Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.
Mehmet Hilmi Ziya Ülken, Türk düşünce yaşamında ve Türkiye'de bir felsefe geleneğinin oluşmasında büyük etkisi olmuş bir filozof ve sosyologdur.
Sosyalist feminizm, 1960'lı yılların sonu ve 1970'li yılların başında sözü edilmeye başlanan feminizm hareketidir. Barbara Ehrenreich’in 1976 yılında WIN dergisindeki makalesinde söylediği üzere sosyalist feminizm terimi, “olduğu şey olması için çok kısa bir tanımlamadır, bununla birlikte, gerçekten sosyalist, enternasyonalist, ırkçılık ve heteroseksizm karşıtı feminizm”dir. sosyalist feministlere göre aile, üretimin ve dağıtımın yapıldığı yer, yani mücadelenin merkezidir. Sosyalist feminizm, kapitalizmi kadının ezilmişliğinin temel kaynağı olarak kabul eder, tarihsel kapitalizm bağlamı içine konulmadıkça, cinsiyetçiliğin kadın hayatları üzerindeki etkinlik biçiminin anlaşılamayacağını savunur.
Radikal feminizm, 1970'lerde kadın hareketlerinin en güçlü olduğu dönemlerde en çok sözü geçen iki akımdan biridir. Kadın sorununun temeline inmeye çalışmışlar, sorunu ataerki (patriyarka) olarak tanımlamışlardır. Radikal feminizm, toplumda temel kötülüğün toplumun üzerinde şekillendiği kadına yönelik baskı olduğu ve düzenlenmeye karşı çıkmanın temelini tüm standart cinsiyet rolleri ve erkek hakimiyetine karşı çıkmakta gören feminizmin bir koludur.
Macit Gökberk, felsefe dilinin yalınlaşması, terim karmaşasının giderilmesi ve kavramların sınırlanması alanlarında önemli çalışmalarda bulunan tanınmış Türk felsefecidir.
“Das Unbehagen der Geschlechter” kitabının yazarı Judith Butler’ın öncülüğünde eşitlik feminizmi üzerine kurulmuş; ancak bir adım daha da ileriye giderek “toplum cinsiyeti” ve “biyolojik cinsiyet” olmak üzere iki cinsiyetten bahsetmiştir. Cinsiyet kimliklerinin ortak kabul edilebilmesi, cinsiyetler arasındaki farklılıkların daha az güçlü olmasıyla bağlantılıdır.
Maddeci feminizm toplumsal cinsiyetle emek süreçleri ve üretim ilişkileri arasındaki bağlantıları açıklamayı amaçlayan, kadının toplumdaki ikincil konumunu yalnızca kapitalist ilişkilerin bir sonucu olarak değil; fakat kapitalizmden önce de var olmayı sürdüren patriyarkal ilişkilerin bir sonucu olarak gören feminist akımdır.
Patricia Hill Collins, Maryland Üniversitesi'nde sosyoloji dalında seçkin üniversite profesörüdür ve Cincinnati Üniversitesi Afrika Kökenli Amerikalı Çalışmaları Departmanı'nın eski başkanıdır.
1982-1983 yıllarında YAZKO tarafından yayımlanan kitap serisi. Birinci kitabın önsözünde kitap serisinin amacının Türkiye ve dünyadaki felsefe ve kuram etkinliklerini duyurmak ve tanıtmak olduğu ifade edilir. Toplam 7 kitaptan oluşan seriye İoanna Kuçuradi, Selahattin Hilâv, Arda Denkel, Bedia Akarsu, Ahmet Arslan, Tuğrul Tanyol, Gülnur Savran, Demir Özlü, Murat Belge, Ahmet Oktay, Oruç Aruoba gibi yazar ve düşünürler katkıda bulunmuştur. Bunun dışında Immanuel Kant, Aristoteles, Hegel gibi filozoflardan çeviriler yayımlanmıştır.
Türkiye'de feminizm kavramının literatüre girişi, Türk milliyetçiliğinin ve Türkçülüğün düşünce babalarından Ziya Gökalp'in "Türkçülüğün Esasları" adlı kitabının "Türk Feminizmi" adlı bölümünde "feminizm" kavramına övücü bir dille değinmesiyle oldu. Jön Türkler ve İttihat & Terakki Cemiyeti içerisinde oldukça yetkili olan; Ziya Gökalp, Ahmet Rıza, İbrahim Hilmi ve Enver Beylerin başını çektiği Türk milliyetçisi kanat kadınların özgürleşmesinin milletin bir bütün olarak özgürleşmesindeki önemine dikkat çekerek kadınların eğitimine yönelik oldukça yoğun çabalar harcadılar. Bu çabalar sonucunda kadınlar için İnas Sanâyi-i Nefîse Mektebi ve İnâs Darülfünunu gibi üniversite düzeyinde eğitim veren kurumlar yanında İstanbul'da ve Anadolu'da kız liseleri açılmasını sağladılar. Ayrıca yine bu milliyetçi kanat Türkiye tarihindeki ilk feminist kadın derneği olan Teali-i Nisvan Cemiyeti ile dönemi için oldukça sert taleplerde bulunan Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'nin ve kadınların iş gücüne katılımı için mücadele yürüten Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyeti'nin kuruluşuna önayak oldular. Ek olarak günlük yaşamda kadınları rahatlatmak için kadınlara uygulanan tek başına faytona binememek ve giyim-kuşam kısıtlamaları gibi bazı yasakları da kaldırdılar.
Osmanlı İmparatorluğu'nda feminizm genel olarak II. Meşrutiyet sonrasındaki göreceli özgürlük ortamında ivme kazandı. Daha öncesinde ise dinsel ve geleneksel nedenlerden dolayı kısıtlı olan kadın yaşamı Tanzimat ile değişime uğramıştı. Tanzimat döneminde yetişen eğitimli kadınlar sonraki kuşaklarda Osmanlı'da hak arayışlarına girdi. II. Meşrutiyet döneminde ise örgütlü hareket edilmeye başlandı ve çeşitli kadın cemiyetleri kurulup kadın dergileri çıkarıldı. 19. Yüzyılda Avrupa feminizmi oy hakkını savunup bu konuda mücadele verirken Osmanlı kadını daha fazla özgürlük, iş olanağı, eğitim ve sosyal yaşam mücadelesi veriyordu. Özellikle Kadınlar Dünyası adlı dergi ile Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti feminizm bağlamında Osmanlı'da uç noktalardaydı. Ülkeye geç gelen milliyetçilik anlayışı doğrultusunda da bazı kadınlar eski Türklerde var olan kadın-erkek eşitliğini verdikleri mücadelede dile getiriyordu.
Marilyn Frye Amerikan felsefeci ve radikal feminist kuramcıdır. Marilyn Frye; cinsiyetçilik, ırkçılık, boyundurluk ve cinsellik teoriyle bilinir. Eserleri beyaz ırkın üstünlüğü, erkek dokunulmazlığı, gey ve lezbiyenlerin marjinalliği gibi feminist konuların tartışmalarını ortaya çıkarmıştır. Frye açıkça lezbiyendir. Eserlerinin çoğunda özellikle ırk ve cinsiyeti konu alan sosyal kategorileri inceler. Marilyn Frye, adalet perspektifinden konuları ele almasıyla birlikte metafizik, epistemoloji ve sosyal kategorilerin ahlak psikolojisiyle de son derece ilgilendi.
Fatmagül Berktay, Türk siyaset bilimci, akademisyen ve yazar. Çağdaş siyaset teorisi, Türkiye'nin demokratikleşme sorunsalı; Türkiye'de ve dünyada kadınların durumu ve kadın hareketleri; din ve toplumsal cinsiyet konularında akademik çalışmalar ortaya koydu. Kadın, toplumsal cinsiyet, feminizm konularını siyaset, tarih, felsefe ve edebiyat gibi sosyal bilimlerin farklı alanlarında tartışmaya açan çalışmalar gerçekleştirdi.
Serpil Çakır, Türk akademisyen, siyaset bilimci, kadın tarihi araştırmacısı, feminist aktivist.
İkinci Cins, Simone de Beauvoir'in 1949 tarihli kitabı. Feminizm ve toplumsal cinsiyet çalışmalarında kaynak kitaplardandır. Eserde Beauvoir kadınların hangi süreçler neticesinde "ikincil statüye" düşürüldüğünü ele alırken bu durumu tanımlamak için "öteki" ve "ikinci cins" kavramlarını tercih etmiştir. Kadınların siyasi, toplumsal ve kamusal alanda görünürlüğünün olmayışı "öteki" kavramıyla ele alınmaktadır. Beauvoir eserinde kadın doğulmadığı sonradan kadın olunduğu düşüncesini paylaşmaktadır. Bu düşünceye göre bireyin toplum içindeki görünürlüğünü saptayacak belirlenmiş temeller yoktur. Erkek ve kadın cinsiyetleri birtakım gelişim süreci aşamalarını benzer şiddetlerde yaşarlar ancak toplumsal alanda görünürlük durumuna gelindiğinde kadın ikinci plana düşürülmektedir.
Toplumsal cinsiyet sosyolojisi, kadın ve erkek arasındaki farkılılıkların kültürel ve toplumsal olarak nasıl kurulduğunu, kadın ve erkeğin sosyal yapı içindeki durumlarını, kadınlık ve erkeklik kimliğinin oluşum sürecini inceleyen sosyoloji alt dalıdır.
Ferhunde Özbay feminist, sosyolog, demograf, akademisyen.
Yazko Somut Sınırlı Sorumlu Yazarlar ve Çevirmenler Yayın Üretim Kooperatifi (YAZKO) tarafından 1983 - 1984 yılları arasında yayınlanmış bir haftalık sanat ve kültür dergisidir. Yazko Somut, önce “Haftalık Kültür ve Sanat Dergisi”, daha sonra ise “Haftalık Kültür, Sanat ve Siyaset Gazetesi” alt başlığıyla, 12 sayfa olarak gazete büyüklüğünde ve formatında basılmıştır.
Jale Karabekir, Türk tiyatro insanı, akademisyen.
Serpil Sancar, feminist siyaset bilimci, akademisyen, yazar.