İçeriğe atla

Gürcü Hatun

Dirhem, Sivas, 638 H. (1240-1241). Güneşin Gürcü Hatun'u, Aslan'ın II. Gıyaseddin Keyhüsrev'i temsil ettiği düşünülür.

Gürcü Hatun (Gürcüceგურჯი-ხათუნი, "gurci h'atuni" ) (fl. ?-1286?), Gürcü prenses. Anadolu Selçuklu Devleti sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in eşlerinden biri, II. Alâeddin Keykubad'ın annesidir.

Asıl adı Tamar idi. Anadolu'da Gürcü Hatun adıyla tanındı. Eşi II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in ölümünden sonra o devirde Anadolu'nun en güçlü kişisi olan vezir Pervâne Muineddin ile evlendi.

Sonradan Müslüman olan Gürcü Hatun, Muhammed Celaleddin-i Rumi'nin hamisidir.

Yaşamı

Annesi, Gürcü Krallığı'nı 1223-1245 arasında yöneten Kraliçe Rusudan; babası ise II. Kılıçarslan'ın oğullarından biri olan Erzurum Selçuklu Meliki Mugiseddin Tuğrul'un oğlu Gıyâseddin Türkanşah'tır. Annesi, İlhanlılar'ın Anadolu'ya düzenledikleri seferlere destek vermek zorunda kalmış ve bu yüzden Anadolu Selçuklu Sultanı ile çatışmalar yaşamış; iki ülke arasındaki ilişkilerin kopmasını engellemek için kızını Gürcistan üzerine sefere gelen Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad'ın oğlu ile nişanlamıştı.

Alâeddin Keykubat'ın ölümünden sonra II. Gıyaseddin Keyhüsrev tahta çıktı ve Gürcü Hatun ile düğünleri yapıldı. Yeni Sultan eşine sevgisini bastırdığı paralarda göstermiştir.[1] Bu paralarda bulunan arslan-güneş tasvirinin kendisinin (arslan) ve karısı Gürcü Hatun'un (güneş) sembolleri olduğu ileri sürülmüştür. Bu sembol şir-û hurşid (Aslan ve Güneş) olarak bilinir, geçmişi daha eskiye dayanmakla beraber daha sonra İslam dünyasında yaygınlaşmıştır.

Gürcü Hatun'un, Gıyaseddin Keyhüsrev ile evliliğinden oğlu II. Alâeddin Keykubad dünyaya geldi.

1243 yılında Selçuklu ordusunun Kösedağ Savaşı'nda yenilgiye uğramasından üzerine Gürcü Hatun, II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in annesi Hunat Hatun ile birlikte kaçarak Sis'teki (bugünkü Kozan) küçük Ermeni Krallığı'na sığındı. Ancak Ermeni Kralı, onları Moğollar'a teslim etmiştir. Moğollar Selçuklu hanedanına mensup bu hanımlara saygılı davrandılar[1]

1246 yılında II. Gıyaseddin Keyhüsrev ölümünden sonra, Moğollar'ın büyük desteğine sahip Selçuklu Veziri Pervâne Muineddin devleti eline aldı; Gürcü Hatun'la evlenerek kendisini asıl sultan konumuna getirdi. II. Keyhüsrev zamanında eski dinini koruyan Gürcü Hatun, bu ikinci evliliği sırasında Müslüman olmuştur.

Bilim ve sanatın hamisi olarak bilinmektedir, özellikle Muhammed Celaleddin-i Rumi'nin dostu olarak tanınır. Mevlâna ve etrafındakilerin menkıbelerini anlatan Ahmed Eflâkî'nin Ariflerin Menkıbeleri isimli eserinde Gürcü Hatun'un ismi sık sık geçer.[1] Mevlana'nın ölümünden birkaç ay sonra Selçuklu sarayından emir Alâmeddin Kayser'in önerisi üzerine yapılması gündeme gelen Mevlana Türbesi'nin inşası için destek vermiştir.[2]

Kayseri'de Hunat Hatun Külliyesi'nde Hunat Hatun türbesi içindeki Horasan harçla sıvalı bir mezar taşının Gürcü Hatun'a ait olabileceği iddia edilmiştir.[1]

Gürcü Hatun üzerine aynı adla, biri Gürcü yazar Dato Turaşvili'nin, diğeri Gisèle Durero-Köseoğlu'nun olmak üzere, iki roman yayımlanmıştır.[3]

Kaynakça

  1. ^ a b c d Çayırdağ, Mehmet. "Gürcü Hatun". 24 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2016. 
  2. ^ Önder, Mehmet. "Mevleviğin Sistemleşmei Sultan Veled ve Diğer Postnişinler". www.rumimevlevi.com. Erişim tarihi: 19 Şubat 2016. 
  3. ^ "Üç Hürcü Hatun", Parna-Beka Çilaşvili 13 Kasım 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi./

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Anadolu Selçuklu Devleti</span> Batı Oğuz Türkleri tarafından kurulmuş olan, Anadoluda hüküm sürmüş eski bir devlet (1077–1308)

Anadolu Selçuklu Devleti, Türkiye Selçuklu Devleti veya Rum Sultanlığı, Selçuklu Türklerinden olan Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarafından Anadolu'da İznik başkent olmak üzere 1077 yılında kurulmuş olan Türk devletidir.

<span class="mw-page-title-main">Kösedağ Muharebesi</span> Selçuklular ile Moğollar arasında 1243 yılında yapılan savaş

Kösedağ Muharebesi, 3 Temmuz 1243 tarihinde Anadolu Selçuklu Devleti ile Moğollar arasında gerçekleşen ve Selçuklu Devleti'nin yenilip Moğol tâbiiyetine girmesiyle sonuçlanan muharebedir. Kösedağ Muharebesi, sonuçları bakımından Türk tarihi içerisinde özel bir yere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">I. Alâeddin Keykubad</span> Anadolu Selçuklu Devleti sultanı (s. 1220–1237)

I. Alâeddin Keykubad, Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1220-1237 yılları arasındaki hükümdarıdır. Anadolu Selçuklu Devleti'ne en parlak günlerini yaşatan sultandır. Büyük Keykubad olarak da bilinir. Saltanatı boyunca inşa ettirdiği ve çoğu günümüze kadar ulaşan eserler, idari ve askeri bakımdan hem şahsına hem de devletine kazandırdığı prestij nedeniyle Türkiye ve dünya literatürünün en ünlü Anadolu Selçuklu sultanıdır. Konya'daki Alâeddin Camii, Niğde'deki Niğde Kalesi, Antalya'daki Yivli Minare Camii ve Beyşehir'deki Kubadabad Sarayı, Sultan Alâeddin'in yaptırdığı en önemli eserlerdir.

III. Alâeddin Keykubad, Anadolu Selçuklu Sultanı ve II. İzzeddin Keykavus'un torunudur.

Hunad Hatun, Hunat Hatun ya da Hunad Mahperi Hatun, I. Alaeddin Keykubad 'ın eşi, II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in annesidir. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaptırdığı medreseler, aşevleri ve daha pek çok eser bırakmıştır. Kayseri'de adını taşıyan büyük bir külliyesi vardır.

<span class="mw-page-title-main">II. Gıyâseddin Keyhüsrev</span> 1237–1246 yılları arasındaki Anadolu Selçuklu sultanı

II. Gıyaseddin Keyhüsrev, 1237-1246 arasında Anadolu Selçuklu Sultanı.

<span class="mw-page-title-main">I. İzzeddin Keykâvus</span> 10. Anadolu Selçuklu sultanı

I. İzzeddin Keykavus,, Türkiye Selçuklu Sultanı'dır (1211-1220).

IV. Kılıç Arslan, Türkiye Selçuklu Sultanı ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in oğludur.

II. İzzeddin Keykavus Türkiye Selçuklu Sultanı ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in büyük oğludur.

II. Alâeddin Keykubad Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev ile Gürcü Hatun'un küçük oğludur.

III. Gıyaseddin Keyhüsrev, Anadolu Selçuklu Sultanı ve IV. Kılıç Arslan'ın oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Yivli Minare</span> Antalyadaki Anadolu Selçuklu devri camisi

Yivli Minare, Antalya'daki ilk İslamî yapılarındandır. 13. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir.

<span class="mw-page-title-main">Ahî Evran</span> Alevî Türkmen pîr ve şeyhi

Ahî Evran, Pîr Ahî Evrân Velî veya tam adıyla Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî 13. yüzyılda yaşamış Ahilik teşkilatının kurucularından ve debbağların piri.

<span class="mw-page-title-main">Sadeddin Köpek</span> Anadolu Selçuklu Devleti emiri ve devlet adamı

Sadeddin Köpek, Anadolu Selçuklu Devleti'nin devlet adamı, emiri ve baş mimarıdır. Sultan I. Alaeddin Keykubad ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemlerinde görev yapmış ve devlet yönetiminde büyük söz sahibi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Celâleddin Harezmşah</span> Harezmşahlar Devletinin son hükümdarı (1220–1231)

Celaleddin Harezmşah Mengüberti ya da Celaleddin Harzemşah, Harezmşahlar Devleti'nin son hükümdarıdır. Alaaddin Muhammed'in oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Sâhib Ata</span>

Sahib Ata Fahrettin Ali, Selçuklu büyük veziridir. Sahip Ata Fahrettin Ali, daha çok Sâhib Ata veya Sahib diye tanınırdı.

<span class="mw-page-title-main">Muînüddin Süleyman</span>

Pervâne Muineddin Süleyman,, Anadolu Selçuklu dönemi devlet adamı.

Kraliçe Rusudan, Bagrationi hanedanına mensuptur, Gürcü Krallığını 1223-1245 yılları arasında yönetmiştir.

Celâleddin Karatay ya da Celalettin Karatay, Anadolu Selçuklu Devleti’nde gulamlıktan devletin yüksek makamlarına yükselmiş bir devlet adamıdır. Karatay adından hareket ederek Türk asıllı olduğunu ileri süren günümüz batılı araştırmacılar vardır. Bir diğer kanıt olarak Karatay’ın vakfiye ve kitabelerinde adının neredeyse hemen her yerde “Karatay bin Abdullah” olması gösterilir. Ne var ki Selçuklu dönemi belgelerinde aslen gayrimüslimken sonradan müslüman olanların baba adlarının her zaman Abdullah olarak görüldüğü bilinmektedir. Diğer yandan, Abu-l Farac Karatay’ın I. Alaeddin Keykubat’ın kölelerinden olduğunu belirtirken kullandığı ifadelerden Rum anlamı çıktığı ileri sürülür. İbn Bibi ise Rum asıllı bir köle olduğunu yazmıştır. Kesin bir kayıt olmamakla birlikte I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in Ermenistan seferi sırasında Kilikya – Kayseri arasında bir bölgeden esir alındığı kabul edilir.