İçeriğe atla

Geiger sayacı

Açık-uç dedektörlü "iki-parçalı" tezgâh tipi Geiger–Müller sayacı.
Diğer adlarıGeiger sayacı
KullanımıParçacık dedektörü
MucidiHans Geiger
Walther Muller
İlgili maddelerGeiger–Müller tüpü

Geiger sayacı veya Geiger-Müller sayacı, iyonlaştırıcı radyasyonu tespit etmeye ve ölçmeye yarayan bir cihazdır. Cihaza adını veren Geiger–Müller tüpünün içindeki alçak-bansınçlı gaz tarafından üretilen iyonizasyonun kullanılmasıyla, alfa parçacıklarından, beta parçacıklarından veya gama ışınımlarından kaynaklanan nükleer ışımayı tespit eder. Taşınabilir ışıma (radyasyon) tetkik cihazı olarak geniş ve yaygın kullanımı nedeniyle, belki de toplumda en iyi bilinen ışıma (radyasyon) tespit cihazıdır.

Orijinal çalışma ilkesi 1908'de erken bir radyasyon bilimsel çalışmasında keşfedildi. Geiger-Müller tüpünün 1928'de ve sonrasındaki gelişiminden beri, cihazın güçlü algılama elamanından ve bağıl olarak düşük maliyetinden dolayı, radyasyon dozimetrisinde, tıp alanında, deney fiziğinde, nükleer endüstride, jeolojik keşiflerde ve diğer sahalarda popüler bir cihaz haline geldi. Fakat, yüksek radyasyon oranlarının ve gelen radyasyon enerjisinin ölçümlerinde kısıtlamalar vardır.

Çalışma ilkeleri

Az nüfuz eden radyasyon için kullanılan açık-uç tüplü bir Geiger sayacı taslağı.

Geiger sayaç cihazı; Geiger-Müller tüpü ve işlemci ve ekran elektronik devreleri olmak üzere iki ana elamandan oluşur. Radyasyonu algılayan elaman atıl gazla doldurulmuş bir Geiger-Müller tüpüdür (genellikle helyum, neon veya halojen katkılı argon içerir) ki, kısacası –parçacık veya foton radyasyonu iyonlaşarak gazı iletken yaptığında– elektrik yükünü iletir. Tüpün her bir iyonlaşma olayını yükseltme özelliği vardır, bunu Townsend çığ etkisi ile yapar ve kolayca ölçülebilen ve elektrik devre elemanlarından geçirilen bir akım atması üretir.

Okuma

Temel olarak iki tür radyasyon okuma yöntemi vardır; sayım veya radyasyon dozu. Sayım gösterimi en basit olanıdır ve iyonlaşma olaylarının sayısıdır ki ya sayım oranı, genellikle "saniye başına sayım" ya da belirli bir zaman üzerinden toplamı şeklindedir. Sayım okuma yöntemi normalde alfa veya beta parçacıklarının tespitinde kullanılır. Radyasyon doz oranının gösterimi elde edilmesi daha karmaşık olandır ve sievert gibi bir birimle gösterilir. Bu gösterim çeşidi normalde gama veya X-ışını doz oranlarının ölçümünde kullanılır. G-M tüpü sadece radyasyonun varlığını tespit edebilir, fakat enerjisini tespit edemez ki, enerji iyonlaşma etkisini belirler. Sonuç olarak, doz oranı ölçümü energy compensated G-M tüpünün kullanımını gerektirir, bu yüzden soğurulmuş doz gösterimi tespit edilen sayımla ilişkilidir.[1] Elektronik devreler bilinen katsayı ve çarpanları uygulayarak iki gösterim arasındaki dönüşümü yapar ki, bu dönüşüm de her bir cihazın kendisine özeldir ve ayrıca tasarımına ve kalibrasyonuna bağlıdır.

Okuma cihazı analog veya dijital olabilir ve gitgide artarak, modern cihazlar bir ana bilgisayar veya ağ ile seri iletişim imkânı tanımaktadırlar.

Genellikle iyonlaşma olaylarının sayısını temsilen klik sesi üretimi seçeneği de vardır. Bu özgün ses normalde el tipi veya taşınabilir Geiger sayaçlarıyla ilişkilidir. Bunun amacı kullanıcıya radyasyon oranını temsil eden ses geribeslemesini dinlerken aynı zamanda cihaza da yoğunlaşmasını sağlamaktır. Elektronik devreleri bağıl olarak yüksek değerli gerilim üretirler, tipik olarak 400-600 volt civarında ki bu gerilim Geiger-Müller tüpünü çalışır duruma getirebilmek için uygulanır.

Kısıtlamalar

Geiger sayacında iki önemli kısıtlama vardır. Birincisi, Geiger-Müller tüpü gelen radyasyonun enerjisinin büyüklüğünden bağımsız olarak her zaman aynı değere sahip bir atma çıktısı verir. Diğeri ise, yüksek radyasyon dozlarının tüpün "ölü zamanı"ndan dolayı ölçülememesidir. Gazın her bir iyonlaşmasından sonra geçen süre zarfında tüp diğer iyonlaşmalara olan hassasiyetini yitir, böylece bu süreçte gelen radyasyon sayıma bir katkı yapmaz ve ölçülen doz veya oran gerçektekinden daha düşüktür. Tipik olarak ölü zaman tespit edilen sayım oranlarını yaklaşık 104'ten 105'e kadar saniye başına sayım kadar daha az gösterecektir, kullanılan sayacın karakteristiğine bağlı olarak. Bazı sayaçlar bunu dengeleyecek devreler içermelerine rağmen, yüksek radyasyon oranlarının daha kesin ölçümleri için iyon odası cihazları tercih edilir.

Türleri ve uygulamaları

Pankek tipi dedektörlü G_M sayacı
Radyoaktif kaynaktan çıkan beta radyasyonunun ölçümü için Geiger sayacının laboratuvardaki kullanımı

Bir Geiger sayacının uygulamalarını ve kullanmını bütünüyle tüpünün tasarımı belirler.

Parçacık tespiti

Geiger ilkesinin tarihteki ilk kullanımı alfa ve beta parçacıklarının tespiti içindi ve cihaz halen bugün de bu amaç için kullanılmaktadır. Alfa parçacıkları ve düşük enerjili beta parçacıkları serbest hava ortamında bile sınırlı bir mesafeye sahiptirler ve katı bir madde tarafından kolayca durdurulurlar, bu yüzden "açık-uç" tipi GM tüpleri bu parçacıkların tespitinde kullanılır. Açık-uç bu parçacıkların asgari zayıflamayla geçişine izin verecek kadar ince ve genelde yoğunluğu 1.5 - 2.0 mg/cm2 civarında olacak şekilde tasarlanmıştır. Serbest havadan kaynaklanan zayıflamanın etkisini azaltabilmek için ve böylece alfa parçacıklarının verimli olarak tespit edilebilmesi için GM tüpünün penceresi radyasyon kaynağından 10mm civarında bir mesafede bulunmalıdır. Fakat, G-M tüpü bütün tespit edilen radyasyon çeşitleri için aynı değerde bir atma çıktısı verir, bu nedenle açık-uçlu Geiger sayacı alfa ve beta parçacıklarını birbirinden ayırdedemez. Açık-uç dedektörün bir başka çeşidi olan "Pankek" Geiger-Müller dedektörü daha geniş bir yüzey alanına sahiptir ve genellikle alfa/beta kirlenmesini gözlemek için kullanılır. Yüksek enerjili beta parçacıkları da tespit edilebilir ki bu "penceresiz" ince bir duvarlı bir tüple mümkündür. Bu tasarımda açık-uç bir dedektöre gerek yoktur. Tüp duvarları açık-uç dedektöründen daha güçlü bir durdurma gücüne sahip olmalarına karşın, yine de bu yüksek enerjili parçacıkların dedektör içindeki gaza ulaşmalarına izin verirler.

Geiger sayaçları halen genel amaçlı ve taşınabilir alfa/beta radyoaktif kirlenmeleri için ölçüm ve tespit cihazıdır, bunu düşük maliyetlerine, sağlamlıklarına ve göreceli olarak yüksek tespit verimliliklerine borçludurlar (özellikle de yüksek enerjili beta parçacıkları durumunda). Fakat alfa ve beta parçacıklarının ayırt edilebilmeleri veya bu parçacıkların enerji verilerinin elde edilebilmeleri için parıldama sayaçları veya nispi sayaçlar kullanılmalıdır. Bu tür cihazlar daha büyük bir dedektör yüzeyine sahip olabilirler ve böylece yüzey kirlenmelerinin denetlenmesi daha hızlı yapılabilir.

Gama ve X-ışını tespiti

Geiger sayaçları gama radyasyonunu tespit etmek için kullanılabilirler, bu amaç için penceresiz tüpler kullanılır. Fakat, gamaların tüple etkileşimi düşük olduğundan verimlilik %1 civarındadır,[2]

Geiger-Müller tüpü hakkındaki bu makale foton radyasyonunun tespiti üzerine teknikleri içerir. Özet olarak, yüksek enerjili gamaların tespiti foton radyasyonunun tüp duvarını oluşturan malzemeyle etkileşimiyle ilişkilidir, genellikle 1–2 mm'lik krom çelik, bu ilişkinin nedeni tüp duvarlarından elektron üretilmesi ve bu elektronların tüpün içindeki gazı iyonlaştırmasıdır. Bu yüksek enerjili gama fotonlarının tüpün içindeki düşük basınçlı gazla olan etkileşimlerinin azlığından dolayı gereklidir ve çoğu da tespit edilmeden geçip giderler. Fakat, düşük enerjili fotonlar için gazla etkileşim daha yüksektir ve doğrudan iyonlaşma etkilerinde artış olur. Fotonların enerjisi yüksek seviyeden düşük seviyeye doğru azaldıkça duvar etkisinin baskınlığı yerini duvar etkisi ve doğrudan iyonlaşma etkisinin karışımına bırakır ta ki bütünüyle doğrudan etkileşim baskın hale gelene kadar.

Değişik foton enerjilerine verilen tepkilerin çok çeşitli olmasında dolayı kalın çeperli çelik tüpler kullanılır. Çelik tüpler foton enerjilerini emerek değişik enerji seviyeleri arasında farkları azaltır, daha geniş bir enerji aralığıyla kıyaslandığında çalışma hassassiyetini arttırır.

Uzun ince duvarlı bir tüp düşük enerjili foton tespiti için tipik bir tasarımdır. Bu daha fazla gaz için fazladan hacim imkânı verir, böylece parçacıkların etkileşim şansı artar, yine de bu sistem düşük enerjili fotonlar ince duvardan geçerek gazın içine geçmesine izin verir.

Nötron tespiti

Nötronların boron trifluoride veya Helium 3 ve plastik moderatör kullanılarak hazırlanan Geiger tüpünün değişik bir türü nötronları tespit etmek için kullanıldı. Bu yavaşlama sonucu nötronlar dedektörün içerisinde alfa parçacıklarının oluşmasına sebep olur ve böylece nötronlar sayılabilir.

Gama ölçümü—kişisel korunma ve süreç kontrolü

"Geiger sayacı" genellikle elde taşınabilen tetkik tipi ölçüm cihazlarıdır, fakat Geiger prensiplerinin kullanımı daha da yaygındır, örneğin; işçilerin korunması için "gama bölgesi" alarmı olarak, güvenlik kilitleri uygulamalarında ve ölçüm süreçlerinde. Bu tür uygulamalarda, Geiger tüpü halen algılayan cihaz olmasına karşın, el tipi cihazlara göre elektronik işlemci devreleri daha yüksek dereceli bir ayrıntıya ve güvenililirliğe sahiptirler.

Fiziki tasarımı

Elde taşınabilir üniteler iki temel fiziki biçim vardır: "bütünleşik" ünite ki hem dedektör hem de elektronik devre aynı ünite içindedir ve "iki-parçalı" tasarım ki dedektör ucu ve elektronik devre modülü birbirinden ayrı ama kısa bir kabloyla birbirine bağlıdırlar.

Bütünleşik birim (ünite) tek elle taşıma imkânı verir, böylece kullanıcı diğer elini radyoaktif tehlike durumlarında kişisel güvenliği için kullanabilir, fakat iki parçalı tasarım dedektörün daha kolay kullanımına izin verir ve genellikle yüzeylerin alfa ve beta kirlenmesinin denetlenmesi sürecinde de kullanılabilirler ki bu tür durumlar daha dikkatli olmayı gerektiren veya elektronik devrelerinin ağırlıklarının kullanım şartlarını hantallaştırabileceği durumlardır. Kendine has farklı durumlarda kullanılmak üzere birçok çeşit büyüklükte cihazlar mevcuttur, örneğin; dedektör ucunun çok küçük aralıklar gibi yerlere girmesi gereken durumlar.

Gama ve X-ışını dedektörleri genellikle Geiger-Müller tüpünün elektronik devreyle uyumlu bir şekilde var olabileceği "bütünleşik" tasarımlara sahiptirler. Bu tür dedektörleri yapmak kolaydır çünkü dış muhafazanın ışınları fazla zayıflatmaz ve gama radyasyonu ölçümü durumlarında da radyasyon kaynağından uzaklık çok da önemli bir etken değildir. Fakat, daha yerel ölçümler yapabilmek için örneğin "yüzeydeki radyasyon dozu", tüpün konumu önemli hale gelir çünkü kaynağın dedektörün bilinen bir mesafe, yönelim ve yakınlığa konması gerekebilir.

Uygulamalı kullanımı üzerine rehberlik

Birleşik Krallıkta HSE yapılması düşünülen uygulamalar için doğru radyasyon ölçüm cihazının seçiminde yardımcı olmak üzere bir kullanıcı rehberi yayınladı. Bu rehber bütün radyason cihazı teknolojilerini kapsadığı gibi GM dedektörlerinin faydalı bir karşılaştırmasını da içerir.

Mika pencereli ve pankek şekilli bir GM dedektörünün veri-kaydeden 1nci sınıf Bluetooth adaptörlü mikroişlemciye bağlanmış hali bir bilgisayara (PC) radyo sinyallerini kullanarak radyasyon seviyesi bilgisini göndermektedir.

Ayrıca bakınız

  • Dozimetre - Maruz kalınan radyasyon miktarını ölçmek için kullanılan bir cihaz.
  • Parıldama sayacı - Gazsız bir radyasyon dedektörü.
  • Sivil savunma Geiger sayaçları - Elle taşınabilir radyasyon cihazlarını tarif eder. Not: hem GM hem de iyon çemberi.
  • Geiger–Müller tüpü - GM tüplerinin işleyişi ve türleri hakkında daha detaylı tanımlamalar.
  • Geiger platosu - G-M tüpünün gerçek çalışma gerilim (voltaj) aralığı.
  • Radyoaktif bozunum - Radyasyonun çoğunluğunun kaynağı nedir.
  • Gazlı iyonlaşma dedektörleri - Gazlı dedektör tiplerine genel bir bakış.
  • İyonlaşma çemberi - En basit iyonize radyasyon dedektörleri.
  • Foton sayacı
  • Sayım verimliliği

Kaynakça

  1. ^ Glenn F Knoll. Radiation Detection and Measurement, third edition 2000. John Wiley and sons, ISBN 0-471-07338-5
  2. ^ ’’Geiger Müller Tüpleri, 1nci baskı’’ Centronics Ltd. tarafından yayınlanan Kılavuzluk notları

Dış bağlantılar

Wikimedia Commons'ta Geiger counters ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur

İlgili Araştırma Makaleleri

Elektromanyetik tayf veya elektromanyetik spektrum (EMS), evrenin herhangi bir yerinde fizik kurallarınca mümkün kılınan tüm elektromanyetik radyasyonu ve farklı ışınım türevlerinin dalga boyları veya frekanslarına göre bu tayftaki rölatif yerlerini ifade eden ölçüt. Herhangi bir cismin elektromanyetik tayfı veya spektrumu, o cisim tarafından çevresine yayılan karakteristik net elektromanyetik radyasyonu tabir eder.

Fizik mühendisliğinin konusu, doğadaki maddelerin yapısını ve aralarındaki etkileşimi inceleyen fizik bilimi bulgularının uygulama alanına dönüştürülmesi ile ilgilidir.

Fotoelektrik etki ya da fotoemisyon, ışık bir maddeyi aydınlattığında elektronların ya da diğer serbest taşıyıcıların ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda ortaya çıkan elektronlar, fotoelektronlar olarak adlandırılır. Bu olay genellikle elektronik fiziğinde hatta kuantum kimyası ya da elektrokimya gibi alanlarda çalışılır.

<span class="mw-page-title-main">İyon</span> toplam elektron sayısının toplam proton sayısına eşit olmadığı, atoma net pozitif veya negatif elektrik yükü veren atom veya molekül

İyon ya da yerdeş, bir veya daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş bir atomdan oluşmuş elektrik yüklü parçacıktır. Atomlar kararsız yapılarından kurtulmak ve kararlı hale gelebilmek için elektron alırlar ya da kaybederler. Bunun için de başka bir atomla ya da kökle bağ kurarlar.

Tau; tau leptonu, tau parçacığı veya tauon olarak adlandırılır. Tau negatif yüklü, elektron benzeri bir temel parçacıktır. Yarım spinlidir. Elektron, müon ve üç nötrinolara birlikte tau lepton kategorisindedir. Tau da tüm parçacıklar gibi, bir antimadde karşılığına sahiptir; Tau'nun bu durumuna "antitau" denir..

<span class="mw-page-title-main">Alfa parçacığı</span>

Alfa parçacığı (alfa, Yunan alfabesindeki ilk harf ile gösterilir, α) parçacık ışınları arasında yüksek derecede iyonlaştırıcı bir ışın formudur. İki proton ve iki nötronun helyum çekirdeğindekine benzer bağları sebebiyle He2+ olarak da gösterilir. Alfa parçacığının kütlesi 6.644656×10−27 kg olup, 3.72738 GeV enerjiye denktir.

<span class="mw-page-title-main">Gama ışını</span> elektromanyetik bir rasyasyon (ışıma) türü

Gama ışını veya gama ışıması, atom altı parçacıkların etkileşiminden kaynaklanan, belirli bir titreşim sayısına sahip elektromanyetik ışınımdır; genelde uzayda gerçekleşen çekirdeksel tepkimelerin sonucunda üretilirler. X ışınlarının ötesinde yer alırlar.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer fizik</span> atom çekirdeğinin yapısı ve davranışı ile uğraşan fizik alanı

Nükleer fizik veya çekirdek fiziği, atom çekirdeklerinin etkileşimlerini ve parçalarını inceleyen bir fizik alanıdır. Nükleer enerji üretimi ve nükleer silah teknolojisi nükleer fiziğin en çok bilinen uygulamalarıdır fakat nükleer tıp, manyetik rezonans görüntüleme, malzeme mühendisliğinde iyon implantasyonu, jeoloji ve arkeolojide radyo karbon tarihleme gibi birçok araştırma da nükleer fiziğin uygulama alanıdır.

Fotosel, Fotodetektör, ışık sensörü, optik dedektör, optoelektronik sensör 'ler fotoelektrik etki kullanarak algıladığı ışını elektrik sinyaline dönüştüren veya gelen radyasyona bağlı bir elektrik direnci gösteren bir sensör'dür. Optoelektronik'te "ışık" terimi yalnızca görünür ışığı değil aynı zamanda görünmez kızılötesi ışığı ve ultraviyole radyasyonu'nu da ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Kozmik ışın</span> Çoğunlukla Güneş sistemi dışından kaynaklanan yüksek enerjili parçacık

Kozmik ışınlar, temelde Güneş Sistemi'nden yıldızlardan hatta uzak galaksilerden kaynaklanan, yüksek enerjili bir parçacık yağmurudur. Bu ışınlar Dünya atmosferi ile etkileştiğinde, bazen yüzeye ulaşan ikincil kozmik ışın duşlarını üretebilir. Öncelikle yüksek enerjili protonlardan ve atom çekirdeğinden oluşan bu ışınlar güneş veya güneş sistemimizin dışından kaynaklanır. Fermi Uzay Teleskobu'ndan (2013) elde edilen veriler, birincil kozmik ışınların önemli bir bölümünün yıldızların süpernova patlamalarından kaynaklandığının kanıtı olarak yorumlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Radyasyon</span> Uzayda hareket eden dalgalar veya parçacıklar

Radyasyon veya ışınım, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımı ya da aktarımıdır. "Radyoaktif maddelerin alfa, beta, gama gibi ışınları yaymasına" veya "Uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurların tamamına" da radyasyon denir. Bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların sayısı, proton sayısına göre oldukça fazla veya oldukça az ise; bu tür maddeler kararsız bir yapı göstermekte ve çekirdeğindeki nötronlar alfa, beta, gama gibi çeşitli ışınlar yaymak suretiyle parçalanmaktadırlar. Çevresine bu şekilde ışın saçarak parçalanan maddelere radyoaktif madde denir.

<span class="mw-page-title-main">Radyonüklit</span>

En basit çekirdek olan hidrojen çekirdeği hariç bütün çekirdeklerde nötron ve proton bulunur. Nötronların protonlara oranı hafif izotoplarda birebir oranındayken periyodik tablonun sonundaki ağır elementlere doğru bu oran gittikçe artmaktadır. Bu oran daha da artarak nüklitin artık kararlı olmadığı bir noktaya gelir. Daha ağır nüklitler, dışarıya verecekleri fazla enerjileri olduğundan kararsızlardır. Bunlara radyonüklit denir. Bu süreçte radyonüklid radyoaktif bozunmaya uğrar ve bu esnada gama ışını ve/veya atom altı parçacıklar yayabilir. Bu parçacıklar iyonlaştırıcı radyasyonu oluştur. Radyonüklidler doğada bulunabildikleri gibi yapay yollarla da üretilebilirler.

<span class="mw-page-title-main">Duman dedektörü</span> Dumanı tespit eden cihaz, tipik olarak yangın dedektörü

Duman dedektörü, tipik bir yangın göstergesi olan dumanı algılayan bir cihazdır.

<span class="mw-page-title-main">İyonlaştırıcı radyasyon</span> Zararlı yüksek frekanslı radyasyon

İyonlaştırıcı radyasyon ya da İyonize edici radyasyon, iyonlaşabilen atomlardan veya iyonlaşabilen moleküllerden elektron koparmak için yeterli enerji taşıyan kuantumlara sahip olan herhangi bir elektromanyetik radyasyon türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Parçacık dedektörü</span>

Deneyli ve uygulamalı parçacık fiziği, nükleer fizik ve nükleer mühendislikteki, çekirdek bozunumları, kozmik ışınlar ya da parçacık hızlandırıcılarındaki çarpışmalarla üretilen yüksek enerjili parçacıkları belirlemek ve/veya izini bulmak için kullanılan aygıtlara parçacık dedektörleri veya diğer bir deyişle ışınım dedektörleri denir. Çağdaş dedektörler, belirlenen ışınım enerjisini ölçmek için kalorimetre olarak da kullanılırlar. Ayrıca parçacıkların momentum, spin, yük gibi özelliklerini ölçmek için de kullanılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Gama ışını astronomisi</span>

Gama-ışını astronomisi, foton enerjileri 100 keV'den yüksek olan elektromanyetik radyasyonun en yüksek enerjili formu olan gama ışınlarının astronomik gözlemleridir. 100 keV altı radyasyonlar X-ışınları olarak sınıflandırılır ve X-ışını astronomisinin konusudur. Astronomik literatür genelde “gama-ışınlarını” sıfat olarak kullanıldığı zaman tire ile, isim olarak kullanıldğında “gamma ray” şeklinde tiresiz yazar.

<span class="mw-page-title-main">Ölçü aleti</span>

Ölçü aleti, fiziksel nicelik ölçmeye yarayan bir cihazdır. Fiziksel bilimler, kalite güvencesi ve mühendislikte kullanılan ölçme; gerçek şeylerin ve olayların, fiziksel niceliklerini elde etme ve kıyaslama etkinliğidir. Yerleşik standart nesneler ve olaylar ölçü birimleri olarak kullanılır ve ölçme işlemi; üzerinde çalışılan unsur ve bununla ilişkili ölçü birimi hakkında bir sayı verir. Ölçü aracının kullanımını tanımlayan araçlar ve formel test yöntemleri, elde edilen sayıların arasındaki ilişkilerin vasıtalarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Radyoaktif kirlilik</span>

Radyoaktif kirlenme veya radyoaktif kontaminasyon, radyoaktif maddelerin yüzeylerde; katı, sıvı veya gaz içinde kasıtsız ve istemeden bulunması durumudur.

<span class="mw-page-title-main">Gaz iyonlaştırma sayacı</span>

Gaz iyonlaştırma sayaçları, iyonlaştırıcı parçacıkların varlığını tespit etmek için parçacık fiziğinde ve iyonlaştırıcı radyasyonu ölçmek için radyasyondan korunma uygulamalarında kullanılan radyasyon tespit cihazları.

<span class="mw-page-title-main">Radyasyon hasarı</span>

Radyasyon hasarı, iyonlaştırıcı radyasyonun fiziksel nesneler üzerindeki etkisidir. Radyobiyoloji, iyonlaştırıcı radyasyonun ve radyasyonun insan sağlığına etkileri de dahil olmak üzere canlılar üzerindeki etkisini araştıran bilim dalıdır.