
Dinozor (Dinosauria), ilk olarak Mezozoyik zamanda ortaya çıkan ve yaşayan tek üyeleri kuşlar olan arkozor sürüngen grubu. Dinozor adı, Richard Owen tarafından Grekçe "korkunç" anlamına gelen deinos ve "kertenkele" anlamına gelen sauros sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşur. Dinozorlar, 243 ile 233 milyon yıl önce Geç Triyas döneminde ortaya çıkmış ve 66 milyon yıl önce kuşlar dışındaki tüm türlerinin soyu tükenmiştir. Dinozorlar, sıcakkanlı ve soğukkanlı arası özellikler gösteren mezoterm canlılardı. Mezozoyik'te oldukça başarılı biçimde tüm kıtalara yayılan dinozorlar çok farklı nişleri doldurdu. Yapılan araştırmalarda şimdiye kadar yaklaşık olarak 1.000 kadar kuş olmayan dinozor türünün yaşadığı belgelendi. Bugün dinozorların evrimsel olarak devamı olan kuşların 11.000 kadar türü vardır ki bu, yaşayan memelilerin tür sayısının (~6000) yaklaşık iki katıdır. Dinozorların nasıl yaşadığı, ne kadar çeşitlendiği ve ekosistemdeki yerleri kadar kuş olmayan dinozorların nasıl yok olduğu da bilim camiasını uzun zamandır meşgul etmektedir. Kuş olmayan dinozorları yeryüzünden silen yok oluşun aşamalı mı, yoksa yerbilimsel olarak katastrofik (ani) mi olduğu tartışmalıdır.

Jura veya Jura dönemi, Mezozoyik Zaman'ın Triyas'tan sonra gelen, yani ikinci dönemidir. 200 milyon yıl öncesi ve 145 milyon yıl öncesi arasındadır. Jura, adını o döneme ait kireçtaşı tabakalarının ilk belirlendiği Avrupa Alplerindeki Jura Dağları'ndan almıştır. Jura döneminin başlangıcında, süper kıta Pangea iki kara kütlesine bölünmeye başlamıştı: kuzeyde Lavrasya ve güneyde Gondvana. Bu, daha fazla kıyı şeridi yarattı ve karasal iklimi kurudan nemliye kaydırdı; Triyas'ın kurak çöllerinin çoğunun yerini yemyeşil yağmur ormanları aldı.
Mezozoyik Zaman, Triyas, Jura ve Kretase Dönemi'ni kapsayan, günümüzden yaklaşık 252 milyon yıl öncesinden 66 milyon yıl öncesine kadarlık süreyi kapsayan, yerküre tarihindeki sondan bir önceki jeolojik zamandır. Dinozorlar gibi arkozor sürüngenlerinin baskınlığı; bol miktarda açık tohumlu bitki ve eğrelti otları; sıcak bir sera iklimi; ve Pangea'nın tektonik olarak parçalanması gibi olaylar ve koşullar, Mezozoyik Zaman'ı diğer jeolojik zamanlardan ayırır. Mezozoyik, Fanerozoyik'in ikinci zamanı olup karmaşık canlıların evrimleşmesinden sonra gelen üç zamanın ortasında yer alır.

Triyas, 251,902 milyon yıl önce (myö) Permiyen Dönemi'nin sonundan 201,4 myö Jura Dönemi'nin başlangıcına kadar 50,5 milyon yılı kapsayan jeolojik bir dönem ve sistemdir. Triyas, Mezozoyik Zaman'ın ilk ve en kısa dönemidir. Dönemin hem başlangıcı hem de sonunda büyük yok oluşlar görülmüştür. Triyas Dönemi, Erken Triyas, Orta Triyas ve Geç Triyas olmak üzere üç devreye ayrılır.

Nesli tükenen türler, nesli tamamen yok olmuş canlı türleridir. Bazı türler doğal afetlerle veya seçilim baskısı ile, bazıları ise insan türünün evrimleşmesinden çok önce yok olmuş, bazıları da insanoğlunun aşırı avlanması, nüfus artışı ve şehirleşmeyle doğal yaşam alanları tahrip olduğundan dünya üzerinden tamamen yok olmuştur.

Soy tükenmesi, biyolojide ve ekolojide, bir türün veya cinsin varlığının sona ermesi, biyosferin küçülmesidir. Soy tükenmesi durumu doğal evrim sürecinin bir parçasıdır. Türler değiştikçe bazen yaşadıkları çevrelere daha iyi uyarlanmış ve aynı zamanda çevre tarafından değişikliğe uğratılmışlardır. Bu türler varlıklarını sürdürürken, çevreye uyum sağlayamayanlar ise var olma savaşında yenik düşüp yeryüzünden silinmişlerdir.

Deniz altı volkanları, yeryüzünün denizlerle örtülü olduğu bölgelerinde bulunan yarıklardır. Yer altından gelen lavlar bu yarıklar sayesinde yüzeye çıkarlar. Dünya üzerine bir yılda yer altından gelen lavların %75 kadarını bu tür yarıklardan gelenler oluşturur. Çıkan malzemelerin büyük çoğunluğu tektonik hareketlerin yoğun olarak görüldüğü Orta Atlantik Yükselimi olarak da adlandırılan kıta levhalarının bulunduğu bölgelerde gerçekleşir. Pek çoğu okyanusların derin bölgelerinde olmasına karşın, bir bölümü de sığ sularda görülür. Bu tür durumlarda birikerek yükselen malzeme, küçük adacıklar oluşturabilir.

Gondvana (Gondwana), Prekambriyen dönemi sonunda Antarktika, Avustralya, Afrika, Güney Amerika, Hindistan, Arabistan ve Madagaskar'ın birleşmesinden oluşmuştur. Geç Prekambriyen dönemi sonunda birleşen bu jeolojik yapı, erken Jura döneminde ilk parçalanma aşamasına gelmiştir.Birkaç kratonun birikmesiyle oluşur. Gondwana paleozoyik dönemin en büyük kitasal kabuğudur. Dünya yüzeyinin beşte biri kadar bir alan kaplamaktadır. Süper kıta olabilmek için Euramercia ile birleşti. Mesozoyik doneminde Gondwana ve pangea yavaş yavaş ayrıldı. Gondwana kalıntıları Güney Amerika, Afrika, Antarktika, Avustralya, Hindistan yarımadası ve Arabistan'da dahil olmak üzere bugünün kıta alanının yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktadır. Gondvana (Gondwana) ismi Avusturyalı jeolog Eduard Suess tarafından üst Paleozoyik ve Mezozoyik yaşlı formasyonları bulunan merkez Hindistan'daki Gondwana bölgesine izafeten verilmiştir, zira bu bölge diğer güney kıtalarındaki bazı formasyonlara jeolojik yaş ve litolojik özellikler yönünden benzemektedir. ”Gondwana” terimi, bazı bilim adamları tarafından bölge ve süper kıta arasında açık bir ayrım yapmak için tercih edilmektedir.

Permiyen-Triyas yok oluşu (P-Tr), 251,4 milyon yıl önce meydana gelen ve Paleozoyik ile Mezozoyik dönemlerin yanı sıra Permiyen ve Triyas jeolojik dönemleri arasındaki geçişi başlatan bir kitlesel yok oluştur. Bu yok oluş, tüm deniz türlerinin %96'sının ve karadaki omurgalı türlerinin ise %70'inin tükenmesine yol açan, dünyanın en şiddetli yok oluşu olarak bilinir. Bu yok oluş olayı, ayrıca şimdiye kadar böceklerde gözlemlenen tek kitlesel yok oluş olarak da bilinir. Bazı familyaların %57'si yok olurken tüm cinslerin %83'ünün nesli tükenmiştir. Bu yok oluşta biyoçeşitlilik büyük oranda tahrip olduğu için Dünya üzerindeki yaşamın kendini toparlaması diğer soy tükenmesi olaylarından daha uzun sürmüştür. Permiyen-Triyas yok oluşu, "tüm kitlesel yok oluşların anası" olarak tanımlanır.

Coelophysis, bundan yaklaşık 216 ila 196 milyon yıl önce yaşanan Triyas devrinin ikinci yarısında, günümüz Amerika Birleşik Devletleri'nin güneybatısı ve ayrıca Güney Afrika ve Zimbabve'de yaşamış, Coelophysidae ailesinden bir bazal teropod dinozor cinsidir.
Paleoklimatoloji, doğrudan ölçümlerin alınmadığı iklimlerin incelenmesidir. Araçsal kayıtlar Dünya tarihinin yalnızca küçük bir bölümünü kapsadığından, eski iklimin yeniden inşası, doğal çeşitliliği ve mevcut iklimin evrimini anlamak için önemlidir. Paleoklimatoloji, kayalar, tortular, sondaj delikleri, buz tabakaları, ağaç halkaları, içinde korunmuş verileri elde etmek için Dünya ve yaşam bilimlerinden çeşitli PROXY yöntemlerini kullanır. Vekilleri tarihlendirme teknikleriyle birleştirilen bu paleoiklim kayıtları, Dünya atmosferinin geçmiş durumlarını belirlemek için kullanılır.
Yok oluş Dünya'daki biyolojik çeşitlilikte yaygın ve hızlı bir azalmadır. Böyle bir olay, çok hücreli organizmaların çeşitliliği ve bolluğunda keskin bir değişiklik ile tanımlanır. Yok olma oranı türleşme hızıyla doğru orantılı bir şekilde ortaya çıkar.

Neotherapoda, Coelophysoidleri ve diğer gelişmiş teropod dinozorları içeren bir kladdır. Aynı zamanda Triyas-Jura yok oluşundan sağ kurtulan tek teropod kladıdır. Averostranlar dışında tüm neoteropodların soyu erken Jura döneminde tükendi.

Liliensternus, yaklaşık 210 milyon yıl önce Triyas Dönemi'nin sonunda, şimdiki Almanya'da yaşayan, soyu tükenmiş bir bazal neoteropod dinozor cinsidir. Liliensternus, orta büyüklükte, iki ayaklı, yerde yaşayan bir etoburdu ve 5.15 metre uzunluğa kadar büyüyebiliyordu. Avrupa'dan en iyi temsil edilen Triyas theropodu ve bilinen en büyüklerinden biridir.

Eodromaeus, Arjantin'in Geç Triyas döneminde yaşamış, bazal teropod olduğu önerilmiş soyu tükenmiş bir dinozor cinsidir. Bilinen en eski dinozorların çoğu gibi, Kuzeybatı Arjantin'deki Ischigualasto-Villa Unión Havzası'nın Karniyen dönemindeki Ischigualasto Oluşumu'ndan geliyor. Keşfi üzerine, bir bazal sauropodomorf olarak yeniden yorumlanan çağdaş Eoraptor'un yerini alan en eski gerçek teropodlardan biri olduğu iddia edilmiştir.

Alwalkeria, Geç Triyas'ta Hindistan'ta yaşamış bir bazal saurischian dinozor cinsidir. Küçük, iki ayaklı bir omnivordu.
Geç Kretase, jeolojik zaman cetvelinde Kretase döneminin ayrıldığı iki zaman diliminden genç olandır. Tebeşir anlamına gelen Kretase adı bu dönemde yoğun olarak çökelmiş olan tebeşir kayasına atıfta bulunularak verilmiştir.

Geç Devoniyen yok oluşu, Geç Devoniyen Devresi'ndeki birkaç yok oluştan meydana gelir ve bunlar toplu olarak yerkürenin yaşam tarihindeki en büyük beş kitlesel yok oluşundan biridir. Geç Devoniyen yok oluşu, 372 milyon yıl önce Frasniyen katı ile Devoniyen Dönemi'nin son katı olan Fameniyen'in arasındaki sınırda gerçekleşmiş olan Kellwaser olayı adlı büyük yok oluşu kast eder. Bu yok oluş ile tüm familyaların %19'u ve tüm cinslerin %50'sinin nesli tükendi. İkinci bir kitlesel yok oluş olan Hangenberg olayı, 359 milyon yıl önce meydana geldi ve böylece Dünya Karbonifer Dönemi'ne geçerken Fameniyen ile beraber Devoniyen de sonlandı.

Postosuchus anlamına gelen Postosuchus, Geç Triyas döneminde şu anda Kuzey Amerika olarak bilinen yerde yaşayan P. kirkpatricki ve P. alisonae olmak üzere iki türden oluşan soyu tükenmiş bir rauisuchid sürüngen cinsidir. Postosuchus, modern timsahları içeren arkozorların soyu olan Pseudosuchia soyunun bir üyesidir. Adı, Teksas'ta P. kirkpatricki türü türlerin birçok fosilinin bulunduğu bir yer olan Post Quarry'den gelir. Triyas sırasında, zamanının küçük dinozor yırtıcılarından daha büyük olan, bölgesinin en büyük avcılarından biriydi. Muhtemelen dicynodonts gibi büyük hantal otçulları ve kendisinden daha küçük diğer birçok canlıyı avlayan bir avcıydı.

Eurypteridler, genellikle gayri resmi olarak deniz akrepleri olarak da adlandırılan, Eurypterida takımını oluşturan soyu tükenmiş bir eklembacaklı grubudur. Bilinen en eski eurypteridler, 467.3 milyon yıl önceki Ordovisyen döneminin Darriwilian aşamasına aittir. Grubun ilk olarak Erken Ordovisiyen veya Geç Kambriyen döneminde ortaya çıkmış olması muhtemeldir. Yaklaşık 250 türle en çeşitli Paleozoik keliserliler takımıdır. Ordovisiyen sırasında ortaya çıkmalarının ardından, öripterid türlerinin çoğunun tanımlandığı Silüriyen sırasında deniz faunasının ana bileşenleri haline geldi. Silüryen cinsi Eurypterus, bilinen tüm eurypterid örneklerinin %90'ından fazlasını oluşturur. Grup sonraki Devoniyen döneminde çeşitlenmeye devam etse de, Geç Devoniyen yok oluşundan büyük ölçüde etkilendi. 251.9 milyon yıl önce Permiyen-Triyas yok oluşu sırasında yok olana kadar sayıları ve çeşitliliği azaldı