılan bu makineyle tanışmak için "cumhuriyet karşıtı" ifadesi bile yeterliydi. Giyotin, "Madam Giyotin" dışında "Ulusal Jilet" olarak da adlandırılmıştır. Tahminlere göre ölü sayısı 15.000 ile 40.000 kişi arasındadır. XVI. Louis ve kraliçe Marie Antoinette 1793 yılında idam edilir. Temmuz 1794'te Maximilien Robespierre de giyotinle idam edilir.

Bu süre boyunca giyotinli idamlar, idam yerine toplanan kalabalığın popüler bir eğlencesi haline gelir. Hatta bu dönemde idam saatlerinin yazılı olduğu programlar satılmaya başlanır. Her gün gelen izleyiciler en iyi izleme yerlerini öğrenirler. İdamları izlemeleri için ebeveynler, çocuklarını da getirir. Terör'ün bitimiyle bu kalabalıklar aniden dağılır. Aşırı tekrarlar bu ürkütücü eğlenceyi bile sıkıcı hale getirmiştir.

Giyotin'in sonu

Halka açık son idam mahkûmu, 6 cinayet işlemiş Eugene Weidmann'dı. 17 Haziran 1939'da şu an Adalet Sarayı olan, fakat o zaman hapishane olarak kullanılan bir binada kafası kesildi. Fransa'daki son idam mahkûmu Hamida Djandoubi'dir ve 10 Eylül 1977'de cezası infaz edilmiştir. Fransa'da idam cezası 1981 yılında kaldırıldı.

Fransa dışında giyotin

Giyotin, 1854, Münih

Fransa dışında, 1792'den çok önce giyotin benzeri aletler bulunuyordu, ancak özellikle Avrupa'daki bazı ülkeler, bu "modern" idam makinesini kullanmayı seçmiştir.

Dikkate değer bir örnek; Almanya'nın kullandığı "Fallbeil" (Düşen Balta) denen alettir. Bu alet çeşitli Alman eyaletlerinde 17. yüzyıldan beri kullanılmaktadır hatta Napolyon Bonapart zamanında geleneksel idam aleti olur.

Giyotin ve tüfekle ateş ederek öldürme Almanya'daki legal idam yollarıdır. Almanya'da 1871-1918 arasında, Weimar Cumhuriyeti'nde ise 1919-1933 yılları arasında kullanılmıştır.

Alman Federal Cumhuriyeti'nde 11 Mayıs 1949'da 24 yaşındaki Berthold Wehmeyer adlı mahkûm idam edilir ve bu giyotinli son idam olur. Batı Almanya idam cezasını 1949 yılında kaldırır. Doğu Almanya idam cezasını 1987 yılında, Avusturya ise 1968 yılında kaldırmıştır. İsveç'te ise giyotinli son idam 1910 yılında gerçekleşir.

Giyotin, Amerika Birleşik Devletleri'nde hiçbir zaman kullanılmaz. 19. yüzyılda elektrikli sandalye kullanılmadan önce tartışıldıysa da devreye girmemiştir. 1996 yılında Georgia eyaletinin meclis üyesi Doug Teper, elektrikli sandalye yerine giyotin kullanımını önerir ve suçlunun organlarının hastalara bağışlanabileceğini söyler. Ancak bu öneri kabul edilmez.

Mitler

Giyotinin ilk kullanımından itibaren Dr. Guillotin'in umduğu gibi hızlı bir ölüm yolu olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Geçmişteki idam yöntemlerinde acı çekmeyle ilgili minik kuşkular olmuştur. Ama giyotinin icadıyla, "insancıl" bir ölüm yolu olması dolayısıyla, bu konu ciddi bir biçimde tartışmaya açılmıştır. Giyotinin bıçağının kafayı vücuttan çok hızlı ayırması yüzünden kurbanın acı çekme süresini uzatması da olasıydı. Bıçağın yeterince çabuk kesmesi, beyne görece ufak bir etki yapması ve küçük bir ihtimal de olsa aniden bilinçsizlik haline geçilmesi de ihtimaller dahilindeydi.

İdamları izleyenler, hareket eden gözler ya da oynayan ağızlar hakkında sayısız hikâyeler anlatırdı. Hatta Charlotte Corday'in kopmuş kafasının ensesine atılan bir tokatta bir kızgınlık ifadesi oluştuğu bile söylenmişti.

Canlı kafalar yüzünden bilimadamları birçok deney yaptı. Ancak parmak şıklatmalara ve isimlerin telaffuzuna rağmen herhangi bir tepkiyle karşılaşmadılar. Büyük ihtimalle damarların büzülmesi, gibi bir sebepten dolayı kafaların surat ifadelerinin değiştiği söylendi. Fakat yine de bununla ilgili şüpheler devam etmektedir.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

Ölüm cezası olarak da bilinen ve daha önce adli cinayet olarak adlandırılan idam cezası, bir suçun cezası olarak bir kişinin öldürülmesinin devlet tarafından onaylanmış uygulamasıdır ve genellikle kişinin söz konusu cezayı gerektiren normları ihlal etmekten sorumlu olduğu sonucuna varmak için yetkili, kurallarla yönetilen bir süreci takip eder. Bir suçlunun bu şekilde cezalandırılmasını emreden hüküm, ölüm cezası olarak bilinir ve cezanın yerine getirilmesi eylemi infaz olarak adlandırılır. Ölüm cezasına çarptırılan veya infaz edilmeyi bekleyen mahkumlara "idam mahkumu" denir. Etimolojik olarak idam terimi, kafa kesme yoluyla infaz anlamına gelir, ancak infazlar asma, vurma, zehirli iğne, taşlama, elektrik verme ve gaz verme gibi birçok yöntemle gerçekleştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Louis de Saint-Just</span> Fransız siyasetçi (1767-1794)

Louise Saint Just,, Fransız Devrimi'nin en önemli devrimcilerinden biri, askeri ve siyasi lider.

<span class="mw-page-title-main">Joseph-Ignace Guillotin</span> Fransız hekim (1738 – 1814)

Dr. Joseph-Ignace Guillotin, giyotinin doğrudan kâşifi olmamakla birlikte 10 Ekim 1789'da Fransa'da ölüm cezalarını gerçekleştirmek için mekanik bir cihazın kullanılmasını öneren kişidir. Aletin kendi ismi ile anılması üzerine ailesi hükûmetten alet için bu ismin kullanılmamasını istemiş, sonunda soyadlarını değiştirmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Terör Dönemi (Fransa)</span>

Terör Dönemi ya da Terör Saltanatı, Birinci Fransız Cumhuriyeti'nde, Fransız Devrimi'nin ardından on ay süreyle iktidarı ele geçiren Jakobenlerin yürüttüğü, devrim karşıtlarının yargılandığı ve Paris'te bir dizi idam dalgasının görüldüğü kanlı dönemdir. Önde gelen Jakobenler; Robespierre, Mirabeau, Marat, Saint-Just ve Danton'dur. Cumhuriyet ilan edildikten sonra, geri dönülmesini kesinlikle önlemek için önde gelen bu Jakobenler birlikte 21 Ocak 1793'te kralı "vatana ihanet suçlaması" ile giyotinle idam edilmesini sağladı. Ayrıca devrim mahkemelerinde karşı devrimci olarak görülen ve iç düşman etiketi yapıştırılan halk yığınları giyotine yollanmış ve daha sonra da bu durumu yaratanlar kendi başlarını giyotine vermiş, bu dönem boyunca ülkeye paranoya hâkim olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Jakobenler</span> Fransız Devrimi ertesinde Fransaya yaklaşık bir yıl süreyle egemen olan Fransız siyasi partisi

Anayasa Dostları Derneği veya sonraki adıyla Jakobenler Derneği, Özgürlük ve Eşitliğin Dostları veya 1792'den sonra yaygın olarak bilinen adıyla Jakoben Kulübü veya kısaca Jakobenler, Fransız Devrimi sırasındaki en etkili siyasi dernektir. Fransız Devrimi ertesinde Fransa'ya yaklaşık bir yıl süreyle egemen olan ve devrimden çok daha fazla kanın, çoğu politik sebeplerden olmak üzere, döküldüğü Terör Dönemi'ne neden olmuş Fransız politik oluşumudur.

<span class="mw-page-title-main">André Chénier</span> Fransız şair (1762 – 1794)

André Marie de Chénier Fransız şairi.

<span class="mw-page-title-main">XVI. Louis</span> Eski ve son fransa kralı

XVI. Louis, 1774-1792 yılları arasında hüküm sürmüş Son Fransa kralıdır ve kraliçe Marie Antoinette'nin kocasıdır. Louis Capet olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">XVII. Louis</span> Fransa ve Navarra kralı (1785-1795)

XVII. Louis, Normandiya Dükü Louis-Charles ya da Veliaht Louis Charles (1789-93) olarak da bilinir., Kral XVI. Louis ile Kraliçe Marie Antoinette'nin ikinci oğlu. XVI. Louis'in idam edilmesinin ardından kralcılar tarafından tahtın vârisi olarak ilan edilmiş ve 1793'ten ölümüne değin Fransa Kralı ünvanı taşımıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kurşuna dizerek infaz</span> idam çeşidi

Kurşuna dizerek infaz ya da kısaca kurşuna dizme, özellikle savaş zamanlarında kullanılan bir idam yöntemi. İdam mangası çoğunlukla askerlerden oluşur. İnfaz, idamı gerçekleştirecek gruptaki herkesin aynı anda ateş etmesi yöntemiyle gerçekleştirilir. Böylece süreçte herhangi bir aksama yaşanmaz ve mahkûmların kimin silahından çıkan ateşle can verdiği bilinmez. Çoğunlukla mahkûmların gözleri bağlanır ya da başlık takılarak görmeleri engellenir. Bazı zamanlarda ise suçlulara infaz mangasına bakmak isteyip istemedikleri sorulur. İnfazlar, mahkûmlar ayakta ya da otururlarken gerçekleşebilir.

<span class="mw-page-title-main">Asarak idam</span> idam çeşidi

Asarak infaz etme, tarihteki en eski ve en çok uygulanmış idam cezası yöntemlerinden biridir. Asarak infazda, ilk önce idam mahkûmü idam sehpasına çıkar ve cellat idam mahkûmünün boğazından ip geçirir. Sonra cellat idam sehpasını tekmeyle devirir ve idam mahkûmü boşlukta kaldığı için asılır, boynu kırılarak veya boğularak ölür. Ayrıca mahkûm infazdan kaçmasın diye elleri bağlanır. Asılmak, sadece idam yöntemi değil ayrıca bir intihar yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">Maximilien Robespierre</span> Fransız avukat, devrimci ve siyasetçi (1758-1794)

Maximilien de Robespierre ya da Maximilien Robespierre, (6 Mayıs 1758 – 9 Thermidor, Yıl II [28 Temmuz 1794]) 6 Mayıs 1758'de Arras'ta doğan ve 10 Thermidor Yılı II'de Paris'te Devrim Meydanı'nda giyotinle idam edilen Fransız avukat ve siyasetçidir. Fransız Devrimi'nin önde gelen isimlerinden biriydi ve dönemin en tartışmalı figürlerinden biri olmaya devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Charlotte Corday</span> Fransız yazar (1768-1793)

Charlotte Corday olarak bilinen Marie-Anne Charlotte de Corday d'Armont, Fransız suikastçı. 1793'te, Devrimi radikalleştirmek ve terörü yaymak ile suçladığı Jacobin lideri Jean-Paul Marat'ın suikastı nedeniyle giyotin ile idam edildi. Marat, Corday'ın sempati duyduğu Girondinlerin siyasi tasfiyesinde önemli bir rol oynamıştı. Marat tıbbi banyosunda bıçaklandıktan sonra Marat'ın cesedini gösteren Jacques-Louis David'in Marat'ın Ölümü tablosunda tasvir edildi. 1847'de yazar Alphonse de Lamartine, Corday'a ölümünden sonra l'ange de l'assassinat takma adını verdi.

<span class="mw-page-title-main">Montagnardlar</span>

La Montagne, Fransız Devrimi sırasında etkinlik gösteren siyasi bir gruptu. Parti üyelerine Montagnardlar denmekteydi bu isimlendirme Fransız Devrimi Ulusal Meclis'in en yüksek sıralarında oturmalarından kaynaklanmaktaydı. Dağlılar olarak da adlandırılmaktadırlar. Jakobenlerin içerisinden çıkmış bir oluşumdur.

<i>Bir İdam Mahkûmunun Son Günü</i>

Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, Victor Hugo'nun 1829'da yayımladığı, ölüm cezasına mahkûm edilmiş bir adamın düşüncelerini anlatan kısa romandır. Victor Hugo, bu romanı ölüm cezasının insanlık dışı yönünü göstermek amacıyla yazmıştır. Victor Hugo'nun en kült eserlerinden biri kabul eden roman pek çok farklı dile, radyo tiyatrolarına ve çeşitli eserlere dönüştürülüp dilden dile çevrilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ulusal Konvansiyon</span>

Ulusal Konvansiyon ya da Nasyonal Konvansiyon, iki yıllık Ulusal Kurucu Meclis ve bir yıllık Yasama Meclisinden sonra Fransız Devrimi sırasında oluşturulan bir parlamentoydu. 10 Ağustos 1792'deki büyük ayaklanmayla, devrim sonrası kurulan anayasal monarşiyi tamamen ortadan kaldırarak cumhuriyet rejimiyle yönetilen ilk Fransız hükûmetiydi. Konvansiyon, 20 Eylül 1792'den 26 Ekim 1795'e kadar tek kademeli bir meclis olarak toplandı.

<span class="mw-page-title-main">XVI. Louis'nin İdamı</span> Fransız Devriminin büyük olayı

21 Ocak 1793 günü Paris Devrim Meydanı'nda (1795'te adı Concorde Meydanı olarak değiştirildi) devrik Kral XVI. Louis'nin idamı gerçekleşti. 17 Ocak 1793'te Ulusal Kongre'de neredeyse oybirliğiyle kralı vatana ihanetten mahkûm etti (Suçsuz oyu sıfır iken, pek çok çekimser oyu çıkmıştır). İnfaz dört gün sonra gerçekleştirildi. İşlem, 3.000'e yakın infaz gerçekleştiren dönemin ünlü celladı Charles-Henri Sanson tarafından giyotin aracılığıyla gerçekleştirildi.

<span class="mw-page-title-main">Charles-Henri Sanson</span> Cellat

Charles-Henri Sanson, tam adı Chevalier Charles-Henri Sanson de Longval, Kral XVI. Kırk yıldan fazla bir süre Paris şehrinde idam cezası verdi. Kral Louis XV'e suikast girişiminde bulunan Robert-François Damiens dahil yaklaşık 3.000 kişiyi kendi eliyle idam etti. Sanson daha sonra Kral Louis XVI'yı idam edecekti.

<span class="mw-page-title-main">Georges Couthon</span> Fransız avukat ve siyasetçi (1755 – 1794)

Georges Auguste Couthon Fransız Devrimi sırasında Yasama Meclisi'nde milletvekili olarak görev yapmasıyla tanınan bir Fransız siyasetçi ve avukattı. Couthon 30 Mayıs 1793 tarihinde Kamu Güvenliği Komitesi'ne seçilmiştir. Yakın çalışma arkadaşları Maximilien Robespierre ve Louis de Saint-Just ile birlikte komite içinde, Terör Döneminde 1794 yılında tutuklanıp idam edilene kadar iktidarı elinde tutan gayri resmi bir üçlü yönetim oluşturdu. Mason olan Couthon, suçlanan karşı devrimcilerin idam sayısında keskin bir artıştan sorumlu olan 22 Prairial Yasası'nın geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı.

<span class="mw-page-title-main">Jean-Marie Collot d'Herbois</span> Fransız sinema oyuncusu ve yazar (1749 – 1796)

Jean-Marie Collot d'Herbois, Fransız aktör, oyun yazarı, tiyatro yönetmeni, siyasetçi ve devrimcidir. Ulusal Konvansiyon'da Paris'ten Dağ milletvekili ve Terör Dönemi sırasında aktif olan Kamu Güvenliği Komitesi üyesiydi.

<span class="mw-page-title-main">Genel Güvenlik Komitesi</span>

Genel Güvenlik Komitesi (Comité de sûreté générale), Fransız Devrimi sırasında polis teşkilatı olarak görev yapan Fransız Ulusal Konvansiyonu'nun parlamento komitesiydi. Ekim 1792'de Konvansiyonun bir komitesi olarak kurulan komite, Devrimci Cumhuriyeti iç düşmanlardan korumak için tasarlandı. Kamu Güvenliği Komitesi ile birlikte Terör Hükümdarlığını denetledi. Genel Güvenlik Komitesi, vatana ihanet ihbarlarını soruşturmakla görevli yerel polis komitelerini denetledi ve şüphelileri yargılanmak ve muhtemelen giyotinle infaz edilmek üzere Devrim Mahkemesi'ne sevk etme yetkisine sahip kurumlardan biriydi. 1794'te komite, Maximilien Robespierre'nin 9 Thermidor'da tutuklanması ve infazına dahil oldu. 4 Kasım 1795'te Ulusal Konvansiyonun sona ermesiyle birlikte Genel Güvenlik Komitesi feshedildi.