İçeriğe atla

Gelinciktepe

Tepe üstü yerleşme
Adı:Gelinciktepe
il:Malatya
İlçe:Merkez
Köy:Orduzu
Türü:Höyük
Tahribat:
Tescil durumu:
Tescil No ve derece:
Tescil tarihi:
Araştırma yöntemi:Kazı

Gelinciktepe, Malatya il merkezinin kuzeydoğusunda, Orduzu Beldesi'nin ve Arslantepe Höyüğü'nün 2 km. kuzeydoğusundaki kayalı üzerinde yer alan bir tepe üstü yerleşmedir. Kayalık yükseltinin özellikle güneybatı yamacındaki kaya oyukları yerleşme yeri olarak kullanılmıştır. Erozyonla ortaya çıkan büyük kaya blokları bu tür oyuklar ve kaya sığınakları yaratmıştır. Ayrıca savunma kolaylıkları da sağlamaktadır.[1]

Kazılar

Yerleşme 1962 yılında saptanmış olup kazı çalışmaları 1965-66 yıllarında Arslantepe Höyüğü kazıları paralelinde İtalyan Arkeoloji Enstitüsü adına S. M. Puglisi başkanlığında yapılmıştır. Gelinciktepe ile ilgilenilmesi esas olarak kayalığın güneyindeki doğal bir amfitiyatro görünümündeki Markop olarak bilinen kesimdir. Buradaki çoğunluğu taş halka şeklindeki megalitik anıtlar 1933 yılında bilim dünyasına tanıtılmıştır. Bu anıtların yerleşme yeriyle ilişkili olduğu düşünülmektedir.[1]

Tabakalanma

Yerleşme alanının kayalık olması nedeniyle tam bir tabakalanma belirlenebilmiş değildir. Tabakalanma ile ilgili yaklaşımlar vardır. Macteld J. Mellink, ilk iskanın Neolitik Çağ'da olduğunu ileri sürmektedir. Esas yerleşmenin ise bir Erken Tunç Çağı yerleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak ne amaçla yerleşildiği konusu anlaşılamamıştır. Yerleşim alanı, uzun süreli yerleşime uygun değildir. Ele geçen koyu yüzlü açkılı mal, Neolitik Çağ'dan Kalkolitik Çağ sonuna kadar bilinen bir mal grubudur. Bununla birlikte yerleşmede Kalkolitik Çağ tarihlemelerine ışık tutan Halaf, Obeyd ve Uruk çanak çömleği de bulunmamaktadır. Yine tarihleme konusunda Arslantepe ile ilişkilendirilme yapılamamaktadır. Diğer yandan yerleşmenin bir kutsal alan olarak kullanılmış olduğunu gösterir bir bulgu da yoktur. Tüm bu güçlükler arasından, yerleşmenin Neolitik Çağ'dan ziyade Geç Kalkolitik Çağ sonu – Erken Tunç Çağı I. evre ile Erken Tunç Çağı II. evrede iskan gördüğü sonucunu ulaşılması mümkündür.[1]

Buluntular

Mimari olarak mevcut kayalardan yararlanılarak taş temel üzerine ahşap ağırlıklı malzemeyle yapılmış binalar saptanmıştır. Kerpiç tuğla yerine üzerlerinde dal izleri olan çamur sıva parçaları bulunmaktadır. Yapıların dörtgen planlı olabileceği belirtilmektedir. Özetle mimari buluntular sıva parçaları, tabanlar, ocak yerleri ve çukurlardır. Kayalar içine açılmış çukurların depo çukuru olduğu düşünülmektedir.[1]

Alt tabakada kahverengi, siyah, koyu gri, koyu kırmızı ve alacalı yüzey renkli, çok iyi açkılanmış, koyu yüzlü açkılı maldan parçalar bulunmuştur. Biçim olarak büyük konik biçimli kaseler ağırlıklıdır. Erken Tunç Çağı yerleşiminde ise siyah ve kırmızı yüzey renkli, düzgün ve özenli açkılı Karaz malına ait kaplar ele geçmiştir. Hem Karaz malında, hem de diğer mallarda görülen yiv, çizi ve nokta sokma bezemeli örnekler, İç Anadolu Bölgesi'nin Geç Kalkolitik Çağ – Erken Tunç Çağı I. evresi örneklerine benzerlik göstermektedir. En çok görülen bezeme motifleri üçgenler, içi beyaz boya ile doldurulmuş nokta bezemeli eşkenar dörtgenlerdir. Bu bezemelere sahip parçalar kazı başkanınca Büyük Güllücek Höyük ve Alişar buluntularına benzetilmektedir. Yerleşmede ele geçen kayda değer üçüncü mal grubu boyalı mallardır. Bu mal grubu Malatya – Elazığ yöresinin hemen hemen her Erken Tunç Çağı yerleşmesinde görülen bir mal grubudur. Zengin bezeme örnekleri arasında birbirinin içine girmiş kafes motifi, merdiven motifi, üçgenler, birbirine paralel uzanan çizgi motifleri görülmektedir. Bu bezemelerle bu boyalı malın sadece Gelinciktepe'ye özgü olduğu belirtilmektedir.[1]

Ele geçen çanak çömlek buluntuları arasında çanak yapımı parçalar da vardır. Amik Ovası H evresine özgü çark yapımı ince basit mallar burada da görülmektedir. Bu buluntu grubu, Doğu Anadolu Bölgesi ile Suriye – Filistin bölgeleri arasındaki ilişkileri göz önüne sermektedir.[1]

Yerleşmenin Amik Ovası'yla ilişkilerini gösteren diğer bir buluntu grubu da Kenan tipi dilgi olarak tanımlanan uzun dilgilerdir. Bu endüstri, çakmak taşından yapılmış diğer tip dilgiler, yuvarlak kazıyıcılar ve yan kazıyıcılarla tamamlanmaktadır. Sürtmetaş buluntular ise yassı baltalar, sap delikli balta çekiçler, dögeç, değirmen taşları ve ezgi taşlarıdır.[1]

Yerleşmede bulunan hayvan kemikleri içinde ağırlık evcil keçi kemiklerindedir. Bunun yanı sıra evcil büyük baş hayvan kemikleri de bulunur. Yaban hayvanı kemikleri buluntuları içinde maral ve gazal gibi geyik türlerine aittir. Az sayıda tilki ve ayı kemiği de görülmektedir.[1]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h "– TAY Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2012. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Tilkitepe Höyüğü ya da eski kaynaklarda Şamramaltı Van il merkezinin 7 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Günümüzde Van Havaalanı sınırları içinde olup kısmen havaalanı olarak kullanılmaktadır. Höyük 55 metre çapında, 6-7 metre yüksekliğindedir.

Karaz Höyük, Erzurum il merkezinin yaklaşık 16 km. batı – kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Yaklaşık 200 metre çapındaki tepe 16 metre yüksekliktedir. Karasu Çayı'nın suladığı ovanın kuzeyindedir.

Tepecik / Makaraz Tepe Höyüğü, Elazığ İl merkezinin yaklaşık olarak 31 km. doğusunda, günümüzde Keban Baraj Gölü suları altında kalmış olan bir höyüktür. Höyüğün asıl ismi Makaraz Tepe'dir. Fakat arkeolojik yazında daha çok Tepecik olarak geçmektedir. Tepe, 200 metre çapında olup 16-17 metre yüksekliktedir.

Kurban Höyük, Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmadan önce, Şanlıurfa İl merkezinin 60 km kuzey-kuzeybatısında, Bozova İlçesi'nin Cümcüme Köyü'nün 2 km batısında, Fırat Nehri kıyısında yer alan bir höyüktü. Höyük, nehrin güney kıyısındaki 1,5 km genişlikteki alçak bir teras üzerine kurulmuştu. İlk yerleşmenin üst teraslardan kesen vadilerden birinin alüvyal deltasında kurulmuştu. Oldukça alçak, semer biçimindeki iki tepeden oluşur. Güney taraftaki daha yüksek olup, 250 x 180 metre boyutlarında ve ovadan 10 metre yüksekliktedir. Kuzeydeki höyük ise 170 x 120 metre boyutlarında ve 4 metre yüksekliktedir. Toplam olarak 6 hektarlık bir alana yayılmış olan yerleşimin 3 hektarlık bölümü kazılmıştır.

Tell el Cüdeyde Höyüğü, Antakya İl merkezinin güneydoğusunda, Reyhanlı İlçesi'nin yaklaşık 2 km. güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Tell el Cüdeyde Amik Ovası'nın büyük höyüklerinden biri olarak kabul edilir. Tepe, 370 x 250 metre boyutlarında ve 31 metre yüksekliktedir.

Tell Dhahab Höyüğü, Antakya İl merkezinin güneydoğusunda, Reyhanlı İlçesi'nin 1,5–2 km. güneydoğusunda, Tell el Cüdeyde Höyük'ünün güneyinde yer alan bir höyüktür. Höyük'ün günümüzdeki adı Altıntepe Höyüğü'dür. Tepe, 200 metre çapında, 10 metre yüksekliktedir. Höyük'ün en eski olarak günümüzden 9 bin yıl öncesinden, Neolitik Çağ'da yerleşim gördüğü saptanmıştır.

Musular, Aksaray İli, Aksaray İlçesi, Kızılkaya Köyü'nün yaklaşık 1 km. güneyinde, Musular Mekii'nde yer alan bir düz yerleşmedir. Hasan Dağı ve Melendiz Dağı'nın kuzeyine düşen volkanik bir arazide Ihlara Vadisi'nin verimli ovasında, Melendiz Çayı'nın batı kıyısındadır. Aşıklı Höyük'ün 300-400 metre batısında yer almaktadır.

Helvacı Höyücek Höyüğü, İzmir il merkezinin kuzeybatısında, Menemen İlçesinin kuzey-kuzeybatısında, Helvacı Köyü'nün 4 km. batı-güneybatısında yer alan bir höyüktür. Çevrede Höyücek ya da Üyücek adıyla bilinmekte olup, aynı addaki yerleşmelerden ayırabilmek için bu ad verilmiştir. Bununla birlikte bazı yayınlarda Höyücek, bazı yayınlarda da Helvacı olarak geçmektedir. Aşağı Gediz Ovası'nın batı kesiminde küçük bir tepe görünümündedir. Günümüzde denizden 18 km. içerdeki yerleşmenin iskan edildiği tarihlerde Gediz Nehri'ne daha yakın ve muhtemelen deniz kenarında olduğu düşünülmektedir. Kaçak kazılar ve yol yapımıyla kısmen tahrip olmuş durumdadır.

Arvalya Höyük, İzmir ili Selçuk ilçesinin ve antik Efes kentinin güneybatısında, Selçuk - Kuşadası kara yolunun hemen kenarında yer alan bir höyüktür. Gülhanım ya da Gül Hanım olarak bilinen bir tarlanın güney kesiminde bulunması nedeniyle bazı kaynaklarda bu adla geçmektedir. Yerleşimin iskan edildiği dönemlerde Ege Denizi kıyısında olduğu anlaşılmaktadır. Selçuk'a yaklaşık 4 km. mesafededir. Eski adı Kenchios olan Arvalya Çağı kenarında, Küçük Menderes Deltası'na açılan bir vadidedir.

Kayapınar Höyüğü, Tokat il merkezinin yaklaşık 25 km. güneybatısında, Artova İlçesi'nin 17 km. kuzeyinde, Yenice Köyü'nün 5 km. batısında yer alan bir höyüktür. Tepe, 70 x 45 metre boyutlarında küçük bir tepedir. Hemen yanında akan dereden 60 metre yüksekliktedir. Höyükten 70 metre ilerdeki pınarın üstündeki kayalıklarda Kurtini Mağarası bulunmaktadır. Mağara henüz araştırılmamış olmakla birlikte toprak dolu olduğu belirtilmektedir.

Uğurlu / Zeytinli, Çanakkale İli'ne bağlı Gökçeada'nın batı tarafında, Uğurlu Köyü'nün 900 metre doğu-kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Uğurlu Limanı'ndan yaklaşık olarak 1.400 metre, Ada'nın merkezine 23–24 km. uzaklıktadır. Bölge yerel olarak Zeytinli Mevkii olarak bilinmektedir. Yerleşme İsa Tepe'sinin doğu yamacında, bir yamaç yerleşmesi görünümündedir. Çanak çömlek buluntularına bakılarak 300 x 100 metrelik bir alana yayılmış olduğu söylenmektedir. Neolitik Çağ'a tarihlenen çanak çömlek buluntuları ise 100 x 100 metrelik bir alanda görülmektedir. Uğurlu / Zeytinli, şimdilik Doğu Ege Adaları'daki en eski yerleşmedir. Neolitikleşmenin Avrupa'ya aktarımından çok önemli bir konum göstermektedir. En erken yerleşimin Anadolu'dan gelen göçle MÖ 6.500 yıllarında başladığı anlaşılmaktadır. Bu yerleşim MÖ 5.000 dolaylarında Anadolu'dan bağımsız şekilde gelişen bir kültür olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kumartepe, Şanlıurfa il merkezinin 1,5 km kuzeybatısında, Bozova İlçesi'nin kuzeydoğusunda, İğdeli Köyü'nün kuzeyinde yer alan bir düz yerleşmedir. Günümüzde Atatürk Baraj Gölü altında kalmıştır. Barajın yapımından önce Fırat'ın güney kıyısında, İncesu Vadisi ile Fırat Vadisi'nin birleştiği yerdeydi.

Aslanapa Höyüğü, Kütahya il merkezinin kuş uçumu 25 km. güneybatısında, Aslanapa İlçesi'nin 700 metre kadar güneyinde yer alan bir höyüktür. Tepe, 140 metre çapında olup günümüzde 5 metre yüksekliğindedir.

Tilkiburnu Höyüğü, Kırklareli il merkezinin yaklaşık olarak 18 km. güneyinde, Babaeski İlçesi'ne 17 km. mesafede, Nacak Köyü'nün 750 metre doğusunda yer alan bir höyüktür. Şeytanderesi'nin doğu yakasındadır. Çanak çömlek dağılımına göre yerleşmenin 180 x 130 metrelik bir alana yayılmış olduğu ileri sürülmektedir. Kültür toprağının kalınlığı bir metredir.

İkiz Höyük, Malatya il merkezinin 25 km. kuzeydoğusunda, Battalgazi İlçesi'nin doğu – kuzeydoğusunda, Kuluşağı Köyü'nün 500 metre kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Yerleşme, Karakaya Barajı Gölü sularının yüksek olduğu mevsimde sular altında kalır. Suların alçak olduğu mevsimde ise göle doğru uzanan bir sırt olarak görülmektedir. Dolayısıyla zaman içinde tamamen tahrip olmuştur. Höyük, birbirine bir boyunla bağlanan kuzeyde ve güneyde iki yükseltiden oluşur. İkiz Höyük olarak adlandırılması bundandır.

Çıldırın Hüyleri, Elazığ il merkezinin kuzeybatısında, Ağın İlçesi'nin yaklaşık olarak 6 km. batısında, Yenipayam Köyü'nün batısında, Arapkir Deresi'nin kenarındaki düzlükte yer alan çifte höyüktür. Höyükler Çıldırınbaşı Hüyleri, Çift Tepeler ya da İkiz Tepeler olarak da bilinir. Höyüklerin bulunduğu düzlüğün altında, Arapkir Deresi içinde Çıldırınini adı verilen bir mağara bulunmaktadır. İ. Kılıç Kökten, 1970 yılındaki araştırmalarında, mağara içinde kültür toprağı bulunmadığının yazmıştır. Dereye yakın ve diğerine göre güneyde yer alan höyük günümüzde Keban Baraj Gölü'nün suları altında kalmıştır.

Yarıkkaya, Çorum il merkezinin güneybatısında, Boğazkale İlçesi'nin 1,6 km. kuzeydoğusunda, Yazılıkaya'nın yaklaşık olarak 2 km. kuzeyinde yer alan bir kalker kayalık ve bu kayalık üzerinde bulunan bir tepe üstü yerleşmedir.

Kanlıtaş Höyük, Eskişehir il merkezinin kuzeyinde, Aşağıkuzfındık Köyü'nün 1 km. doğusunda, "Kanlıtaş Mevkii" olarak bilinen yörede yer alan bir höyüktür. Yerleşme, vadinin ortasındaki kayalık bir yükseltinin kuzey yamacındadır. Tepe, 30 metre çapında olup 4 - 7 metre yüksekliktedir.

Kanal Höyük, Konya il merkezinin güneybatısında, Seydişehir İlçesi'nin 7,5 km. doğusunda, Bağra Köyü'nün batısında yer alan bir höyüktür. Arkeoloji yayınında Kanal Höyük olarak yer almaktadır. Yerel adları Höyük; Bağlası Höyük; Höyük Bağları'dır. Beyşehir Kanalı Çayı'nın getirdiği kalın bir alüvyon dolguyla kaplı Beyşehir Ovası'nın kabaca tam ortasındadır.

Yazır Höyük, Eskişehir il merkezinin güneydoğusunda, Günyüzü İlçesi'nin batısında, Dutlu Köyü'nün doğusunda yer alan bir höyüktür. Höyüğün bulunduğu mevkii Örenbağları olarak bilinmektedir. Yerleşme, yakından geçen Yazır Deresi'nden 20 metre yükseklikte doğal bir yükselti üzerindedir. Çanak çömlek dağılımına göre yerleşme alanı çapı 95 metrelik bir alandır. Ankara – Sivrihisar karayolunun 6 km. güneyindedir.