İçeriğe atla

Gıda kimyası

Gıda kimyası

Gıda kimyası gıdada bulunan başlıca bileşenleri (karbonhidrat, yağ, protein, minareller, vitaminler, su), gıdayı oluşturan renkleri, tatları ve meydana gelen reaksiyonlar gibi pek çok farklı konuları ele almaktadır.

Gıda, insanların ve hayvanların yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirebilmek için yiyip içtikleri (tütün ve ilaç hariç ), hayatlarının kaynağını oluşturan ham (işlenmemiş), yarı işlenmiş veya tam işlenmiş her türlü maddedir.

Kimya, maddelerin temel yapılarını, bu yapıların birleşimlerini, dönüşümlerini, bu yapıları çözümleme, birleşim ve üretim yöntemlerini inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır.

Bu iki dalın birleşiminden oluşan gıda kimyası ise; yapısı, özellikleri, gıdalarda ve bileşenlerinde meydana gelen değişiklikleri inceleyen bilim dalı olarak ortaya çıkmıştır. Başka bir tanımı ise: Gıda kimyası, gıdaların bileşimindeki komponentlerin (bir bileşikteki her bir element) tek tek ve bir arada olduklarında kimyasal davranışlarını inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır.[1][2]

Gıda kimyasının tarihi

Gıda ve beslenmeye bilimsel yaklaşım, J. G. Wallerius, Humphry Davy ve diğerlerinin çalışmalarında tarım kimyasına dikkat edilerek ortaya çıktı. Örneğin, Davy, Birleşik Krallık'ta, dünya çapında mesleğin temeli olarak hizmet verecek olan, Tarımsal Kimya'nın Unsurları Kursunda (1813) Tarım Kimyası'nı yayınladı ve beşinci baskıya girmiştir. Daha önceki çalışmalar, malik asidi 1785'te elmalardan izole eden Carl Wilhelm Scheele'nin çalışmasını içeriyordu . Liebig'in gıda kimyası hakkındaki bazı bulguları 1848'de Lowell Massachusetts'te Eben Horsford tarafından çevrilmiş ve yayınlanmıştır.[3]

Gıda kimyası için hangi özelliklere bakılır?
Gıda kimyası inceleme şeması

1874'te analitik yöntemleri halkın yararına uygulamak amacıyla Kamu Analistleri Derneği kurulmuştur. İlk deneyleri ekmek, süt ve şaraba dayanmaktadır.

Gıda arzının kalitesi, ağırlıklı olarak gıda için endişe dışında olmuştur. Ayrıca, 1950'lerde kasıtlı kontaminasyondan sonra kimyasal gıda katkı maddeleriyle başlayacak olan gıda tedarikinin kalitesi, özellikle de gıda kirliliği ve kontaminasyon sorunları için endişe dışındaydı. Dünya çapında kolejlerin ve üniversitelerin gelişmesi, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nde, gıda kimyasının yanı sıra diyet maddelerinin araştırılmasıyla, en önemlisi de 1907-11'deki Tek Tahıl deneyiyle genişlemiştir.

19. yüzyılın sonlarında Birleşik Devletler Tarım Bakanlığı'nda Harvey W. Wiley tarafından yapılan ek araştırma, 1906'da Birleşik Devletler Gıda ve İlaç İdaresi'nin kurulmasında kilit bir faktör olacaktır.

Amerikan Kimya Topluluğu, Tarım ve Gıda Kimyası Bölümünü 1908'de kurarken, Gıda Teknolojisi Uzmanları Enstitüsü 1995'te Gıda Kimyası Bölümünü kurmaktadır.

Gıda kimyası kavramları genellikle reoloji, taşıma fenomeni teorileri, fiziksel ve kimyasal termodinamik, kimyasal bağlar ve etkileşim kuvvetleri, kuantum mekaniği ve reaksiyon kinetiği, biyopolimer bilimi, koloidal etkileşimler, çekirdeklenme, cam geçişleri ve donma / düzensiz veya kristal olmayan katılardan alınmaktadır. Bu nedenle "Gıda Fiziksel Kimyası" bir temel alanıdır.[4][5]

Gıda sistemlerinde su

Gıdalarda bulunan su

Yiyeceklerin önemli bir bileşeni olan su, et ürünlerinde % 50'den fazla; marul, lahana ve domates ürünlerinde % 95'e kadar herhangi bir yeri kapsayabilmektedir. Ayrıca, uygun şekilde işlenmezse bakteri üremesi ve yiyeceklerin bozulması için mükemmel bir yer olma özelliğini taşımaktadır . Gıdada bunun ölçülmesinin bir yolu, işleme sırasında birçok gıdanın raf ömründe çok önemli olan su aktivitesidir . Çoğu durumda gıda korumanın anahtarlarından biri, raf ömrünü uzatmak için su miktarını azaltmak veya suyun özelliklerini değiştirmektir. Bu tür yöntemler dehidrasyon, dondurma ve soğutmayı içerir. Bu alan, "gıdaların üretimi, taşınması ve depolanması sırasında meydana gelen reaksiyonların ve dönüşümlerin fizyokimyasal prensiplerini" kapsamaktadır.[6][7]

Bunun yanında suyun sertliğininde farklı olması, farklı durumlara yol açmaktadır. Örneğin; et ve baklagiller sert suda zor pişerlerken, sert su ile yapılan çay ve kahvenin tadı kötüleşmektedir.[8]

Karbonhidratlar

Karbonhidratlar (KH) bitkilerde kuru maddenin %90'dan fazlasını oluşturmaktadırlar. Doğada bolca bulunan karbonhidratlar, gıdaların en yaygın bileşenidir.[9]

Şeker pancarı ve şeker kamışından elde edilen sakkaroz.

Genel formülü Cn(H2O)n şeklindedir. Karbonhidratlar monosakkarit, disakkarit, oligosakkarit ve polisakkarit formlarında bulunabilmektedir. Monosakkaritlerden biri olan fruktoz serbest halde, glikozla beraber tatlı meyvelerde ve çiçek nektarlarında, bitkilerin tatlı kısımlarında bulunur. Birleşik formda ise rafinoz ve polisakkaritlerin yapısında yer almaktadır. Yüksek bir tatlılık derecesi olan fruktoz; gazlı içeceklerde, meyveli sodalarda ve soğuk çayda "fruktoz şurubu" formunda kullanılmaktadır.

Olisakkaritler; bebek mamaları, fermente süt ürünleri, kahvaltılık tahıllar, dondurma ve fırıncılık ürünlerinde yaygın olarak kullanılmaktadırlar.

Polisakkaritler, bitki ve hayvanlarda depo görevi görürken; bazıları jelleşme özelliği göstermektedir. Polisakkaritlerden biri olan nişasta, tüm bitkilerde bulmaktadır. Tohum, yumru ve kökler nişastaca zengin kısımlardır. Teknik olarak patates, mısır, buğday ve pirinçten elde edilen nişasta, alkol üretiminde, glikoz şurupları yapımında ve tatlıcılıkta önemli bir yere sahip olabilmektedir.[10][11]

Lipidler ( Yağlar)

Lipitler kutuplu bir yapıya sahip olmadıklarından dolayı suda çözünmezler veya çok az çözünmektedirler. Eter, kloroform, benzen, aseton gibi organik çözücülerde çözünebilmekte olan lipitler, karbon, hidrojen ve oksijenden oluşmaktadır. Ayrıca yapılarında çeşitli farklılıkları oluşturan fosfor ve azot elementleri de bulunabilmektedir. Karbonhidratlar ve proteinlere göre daha fazla enerji veren lipitlerin en önemli formlarından biri trigliseritlerdir.

Lipitler canlı vücudunda çeşitli görevlere sahiptirler. Lipit çeşitlerinden biri olan fosfolipitler, hücre zarının önemli bir bileşenini oluşturmaktadırlar. Lipitler glikozla birleşerek glikolipitleri, proteinlerle birleşerek lipoproteinleri oluşturmaktadırlar.

Lipitlerin hücrede yanması ile çok miktarda metabolik su açığa çıkmaktadır. Kış uykusuna yatan hayvanların ve uzun yolları kullanan hayvanların vücudunda depo ettikleri yağın yakılması sonucu enerji sağlanırken, açığa çıkan metabolik su da ihtiyaç duyulduğunda kullanılabilmektedir.[12]

Gıdalardaki lipitler, mısır, soya fasulyesi gibi tahılların, hayvansal yağlardan elde edilen yağlarını içerir ve süt, peynir ve et gibi birçok gıdanın parçalarıdır. Aynı zamanda vitamin taşıyıcı olarak da hareket etmektedirler.

Gıdada proteinler

Proteinler, ortalama bir canlı hücrenin kuru ağırlığının% 50'sinden fazlasını oluşturmaktadır. Çok karmaşık makromoleküllerdir. Ayrıca hücrelerin yapısında ve işlevinde temel bir rol oynamaktadırlar.  Esas olarak karbon, nitrojen, hidrojen, oksijen ve bir miktar sülfürden oluşmaktadırlar. Ayrıca demir, bakır, fosfor veya çinko da içerebilmektedirler.

Gıdada proteinler büyüme ve hayatta kalmak için gereklidir ve gereksinimler kişinin yaşına ve fizyolojisine (örneğin hamilelik) bağlı olarak değişmektedir. Protein genellikle hayvansal kaynaklardan elde edilmektedir. Örneğin; et, süt, yumurta vb. gıdalar örnek olarak verilebilmektedir. Kabuklu yemişler, tahıllar ve baklagiller bitkisel protein kaynakları sağlamaktadır. Sebzelerden tam protein besin kotası elde etmek için sebze kaynaklarının protein kombinasyonu kullanılmaktadır.

Gıda alerjisi olarak protein hassasiyeti ELISA (Enzim Bağlı İmmunosorbent Analizi ) testi ile tespit edilmektedir.[13]

Vitaminler

Vitaminler, vücuttaki temel metabolik reaksiyonlar için küçük miktarlarda gerekli olan besinlerdir. Bunlar beslenmede suda çözünür (Vitamin C ) veya yağda çözünür (Vitamin E ) olarak parçalanmaktadır. Yeterli miktarda vitamin alımı beriberi, anemi ve iskorbüt gibi hastalıkları önleyebilirken, aşırı dozda vitamin mide bulantısı ve kusmaya ve hatta ölüme neden olabilmektedir.

Minareller

Mineral maddeler hem bitkisel hem de hayvansal gıda maddelerinde bulunabilmektedirler. Bitkiler ihtiyaç duydukları mineral maddeleri topraktan karşılarken, hayvanlar ise bitkisel gıdalar ve direkt tuz ilavesi ile almaktadırlar. İnsanlar ise minarel ihtiyaçlarını bitkisel ve hayvansal gıdalardan karşılamaktadırlar. İnsan vücudu başlıca Ca, P, Mg, K, Na, Fe, Zn yi yüksek miktarlarda (major elementler) içerirken; I, Mn, Cu, Fl, Cr, Se, Ce ve Mo yu ise daha az miktarda (iz elementler) içermektedir.

Mineral maddeler gıdalarda çok az miktarda bulunmaktadır. Bunlar inorganik bileşikler olup, toplam vücut ağırlığının % 4' üne karşılık gelmektedir. Mineralsiz bir vücut sağlığı düşünülemezken; genel olarak bazı mineraller gıdaların işlenmesi, öğütülmesi, soyulması, kabuklarının ayrılması sırasında kaybolmaktadır. Bazı minerallerde gıdalara geniş miktarlarda ilave edilebilirken, mineral eksikliğinde olduğu gibi fazlalığında da bazı problemler (toksik etki) oluşabilmektedir. Mesela bakır kaplarda pişirilen yemekten kaynaklanan zehirlenmeler yaygın olarak görülebilmektedir. Gıdaların hazırlanması ve işlenmesinde mineral kaybının en aza indirilmesi için yeşil sebzeleri, yeşil meyveleri, kabuklu hububatları (tahılları), kepekli ekmeği beslenmede bulundurmaya dikkat edilmelidir.

Bir gıdanın mineral içeriği o gıdanın elde edildiği ham maddeden (işlenmemiş kısımdan) kaynaklanmaktadır. Bu nedenle gıdalarda yer alan minerallerin beslenmedeki yeri, fizyolojik değerleri ve gıdalarda bulunduğu konumu üretim sırasında üzerinde önemle durulması gereken konuların başında yer almaktadır.

Gıdanın üretildiği alet-ekipman ve kaplardan; depolama sırasında, ambalajdan taşınan metaller ürünün mineral içeriğinde yer alabilmektedir. Gıdanın doğal yapısında yer alan ve dışarıdan taşınan minerallerin gıdanın kalitesiyle yakından ilişkisi de oldukça fazla yer almaktadır. Örneğin, bazı metaller işlenmiş meyve ve sebzelerde renk değişikliğine sebep olmaktadır. Bazı metaller ise gıdada üretim ve depolama sırasında meydana gelen, tat ve koku değişikliklerinden sorumlu olmaktadırlar. Pek çok metal gıdayı olumsuz etkileyerek bazı elzem (gerekli ) besin öğelerinin kaybına neden olabilirken, en büyük mineral kaybı tahılların öğütülmesi ile gerçekleşmektedir. Bu nedenle diyette yüksek rafine gıdaların yani katkı maddesi çokça eklenen gıdaların artması mineral eksikliğine yol açmaktadır. Ayrıca masum görünen şeker, nişasta gibi saflaştırma işlemleri, süzme yoğurt ve çökelek yapımında yoğurdun suyunun atılması, besinlerin salamurada bekletilmesi, iyotlu tuzun açıkta bekletilmesi gibi işlemler besinlerdeki mineral kaybını artırmaktadır.

Isıl işlem dışında meydana gelen birim işlemlerden; karıştırma, temizleme, ayıklama, dondurarak kurutma hatta pastörizasyonun minarel kaybına yol açmadığı da bilinmektedir. Bunun yanı sıra gıdalara uygulanan bazı işlemlerde de istem dışı kayıplar olabilmektedir. Örneğin; ağartma, dondurma ve derin kızartma bu işlemlere örnek olarak gösterilebilmektedir.[14]

Renk

Gıda boyaları

Herhangi bir gıda maddesinin rengini değiştirmek için o gıdaya gıda boyası eklenmektedir. Esas olarak duyusal analiz amaçlıdır.

Doğal ve yapay olarak bulunabilen gıda boyaları yoğurt ve sütlerde, pasta ve tatlılarda, dondurma, meyve suları, meyve jelleri gibi gıdalarda bulunabilmektedir.[15]

Gıdalarda meydana gelen reaksiyonlar

Patateste meydana gelen Maillard reaksiyonu.

Gıdalarda meydana gelen reaksiyonlar, gıdanın yapısının bozulması veya gıdalarının istenilen kıvama uygun hale getirilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. En bilinen reaksiyonların başında " Akrilamid oluşumu" ve " Maillard reaksiyonları" gelmektedir.

Maillard Reaksiyonu, gıdaların renk değişikliklerine neden olan ve enzimatik olmayan esmerleşme reaksiyonudur. Bu reaksiyon işlem görmüş gıdaların kalitesi üzerinde önemli rolü üstlendiğinden en önemli esmerleşme reaksiyonudur.

Maillard Reaksiyonu, Fransız kimyager Louis-Camille Maillard tarafından 1912 yılında tesadüfen keşfedilmiş olup günümüze kadar geçerliliğini korumaktadır.

Akrilamid (2-propenamide, AA) oluşumu ise karbonhidrat bakımından zengin gıdaların ısıtılması sonucunda oluşmaktadır. Akrilamid monomeri yüksek sıcaklıklarda ve nem oranının az (düşük) olduğu ortamlarda hazırlanmış patates ve tahıl ürünleri gibi bazı besinlerin yapısında, kızartma ile, fırınlama veya ızgara olayı ile ortaya çıkmaktadır.[16][17]

Kaynakça

  1. ^ "Ankara üniversitesi ders materyalleri" (PDF). 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  2. ^ "NedirNeDemek (Komponent)". 5 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  3. ^ Researches on the chemistry of food, and the motion of the juices in the animal body (İngilizce). s. 262. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  4. ^ "history of food chemistry". 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  5. ^ "Gıda kimyasının tarihi". 25 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  6. ^ "(İngilizce wikipedia) water in food". 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  7. ^ "Food chemistry-siirt.edu.tr" (PDF). 25 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  8. ^ "Adnan Menderes Üniversitesi gıda kimyası ders dökümanı" (PDF). 13 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  9. ^ "Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri" (PDF). 24 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  10. ^ "Aydın Adnan Menderes Üniversitesi gıda kimyası ders dökümanı- karbonhidart bölümü" (PDF). 13 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  11. ^ "science of food engineering". 18 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  12. ^ "(wikipedia türkçe) Lipitler". 15 Aralık 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  13. ^ "(Wikipedia ingilizce) Protein (nutrient)". 16 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  14. ^ "Aydın Adnan Menderes Üniversitesi gıda kimyası ders materyalleri (Minareller )" (PDF). 13 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  15. ^ "Gıda bilincinde gıda boyası". 25 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  16. ^ "Dergipark Akrilamid oluşumu (review article)". 19 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 
  17. ^ "Food chemistry-siirt.edu.tr- bölüm2" (PDF). 25 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Antioksidan</span>

Antioksidan veya yükseltgeme önleyici, yağların oksidasyonunu yavaşlatan madde. Canlılarda, kimyasal süreçler, özellikle oksitlenme, erkin radikallerin oluşmasına neden olur. Yüksek derecede ayıraç olan serbest radikaller farklı moleküller ile kolayca tepkimeye girebilir ve böylece hücrelere, canlıya zarar verebilir. Antioksidanlar serbest radikallerle tepkimeye girerek hücrelere zarar vermelerini önler. Bu özellikleriyle hücrelerin anormalleşme ve sonuç olarak tümör oluşturma risklerini azalttıkları gibi, hücre yıkımını da azalttıkları için, daha sağlıklı ve yaşlılık etkilerinin en az olduğu bir yaşam yaşama şansını yükseltir.

<span class="mw-page-title-main">Vitamin</span> canlıların az oranda gereksinim duyduğu besin

Vitamin, bir canlının metabolizmasının düzgün çalışması için küçük miktarlarda ihtiyaç duyduğu temel bir mikro besin olan organik bir moleküldür. Esansiyel besinler canlıda ya hiç sentezlenemez ya da yeterli miktarlarda sentezlenemez ve bu nedenle beslenme yoluyla alınması gerekir. C vitamini bazı türler tarafından sentezlenebilirken diğerleri tarafından sentezlenemez; ilk etapta bir vitamin değildir, ikinci sıradadır. Vitamin terimi diğer üç temel besin grubunu içermez: mineraller, esansiyel yağ asitleri ve esansiyel amino asitler. Çoğu vitamin tek bir molekül değil, vitaminler adı verilen ilgili molekül gruplarıdır. Örneğin, sekiz E vitamini vardır: dört tokoferol ve dört tokotrienol. Bazı kaynaklar kolin de dahil olmak üzere on dört vitamini listeler, ancak büyük sağlık kuruluşları on üç vitamini listeler: A vitamini, B1 vitamini (tiamin), B2 vitamini (riboflavin), B3 vitamini (niasin), B5 vitamini, B6 vitamini (piridoksin), B7 vitamini (biyotin), B9 vitamini, B12 vitamini (kobalaminler), C vitamini, D vitamini (kalsiferoller), E vitamini ve K vitamini.

<span class="mw-page-title-main">Sitoplazma</span> hücre organeli

Sitoplazma, yarı sıvı matriks olup, plazma zarı ile nükleus arasını doldurur. Sitoplazma organeller ve bunların içinde yer aldığı koyu kıvamlı sıvı kısımdan (sitozol) oluşur. Bu sıvı kısmın içeriğini enzimler, RNA, aminoasitler, nükeotitler gibi yıkım tepkimeleri sonucu oluşan atık ürünler, koenzimler, iyonlar ve büyük oranda su oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Karbonhidrat</span> sadece karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan organik bileşik

Karbonhidrat, karbon (C), hidrojen (H) ve oksijen (O) atomlarından oluşan, genellikle hidrojen-oksijen atomu oranı (suda) 2:1 olan bir biyomoleküldür ve dolayısıyla ampirik (deneysel) formülü Cm(H2O)n şeklindedir. m, n'den farklı da olabilir olmaya da bilir. Ancak, tüm karbonhidratlar bu kesin stokiyometrik tanıma uymaz (örneğin üronik asitler, fukoz gibi deoksi şekerler) ve bu tanıma uyan tüm kimyasallar otomatik olarak karbonhidratlar (örneğin formaldehit ve asetik asit) olarak sınıflandırılmaz.

<span class="mw-page-title-main">Lipit</span> Katı ve sıvı yağ

Lipit, tüm canlıların yapısında bulunan temel organik bileşiklerden biridir. Lipitler, doymuş ve doymamış yağlar olarak ayrılır. Doymamış yağlar, oda sıcaklığında sıvı hâlde bulunan lipitler; doymuş yağlar ise oda sıcaklığında katı hâlde bulunan lipitlerdir. Biyolojik önemi olan lipitler için yağ asitleri, nötr lipitler (trigliserit), fosfolipitler ve steroitler örnek gösterilebilir. Lipitler, insan ve hayvanların temel besinleri arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Glukoz</span> izomer grubu

Basit bir şeker (monosakkarit) olan glukoz yaşam için en önemli karbonhidratlardan biridir. Hücreler onu bir enerji kaynağı ve metabolik reaksiyonlarda bir ara ürün olarak kullanırlar. Glukoz fotosentezin ana ürünlerinden biridir ve hücresel solunum onunla başlar.

<span class="mw-page-title-main">Gıda katkısı</span>

Gıda katkıları, gıda endüstrisinin gıdanın üretimi, hazırlanması, ambalajlaması ve/veya depolamasında gıdaya dayanıklık, yoğunluk, renk vermek için katılan madde veya madde karışımlarıdır.

Gıda ya da besin, yaşamı sürdürmek için gereksinim duyulan inorganik ve organik kimyasal maddeleri topluca belirten terim.

<span class="mw-page-title-main">Glisemik indeks</span>

Glisemik indeks () karbonhidratların kandaki glukoz düzeylerine olan etkisini ölçme sistemi. Kavram Toronto Üniversitesinde hangi besinlerin diyabetliler için daha uygun olduğunu araştıran Dr. David J. Jenkins ve meslektaşlarının 1980-81 yıllarındaki çalışmaları sonucu ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Gıda</span> vücut tarafından tüketilen, enerji sağlayan madde

Yiyecek, canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için yemek suretiyle tüketmeleri gereken maddelerdir. Belirli bir öğünde tüketilen yiyeceklere yemek denir. Yiyecekler organik veya inorganik maddelerden üretilmiş olabilirler. Yiyeceklerde bulunan ve canlıların yaşamını devam ettirmesi, büyümesi için gerekli olan protein, vitamin, mineral gibi maddelere ise besin veya gıda denir. Ancak gıda sözcüğü "ilaçlar hariç, yaşamı devam ettirmek için tüketilen tüm yiyecek ve içecekler" anlamında da kullanılır. Ultra işlenmiş gıda, kolay yiyecek, organik gıda, abur cubur, fast food, çerez, genetiği değiştirilmiş gıdalar çok tüketilen türlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Gıda işleme</span>

Gıda işleme, tarımsal veya hayvani besin hammaddelerinin gıdaya ya da daha evvel tüketilebilir gıda haline getirilmiş maddelerin başka bir gıda maddesine dönüştürülmesidir. Gıda işleme; tahılın öğütülmesinden un yapımına, evde yemek pişirmekten hazır yemek yapmak için kullanılan karmaşık sanayi yöntemlerine kadar gıda işlemesinin pek çok şeklini kapsar. Gıda işlemesiyle hasat edilmiş ekinler ya da kesilmiş hayvansal ürünlerden pazarlanabilir ve görece uzun raf ömrüne sahip yiyecekler yapılır. Hayvan yemi üretiminde de benzer yöntemler uygulanır. Birincil gıda işleme çoğu gıdaları yenilebilir yapmak için gereklidir. İkincil işleme malzemeleri ekmek gibi bilinen gıdalara dönüştürür. Üçüncül gıda işleme, çok şeker ve tuz içerdiği, çok az lifli olduğu, beslenme ihtiyaçları açısından sağlıksız olduğu, beslenmeyi ve obeziteyi artırdığı için eleştirilir.

Makromolekül, küçük yapıtaşlarının yani monomerlerin polimerleşmesiyle oluşmuş çok büyük moleküler yapılardır.Örneğin amino asitlerin polimerleşmesiyle proteinler ; şeker, fosfat asidi ve azot içeren heterosiklik baz (purin/pirimidin) polimerleşmesiyle nükleik asitler oluşur.Makromolekül terimi biyokimyada üç büyük yapı olan nükleik asit, protein, karbonhidrat için kullanılır. Lipitler makromolekül sınıfına girmez, biyomolekül olarak tanımlanır. Makromolekül tanımı sentetik polimerler ve polimer olmayan büyük kütleli moleküller için de kullanılabilir.

Hayvanlarda ve insanlarda doğal gıdalara ek olarak kullanılan ve genellikle kullanıcının diyetinde hastalık, yetersiz beslenme gibi sebeplerle görülebilen eksikliklerin giderilmesinde rol oynayan maddelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Abur cubur</span> günlük hafif atıştırmalıkların bütünü

Abur cubur, yüksek kalorili, aşırı şekerli, aşırı yağlı olmasının yanında protein, vitamin or mineralleri çok az içeren ve yararı gözetilmeksizin rastgele yenilen sağlığa zararlı ve dikkatsiz pişmiş yiyecekler için kullanılan terimdir. Ultra işlenmiş gıda, organik gıda, genetiği değiştirilmiş gıdalar abur cubur olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Akrilamid</span> kimyasal bileşik

Akrilamid (ya da akrilik amid) C3H5NO kimyasal formülüne sahip kimyasal bileşik. IUPAC ismi prop-2-enamiddir. Beyaz kokusuz bir kristal katıdır, su, etanol, eter ve kloroform içinde çözünür. Akrilamid asit, baz, oksitleyici ajanlar, demir ve demir tuzlarının bulunduğu ortamda parçalanır. Termal olmayarak bozunması amonyak ve termal bozunması karbon monoksit, karbon dioksit ve azot oksitleri üretir.

Besin takviyesi, vitaminler, mineraller, probiyotikler, enzimler, ekstratlar, doğal ürünler, organik gıdalar ve gıda takviyesi gibi ilaç olarak tanımlanmayan ürünlerdir. Diyet veya beslenme takviyeleri ismi de verilen gıda takviyelerinin ardında yatan fikir, yeterli miktarlarda tüketilmeyen besinlerin tedarik edilmesidir. Gıda takviyeleri, günlük hayat ve spor beslenmesi'nde kullanılan, hap, tablet, kapsül, sıvı, vb. formunda sağlanan vücut geliştirme takviyesi, enerji içeceği, protein tozu, enerji barı, protein bar, spor içeceği, yulaf bar, esansiyel yağ asidi, bitkisel takviyeler, mineraller, prebiyotik, kreatin, karbonhidrat, multivitaminler, amino asitler, yağ asidi ve diğer maddeler de olabilir..

Bir besin grubu, benzer beslenme özelliklerini veya biyolojik sınıflandırmaları paylaşan bir gıda koleksiyonudur. Beslenme rehberlerinin listesi genellikle yiyecekleri gıda gruplarına ayırır ve Önerilen Günlük Besin Alım Miktarı İngilizcesi Recommended Dietary Allowance (RDA) sağlıklı bir diyet için her grubun günlük porsiyonlarını önerir.

<span class="mw-page-title-main">Gıda boyası</span> Yiyecek veya içeceğe eklendiğinde renk veren madde

Gıda katkı maddeleri, gıdaların rengini, görünüşünü, lezzetini, kokusunu vb. duyusal özelliklerini düzenlemek, besleyici değerlerini korumak, dayanıklılıklarını yani raf ömürlerini artırmak gibi amaçlar doğrultusunda kullanılan kimyasal maddeler olarak tanımlanmaktadır.

Mikrobiyoloji, mikroorganizmaları inceleyen biyolojinin alt dallarından biridir. Mikro; gözle görülemeyecek kadar küçük, -biyo; canlı ve -loji; bilim anlamına gelmektedir. Mikrobiyoloji; mikroorganizmaların yapısı, çeşitliliği ve bunların toprak, su, bitki, gıda, hayvan ve insan vücudundaki faaliyetleriyle ilgilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Louis Camille Maillard</span> Fransız kimyager (1878 – 1936)

Louis Camille Maillard, özellikle gıda kimyası alanındaki çalışmalarıyla tanınan Fransız kimyager. Adını taşıyan Maillard reaksiyonu, onun en bilinen katkısıdır ve bu reaksiyon, yiyeceklerin pişirilmesi sırasında meydana gelen ve lezzet, renk ve aroma değişikliklerine neden olan kimyasal reaksiyonları açıklar.