
Akustik, sesi inceleyen bir bilim dalıdır. Katı, sıvı veya gaz halindeki maddelerde dalga yayılımının fiziksel özelliklerini inceler. Bunlar arasında gürültüye yol açan titreşimlerin ve gürültünün kontrolü de vardır.
Sinyaller ve sistemler kavram ve teorisi diğer birçok mühendislik ve bilim dallarıyla birlikte, elektrik ve elektronik mühendisliğinin hemen her alanında ve Biyomedikal mühendisliğinin tıbbi cihazlar ve biyoelektrik gibi elektrikle ilgilenen alt disiplinlerinde gerekli olup, haberleşme, EKG, EEG gibi tıbbi cihazlar, devreler ve sistemler ve kontrol sistemleri gibi alanlardaki ileri düzeyde çalışmaların matematiksel temelini oluşturur.

Görüntü işleme isim ölçülmüş veya kaydedilmiş olan elektronik (dijital) görüntü verilerini, elektronik ortamda amaca uygun şekilde değiştirmeye yönelik yapılan bilgisayar çalışması.

Osilatör (salıngaç), elektronik devrelerde, sinüs, kare, testere ve üçgen elektrik sinyallerini veren elektronik düzenektir.

Elektronik, elektronları ve diğer elektrik yüklü parçacıkları yönlendiren cihazları tasarlamak, oluşturmak ve çalıştırmak için fizik prensiplerini inceleyen ve uygulayan bir bilim ve mühendislik disiplinidir. Elektronik, transistörler, diyotlar ve entegre devreler gibi aktif cihazları kullanarak elektrik akımının akışını kontrol etmek ve yükseltmek ve onu bir formdan diğerine, örneğin alternatif akımdan (AC) doğru akıma (DC) veya analog sinyallerden dijital sinyallere dönüştürmek için kullanan fizik ve elektrik mühendisliğinin bir alt alanıdır.

Mikrofon, ses dalgalarını elektriksel titreşimlere çeviren, elektroakustik bir cihazdır. Mikrofon ses dalgalarına göre sinyal gerilimi verdiğinden hoparlörü tamamlayan bir unsurdur. Bir ses dalgasındaki titreşimlerin elektriksel benzeri olan sinyali üretmeye yarayan birçok fiziksel prensip vardır. Bunlar, bağlantı direncinin değişimi, piezo elektrik, elektromanyetik ve manyetostriksiyon prensiplerini içine alır. Bütün bu prensipler ve diğerleri yıllarca denenmiş, ancak sonunda piezo-elektrik, elektromanyetik, elektrostatik ve kapasitif prensipleri uygulamaya konmuştur.
İşleme ya da gerçekleme, (bilgisayarda) çizilmiş ya da düzenlenmiş olan ham modeli bir program aracılığıyla işleyip resim ya da video haline çevirmektir. Bu işlemi gerçekleştirmek için çeşitli bilgisayar yazılımlarına gereksinim duyulur. Bu işlemi yapan yazılımlara "işleyici" denir.

Synthesizer farklı türde bir müzik yaratmak ve elektriksel sinyaller üretmek için kullanılan bir müzik aletidir. Üretilen sinyaller bir enstrüman amfisi, hoparlör ya da kulaklık aracılığıyla sese dönüştürülüp duyulur hale gelir. Synthesizer ile var olan çalgı ve doğadaki sesleri yeniden üretmek mümkün olduğu gibi, tamamen özgün yeni sesler yaratmak da mümkündür.
Önvurgu ses yayıncılığında sinyal gürültü oranını artırmak amacıyla kullanılan bir tekniktir.
Gürültü, elektronikte iletilmek istenen bilgi sinyaline karışan, istenmeyen sinyallere verilen isimdir.

Frekans modülasyonu, İletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir modülasyon türüdür. FM kısaltmasıyla gösterilir. Bu modülasyon türü 1933 yılında Amerikalı mühendis Edwin Howard Armstrong (1890-1954) tarafından geliştirilmiştir.
Enterferans ya da girişim, istatistikten genetiğe kadar çeşitli alanlarda kullanılan bir terimdir. Terimin en yaygın kullanılışı ise iletişim teknolojisindedir. İletişimde enterferans iletilmek istenen bilginin yanı sıra farklı bilgilerin de alıcıya ulaşması halidir.

Digital Audio Workstation (DAW) yani dijital ses işleme istasyonu, elektronik bir sistemde, ses kayıt ve editleme işlemlerinin yapıldığı ortama verilen isimdir. Bu işlemi ses editleme programlarında MIDI ile dijital sesi ilişkilendirip yapmak da mümkündür. Eski tip analog sistemlere göre DAW; kayıt, edit, mix, mastering gibi konular üzerinde çalışan kişilere büyük bir kolaylık ve hız sağlamaktadır. Bant kayıtlarındaki edit hataları, elektromanyetik alandan etkilenerek ortaya çıkan kayıplar gibi problemler yaşatmaz. Ses üzerinde yapılan işlemler pek çok kablo üzerinden geçerek değil virtual processor(sanal işlemci) üzerinden yapılır. Stüdyo gibi çalışma ortamlarında yerden de büyük kazanç sağlayarak pek çok hardware ekipmanları ufak bir kutuya (PC-MAC) sokar. Bu tip çalışma şekline "in the box" adı verilir. Günümüzde pek çok üst düzey ses mühendisi, mastering mühendisi, prodüktör vb. kişiler de tercihini DAW'dan yana kullanmaktadır. Başlıca programlar arasında Pro Tools, Cubase, Ableton Live, Cakewalk Sonar, Logic Pro, Adobe Audition, LMMS, Digital Performer ve Reaper sayılabilir.

Amplifikatör veya yükselteç, elektronik sinyalleri artırmak için kullanılan elektronik cihazlardır. Amplifikatörler bu işlemi bir güç sağlayacısından alıp bu çıkış sinyallerinin şeklini eşleştirerek yaparlar. Yani, bir amplifikatör güç sağlayıcısından aldığı sinyalleri düzenler.
Sinyal-gürültü oranı bilim ve mühendislikte kullanılan, istenen bir sinyalin seviyesini arka plandaki gürültü seviyesiyle karşılaştıran bir ölçüdür. SNR, sinyal gücünün gürültü gücüne oranı olarak tanımlanır, genellikle desibel cinsinden ifade edilir. 1: 1'den yüksek bir oran gürültüden daha fazla sinyal olduğunu gösterir.

Gürültü önleyici kulaklıklar aktif gürültü kontrolü kullanarak istenmeyen ortam seslerini azaltan kulaklıklardır. Bu ortam seslerini azaltmaları durumunda ses yalıtımı gibi teknikleri kullanan pasif kulaklıklardan farklıdır.

Aktif gürültü kontrolü (ANC) gürültü engelleme veya aktif gürültü azaltma (ANR) olarak da bilinir, özellikle birinciyi iptal etmek için tasarlanmış ikinci bir sesin eklenmesiyle istenmeyen sesi azaltmak için bir yöntemdir.
Analog sinyal işlemesi, sürekli analog sinyallere uygulanan sinyal işleme türüdür.
Mikrofonik, mikrofoni veya mikrofonizm, elektronik cihazlardaki belirli bileşenlerin mekanik titreşimleri istenmeyen bir elektrik sinyaline (gürültü) dönüştürdüğü olguyu tanımlar. Terim, titreşimleri elektrik sinyallerine dönüştürmek için özel olarak tasarlanmış bir mikrofona benzetmeden gelir.