İçeriğe atla

Girih

Hâfıziye türbesinin kubbesinin altındaki girih deseni.

Girih (Farsça گره, "düğüm" anlamında) veya Farsça gereh sazi ("düğüm atmak") İslam sanatında mimari ve diğer el sanatlarında kullanılan, köşeli geometrik şekillerden oluşan, girift bir şerit örgü süs sanatıdır.

İran İslam sanatında, gereh-sazi desenleri, tuğla işçiliğinde (bannā'ī), stükko ve mozaik fayans işlerinde görülür.[1] Girih, düzenli dizili noktalardan yayılan ve bu noktalarda kesişen çizgilerden meydana gelen geometrik (genelde yıldız ve çokgen) tasarımlar olarak tanımlanmıştır.[2]

Tahta işçiliğindeki anlamıyla gereh-sazi iki şekilden birinde olabilir. Birinci biçimiyle bir kafes işlemesi olarak yapılır, bunun içi boş bırakılırdı veya boşlukları tahta, renkli cam veya başka malzemelerle doldurulur. İkinci biçimiyle, mozaik pano şeklinde yapılabilir, altıgenler, yıldız ve diğer geometrik şekiller içeririrdi, genelde cami, saray ve özel meskenleri süslemekte kullanılırdı.

Girihin üç boyutlu karşılığı mukarnas olarak adlandırılır. Mukarnas, sarkıtlı kubbe altı süslemesidir.

Tarih

Tahta işçiliği

Tahta kafeslerden günümüze kalan en eski örnekler 1311 yılından kalmış Nayin'deki Cuma Camii'nin trabzanlarıdır. Yıldız ve çokgen şekilli süslemenin en eski örneklerinden biri, 1369 tarihli bir minberdir, Fars vilayetindeki Bavanat şehrindeki Cuma Camii'nden bulunurdu, günümüzde İran Ulusal Müzesi'inde bulunur.

Bu tahta işçiliği tekniği Safavi döneminde çok popülerdi, özellikle İsfahan'da çeşitli eski yapılarda örneklerini görmek mümkündür. Pencere için yapılan bu kafes işlemlerinde boşluklar camla doldurulurdu. Daha sonraki tarihlerde, kafeslerdeki boşluklar kapanmış, parçalar daha ince yapılmış, yıldız ve çokgen çizimleri daha yoğun ve karmaşık hâle gelmiştir. Tavanlarda kullanılan girih desenleri mozaik, boya ve yaldızla süslenirdi. Kaçar Hanedanı döneminde eğri çizgiler ve çiçek örüntüleri kullanılmaya başlandı, ayrıca ayna parçaları da eklendi.[3]

Mimari

Mimari tarz olarak girihten bahseden en eski kaynak yaklaşık 1565 yılına rastlar.[4] Topkapı Parşömeni gibi 15. yüzyıl sonlarından kalma girih desen koleksiyonları bulunmuştur.

Girihte simetrik geometrik şekiller kullanılırdı; 6-, 8- ve 12- köşeli yıldızlar, çeşitli konveks çokgenlerle birleştirilirdi. Bunlar şeritler ile birbirinden ayrılır ve çoğu zaman şeritler birbirinin altından ve üstünden geçiyormuş gibi çizilerek bir "dokuma" havası verilirdi. Tekrar eden tarzda çizildikleri için bu şekiller sonsuza kadar devam etme potansiyeline sahiptir. En eski girihler düzgün aralıklı noktalar etrafında iki-, üç-, dört- ve altı-katlı dönel simetri sahipti.[4]

Girih tarzının öncülleri Bizans dönemi Suriye'sinde görülebilir. Emevi döneminden kalma Şam'daki Büyük Cami'nin pencere kafeslerinde 3 katlı dönel simetriye sahip girift desenler görülebilir, ama bunlar daha sonraları İran'da ortaya çıkacak olan girih örüntüleri kadar karmaşık değildi. 10. yüzyılda İsfahan'daki Curcir Camisi'nin kapısında köşeli geometrik desenler vardır. Ama tam anlamıyla teşekkül etmiş girih desenleri İran'a 11. yüzyıldan önce görülmez. Üzerinde girift geometrik desenler olan oyma stükko paneller ve diğer girih örnekleri 11. ve 12. yüzyılda İran'ın Kazvin ve Horasan bölgelerinde bulunmuştur.[4]

İlhanlı Devleti döneminde girih, mimari repertuvarın bir parçası olmaya devam etmiştir. 14. yüzyılda girih genel dekorasyondaki ağırlığını kaybetmiş ve Timur Devleti döneminde yerini bitkisel desenlere bırakmıştır. Ancak, Timur sonra Orta Asya'sında geometrik şerit desenleri önemli bir dekoratif biçim olmaya devam etmiştir.[4]

Yapımı

Pergel ve çizgilikle yapılabilen basit bir girih örneğiPergel ve çizgilikle yapılabilen basit bir girih örneği
Pergel ve çizgilikle yapılabilen basit bir girih örneği
Topkapı Sarayı'nda girih pencere kafesi


İlk girihler pergel ve çizgilik (yani işaretsiz cetvel) ile yapılırdı ve düzenli bir noktalar dizilimi üzerine yerleştirilirdi. Bu desenler, iki boyutlu bir kristal yapısı gibi, düzlemi düzgün şekilde karolayan birim şekillerden oluşuyordu. Bu yüzden şekiller iki-, üç-, dört- ve altı-katlı dönel simetriye sahipti.

1200 yılı civarında girihlerde 5- ve 10-katlı dönel simetriye sahip olan yıldız ve çokgenler belirmeye başladı. Bu şekillerin de pergel ve çizgilik ile çizilmesi mümkündür. Ancak, 15. yüzyıl civarında ongen (veya on köşeli yıldız) içeren desenlerin artık periyodik olmadığı bir düzene sahipti. Bu şekiller pergel ve çizgilikle değil, düzlemi aralarında boşluk bırakmadan kaplayabilen girih karoları ile üretiliyorlardı. Üzerinde şerit çizgileri olan bu karolar ile düzlem döşenince, şeritlerden bir girih meydana geliyordu. Ongenli girihlerin yapımında, pergel ve çizgilik yerine girih karoları kullanılmasına ne zaman geçilmiş olduğu henüz kesin bilinmemektedir. Yaklaşık 1200 yılında inşa edilmiş yapılardaki girih desenlerinin girih karolarıyla yapılmış olması muhtemel sayılmaktadır.[5][6]

Topkapı Parşömeni'nden iki desen. Solda, üst üste çizilmiş büyük ölçekli (kırmızı) ve küçük ölçekli (siyah) iki desen özbenzeşlik göstermektedir. Sağda, kalın düz çizgiler girih desenini, noktalı çizgiler ise onu oluşturan girih karolarını göstermektedir.

1453'te İsfahan'da inşa edilen Darb-ı İmam türbesinin girih desenleri çok daha karmaşık bir yapıya sahipti. Bu türbenin desenleri aperiyodiktir, yani düzenli tekrarlanmayan bir yapıya sahiptir. Darb-ı İmam desenlerinin bir diğer özelliği farklı boyutlarda özbenzeş olmasıdır: türbeye uzaktan bakılınca görülen desenin bir benzeri, ona daha yakından bakıldığında, büyük desenin içinde yer alan detay desende yer almaktadır.

15. yüzyıldan kalma Topkapı Parşömeni'nde girih desenlerin yapılması için girih karolarının kullanılmakta olduğu belgelenmiştir; parşömendeki çizimde, girih şerit deseni ile, bu şekli yaratacak girih karoları üst üste çizilidir.

Kaynakça

  1. ^ "Gereh-Sazi (part 1)". web.archive.org. 8 Aralık 2015. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2024. 
  2. ^ "Islamic Art and the Argument from Academic Geometry". sonic.net. 4 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2024. 
  3. ^ "Gerek Sazi". 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2012. 
  4. ^ a b c d "Gereh Sazi". Erişim tarihi: 1 Ocak 2012. []
  5. ^ Peter J. Lu and Paul J. Steinhardt (2007). "Decagonal and Quasi-crystalline Tilings in Medieval Islamic Architecture" (PDF). Science. 315 (5815). ss. 1106-1110. Bibcode:2007Sci...315.1106L. doi:10.1126/science.1135491. PMID 17322056. 7 Ekim 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2011. 
  6. ^ "Ek şekiller" (PDF). 26 Mart 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2011. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kristal</span>

Kristal, billur ya da kesme cam, kimyadaki katı haldeki bir elementin veya bileşiğin, molekül, atom veya iyon yığınlarının (paketinin) kesin geometrik bir yapı göstermesidir.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik motoru</span> Elektrik enerjisini mekanik enerjiye çeviren aygıt.

Elektrik motoru, elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren aygıttır. Her elektrik motoru biri sabit (stator) ve diğeri kendi çevresinde dönen iki ana parçadan oluşur. Bu ana parçalar, sargılar gibi elektrik akımını ileten parçalar, manyetik akıyı ileten parçalar ve vidalar ve yataklar gibi konstrüksiyon parçaları olmak üzere tekrar kısımlara ayrılır.

Çini, bir yüzü sırlı, su geçirmez bir tabaka veya cam ile seramiğin ateşle birbirine kaynaştırılması sonucu ortaya çıkan levhadır.

<span class="mw-page-title-main">Türkmen halısı</span>

Türkmen halısı geleneksel olarak Orta Asya kökenli bir tür el yapımı yer kaplama tekstilidir. Orijinal Türkmen aşiret halıları ile bugün başta Pakistan ve İran olmak üzere ihracata yönelik çok sayıda üretilen kilimleri birbirinden ayırmakta fayda vardır. Orijinal Türkmen halıları, Türkmenistan'ın ana etnik grubu olan ve Afganistan ve İran'da da bulunan Türkmen aşiretleri tarafından üretilmiştir. Çadır halılarından, kapı süslerine, irili ufaklı çantalara kadar pek çok amaç için kullanılmaktadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Saray Mozaikleri Müzesi</span> müze

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nındaki Arasta çarşısında yer alan mozaik müzesidir. Müze binası, üzerine Sultanahmet Camii Çarşısı'nın yapıldığı Büyük Saray'ın, tabanı mozaiklerle kaplanmış olan peristil bölümünün kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Peristilin diğer bölümlerine ait mozaikler de bulundukları yerden müze binasına getirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Dantel</span>

Dantel, her türlü iplikle örülen veya bir kumaşın kenarına işlenen, türlü biçimde ince ve ağ görünümünde örgü çeşididir.

<span class="mw-page-title-main">Yurt (çadır)</span> Türk ve Moğol göçebe gruplarınca kullanılan deri, keçe ile kaplanmış taşınabilir, geleneksel yuvarlak çadır

Yurt ya da ger, Orta Asya'da Türk ve Moğol göçebelerinin ev olarak kullandığı çadırlara verilen ad. Orta Asya bozkırlarında birkaç değişik türde göçebe grup tarafından konut olarak kullanılan ve deri ya da keçe ile kaplanmış taşınabilir, yuvarlak bir çadırdır. Yapı, duvarlar için ahşap veya bambudan yapılmış açılı bir montaj veya kafes, bir kapı çerçevesi, kirişler ve muhtemelen buharla bükülmüş bir tekerlek içerir. Çatı yapısı genellikle kendi kendini destekler, ancak büyük yurtların, tacı destekleyen iç direkleri olabilir. Kendinden destekli yurtların duvarının üst kısmının, çatı nervürlerinin kuvvetine karşı koyan bir germe bandı aracılığıyla yayılması engellenir. Modern yurtlar, kalıcı olarak ahşap bir platform üzerine inşa edilebilir; buharla bükülmüş ahşap çerçeve veya metal çerçeve, kanvas veya branda, pleksiglas kubbe, tel halat veya radyan yalıtım gibi modern malzemeler kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Abdurrahman es-Sufî</span> Fars astronom

Abdurrahman es-Sufî, 10. yüzyılda yaşamış Farisi gökbilimci.

<span class="mw-page-title-main">Tesselasyon</span>

Matematikte bir döşeme, aralarında boşluk bırakmadan veya örtüşmeden bir düzlemi kaplayan düzlemsel şekiller kümesidir. Bu kavram daha yüksek boyutlar için de genellenebilir, bu genişletilmiş anlamı için döşeme yerine tesselasyon terimi kullanılır. Tesselasyon M. C. Escher'in eserlerinde sıkça görülebilir. Tesselasyona sanat tarihi boyunca, antik mimariden modern sanata kadar rastlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Girih karoları</span>

Girih karoları, İslam sanatında görülen girih desenlerini oluşturmak için kullanılan, beş tip karodur. Karoların üzerinde bulunan çizgiler, karolar belli biçimlerde döşendiğinde yıldızlar, çokgenler ve karmaşık biçimde birbirini kesen şerit desenleri meydana gelir. Bu desenlerin örnekleri binalarda, kitap kapaklarında ve halılarda görülen bir süslemedir.

<span class="mw-page-title-main">Pergel ve çizgilik çizimleri</span>

Pergel ve çizgilik çizimi, belli uzunlukta doğrular, belli büyüklükte açılar ve diğer geometrik şekilleri çizmek için sadece ideal bir çizgilik ve pergel kullanılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Topkapı Parşömeni</span>

Topkapı Parşömeni, Timur İmparatorluğundan kalma, Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunan, mimarî süsleme desenleri içeren parşömen bir tomardır.

Şeki Han Sarayı

Şeki Han Sarayı, Azerbaycan'ın Şeki şehrinde bulunan eski bir han sarayıdır. Şu anda müze olarak faaliyet göstermektedir. Yukarı Baş Devlet Tarihi-Mimari Koruma Alanı topraklarında bulunan saray, dünya çapında öneme sahip tarihi ve mimari bir anıttır. 18. yüzyılda inşa edilen saray binası, şehrin kuzeydoğu kesiminde, kale duvarlarıyla çevrili alanda yer almaktadır

<span class="mw-page-title-main">Kasımuşağı halıları</span>

Kasımuşağı halıları, Azerbaycan'ın halıcılık okullarından biri olan Karabağ halıcılık okulunun Cebrayıl grubuna ait hovlı halılardır. Karabağ tipi Cebrayıl grubuna ait "Kasımuşağı halıları" Zengezur bölgesinin Hacışamlı idari toprak biriminde bulunan bulunan Kasımuşağı obasının yanı sıra çevre köylerin de adıyla ilgilidir.

<span class="mw-page-title-main">Seccade</span>

Seccade, İslamiyet'te ibadete yardımcı olmak için kullanılan, üzerinde namaz kılmak üzere kumaş, halı, hayvan postu, hasır gibi malzemelerden yapılmış özel yer yaygısı.

<span class="mw-page-title-main">Zincirli Camii</span> Ankarada bulanan tarihi bir cami

Zincirli Camii veya diğer adıyla Kazasker Camii; Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan tarihi bir camidir.

Bu, "Antik Yunan matematikçilerinin zaman çizelgesi"dir..

<span class="mw-page-title-main">Ali Gapu</span> İsfahanda bir saray

Ali Gapu Sarayı, İran'ın İsfahan şehrinde bulunan Safeviler dönemine ait imparatorluk sarayıdır. Nakş-ı Cihan Meydanı'nın batı tarafında, Şeyh Lütfullah Camii'nin karşısında yer almaktadır. Bu saray kırk sekiz metre yüksekliğinde ve 6 katlıdır. Saray, Safevi Hanedanı'nın imparatorlarının resmi ikametgâhı olarak hizmet etmiştir. UNESCO, kültürel ve tarihi önemi nedeniyle hem saray hem de meydanı, Dünya Mirası Alanı olarak ilan etti. Saray kırk sekiz metre yüksekliğinde olup her birine zorlu bir döner merdivenle erişilebilen altı kata sahiptir. Altıncı katta, müzik salonu, duvarlarda sadece estetik değil aynı zamanda akustik değeri olan derin dairesel nişler bulunur. Ali Gapu, Safevi mimarisinin en iyi örneği ve İslam mirasının bir sembolü olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kilim motifleri</span>

Geleneksel kilimlerde her birinin birçok çeşidi olan pek çok motif kullanılmaktadır. Özellikle Anadolu'da köy kadınları, evlenmeden önce veya evlilik hayatları boyunca yaşamları için önemli olan temaları halılarına dokurlardı. Bazı motifler mutluluk ve çocuk gibi arzuları temsil ederken; diğerleri ise kurt ve akrep gibi tehditlerden veya nazardan korunmak için kullanılırdı. Bu motifler kilimlerde desen olarak dokunduğunda sıklıkla birleştirilirdi. 20. yüzyılda aşiret ve köy kültürünün kaybolmasıyla birlikte kilim desenlerinin anlamları da silinmeye yüz tutmuştur.

Doğadaki örüntüler, doğal dünyada bulunan görünür form düzenlilikleridir. Bu örüntüler farklı bağlamlarda tekrarlanır ve bazen matematiksel olarak modellenebilir. Doğal örüntüler; simetrileri, ağaçları, spiralleri, manderleri, dalgaları, köpükleri, mozaikleri, çatlakları ve şeritleri içerir. İlk Yunan filozofları, Platon, Pisagor ve Empedokles'in doğadaki düzeni anlamaya çalışmalarıyla birlikte bu desenler hakkında görüşleri ilk çalışmaları şekillendirdi.