İçeriğe atla

Gence Kuşatması (1606)

Gence Kuşatması
1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı
TarihNisan-5 Temmuz 1606
Bölge
Sebep Safevi Devleti'nin kaybettiği toprakları geri almak istemesi
Sonuç Kesin Safevi zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Gence İran'ın eline geçti, İran ordusu Şirvan'ın önemli bölümünü geri aldı
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Safevîler
Komutanlar ve liderler
Mehmed Paşa  (esir) (ölü)
Şah Abbas
Güçler
3.000 ~100.000
Kayıplar

2.500 ölü

500 esir
Belirsiz

Gence Kuşatması, 1603-1612 Osmanlı-Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Safevi ordusunun başarısıyla ve Gence'nin 18 yıl sonra tekrar İran idaresine geçmesiyle sonuçlanmıştır.

Kuşatma öncesi gelişmeler

Şah Abbas, Osmanlıların 1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı sonucunda ele geçirdikleri toprakları geri almak üzere 1603'te başlattığı tarruzda önemli başarılar kazanmış; 1603'te Nihavend ve Tebriz'in ardından tüm Batı İran'ı zaptetmiş, 1604 yılında ise uzun bir kuşatmanın sonucunda Revan'ı da yeniden ülkesine katmıştı.

Bir taraftan Avusturya'yla uzun süredir savaşan bir taraftan da Celali isyanlarıyla boğuşan Osmanlı Devleti 1603 yılındaki taht değişikliğinin de etkisiyle doğu sınırındaki bu ani gelişmelere süratle mukabele edemedi. 1604 yılında şark serdar (doğu orduları komutanı) olarak atanan Cığalazade Sinan Paşa'nın İran üzerine seferi sonuçsuz kaldığı gibi, 1605 yılında da Sinan Paşa'nın komutasındaki Türk ordusu Urmiye Muharebesi'nde büyük bir yenilgiye uğramıştı.

Bu büyük yenilgi sonrasında Osmanlı komuta kademesindeki sarsıntılar ve 1607 yılına dek Suriye ile Güneydoğu Anadolu'yu etkileyen Canboladoğlu Ayaklanması'nın çıkmasıyla Güney Kafkasya'daki son Osmanlı birlikleri de yardımsız kalmış, Şah Abbas da 1606'da Azerbaycan ve Gürcistan'daki eski egemenliğini kurmak için ordusuyla bu bölgelere yönelmişti.

Kuşatma

1804 tarihli Şirvan haritası

Osmanlı ordusu tehdidini bertaraf eden Şah Abbas Gence'yi kuşatmaya Nisan gibi elverişli bir dönemde başladı. Gence'de yaklaşık 5.000 kişilik Osmanlı garnizonu eski Tebriz muhafızı Mehmed Paşa'nın komutasındaydı.

Teslim olma teklifinin reddedilmesi üzerine İran ordusu ateşe başladı. Bir taraftan Horasan topçuları kesintisiz bir bombardıman sürdürürken, lağımcılarda iki ayda burçların altını boşalttılar. Kale çevresindeki hendeği aşarak ana duvarlardan birinin altına ulaşan ve duvarın tam altına yerleştirdikleri tomrukları ateşe veren lağımcılar bu duvarı çökertmeyi başardılar.

4 Temmuz'da İran ordusu genel bir tarruza geçti. Göğüs göğüse çarpışmalarda Türk birlikleri İran ordusuna kayda değer bir zayiat verdirmelerine karşın 2.500 kayıp direnç gücünü kırdı. Nihayet, Gence Beylerbeyi Mehmed Paşa teslim oldu ve İran ordusu kaleye hakim oldu. İran ordusu Türk birlikleriyle işbirliği yapan yaklaşık 2.500 İranlı sivili de öldürdü. Esir düşen Mehmed Paşa Mazenderan'daki bir hapishaneye gönderildi ve sonrasında oradaki halka teslim edildi. Mazenderan'ın öndegelen şahsiyetlerinden Rüstem Sultan'ı öldürmüş bulunan Mehmed Paşa halk tarafından idam edildi.[1]

Kuşatma sonrası gelişmeler

Osmanlı Devleti'nin sonuçsuz seferi

I. Ahmed

İran ordusunun Gence'yi almasıyla Karabağ'daki Osmanlı egemenliği de sona erdi. Bölgenin idaresi Şah Abbas tarafından Muhammed Han Ziyadoğlu Kaçar'a verildi. Gence'nin düşmesi Osmanlı Devleti'nin Şirvan'daki son kuvvetli garnizonu olan Şamahı'yı da tehlikeye attı.

Bu dönemde Osmanlı Devleti bir yandan Avusturya ile 13 yıldır sürdürdüğü savaşı sonlandırmak için Zitvatorok Antlaşması'yla sonuçlanan müzakereleri sürdürüyor, bir yandan da İran üzerine yeni sefer planlıyordu. Sadrazam Sokolluzade Lala Mehmed Paşa Avusturya cephesi kapanmadan İran üzerine sefer açılmasına karşı çıkarken Derviş Mehmed Paşa padişah I. Ahmed'i etkileyerek Mehmed Paşa'nın doğu orduları komutanlığına atanmasını sağladı. Üzüntüden felç geçiren Lala Mehmed Paşa 21 Haziran 1606 tarihinde öldü. Sadrazam olarak atanan Derviş Mehmed Paşa ise İran cephesine gidecek ordunun komutasını almaktan imtina etti. Sefer dönemi için 1604 yılındaki gibi geç kalınmış olması nedeniyle padişah I. Ahmed 1607 yılında İran üzerine yürünmesini savunduysa da Şeyhülislam Sunullah Efendi ordunun sefere çıkarak celalileri de cezalandırıp Halep'te kışlaması ve 1607 baharında İran'a taarruz etmesi hususunda padişahı ikna etti.

Deli Ferhat Paşa komutasındaki ordu 11 Haziran 1606 tarihinde Üsküdar'dan harekete geçti. Orduda 10.000 yeniçeri, sarayın muhafızlarından da oluşan altı bölük asker, topçular, cebeciler ile Karaman ve Sivas eyalet askerleri bulunuyordu. Deli Ferhat Paşa bu ordunun komutasında başarı gösteremedi. Bursa yolunda sipahilerin isyanını yatıştıramadığı gibi Bursa'da askerlerin halkta memnuniyetsizliğe yolaçan eylemlerini de engelleyemedi.

Ferhat Paşa'nın Celali isyanlarını bastırmak için yöneldiği Aydın ve Saruhan yörelerine halka büyük eziyetler yapması ve buranın halkından büyük grupların bu zulmün şikayetini Dîvân-ı Hümâyun'a iletmek için İstanbul sokaklarını doldurması I. Ahmed'i etkiledi.[2] Bunun sonucunda 9 Aralık 1606'da Sadrazam Derviş Mehmed Paşa idam edildi.

Bu sırada yürüyüşünü sürdüren ordu ise bu sefer Kara Said liderliğindeki asilerle mücadeleden yorgun dönen sipahilerin arzusuyla dinlenmek üzere Konya'ya yöneldi. Kalenderoğlu Ayaklanması'nın ordunun gerisini tehdit ettiği bir dönemde, sipahilerin bir kez daha ulufe için başlattıkları isyanı bastıramayan Deli Ferhat Paşa, sipahileri İstanbul'a geri gönderdi. Ordunun dağılma aşamasına gelmesi nedeniyle görevinden azledilen Ferhat Paşa Konya'da üzüntüsünden öldü.

Diplomasi çabaları

Bu sırada İstanbul'da hapis tutulan Kartli Kralı I. Simon'un eşi Gülçehre Hanım Sultan I. Ahmed'in büyükannesi Safiye Sultan'ın özel elçisi olarak Şah Abbas'ın teyzesi Zeyneb Begüm ile görüşmek üzere Safevi sarayına geldi. Barış teklifine karşılık Zeyneb Begüm, Osmanlıların 1590 yılında topraklarına kattıkları tüm bölgelerin terki koşuluyla barış yapılabileceğini bildirdi.

9 Ekim 1606 tarihinde İran'dan yola çıkan Gülçehre Hanım İstanbul'a ulaştıktan sonra bu defa Safevi sarayı Şubat 1607 tarihinde Rumlu Mehmed Bey'i İstanbul'a elçi olarak yolladıysa da müzakerelerden sonuç alınamadı.

Askeri harekat

Bu çabalar sürerken Şah Abbas gerek Osmanlı Devleti'nin müzakere kozlarını elinden almak gerek çoktandır planladığı Şirvan'ın zaptını tamamlamak üzere 1607 Ocak ayında bölgenin merkezi Şamahı'ya yürüdü ve kaleyi kuşattı.

Osmanlı Devleti ise Anadolu'yu kasıp kavuran Celali isyanlarını bastırmadıkça İran üzerine yürünemeyeceğine kanaat getirdi ve isyancıları ezme konusunda kararlı olan Kuyucu Murat Paşa 11 Aralık 1606 tarihinde sadrazamlığa tayin edildi. Murat Paşa 1607-1609 yılları arasında üç yıl bu isyanlarla uğraştı ve nihayet 1610 yılında İran'a karşı sefere çıkabildi.

Kaynakça

  1. ^ Kaveh Farrokh "Iran at War:1500-1988", Osprey Publishing, 20 Dec 2011, s. 58.
  2. ^ Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu Mülkün Sultanları, İstanbul: Oğlak Yayınları ISBN 975-329-2999 s.205

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">III. Mehmed</span> 13. Osmanlı padişahı (1595–1603)

III. Mehmed, divan edebiyatındaki mahlasıyla Adlî, 13. Osmanlı padişahı ve 92. İslam halifesidir. Sancağa giden son, I. Süleyman'dan 30 yıl sonra sefere çıkan ilk padişahtır ve bu nedenle de Avusturya’ya karşı kazanılan Eğri Kuşatması’nda ordunun başında olması nedeniyle kendisine Eğri Fatihi unvanı verilmiştir. Döneminde gerçekleşmiş olan Haçova Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa topraklarında kazandığı son büyük zaferidir. Sancak düzenini kaldırmış ve kendisinden önceki hükümdarlar dönemlerinde de süren Celali İsyanları’nı 1595-1603 yılları arasında kanlı şekilde bastırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">I. Ahmed</span> 14. Osmanlı padişahı (1603–1617)

I. Ahmed, 14. Osmanlı padişahı ve 93. İslâm halifesidir. Sultan III. Mehmed ve Handan Sultan'ın oğludur. Sancağa gitmeyip tahta çıkan ilk Osmanlı padişahıdır. Saltanatı boyunca sefere gitmemiştir. Saltanatında Celali isyanları bastırılmıştır. Tarihi yarımadada bulunan ve Mavi Camii olarak da bilinen Sultanahmet Camii, 1609-1617 yılları arasında saltanatı döneminde yaptırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Serdar Ferhat Paşa</span> 43. Osmanlı sadrazamı

Serdar Ferhat Paşa, III. Murad saltanatı döneminde 1 Ağustos 1591-4 Nisan 1592 tarihleri arasında yaklaşık sekiz ay, 16 Şubat 1595-7 Temmuz 1595 tarihleri arasında da yaklaşık dört ay sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Sinan Paşa</span> 46. Osmanlı sadrazamı

Cığalazade Yusuf Sinan Paşa ya da Cağaloğlu Yusuf Sinan Paşa (1545-1605) III. Mehmed saltanatı döneminde 1591-1595 ve 1599-1604 yılları arasında toplam 10 yıl Kaptan-ı Deryalık, 27 Ekim 1596-5 Aralık 1596 tarihleri arasında da bir ay dokuz gün Sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. İstanbul'daki Cağaloğlu semti ve Bağdat'ta yaptırdığı Cığalazade Hanı onun ismini taşımaktadır.

Malkoç Yavuz Ali Paşa, III. Mehmed ve I. Ahmed saltanatı döneminde 16 Ekim 1603 - 26 Temmuz 1604 tarihleri arasında dokuz ay on bir gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamı.

Boşnak Derviş Mehmed Paşa I. Ahmed saltanatı döneminde 21 Haziran 1606-9 Aralık 1606 tarihleri arasında beş ay on sekiz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">İran-Osmanlı savaşları</span> 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İran ve Osmanlı arasında süren bir dizi savaş

İran-Osmanlı Savaşları, 16 ilâ 19. yüzyıl arasında Osmanlı İmparatorluğu ile İran'da otoriteyi elinde bulunduran birbirinin devamı niteliğindeki çeşitli hanedanlar arasında gerçekleşmiştir. Osmanlılar ile İran arasındaki ilk savaş 1514 Çaldıran Muharebesi'dir. Son savaş ise 1821-1823 Osmanlı-İran Savaşı'dır.

<span class="mw-page-title-main">1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı</span> Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasında 1623-1639 yılları arasında yapılmış savaş

1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında, Irak meselesi için çıkan savaş.

<span class="mw-page-title-main">I. Abbas</span> 5. Safevi hükümdarı

I. Abbas veya Büyük Abbas, Safevi Hanedanlığının beşinci hükümdarı olan Şah Abbas, Safevi Hanedanı'nın en güçlü hükümdarı olarak gösterilir. Şah Muhammed Hüdabende'nin üçüncü oğludur. 3 Ekim 1587 tarihinde Türkmen şeflerinin desteklediği bir askerî darbe ile 17 yaşında tahta geçip 1629 yılına kadar 42 yıl hükümdar olarak kalmıştır. Hükümdar olduğu tarih Safevi Devleti açısından zorlu bir dönemdir. İçeride Türkmen aşiretleri arasındaki kanlı çatışmalar, doğuda Özbek akınları, batıda ise Osmanlı İmparatorluğu'nun baskısı altındaydı. Bu durumun kaçınılmaz sonucu olarak ülke ekonomik olarak da çözülmektedir. Tarımsal ve endüstüriyel üretim düşerken ticaret de çökmüştür.

Kuyucu Murad Paşa, I. Ahmed döneminde 11 Aralık 1606 - 5 Ağustos 1611 arasında sadrazam olmuş bir Osmanlı devlet adamıdır. 1585 Tebriz Seferi esnasında Safevilere esir düşmüştür. 1607-1608 yılları arasında 100 yıllık celali isyanlarını sona erdirmiştir. Bu süre içinde öldürdüğü toplam celali isyancı sayısının 60.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı</span> Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasında 1578-1590 yılları arasında yapılmış savaş

1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında tüm Kafkaslar ile Güney Azerbaycan'da cereyan eden ve Osmanlıların zaferiyle sonuçlanan savaş.

Urmiye Muharebesi, 1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı'nda bir evre. Muharebe İran ordusunun galibiyetiyle sonuçlanmıştır.

Pül-i Şikeste Muharebesi ya da Serav Muharebesi, Kırıkköprü Muharebesi, 1603-1612 Osmanlı Safevi Savaşı'nda bir evre. Muharebe Safevi ordusunun galibiyetiyle sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Revan Kuşatması (1616)</span>

Revan Kuşatması, 1615-1618 Osmanlı Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Osmanlı ordusunun başarısızlığıyla sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tebriz Kuşatması (1603)</span>

Tebriz Kuşatması, 1603-1612 Osmanlı Safevi-Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Safevi ordusunun başarısıyla ve Tebriz'in 18 yıl sonra tekrar Safevilerin idaresine geçmesiyle sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Revan Kuşatması (1603-1604)</span>

Revan Kuşatması, 1603-1618 Osmanlı-Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Safevi ordusunun başarısıyla ve Revan'ın 21 yıl sonra tekrar İran idaresine geçmesiyle sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Şamahı Kuşatması (1607)</span>

Şamahı Kuşatması, 1603-1612 Osmanlı-Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Safevi ordusunun başarısıyla ve Şamahı'nın 28 yıl sonra tekrar İran idaresine geçmesiyle sonuçlanmıştır. Kuşatma sırasında Bakü ve Derbent de İran ordusuna teslim olmuş, Safevî Devleti bu sayede Azerbaycan ve Dağıstan'da yeniden hakimiyet kurmuştur. Bu itibarla, Safevîler 1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı sonucunda kaybettikleri tüm toprakları 1603-1607 arasında geri almayı başarmışlardır.

Tebriz Seferi, 1603-1612 Osmanlı-Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuyucu Murat Paşa komutasındaki Türk ordusu Tebriz'e kadar ilerleyip Acıçay civarında İran ordusuyla karşı karşıya geldiyse de taraflar arasında herhangi bir çarpışma olmadı ve Türk ordusu kışlamak üzerine geri çekildi. 1611 yılında tekrar sefere çıkmaya hazırlanan Murat Paşa'nın ölümüyle iki ülke arasındaki barış müzakereleri hız kazandı ve 1612 yılında dokuz yıldır süren savaşa son veren Nasuh Paşa Antlaşması imzalandı.

Bekir Subaşı Olayı ya da Bekir Subaşı Vakası, 1623 yılında Osmanlı idaresindeki Bağdat'taki idarecilerin sebebiyet verdiği ve anılan kentin Safevî Devleti tarafından kuşatılarak alınmasına neden olan isyan ve kargaşa.

1602'de Osmanlı İmparatorluğu ←→ 1604'te Osmanlı İmparatorluğu
Bu sayfada 1603 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan olaylar yer alır.