
İngilizce (
Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.
Açılmak ya da coming out, kişinin cinsel yönelimini veya cinsel kimliğini, uygun gördüğü kişilere, "kendi isteğiyle" beyan etmesi. İngilizce coming out of closet kavramının kısaltması olan bu terim Türkçede de kullanılmaya başlanmıştır. Outing ise, eşcinsel bir bireyin cinsel yöneliminin, "kendi isteği olmaksızın", topluma ifşa edilmesidir. Bu duruma maruz kalmış ünlü kişiler arasında daha önce evlenip baba olmuş, cinsel yönelimi öğrenildiğinde toplum tarafından yargılanmış şarkıcı Elton John ve yazar Oscar Wilde da vardır.

Sanskrit, Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İran koluna bağlı bir dildir. Sanskrit ve lehçeleri, Antik Hindistan'da lingua franca statüsüne sahip olmuştur. Dil aynı zamanda Hititçe ve Miken Grekçesinden sonra kaydedilmiş en eski Hint-Avrupa dili olmaktadır.

Urduca, Hindustani dilinin Pakistan'da kullanılan standart biçimine verilen isim. Pakistan'ın iki resmî dilinden biridir. Hindistan'ın bazı bölgelerinde de resmî dilidir. Hintçe ve Urdu Hindustani adlı dilin iki ayrı standart biçimi olarak kabul edilmekle beraber Urduca özellikle Pakistan ve Hindistan'ın kuzeyinde Müslümanların daha yoğun olduğu yerlerde konuşulmakta ve Hintçeye kıyasla daha fazla Farsça aktarma sözcük içermektedir.

Afrikaans, Afrikaanca veya Boer dili, esas olarak Güney Afrika'nın batısında ve Namibya'da konuşulan bir Batı Cermen dili. Dil, Felemenkçenin Hollandaca lehçesinden evrilmiştir. Daha az sayıda kişi tarafından Botsvana, Lesotho ve Esvatini'de de konuşulmaktadır.

İngilizler, İngilizce dilini konuşan ve ortak tarih ve kültürü paylaşan bir topluluk olarak İngiltere'de ortaya çıkmış etnik grup ve millettir. Tarih boyunca İngiltere'de ikamet etmiş olan farklı grupların karışımıyla yeni bir kimlik oluşturmuşlardır; Anglo-Saksonlar, Vikingler, Bretonlar ve Normanlar İngiliz kimliğini oluşturan etnik gruplardır.

Belarusça veya Beyaz Rusça, Rusça ile beraber Belarus'un resmî dili. Hint-Avrupa dil ailesinin Slav dilleri grubunun Doğu Slav dilleri alt grubuna dahil olup toplam konuşan sayısı yaklaşık 7 milyondur. Mevcut Anayasa uyarınca Belarus Cumhuriyeti'nde Rusça ile birlikte iki resmî dilden biridir. Ek olarak, Rusya, Litvanya, Letonya, Polonya ve Ukrayna'nın bazı bölgelerinde bu ülkelerdeki Belaruslu azınlıklar tarafından konuşulmaktadır.
Boerler, 17, 18 ve 19. yüzyıllarda Güney Afrika'daki doğu Cape Kolonisi sınırındaki proto-Afrikaanca konuşan Free Burghers soyundan gelenleri tanımlamak için kullanılır.

Güney Afrika Birliği, Afrika kıtasının güneyinde Britanya İmparatorluğu'na bağlı sömürge bölgeleri olan Cape Kolonisi, Natal Kolonisi, Transvaal Kolonisi ve Oranj Nehri Kolonisi bölgelerinin birleştirilmesi ile meydana gelen ve varlığını 1910–1961 yılları arasında sürdüren ülke. Ülke 1961 yılında ardılı olan ve günümüzde de varlığını sürdüren Güney Afrika Cumhuriyeti'nin kurulması ile varlığını sonlandırmıştır.

Kayla eskiden Beta Israel'in bir kısmı tarafından konuşulan Agaw diline yakın bir lehçedir. Kayla bazen genelleme yapılıp bütün Agaw lehçeleri için de kullanılır. Bu dilin varlığı Aşkenaz Yahudisi olan bir dilbilimci Faïtlovich'in (1881-1955) Etiyopya'da kullanılan Ge'ez alfabesi ile yazdığı yayımlanmamış notları sayesinde ortaya çıktı. Kayla'nın Agaw'ın batı ve orta kolları arasında bir köprü olduğu düşünülür. Nesli tükenmiştir.
LGBT argosu ya da gey argosu, en çok lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) kişilerin arasında kullanılan bir tür argo. Diğer LGBT kişiler ile kodlanmış bir şekilde iletişime girebilmek için bir vasıta olarak Endonezce, İngilizce, Japonca, Türkçe ve Zuluca gibi çeşitli dillerde kullanılmıştır.

Almanya'da eşcinsellik, açıklık ve tolerans ile baskı ve toplu katliâm arasında değişen olay, durum ve tavırlara şahit olmuş çalkantılı bir tarihe sahiptir.
LGBT sembolleri, Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transgender birliğini göstermek ve cinsel kimlik ve cinsel yönelimleri tanımlamak için semboller kabul edilir, semboller gey gurur, değerler ve tanımlamaları temsil eder. II. Dünya Savaşı'nda Naziler tarafından kullanılan pembe üçgen de bir eşcinsellik sembolüdür ancak Nazi Soykırımı'ndaki çağrışımları yinelemektedir.

Gey ikonu olarak Madonna, gey topluluğu tarafından Madonna popüler kültürde gey ikonu olarak kabul edilmiştir.

Asya'da lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) hakları dünyanın diğer bölgelerine göre daha sınırlıdır. Eşcinsellik bu kıtanın on bir ülkesinde yasa dışı kabul edilmektedir. Dokuz ülke eşcinsel kişilerin orduda bulunmalarına izin vermektedir. Yalnızca İsrail LGBT kişilere daha fazla hak sağlamaktadır.
Polari Birleşik Krallık'ta oyuncular, sirkçiler, suçlular, seks işçileri ve eşcinseller tarafından kullanılan bir argo sözcük. Kökenleri tartışmalı olmasına rağmen genellikle 19. yüzyıla, kimi zaman 16. yüzyıla tarihlenir. Punch ve Judy adlı sokak kukla performansları geleneksel olarak konuşmak için Polari kullandığından bu performansla Polari arasında uzun süreli bir bağlantı vardır.

Aravaklar, Güney Amerika ve Karayipler'in yerli halklarını kapsamış bir grup. Çeşitli dönemlerde "Aravak" terimi özellikle Güney Amerikalı Lokono ile Karayipler'de yer alan Büyük Antiller ve kuzey Küçük Antiller içinde yaşamış Taino halklarını tanımlamak için kullanılmıştır. Bütün bu gruplar birbirleriyle akraba Aravak dillerini konuşmaktaydı.
Dilbilimde iki dillilik, bir topluluğun iki lehçesi ya da iki dili olmasıdır. Topluluğun her gün konuştuğu konuşma diline ek olarak, edebiyat, örgün eğitim ve bunun gibi özel durumlarda kullanılan kodlanmış bir dil vardır. Yüksek dil sıradan konuşmalarda kullanılmaz. Birçok durumda, yüksek dil kimsenin ana dili değildir ancak topluluktaki bireyler tarafından çeşitli akışkanlık seviyelerinde kullanılır.
Boerehaat, Boer veya Afrikaner etnik nefreti anlamına gelen Afrikaans kökenli bir kelimedir. Bununla ilgili olan Boerehater terimi ise Boerler veya Afrikanerlerden nefret eden, onlara karşı önyargılı olan veya onları eleştirenleri tanımlamak için kullanılır.