İçeriğe atla

Giemsa boyası

Giemsa boyası ile boyanmış Trypanosoma parazitleri (Chagas hastalığı patojeni)
Giemsa boyası ile boyanmış dönme (delibaş) hastalığı kesiti

Giemsa boyası (/ˈɡmzə/), adını Alman kimyager ve bakteriyolog Gustav Giemsa'dan alan, sıtma ve diğer parazitlerin histopatolojik tanısında ve sitogenetikte kullanılan bir nükleik asit boyasıdır.[1]

Kullanımlar

DNA'nın fosfat gruplarına özgül olup kendisini yüksek miktarda adenin-timin bağının olduğu DNA bölgelerine bağlar. Giemsa boyası, kromozomları boyamak için yaygın olarak G bandı adı verilen Giemsa bantlamasında kullanılır ve genellikle bir karyogram (kromozom haritası) oluşturmak için kullanılır. Translokasyonlar ve yeniden düzenlemeler gibi kromozomal sapmaları belirleyebilir.

Islak preparat üzerinde yeşilimsi akıntı ve hareketli hücreler ile ortaya çıkan trofozoit Trichomonas vaginalis'i boyar.

Giemsa boyası aynı zamanda, Wright boyası ile Wright-Giemsa boyasını oluşturmak için birleştirilmesi durumunda olduğu gibi bir ayrıntılı boyama bileşenidir. Patojenik bakterilerin insan hücrelerine yapışmasını incelemek için kullanılabilir. İnsan ve bakteri hücrelerini sırasıyla mor ve pembeye ayrıntılı olarak boyar. Sıtmaya[2] neden olan Plasmodium türlerinin ve diğer bazı spiroket ve protozoa kan parazitlerinin histopatolojik tanısı için kullanılabilir. Ayrıca Drosophila melanogaster'de Wolbachia hücrelerini boyamada kullanılır.

Giemsa boyası, periferik kan yaymaları ve kemik iliği örnekleri için klasik bir kan filmi boyasıdır. Eritrositleri pembe boyar, trombositleri açık soluk pembe gösterir, lenfosit sitoplazmasını gök mavisi, monosit sitoplazmasını soluk mavi boyar ve lökosit nükleer kromatininin rengini macenta boyar. Ayrıca Yersinia pestis'teki klasik "çengelli iğne" şeklini görselleştirmek için de kullanılır.

Sitomegalovirüs enfeksiyonu ile ilişkili "baykuş gözü" görünümünde viral inklüzyon cisimcikleri.

Giemsa boyası, kromozomları görselleştirmek amacıyla da kullanılmaktadır. Bu durum, özellikle klasik bir bulgu olan "baykuş gözü"nün viral inklüzyon cisimciği olduğu Sitomegalovirüs enfeksiyonunun saptanmasında kullanışlıdır.[3]

Giemsa, Histoplasma mantarını, Chlamydia bakterisini boyar ve mast hücrelerini saptamak için kullanılabilir.[4]

Yapımı ve uygulaması

Giemsa çözeltisi; metilen mavisi, eozin ve Azur B'nin 17 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. bir karışımıdır. Boya genellikle ticari olarak temin edilebilen Giemsa tozundan hazırlanır.

Mikroskop lamı üzerindeki örneğin ince bir filmi; 30 saniye boyunca saf metanole daldırılarak veya lama birkaç damla metanol damlatılarak tespit edilir. Lam, yeni hazırlanmış %5'lik Giemsa boyası çözeltisine 20-30 dakika süreyle daldırılır (acil durumlarda %10'luk çözelti içinde 5-10 dakika bekletilebilir), ardından musluk suyu ile yıkanır ve kurumaya bırakılır.[5]

Ayrıca bakınız

  • Biyolojik boyamalar ve boyama protokolleri
  • Histoloji
  • Leishman boyası
  • Mikroskopi
  • Romanowsky boyası
  • Wright boyası

Kaynakça

  1. ^ Giemsa G (1904 Eine Vereinfachung und Vervollkommnung meiner Methylenblau-Eosin-Färbemethode zur Erzielung der Romanowsky-Nocht’schen Chromatinfärbung. Centralblatt für Bakteriologie I Abteilung 32, 307–313.
  2. ^ "Cytometry in malaria: moving beyond Giemsa". Cytometry Part A. 71 (9): 643-5. September 2007. doi:10.1002/cyto.a.20453. PMID 17712779. 
  3. ^ Woods (July 1996). "Detection of infection or infectious agents by use of cytologic and histologic stains". Clinical Microbiology Reviews. 9 (3): 382-404. doi:10.1128/cmr.9.3.382. ISSN 0893-8512. PMC 172900 $2. PMID 8809467. 
  4. ^ "Mast cells and atopic dermatitis. Stereological quantification of mast cells in atopic dermatitis and normal human skin". Arch. Dermatol. Res. 289 (5): 256-60. April 1997. doi:10.1007/s004030050189. PMID 9164634. 12 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ "4.2.2.2. Giemsa stain". impact-malaria.com. 29 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ekim 2013. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Biyoloji</span> canlıları inceleyen bilim dalı

Biyoloji ya da dirim bilimi, yaşamın bilimsel olarak incelenmesidir. Geniş bir kapsama sahip bir doğa bilimidir ancak onu tek ve tutarlı bir alan olarak birbirine bağlayan birkaç birleştirici teması vardır. Örneğin, tüm organizmalar, gelecek nesillere aktarılabilen genlerde kodlanmış kalıtsal bilgileri işleyen hücrelerden oluşur. Bir diğer ana tema ise yaşamın birliğini ve çeşitliliğini açıklayan evrimdir. Enerji işleme, organizmaların hareket etmesine, büyümesine ve çoğalmasına izin verdiği için yaşam için de önemlidir. Son olarak, tüm organizmalar kendi iç ortamlarını düzenleyebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Genetik</span> biyolojinin organizmalardaki kalıtım ve çeşitliliği inceleyen bir dalı

Genetik ya da kalıtım bilimi, biyolojinin organizmalardaki kalıtım ve genetik varyasyonu inceleyen bir dalıdır. Türkçeye Almancadan geçen genetik sözcüğü 1831 yılında Yunanca γενετικός - genetikos ("genitif") sözcüğünden türetildi. Bu sözcüğün kökeni ise γένεσις - genesis ("köken") sözcüğüne dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">DNA</span> Canlıların genetik bilgilerini barındıran molekül

Deoksiriboz nükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA'nın başlıca rolü bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Bazı DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır, diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.

<span class="mw-page-title-main">Anafilaksi</span> aniden başlayan ve ölüme neden olabilen alerjik reaksiyon

Anafilaksi aniden başlayan ve ölüme neden olabilen ciddi bir alerjik reaksiyondur. Anafilakside genel olarak kızarıklık, kaşıntı, boğaz şişmesi ve kan basıncının düşmesi gibi semptomlar söz konusudur. Yaygın nedenleri böcek ısırmaları, gıdalar ve ilaçlardır.

<span class="mw-page-title-main">Bakteri</span> mikroorganizma üst âlemi

Bakteri (İngilizce telaffuz: [bækˈtɪəriə] ( dinle); tekil isim: bacterium), tek hücreli mikroorganizma grubudur. Tipik olarak birkaç mikrometre uzunluğunda olan bakterilerin çeşitli şekilleri vardır, kimi küresel, kimi spiral şekilli, kimi çubuksu, kimi virgül şeklinde olabilir. Yeryüzündeki her ortamda bakteriler mevcuttur. Toprakta, deniz suyunda, okyanusun derinliklerinde, yer kabuğunda, deride, hayvanların bağırsaklarında, asitli sıcak su kaynaklarında, radyoaktif atıklarda büyüyebilen tipleri vardır. Tipik olarak bir gram toprakta bulunan bakteri hücrelerinin sayısı 40 milyon, bir mililitre tatlı suda ise bir milyondur; toplu olarak dünyada beş nonilyon (5×1030) bakteri bulunmaktadır, bunlar dünyadaki biyokütlenin çoğunu oluşturur. Bakteriler gıdaların geri dönüşümü için hayati bir öneme sahiptirler ve gıda döngülerindeki çoğu önemli adım, atmosferden azot fiksasyonu gibi, bakterilere bağlıdır. Ancak bu bakterilerin çoğu henüz tanımlanmamıştır ve bakteri şubelerinin sadece yaklaşık yarısı laboratuvarda kültürlenebilen türlere sahiptir. Bakterilerin araştırıldığı bilim bakteriyolojidir, bu, mikrobiyolojinin bir dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Eozinofil polimorflar</span>

Eozinofiller, bazende asidofiller denilen çeşitli beyaz kan hücreleridir ve omurgalılarda çok hücreli parazitler ve belirli enfeksiyonlarla mücadeleden sorumlu bağışıklık sistemi'nin bileşenlerinden biridir. Mast hücreleri ve bazofiller ile birlikte alerji ve astım ile ilişkili mekanizmaları da kontrol ederler. Kana geçmeden önce kemik iliği'nde hematopoez sırasında gelişen granülositlerdir bundan sonra son olarak farklılaşır ve çoğalmazlar. Akyuvarların yaklaşık %2-%3'ünü oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Bağışıklık sistemi</span> canlılarda hastalıklara karşı koruma sağlayan biyolojik savunma sistemi bütünü

Bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, virüslerden parazitik solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından ayırt eder. Bağışıklık sistemi, çok benzer özellikteki maddeleri bile birbirinden ayırabilir, örneğin; bir amino asidi farklı olan proteinleri bile birbirinden ayırabilecek özelliğe sahiptir. Bu ayrım, patojenlerin konak canlıdaki savunma sistemine rağmen enfeksiyon yapmaları için yeni yollar bulmalarına, bazı uyumlar sağlamalarına neden olacak kadar karmaşıktır. Bu mücadelede hayatta kalmak için patojenleri tanıyan ve onları etkisizleştiren bazı mekanizmalar gelişmiştir. Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. Hatta bakteriler gibi basit tek hücreli canlılarda da onları viral enfeksiyonlara karşı koruyan enzim sistemleri bulunur. Yüksek canlılardaysa çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi vardır. Omurgalılarda bağışıklık sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Eozin</span>

Eozin katrandan elde edilen turuncu-pembe renkli bir boyadır.

<span class="mw-page-title-main">Histopatoloji</span> Hastalığı incelemek ve teşhis etmek için dokunun mikroskobik incelenmesi

Histopatoloji ya da patolojik histoloji, hastalıklı dokunun histolojik incelenmesinde uzmanlaşan patoloji dalıdır. Anatomik patoloji açısından önemli bir araç olan histopatoloji, aynı zamanda kanser ve diğer hastalıkların doğru ve kesin teşhisi için kullanılır ve bu açıdan çok önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Alerji</span> Çoğu insanın iyi tolere ettiği bir maddeye karşı bağışıklık sistemi tepkisi

Alerjik hastalıklar, bağışıklık sisteminin çevrede genellikle zararsız olan maddelere karşı geliştirdiği aşırı duyarlılık sonucu ortaya çıkan çeşitli patolojik durumlar olarak tanımlanır. Bu hastalıklar arasında alerjik rinit, gıda alerjileri, atopik dermatit, alerjik astım ve anafilaksi gibi durumlar yer almaktadır. Klinik belirtiler arasında konjonktivit, kaşıntılı bir döküntü, hapşırma, öksürük, burun akıntısı, nefes darlığı ve anjiyoödem (şişlik) gibi bulgular bulunabilir. Gıda intoleransı ve gıda zehirlenmesi gibi patolojik durumların farklı klinik varlıklar olduğunu unutmamak gerekir.

<span class="mw-page-title-main">Kongo kırmızısı</span>

Kongo kırmızısı, benzidindiazo-bis-1-naftilamin-4-sülfonik asit denilen asidin sodyum tuzudur. İkincil diazo boyasıdır. Kongo kırmızısı suda çözünebilir ancak etanol gibi organik çözücülerde daha iyi çözünür.

Hematoksilen - Eozin Boyama, rutin incelemelerde ve patoloji laboratuvarlarında vazgeçilmez bir histolojik boyama tekniğidir. Temel prensibi, mavi-mor renk veren hematoksilen ile, pembemsi kırmızı renk veren eozin'in hücreleri boyamasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ziehl-Neelsen boyası</span>

Ziehl-Neelsen boyası, Ehrlich-Ziehl-Neelsen boyası veya asit-fast boyama bakteriyolojik tanılama için kullanılan bir boyama yöntemidir. İki Alman doktor: bakteriyolog Franz Ziehl (1859-1926) ve patolog Friedrich Neelsen (1854-1898) tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Özellikle Mycobacteria türleri gibi asite dirençli mikroorganizmaları tanımlamak için kullanılan özel bir bakteriyolojik boyadır. Tüberküloz hastalığından sorumlu olduğu için en önemli kullanım alanı Mycobacterium tuberculosis'dir. İnsanlarda hastalığa neden olan diğer önemli Mycobacterium türleri, Mycobacterium leprae, Mycobacterium kansasii, Mycobacterium marinum, Mycobacterium avium kompleksin üyeleri içinde kullanılır. Aynı zamanda Nocardia gibi bazı diğer bakterilerin boyanmasında da kullanılabilirler. Mycobacterium tuberculosis gibi asit dirençli organizmalar hücre duvarları içinde mikolik asitler denilen lipid maddelerden büyük miktarda içerirler. Bu asitler Gram boyama gibi sıradan yöntemler ile boyanmaya dirençlidirler.. Ziehl-Neelsen boyamada kullanılan reaktifler karbol fuksin, asit alkol ve metilen mavisidir. Aside rezistant basil (ARB), boyama sonrası parlak kırmızı görünür.

Tümör belirteci ya da Tümör markeri, kanserin varlığını veya kanser davranışını(ilerleme veya tedaviye yanıt gibi) belirlemek için kullanılabilen biyobelirteçlere verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Gustav Giemsa</span> Alman kimyager ve bakteriyolog

Gustav Giemsa, Medar-Blechhammer yerlisi Alman kimyager ve bakteriyolog. Genellikle "Giemsa Boyası" olarak bilinen bir boya çözeltisi oluşturması ile tanınır. Bu boya sıtma ve Plasmodium, Trypanosoma ve Chlamydia gibi parazitlerin histopatolojik tanısı için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Prusya mavisi</span> Sentetik pigment

Prusya mavisi (aynı zamanda Berlin mavisi veya yağlı boya tablolarda Parizyen veya Paris mavisi olarak bilinir), demir içeren ferrosiyanür tuzlarının oksidasyonu ile üretilen koyu mavi pigmenttir. FeIII4III4[FeII(CN)6]3 kimyasal formülüne sahiptir. Turnbull mavisi kimyasal olarak aynıdır ancak farklı reaktiflerden yapılmıştır ve çeşitli safsızlıklar nedeniyle rengi biraz farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Wright boyası</span>

Wright boyası, kan hücresi tiplerinin ayırt edilebilmesini kolaylaştıran hematolojik bir boyadır. Aslında eozin (kırmızı) ve metilen mavisi boyaların bir karışımıdır. Öncelikle ışık mikroskobu altında incelenecek periferik kan yaymalarını, idrar örneklerini ve kemik iliği aspiratlarını boyamak için kullanılır. Sitogenetikte, sendromların ve hastalıkların teşhisini kolaylaştırmak için kromozomların boyanmasında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Sitogenetik</span> Genetik Dalı

Sitogenetik genetiğin bir dalıdır. Sitogenetik aynı zamanda sitolojinin bir parçasıdır. Kromozomların hücre davranışıyla; özellikle mitoz bölünme ve mayoz bölünme sırasındaki davranışlarıyla nasıl bir ilişkili içinde olduğunu inceler. Kullanılan teknikler arasında karyotipleme, G-bantlı kromozomların analizi bulunmaktadır. Floresan in situ hibridizasyon (FISH) ve komparatif genomik hibridizasyon (KGH) gibi teknikler moleküler sitogenetik başlığı altında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sitopatoloji</span> hastalıkları hücresel düzeyde inceleyen ve teşhis eden patoloji dalı

Sitopatoloji, hastalıkları hücresel düzeyde inceleyen ve teşhis eden bir patoloji dalıdır. Bu disiplin 1928 yılında George Nicolas Papanicolaou tarafından kurulmuştur. Sitopatoloji, tüm dokuları inceleyen histopatolojinin aksine, genellikle serbest hücre veya doku parçaları örnekleri üzerinde kullanılır. Sitopatoloji sıklıkla, daha az kesin olarak, "hücrelerin incelenmes" anlamına gelen "sitoloji" olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Asit füksin</span>

Asit füksin veya Acid Violet 19, moleküler formül C20H17N3Na2O9S3 olan ve histolojide yaygın olarak kullanılan asidik magenta boyasıdır. Füksin(en) molekülünün sodyum sülfonatlı türevidir. Masson Trikrom Boyasında kullanılan boyalardan biridir. Bu boya genellikle hücre ve çekirdeklerini boyayarak kasları kollajenlerden ayırt etmek için kullanılır. Kaslar bu boya ile kırmızı renk alır. Karşı Boyaları(en) olan Metil Mavisi ve Light green SF birlikte kullanılabilir ki bunlar kollajenleri yeşil veya maviye boyar. Bakterilerin tanımlanmasında da kullanılabilir.