İçeriğe atla

Galibîlik

Galibîlik, Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu tarafından kurulmuş tarikattır. Kuşçuoğlu, 1993 yılında Kâdirî ve Rufaî tarikatlarının birleşiminden yeni bir kol olarak ayrı bir tarikat verildiğini ilân etti ve hâli hazırda var olan 12 tarike ek olarak kendi ismiyle anılan Gâlibîlik tarikatını 13. tarik olarak tanıttı.

Galibîliğin kuruluşu

Galip Hasan Kuşçuoğlu, 1949 yılında Ali Sezai Kurtaran'ın halifesi Maraşlı Hacı Mustafa Yardımedici'ye biat etti.[1] 1956 yılında Şeyhi kendisine irşâd vazifesi verildiğini ilân etti ve 1993 yılına kadar Kâdirî ve Rufaî şeyhi olarak faaliyet gösterdi. 1993 yılında kendisine Pîrlik verildiğini ilan ederek Gâlibîlik tarikatını kurdu. 14 Aralık 2013 tarihindeki ölümünden önce 2011 yılında Hacı Ali Yetkinşekerci Efendiye Kâdirî, Rufâi ve Gâlibîlikten, 2012 yılında da Hacı Atıf Uzunömeroğluna Gâlibîlikten irşad vazifesi verildiğini duyurarak her ikisini halife seçti. Vefatı sonrası Ali Yetkinşekerci Ankara Gâlibi Vakfında, Atıf Uzunömeroğlu ise İstanbul Gâlibi Vakfında faaliyetlerine başladı. Ali Yetkin Şekerci Efendi 2 Kasım 2020 tarihinde öldü.[2]

Galibîlik, Kuşçuoğlu'nun tarifiyle itikadda Maturidî, amelde Hanefî, meşrepte Alevî bir yol olup, Kadirîlik ile Rufâîlik'in birleşiminden oluşturulmuştur.[3] Kuşçuoğlu, mensuplarının İslam'ın amelî ve itikadı şartlarına kayıtsız, şartsız uyulmasını ve lakin bu uyumun zamanın şartları ile yoğrulması gerektiğini de vaaz etmiştir.[4]

Zikir şekli cehrî olan Gâlibîlik'i ve onun genel prensipleri Galip Hasan Kuşçuoğlu tarafından şu şekilde açıklanmıştır:

“Ahad olan Hz. Allah’a O’nun gönderdiği peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ona indirdiği Hz. Kur’an’a acabasız iman ile bağlıyız. Edille-i şer’iyyeye uyumlu Kitap, Sünnet, zamana uyumlu icma, kıyas-ı fukaha prensibi ile, itikatta mezhebimiz İmam Maturidi, amelde mezhebimiz İmam Ebu Hanife, meşrebimiz Alevi (“Ben ilim şehriyim Ali kapısı” hitab-ı Resul’e uyarak). Yol olarak Kadiri ve Rufai tariklerinin birleşiminden lütfedilen Tarik-i Galibi.[5]

Gâlibîlik, günümüzde İstanbul Gâlibî Vakfı adıyla bir vakıf çatısı altında hizmet vermektedir. Ankara'da kurulan vakıf ilk olarak Ankara, Çorum ve İstanbul'da faaliyete başladıktan sonra, bugün Türkiye'nin birçok şehrinde hizmetlerine devam etmektedir.[6]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ "Pir-i Galibi Hayatı". 3 Ocak 2024. 3 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2024. 
  2. ^ "Kadiri, Rufai, Gâlibî Şeyhi Hacı Ali Yetkinşekerci Efendi Hazretleri ahirete irtihal eyledi". galibi.org.tr/. 3 Ocak 2024. 3 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2024. 
  3. ^ "Galibilik Nedir". galibi.org.tr. 3 Ocak 2024. 30 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2024. 
  4. ^ "Star Tv - 13. Hak Tarik Pir-i Gâlibî H.Gâlip Hasan Kuşçuoğlu k.s. Star Tv - YouTube". web.archive.org. 7 Nisan 2023. 7 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2023. 
  5. ^ "Pir-i Galibi Hayatı". web.archive.org. 7 Nisan 2023. 7 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2023. 
  6. ^ "VAKIFLARIMIZ İLETİŞİM". galibi.org.tr/dergahlarimiz/. 3 Ocak 2024. 3 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Melamîlik (ملامتيه) ya da Melamîler 8. yüzyılda Samanîler devrinde Horasan, İran’ında faaliyet gösteren bir sufi topluluktur. Melamet kelimesi, "kınanmışlık; itab ve serzenişlik; rezillik ve rüsvaylık" anlamlarına gelmektedir.

Kadirilik ya da Kadiriyye, Seyyid Abdülkâdir Geylânî tarafından 12. yüzyılın başlarında kurulan tarikattır.

<span class="mw-page-title-main">Bektaşîlik</span> Sufi/tasavvufî tarikat

Bektâşîlik, adını 13. yüzyıl Anadolu'sunun İslâmlaştırılması sürecinde etkin faaliyet gösteren ve Hoca Ahmed Yesevî'nin öğretilerinin Anadolu'daki uygulayıcısı konumunda olan Hacı Bektaş-ı Veli'den alan, daha sonra ise 14. ilâ 15. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'da yaygınlaşan Hurûfilik akımının etkisiyle ibahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hulul anlayışlarının da bünyesine katılmasıyla 16. yüzyılın başlarında Balım Sultan tarafından kurumsallaştırılan, On İki İmam esasına yönelik sufi/tasavvufî tarikat.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Hayri Öğüt</span>

Mustafa Hayri Malatyevî olarak da tanınan Mustafa Hayri Öğüt, Türk mutasavvıf. Bir Kâdirî Şeyhi, Kâdirî-Hâlisiye Meşâyihi, Mürşid-i Kâmil, Kutb-ul Aktâb ve Maliye Varidat Memuru idi.

Dedebabalık kurumu, Hacı Bektaş-ı Veli’nin görevini vekâleten üstlenen makamdır. Dedebabalar, Hacı Bektaş-ı Veli’nin vekilleridirler.

Kutb’ûd-Dîn Haydar ya da Baba Haydar (Haydar Gazi veya Haydar Sultan da denir). Hoca Ahmed Yesevî’nin dervişlerinden olup Tarikât el-Aleviyye'nin Haydarîlik veya "Haydarîlik Tarikâtı" kurucusudur.

Şiilik veya Şia, Muhammed'den sonra devlet yönetiminin Ali'ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğu fikrini savunan; Ali ile birlikte onun soyundan gelen imamların günahsızlığına, yanılmazlığına ve bizzat Allah tarafından imam olarak seçildiklerine dair inanışların ortak adıdır. İslam dünyası içerisinde Müslüman nüfusun yüzde 10-15'lik kısmını oluşturur. Siyasi saiklerle ortaya çıkan bu ayrılık, zaman içinde fıkhi ve itikadi bir alt yapı kazanarak mezhepleşmiştir.

Cerrahîlik bir İslâm tarikatı, Halvetîyye'nin kolu olan Ramazânîyye'nin alt şubesi. Cerrahîlik, adını kurucusu olan Nureddîn Muhammed ibn-i Abdullah er-Rûmî el-İstanbulî el-Cerrahî'den alır. 17. yüzyılın sonlarında kurulmuş olan Cerrâhî tarikatı, eski İstanbul'un en yaygın tarikatlarından biriydi.

İsmailağa Cemaati, Mahmut Ustaosmanoğlu'nun İstanbul Fatih'te Çarşamba semtindeki İsmailağa Camii merkez olmak üzere oluşturduğu, Nakşibendiliğin Halidî koluna bağlı bir cemaattir. Ehl-i Sünnet İslam anlayışını benimsediğini iddia eden cemaatte tasavvufî söylemler ağırlıklıdır. Cemaat, Türkiye'deki en kalabalık ve en etkili cemaatlerden biri olmaya devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Galip Hasan Kuşçuoğlu</span> Türk mutasavvıf

Galip Hasan Kuşçuoğlu,, Galibîlik tarikatının kurucusu.

Yesevîlik, adını Nakşibend’îyye tarikâtı şeyhi Yusuf Hemedanî'nin müritlerinden Hoca Ahmed Yesevî'den alan, İslâm'da kadın-erkek denkliğini yaşatan, Anadolu Alevîliği üzerinde bir hayli tesirleri olan, Bektâşî Tarikâtı'nın da beslendiği tasavvufî yol ve Türk tarikatı.

İmâmet ya da İmâmîlik İslam'ın bir kolu olan Şiiliğin temel ilkelerinden birisidir. Sünnilik imâmeti imanın esaslarından biri olarak saymaz.

<span class="mw-page-title-main">İmamet (İsnâaşeriyye öğretisi)</span>

Onikicilik / On ikiciler İlâhiyatı ya da On İki İmamcılık; Şiîliğin "İsnâaşeriyye" meşrebi içerisinde mevcûd olan On İki İmamcı tüm tarikat ve mezheplerin ortak itikadını tanımlamak maksadıyla kullanılan bir fıkıh deyimi olup, Ca'feriyye, Alevîlik, Bektaşîlik ile Arap Aleviliği'ni de kapsamı altına almaktadır. Şiîliğin "İsnâaşerîyye" ya da "On ikiciler" şubesine göre "On İki İmam", Muhammed bin Abdullah'ın ruhani ve siyâsi takipçileri olarak kabul edilmektedirler. Onikiciler'in İlâhiyâtı'na göre, Muhammed ile tâkipçilerinden oluşan toplam "On Dört Masum" insan (Muhammed, Fâtıma ve On İki İmâm) sadece toplumu adaletle yönetmekle kalmayıp, ayni zamanda şeriatın tefsiri ve Kur'an-ı Kerîm'in bâtınî te'vilini yapmakla selâhiyetlendirilmişlerdir. Toplum için birer rehber ve model olma husûsiyeti taşıyan peygamber ve imâmlar hatadan ve günahtan arındırılmış şahsiyetler olup, Allah tarafından ilâhî bir hüküm yani nass neticesinde seçilerek tâyin edilmişlerdir. On ikiciler'in itikadına göre, müslümanları ilgilendiren itikadî ve fıkhî konuların hepsi üzerinde tam bir mutlak otorite sahibi olan ve Cenâb-ı Hak tarafından ilâhî olarak atanmış olan bir "Mehdî" her çağda mevcûttur. Bu sıra içerisinde Ali birinci sırada yer almakta ve arkasından on bir tane imâm daha gelmektedir. (Bu kural Ehl-i Sünnet tarikat için de geçerli olup, orada yalnızca imâma, "Hazreti Üstâd", "Efendi", ya da "Pîr" gibi ünvânlar verilmekte olup, fıkhî ve diğer hususlarda bu hazreti üstâd efendiler tam bir mutlak otoriteye sahip bulunmaktadırlar.) Bunlar Muhammed bin Abdullah'ın neslinden olup, onun kızı olan Fâtıma'nın erkek çocuklarının soyundan gelmektedirler. Her bir "İmâm-ı Zamân" evvelkinin erkek çocuğu olmak zorundadır ve silsile bu şekilde devam etmektedir. Burada istisnâi kural sadece Hasan el-Mûctebâ'nın erkek kardeşi olan Hüseyin için geçerlidir. On İkinci ve son imâm olan Mehdî'nin ise hâlâ sağ olduğuna ve gayba halinde gizlendiğine inanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Zahid Gilani</span> İranlı ilahiyatçı (1216-1301)

Zahid Gilani tam adıyla Tâcüddîn İbrahim b. Rûşen Emîr b. Bâbil b. Bîdâr el-Kürdî es-Sencânî Zahidiyye tarikatının şeyhi ve mutasavvıf.

İmamîye Şiası, Şiîlik meşrebi içerisinde mevcut olan tüm tarikât ve mezheplerin ortak i'tikatlarını tanımlamak maksadıyla kullanılan bir fıkıh deyimi olup, Aşırı Ghulât (Radikal dinci fırkalar), Keysanîlik (Dörtçüler), Zeydîlik (Beşçiler), İsmailîlik (Yedicilik/Yedi İmamcılık) (Mustâlîlik ve Nizarîlik) ve İsnâaşerîyye (Onikicilik/On İki İmamcılık) (Câferiyye Şiîliği ve Anadolu Alevîliği) ile Arap Aleviliği'ni de kapsamı altına alan bir şekilde tanımlanmaktadır.

Tavaşi Hasan Ağa Camii ya da İnadiye Camii, İstanbul'un Üsküdar ilçesinin Ahmediye Mahallesi'nde yer alan, Osmanlı Dönemi'nden kalma tarihi bir cami. Sokullu Mehmet Paşa'nın hazinedarı olan Tavaşi Hasan Ağa tarafından yaptırılmıştır. Yapımına 1587 yılında başlanan cami, 1 yıllık inşaat sürecinden sonra 1588 yılında ibadete açılmıştır. Cami mimari olarak Osmanlı esintilerini yansıtmaktadır.

Cüneyd-i Bağdâdî, 9. yüzyılda yaşamış İslamî-Batınî alimi ve Alevi mutasavvıf ve filozof.

Alevîler'in dinî i'tikadı Siyâseten İslâmiyet’in “İmamiye-i İsnâ‘aşer’îyye / Onikicilik” fıkhî mezhebinden olan Alevîler, i’tikaden Horasan Melametîliği’nden köken alan Hoca Ahmed Yesevî’in kurduğu “Sünnîliğin Tasavvufî–Yesev’îyye Tarikâtı” ile Fâtımîler Halifeliği devrinde Orta Asya ve Türkistan’da çok önemli fa’aliyetlerde bulunan Muin’ed-Dîn Nâsır-ı Hüsrev’in kurucusu olduğu Pamir Alevîliği’nin de altyapısını oluşturan “Şiîliğin Bâtınî–İsmâilîyye” fıkhî mezhebinin şiddetli etkisi altında gelişimini tamamlayarak ortaya çıkan “Tasavvufî-Bâtın’îyye” i’tikadî mezhebi mensûplarıdır. Alevîlik içerisinde Kızılbaş, Dazalak, Kalender’îyye, Bedr’îyye, Bektâş’îyye, Câm’îyye, Şems’îyye, Edhem’îyye gibi farklı birçok bâtınî tarîkat (yol) yer almaktadır. 13. asırda Babâîlik’ten ve 14. asrın sonlarından itibaren de yoğun olarak Hurûfîlik’ten etkilenen Anadolu kaynaklı Bektaşilik Tarikatı bunların içlerinde en meşhur olanıdır. 14. ve 15. asırlarda “Fadl’Allah Ester-Âbâdî” tarafından Şiîlikten ayrılarak zuhur eden “Hurûfîlik” mezhebinin tesirleri altında kendisini yeniden yapılandırmış olan Bektâşîlik, Alevîliğin içinde yer aldığı varsayılan bir tarîkat (yol) olması itibarıyla Anadolu Alevîliği’nin tamamını tanımlamamaktadır.

Uşşaki Tarikatı, İstanbul'un Kasımpaşa semtini merkez alarak faaliyet göstermiş bir tarikattır. Tarikatın önde gelen kişilerinden olan İbrahim İpek Çorumi'ye atıfla 'İpek Yolu' olarak da anılmıştır.

Ketencizâde Mehmed Rüşdî veya Ketencizade Mehmet Rüştü, Osmanlı divan şairi.