
Galata Kulesi ya da müze olarak kullanılmaya başlaması sonrasındaki adıyla Galata Kulesi Müzesi, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan bir kuledir. Adını, bulunduğu Galata semtinden alır. Galata Surları dahilinde bir gözetleme kulesi olarak inşa edilen kule, farklı dönemlerde farklı amaçlarla kullanılmasının ardından 2020'den itibaren, bir sergi mekânı ve müze olarak hizmet verir. Hem Beyoğlu'nun hem de İstanbul'un sembol yapılarındandır.

İstanbul'un Fethi, Kostantiniyye'nin Fethi veya Batı dünyasındaki adıyla Konstantinopolis'in Düşüşü, 6 Nisan – 29 Mayıs 1453 tarihleri arasında, 53 gün süren yoğun bir kuşatmanın sonucunda Osmanlı padişahı II. Mehmed komutasındaki Osmanlı ordusunun Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olan Konstantinopolis'i ele geçirmesidir. Olayın sonucunda, bin yılı aşkın bir süredir varlığını sürdürmüş olan Doğu Roma İmparatorluğu yıkılmış ve Osmanlı Devleti bir imparatorluk hâline gelmiştir. Bu fetih, bazı modern tarihçiler tarafından Orta Çağ'ı sona erdirip Yeni Çağ'ı başlatan olaylardan biri kabul edilmektedir.

Eminönü, İstanbul'un bir semtidir. İstanbul'un Tarihî yarımada olarak bilinen kısımda, Haliç'in batısında yer alır. 7 Mart 2008 tarihine kadar ilçe belediyesi olan Eminönü bu tarihte lağvedilerek kanunla Fatih ilçesine bağlanmıştır.

Rumeli Hisarı, İstanbul'un Sarıyer ilçesinde, Boğaziçi'nde bulunan ve bulunduğu semte adını veren hisar. Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un Fethi'nden önce, Karadeniz'den gelebilecek saldırıları engellemek amacıyla İstanbul Boğazı'nın en dar yerine, Anadolu yakasındaki Anadolu Hisarı'nın tam karşısına inşa ettirilmiştir.

Bahçekapı, İstanbul ilinin Fatih ilçesi sınırları bulunan şehrin en eski semtlerinden biri.

Tophane, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde, boğaz kıyısında bir semttir. II. Mehmet İstanbul’u fethinden sonra 1455'te Tersane-i Amire (Haliç) ve 1460 Tophane-i Amire’yi (Tophane) kurarak İstanbul’da ilk sanayi hamlesini başlatmıştır. Tophane, bu özelliği nedeniyle Osmanlı döneminde İstanbul'un en eski sanayi bölgelerinden biridir denilebilir.

Galata, İstanbul ilinin Beyoğlu ilçesinde yer alan bir semttir. Azapkapı, Tophane ve Galata Kulesi'nin arasında kalan bölge olarak tarif edilir. Bölgenin nüfusu artınca özellikle 19. yüzyılda yerleşim yerleri yukarıya doğru yayılmıştır. Yapılan elçilik binaları da yukarı kısmın büyümesinde etkili olmuştur. Galata, uzun yıllar boyunca rıhtımıyla ülkenin dışa açılan bir kapısı olmuştur. Tarihî olarak denizcilerin bir uğrak yeri olma niteliğini taşımıştır. II. Mehmed'in İstanbul'u fethinden önce bir Ceneviz kolonisi olan bölge, Osmanlılara barış ile teslim edildiği için geniş ölçüde ayrıcalıklar tanınmıştır ve bu durum Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar devam etmiştir. Semti çevreleyen surlar 19. yüzyılda yıkılmıştır.

Tekfur Sarayı veya Porfiroğenitus Sarayı, bütün Dünya'da geç Bizans mimarisinin nispeten bozulmamış örneklerinden biridir. İstanbul'da Fatih ilçesi sınırları içerisinde, Edirnekapı semtinde bulunmaktadır.

Galata Köprüsü, İstanbul'da Haliç üzerine yapılmış, Karaköy'le Eminönü'nü birleştiren köprüdür.

Konstantinopolis Surları, günümüzde İstanbul sınırları dahilinde olan Konstantinopolis'i çevreleyen ve Doğu Roma zamanında yapılmış şehir surlarıdır. Şehri çeviren surlar tarihte 5. yüzyıldan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı MS 408'den sonradır. II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu.

Karaköy, İstanbul ilinin Beyoğlu ilçesine bağlı semt. Bankaları ve iş hanlarıyla ünlü en eski ticaret merkezlerinden biridir. Eski Galata semtinin modern adıdır. Tarih boyunca bir liman ve ticaret merkezi olma özelliğiyle ön plana çıkmıştır. Boğaziçi'nin Avrupa tarafında Haliç'in ağzında yer alır. Karaköy, şehrin çok tarihsel bölgelerinden ve en eskilerinden biridir. 19. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı Devleti'nin finans merkezi haline gelmişti. Bugün ise, önemli bir ticaret ve ulaşım merkezidir.

1509 Konstantiniyye depremi veya 1509 Büyük İstanbul depremi, 10 Eylül 1509 tarihinde merkez üssü Marmara Denizi'nin kuzeydoğusu olan, 7.2 Ms büyüklüğünde meydana gelen deprem. Tarihsel kayıtlara göre deprem sonucunda Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti Konstantiniyye'de 4 bin ila 13 bin arasında kişi hayatını kaybetti, 10 binden fazla kişi yaralandı, yaklaşık 1070 hane yıkıldı ve binlerce yapı ağır hasar aldı. Ayrıca depremin ardından oluşan ve yüksekliği bazı yerlerde 6 metreye varan tsunami dalgaları şehrin surlarını aşarak güzergahı üzerindeki semtlere ağır hasar verdi. En büyük yıkımın İstanbul'da olduğu depremin etkisi Bolu'dan Edirne'ye kadar hissedildi. Oluşturduğu ağır hasar sebebiyle halk arasında "Küçük Kıyamet" (Kıyamet-i Suğra) olarak adlandırılan deprem, son 500 yıl içinde Marmara bölgesinde gerçekleşmiş olan en büyük ve en yıkıcı depremlerden birisi olarak kayıtlara geçti.

Haliç, İstanbul'un Avrupa yakasını kaplayan Çatalca Yarımadası'nın güneydoğu ucunda, Boğaziçi girişinde, İstanbul ve Beyoğlu platolarını birbirinden ayıran deniz girintisi. Denizin kendisine ulaşan akarsu yatağının bir bölümünü istila etmesiyle meydana gelen yapının jeomorfolojik adı olan Arapça haliç sözcüğü, İstanbul halicinin kent açısından taşıdığı önemden dolayı Osmanlılar döneminden bu yana bir özel isim haline gelmiş, birçok semti kapsayan bir kent bölgesi adı olmuştur.

Bizans-Ceneviz Savaşı veya Bizans-Cenova Savaşı, 1348-1349 yıllarında Bizans İmparatorluğu ve Ceneviz Cumhuriyeti arasında İstanbul Boğazı'ndan geçerken konan haraç üzerine yaşanan savaştır. Bizanslılar gıda ve deniz ticareti için Galata'daki Cenevizli tüccarlara olan bağımlılıklarını kırmak ve kendi donanmalarını yeniden inşa etmek istiyorlardı. Fakat inşa ettikleri yeni donanma, Cenevizliler tarafından yok edilmiş ve bir barış antlaşması imzalanmıştır.

Bizans-Venedik Savaşı (1296-1302) 1294-1299 tarihleri arasında gerçekleşen Ceneviz-Venedik savaşlarının yan savaşıdır. Temmuz 1296 tarihinde Akdeniz ve Karadeniz'de bulunan Ceneviz mülklerine saldıran Venedik seferi sırasında 1285 yılında imzalanan Bizans ve Venedik ateş kesine rağmen Venedikli Ruggiero Morosini Malabranca, Bizans İmparatorluğu başkenti Konstantinopolis'te Haliç kıyısında bulunan Galata'da Ceneviz kolonisini ele geçirip, yakıp yıktı ve sonra tekrar teşebbüs etti. Karşılık olarak Bizans İmparatoru II. Andronikos başkentte yaşayan Venediklileri tutukladı, bu tutuklular hayatta kalan Cenevizliler tarafından öldürüldü.

Azapkapı Saliha Sultan Çeşmesi, İstanbul Azapkapı'da Lale Devri sonrasında I. Mahmud'un annesi Saliha Sultan tarafından yaptırılan çeşme. Sokollu Mehmet Paşa Camii, Saliha Sultan Sıbyan Mektebi ve Yeşildirek Hamamı ile beraber bir külliye oluşturması için tasarlanmıştır. Tarihsel süreç içerisinde çeşitli koruma ve düzenlemelere uğramıştır. İlk olarak 1953 yılında geniş kapsamlı bir şekilde restore edilen çeşme, son olarak da 2005 yılında onarılmıştır. Çeşmenin bir "meydan çeşmesi" olma özelliğini kaybetmesinde kent içindeki konumunun ve yaşanan yoğun trafiğin etkisi büyüktür. Meydan çeşmesi özelliğini kaybetmesi, görsel anlamdaki algısını da değiştirmiştir.
İstanbul'un hem kültürel hem ticari açıdan stratejik noktalarından birisi olan Kemeraltı bölgesi, Beyoğlu ilçesinin Karaköy semtinde yer almaktadır.Bugün içerdiği değerler itibarıyla köklü değişimlere sahne olmakta olup tarih boyunca o sahnede pek çok rol edinmiştir.Gerçekleşen planlı ve plansız dönüşümlerle yeni çehreler edinen Kemeraltı, bu çehrenin ifadesini;içinde süregelen yaşamında, mimarisinde veya günlük deviniminde dile getirmektedir.Bu ifadeler, Kemeraltı bölgesinin tarihsel yaşantısının kanıtlarıdır.Bölgeye verilen Kemeraltı ismi ise 18. yüzyıla tarihlenmektedir.St. Benoit Fransız Lisesi'nin yanında bulunan bir manastırın kemeri yolun karşı tarafına geçtiği için Kemeraltı ismiyle anılmıştır.

Toklu Dede Mescidi, İstanbul'da bir Osmanlı camisiydi. Bina aslen adanmışlığı bilinmeyen bir Bizans Doğu Ortodoks kilisesiydi. 1929'da neredeyse tamamen yıkıldı.

Bizans İmparatorluğu ile ittifak hâlinde olan Cenevizliler 1267'de, Haliç'in kuzeyinde bulunan Galata'da "Pera" adlı bir koloni kurmuş, bu koloninin hâkimiyet alanını da zaman içinde Bizans tarafından verilen izinlerle genişletmişti. Günümüzde Galata Kulesi olarak bilinen kule, bu izinlere aykırı bir şekilde kuzeydoğu yönündeki tepeye doğru hâkimiyet alanı artırılarak 1335-1349 yılları arasında bölgede yapılan tahkimatın bir parçası olarak 1348'de inşa edildi. Tepesindeki haçtan ötürü o dönem "Kutsal Haç Kulesi" olarak anılıyordu. İki devlet arasında o yıl patlak veren savaş, ertesi yıl imzalanan antlaşmayla sona ererken kulenin bulunduğu tepe Ceneviz kontrolüne bırakıldı. Konstantinopolis'in 29 Mayıs 1453'te Osmanlı İmparatorluğu'na katılması sonrasında Pera'daki Cenevizliler, herhangi bir direniş göstermeden koloniyi Osmanlı'ya devretti. Kulenin de dâhil olduğu Galata'daki tahkimat tahrip edilse de, Osmanlı Padişahı II. Mehmed'in fermanıyla tahribatlar durduruldu ve tahrip edilen kısım yeniden inşa edildi. 1509'daki depremde hasar gören kule, 1510 itibarıyla onarıldı. 16. ve 17. yüzyıllarda, savaş esirlerini tutma yeri ve levazım ambarı, 18. yüzyıl itibarıyla Mehterhâne Ocağı ile yangın gözleyiciler tarafından bir yangın kulesi olarak kullanıldı.

İstanbul mimarisi, şehrin tüm semtlerinde silinmez bir iz bırakan birçok etkiyi yansıtan yapıların geniş bir karışımını tanımlar. Şehrin antik kısmı hala kısmen, şehri istiladan korumak için İmparator II. Theodosius tarafından 5. yüzyılda yaptırılan Konstantinopolis Surları ile çevrilidir. Kent içindeki mimari, Bizans, Ceneviz, Osmanlı ve modern Türkiye kaynaklarından gelen bina ve yapıları içermektedir. Kentin mimari açıdan önemli birçok varlığı vardır. İstanbul, uzun tarihi boyunca kültürel ve etnik bir eritme potası olarak ün kazanmıştır. Sonuç olarak şehirde gezilecek çok sayıda tarihi cami, kilise, sinagog, saray, kale, kule ve sarnıçlar bulunmaktadır.