
Âlem, taksonomide organizmaların bilimsel sınıflandırmasında kullanılan en üst sınıflandırma taksonudur.

Hayvan, canlılar dünyasının ökaryotlar (Eukaryota) üst âlemindeki hayvanlar (Animalia) âleminde sınıflanan canlıların ortak adıdır. Arapça "canlı varlık" anlamındaki ḥayevān sözcüğünden Türkçeye geçmiş olan "hayvan" sözcüğü, günlük kullanımda esasen insan dışı, nefes alan ve hareket eden canlıları ifade etmek için kullanılsa da, biyolojik bağlamda insanı da içerir. Anadolu ağızlarında hayvan anlamında bav, bobos, böçü, çer, çokgal, dölük, evcimen, evlük, karaböcü, karaltı, medek, tereke, töm gibi sözcükler kullanılmaktadır. Hayvan sözcüğünün eş anlamlısı döngül sözcüğüdür. Hayvanlar âleminin bilimsel ve Latince adı olan "Animalia" terimi ise yine Latince olan ve "yaşayan" ya da "ruh" anlamına gelen animadan türetilmiş animal sözcüğünün çoğuludur. Hayvanlar âlemini tanımlayan bir başka Yunanca bilimsel terim de metazoa'dır (μετάζωα).

Carl Linnaeus, İsveçli biyolog, hekim ve fizikçidir.

Canlı ya da organizma, biyoloji ve ekolojide fonksiyonlarını yaşama mümkün olduğunca uyum sağlayarak sürdürebilen basit yapı moleküllerinin veya karmaşık organ sistemlerinin bir araya gelmesiyle oluşan varlıklar için kullanılan bir kavramdır.

Süngerler [Porifera; Latince, porus (delik) ve ferre (taşımak)], omurgasız hayvanlar şubesi. Eumetazoa'nın kardeş grubudur. Su diplerinde kayalara, hayvan kabuklarına veya zemine yapışarak yaşar. Süngerler suyu içine alıp filtre eder, böylece suyu temizler ve filtreledikleri suda bulunan mikroorganizmalar ile beslenir. Gelişmiş sistemleri yoktur. Dolaşım sisteminin görevini vücut içinde bulunan delikler arasından geçen su akıntıları ile gerçekleşir. Sindirim vücut arasından dolaşan küçük parçacıkları her hücrenin kendi yakalaması ile olur. Boşaltımda bu aradan geçen akıntıda her hücrenin çevreye salgıladığı atıklar vasıtasıyla olur. Kısacası tek başına hayatta kalabilecek ökaryot hücrelerin belli bir simetriyle yığın oluşturması olarak özetlenebilir. Yani kısaca özelleşmiş bir organ sistemi yoktur ama her hücresinde sistemlerin işlevini basit bir şekilde yapacak durumdadır.

Protistler, ayrışık (heterojen) bir canlı grubudur ve hayvan, bitki ya da mantar olarak değerlendirilemeyen ökaryot canlılardan oluşur. Protistler bilimsel sınıflandırma açısından âlem olarak değerlendirilse de tek soylu (monophyletic) değil, kısmi soylu (paraphyletic) bir gruptur. Protistler içinde değerlendirilen canlıların da görece basit yapılı ya da ileri düzeyde özelleşmiş dokuları olmayan olmak dışında ortak özellikleri pek yoktur.

Protozoa ya da tek hücreliler, genellikle mikroskobik, bir hücreli ve ökaryotik canlıları içeren bir Protista alt âlemidir.

Agnotozoa, biyolojik sınıflandırmada basit hayvanları kapsayan bir taksondur.

Omurgasızlar, omurgası olmayan hayvanlara verilen genel bir addır. Omurgasız olarak adlandırılan canlıların yapılarında hiçbir iç iskelet bulunmaz. Bazı omurgasız hayvanların vücudunu destekleyen bir dış iskelet bulunur.
Küme örneklemesi, istatistik bilimi içinde örneklem kullanılarak betimsel veya çıkarımsal sonuç istenirse, olasılıksal örnekleme kurallarına uyan bir örneklem veri toplama yöntemidir. Genel olarak bu yöntemin uygulanması anakütle içinde veri elamanları "kümeler" halinde ise uygundur. Bir küme içindeki elemanlar belirli karakter özelliklerine göre birbirine "yakınlık" göstermekte ve diğer anakütle içindeki kümelerden daha "uzak" olmaktadır. "Yakınlık" veya "uzaklık" genel olarak veri toplama para veya zaman maliyetine göre tanımlanır.

Patrick Yıldız, SüngerBob Kareşort dizisindeki kurgusal bir karakterdir. Patrick bir denizyıldızıdır. Doğum tarihi 26 Şubat 1986'dır. Saf ama iyi kalpli bir karakterdir. Sünger Bob onun en iyi arkadaşıdır. İş yapmaz, tek yaptığı şey televizyon izlemektir. Bir kayanın altında yaşamaktadır. Evinin içindeki her şey kumdandır. Kayayı kendisi inşa etmiştir. Sünger Bob gibidir. Ama iş yapmayı sevmez. Sevdiği tek iş hiçbir şey yapmamaktır. Hatta bir bölümde hiçbir şey yapmama ödülü kazanmıştır. Ama çok güçlüdür. Eğlenmeyi sever. Her şeye inanır. Süngerbob gibi Yengeç Restuarant'ta çalışmaz. Bir bölümde SüngerBob'un taklidini yaparak Yengeç Restorant'da çalışmıştır. Ama sonra kovulmuştur. Sünger Bob ve Patrick en çok deniz anası kovalamayı severler. Fakat yakaladıkları deniz analarını geri bırakırlar. Patrick zaman zaman Süngerbob gibi saçmalar; örneğin bir bölümde Gary Squidward'i ısırınca hemen Deli Salyangoz Hastalığı'na yakalandığını söyler ve belirtileri anlatır. Gerçekte ise böyle bir şey yoktur. Ancak bütün kasabaya kulaktan kulağa yayılır ve herkes inanır. Patrick bir denizyıldızına benzemekte ve çizgi filmde bütün karakterler deniz altında yaşayan canlılardan esinlenerek yapılmıştır. Süngerbob ise bir deniz süngerinden esinlenerek yapılmıştır.

Kümeler teorisi, matematiğin, matematiksel nesneler olan kümeleri inceleyen dalıdır. Neredeyse bütün matematik kümeler kuramının kendi dilinde ifade edilebilir. Alman matematikçi Georg Cantor tarafından 1874 ile 1895 yılları arasında geliştirilen ve daha sonrasında, Ernst Zermelo, Kurt Gödel gibi 20. yüzyılın oldukça tanınmış matematikçileri tarafından aksiyomatikleştirilen teoridir.

Systema Naturae'nin 10. baskısı, Carl Linnaeus tarafından yazılan ve 1758 ila 1759 yıllarında yayımlanan, zoolojik sınıflandırmanın başlangıç noktası olarak kabul edilen bir kitaptır. Bu kitapta Linnaeus hayvanlar için ikili adlandırma yöntemini sunmaktadır. Linnaeus bitkiler için sınıflandırma yöntemini 1753 yılında yayımladığı Species Plantarum adlı eserinde yapmıştır.

Germ tabakaları, embriyonik gelişim sırasında oluşan birincil hücre katmanlarıdır. Omurgalılardaki üç germ tabakası özellikle belirgindir; bununla birlikte, tüm eumetazoanlar iki veya üç primer germ tabakasından oluşmaktadır. Knidliler gibi bazı hayvanlar, onları diploblastik yapan iki germ tabakasına sahiptir. Kordalılarda ise bir üçüncü tabakanın (mezoderm) varlığı görülür ve bu durum triploblasti olarak tanımlanır. Germ tabakaları organogenez sonucunda bir hayvanın tüm dokularına ve organlarını oluşturur.

Hexactinellid süngerler veya Cam süngerler, dört ya da altı uçlu silisli spiküllerden oluşmuş bir iskelete sahip sünger sınıfıdır.

Bayağı süngerler (Demospongiae), Porifera şubesindeki en çeşitli sınıftır. Dünya çapında yaklaşık 8.800 tür içeren tüm sünger türlerinin yaklaşık %76,2'sini oluştururlar. Kalsiyum karbonattan oluşan sert, genellikle masif bir iskeleti örten yumuşak gövdeli süngerlerdir. Yapıları olarak ağırlıklı olarak lökonoiddirler. Bayağı süngerlerin iskeletleri, protein spongin, mineral silika veya her ikisinin liflerinden oluşan dikenlerden oluşur. Silika spiküllerinin mevcut olduğu yerler cam süngerlerdekinden farklı bir şekle sahiptir.

Holozoa, hayvanları ve en yakın tek hücreli akrabalarını içeren ancak mantarları hariç tutan bir canlı grubudur. Holozoa ayrıca tunik cinsi Distaplia için kullanılan eski bir isimdir.

Filozoa, Opisthokonta içindeki monofiletik bir gruptur. Bunlar hayvanları ve onların en yakın tek hücreli akrabalarını içerir.

Dickinsonia, fosilleri şimdiki Avustralya, Çin, Hindistan, Rusya ve Ukrayna'da bulunan geç Ediyakaran döneminde yaşamış bir bazal hayvan cinsidir. Dickinsonia, tipik olarak iki taraflı simetrik yivli bir ovali andırır. Diğer canlılarla ilişkileri şu anda bilinmemektedir; büyüme şekli, bir kök grup bilaterian afinitesi ile tutarlıdır, ancak bazıları bunun mantarlara, hatta "soyu tükenmiş bir aleme" ait olduğunu öne sürmüşlerdir. Dickinsonia fosillerinde kolesterol moleküllerinin bulunması, Dickinsonia'nın bir hayvan olduğu fikrini desteklemektedir.

Dickinsoniomorpha, Erwin vd. (2011) tarafından önerilmiş, yerleşimi belirsiz metazoan kladı.