Beyin ve sinir cerrahisi alanında uzmandır.[1] Beyin cerrahisi pratiğinde, mikroskop kullanımının (mikrocerrahinin) hayata geçirilmesinde ve yaygınlaştırmasındaki katkılarıyla tanınır.[1] 1999 yılında Amerikan Nörolojik Cerrahlar Kongresi'nde Neurosurgery Dergisi tarafından "1950-2000 Yüzyılın Beyin Cerrahı" unvanı verilmiş ve Avrupa Nörolojik Cerrahlar Birliği onur madalyası ile onurlandırılmıştır.[2][3]
Yaşamı
Ailesi ve çocukluğu
Gazi Yaşargil, 6 Temmuz 1925 tarihinde babasının kaymakam olarak görevi yaptığı Diyarbakır'ın Lice ilçesinde Sehavet Hanım ile Azmi Bey'in oğlu olarak doğdu.[4] Doğduğu yıl ailesi ile beraber Ankara'ya taşındı. Yaşamının ilk 18 yılını Ankara İçcebeci'de geçirdi.[4] İkisi kız ikisi erkek olmak üzere dört kardeşi vardı. Ablası Selma hanım, Ankara Gazi Lisesinde 40 yıl İngilizce öğretmenliği yaptı. Kimya mühendisi olan kardeşi Tomris hanım Makine ve Kimya kurumunda kimya mühendisi olarak çalıştı. Abisi Erdem bey Basel'de Genel Cerrahi Profesörü, Günay bey ise Zürih'de Fizyoloji Profesörü oldu.[5]
Yaşargil geçmişini şöyle özetlemektedir;
"Ben 6 Temmuz 1925 Lice doğumlu bir Türküm, babam kaymakamdı, Türkiye'de yetiştim. İlk ruhi gıdamı ailemden, komşulardan, okuduğum okullardan, arkadaşlarımdan aldım. Baba tarafından efsanevi Kayıhan aşiretindenim, ana tarafım ise Sinop'tan gelme.".[6]
Eğitimi ve akademik kariyeri
1943 yılında Ankara Atatürk Lisesi'ndeki lise eğitimini tamamladı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne başladı. Kendisinin ve iki erkek kardeşinin tıp tahsili almasında komşuları ve aile dostları olan nöroloji profesörü Yusuf Şükrü Sarıbaş etkili oldu.[7]
Tıp eğitimine 1944 yılından itibaren iki dönem Almanya'daki Friedrich Schiller Üniversitesi'nde,[8] ardından on dönem Basel Üniversitesi'nde devam etti.[7] 1949 sonbaharında Basel Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Beyin cerrahisi alanında uzmanlaşmaya başlamadan önce, bu alanda uzmanlığın ön şartı olarak üç yıl süreyle başka dallarda çalışması gerekiyordu.[7] Anatomi Enstitüsü'nde beyin anatomisi üzerine Josef Klingler'in yanında çalıştı; ardından 1950-1953 yılları arasında nöroloji-psikiyatri, iç hastalıkları ve genel cerrahi asistanlığı yaptı. Ocak 1953'te Zürih Üniversitesi'nde uzmanlık eğitimine başladı. Beyin cerrahisi kliniğinde Hugo Krayenbühl ve Gerhard Weber ve E. Zancler'in yanında uzmanlık eğitimini aldı.[5]
Zürih Üniversitesi Beyin Cerrahisi Kliniği'ndeki çalışması sırasında ilk 12 sene (1953-1965) beyin ve orbita anjiyografisi alanına yoğunlaşıp çok sayıda hastada anjiyografi uygulaması yaptı. 1957-1965 yılları arasında ise stereotaktik teknikle Parkinson hastalığı ve diğer hareket bozukluklarının tedavisine yönelik ameliyatlar yaptı. Zürih Üniversitesinde Fizyoloji profesörü Oscar Wyss ile ilk defa yüksek-frekanslı koagülasyon (kanama durdurma amaçlı) tekniğini kullandı ve bu teknik sonrasında cerrahi pratiğinde yaygınlaştı.[5]
1965-1966 yıllarında ABD'de Vermont Üniversitesi bünyesindeki hayvan laboratuvarında Raymond Madiford Peardon Donaghy ve ameliyat hemşiresi Jackie Robert'ın yanında mikrovasküler cerrahi (mikroskop eşliğinde yapılan damar ameliyatları) öğrendi ve bu tekniği ilk defa hayvanların beyin damarlarında uyguladı.
1967'de Zürih'e döndü, Ekim 1967'de üç atardamarı tıkalı bir hastaya yeni bir atardamar bağlama operasyonunu ilk kez gerçekleştirdi.[5] Zürih Kliniği'nde mikrovasküler cerrahi tekniğini tüm beyin ve omurilik cerrahisinde kullanmaya başladı. Bu teknik; beynin anevrizma, AVM, kavernom gibi damarsal kökenli problemlerinde, beyin-omurilik tümörlerinde ve temporal epilepsi cerrahisinde rutin olarak kullanılır oldu; böylece modern nöroşirürjide yeni bir dönem başladı. Zürih'te kurulan mikrocerrahi laboratuvarı, 1968-1993 yılları arasında tüm dünyadan gelen nöroşirürjiysenlere bir eğitim merkezi haline geldi. Yaşargil bu dönemde mikronöroşirürji üzerinde sekiz kitap yayınladı.[5]
Zürih Üniversitesi Nöroşirürji kliniğindeki şeflik görevinden Ocak 1993'te emekli oldu. O dönem bilim dünyasınca tanınmış bir cerrah olan 68 yaşındaki Yaşargil, İstanbul'dan gelen bir teklifi kabul edip Türkiye'ye dönme hazırlıklarını yaparken yasalara göre bir asker kaçağı[6] olması nedeniyle Türkiye planını gerçekleştiremedi. Bu nedenle 1994'te Yaşargil, Amerika'da Little Rock şehrindeki Arkansas Tıp Bilimleri Üniversitesi’nden gelen teklifi kabul etti. Orada nöroşirürji kliniği şefi Profesör Ossama Al-Mefty ile Amerika'da ilk mikronöroşirürji merkezini geliştirdi. Bu hastanede ameliyatlar yaptı, dersler verdi, yayımlar yaptı, mikronöroşirürji laboratuvarı kurdu ve mikronöroşirürji kursları hazırladı.[9] Ekim 2013’te Arkansas Üniversitesinden emekli oldu.
Yaşargil Kasım 2013’ten sonra Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim dalı kadrosunda yer aldı. 2012'de Azerbaycan'da kurulan Avrasiya Akademiyası adlı uluslararası derneğin kurucu üyelerinden biridir.[10]
Vatandaşlıktan çıkarılması ve geri kabulü
27 Mayıs darbesinden sonra askerî yönetimin ülke idaresine el koyması esnasında Yaşargil yurt dışında eğitimine devam etmekteydi. Doçentlik sınavına gireceği günlerde Türkiye'den askerlik vaktinin geldiğine dair celp ulaştı. O sıralar liseden arkadaşı olan Ömer İnönü, Gazi Yaşargil'i ziyaret etmişti. Ömer İnönü'ye babası olan İsmet İnönü'ye eğitimi bittikten sonra ülkeye döneceğini iletmesini istedi. Ancak bu girişim sonuç vermedi ve Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Vatansızların taşıdığı "haymatlos" pasaportuyla yaşamaya başladı.[11]
Turgut Özal döneminde Yaşargil'in yeniden vatandaşlığa alınması için işlemler başlatıldı. Türkiye'ye gelmekten hâlâ çekinen Yaşargil'e pasaportunu dönemin Sanayi Bakanı Şükrü Yürür götürdü. 18 yaşında ayrıldığı ülkesine 45 yıl sonra yeniden dönme imkânına erişti. Ankara'ya dönüşünde çok duygulandığını belirtmiş ve otomobilden inmeyerek 3 saat boyunca otomobille Ankara'yı gezmiştir. Sonrasında İstanbul'a geçip eski dostu Can Yücel'le buluştu.[11]
Keşifleri
İntrakraniyal anevrizma ameliyatlarında balonlaşan damarları klemplemek için kullanılan klipsleri dizayn etmiş ve uygulamaya sokmuştur. Halen Yaşargil klipleri kendine has özellik ve tipleri ile kullanımdadır.[6]
Özellikle beyin ameliyatlarında operasyon sahasına ulaşmak için kibarca kenara alınması gereken beyin dokusunu ekarte etmek için Leyla retraktörünü dizayn etmiş ve uygulamaya sokmuştur. Halen beyin cerrahi ameliyatlarının vazgeçilmez bir parçasıdır. Cihaz, adını Yaşargil'in kızından almıştır.[4][6]
Mikroskop ile yapılan ameliyatlarda daha geniş bir görüş alanı sağlamak için "Kayan Mikroskop" adı verilen hareketli sistemi geliştirmiştir.[12]
Mikrosinir cerrahisinin kurucusu olan Gazi Yaşargil "Beyin ve Sinir Cerrahı" ve "Profesör Doktor" gibi akademik unvanlarının yanında "Yüzyılın Beyin Cerrahı"[3] unvanına sahiptir. Avrupa Nöroşirürji Derneği'nin 19 - 24 Eylül tarihleri arasında düzenlediği kongrede yine aynı derneğin onur madalyasına layık bulunan Yaşargil, bu ödüle hak kazanan ilk Türk olmuştur. Yaşargil'e ödülü, binden fazla beyin cerrahının katıldığı törenle Tivoli Kongre Merkezi'nde verilmiştir.[1][4][14]
Harvey Cushing ile beraber 20. yüzyılın en önemli nöroşirürjisyenlerinden sayılmaktadır.[15][16]
2000 yılında Cumhuriyet Gazetesi tarafından son bin yıl içinde Türk tarihinin Atatürk ve İbn Sina gibi 10 Türk büyüğünden biri olarak seçildi.[12]
Özel yaşamı
İki kez evlenen Yaşargil'in, ilk evliliğinden Leyla ve Ceylan adında iki kızı ve Can adında oğlu bulunmaktadır. Oğluna, ismi arkadaşı Can Yücel'in hatırası nedeniyle verilmiştir.[4][11]
Eşi Diane'i bir röportajında şöyle anlatmaktadır;
"Bambaşka bir İngilizdir o. Türkleri sonsuz sever, çok hoşlanır. 8 sene Avrupa Beyin Cerrahisi Hemşireleri'nin şefliğini yaptı, mesleğinde çok başarılıdır. Benim ameliyatlarımda kendi yaratışları vardır, birlikte çok iyi düet yaparız. Ne yazık ki, dünyada hâlâ hemşirenin kıymeti bilinmiyor.".[6]
Görüşler
1976'da şair Ece Ayhan beyin ameliyatı amacıyla Zürih'e, yanına gitmiştir. Ece Ayhan'ın anlatımına göre Yaşargil, ameliyat edeceği hastayı ameliyathaneye kadar kucağında taşımaktadır. Böyle yapmasının sebebini hastasını hissetmek istemesi olduğu belirtilmektedir. Ameliyat ettiği hasta ayılır ayılmaz da ondan dilini çıkarmasını istediği, bu isteğinin sebebinin de hastanın dilini çıkarmadan önce tükürükleri temizlemek için yutkunmaya çalışmasını görmek olduğu ifade edilmektedir. Zira bu davranışın sosyal bir davranış olarak değerlendirilmesinden dolayı, bunu yapan hastasının iyi olduğu kanaatine vardığı bildirilmektedir.[17]
Can Yücel ile beraber devlet bursu ile yurt dışına gitme hikâyesi ise yaygındır. Özellikle sosyal medyada dolaşımda olan yazılara göre; "İkili; dönemin milli eğitim bakanını, yani Hasan Ali Yücel’i ziyarete giderler ve taleplerini ifade ederler. Bakan bey iki arkadaştan birini, yani Can Yücel’i dışarı çıkarır, Gazi Yaşargil’e de kendisini gönderebileceğini fakat Can’ı gönderemeyeceğini söyler. Gönderememesine de “oğlunu yurt dışına gönderdi” dedikodularını gerekçe gösterir. Bunun üzerine Can da biriktirdiği tüm parayı arkadaşı Gazi'ye verir. Gazi yurt dışında okur ve “hocaların hocası” olur. Yıllar sonra Can Yücel kendi oğlunu, tıp fakültesinden mezun olduktan sonra arkadaşı Gazi Yaşargil'e gönderir, beyin cerrahisine katacağı bir şeyler vardır diye.". Ancak bu iddialar gerçeği yansıtmamakta olup her ikisinin de kendi imkanları ile yurt dışına gittikleri ifade edilmektedir.[17]
Can Yücel, Yaşargil'i "beynin Piri Reisi" olarak tanımlamıştır.[18]
Ohio, Cincinnati Üniversitesi Nöroşirürji bölümünden Prof. Dr. John M . Tew, Prof. Dr. Gazi Yaşargil'in neden nöroşirürjiye göre "Yüzyılın Adamı" seçildiğini şu şekilde ifade etmektedir;
" ...var olan makrocerrahi teknikleriyle tatmin olmayan ve Dongahy ve Krayenbühl gibi meslektaşları tarafından teşvik edilen M. Gazi Yaşargil anjiyografi gibi yeni gelişen teknolojilerden ustalıkla yararlanıp, bu teknikleri daha da ilerleterek mikrocerrahiyi geliştirdi. Mikrocerrahi tekniklerinin önünü açabilmek için, kayan mikroskop, ayarlanabilir otomatik ekartör, mikrocerrahi aletleri ve ergonomik anevrizma klip ve aplikatörleri gibi yeni aletler yarattı. Yaşargil serebrovasküler nöroşirurjide kullanılmak üzere geliştirdiği dahice mikrocerrahi teknikler sayesinde, daha önce inoperabl sayılan hastaların sonlanımını köklü bir biçimde değiştirmiştir..."[12]
Medya
Yönetmenliğini Atıl İnanç'ın yaptığı ve Gazi Yaşargil'in kendi anlatımına dayanan "Master of Brains, Gazi Yasargil" adlı belgesel Mayıs 2021'de ABD'de gösterime girdi.[19]
Onurlandırmalar
Diyarbakır'da adı verilmiş olan Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi.Profesör Yaşargil ismi altında Oxford-İngiltere, Little Rock-ABD ve Pekin-Çin'de mikrocerrahi laboratuvarları kurulmuştur.
Arkansas Üniversitesi, “Yaşargil Kürsüsü”nü kurarak ve “Gazi ve Dianne Yaşargil Yıllık Konferansı”nı yaparak çalışmalarını onurlandırmıştır.
Amerika Nöroşirürji cemiyetinde yıllık "Yaşargil dersi" verilmektedir.
Türk Nöroşirürji Cemiyetinde yıllık "Yaşargil” dersleri" verilmektedir.
Zürich İsviçre Tıp Fakültesi Kasım 2014 yılında “Yıllık Yaşargil” konferansları başlatılarak Yaşargil'in Zürich Üniversitesi'nde çalışmaları ve katkıları onurlandırılmıştır.
Türkiye'de Diyarbakır'daki eğitim ve araştırma hastanesine onun adı verilmiştir.
2020 yılında, 95. yaş günü bilimsel bir etkinlikle kutlandı ve dünyanın dört bir yanından 10bin civarı kişi ile rekor katılım sağlandı. “Microneurosurgery - Past, Present & Future” (Mikronöroşirurji’nin Geçmişi, Bugünü ve Geleceği) başlıklı uluslararası “webinar” toplatısında Prof. Yaşargil; mesleki tecrübelerini, bilgi ve deneyimlerini tüm dünya beyin ve sinir cerrahları ile bir kez daha paylaştı.[21]
1968 - Tıp Bilimleri İsviçre Akademisi Robert-Bing-Ödülü
1976 - İsviçre Federasyonu Marcel-Benoit-Ödülü
1980 - "Yılın Sinir Cerrahı" Ödülü
1981 - Uluslararası Mikrocerrahi Derneği, Sidney, Avustralya, Öncü Mikrocerrah Ödülü
1988 - Universita di Napoli e della Compagna Napoli, İtalya Şeref Madalyası
1992 - Türkiye Cumhuriyeti Tıp Ödülü
1997 - Nöroşirürji Dernekleri Dünya Federasyonu Altın Madalya
1998 - Arkansas Tıp Fakültesi, Değerli Bilim Adamı ödülü
1998 - Brezilyalı Nöroşirürji Derneği tarafından "Yüzyılın beyin cerrahı" olarak onurlandırıldı
1999 - Nörolojik Cerrahlar Onur Madalyası, Avrupa Birliği
1999 - Nörolojik Cerrahlar Yıllık Toplantısı Kongresi'nde Neurosurgery dergisi tarafından "Yüzyılın Nöroşirürjisyeni" olarak onurlandırıldı
2000 - Fedor Krause Madalyası, Alman Nöroşirürji Derneği
2000 - Amerikan Cerrahlar Koleji 2000 Onur Bursu
2000 - Türkiye Cumhuriyeti Üstün Hizmet Madalyası
2000 - Türk Bilimler Akademisi 2000 Ödülü
2002 - Uluslararası Francesco Durante Ödülü, İtalya
2002 - Millî Egemenlik Onur Ödülü
2005 - Millî Egemenlik Onur Ödülü (İkinci defa)[26]
Yayınları
Yaşargil, cerrahi deneyimlerini 330 makale ve 13 kitapta yayınlamıştır. Microneurosurgery kitabı (1984–1996, Georg Thieme Verlag Stuttgart-New York) 6 cilttir ve geniş mikro cerrahi deneyimlerinin kapsamlı bir derlemesidir. Beyin cerrahisi literatürüne büyük bir katkı sağlamıştır ve halen başucu kitabı niteliğindedir.[27][28]
1957 Roentgenological diagnosis of exophtalmus unilateralis (Almanca)
1957 Vascular diseasesof the vertebral and basialar atreries (Almanca)
1958 The cerebral aneurysm (Almanca)
1962 The vertebral angiography (Almanca)
1965 Cerebral angiography (Almanca)
1967 Mikro – Vascular Surgery (İngilizce)
1968 Cerebral angiography (İngilizce)
1969 Microsurgery applied to neurosurgery (İngilizce)
Can Yücel, modern Türk şair ve çevirmendir. Kullandığı kaba ama samimi dil ve bariton sesiyle okuduğu şiirlerle Türk Edebiyatı'nda farklı bir tarz yaratmıştır. 7 yıl süreyle Millî Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Âli Yücel'in oğludur.
Cerrahi, ilaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır. Tıbbın en eski dallarından biridir. Cerrahide bilgi ve becerinin bir arada bulunmasından dolayı hem bilim hem sanat olarak kabul edilir. Genellikle lokal anestezi veya genel anestezi altında uygulanmaktadır. Ameliyatı alan kişi tipik olarak bir kişidir, ancak aynı zamanda insan olmayan bir hayvan da olabilir.
Plastik cerrahi veya tam adıyla plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi, vücut üzerindeki çeşitli yapıların yeniden yapılması, şekillendirilmesi, ciddi doku kayıplarının giderilmesini ve her türlü estetik girişimi kapsayan cerrahi bir disiplindir. Pediatrik plastik cerrahi türü de vardır. Kozmetik, estetik tıp, estetik cerrahi plastik cerrahinin en bilinen kısımlarıdır. Bilinenin aksine plastik cerrahi alanının büyük kısmını estetik cerrahi dışında rekonstüktif cerrahi, kraniyofasiyal cerrahi, el cerrahisi, el nakli, mikrocerrahi ve yanık tedavisi oluşturmaktadır. Rekonstrüktif ve estetik cerrahi olmak üzere iki ana kategoriye ayrılmıştır.
Tıbbi (latince) terminoloji adıyla Çökük göğüs şeklinde göğüs kafesi şekil bozukluğunu ifade etmektedir.
Beyin ve sinir cerrahisi, nörocerrahi ya da nöroşirürji merkezi ve periferik sinir sistemi bozukluklarının mekanik müdahale yoluyla tedavisini yapan bir cerrahi uzmanlık dalıdır. Bu dalda uzmanlık alan tıp doktorlarına nörocerrah ya da nöroşirürjiyen denmektedir. Bu uzmanlık eğitiminin sonrasında daha üst ihtisas dalları olarak spinal, fonksiyonel, tümör, vasküler, pediatrik nöroşirürji gibi dalları da vardır.
Rıdvan Ege, Türk akademisyen, genel cerrahi, ortopedi, çocuk cerrahisi, travmatoloji, el cerrahisi uzmanı. Kurulmasına öncülük ettiği Ufuk Üniversitesi mütevelli heyet başkanı.
Orhan Bumin,, kalp ve göğüs cerrahisinde birçok yeni tekniği Türkiye'de ilk uygulayan hekimdir. 1941'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni askeri hekim olarak bitirdi. Ertesi yıl Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin II. Hariciye Kürsüsü'nde asistan oldu. 1947'de genel cerrahi uzmanı olarak toraks cerrahisi eğitimi için Milli Savunma Bakanlığı tarafından ABD'ye gönderildi. Orada çeşitli hastanelerde çalışarak deneyimini artırdı ve 1950'de Türkiye'ye döndü. 1953'te I. Hariciye Kliniği bünyesinde Bumin'in direktörlüğünde Göğüs Cerrahisi bölümü kurulmuştur. 1958'de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne doçent olarak geçti. 1961'de profesörlüğe yükseltildi. 1980'lerin başında emekli oluncaya değin bu görevini sürdürdü. Bumin, akciğer loplarının çıkarılması (pnömektomi), daralmış kalp kapakçıklarının kesilerek açılması, yemek borusunun bir bölümünün ameliyatla alınması ve organın çalışmasını engelleyecek derecede kalınlaşan akciğer zarının soyulması gibi ameliyatlarla, Türkiye'de kalp ve göğüs cerrahisinde yeni tekniklerin ilk uygulayıcısı olmuştur. Akciğer zarının soyulması sırasında, solunum yolu tıkanmalarını önlemek için soluk borusundan tüp sokarak bayıltma tekniğinin de öncüsüdür. Mide bağırsak cerrahisinde de uyguladığı yeni bir ameliyat yöntemine tıp literatüründe "Bumin" adı verildi. Başlıca yapıtları Akciğer Vereminin Cerrahi Tedavisi (1954), Mitral Darlığının Cerrahi Tedavisi ve Komissürotomi (1955), Sindirim Sistemi Cerrahisi (1961) ve Cerrahide Muayene Usulleri ve Hastalıklardaki Bulgular (1976).
Tunçalp Özgen,, Türk tıp akademisyeni.
Necmettin Pamir, Türk beyin cerrahı, Acıbadem Üniversitesi kurucu rektörüdür.
TOBB ETÜ Hastanesi, TOBB ETÜ Sağlık ve Eğitim Kurumları A.Ş.'ye ait olan ve Ankara'nın Çankaya ilçesine bağlı Söğütözü semtinde bulunan özel hastane.
Harvey Williams Cushing, Amerikalı beyin ve sinir cerrahıdır. Ayrıca modern beyin cerrahisinin öncüsüdür. Cushing sendromunu tanımlayarak ismini vermiştir. Otoriteler tarafından modern nöroşirürjinin babası olarak kabul edilmektedir.
Mikrocerrahi operasyon mikroskobu kullanılarak yapılan cerrahi işlemleri tarifler. Özellikle milimetrik çaptaki damar ve sinirlerin onarımında başarı oranını artırmakta ve günümüzde bu alandaki onarımların vazgeçilmezi olmuştur.
Hakan Oruçkaptan, Türk beyin ve sinir cerrahisi uzmanı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunudur. 1995 yılında aynı üniversitenin nöroşirürji anabilim dalında uzmanlık eğitimini tamamladı. Ardından 1997-2002 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi bünyesindeki Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri Enstitüsü'nde mikronöroşirürji alanında doktora çalışmasını gerçekleştirdi. Süreç içerisinde akademik kademeleri atlayarak profesörlüğe yükseldi.
Selçuk Peker Türk Tıp Doktoru
Bogomolets Ulusal Tıp Üniversitesi,
Çocuk cerrahisi veya Pediatrik cerrahi; fetüslerin, bebeklerin, çocukların, ergenlerin ve genç yetişkinlerin cerrahi hastalıkları ile ilgilenen bir cerrahi alt uzmanlık alanıdır.
Aysima Altınok, Türkiye'nin ilk kadın Beyin ve sinir cerrahisi uzmanıdır.
Feyyaz Berkay, Türk tıp doktorudur. Türkiye'de Beyin ve sinir cerrahisi alanının öncülerindendir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirürji kürsüsü kurucusudur.
Mehmet Ayhan Kuzu, Türk Profesör Doktor, Genel Cerrahi Uzmanı ve öğretim üyesi.
Hacettepe Erişkin Hastanesi; Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri bünyesinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağlı olarak hizmet veren bir üniversite hastanesidir. Bünyesinde hizmet veren yaklaşık 800 hekim ve 730 yatak kapasitesi ile Ankara'daki en büyük sağlık kuruluşlarından biridir. Ayda ortalama 60.000 hastanın başvurduğu hastanede dünya standartlarına uygun olarak kalp, karaciğer ve böbrek nakli yapılmaktadır.
Bu sayfa, bu Vikipedi makalesine dayanmaktadır. Metin, CC BY-SA 4.0 lisansı altında mevcuttur; ek koşullar uygulanabilir. Görseller, videolar ve sesler kendi lisansları altında mevcuttur.