İçeriğe atla

Gama-glutamil transferaz

Gama-glutamil transferaz (γ-glutamiltransferaz, GGT, gama-GT EC 2.3.2.2), glutatyon gibi moleküllerde yer alan gama-glutamil fonksiyonel gruplarının, amino asit, peptit veya su (glutamat oluşur) gibi alıcılara transferini katalize eden bir transferaz enzimi.[1][2]:268

GGT, glutatyonun sentezi ve yıkımının yanı sıra ilaç ve zenobiyotik detoksifikasyon için kullanılan gama-glutamil döngüsünde önemli bir rol oynar.[3] GGT'nin hücresel sinyal transdüksiyonunda ve hücresel patofizyolojide çeşitli seviyelerde düzenleyici etkileri olan pro-oksidan bir rol oynayabildiğini gösteren kanıtlar da bulunmaktadır.[4]

Gama-transferaz birçok dokuda bulunur, bunlardan en dikkat çekici olanı ise karaciğer dokusudur.[5] GGT, tıpta tanısal bir belirteç olarak karaciğer, safra sistemi ve pankreas hastalıklarında önemlidir. GGT'de belirti göstermeden meydana gelen yükselmeler tipik olarak genellikle 12 ay veya daha fazla süren kronik viral hepatit enfeksiyonları olan hastalarda görülür. GGT seviyesindeki değişiklikler, genellikle alkalen fosfataz seviyesindekiler ile yakından ilişkilidir.[6][7]

Alkol, barbitüratlar ve fenitoin dahil pek çok madde GGT seviyelerini yükseltebilir.[8][9] Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar(aspirin dahil), sarı kantaron ve kava kullanımının ardından da GGT yükselmesi zaman zaman bildirilmiştir.[10] Yüksek GGT seviyeleri konjestif kalp yetmezliğinden de kaynaklanabilir.[11]

GGT ailesine ait insan proteinleri arasında GGT1, GGT2, GGT6, GGTL3, GGTL4, GGTLA1 ve GGTLA4 bulunur.

Kaynakça

  1. ^ Tate SS, Meister A (1985). "gamma-Glutamyl transpeptidase from kidney". Methods in Enzymology. Cilt 113. ss. 400-19. doi:10.1016/S0076-6879(85)13053-3. ISBN 978-0-12-182013-8. PMID 2868390. 
  2. ^ Whitfield JB (Ağustos 2001). "Gamma glutamyl transferase". Critical Reviews in Clinical Laboratory Sciences. 38 (4). ss. 263-355. doi:10.1080/20014091084227. PMID 11563810. 
  3. ^ Courtay C, Oster T, Michelet F, Visvikis A, Diederich M, Wellman M, Siest G (Haziran 1992). "Gamma-glutamyltransferase: nucleotide sequence of the human pancreatic cDNA. Evidence for a ubiquitous gamma-glutamyltransferase polypeptide in human tissues". Biochemical Pharmacology. 43 (12). ss. 2527-33. doi:10.1016/0006-2952(92)90140-E. PMID 1378736. 
  4. ^ Dominici S, Paolicchi A, Corti A, Maellaro E, Pompella A (2005). "Prooxidant reactions promoted by soluble and cell-bound gamma-glutamyltransferase activity". Methods in Enzymology. Cilt 401. ss. 484-501. doi:10.1016/S0076-6879(05)01029-3. ISBN 9780121828066. PMID 16399404. 
  5. ^ Goldberg DM (1980). "Structural, functional, and clinical aspects of gamma-glutamyltransferase". CRC Critical Reviews in Clinical Laboratory Sciences. 12 (1). ss. 1-58. doi:10.3109/10408368009108725. PMID 6104563. 
  6. ^ Betro MG, Oon RC, Edwards JB (Kasım 1973). "Gamma-glutamyl transpeptidase in diseases of the liver and bone". American Journal of Clinical Pathology. 60 (5). ss. 672-8. doi:10.1093/ajcp/60.5.672. PMID 4148049. 
  7. ^ Lum G, Gambino SR (Nisan 1972). "Serum gamma-glutamyl transpeptidase activity as an indicator of disease of liver, pancreas, or bone". Clinical Chemistry. 18 (4). ss. 358-62. PMID 5012259. 
  8. ^ Lamy J, Baglin MC, Ferrant JP, Weill J (1974). "Determination de la gamma-glutamyl transpeptidase senque des ethyliques a la suite du sevrage". Clin Chim Acta. 56 (2). ss. 169-73. doi:10.1016/0009-8981(74)90225-3. PMID 4154814. 
  9. ^ Rosalki SB, Tarlow D, Rau D (Ağustos 1971). "Plasma gamma-glutamyl transpeptidase elevation in patients receiving enzyme-inducing drugs". Lancet. 2 (7720). ss. 376-7. doi:10.1016/S0140-6736(71)90093-6. PMID 4105075. 
  10. ^ "Kava Uses, Benefits & Dosage". Herbal Database. Drugs.com. 13 Mart 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2020. 
  11. ^ Ruttmann E, Brant LJ, Concin H, Diem G, Rapp K, Ulmer H (Ekim 2005). "Gamma-glutamyltransferase as a risk factor for cardiovascular disease mortality: an epidemiological investigation in a cohort of 163,944 Austrian adults". Circulation. 112 (14). ss. 2130-7. doi:10.1161/CIRCULATIONAHA.105.552547Özgürce erişilebilir. PMID 16186419. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Testosteron</span> Erkek cinsiyet hormonu

Testosteron, erkeklerdeki birincil seks hormonu ve anabolik steroiddir. İnsanlarda testosteron, testisler ve prostat gibi erkek üreme dokularının gelişiminde, ayrıca kas ve kemik kütlesinin artması ve vücut kıllarının büyümesi gibi ikincil cinsiyet özelliklerini teşvik etmede önemli bir rol oynar. Ek olarak, her iki cinsiyette de testosteron; ruh hali, davranış ve osteoporozun önlenmesi de dahil olmak üzere sağlık ve esenlik durumu ile ilgilidir. Erkeklerde testosteron seviyelerinin yetersiz olması, kemik kırıkları ve kemik kaybı gibi problemlere yol açabilir.

<span class="mw-page-title-main">Siroz</span> fibrozis ile karakterize kronik karaciğer hastalığı

Karaciğer sirozu veya kısaca siroz, uzun süreli karaciğer hasarının neden olduğu, karaciğer fonksiyonunun yaygın ve çoğu zaman geri dönüşümsüz olarak bozulmasıyla karakterize kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Karaciğerde meydana gelen hasar sonucu zamanla normal karaciğer dokusunun yerini fibröz skar dokusu alır ve bu da karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına yol açar. Hastalık tipik olarak aylar veya yıllar içinde yavaşça gelişir. Erken belirtiler arasında yorgunluk, halsizlik, iştah kaybı, açıklanamayan kilo kaybı, bulantı, kusma ve karnın sağ üst kadranında ağrı olabilir. Hastalık ilerledikçe belirtiler arasında kaşıntı, alt bacaklarda şişme, karında sıvı birikmesi, sarılık, kolay morarma ve ciltte örümcek benzeri kan damarlarının gelişmesi yer alabilir. Karında biriken sıvı spontan enfeksiyonlara yol açabilir. Daha ciddi komplikasyonlar arasında hepatik ensefalopati, özofagus, mide veya bağırsaklardaki genişlemiş damarlardan kanama ve karaciğer kanseri yer alır. Sirozun evreleri arasında kompanse siroz ve dekompanse siroz yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Alzheimer hastalığı</span> günlük yaşamsal etkinliklerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulmayla karakterize edilmiş, nöropsikiyatrik belirtilerin ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalık

Alzheimer hastalığı (AH), genellikle yavaş yavaş başlayan ve giderek kötüleşen nörodejeneratif bir hastalıktır ve demans vakalarının %60-70'inin nedenidir. En sık görülen erken belirti yakın zamanda yaşanan olayları hatırlamada zorluktur.

<span class="mw-page-title-main">Ateş (tıp)</span> vücut sıcaklığının yükselmesi ile karakterize olan yaygın tıbbi belirti

Ateş veya pireksi insanlarda, organizmanın enfeksiyona karşı savunma mekanizmasının bir belirtisidir ve vücut sıcaklığının hipotalamustaki sıcaklık set noktasının artması nedeniyle normal aralığı aşmasıyla ortaya çıkar. Normal sıcaklık için üzerinde mutabık kalınmış tek bir üst sınır yoktur: Kaynaklar insanlarda 37,2 ve 38,3 °C aralığında değerler kullanmaktadır. Set noktasındaki artış, artan kas kasılmalarını tetikler ve soğuk veya üşüme hissine neden olur. Bu durum, daha fazla ısı üretimine ve ısıyı koruma çabalarına yol açar. Set noktası sıcaklığı normale döndüğünde, kişi sıcak hisseder, kızarır ve terleme başlayabilir. Nadir olarak, ateş ateşli nöbeti tetikleyebilir, bu durum özellikle küçük çocuklarda daha yaygındır. Ateşler genellikle 41 ila 42 °C aralığını geçmez.

<span class="mw-page-title-main">Çevrim sonrası değişim</span> Biyolojik süreç

Çevrim sonrası değişim, bir proteinin çevriminden (translasyonundan) sonra kimyasal değişime uğramasıdır. Çoğu protein için bu değişimler, protein biyosentezinin son adımlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit C</span> Karaciğeri etkileyen enfeksiyon

Hepatit C özellikle karaciğeri etkileyen bir enfeksiyondur. Hastalığa, hepatit C virüsü (HCV) sebep olur. Hepatit C, genellikle herhangi bir belirtiye sahip değildir ancak kronik enfeksiyon, karaciğerde yara oluşumu ve uzun yıllar sonra siroza sebep olabilir. Aynı zamanda, bazı durumlarda, sirozlu hastalarda, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri ya da ölümcül kanamaya sebebiyet verebilecek, yemek borusu ve midedeki damarlarda aşırı şişmeye yol açabilir.

<span class="mw-page-title-main">Carl Ferdinand Cori</span> Nobel ödüllü Çek biyokimyager ve farmakolog

Carl Ferdinand Cori, Çek biyokimyager ve farmakolog. Eşi Gerty Cori ve Arjantinli fizyolog Bernardo Houssay ile birlikte, glikojenin yıkımı ve vücutta tekrar sentezi yoluyla enerji deposu ve kaynağı olarak kullanılması ile ilgili keşiflerinden dolayı 1947 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazandı.

<span class="mw-page-title-main">Peter Medawar</span> İngiliz-Brezilyalı biyolog (1915 – 1987)

Sir Peter Brian Medawar, Brezilyalı/İngiliz biyolog. Graft reddi ve kazanılmış immün tolerans ile ilgili keşifleri organ nakli uygulamalarında önemli bir yer edinmiştir. 1960 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'ne Sir Frank Macfarlane Burnet ile birlikte layık görüldü.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit</span> Karaciğer inflamasyonu

Hepatit, karaciğer hücrelerinde inflamasyon ile karakterize tıbbi durumdur. İsim Yunanca hepar (ἧπαρ); hepat- (ἡπατ-), karaciğer kökünden ve sonek -itis, "inflamasyon" 'dan türemiştir (c. 1727) Karaciğerdeki inflamasyon zamanla kendini sınırlayabilir ya da fibrozis ve siroza ilerleyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Erwin Neher</span>

Erwin Neher Alman biyofizikçi.

<span class="mw-page-title-main">Susumu Tonegawa</span> Japon biyolog

Susumu Tonegawa Japon bilim insanı. Antikor çeşitliliğini sağlayan genetik mekanizmayı keşfetmesi nedeniyle 1987'de Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü tek başına kazanmıştır. Nobel Ödülünü immünoloji dalındaki çalışmalarıyla kazanmakla birlikte, eğitimini gördüğü ana branş moleküler biyolojidir. Sonraki yıllarda çalışmalarını hafıza oluşumunun moleküler ve hücresel temeli konusuna yöneltmiştir.

İltihabi inflamatuvar ya da bilinen adıyla bağırsak hastalığı (İBH) veya bağırsak iltihaplanması, bağırsaklarda bir grup enflamatuar koşulların oluştuğu hastalık. Crohn hastalığı ve ülseratif kolit ana iki türüdür. Ülseratif kolit kalın bağırsak ve rektumu etkilerken, Crohn hastalığı bağırsakların yanında ağız, sindirim borusu, mide ve anüsü de etkileyebilir.

Karaciğer fonksiyon testleri, hastanın karaciğerinin durumu hakkında bilgi sağlayan kan testleri grubudur. Bu testler arasında protrombin zamanı (PT/INR), aPTT, albümin, bilirubin ve diğer testler yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Osteokalsin</span>

Osteokalsin, başka bir adla kemik gama-karboksiglutamik asit içeren protein (BGLAP), kemik ve dentinde bulunan ve ilk olarak civciv kemiğinde kalsiyum bağlayıcı protein olarak tanımlanan küçük (49-amino-asit) kollajenöz olmayan protein yapılı bir hormonudur.

<span class="mw-page-title-main">Çarpışmaya bağlı ayrışma</span>

Çarpışmaya bağlı ayrışma, gaz fazında seçilen iyonların parçalanmasını indüklemek için bir kütle spektrometresi tekniğidir. Seçilen iyonlar genellikle iyon kinetik enerjisini artırmak amacı ile bir elektrik potansiyeli uygulanarak hızlandırılır ve daha sonra nötr moleküllerle çarpışmalarına izin verilir. Çarpışmada kinetik enerjinin bir kısmı iç enerjiye dönüştürülür, bu da bağ kırılmasına ve moleküler iyonun daha küçük parçalara parçalanmasına neden olur. Bu fragman iyonları daha sonra ardışık kütle spektrometresi ile analiz edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Faj gösterimi</span>

Faj gösterimi, proteinleri kodlayan genetik bilgilerle proteinleri birbirine bağlamak için bakteriyofajları kullanan protein-protein, protein-peptit ve protein-DNA etkileşimlerinin incelenmesi için bir laboratuvar tekniğidir. Bu teknikte, ilgilenilen bir proteini kodlayan bir gen, bir faj kapsit proteini genine eklenir. Bu durumda faj, proteinin genini içeride barındırırken, proteini dış tarafında da "gösterir". Böylece genotip ile fenotip arasında bir bağlantı kurulmuş olur. Proteini görüntüleyen fajlar daha sonra, görüntülenen protein ile diğer moleküller arasındaki etkileşimi saptamak için diğer proteinlere, peptidlere veya DNA dizilerine karşı taranabilir. Bu şekilde, büyük protein kütüphaneleri, doğal seçilim ile benzer olan in vitro seçilim adı verilen bir süreçte taranabilir ve çoğaltılabilir.

RU-58642, androjen reseptörü (AR) için çok yüksek afiniteye ve seçiciliğe sahip nilutamidden türetilen nonsteroidal bir antiandrojendir (NSAA). Androgenetik alopesi tedavisi için topikal uygulama için araştırılmış, ancak geliştirme ilk deneme aşamalarını geçmemiştir, şu anda sadece AR'ye yönelik bilimsel araştırmalar için kullanılmaktadır.

Oligosakkarit, az sayıda monosakkarit içeren bir karbonhidrat polimeridir. Oligosakkaritler, hücre tanıma ve hücre bağlanması dahil olmak üzere birçok fonksiyona sahiptir. Örneğin, glikolipidler bağışıklık tepkisinde önemli bir role sahiptir.

İlaç metabolizması, ilaçların canlı organizmalar tarafından, genellikle özel enzimatik sistemler aracılığıyla metabolik olarak parçalanmasıdır. Daha genel olarak, ksenobiyotik metabolizması, herhangi bir ilaç veya zehir gibi bir organizmanın normal biyokimyasına yabancı bileşikler olan ksenobiyotiklerin kimyasal yapısını değiştiren metabolik yollar kümesidir. Bu yollar, tüm büyük organizma gruplarında bulunan bir biyotransformasyon şeklidir ve antik kökenli olduğu düşünülmektedir. Bu reaksiyonlar genellikle zehirli bileşiklerin detoksifikasyonunu sağlar. İlaç metabolizmasının incelenmesine farmakokinetik denir.

<span class="mw-page-title-main">Fosfomisin</span> kimyasal bileşik

Diğerlerinin yanı sıra Monurol markası altında satılan fosfomisin, öncelikle alt idrar yolu enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan bir antibiyotiktir. Böbrek enfeksiyonları için endike değildir. Nadiren prostat enfeksiyonları için kullanılır. Genellikle ağız yoluyla alınır.