Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.
Mohandas Karamçand Gandi, Hindistan'ın ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri. Görüşleri Gandizm olarak anılır. Kötülüğe karşı aktif ama şiddetsiz direniş ve gerçek ile ilgili olan Satyagraha felsefesinin öncüsüdür. Bu felsefe Hindistan'ı bağımsızlığına kavuşturmuş ve dünya üzerinde vatandaşlık hakları ve özgürlük savunucularına ilham kaynağı olmuştur. Gandi, Hindistan'da ve dünyada, Tagore tarafından verilen ve yüce ruh anlamına gelen Mahatma ve baba anlamına gelen bapu adlarıyla anılır. Hindistan'da resmî olarak "Ulusun Babası" ilan edilmiştir ve doğum günü olan 2 Ekim Gandhi Jayanti adıyla ulusal tatil olarak kutlanır. 15 Haziran 2007'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oybirliği ile 2 Ekim gününü "Dünya Şiddetsizlik Günü" olarak ilan etmiştir. Gandi, hakkında en fazla eser yazılan kişiler listesinde 8. sırada yer almıştır.
Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.
Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir. Reddedilen bu otoritelere patriyarki ve kapitalizm de dahildir.
Rabindranath Tagore, Hint yazar.
İdeoloji, özellikle tamamen epistemik olmayan nedenlerle bir kişi veya grup tarafından benimsenen inanç veya felsefeler kümesidir. bu durumda "pratik unsurların teorik unsurlar kadar önemli olduğu" anlamına gelir. Daha önceden genellikle ekonomik, siyasi veya dini teorilere ve politikalara uygulanan terim, Karl Marx ve Friedrich Engels'e kadar uzanan bir geleneğe sahipti. Ancak daha yakın zamanlarda yapılan kullanımlarda terim genellikle ek olarak kullanılmaktadır.
Faşizm, ilk olarak İtalya'da Benito Mussolini tarafından oluşturulan, otoriter devlet üzerine kurulu radikal bir aşırı milliyetçi politik ideolojidir. İlkeleri ve öğretileri, La dottrina del fascismo adı altında Giovanni Gentile tarafından yazılmıştır. Benito Mussolini'nin kurucusu olduğu Ulusal Faşist Parti'nin İtalya'da iktidara gelmesinin ardından, faşizm birçok milliyetçi ideolojiye örnek olmuştur. Hitler'in nasyonal sosyalizmi ve Franco'nun falanjizmi, faşizmden çok etkilenmişlerdir.
Troçkizm, Marksizm'in Troçki'nin bakış açısıyla yorumlanmasıdır. Aynı zamanda 1917 Ekim Devrimi'nden sonra ortaya çıkmış bir ayrımı ifade eder. Sovyetler Birliği'nde "sol muhalefet" olarak örgütlenmiş, Troçki'nin kurduğu 4. Enternasyonal'le başlayarak günümüze kadar gelmiştir.
Komintern 1919 Martında, savaş komünizmi döneminin (1918-1921) ortasında Vladimir Lenin ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi tarafından kurulan, "silahlı kuvvetler de dahil tüm mümkün araçlarla uluslararası burjuvaziyi yıkmak ve devletin tamamen yok oluşu için bir geçiş aşaması demek olan Uluslararası Sovyet Cumhuriyetini yaratmak için" mücadele etme amacı güden uluslararası bir komünist örgüt.
Dördüncü Enternasyonal, kapitalizme ve stalinizme karşı Troçki önderliğinde kurulmuş olan uluslararası örgüt. Öncülleri Sol Muhalefet ve Uluslararası Komünist Birlik'tir. Troçki ölümünden önce Dördüncü Enternasyonal'in zaferinin kesin olduğunu söylemiştir.
Vinoba Bhave, asıl adı Vinayak Narahari Bhave, Mahatma Gandhi'nin büyük saygı gören öğrencisi, Hindistan'ın en ünlü toplumsal reformcularındandır. Aşağı kasttan Hindulara toprak dağıtılmasını amaçlayan Bhudan Yacna akımının kurucusudur.
Sivil itaatsizlik, sivil yönetim tarafından uygulanan yasaların özüne uyarak yasalara riayet etmeme, karşı koyma anlamına gelmektedir. Yasaların ya da hükûmet politikasının değiştirilmesini hedefleyen, kamuoyu önünde icra edilen (aleni), şiddete dayanmayan, vicdani ancak yasal olmayan politik bir eylemdir. Bireysel bir tutum şeklinde olabileceği gibi zamanla toplumsal karakter de gösterebilir.
Komünist sol olarak da bilinen sol komünizm, Komünist Enternasyonal'in sol kanadını teşkil eden ve Komünist Enternasyonal'den 1920'lerden ayrılmış akımlardan gelen siyasi geleneğin ismidir. Komünist Enternasyonal'in dünyanın pek çok yerindeki partilerinde, oportünizme karşı, devrimci görüşleri savunan sol kanatlar gelişmiş olsa da, bu akımlar en net biçimde Almanya-Hollanda komünist solu ve İtalyan komünist solu tarafından ifade edilmişlerdir.
Marksizm-Leninizm, adını Karl Marx ve Vladimir Lenin'den alan, 1920'li yıllarda komünist partiler arasında popülerlik kazanan ideolojik akım. Marksizm-Leninizm; Marx, Engels ve Lenin'in ortaya koyduğu temel öğretilere bağlı kalarak, değişen koşullara ve çağın gereklerine uygun bir biçimde sosyalist sistemde yeniden uygulanmasıdır.
Şiddetsizlik, her koşulda kendine ve başkalarına zarar vermemeyi benimseyen bir kişisel uygulamadır. Bir sonuca ulaşmak için insanlara, hayvanlara ve/ya da çevreye zarar vermenin gereksiz olduğu inancından kaynaklanabileceği gibi, genel olarak şiddetten kaçınma felsefesine de dayanabilir. Ahlaki, dini ya da manevi ilkelere dayanabilir fakat bunun nedenleri tamamen programatik ya pragmatik olabilir.
Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.
Sol milliyetçilik, eşitliğe, halk egemenliğine ve self determinasyona dayalı bir milliyetçilik akımıdır. Kökleri Fransız Devrimi'ndeki jakobenizme dayanır. Sol milliyetçilik anti emperyalizmi benimser. Sol milliyetçilik, etnik milliyetçiliği ve faşizmi reddeder; buna rağmen sol milliyetçiliğin bazı minör formları tahammülsüzlük ve ırksal önyargıyı içerisinde barındırır.
Ahimsa ("merhamet"), genel olarak şiddete başvurmama, saldırmama, zarar vermeme anlamına gelen kadim bir Hint şiddetsizlik ilkesi olup Hinduizm, Budizm ve Jainizm inanç sistemlerinde önemli bir erdemdir. Buna göre insanlar, başkalarıyla ve genel olarak dünya ile barış içinde yaşamalı, asla bir canlıya zarar vermemeli, onu yaralamamalı ya da öldürmemelidir. Ahimsa aynı zamanda, kötülüğe karşı zora baş vurmadan dayanma şeklindeki bir dinî ahlâk görüşünü de ifade eder.
Islahatçılık veya reformizm toplumda gerekli değişikliklerin aniden, reformlar yoluyla olması gerektiğini savunan bir dünya görüşüdür. Islahatçılık ilkesi temel ilkeler doğrultusunda yenilikçi bir ilkedir. Eski kurumları yıkarak yerine yenisini yapmaktır. Islahatçılık nihayetinde bir kalkınma ideolojisi/modeli olarak değerlendirilebilir. Bu modelin özgünlüğü, ekonomik-toplumsal gelişmeyi, toplum içinde tezatlara, sınıfsal farklılaşmalara yol açmadan başarmayı amaçlamasıdır. Bu amaca yönelik en uygun yol devletçilik olarak görülmekte ve ülkelerin kapitalist olmayan bir yolda ve kapitalizmi atlayarak toplumsal gelişmeyi sağlaması hedeflenmektedir.
Arun Manilal Gandi, Güney Afika doğumlu Hint-Amerikalı sosyo-politik aktivist ve yazar.