Biyoloji ya da dirim bilimi, yaşamın bilimsel olarak incelenmesidir. Geniş bir kapsama sahip bir doğa bilimidir ancak onu tek ve tutarlı bir alan olarak birbirine bağlayan birkaç birleştirici teması vardır. Örneğin, tüm organizmalar, gelecek nesillere aktarılabilen genlerde kodlanmış kalıtsal bilgileri işleyen hücrelerden oluşur. Bir diğer ana tema ise yaşamın birliğini ve çeşitliliğini açıklayan evrimdir. Enerji işleme, organizmaların hareket etmesine, büyümesine ve çoğalmasına izin verdiği için yaşam için de önemlidir. Son olarak, tüm organizmalar kendi iç ortamlarını düzenleyebilmektedir.
Genetik ya da kalıtım bilimi, biyolojinin organizmalardaki kalıtım ve genetik varyasyonu inceleyen bir dalıdır. Türkçeye Almancadan geçen genetik sözcüğü 1831 yılında Yunanca γενετικός - genetikos ("genitif") sözcüğünden türetildi. Bu sözcüğün kökeni ise γένεσις - genesis ("köken") sözcüğüne dayanmaktadır.
Deoksiriboz nükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA'nın başlıca rolü bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Bazı DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır, diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.
Dünyalar Savaşı, Steven Spielberg tarafından yönetilen ve Josh Friedman ile David Koepp tarafından H.G. Wells'in 1898 tarihli romanı Dünyaların Savaşı'ndan uyarlanarak yazılan 2005 yapımı Amerikan bilimkurgu, aksiyon gerilim filmidir. Başrolde Tom Cruise'un yanı sıra Dakota Fanning, Miranda Otto ve Tim Robbins yer alırken, filmin anlatıcılığını Morgan Freeman üstleniyor. Film, ayrı yaşadığı çocuklarına bakmak zorunda olan Amerikalı bir liman işçisinin, uzaylılar Dünya'yı istila edip dev savaş makineleriyle şehirleri harap ettiğinde onları korumak ve anneleriyle yeniden bir araya getirmek için verdiği mücadeleyi anlatıyor.
Zooloji hayvanların bilimsel olarak incelenmesidir. Çalışmaları, hem yaşayan hem de soyu tükenmiş tüm hayvanların yapısını, embriyolojisini, sınıflandırmasını, alışkanlıklarını ve dağılımını ve ekosistemleriyle nasıl etkileşime girdiklerini içerir. Zooloji, biyolojinin ana dallarından biridir. Terim, Antik Yunanca ζῷον, zōion ('hayvan') ve λόγος, logos kelimelerinden türetilmiştir.
Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.
İnsanın evrimi, modern insanın evrimsel kökenini ve ne tür evrimsel süreçlerle ortaya çıktığını incelediği gibi insanın en eski atalarını ve atasal kökenlerini de konu edinir. Bunun yanında insanla ortak ataları paylaşan ve insan ile yakın akraba olan türlerin evrimini ve kökenini de araştırır. İnsan evrimi, konu olarak 1863 yılında T. H. Huxley tarafından oluşturulan bilim dalı primatolojiyi ve günümüz maymunlarının tüm canlılar ile onların eski atalarının fosillerini de dikkate almaktadır. Bunun yanında insanın evrimsel tarihi üzerindeki çalışma ve araştırmalar fiziksel antropoloji, paleoantropoloji, primatoloji, arkeoloji, dilbilim, genetik ve embriyoloji dâhil olmak üzere birçok bilimsel alanı de içerir.
Parmak izi, parmakların son eklemi ve uç kısmındaki kıvrımların oluşturduğu iz. Parmak izi, insan bedeninin doğal durumu kullanılarak bulunmuş ve bugün kişi belirlenmesinde çok kullanılan bir yöntemdir.
Biyolojide filogenetik çeşitli organizma grupları arasındaki evrimsel ilişkinin araştırmasıdır. Bu ilişkiler filogeni olarak adlandırılır. Filogenetik terimi Yunanca kökenlidir, "kabile, ırk" anlamına gelen file veya filon (φυλή/φῦλον) ve doğumla ilişkili anlamındaki genetikos (γενετικός) terimlerinden türetilmiştir. Organizmaların sınıflandırması ve adlandırması olan taksonomi, filogenetikten büyük miktarda etkilenmiştir ama yöntemsel ve mantıksal olarak farklıdır. Bu iki saha, "kladizm" veya "kladistik" olarak bilinen filogenetik sistematik bilim dalında örtüşürler. Filogenetik sistematikte taksonları birbirinden ayırt etmek için sadece filogenetik ağaçlar kullanılır. Evrimsel hayat ağacının araştırılması için filogenetik analiz yöntemleri vazgeçilmez hâle gelmiştir.
Virüs, sadece canlı hücreleri enfekte edebilen ve böylece replike olabilen mikroskobik enfeksiyon etkenleri. Virüsler; hayvanlardan ve bitkilerden, bakterilerin ve arkelerin de içinde bulunduğu mikroorganizmalara kadar her türlü canlı şekillerine bulaşabilirler.
Doğal seçilim, canlıların fenotiplerindeki farklılıklardan ötürü hayatta kalma şansının ve üreme başarısının değişkenlik göstermesidir. Evrimin esas mekanizmalarından biri olup, bir popülasyonun nesiller boyunca karakteristik olan kalıtsal özelliklerindeki değişimdir. Charles Darwin, kendi görüşüne göre kasıtlı olarak gerçekleştirilen yapay seçilime karşılık kendiliğinden gerçekleşen "doğal seçilim" terimini popülerleştirmiştir.
Popülasyon genetiği, popülasyonlardaki fertlerin benzerlik ve farklılıklarının kaynaklarını, bunun yanında popülasyonlardaki alel frekansının dağılımlarını ve değişimlerini araştıran bir genetik altdalıdır.
David Jude Heyworth Law, İngiliz sinema oyuncusu.
Genetik bilimi, kökenini Mendel'in 19. yüzyıl ortalarındaki çalışmalarından alıyorsa da, kalıtım hakkında birçok varsayım Mendel'den daha önce ortaya atılmıştır. Bu varsayımlar genellikle, edinilmiş özelliklerin kalıtım yoluyla aktarımını öne sürmüşlerdir; bu varsayımlarda kişiye ebeveyndeki baskın özelliklerin miras kalması inanışı hakimdi. Günümüzde, evrim teorisi genellikle, türlerin birbirlerinden değişerek oluştuklarını ileri sürmüş Jean-Baptiste Lamarck'a dayandırılır. Lamarck kalıtım örneğini türlerdeki çeşitli özelliklerin evrimini açıklamada kullanmıştır
Kırık, 1997 İngiltere - Japonya ortak yapımı soykırım konulu dramatik gey filmi. Filmin ilk gösterimi Mayıs 1997'de Cannes Film Festivali'nde yapıldı, ABD'deki ilk gösterimi ise Kasım 1997'de Chicago Gey ve Lezbiyen Film Festivali'nde gerçekleştirildi.
Vampir İmparatorluğu, 2009 yapımı Amerikan vampir bilimkurgu filmi. Spierig kardeşler tarafından yazılan ve yönetilen filmin başrollerini Ethan Hawke, Willem Dafoe ve Sam Neill paylaşmıştır. Birleşik Krallıkta 6 Ocak 2010'da, ABD'de 8 Ocak 2010'da, Avustralya'daki sinemalarda ise 4 Şubat 2010'da gösterilmeye başlanan film, Türkiye'de 5 Mart 2010'da vizyona girmiştir.
Orphan Black, senarist Graeme Manson ve yönetmen John Fawcett tarafından yaratılan Kanada yapımı bir bilimkurgu televizyon dizi. Dizinin başrolünü oynayan Tatiana Maslany, klon oldukları ortaya çıkan benzer birkaç kişiyi canlandırmaktadır. Dizi, Sarah Manning üzerine odaklanmaktadır; klonlarından biri olan Elizabeth Childs'ın intiharına tanık olduktan sonra onun kimliğini üstlenir. Dizi insan klonlamanın etik ve ahlaki sorunlarını ve kişisel kimlik sorunları üzerine etkisini gündeme getirmektedir.
Jurassic World, Colin Trevorrow tarafından yönetilen 2015 yapımı ABD bilimkurgu macera filmi. Jurassic Park serisinin dördüncü filmidir. Senaryosu Rick Jaffa, Amanda Silver, Derek Connolly ve Trevorrow tarafından yazıldı. Başrollerinde Chris Pratt, Bryce Dallas Howard, Vincent D'Onofrio, Ty Simpkins, Nick Robinson, Omar Sy, B. D. Wong ve Irrfan Khan yer almaktadır. Wong, önceki filmlerden birinde rol alan tek oyuncudur.
Nörodejenerasyon, nöronların ölümü de dahil olmak üzere nöronların ilerleyen yapı veya fonksiyon kaybıdır. Nörodejeneratif süreçlerin bir sonucu olarak amiyotrofik lateral skleroz, Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, ölümcül ailesel uykusuzluk ve Huntington hastalığı gibi birçok nörodejeneratif hastalık ortaya çıkar. Bu tür hastalıklar tedavi edilemez ve nöron hücrelerinin ilerleyici dejenerasyonu ve / veya ölümüyle sonuçlanır. Araştırmalar ilerledikçe, bu hastalıkları hücre altı düzeyde birbirleriyle ilişkilendiren birçok benzerlik ortaya çıkmaktadır. Bu benzerliklerin keşfedilmesi, birçok hastalığı aynı anda iyileştirebilecek terapötik ilerlemeler için umut vermektedir. Atipik protein düzenekleri ve uyarılmış hücre ölümü dahil olmak üzere farklı nörodejeneratif bozukluklar arasında birçok paralellik vardır. Nörodejenerasyon, molekülerden sistemik olana kadar birçok farklı nöronal devre seviyesinde bulunabilir.
Türdiriltimi, soyu tükenmiş türlerin genetik, ekolojik ve fiziksel olarak benzer organizmalarının yeniden oluşturulması sürecine verilen isimdir. Bu süreç, teknolojik yeniliklerden etik meselelere kadar geniş bir yelpazede çeşitli avantaj ve dezavantajları beraberinde getirir. Türkçede genellikle "nesli tükenmiş canlıların geri getirilmesi" şeklinde ifade edilse de, bu terimin anlamını doğru şekilde yanıstmaz çünkü bu ifade mantıksal olarak hatalıdır. Türdiriltimi terimi, 2023 yılında Evrim Ağacı platformu aracılığıyla, Alper Kaan Selçukoğlu öncülüğünde ve Deha Kaykı'nın destekleriyle Türkçeye kazandırılmıştır.