İçeriğe atla

Gazzâlî

Gazzâlî
Îmam-ı Gazzâlî
Gazzâlî'nin temsilî bir portresi
Tam adıHüccetü'l-İslâm Ebû Hâmid Muhammed bin Muhammed bin Ahmed el-Gazzâlî et-Tûsî
Doğumuy. 1058
Tus, İran, Büyük Selçuklu İmparatorluğu
Ölümü19 Aralık 1111
(52-53 yaşında)
Tus, İran, Büyük Selçuklu İmparatorluğu
MilliyetiFars
Çağıİslam'ın Altın Çağı
BölgesiBağdat, Tus, Kudüs, Nişabur, Şam
OkuluTasavvuf, Sünnilik, Eş'arilik, Şâfiîlik[1][2]
İlgi alanlarıEdebiyat, fıkıh, kelâm, felsefe, mantık, İslam şeriatı, tasavvuf
Önemli eserİhyâ-u Ulûm-id-Dîn
Tehâfütü'l-Felâsife
Kimya-i Saadet
Kalplerin Keşfi
el-Münkız Mine'd-Dalâl
Etkilendikleri
Etkiledikleri

Gazzâlî[3][4] (Farsçaالغزّالی), yaygın adıyla Îmam-ı Gazzâlî (1058 – 19 Aralık 1111), Ortaçağ Avrupası'nda Latinize edilmiş haliyle Algazelus ya da Algazel, İranlı, Sünni İslam âlimi, mutasavvıfı, müderrisidir. İslam düşünce tarihindeki en önemli ve en etkili fakih, müftü, filozof, teolog, mantıkçı ve mistiklerden birisi olarak kabul edilmektedir.[5][6][7][8] XI. yüzyıl'ın müceddidi olarak nitelendirilmektedir.[9][10] Gazzali'nin çalışmaları çağdaşları tarafından büyük bir önem ve övgüyle karşılanmış ve "İslam'ın delili" anlamına gelen Hüccetülislam unvanını almıştır.[11]

Felsefe ilmine vakıf olduktan sonra çeşitli yönlerden felsefeyi eleştirmesi ve dönemin bazı filozoflarını tekfir etmesiyle de bilinir. Hükema sıfatıyla da adlandırılmıştır.[12] Fars asıllı olduğu sanılan[3] Gazzâlî'nin lakapları Hüccetü'l-İslâm ve Zeynüddîn'dir. Genel olarak Gazzâlî ve İmam-ı Gazzâlî isimleriyle tanınmaktadır. Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde yaşamış olan en ünlü İslam bilginlerinden biridir.

Hayatı ve yaşadığı dönem

Gazzâlî'nin otobiyografisi

Gazzâlî, Hicri 450 (Miladi 1058) yılında İran'ın Horasan bölgesinin Tus şehrinde doğmuştur. İlk öğrenimini Tus'ta Ahmed bin Muhammed er-Razikânî'den almış, daha sonra Cürcân şehrine giderek Ebû Nasr el-İsmailî'den eğitim görmüş; daha sonra da 28 yaşına kadar Nişabur Nizamiye Medresesi'nde öğrenim görmüş, itikadi düşünce olarak Ebü'l Hasan Eş'arî'den ve ameli görüş olarak ise Îmam Şafii'den etkilenmiştir. Hocası, İmam-ı Harameyn lakaplı Abdülmelik el-Cüveynî, 1085 yılında ölünce Gazzâlî, Nişabur'dan Büyük Selçuklu Devleti'nin veziri Nizâmülmülk'ün yanına gider. Nizâmülmülk'ün huzurunda olan bir toplantıda verdiği cevaplarla diğer bilginlerden üstünlüğünü kanıtlayarak 1091 yılında Bağdat'taki Nizamiye Medresesi'nin baş müderrisliğine tayin edilir. Burada bilgisi ve edindiği öğrenci topluluğuyla kısa sürede ün ve saygınlık kazandı. Tasavvufa yöneldi ve Ebû Alî Farmedî'nin de tesiriyle bu alanda yoğunlaştı. Bu ilgi ve hac arzusuyla medresedeki vazifesini bırakarak 1095 yılında Bağdat'tan ayrıldı ve Şam'a gitti.[13] Şam'da iki yıl kadar kaldıktan sonra 1097 yılında hacca gitti.

Hac sonrası Şam'a döndü ve buradan Bağdat yoluyla tekrar Tus'a geçti. Şam ve Tus'ta bulunduğu sürede uzlet yaşamı sürdü ve tasavvuf alanında ilerledi. Bağdat'tan ayrılışından 11 yıl sonra, 1106 yılında Nizâmülmülk'ün oğlu Fahrülmülk'ün ricası üzerine Nişabur Nizamiye Medresesi'nde tekrar eğitim vermeye başladı. Buradan kısa süre sonra Tus'a dönerek yaptırdığı tekkede müritleriyle birlikte sufi yaşamı sürdü.

Gazzâlî, 1111 (Hicri 505) yılında doğum yeri olan İran'ın Tus şehrinde öldü.[14]

Gazzâlî'nin anıtının giriş kapısı

Gazzâlî'nin yaşadığı dönemde İslam âleminde siyasî ve fikrî olarak büyük bir karmaşa hâkimdi. Bağdat'ta Abbasi halifelerinin gücü zayıflamasına karşın Büyük Selçuklu Devleti'nin sınırları giderek genişliyor ve nüfuzu da artıyordu. Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah'ın veziri Nizâmülmülk; savaş meydanlarında zaferler kazanıyor, ilim meclisleri denilen tartışma ortamlarını ve medreseleri açıyordu. Bu dönemde Mısır tahtında, İslam hilâfetinin başında, Şiî mezhebine bağlı Fâtımî Hanedanı vardı. Avrupa'da ise Endülüs Emevî Devleti gerilemekteydi.

Birinci Haçlı Seferi de Gazzâlî döneminde yapılmış ve Gazzâlî 40 yaşında iken Antakya, Haçlılarca kuşatılmıştır. Bir yıl sonra da Haçlılar, Kudüs'ü ele geçirmişlerdir.

Haşhaşîler tarikatının kurucusu Hasan Sabbah ve İranlı gök bilimci Ömer Hayyam da Gazzâlî ile aynı çağda yaşayan tanınmış kişilerdir. İslam âlemindeki bu karışıklığı, fikrî bir çöküntü tamamlıyordu.

Fikir hayatı ve etkileri

Gazzâlî'nin öğrenme merakı onun çok sayıda dini ve fikrî akımları araştırmasına neden oldu. Yaşadığı dönemde hakikati bulmak isteyen insanların dört kısıma ayrıldığını ve her birinin hakikati kendi yolunda aradığını gördü. Bunlar; felsefeciler, kelâmcılar, sûfiler, bâtınîlerdi. Hepsinin görüşlerini inceleyerek; kelâm, felsefe ve Bâtınîlik yolunu kitaplarında ayrıntılarıyla tenkit etti ve sûfilerin yolu olan tasavvufa yönelerek hakikati bu yolda aradı. Gazzâlî bu geçirdiği süreci El-Münkız Mine'd Dalal adlı kitabında şöyle anlatır;

Gençliğimden itibaren 50 yaşımı aştığım bu ana gelinceye kadar, bu engin denizlerin derinliklerine dalmaktan hiç geri durmadım. Coşkulu denizlere çekingen korkaklar gibi değil, cesur kimselerin dalışı gibi daldım, gördüğüm her meselenin üzerine atladım. Her zorluğun içine apansız girdim. Her fırkanın inanış ve fikirlerini inceliyor, her grubun tuttuğu yolun inceliklerini ortaya çıkarmaya çalışıyordum. Araştırdığım fırkaların hak veya batıl, sünnete uygun veya bidat sahibi olmaları konusunda ayrım yapmıyordum. Bâtınîlik yolunu tutmuş her fırkanın, bu düşünceyle ne hedeflediklerini öğrenmeye çalıştım. Zahirilik yolunu tutmuş olanların, bununla neler elde ettiklerini ortaya çıkarmaya gayret ettim. Felsefe yolunu tutmuş olanların, sahip oldukları felsefeyi bütün esaslarıyla öğrenmeye özen gösterdim. Hiçbir kelâm âlimini dışarıda bırakmadan kelamdaki yöntemini ve mücadelesini öğrenmeye çaba gösterdim. Bütün gücümle ne kadar sufi var ise onun sufiliğindeki sırları öğrenmeye, ne kadar abid var ise bu ibadetleriyle neler kazandığını araştırmaya çalıştım. Bütün zındıkların, Allah’ın varlığını ve sıfatlarını kabul etmeyenlerin, bu inanış veya inkarlarının arkasında yatan sebepleri titizlikle araştırdım. Her şeyin hakikatini öğrenmeye karşı duyduğum susamışlık; baştan ve gençliğimden beri tuttuğum yol ve benim bir hasletim olmuştur. Bu hasletler, Allah tarafından benim yaratılışıma ve hamuruma katılmış özelliklerdir; benim seçimim ve tercihim değildir. Bunun sonucunda çocukluğumun coşkulu çağlarından itibaren taklit bağlarından sıyrıldım ve büyüklerimizden miras kalan sırf taklide dayalı inanç esaslarından koptum. Çünkü Hristiyan çocuklarının hepsi bu din üzere yetiştiklerini, Yahudi çocuklarının sürekli bu dinin esaslarına göre büyüdüklerini, Müslüman çocuklarında istisnasız İslam dini üzere yetişmekte olduklarını görmekteydim. Yaratılıştan gelen asli hakikati ve ana baba ile hocalar aracılığıyla kazanılan sonraki inanç esasları ve taklit unsurlarının hakikatini öğrenme konusunda içimde büyük bir istek oluştu. Taklit, başlangıçta birtakım telkinlere dayanmaktaydı. Bunların da hangilerinin hak ve batıl olduğu konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktaydı. Kendime şöyle dedim: Benim istediğim, her şeyin gerçek yüzünü öğrenmektir. Öyleyse önce bilginin gerçek yüzünün ne olduğunu öğrenmekle işe başlamam gerekir.[15]
Gazzâlî'nin kalem kutusu

Gazzâlî'ye göre O dönemde İslamiyet'in birliğine kötü anlamda doğrudan etki edecek fikirler hızla yayılıyor, bir taraftan Yunan felsefesi ile İslam inancını yeniden yazmaya çalışan filozoflar, diğer yandan Kur'an'ın apaçık ayetlerini karanlık ve gizemli tefsirlere konu yapan Bâtınîler, İslam dinine ve Ehl-i sünnet itikadının bütünlüğüne büyük zarar veriyordu.[16]

Bâtınîlik, Gazzâlî'nin döneminde ortaya çıkmış ve Büyük Selçuklu veziri Nizâmülmülk bu görüşün üyeleri tarafından öldürülmüştür. Gazzâlî bu dönemde Ehl-i Sünnet dışı grupların görüşlerine karşı reddiyeler yazarak mücadele etmiş, Mutezile ve Bâtınîlik'e karşı altı tane eser yazmıştır.

Felsefeye karşı verdiği mücadele ile İslam dünyasında felsefi düşüncenin gelişmesini önlediği düşünülmektedir. Yunan felsefesine karşı yazdığı reddiyeler sonucunda İbn Rüşd, İbn-i Tufeyl ve İbn Bacce gibi düşünürler felsefeyi ona karşı savunmak ihtiyacı duydular. Gazzâlî felsefe öğrenerek ve felsefi yöntemler kullanarak felsefecilerle tartışmış, sert eleştirilerini reddiyeler şeklinde yazarak Aristoteles, İbn-i Sina ve Fârâbî'nin üzerine yöneltmiştir.[13]

Gazzâlî'nin felsefeye yönelik olumsuz tutumuna karşın [[Mantığın birçok yanını İslam din bilimlerine sokmada önemli katkısı olmuştur.

Kimya-i Saadet adlı kitabının 1308 tarihli kopyası

Gazzâlî İslam inanç felsefesi olan Kelâm'ın daha çok akaid kısmına önem vermiş ve akıl yerine sezgiyi ön planda tutmuştur. Mantık ve münazara ilkelerini kullanmıştır. Bununla beraber Kelam ile tatmin olmayan Gazzâlî tasavvufa yönelerek aklın yerine mükaşefeyi koymuştur. Sûfizm ve Şeriat alanında büyük rol oynamış, Sûfizm kavramını şeriat yasaları ile birleştirmiş, eserlerinde tasavvufu ilk olarak teorik anlamda açıklamıştır. Çalışmalarında Ehl-i Sünnet görüşünü benimsediği ve diğer görüşlere karşıt olduğu da söylenebilir. Katkılarıyla tasavvufun uzun süre yaşayabilmesini sağladı.

Gazzâlî Orta Çağ Müslüman ve Hristiyan filozoflarını büyük ölçüde etkilemiş, çalışmaları İslam dünyasında Avrupalı bilginlerin dikkatini çeken ilk şey olmuştur. Aziz Thomas Aquinas (1225-1274) bunlardan biridir. Gazzâlî'nin etkisi Aziz Thomas Aquinas'ın Hristiyan teolojisi ile ilgili çalışmalarıyla karşılaştırılsa da ikisi arasında metot ve inanç bakımından bazı büyük farklılıklar vardır. Gazzâlî Müslüman inancına sahip olmayan (Aristoteles ve Sokrates gibi Antik Yunan filozofları) düşünürleri ve onların fikirlerini reddeder. Thomas Aquinas ise Yunan ve Latin etkilerini çalışmalarında göstermiş ve bütün herkesi kucaklamıştır.[17]

Gazzâlî'nin kitapları birçok Batı diline çevrilmiştir. Eyyühe'l Veled adlı kitabı UNESCO tarafından 1951'de Fransızcaya, İngilizceye ve İspanyolcaya tercüme edilmiş ve bunun gibi birçok kitabı da çeşitli dillere çevrilerek basılmıştır.

Gazzâlî ve tasavvuf

Gazzâlî'nin olduğu varsayılan mezar

Gazzâlî'nin doğduğu ve büyüdüğü yer olan Tus, o yüzyılda büyük bir tasavvuf merkezi olarak anılıyordu. Gazzâlî'nin öğrencilik hayatında tasavvuf geri planda kaldı. Geçirmiş olduğu ruhsal bunalım sonrasında tasavvufa yöneldi. Silsile-i saâdât'tan olan hocası Ebu Ali Farmedi'den dersler alarak, tasavvuf konusunda icazet aldı. Gazzâlî'ye göre tasavvuf, insanın manevi hastalıklarından kurtulmasında en önemli etkendir. Kimya-i Saadet adlı eserinde şöyle der;[18]::Beden kalbin ülkesidir. Bu ülkede kalbin birçok askeri vardır. Kalp ahiret için yaratılmıştır. Allah'ı tanımak ise onun yarattıklarını bilmekten geçer. İnsanın bâtınında olan sıfatların genel hayvanlara, bazısı yırtıcı hayvanlara, bazısı şeytanlara ve meleklere ait olan sıfatlardır. İnsan bunların hangisinden olduğunun farkına varmalıdır. Çünkü insan bunları bilmezse doğru yolu bulamaz. Bu saydığımız sıfatların her birinin gıdası farklıdır. Hayvanın gıdası yemek, uyumak ve çiftleşmektir. Yırtıcı hayvanların gıdası mutluluğu da parçalamak, saldırmak ve öldürmektir. Şeytanların gıdası ise aldatmak, hile ve kötülük yapmaktır. Meleklerin gıdası ise Allah'ın cemalini müşahede etmektir. Hırs, hayvan ve yırtıcı hayvan sıfatları melekliğe çıkan yol değildir. Eğer sen aslında melek cevheri isen Allah'ı tanımaya uğraş ve kendini o cemali müşahede edecek hale getir. Kendini öfke ve şehvetin elinden kurtar ve bu hayvan sıfatlarının sende niçin yaratıldığını anlamaya çalış.

Âlimlerin sınıflandırılması

Gazzâlî hakikati araştıran âlimleri dört sınıfa ayırır.[19]

  1. Bâtınîler: Hakikatin "imam"dan talim yolu ile öğrenileceğini kabül ederler.
  2. Filozoflar: Hakikatin bürhan, delil ve mantıkla öğrenileceğini kabûl ederler.
  3. Kelâmcılar: Rey ve istidlâl sahibi olduklarını kabül ederler.
  4. Mutasavvıflar: Hakikatin keşf ve ilhamla öğrenileceğini kabül ederler.

Etkisi

Gazali yaşamı boyunca bilim, İslami akıl yürütme ve tasavvuf da dahil olmak üzere çok çeşitli konuları kapsayan 70'ten fazla kitap yazmıştır.[5][6][20] Eserlerinde tasavvufun ilk resmi tanımını yaparak tasavvuf ve şeriatın sentezinde önemli bir rol oynamıştır.[21] Ayrıca yazıları, özellikle Batıniler olarak bilinen İsmaili mezhebinin İran topraklarında nüfuz kazandığı bir dönemde Sünni İslam'ın konumunu güçlendirmiştir. Gazali, Ezoteristlerin İftiraları adlı eserinde İsmailileri kâfir ilan edecek kadar ileri gitmiş ve onların kanının dökülmesine izin vermiştir.[22]

Gazali'nin dini felsefesinin ana temalarından biri, yaratıcının tüm insan yaşamının odak noktası olduğu ve dünyevi işleri doğrudan etkilediği inancıydı. Eserleri David Hume, Dante, Aziz Thomas Aquinas ve Yahudi teolog Moses Ben Maimon da dahil olmak üzere Hristiyan, İbrani ve Batılı akademisyenler ve filozoflar tarafından yaygın olarak okunduğu ve incelendiği için etkisi İslam dünyasının ötesine uzandı. Gazali'nin kayda değer katkılarından biri, 12. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İslami eğitimin temelini atan eğitim reformudur. Eserleri aynı zamanda İslam matematiği ve astronomisinin gelişiminde de önemli bir rol oynamış, At-Tusi gibi alimler büyük ölçüde onun yazılarına dayanmışlardır.[23]

Gazali kendisini bir filozoftan çok bir mistik olarak görse de, bazı akademisyenler onu İslam felsefesi ve düşüncesinde önemli bir figür olarak kabul etmektedir. Yaklaşımını gerçek bilgi arayışı, felsefe ve bilimin daha derin bir şekilde anlaşılması ve mistisizm ile bilişin daha iyi kavranması olarak tanımlamıştır. Mantığı Medrese'deki İslami seminer müfredatına başarılı bir şekilde entegre etmesi, Arap felsefesinin altın çağının başlangıcına işaret etti.[24][25]

Çağdaş dünyada Gazali'nin mirası İslami iş etiğine kadar uzanmakta, Yusif Sidani ve Akram Al Ariss gibi akademisyenler onun yazılarının bu alandaki etkisini vurgulamaktadır. Hatta Gazali'nin Muhammed Peygamber'den sonraki en büyük Müslüman şahsiyet olduğunu öne sürmektedirler. Geleneksel İslamcılar da Gazali'nin çalışmalarından, özellikle de Şeriat Hukuku üzerine tartışmalarından ilham almakta ve bir din alimi olarak statüsünden ödün vermeksizin felsefi mantık alanındaki uzmanlığını vurgulamaktadır.[26]

Bazı oryantalist akademisyenler, Gazali'nin çağdaş felsefeleri reddetmesinin İslam dünyasında bilimsel ilerlemede düşüşe katkıda bulunduğunu ileri sürmüşlerdir.[27][28] Gazali, muhafazakâr İslami inançlarına meydan okuyan bazı felsefi fikirlerden, özellikle de Tanrı'nın her şeyi bilen ve hatta var olmayan bir varlık olabileceğini öne süren fikirleri tehdit olarak görmüştür.[29]

Bununla birlikte, bu bakış açısının alternatif yorumlarla karşılaştığını belirtmek önemlidir. Gazali'nin kendi sözleri, din ve bilim arasındaki ilişkiye dair incelikli bir bakış açısına işaret etmektedir. "Matematiksel bilimleri inkâr ederek İslam'ın savunulması gerektiğini düşünen bir kimsenin dine karşı işlediği suç gerçekten de büyüktür" demiştir. "Hatadan Kurtuluş" adlı eserinde yer alan bu alıntı, matematiksel bilimleri ihmal etmenin bilime ya da akla karşı bir suç değil, dine karşı bir suç olduğuna dair inancının altını çizmektedir. Niyeti matematik çalışmalarını savunmak değil, bu bilimlerin din için bir tehdit oluşturduğu görüşünü kınamaktı. Ona göre matematik ve din farklı alanlara hitap etmekteydi ve birbirleriyle rekabet halinde değillerdi.[30]

Gazali, "Çünkü vahyedilmiş Yasa hiçbir yerde bu bilimleri reddetmeyi ya da onaylamayı üstlenmez ve bu bilimler hiçbir yerde kendilerini dini meselelere yöneltmez" diyerek konumunu daha da netleştirmiştir. Özünde, dini öğretiler ile matematiksel bilimlerin farklı alanlarda yer aldığını ve birbirine karıştırılmaması gerektiğini savunmuştur. Bununla birlikte, yazılarının diğer bölümlerinde Gazali bazı felsefi fikirler hakkındaki endişelerini dile getirmiştir. Filozoflar tarafından yazılan kitapların yasaklanmasını savunmuş ve felsefeyi matematiksel, mantıksal, fiziksel, metafiziksel, politik ve ahlaki olmak üzere altı dala ayırmıştır.[31]

Gazali'nin etkisi tarih boyunca İbn Rüşd, Ayn el-Kuzat Hemedani, Nevevi, İbn Tumart, René Descartes, Fahruddin Razi, Suyuti, Tan Malaka, Thomas Aquinas, David Hume, Seyfeddin el-Amidi, Esad Mayhani, Ali el-Kari ve Muhammed İbn Yahya el-Cenzi gibi çok çeşitli düşünürlere yayılmıştır.[32][33][34]

Eserleri

Gazzâlî'nin, risâle ve reddiyeleri ile birlikte 500'e yakın kitap yazdığı hakkında bilgiler vardır. Mısırlı bilim insanı Abdurrahman Bedevî yapmış olduğu araştırmalara göre, Gazzâlî'nin 457 adet kitap yazdığını belirtir. Ancak günümüze kadar ulaşan eserlerinin sayısı 75 tanedir.[35]

  • İhya-u Ulumi'd-din - Gazzâlî'nin en çok bilinen ve en büyük eseridir. Bu kitapta fıkıh ve tasavvuf konuları ele alınmıştır. Dört kısımdan oluşur. Kitap yazılışından bu yana İslâm dünyasında çok okunan kitaplar arasındadır. Kitaba dair çeşitli şerhlerde yazılmıştır.
  • El münkız mine'd Dalal - Bu kitabında, hakikate nasıl eriştiğini anlatmakta ve bazı fırkaları inceleyerek tenkit etmektedir.
  • Makaasidü'l Felasife - Felsefeyi tenkit etmeden önceki incelemesidir.
  • El Mustafa - Fıkıh usûlü'ne ait konular içerir, dört bölümden oluşmaktadır.
  • Tehafütü'l Felasife - Aristo felsefesine tenkit amacıyla yazılmıştır.
  • El İktisad fi'l İtikad - Kitap, itikad konuları içerir.
  • Kimya-i Saadet - iman ve ahlaka ait konuları içerir. İhya'u Ulûmi'd Dîn kitabının kısa bir Farsçaya çevrisi niteliğini taşır.
  • El Kıstasü'l Müstakim ve Fedâih-ul-Bâtınîyye - Bâtınîlere reddiye ve eleştiri olarak yazılmıştır.
  • Bidayetü'l Hidaye - Din ve ahlak bilgilerini öğreten bir kitaptır. Birinci kısmında zahirî ibadet ve ahlaktan ikinci kısmında kalbin itaat ve isyanı konusunu ele alır. Daha sonra göz, kulak, dil, cinsiyet uzuvları, eller ve ayakların güzel kullanılmasından söz eder. Son bölümünde kalbin iki yüzlülük ve kibir gibi kötülüklerden temizlenmesi konularını anlatır.
  • Miyarül İlim
  • Mihekkun Nazar
  • Mişkatü'l Envar - Nur Suresi 35. Ayet'in tefsîridir.[36] İlahi nurların sırları hakkında yazılmış tasavvufi eserdir.[37]
  • Tefsir'u Yâkûti't Te'vîl
  • Cevâhir'ül Kur'ân
  • El Bâsıt
  • El Vâsit
  • Maksaadü'l–Esnâ fi Şerhi'l-Esmâü'l Hüsnâ
  • Makaasıd Maznun'ü Bih la Gayri Ehlih
  • El Vecîz
  • Fedâihu'l Bâtıniyye: Batınilere tenkit ve reddiye olarak yazılmıştır.
  • Mizanü'l Amel
  • Faysal ül-tefrika beyne'l –İslâm ve'z-zendeka
  • İlcam ül-avam an İlm-i Kelâm
  • El Mustazhiri
  • Er-Redd ül-cemil Ala Sarih
  • Kitab ül-erbain
  • Minhac ül-abidin
  • Eyyühe'l Veled
  • Mükâşefetü'l-Kulûb - 111 babtan oluşan tasavvufi eserdir.[38]
  • Nasihatü'l Müluk
  • Ed-Dürc
  • Mafsalü'l Hilaf
  • Hüccetü'l Hak
  • el-İmlâ alâ Müşkilâti'l-İhyâ - İhya-u Ulumi'd-din'de anlaşılması zor olan noktaları aydınlatmak için yazdı.[39]

Popüler kültürdeki yeri

2020-2021 yılları arasında TRT 1'de yayınlanan Uyanış: Büyük Selçuklu dizisinde Cemal Toktaş tarafından canlandırılmıştır.[40]

Dipnotlar

  • Abdülğâfir el-Farisî (ö. 529/1135) – Gazalî'nin bir öğrencisi el-Siyâk li Tarihi Nîsâbur'unun el-Muntahab mine's-Siyâk li Tarihi Nîsâbur başlıklı kısa yazısında,
  • Ebu'l-Muzaffer Muhammed bin Ahmed el-Ebiverdî'nin (ö. 507/1113) Gazalî hakkındaki övgü şiirinde,
  • Ebu Bekir bin el-Arabî (ö. 543/1143) – Gazalî'nin diğer öğrencisi el-Avâsım mine'l-Kavâsım adlı kitabında,
  • İbn Asâkir (ö. 581/1176) – Tebyinü Kâzibi'l-Müfterî ve Tarihu Dimeşk adlı kitaplarında,
  • İbnü'l-Cevzî (ö. 597/1201) el-Muntazam fi't-Tarih adlı kitabında,
  • Yâkut el-Hamevî (ö. 626/1228) Mu'cemü'l-Büldân adlı kitabında,
  • Ali İbnü'l-Esîr (ö. 636/1239) El-Kamil fi't-Tarih Cilt 10. sayfa 173.
  • Sıbt ibnü'l-Cevzî (ö. 654/1257) Mir'âtü'z-Zaman adlı kitabında,
  • İbn Kesir (ö. 774/1373) el-Bidâye ve'n-Nihâye adlı kitabında,
  • Haque, Amber (2004), "Psychology from Islamic perspective: contributions of early Muslim scholars and challenges to contemporary Muslim psychologists", Journal of Religion & Health, 43 (4), ss. 357-377, doi:10.1007/s10943-004-4302-z, ISSN 0022-4197 
  • Savage-Smith, Emilie (1995), "Attitudes toward dissection in medieval Islam", Journal of the History of Medicine and Allied Sciences, 50 (1), ss. 67-110, doi:10.1093/jhmas/50.1.67, PMID 7876530 

Kaynakça

  1. ^ A.C. Brown, Jonathan (2009). Hadith: Muhammad's Legacy in the Medieval and Modern World (Foundations of Islam). Oneworld Publications. s. 179. ISBN 978-1851686636. 
  2. ^ Leaman, Oliver (2006). The Qur'an: An Encyclopedia. Taylor & Francis. ss. 84. ISBN 978-0415326391. 
  3. ^ a b Çağrıcı, Mustafa (1996). "Gazzâlî" (PDF). İslâm Ansiklopedisi. 13. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı. ss. 489-505. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Ağustos 2014. 
  4. ^ Kufralı, Kasım (1978). "Gazzâlî". İslâm Ansiklopedisi. 4. İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı. ss. 748-760. 
  5. ^ a b Banuazizi, Ali; Weiner, Myron (March 1994). The Politics of Social Transformation in Afghanistan, Iran, and Pakistan. Syracuse University Press. s. 108. ISBN 9780815626091. 
  6. ^ a b "Ghazali, al-". The Columbia Encyclopedia. 29 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Aralık 2012. 
  7. ^ Adamec, Ludwig W. (2009). Historical Dictionary of Islam. Scarecrow Press. s. 109. ISBN 978-0810861619. 
  8. ^ Griffel, Frank (2016). "Al-Ghazali". Zalta, Edward N. (Ed.). The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Winter 2016 bas.). Metaphysics Research Lab, Stanford University. 8 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Haziran 2024. 
  9. ^ William Montgomery Watt, Al-Ghazali: The Muslim Intellectual, p. 180. Edinburgh: Edinburgh University Press, 1963.
  10. ^ Rosmizi, Mohd; Yucel, Salih (2016). "The Mujaddid of his age: Al-Ghazali and his inner spiritual journey". UMRAN - International Journal of Islamic and Civilizational Studies (İngilizce). 3 (2): 1-12. doi:10.11113/umran2016.3n2.56Özgürce erişilebilir. ISSN 2289-8204. 9 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Haziran 2024. 
  11. ^ Janin, Hunt (2005). The Pursuit of Learning in the Islamic World. McFarland. s. 83. ISBN 0786419547. 
  12. ^ "Dücane Cündioğlu İslam Dünyasında Felsefe'nin Tükenişi ve Gazali'nin Rolü". Felsefe. Dücane Cündioğlu. 2021. 25 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  13. ^ a b R.M. Frank, Al-Ghazali and the Ash'arite School, Duke University Press, London 1994
  14. ^ Ghazali 11 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., The Columbia Encyclopedia, Sixth Edition 2006
  15. ^ Muhammed Gazzâlî, El münkız mine'd Dalal, İran baskısı 1998
  16. ^ Majmoo' al-Fataawa, part 4, p. 71
  17. ^ Margaret Smith Al-Ghazali The Mystic: (Londra 1944
  18. ^ Muhammed Gazzâlî, Kimya-i Saadet, İran baskısı, 1992
  19. ^ Süleyman Uludağ, İslam Düşüncesinin Yapısı, s.18
  20. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Ludwig 2009 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  21. ^ Sells, Michael Anthony (1996). Early Islamic Mysticism: Sufi, Qurʼan, Miraj, Poetic and Theological Writings. New York: Paulist. ISBN 9780809136193 – Google Books vasıtasıyla. 
  22. ^ Adang, Camilla; Ansari, Hassan; Fierro, Maribel; Schmidtke, Sabine (20 Ekim 2015). Accusations of Unbelief in Islam: A Diachronic Perspective on Takfīr (İngilizce). BRILL. ISBN 978-90-04-30783-4. 20 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2023. 
  23. ^ "AL-Ghazali" (PDF). Quarterly Review of Comparative Education. 23: 3-4. 31 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2023. 
  24. ^ Louchakova-Schwartz, Olga (2011). "The Self and the World: Fenomenolojik Bir Bakış Açısıyla Vedanta, Sufizm ve Presokratikler". Phenomenology/Ontopoiesis Retrieving Geo-cosmic Horizons of Antiquity (İngilizce). Dordrecht: Springer Netherlands. ss. 423-438. doi:10.1007/978-94-007-1691-9_33. ISBN 9789400716902. 
  25. ^ "Gazâlî mantığı medreseye başarıyla sokmuştu (gerçi başka yerlerde de okutuluyordu (Endress 2006)). Bu dönemden sonra mantığa olanlar, Gazâlî'den çok daha yetenekli mantıkçıların faaliyetlerinin sonucudur. Bu dönem geçici olarak Arap felsefesinin Altın Çağı olarak adlandırılmıştır (Gutas 2002). Bu dönemde, özellikle de on üçüncü yüzyılda, İbn Sînâ mantığının kapsam ve yapısında büyük değişiklikler meydana gelmiştir; bu değişiklikler daha çok müstakil mantık risalelerinde ortaya konmuştur. On üçüncü yüzyılın, "Arapçada mantık yapmanın, belki de daha önce veya daha sonra herhangi bir zamanda olduğundan daha fazla, metin tefsirinden tamamen koptuğu" bir dönem olduğu gözlemlenmiştir (El-Rouayheb 2010b: 48-49). Daha sonraki yüzyıllarda mantık öğretiminde kullanılan başlıca ders kitaplarının çoğu bu döneme aittir. [Gazzâlî'nin savunduğu mantık, medreseye mantığı sokma sürecindeki tüm tarihsel önemine rağmen, Farabî ya da İbn Sînâcı olamayacak kadar sulandırılmıştı." Street, Tony (23 Temmuz 2008). "Arap ve İslam Dil ve Mantık Felsefesi". Stanford Encyclopedia of Philosophy. 17 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2008. 
  26. ^ Sidani, Yusuf; Al Ariss, Akram (4 Nisan 2014). "New Conceptual Foundations for Islamic Business Ethics: The Contributions of Abu-Hamid Al-Ghazali". Journal of Business Ethics (İngilizce). 129 (4): 847-857. doi:10.1007/s10551-014-2136-5. ISSN 0167-4544. 
  27. ^ Jamil Ragep (February 2008). "When did Islamic science die (and who cares)?" (PDF). Viewpoint, 85. 1 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Mart 2023. 
  28. ^ Saliba, George (2007). Islamic Science and the Making of the European Renaissance. MIT Press. ISBN 9780262195577 – Google Books vasıtasıyla. 
  29. ^ Al-Ghazali. Deliverance from error[], p. 9, §41.
  30. ^ Al-Ghazali. Deliverance from error[], § 59, p. 13.
  31. ^ Ruddle-Miyamoto, Akira O. (2017). "Regarding Doubt and Certainty in al-Ghazālī's Deliverance from Error and Descartes' Meditations". Philosophy East and West. 67 (1): 160-176. doi:10.1353/pew.2017.0011. ISSN 1529-1898. 
  32. ^ Marenbon, John (2007). Medieval Philosophy: an historical and philosophical introduction. Routledge. s. 174. ISBN 978-0-415-28113-3. 11 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2023. 
  33. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; auto13 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  34. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; plato.stanford.edu isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  35. ^ Carl Brockelmann,Geschichte der arabischen Litteratur
  36. ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2020. 
  37. ^ "Arşivlenmiş kopya". 26 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2018. 
  38. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2018. 
  39. ^ Çağrıcı, Mustafa (2017). Gazzâlî (PDF). İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları. s. 17. ISBN 978-975-19-6617-9. 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2020. 
  40. ^ "Uyanış: Büyük Selçuklu İmam Gazali kimdir? Kim canlandırıyor? Cemal Toktaş kimdir? Hayatı ve biyografisi". Haberler.com. 12 Ekim 2020. 19 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2021. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İbn Sina</span> Fars tıp bilgini ve filozof (980–1037)

İbn Sînâ veya Ebu Ali Sînâ ya da Batılıların söyleyişiyle Avicenna, İslam'ın Altın Çağı döneminin en önemli doktorlarından, astronomlarından, düşünürlerinden, yazarlarından ve bilginlerinden biri olarak kabul edilen Fars polimat ve "polimerik erken tıbbın babası" olarak bilinen tabiptir.

<span class="mw-page-title-main">Fârâbî</span> Türk filozof, bilim adamı

Fârâbî, 8. ve 13. yüzyıllar arasındaki İslam'ın Altın Çağı'nda yaşamış ünlü filozof ve bilim insanıdır. Aynı zamanda gök bilimci, mantıkçı ve müzisyendir.

İbn Miskeveyh (940-1030) Fars asıllı ünlü Şii filozoftur. Müslümanlarca; Aristoteles, Farabi'den sonraki üçüncü öğretmen yani "Muallim Salis" olarak bilinir. İran'ın Rey kentinde 940'ta doğdu. Aktif politik kişiliğini filozof rolüyle birleştirdi. Tarihçi yönü de olan Miskeveyh Bağdat, İsfahan ve Rey şehirlerindeki Büveyhî Hanedanı'na hizmette bulundu. Aralarında Sicistani'nin de olduğu bir entelektüel grubunun üyesiydi. İslam dünyasında Neoplatonik geleneğin ortaya çıkışında Miskeveyh'in telifçi rolünün etkisi bulunmaktadır. İbn Miskeveyh tarihten psikolojiye, kimyadan metafiziğe kadar pek çok farklı alanda çalışmalarda bulundu ve eserler kaleme aldı. Yunan filozoflarının tevhid ile ilgilendiklerini öne sürmekle Miskeveyh din ile felsefeyi uzlaştırma hususu probleminden uzak durmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İbn Bacce</span> yüzyıldan kalma filozof, doktor, astronomer, araştırmacı, müzisyen ve El-Endülüs şair

İbn Bacce tam adı Ebû Bekr Muhammed bin Yahya bin es-Saig olan Endülüs'lü, Arap filozof ve bilim insanı. Batıda Avempace olarak da anılır.

<span class="mw-page-title-main">İslam felsefesi</span> İslam medeniyetindeki felsefe geleneği

İslam felsefesi, İslâm dinine mensup kişilerce gerçekleştirilen felsefe etkinliğidir. Müslüman felsefesi ve Arapça felsefe olarak da adlandırılır. İslam felsefesi adlandırması sadece İslam'a dair bir felsefe olarak anlaşıldığından tartışmaya açıktır. İslam dünyası felsefeyle 8. yüzyıldan itibaren sistematik hale gelen Bağdat merkezli tercüme hareketiyle tanışmıştır. 3. yüzyılda Plotinos'un öncülük ettiği, Yeni Platonculuk adlı felsefi akımın Eflâtun ve Aristoteles'i uzlaştırma çabaları İslam dünyasına aktarılan felsefenin temeli olmuştur. Müslüman filozoflar bu iki filozofun eserlerini şerh etme yoluna gitmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Şehâbeddin Sühreverdî</span> İranlı filozof ve din bilgini

Şehâbeddin Sühreverdî, İranlı İslam filozofu ve işrakilik isimli fikrî akımın kurucusu.

Faṣlü'l-Maḳâl, İslam filozofu İbn Rüşd tarafından yaklaşık 1179-1180'te yazıldığı düşünülen eser. Genelde kabul gören ve tercih edilen görüşe göre eserin tam ismi Kitabu Fasli'l-makâl ve takriru mâ beyne'ş-şeria ve'l-hikme mine'l-ittisâl'dir.

<span class="mw-page-title-main">Kindî</span> Müslüman Arap bilim insanı ve polimat (801–873)

Kindî veya tam adıyla Ebu Yusuf Yakub bin İshak el-Sebbah el-Kindî, felsefe, tıp, matematik astronomi, ilahiyat, psikoloji, fizik, kimya ve müziğe kadar pek çok bilim dalında eser yazan Arap bilim insanı.

İşrâkîlik veya illüminasyonizm, kelime anlamı olarak ışığın açılması ya da güneşin doğması anlamındaki işrâk kelimesinden gelmektedir: Hakikatin direkt olarak ortaya çıkması, açılması anlamındadır. Hem felsefi hem de mistik boyutları olan bir akım olarak varlığını sürdürmüştür.

Tehâfütü'l-Felâsife, Eş'ariyye mezhebinden İmam El Gazali'nin 11. yüzyıla ait ve İbn-i Sina'nın erken dönem islâm felsefesini eleştirdiği ünlü eseridir.

<span class="mw-page-title-main">Nasîrüddin Tûsî</span> Fars astronom ve polimat (1201–1274)

Nasîrüddin Tûsî, Horasan Selçuklu Devletine mensup olan ve edebiyat dili gerekçesiyle Farsça eserli bir Türk bilim insanı ve Şii İslam'ın Batınî/Tasavvuf filozofu. Söz konusu dönem, Moğol istilası sebebiyle Bağdat'ta, bir yandan karanlık bir dönem, bir yandan da önemli düşünce okullarının kurulduğu ve İslam bilim kurumlarının açıldığı bir dönem oldu. Nasîrüddin Tûsî de bu dönemde yetişmiş İslam dünyasının tanınmış bir bilgesi olmuştur. Azerbaycanlı halk bilimci Memmedhüseyn Tehmasib'a göre efsanevi bir kişilik olan Nasreddin Hoca gerçekte Tûsî'dir.

<span class="mw-page-title-main">Sadreddin Konevî</span>

Sadreddin Konevî, Fars sufi. Malatya'da doğmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ebû Bekir er-Râzî</span> Fars filozof, simyacı, kimyager ve hekim (865–925)

Ebû Bekir er-Râzî ya da tam adıyla Ebû Bekir Muhammed bin Zekeriyyâ er-Râzî, Fars simyacı, hekim ve filozof. Gençlik yıllarında edebiyat ve musikî ile ilgilenmiştir ve geçimini kuyumculuk yaparak sağlamıştır. Râzî doğduğu şehir olan Rey'de felsefe, matematik, doğa bilimleri ve astronomi eğitimi aldıktan sonra Bağdat ve başka İslam şehirlerinde öğrenimini tamamladı. Daha sonrasında da tıp öğrenimi gördü. Rey ve Bağdat hastanelerinde başhekim olarak çalışan Râzî'nin eserlerinin hemen hemen hepsi Latinceye çevrilmiştir. Tıp alanında yazdığı Hâvî adlı ansiklopedi 17. yüzyıla kadar alanında en önemli başvuru kaynağı olmuştur. Râzî'nin tıp bilimine yaptığı en önemli katkılardan biri de ilk defa kimyayı tıbbın hizmetine sunmuş olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tus, İran</span> İranda antik bir şehir

Tus Toos veya Tous veya Tus Tūs olarak bilinen, eski Yunanca Susia olarak bilinen İran'da Razavi Horasan eyaletinde antik bir şehirdir. Eskiden Partlar zamanında şehir Susia ismiyle bilinirdi. Yaşlı Pliny lakabıyla tanınan Romalı subay ve ansiklopedi yazarı Gaius Plinius Secundus'a (23-79) göre Susia, kaliteli ünlü baldıranotu ile tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe</span> soyut, genel ve temel birtakım probleme ilişkin yapılan sistematik çalışma

Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.

Ebu Hasan el-Amiri, Horasanlı filozof ve felsefe tarihçisidir.

Ebu Ali Fârmedî, asıl ismi Fadl bin Muhammed, Altın Silsile'nin Sekizinci halkası İslam âlimi, mutasavvıf şeyh. Yusuf Hemedani ve İmam Gazali'nin hocası idi.

<span class="mw-page-title-main">İbn Rüşdcülük</span>

İbn Rüşdcülük 13. yüzyılda latin hristiyan skolastisizmini etkileyen, İbn Rüşd çevirilerinin etrafında şekillenerek etkisini gösteren Aristotelesçi felsefi akım, görüş. İlk ve etkin takipçileri arasında; Brabantlı Siger, Daçyalı Boetius, Dry Townlu John, Jondunlu John ve Padualı Marsiliu gibi isimler bulunmaktadır.

<i>Tehafut et-Tehafut el-Felasife</i> İbn Rüşdün 12. yüzyılda Gazzâlinin Tehâfut el-Felâsife adlı eserine cevap olarak yazdığı eser

Tehâfut et-Tehâfut el-Felâsife ‎‎ Endülüslü filozof İbn Rüşd'ün 12. yüzyılda yazmış olduğu eserdir. Kelamcı ve mutasavvıf Gazzâli'nin Tehâfut el-Felâsife adlı eserine karşı bir cevap, bir savunma olarak, ondan yaklaşık bir yüzyıl sonra yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İran felsefesi</span> Doğu felsefesinin bir kolu

İran felsefesi veya Fars felsefesi, Doğu felsefesinin bir parçası olup, oldukça zengin ve eski bir tarihe sahiptir. İran felsefesi'nin kökeni eski İran'da Hint-İran kökleriyle ortaya çıkan ve Zerdüşt öğretilerinden büyük ölçüde etkilenen, felsefi gelenek ve düşünceler zamanına kadar uzanmaktadır. Pers bölgesinde bağımsız felsefi düşüncenin ortaya çıkışını, M.Ö. 1500’ler de Avesta metinleri aracılığı ile tarihleyen Hint-İranlılar’dan öğrenmekteyiz. Zerdüşt'ün görüşlerinin, Yahudilik ve Orta Platonizm dönemi fikirleri aracılığıyla, Batı Avrupa kültürlerini de etkilediğini görmekteyiz.