İçeriğe atla

Geometrik optik

Geometrik optik veya ışın optiği, ışık yayılmasını ışınlarla açıklar. Geometrik optikte ışın bir soyutlama ya da enstrumandır; ışığın belirli şartlarda yayıldığı yola yaklaşmada kullanışlıdır.

Özellikler

  • Geometrik optiğin varsayımları sadeleştirilirse ışık ışınları:
  • Homojen bir ortamda düz bir çizgi halinde yayılır.
  • Farklı ortamların kesişiminde kıvrılır ve bazı şartlarda ikiye ayrılır.
  • Kırılma indeksinin değiştiği bir ortamda eğik yollar takip eder.
  • Soğurulmuş ya da yansıtılmış olabilir.

Geometrik optik kırınım ve girişim gibi belli optik etkileri açıklamaz. Bu sadeleştirme pratikte kullanışlıdır, dalga boyu ışığın etkilediği yapının boyutuna göre küçükse mükemmel bir yaklaşımdır. Teknikler özellikle optik aberesyonu(sapma) da kapsayan görüntülemenin geometrik halini tanımlamada kullanışlıdır.

Açıklama

Işık uzayda seyahat ederken bir genlikle salınım yapar. Bu görüntüde her maksimum genlik tepesi dalga cephesini göstermek üzere bir düzlemle işaretlenir. Işın bu paralel yüzeylere dik uzanan oktur.

Bir ışık ışını ışığın dalgacephesine dik (dalga vektörüne paralel) olan bir doğru veya eğridir.

Biraz daha titiz bir tanım gerekirse ışın Fermat prensibinden gelir. Fermat prensibine göre göre ışık ışınının iki nokta arasında aldığı yol en az zamanda çaprazlanabilen yoldur.[1]

Geometrik optik sık sık paraxial yaklaşım veya küçük açı yaklaşımı yapılarak basitleştirilir. Matematiksel davranış optikal bileşenlerin ve sistemlerin basit matrislerle tanımlanabildiği doğrusal bir hale gelir. Bu optik sistemlerin yaklaşık görüntü ve obje pozisyonu/büyümeleri gibi temel özelliklerini bulan Gauss optiği ve ‘paraxial ışın izi’ tekniklerini kullanmaya olanak sağlar.[2]

Yansıma

Aynadan yansıma diagramı

Ayna gibi parlak yüzeyler ışığı basit, tahmin edilebilir bir şekilde yansıtır.Bu uzayda sanal veya gerçek bir lokasyonla ilişkilendirilebilecek yansıyan bir görüntünün üretimine izin verir.

Bu gibi yüzeylerde, yansıyan ışının yönü çarpan ışının yüzeyin normaliyle (ışının çarptığı noktada yüzeye dik bir doğru) yaptığı açıyla belirlenir. Gelen ve yansıyan ışınlar tek bir düzlemdedir ve her iki ışının normalle yaptığı açı eşittir.[3] Bu yansıma yasası olarak bilinir

Düz aynalar için, yansıma kuralı ayna önündeki objelerin görüntülerinin aynı dikey doğrultuda ve aynı uzaklıkta olarak aynanın arkasında oluştuğunu söyler. Obje ve görüntüsü aynı boyutlardadır. (Düz aynanın büyütme katsayısı 1 e eşittir.) Kural ayrıca ayna görüntülerinin ters pariteli (sağ-sol ters çevrilmesi) olduğunu söyler.

Eğik yüzeyli aynalar ışın kopyalamayla ve yüzeydeki her noktada yansıma kuralları kullanılarak modellenebilir. Parabolik yüzeyli aynalar için, aynaya çarpan paralel ışınlar ortak bir odağa yakınsayan yansıyan ışınlar oluşturur. Diğer eğik yüzeyler de beili ışığı odaklayabilir fakat düzensiz şekilden dolayı oluşan aberasyonlar odağın uzayda kaybolmasına yol açabilir. Özel olarak, küresel aynalar küresel aberasyonlar sergileyebilir. Eğik aynalar görüntüleri 1den küçük veya büyük katsayı ile oluşturabilir ve görüntü aynı doğrultuda ya da ters olabilir. Bir aynada yansımayla oluşmuş aynı doğrultulu bir görüntü daima sanaldır; ters dönmüş görüntüyse gerçektir ve bir ekrana yansıtılabilir.[3]

Kırılma

Snell yasasının gösterimi

Kırınım ışığın uzayda farklı bir kırılma indisine sahip ortama girmesiyle oluşur. Kırılmanın en basit oluşumu kırılma indisi olan bir ortam ile olan bir ortam arasındaki ara yüzeydedir. Böyle durumlarda, Snell yasası ışığın sapma miktarını belirler:

ve normal ( arayüzeye ) ile gelen ve kırılan ışınlar arasındaki açılardır. Bu olgu ayrıca yukarıda kırılma indisinin tanımında görüldüğü üzere ışığın hız değişimi ile bağdaştırılabilir:

v_1 ve v_2 ortamlardaki dalga hızlarıdır.[3]

Snell yasasının çeşitli neticeleri arasında ışığın yüksek kırılma indisili bir materyalden düşük kırılma indisli bir materyale geçerken ara yüzeyle etkileşimde sıfır iletim olması mümkündür. Bu olgu topyekûn iç yansıma olarak adlandırılır ve fiber optik teknolojiye imkân sağlar. Işık sinyalleri bir fiber optik kablodan geçerken topyekûn iç yansımaya maruz kalır ve esasen kablo boyunca hiç ışık kaybı olmaz. Kırılma ve yansımanın bir kombinasyonu kullanılarak polarize ışık ışınları üretilebilir: Kırılan ve yansıyan ışınlar bir dik açı oluşturursa, yansıyan ışın ‘düzlem polarizasyon’ özelliği kazanır. Böyle bir senaryo için gereken açıya Brewster açısı denir.[3]

Snell yasası ortamın kırılma indisi ve geometrisi bilindiği sürece doğrusal bir ortamdan geçen ışık ışınlarının sapmalarını tahmin etmede kullanılabilir. Örnek olarak, bir prizmadan geçen ışık prizmanın şekline ve yönelimine bağlı olarak sapma yapar. İlaveten, ışığın farklı frekansları pek çok maddede az da olsa farklı kırılma indislerine sahip olduğundan, kırılma olayı gökkuşağı gibi görünen dağılma spektrumları oluşturmak için kullanılabilir. Bu prizmadan geçen ışık olgusunun keşfi Isaac Newton'a dayandırılır.[3]

Pozisona göre kademeli olarak değişen bir kırılma indisine sahip olan ortamlarda ışık ışınları doğrudan şekilde hareket etmek yerine kıvrılarak hareket eder. Bu etki sıcak günlerde havanın değişken kırılma indisli kısımlarında ışık ışınlarında kırılmaya ve uzakta bir yerde yanıltıcı yansımaların oluşmasına yani serap görme dediğimiz olaya sebep olur. (sanki bir su birikintisi veya havuz yüzeyinde olduğu gibi). Değişken kırılma indisine sahip maddeler derece derece değişen kırılma indisine sahip madde(GRIN) olarak adlandırılır ve fotokopi ve tarayıcıları da içeren birçok modern optik tarama teknolojisinde kullanılan birçok yararlı özelliği vardır. Bu olgu üzerinde Gradyan indeksi optik konusunda çalışılır.[4]

Basit yakınsak bir mercek için ışın izleme diyagramı.

Kırılma ile ışınları birleştiren ya da ayıran cihazlara mercek (lens) adı verilir. İnce mercekler, merceğin iki tarafında da odak noktası oluşturabilirler. Bu noktalar lensmaker denklemi[5] ile modellenebilir. Genel olarak iki çeşit mercek türü vardır: paralel ışınları birleştiren konveks ve paralel ışınları ayıran konkav mercek. Merceklerin nasıl görüntü oluşturduğunu ayrıntılı şekilde tahmin etmek için aynalarda kullanılan ışın izleme yöntemi kullanılabilir. Küresel aynalarda olduğu gibi ince merceklerde de verilen odak noktasının uzunluğu () ve nesne uzaklığı() kullanılarak basit bir denklem ile cismin görüntüsünün nerede olduğu belirlenebilir:

Bu denklemde görüntünün mesafesini ifade eder ve görüntü ile nesne aynı tarafta ise negatif; farklı tarafta ise pozitif kabul edilir. s.[5] odak uzunluğu f kabul negatif içbükey mercekler.

Paralel gelen ışınlar ince kenarlı (konveks) mercek tarafından, merceğin uzak tarafında odaklandırılarak bir odak uzaklığı mesafede ters bir şekilde gerçek görüntüye dönüştürülürler

Gelen paralel ışınları dışbükey objektif lens ters gerçek görüntü bir odak uzaklığı içine odaklı, objektif uzak tarafında vardır

Sonlu bir mesafedeki nesneden gelen ışınlar odak noktasından daha öte bir noktada odaklanırlar; nesne merceğe yaklaştıkça görüntü mercekten uzaklaşır. Kalın kenarlı (konkav merceklerde), paralel gelen ışınlar mercekten geçtikten sonra mercekten bir odak uzunluğu mesafede, paralel ışınların geldiği mercek tarafındaki düz bir sanal görüntüden kaynaklanmışçasına dağılırlar.

Konkav lensler ile gelen paralel ışınları lens, objektif dik sanal görüntü tek bir odak uzunluğu kökenli, paralel ışınları yaklaşmakta olan lens aynı tarafta var gibi görünüyor böyle bir şekilde sonra uzaklaşıyor.

Sonlu mesafedeki bir nesneden gelen ışınlar, merceğe odak noktasından daha yakın, nesne ile aynı tarafta olan bir sanal görüntü ile ilişkilendirilirler. Nesne merceğe yaklaştıkça, sanal görüntü de merceğe yaklaşır.

Sonlu uzaklıkta bir nesne gelen ışınlar odak uzunluğu daha ve nesne olarak objektif aynı tarafında merceğe daha yakın sanal bir görüntü ile ilişkilidir.

Aynı şekilde, bir merceğin büyütmesi ise aşağıda gösterildiği şekildedir:

Bu formüldeki eksi (-), bir kongrede alınan karara göre, pozitif ise düz, negatif ise ters nesneleri belirtir. Aynalara benzer olarak, tek mercek ile oluşmuş görüntüler düz ise sanal, ters ise gerçek görüntülerdir.[3]

Merceklerde odağı ve görüntüyü bozan optik aberasyonlar gözlemlenebilmektedir. Bu aberasyonlar (sapınçlar) geometrik kusurlardan ya da ışığın değişik dalga boyları nedeniyle ortaya çıkan kırınım indeksi değişiminden (kromatik aberasyon) kaynaklanabilmektedir.[3]

Temel matematik

Matematiksel bir çalışma olarak geometrik optik hiperbolik kısmi türev eşitlikleri çözümünde kısa dalgaboyu limiti olarak ortaya çıkar. Bu kısa dalga boyu limitinde çözüm yaklaşık olarak:

k,w dağılım ilişkisini sağlar ve genlik a(t, x) yavaşça değişir. Daha açık olarak çözümler şeklini alır.

Aşama  büyük dalga boylarını değerlendirmek için doğrusallaştırılabilir  ve frekans . Genlik araç bir denklem sağlar. Küçük parametre ε ekrana yüksek titreşimli başlangıç koşulları sayesinde girer. Böylece başlangıç koşulları diferansiyel denklemdeki katsayılardan daha hızlı titreştiğinde çözüm daha yüksek titreşimli olacak ve ışınlar boyunca taşınacaktır. Diferansiyel denklemlerdeki katsayıların sorunsuz olduğunu varsayarsak o zaman ışınlarda öyle olacaktır. Bir başka deyişle kırınım yer almayacaktır. Bu teknik için bu etken kısa dalga boyuna sahip olan ışığın onların hareket sürelerini küçülten ışınlar boyunca hareket ettiği ışık yayılması senaryosu çalışmalarından gelir. Tam uygulama mikrolokal analizi araçlarını gerektirir.

Basit bir örnek

 için dalga denklemiyle başlayarak

Asimtotik seri çözümü formunu varsayarak;

Kontrol edin;

ile

Seriyi bu denkleme koyarak ve serileri bu eşitlikte yerleştirerek 'nin ve kuvvetlerini eşitleyerek, tek ifade  tasvirsel denklemi doğrular (Bu durumda bir dağılm ilişkisi olarak adlandırılır.)

Sıralamak için  ,baş terim genliği taşıma denklemini sağlamalıdır.

Bu tanımla birlikte, , ,Tabirsel denklem tamamıyla düzlem dalga sonuçlarının dalga denklemine uygulanarak sonuçlanan dağılım ilişkisidir.Bunun daha karışık genişletilmiş değeri düzlem dalgalarının dalga hızları  sabit olmadığında sonuçlandırılamamasıdır.Ancak,yerle bir ölçekte düzlem dalgaları olduğu için genliğin  ve fazın  düzgün olduğu gösterilebilir.

Bu tekniği doğrulamak için,kalan terimler bazı durumlarda küçük gösterilmelidir.Bu enerji tahmini ve başlangıç koşullarının hızlıca titrediği varsayımı yapılarak uygulanabilir .Ayrıca serinin bazı durumlarda yakınsadığını göstermek zorundadır.

Ayrıca bakınız

  • Hamiltonian optics

Kaynakça

  1. ^ Schuster, Arthur (1904). An Introduction to the Theory of Optics (İngilizce). Londra: Edward Arnold. 22 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2016. 
  2. ^ Greivenkamp, John E. (2004). Field Guide to Geometrical Optics. SPIE Field Guides. 1. SPIE. ss. 19-20. ISBN 0-8194-5294-7. 
  3. ^ a b c d e f g Hugh D. Young (1992). University Physics 8e. Addison-Wesley. ISBN 0-201-52981-5. 
  4. ^ E. W. Marchand, Gradient Index Optics, New York, NY, Academic Press, 1978.
  5. ^ a b Hecht, Eugene (1987). Optics (2.2yayıncı=Addison Wesley bas.). ISBN 0-201-11609-X. 

Konuyla ilgili yayınlar

Bazı eski kitaplar ve kağıtlar İngilizce çevirileri:

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Optik</span> fizik biliminin bir alt dalı

Optik, ışık hareketlerini, özelliklerini, ışığın diğer maddelerle etkileşimini inceleyen; fiziğin ışığın ölçümünü ve sınıflandırması ile uğraşan bir alt dalı. Optik, genellikle gözle görülebilen ışık dalgalarının ve gözle görülemeyen morötesi ve kızılötesi ışık dalgalarının hareketini inceler. Çünkü ışık bir elektromanyetik dalgadır ve diğer elektromanyetik dalga türleri ile benzer özellikler gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Del işlemcisi</span>

Yöney analizinde del işlemcisi, 3 boyutlu Kartezyen koordinatlarda nabla işlemcisine denk gelir ve simgesiyle gösterilir.

ile gösterilen bir vektör alanının rotasyoneli, nabla operatörü ile 'nin vektörel çarpımına eşittir.

Laplasyen , skaler bir alanının gradyanı alınarak elde edilen vektörün diverjansıdır. Fizikteki birçok diferansiyel denklem laplasyen içerir.

<span class="mw-page-title-main">Mie saçılması</span>

Mie saçılması veya Mie teorisi, düzlem bir elektromanyetik dalganın (ışık) homojen bir küre tarafından saçılmasını ifade eder. Maxwell denklemlerinin Lorenz–Mie–Debye çözümü olarak da bilinmektedir. Denklemlerin çözümü sonsuz bir vektör küresel harmonik serisi şeklinde yazılır. Saçılma ismini fizikçi Gustav Mie'den almaktadır; analitik çözümü ilk kez 1908 yılında yayınlanmıştır.

Geometrik optiklerde odak, görüntü noktası olarak da bilinen, ışık ışınının yakınsak kaynaklandığı noktadır. Ayrıca odak kavramsal olarak bir nokta olmasına rağmen, fiziksel olarak uzaysal boyuta sahiptir ve mavi daire olarak adlandırılır. Bu ideal olmayan odaklanma, optik görüntülemenin ışık sapmaları nedeniyle olabilir. Önemli anormalliklerin yokluğunda, en küçük muhtemel mavi daire, optik sistem açıklığındaki kırınım nedeniyle, Airy diskidir. Işık sapmaları, airy diski büyük açıklıklar için fazla küçük olduğu sürece, açıklık çapı arttıkça kötüleşmeye eğilimlidir.

<span class="mw-page-title-main">Laplace denklemi</span>

Matematikte Laplace denklemi, özellikleri ilk defa Pierre-Simon Laplace tarafından çalışılmış bir kısmi diferansiyel denklemdir. Laplace denkleminin çözümleri, elektromanyetizma, astronomi ve akışkanlar dinamiği gibi birçok bilim alanında önemlidir çünkü çözümler bilhassa elektrik ve yerçekim potansiyeli ile akışkan potansiyelinin davranışını açıklar. Laplace denkleminin çözümlerinin genel teorisi aynı zamanda potansiyel teorisi olarak da bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetik alan</span>

Elektromanyetik alan, Elektrik alanı'ndan ve Manyetik alan'dan meydana gelir.

Matematikte, Poisson denklemi elektrostatik, makine mühendisliği ve teorik fizik'de geniş kullanım alanına sahip eliptik türdeki Kısmi diferansiyel denklemlerdir. Fransız matematikçi, geometrici ve fizikçi olan Siméon Denis Poisson'dan sonra isimlendirilmiştir. Poisson denklemi

<span class="mw-page-title-main">Yer değiştirme akımı</span>

Elektromanyetizmada yer değiştirme akımı elektrik yer değiştirme alanının değişim oranıyla tanımlanan bir niceliktir. Yer değiştirme akımının birimi akım yoğunluğu cinsinden ifade edilir. Yer değiştirme akımı gerçek akımlar gibi manyetik alan üretir. Yer değiştirme akımı hareketli yüklerin yarattığı bir elektrik akımı değil; zamana bağlı olarak değişim gösteren elektrik alanıdır. Maddelerde, atomun içerisinde bulunan yüklerin küçük hareketlerinin de buna bir katkısı vardır ki buna dielektrik polarizasyon denir.

Elektromanyetik dalga denklemi, elektromanyetik dalgaların bir ortam boyunca ya da bir vakum ortamı içerisinde yayılmasını açıklayan, ikinci dereceden bir kısmi diferansiyel denklemdir. Denklemin, ya elektrik alanı E ya da manyetik alan B cinsinden yazılan homojen formu şöyledir:

<span class="mw-page-title-main">Mercek</span>

Mercek ya da lens ışığın yönünü değiştiren (kıran), ışık ışınlarını birbirine yaklaştıran ya da uzaklaştıran optik alet.
Basit mercek tek bir optik elemanın kullanıldığı, bileşik mercek ise iki optik elemanın bir arada olduğu mercek tipidir. Bileşik mercek, basit mercek kullanıldığında ortaya çıkan sapınç olayının etkisini azaltmak için kullanılır. Mercekler genelde camdan ve saydam plastikten yapılır. Lensler, gereken şekle göre taşlanır, parlatılır veya kalıplanır. Bir mercek, ışığı odaklamadan kıran bir prizmadan farklı olarak, bir görüntü oluşturmak için ışığı odaklayabilir. Mikrodalga lensler, elektron lensler, akustik lensler veya patlayıcı lensler gibi görünür ışık dışındaki dalgaları ve radyasyonu benzer şekilde odaklayan veya dağıtan cihazlara da "mercekler" denir.

<span class="mw-page-title-main">Ayar teorisi</span> Fizikte bir teori

Ayar teorisi veya ayar kuramı, kuramsal fizikte temel etileşmeleri açıklar. Türkçede bazen yerelleştirilmiş bakışım kuramı olarak da geçer.

<span class="mw-page-title-main">Emisyon</span> bir cismin elektromanyetik enerji yayma kapasitesi

Salım ya da emisyon, bir materyalin yüzeyinin nispi olarak radyasyon ile enerji yayma yeteneğidir. Ayrıca emisyon, aynı sıcaklıkta, belirli bir materyalin yaydığı enerjinin, bir kara cisim tarafından yayılan enerjiye oranı olarak da ifade edilmektedir. Bir gerçek nesne için ε < 1 koşulu olduğu zaman, gerçek bir kara cisim için ε = 1'dir. Emisyon boyutsuz bir niceliktir.

Matematikte, uzunluğu 1 olan ve uzayda bir norma sahip olan vektöre birim vektör denir. Birim vektör genellikle ‘û‘ gibi şapkalı ve küçük harflerle ifade edilir. Normalize vektör veya versor olmayan bir sıfır vektörü u ile eş yönlü olan birim vektörü u

Fourier optiği dalgaların yayılma ortamını kendisinin doğal modu olduğunu kabul etmek yerine, belirli bir kaynağa sahip olmayan düzlemsel dalgaların üstdüşümlerin olarak addeden Fourier dönüşümlerini kullanan klasik optiğin bir çalışma alanıdır. Fourier optiği, dalgayı patlayan bir küresel ve fiziksel olarak Green's fonksiyon denklemleriyle tanımlanabilen tanımlanabilen ve bu kaynağından dışarıya ışıma yapan dalganın üstdüşümü olarak adddeden Huygens-Fresnel prensibinin ikizi olarak da görülebilir.

Hamiltonyan optik ve Lagrange optiği, matematiksel formülasyonlarının büyük bir kısmını Hamilton mekaniği ve Lagrange mekaniği ile paylaşan Geometrik optiğin iki formülasyonudur.

<span class="mw-page-title-main">Doğrusal olmayan optik</span>

Doğrusal olmayan optik ya da nonlineer optik, ışığın doğrusal olmayan sistem ve malzemelerdeki davranışı ile özelliklerini inceleyen optiğin bir alt dalıdır. Bu malzemelerde elektrik alan () ile polarizasyon yoğunluğu () arasındaki ilişki doğrusal değildir; bu durum daha çok yüksek genlikte (108 V/m seviyelerinde) ışık veren lazerlerde ve lityum niobat gibi kristal yapılarında görülür. Schwinger sınırından daha kuvvetli alanlarda vakum da doğrusallığını kaybeder. Süperpozisyon prensibi bu malzemeler için geçerli değildir.

Bu madde Vektör Analizi'ndeki önemli özdeşlikleri içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Küresel sapınç</span> Optik sapma

Optikte, küresel aberasyon , küresel yüzeylere sahip elemanlara sahip optik sistemlerde bulunan bir sapma türüdür. Lensler ve kavisli aynalar başlıca örneklerdir çünkü bu şeklin üretimi daha kolaydır. Merkez dışında küresel bir yüzeye çarpan ışık ışınları, merkeze yakın gelenlerden daha fazla veya daha az kırılır veya yansıtılır. Bu sapma, optik sistemler tarafından üretilen görüntülerin kalitesini düşürür.