İçeriğe atla

Girih karoları

Girih karoları

Girih karoları, İslam sanatında görülen girih desenlerini oluşturmak için kullanılan, beş tip karodur. Karoların üzerinde bulunan çizgiler, karolar belli biçimlerde döşendiğinde yıldızlar, çokgenler ve karmaşık biçimde birbirini kesen şerit desenleri meydana gelir. Bu desenlerin örnekleri binalarda, kitap kapaklarında ve halılarda görülen bir süslemedir.

Girih karolarıyla yapılan desenlerin İslam mimarisinde yaklaşık 1200 yılından beri kullanıldıkları bilinmektedir. 15. yüzyılda bunların kullanıldığı şekillerde aperiyodiklik ve özbenzeşlik gibi gelişkin matematiksel özellikler görülmekteydi.

Karolar

Girih karolarının oluşan bir döşeme (tesselasyon).Girih karolarının oluşan bir döşeme (tesselasyon).
Girih karolarının oluşan bir döşeme (tesselasyon).
Soldaki döşemede karolar ve girih çizgilerinin ayrı ayrı gösterilmiş hâli.

Karolarda beş şekil vardır (yukarıdaki çekle bakınız):

  • Düzgün bir ongen, iç açılarının her biri 144° olan.
  • Uzun (düzensiz konveks) bir altıgen, iç açıları 72°, 144°, 144°, 72°, 144°, 144° olan.
  • Bir papyon (konveks olmayan altıgen), iç açıları 72°, 72°, 216°, 72°, 72°, 216° olan.
  • Bir eşkenar dörtgen, iç açıları 72°, 108°, 72°, 108° olan.
  • Bir düzgün beşgen, iç açılarının her biri 108° olan.

Bu şekillerin her kenarı eşit uzunluktadır ve iç açıları 36° (π/5)'in katlarıdır. Beşgen olan hariç, diğerlerinin birbirine dikey iki eksen üzerinden yansıma simetrisi vardır. Bazılarında ayrıca başka simetriler de mevcuttur: ongende onlu dönel simetri (36° ile dönme), beşgende beşli dönel simetri (72° ile dönme) bulunur.

Çoğu durumda, karoların kenarları değil, meydana gelen girihler görünür, bazen çiçek benzeri küçük süsler de eklenmiş olabilir. Girihler karoların kenarlarını, kenarın tam ortasından 54° (3π/10) 'lik bir açı ile kesen çizgi parçalarıdır. Her karo kenarında, birbiriyle kesişen iki girih çizgisi bulunur. Çoğu karo içinde o karoya has, kesiksiz bir girih örüntüsü vardır ve bu örüntü karonun simetrisini takip eder. (Ancak, ongen karo için iki olasıl girih örüntüsü vardır, bunlardan birinin onlu değil, sadece beşli dönel simetrisi vardır.)

Girih döşemesinin matematiği

Yeşil Camii'de (Bursa) giriş kapısı detayı.Yeşil Camii'de (Bursa) giriş kapısı detayı.
Yeşil Camii'de (Bursa) giriş kapısı detayı.
Soldaki desenin yukarıda gösterilen girih karolarıyla oluşturulması.

2007'de Harvard University'den Peter J. Lu ve Princeton University'den Professör Paul J. Steinhardt Science dergisinde yayımladıkları bir makalede, girih döşemelerinin, Penrose döşemeleri gibi, kristalimsi ve özbenzeş (hatta fraktal) özellikleri olduğunu gösterilmiştir.[1]

Periyodiklik

İslam mimarisinde kullanılan çoğu girih döşemeleri periyodiktir: bir latis içinde aynı doğrultu ile tekrarlanan birim hücreleri vardır. Bazı girihlerde bulunan örüntüler ise tüm düzlemi döşeyecek şekilde tekrarlanamaz. İsfahan'da 1453'te inşa edilen Darb-ı İmam türbesindedeki desenler aperiyodiktir, yani düzenli tekrarlanmayan bir yapıya sahiptir.[1]

Girih karolarının Penrose Karolarına dönüştürülebilir. Girih karoları Penrose Karoları yaklaşık 5 asır önce keşfedilmiştir.[1][2]

Özbenzeşlik

Ancak, bazı yapılarda, büyük girih karolarını süslemek için daha küçük girih karolarından meydan gelen şekiller kullanılmıştır. Darb-ı İmam desenlerinin bir diğer özelliği farklı boyutlarda özbenzeş olmasıdır: türbeye uzaktan bakılınca görülen desenin bir benzeri, ona daha yakından bakıldığında, büyük desenin içinde yer alan detay desende yer almaktadır. Karoların daha küçük karolara bölünme işlemi, genelleştirilerek tüm düzlemin aperiyodik döşemesini sağlamaktadır.

Tarih

Günümüze kalan yapılarda görülen girih örüntülerinin analizi, ayrıca 15. yüzyıl İran belgelerinin incelemesi, bu bulguyu desteklemiştir. Ancak o dönem mimarlarının konunun matematik boyutunu ne kadar bildiklerine dair bir belirti yoktur. Girih karolarından evvel girih desenlerinin sadece bir çizgilik ve pergel ile yapıldığı bilinmektedir. Girih desenleri için girih karolarından ilk yararlandığının dair ilk kanıtlar yaklaşık 1200 yılına aittir.[1]

1200 yılı civarında girihlerde 5- ve 10-katlı dönel simetriye sahip olan yıldız ve çokgenler belirmeye başladı. Bu şekillerin de pergel ve çizgilik ile çizilmesi mümkündür. Ancak, 15. yüzyıl civarında ongen (veya on köşeli yıldız) içeren desenlerin artık periyodik olmadığı bir düzene sahipti. Bu şekiller pergel ve çizgilikle değil, düzlemi aralarında boşluk bırkamadan kaplayabilen girih karoları ile üretiliyorlardı. Üzerinde şerit çizgileri olan bu karolar ile düzlem döşenince, şeritlerden bir girih meydana geliyordu. Ongenli girihlerin yapımında pergel ve çizgilik yerine girih karoları kullanılmasına ne zaman geçilmiş olduğu heniz kesin bilinmemektedir. Yaklaşık 1200 yılında inşa edilmiş Mama Hatun Kümbeti (Tercan, Erzincan) duvarlarındaki desenlerde ongen şekiller olmadığı için pergelli çizimin zor olacağı ama girih karosuyla yapımını gayet kolay olacağı belirtilmiştir.[1] 1197 yılında Marage'daki Kümbed-i Kabud duvarlarındaki desenlerde şeritlerin arasındaki ince süslemenin girih karolarıyla uyumlu açılara sahip olduğu bulunmuştur.[1] Kümbed-i Kabud'daki girih desenlerini periyodik bir yapıya sahipti, yani desenin bir kopyası belli bir mesafe kaydırılarak kendi üzerine aynen rastalatılabilecek şekilde çizilmiştir. 1200 yılında girih karolarının kullanılmakta olduğuna dair bu bulgulara rağmen, pergel-çizgilik yerine bunların kullanılmasına ilk ne zaman başlandığı kesin bilinmemektedir.[1][2] Kümbeti Kabud'dan iki buçuk yüzyıl sonra (1453) İsfahan'da inşa edilen Darb-ı İmam türbesi girih desenleri çok daha karmaşık bir yapıya sahipti. Yukarıda açıklandığı üzere, Darb-ı İmam türbesi desenleri aperiyodik ve özbenzeştir.

Girih desenlerinin tasarımında girih karolarından yararlanıldığı, 15. yüzyıla ait olduğu sanılan Topkapı Parşömeninde bulunan kalıplardan görülmektedir. Bu parşömende bulunan şekillerin girih karoları imal eden zenaatkarlarca kullanılmış olabileceği öne sürülmüştür. Dolayısıyla, girih ustaları matematiğe başvurmadan ve temel ilkeleri anlamadan karmaşık döşeme şekilleri yapmış olabilirlerdi.[3]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g Peter J. Lu ve Paul J. Steinhardt (2007). "Decagonal and Quasi-crystalline Tilings in Medieval Islamic Architecture" (PDF). Science. 315 (5815). ss. 1106-1110. Bibcode:2007Sci...315.1106L. doi:10.1126/science.1135491. PMID 17322056. 7 Ekim 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2012. 
  2. ^ a b "Peter J. Lu ve Paul J. Steinhardt (2007) Ek şekiller" (PDF). 26 Mart 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2012. 
  3. ^ Gulru Necipoglu (1995). The Topkapi Scroll: Geometry and Ornament in Islamic Architecture. Getty Research Institute. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Anıtkabir</span> Türkiyenin kurucusu Atatürkün Ankaradaki anıt mezarı

Anıtkabir, Ankara'nın Çankaya ilçesinde yer alan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün anıt mezarını içeren komplekstir. Emin Onat ile Orhan Arda'nın tasarımı olan Anıtkabir'in 1944'te başlanan inşası 1953'te tamamlanmıştır. Anıt mezar binası başta olmak üzere çeşitli yapı ve anıtların yanı sıra Barış Parkı olarak adlandırılan ağaçlık alandan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Öklid geometrisi</span> Öklide atfedilen matematiksel-geometrik sistem

Öklid geometrisi, İskenderiyeli Yunan matematikçi Öklid’e atfedilen matematiksel bir sistemdir ve onun Elemanlar adlı geometri üzerine ders kitabında tarif edilmektedir. Öklid'in yöntemi, sezgisel olarak çekici küçük bir aksiyom seti varsaymaktan ve bu aksiyomlara dayanarak birçok başka önermeyi (teoremleri) çıkarmaktan ibarettir. Öklid'in sonuçlarının çoğu daha önceki matematikçiler tarafından ifade edilmiş olsa da, Öklid, bu önermelerin kapsamlı bir tümdengelimli ve mantıksal sisteme nasıl uyabileceğini gösteren ilk kişi oldu. Elemanlar, ilk aksiyomatik sistem ve resmi ispatın ilk örnekleri olarak ortaokulda (lise) hala öğretilen düzlem geometrisi ile başlar. Üç boyutlu katı geometrisi ile devam ediyor. Elemanlar’ın çoğu, geometrik dilde açıklanan, şimdi cebir ve sayı teorisi olarak adlandırılan şeyin sonuçlarını belirtir.

<span class="mw-page-title-main">Mineral</span> inorganik kristalleşmiş katı madde

Mineral, doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip inorganik kristalleşmiş katı bir maddedir. Buna göre minerallerin özellikleri şöyledir; doğal olarak oluşur, herhangi bir parçası bütününün özelliklerini taşır, belirli bir kimyasal formülü vardır, katı hâlde olup nadiren sıvıdır ve inorganiktir.

<span class="mw-page-title-main">Apollonios (Pergeli matematikçi)</span> Konik kesitler üzerine yazılarıyla tanınan antik Yunan coğrafyacı ve astronom

Pergeli Apollonius, konik kesitler üzerindeki çalışmaları ile tanınan Antik Yunan geometri uzmanı ve astronom. Öklid ve Arşimet'in konuya katkılarından başlayarak, onları analitik geometrinin icadından önceki duruma getirdi. Elips, parabol ve hiperbol terimlerinin tanımları bugün kullanımda olanlardır.

<span class="mw-page-title-main">Kristal</span>

Kristal, billur ya da kesme cam, kimyadaki katı haldeki bir elementin veya bileşiğin, molekül, atom veya iyon yığınlarının (paketinin) kesin geometrik bir yapı göstermesidir.

<span class="mw-page-title-main">Roger Penrose</span> İngiliz matematiksel fizikçi, eğlence amaçlı matematikçi ve filozof

Sir Roger Penrose OM FRS, İngiliz matematiksel fizikçi, matematikçi ve bilim felsefecisidir. Oxford Üniversitesi Matematik Enstitüsü'nde Matematik Fahri Profesörüdür ve aynı zamanda Wadham Koleji'nde Fahri Akademi Üyesidir.

<span class="mw-page-title-main">Parke</span>

Parke, yer döşemelerinde kullanılan bir kaplama türüdür. Doğal bir malzeme olması nedeni ile parke zemin kaplamaları yapı işlerinde yoğun olarak kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Polarizasyon</span>

Polarizasyon dalganın hareket yönüne dik gelen düzlemdeki salınımların yönünü tanımlayan yansıyan dalgaların bir özelliğidir. Bu kavram dalga yayılımı ile ilgilenen optik, deprembilim ve uziletişim gibi bilim ve teknoloji sahalarında kullanılmaktadır. Elektrodinamikte polarizasyon, ışık gibi elektromanyetik dalgaların elektrik alanının yönünü belirten özelliğini ifade eder. Sıvılarda ve gazlarda ses dalgaları gibi boyuna dalgalar polarizasyon özelliği göstermez çünkü bu dalgaların salınım yönü uzunlamasınadır yani yönü dalganın hareketinin yönü tarafından belirlenmektedir. Tersine elektromanyetik dalgalarda salınımın yönü sadece yayılımın yönü ile belirlenmemektedir. Benzer şekilde katı bir maddede yansıyan ses dalgasında paralel stres yayılım yönüne dik gelen bir düzlemde her türlü yönlendirmeye tabi olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ongen</span>

Bir ongen, on açısı ve on kenarı olan çokgendir. Ongenin iç açıları toplamı 1440'tır. Düzgün ongenin bir iç açısı 144'tür. Ongenin dış açıları toplamı ise 360'tır.

<span class="mw-page-title-main">Tesselasyon</span>

Matematikte bir döşeme, aralarında boşluk bırakmadan veya örtüşmeden bir düzlemi kaplayan düzlemsel şekiller kümesidir. Bu kavram daha yüksek boyutlar için de genellenebilir, bu genişletilmiş anlamı için döşeme yerine tesselasyon terimi kullanılır. Tesselasyon M. C. Escher'in eserlerinde sıkça görülebilir. Tesselasyona sanat tarihi boyunca, antik mimariden modern sanata kadar rastlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Girih</span> İslam mimarisinde bir geometrik desen

Girih veya Farsça gereh sazi İslam sanatında mimari ve diğer el sanatlarında kullanılan, köşeli geometrik şekillerden oluşan, girift bir şerit örgü süs sanatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Pergel ve çizgilik çizimleri</span>

Pergel ve çizgilik çizimi, belli uzunlukta doğrular, belli büyüklükte açılar ve diğer geometrik şekilleri çizmek için sadece ideal bir çizgilik ve pergel kullanılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Çift yarık deneyi</span>

Young deneyi olarak da bilinen çift-yarık deneyi, ışığın dalga özelliği sergilediğini gösterir. Fotoelektrik etkisi ışığın dalga özelliğinin yanı sıra parçacık özelliği de sergilediğini gösterir. Deneyin basit versiyonunda lazer ışını gibi bağdaşık bir ışık kaynağı, iki paralel yarık açılmış ince bir levhayı aydınlatır ve yarıktan geçen ışık levhanın arkasındaki bir ekranda gözlemlenir. Işığın dalga doğası ışık dalgalarının iki yarıktan da geçerek girişim yapmasını ve ekranda aydınlık ile karanlık bantlar oluşturmasını sağlar ki bu sonuç ışık tamamen parçacıklı yapıda olsa beklenemez. Fakat, parçacıklardan veya fotonlardan oluşuyormuş gibi, ekranda her zaman ışığın soğurulduğu görülür. Bu durum dalga-parçacık ikiliği olarak bilinen prensibi ortaya koyar.

<span class="mw-page-title-main">X ışını kristalografisi</span> bir kristalin atomik veya moleküler yapısını belirlemek için kullanılan, sıralanmış atomların gelen X-ışınları demetinin belirli yönlere kırılmasına neden olduğu teknik

X ışını kristalografisi bir kristalin atomik ve moleküler yapısını incelemek için kullanılan ve kristalleşmiş atomların bir X-ışını demetindeki ışınların kristale özel çeşitli yönlerde kırınımı olayına dayanan, bir yöntemdir. Kırınıma uğrayan bu demetlerin açılarını ve genliklerini ölçerek bir kristalografi uzmanı kristaldeki elektronların yoğunluğunun üç boyutlu bir görüntüsünü elde edebilir. Bu elektron yoğunluğundan kristaldeki atomların kimyasal bağları, kristal yapıdaki düzensizlikler ve bazı başka bilgilerle birlikte ortalama konumları tespit edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Mirza Kadim İrevani</span>

Mirza Kadim İrevani - 19. yüzyılda yaşamış Azeri portreci ve bezeme sanatçısı. Azerbaycan pano resminin temelini attı, yaratıcılığı Azerbaycan'ın modern görsel sanatında önemli bir değişiklik olarak hafızalarda kalmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Paul Joseph Steinhardt</span>

Paul Joseph Steinhardt Amerikalı teorik fizikçi ve kozmolog aynı zamanda şu anda Princeton Üniversitesi'nde, bilim alanındaki Albert Einstein profesörüdür.

<span class="mw-page-title-main">Sâmâni Türbesi</span>

Sâmâni Türbesi, Özbekistan'ın Buhara ilinin kuzeybatı kesiminde, tarihi merkezin hemen dışında yer alan, 10. yüzyılda inşa edilmiş bir türbedir. Türbe erken İslam mimarisinin ikonik örneklerinden biri olarak kabul edilir ve Orta Asya mimarisinin en eski mezar binası olarak bilinir. Yaklaşık olarak 900'den 1.000'e kadar hüküm süren güçlü ve etkili İslami Samani aile hanedanının mezar alanı olarak inşa edilmiştir. Samaniler fiilen bağımsızlıklarını Bağdat merkezli Abbasi Halifeliği'nden elde etti ve günümüzün Afganistan, İran, Özbekistan, Tacikistan ve Kazakistan'ını kapsayan bazı bölgelere hükmetti. Mükemmel simetrik, boyutu açısından karmaşık, ancak yapısı ile anıtsal olan türbe, sadece Soğd, Sasani, Fars ve hatta Klasik gibi çok kültürlü bina dekoratif gelenekleri birleştirmekle kalmadı, aynı zamanda yenilikçi kubbe destek sistemi ve geleneksel Orta Çağ İslami bina özellikleri - dairesel kubbe ve mini kubbeler, sivri kemerler, ayrıntılı kapılar, sütunlar ve karmaşık geometrik tasarımları da sergilemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Geometri tarihi</span> Geometrinin tarihsel gelişimi

Geometri, mekansal ilişkilerle ilgilenen bilgi alanı olarak ortaya çıkmıştır. Geometri, modern öncesi matematiğin iki alanından biriydi, diğeri ise sayıların incelenmesi yani aritmetikti.

<span class="mw-page-title-main">Reuleaux üçgeni</span>

Bir Reuleaux üçgeni, merkezi diğer ikisinin sınırında bulunan üç çembersel diskin kesişmesinden oluşan bir şekildir. Sınırı, dairenin kendisinden başka en basit ve en iyi bilinen bu eğri, bir sabit genişlikli eğridir. Sabit genişlik, her iki paralel destek doğrusunun aralığının yönlerinden bağımsız olarak aynı olduğu anlamına gelir. Tüm çapları aynı olduğu için Reuleaux üçgeni, "Daire dışında, delikten düşmemesi için bir rögar kapağı hangi şekillerde yapılabilir?" sorusunun cevabıdır.