İçeriğe atla

Gerçek mü'min sendromu

Gerçek mü'min sendromu 1976 yılında M. Lamar Keene tarafından, kitabı The Psychic Mafiada kullandığı bir terimdir. Keene bu terimi, metafizik ya da paranormal bir olaya, sahte olduğu ispatlandıktan sonra dahi inanan kişiler için kullanmıştır.[1][2] Keene bunu bir bilişsel bozukluk,[3][4] olarak ele almış ve pek çok medyumun başarısının ardındaki anahtar faktör olarak nitelemiştir.[2]

"Gerçek Mü'min" terimi daha önce Eric Hoffer tarafından 1951 yılında yayımlanmış The True Believer isimli, fanatik grupların psikolojik köklerini anlatan kitabında da kullanılmıştır.

Örnekler

Raoul

The Psychic Mafia, isimli kitabında Keene bir medyum olan ortağı "Raoul"dan bahseder. Topluluklarındaki bazı insanların, Raoul kendisi sahte bir medyum olduğunu açıkladıktan sonra bile ona inanmaya devam ettiğini iletir. Keene "İnsanları bir yalana inandırmanın ne kadar kolay olduğunu biliyordum, ama aynı insanların yalanı gerçeğe bu denli tercih edeceklerini beklemiyordum. Hiçbir mantıksal sebep bilinçli bir şekilde bir yalan üzerine kurulu bir imanı yıkamaz." der.[1][5]

Carlos

Bu sendromun bir örneği 1988 yılında when James Randi'nin düzenlediği bir etkinlikte de bulunabilir. Avustralyalı bir haber programının isteği üzerine yapılan bu etkinlikte, sahne sanatçısı José Alvarez, "Carlos" isimli iki bin yaşında bir ruhun medyumluğunu yaptığını iddia eder. Daha sonra Randi ve Alvarez'in bunun kurgu olduğunu söylemelerine rağmen pek çok insan "Carlos"un gerçek olduğuna inanmaya devam eder.[4] Randi bu hatırasını ilettikten sonra: "ne kadar deliliniz olursa olsun, bu deliller ne kadar iyi olursa olsun, asla gerçek bir inananı aksine ikna edemez." der.[6]

Keech

When Prophecy Fails,adlı kitabında Festinger ve ekibi Marian Keech önderliğindeki bir tarikatı inceler. Bu tarikat dünyanın 21 Aralık 1954 yılında yok olacağına ve tarikata gerçekten bağlı olanların uzaylılar tarafından gemilerle Clarion isimli bir -kurgu- gezegene götürülerek kurtarılacağına inanmaktadır. Bu tarihte hiçbir şey olmadığında, grup Tanrıya olan kuvvetli inançlarının bütün dünyayı kurtardığına inanmaya ve daha büyük bir şevk ile inançlarına insanları davet etmeye başlarlar. Bu diğer birkaç olayla beraber Festinger'ı bilişsel uyumsuzluk teorisini oluşturmaya itmiştir.[7]

Psikoloji

Skeptical Inquirer tarafından yayınlanan bir makalede psikolog Matthew J. Sharps ve meslektaşları Gerçek Mü'minlerin psikolojisini ve inandıkları kıyametin gerçekleşmeyişinin ardından davranışlarını analiz ederler. 2012 Maya kıyamet senaryosu ve başka benzer vakaları kullanarak Sharps bu insanların inanışlarının, çelişen gerçekliğe rağmen aynı kalması hatta artmasını dört psikolojik faktörle açıklar.[8]

  • Hafif dissosiyatif yatkınlık: Ruhsal hastalık seviyesinde olmasa da, hafif dissosiyatif yatkınlıkları olan insanlar, net gerçeklikten kopma yaşamaya ve oldukça düşük olasılık şeylere yüksek kıymet vermeye meyilli olmaktadır. Bu tür hafif dissosiyatif bozukluklar genellikle beraberinde paranormal düşünceyi de getirir.[8]
  • Bilişsel uyumsuzluk: Kişi bir inanca ne kadar yatırım yaparsa, o inanca daha çok değer atfeder ve sonuç olarak bu inançla çelişen doğru veri, kanıt ve hatta gerçekliğe karşı direnç gösterir. Keech örneğindeki bazı Gerçek Mü'minler uzay gemisini beklemek için eşlerinden, işlerinden feragat etmiş, mallarını elden çıkarmışlardı. Kıyamet gelmeyince bilişsel çelişkileri inançlarını kuvvetlendirerek, yaptıkları büyük yatırım kaybına ve önlerindeki rahatsız edici gerçekliğe bir savunma sağladı.[7][8]
  • Bütünleşik/Gestalt işlem: İnsanların bilgi işleme sürecinde, bütünleşik işlem yapan insanlar, bir kavramı detaylı analiz yapmadan değerlendirir ve fikri bir bütün olarak ve fazla eleştirel yaklaşmadan kabul eder. Sharps dissosiyatif yatkınlık ve bütünleşik işlem arasında bir ilişki olduğunu öne sürmektedir. Paranormal aktivitelere inanmaya yatkın insanlar, hakkında pek fazla kimsenin bir bilgisinin olmadığı Maya kehanetlerinin doğru olmasına daha fazla ihtimal vermektedir.[8]
  • Zihinsel kestirme: Bulunabilirlik kısayolunun (availability heuristic) sağladığı kolaylıkla, insanlar yakın zamanlarda olan ya da son zamanlarda karşılarına daha fazla çıkmış örneklerden beslenen şeylere inanmaya daha yatkındır.[9] Beklenen zamandan önce özellikle basında Maya kehanetleri ile alakalı çok sayıda makale vardı. Doğaüstüne yönelik dissosiyatif yatkınlığı olan ve bütünleşik işlem yapan insanlar başta olmak üzere, insanların yargı mekanizmaları en son haberlere daha fazla ehemmiyet vermeye yatkınlık gösterir.[8]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Notlar

  1. ^ a b Lamar, Keene, M. (1976). The Psychic Mafia. St. Martin's Press; New York
  2. ^ a b Lamar and Sgragett, p.151
  3. ^ Davis, W. Sumer. Just Smoke and Mirrors: Religion, Fear and Superstition in Our Modern World. ss. 11-12. ISBN 0-595-26523-5. 
  4. ^ a b "true believer syndrome". Skeptic's Dictionary. 22 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2007. 
  5. ^ Lamar and Spraggett, pp.141–151
  6. ^ ABC News (1998-10-06) "The Power of Belief: How Our Beliefs Can Impact Our Minds", ABC News (2007-06-04)
  7. ^ a b Festinger, Leon (1956). When Prophecy Fails: A Social and Psychological Study of a Modern Group that Predicted the Destruction of the World. University of Minnesota Press. ISBN 1-59147-727-1. 
  8. ^ a b c d e Sharps, Matthew; Liao, Schuyler; Herrera, Megan (2014). "Remembrance of Apocalypse Past". Skeptical Inquirer. 38 (6). CSI. ss. 54-58. 
  9. ^ Tversky, Amos; Kahneman, Daniel (1973). "Availability: A heuristic for judging frequency and probability". Cognitive Psychology. 5 (2). ss. 207-232. doi:10.1016/0010-0285(73)90033-9. ISSN 0010-0285. 

Ek okuma

  • Keene, M. Lamar and Spraggett, Allen (1997) The Psychic Mafia, Prometheus Books, ISBN 1-57392-161-0
  • Hall, Harriet A., (2006). "Teaching Pigs to Sing: An Experiment in Bringing Critical Thinking to the Masses", Skeptical Inquirer, Vol 30, #3, May/June 2006, pp. 36–39
  • Lalich, Janja. Bounded Choice: True Believers and Charismatic Cults. University of California Press, 2004. ISBN 0-520-23194-5
  • Raymo, Chet. Skeptics and True Believers: The Exhilarating Connection Between Science and Religion. Walker Publishing, 1998. ISBN 0-8027-1338-6
  • Singer, Barry and Benassi, Victor A., (1980). "Fooling Some of the People All of the Time", Skeptical Inquirer, Vol 5, #2, Winter 1980/81, pp. 17–24

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bilişsel bilim</span> zihin ve süreçleri hakkında disiplinlerarası bilimsel çalışma

Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır. Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dil bilimi, sinir bilimi, yapay zekâ, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir.

<span class="mw-page-title-main">Epistemoloji</span> bilginin doğası, kapsamı ve kaynağı ile ilgilenen felsefe dalı

Epistemoloji ya da bilgi felsefesi, bilgiyle ilgilenen bir felsefe dalıdır. Epistemologlar, bilginin doğası, kaynağı ve kapsamı, epistemolojik gerekçelendirme, inancın rasyonelliğini ve diğer çeşitli konuları incelemektedir. Epistemoloji, felsefenin etik, mantık ve metafizikle birlikte dört ana dalından biri olarak kabul edilir.

Sosyal biliş sosyal etkileşimde rol oynayan bilgiyi işleme, kodlama, depolama ve hatırlama gibi bilişsel süreçlerdir. İnsanların kendilerini kuşatan fiziksel, sosyal çevrelerini ve çevreleriyle olan ilişkilerini, diğer insanlar ve kendileri hakkında nasıl izlenim oluşturduklarını, nasıl hissettiklerini ve düşündüklerini ve bu türden bir düşünce biçiminin yargıları ve davranışları nasıl etkilediğini incelemektedir. Toplumsal bağlamdan etkilenen ve toplumsal bağlamı etkileyen bilişsel süreç ve yapıları incelemektedir Ancak sosyal biliş terimi diğer psikoloji ve bilişsel sinirbilim alanlarında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu alanlarda sosyal biliş terimi çoğunlukla otizm ve diğer bozukluklar nedeniyle kesintiye uğrayan çeşitli sosyal becerilere karşılık gelmektedir. Bilişsel sinirbilim alanında ise sosyal bilişin biyolojik temelleri araştırılmaktadır. Benzer şekilde Gelişim psikolojisi alanında da sosyal biliş becerileri gelişimsel perspektifle incelenmektedir.

Gerçeklik veya hakikat, günlük kullanımdaki anlamıyla, "var olan her şey" demektir. Bilimde, dinde ve felsefede farklı anlamları vardır. Düşünceden bağımsız olarak zamanda ve mekanda yer kaplayan her şey gerçektir. Herhangi bir şeyin gerçekliği insan zihnine bağlı olmaksızın var olmasıdır.

İdeoloji, özellikle tamamen epistemik olmayan nedenlerle bir kişi veya grup tarafından benimsenen inanç veya felsefeler kümesidir. bu durumda "pratik unsurların teorik unsurlar kadar önemli olduğu" anlamına gelir. Daha önceden genellikle ekonomik, siyasi veya dini teorilere ve politikalara uygulanan terim, Karl Marx ve Friedrich Engels'e kadar uzanan bir geleneğe sahipti. Ancak daha yakın zamanlarda yapılan kullanımlarda terim genellikle ek olarak kullanılmaktadır.

Psikoz, düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimidir. Psikotik epizod geçiren hastalar halüsinasyonlar görüp, delüzyonel inançlar taşıyabilir, kişilik değişiklikleri ve düşünce bozukluğu gösterebilir. Bir psikotik epizod gerçek ile bağlatının kopması veya zarar görmesi ile karakterizedir denilebilir. Gençlerde daha sık görülen psikoz ağır bir zihinsel hastalığın belirtisi olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Gilbert Ryle</span>

Gilbert Ryle (1900-1976), çağdaş İngiliz filozofudur. Dil felsefesi geleneği içinde yer alır. Ludwig Wittgenstein'ın felsefi sorunlara yaklaşımını paylaşan İngiliz sıradan dil filozofları kuşağının bir temsilcisiydi. Aristoteles'ten etkilenip, Edmund Husserl ve Meinong'la da ilgilenen Ryle'ın en önemli iki kitabı Zihin Kavramı ve İkilemler'dir.

<span class="mw-page-title-main">Parapsikoloji</span> Paranormal ve psişik olayların incelenmesi

Parapsikoloji; duyular-dışı algılama, psikokinezi, ölümden sonra yaşam gibi konulara ilişkin paranormal olayların; deneysel yöntem yoluyla, çok disiplinli etüdü. Parapsikologlar tarafından, telepati, durugörü gibi paranormal yetenekleri, psikokinezi fenomenini ve diğer çeşitli psişik fenomenleri konu alan bir araştırma alanı olarak görülür. Ortodoks psikoloji bilimi tarafından, kapsam dışı ya da açıklanamaz kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Slavoj Žižek</span> Slovenyalı filozof

Slavoj Žižek Sloven Marksist sosyolog, filozof ve kültür eleştirmeni.

<span class="mw-page-title-main">Kirlian fotoğrafçılığı</span>

Kirlian fotoğrafçılığı, yüksek voltajlı, yüksek frekanslı, düşük amperli elektrik alanına dayalı aygıtlarla nesnelerden yayılan birtakım ışınımları fotoğrafik olarak saptamayı amaçlayan elektrografik fotoğrafçılık tekniğine verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Kaşık bükme</span>

Kaşık bükme, paranormal yollarla veya fiziksel güç kullanmaksızın nesnelerde deformasyon oluşturulabileceğini iddia eden inanca verilen genel addır.

Psikolojide karar verme, bir fikrin veya hareketin mümkün diğer seçenek arasından seçilmesiyle sonuçlanan zihinsel (cognitive) bir işlem olarak dikkate alınır. Her karar verme işlemi bir hareketle sonuçlansın veya sonuçlanmasın, mutlaka nihai bir seçim ortaya koyar. Tanımlamak gerekirse, karar verme, karar verenin tercih ve değerlerine göre alternatifleri belirlemesi ve onlar arasından seçim yapmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Brian Josephson</span>

Brian David Josephson, Galli teorik fizikçi ve Cambridge Üniversitesi’nden emekli olmuş fizik profesörüdür. En iyi bilindiği çalışmaları süper iletkenlik ve kuantum tünellemedir. 1962 yılında 22 yaşında doktorasını yaparken Cambridge’te yaptığı Josephson etkisi öngörüsü için 1973 yılında Nobel Fizik Ödülü aldı. Josephson Gallerli olup da Nobel Fizik Ödülü alan tek kişidir. Ödülü fizikçiler Leo Esaki ve Ivar Giaever ile paylaştı.

<span class="mw-page-title-main">Ed ve Lorraine Warren</span> Amerikalı paranormal araştırmacılar

Edward "Ed" Warren Miney ve Lorraine Rita Warren Amerikalı hayalet avcıları ve yazarlar. Edward, Amerika Birleşik Devletleri Deniz Kuvvetleri'nde polis memuru iken kendini demonolojist, yazar ve öğretim görevlisi olarak eğitmiştir. Eşi Lorraine ise kocası ile birlikte çalışmakta, durugörü ve medyum olarak bilinmektedir.

Gestalt psikolojisi veya gestaltizm, bilişsel süreçler içerisinde özellikle algı ve algısal örgütlenme konularında yoğunlaşmış psikoloji teorisidir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında Almanya'da ortaya çıkmıştır. Gestalt psikolojisi kaotik görünen bir dünyada anlamlı bir algıya sahip olmamızın temelde hangi kanunlara dayandığını anlamaya çalışır. Gestalt psikolojisinin ana prensibi zihnin kendi kendisini algıladığı şeylerde bir bütün görmeye organize etmesidir.

Bilişsel dilbilim, dili anlama, dil üretimi ve dil ediniminin bilişsel yönleriyle ilgilenen bir bilişsel bilim dalıdır. Bilişsel dilbilimin ana araştırma alanları arasında doğal dillerde kategorizasyon, sözdizimi ve anlambilim arasındaki arayüz, dilin deneyim ve algıdaki temeli ve dil ile düşünce arasındaki ilişki yer almaktadır. Dilin bilişle nasıl etkileşime girdiğini, dilin düşünceleri nasıl oluşturduğunu ve dilin zaman içindeki ortak zihniyetteki değişime paralel olarak evrimini açıklar.

Psikolojide konfabulasyon, kişinin kendisi ya da dünya hakkında uydurma, çarpık veya yanlış yorumlanmış anılar üretmesi olarak tanımlanan bir bellek hatasıdır. Konfabulasyon sergileyen insanlar, “ince değişikliklerden tuhaf uydurmalara” kadar, geniş bir ölçekte çeşitlenen yanlış anılar sunarlar ve çelişkili olduklarına ilişkin kanıtlara rağmen genellikle hatırladıkları anılardan çok emindirler.

<span class="mw-page-title-main">Elizabeth Loftus</span> Amerikalı psikolog

Elizabeth F. Loftus Amerikalı bilişsel psikolog ve insan belleği konusunda uzmandır. İnsan belleğinin şekillendirilebilirliği üzerine araştırmalar yapmıştır. Loftus en çok yanlış bilgi etkisi, görgü tanığı belleği ve çocukluktaki cinsel istismarın geri kazanılan anıları da dahil olmak üzere sahte anıların yaratılması ve doğası konusundaki çalışmaları ile bilinmektedir. Loftus, laboratuvar içindeki çalışmalarının yanı sıra araştırmasını yasal ortamlara uygulamakla da ilgilenmiştir; yüzlerce dava için danışma ya da bilirkişi tanıklığı sağlamıştır. 2002 yılında, Loftus Genel Psikoloji İncelemesi'nde 20. yüzyılın en etkili 100 psikolojik araştırmacıları listesinde 58. sırada yer alarak listede en üst sırada yer alan kadın araştırmacı olmuştur.

Din karşıtlığı (Antireligion), her türlü dine karşı çıkmaktır. Örgütlenmiş dine, dinî ayinlere ve dinî kurumlara karşı çıkmayı içerir. Din karşıtlığı terimi, örgütlenmiş olsun ya da olmasın belirli doğaüstü ibadet veya uygulama biçimlerinin karşıtlığı olarak da kullanılmıştır.

Yanıltıcı doğruluk etkisi, yanlış bilgilere tekrarlı olarak maruz kaldıktan sonra bilgilerin doğru olduğuna inanma eğilimidir.