İçeriğe atla

Görme sürekliliği

Bir görsel sanat formu olarak "Pozlama Kalıcılığı", giyilebilir bilgisayar tarafından kontrol edilen ışıklar ve uzayda ileri geri sallanan bir ışıklar dizisi.[1]

Görme sürekliliği, geleneksel olarak, bir nesnenin görsel algısı o nesneden çıkan ışık ışınlarının göze girmesinden sonra kesilmezse ortaya çıkan optik yanılsama.[2]  Bu yanılsama, retinal süreklilik, izlenimlerin sürekliliği, basitçe süreklilik ve diğer varyasyonlar olarak tanımlanmıştır.[3][4] Bu tanıma göre, yanılsama olumlu görüntü ile aynı veya çok benzer olacaktır.[5]

Görme sürekliliği, aynı zamanda "titreşim füzyonu" ile aynı anlamda anlaşılabilir, göze giren ışık kısa ve düzenli aralıklarla kesintiye uğradığında görüşün sürekli olarak devam ettiği görülmektedir.[6]

Tanıtılışından bu yana, "görme sürekliliği" teriminin fenakistiskop ve zoetrope gibi optik oyuncaklarda ve daha sonra sinemada hareket algısının açıklaması olduğuna inanıldı. Bununla birlikte, bu teori 1895’te sinema tanıtılmadan önce bile tartışılmıştır. Eğer "görme sürekliliği", "titreşim füzyonu" olarak açıklanırsa, sinemada ve ilgili optik oyuncaklarda hareketli resimlerin illüzyonunda bir faktör olarak görülebilir ancak bunun tek prensibi olarak görülemez.

İllüzyonun önceki tanımları genellikle etkiyi sadece gözün, özellikle retinanın kusurlarına bağladı. Sinirler ve beynin bölümleri daha sonra açıklamaların bir parçası hâline geldi.

Duyusal hafıza bir sebep olarak belirtilmiştir.[7]

Doğal olaylar ve uygulamalar

Bazı doğal fenomenler ve bazı optik oyuncakların prensipleri görme sürekliliğinin etkisine bağlanmıştır. Patrick d'Arcy bu etkinin varlığını "hızlıca bir meşale çevirerek gördüğümüz aydınlık halka, havai fişeklerde ateş tekerlekleri, titreşimli bir kabloda gördüğümüz düzleştirilmiş mil şekli, hızla dönüş yapan bir dişli çarkta gördüğümüz sürekli daire" örnekleri üzerinden fark etmiş ve onaylamıştır.[8]  Temel olarak, hızlı hareket eden nesnelerde görülen hareket bulanıklığına benzeyen her şey "görme sürekliliği" olarak kabul edilebilir.

Maytap izi etkisi

Parlayan bir kömürün hızlı bir şekilde hareket ettirildiğinde bir ışık çizgisi olarak ortaya çıkması, genellikle görme sürekliliği fikrini göstermek için kullanılmıştır.[2]  Bu durum “maytap izi etkisi” olarak bilinir ve bir maytap hızla döndürüldüğünde ortaya çıkan izden sonra adlandırılmıştır.

Etki, uzun pozlama süresi olan bir kamera tarafından kaydedilen bir ışık kaynağı ile yazı veya çizilerek sanatta uygulanmıştır.

Renk üstü / Newton disk

Topaçlardaki veya dönen tekerleklerdeki renkler, hareket ayrıntıları kaydetmek için çok hızlıysa birbirine karışır. Renkli bir nokta daha sonra daire olarak görünür ve bir çizgi tüm yüzeyin tek bir renk tonunda görünmesini sağlayabilir.

Newton diski, hızlı bir şekilde döndüğünde Isaac Newton'un ana renklerinin karmasını bir (kirli beyaz) beyaz yüzeye optik olarak karıştırır.

Thaumatrope

Nisan 1825'te ilk Thaumatrope W. Phillips tarafından yayımlandı (John Ayrton Paris ile anonim ortaklık içinde).[9]  Dönen diskin her iki tarafındaki resimlerin tek bir görüntüde birbirine karıştığı görülmesi, görme sürekliliği kavramını göstermek için sıklıkla kullanılmıştır.

Sürekli değişen renk üstü

Nisan 1858'de John Gorham Kaleydoskopik renk üstünü patentledi.[10] Bu, genellikle biri renkli ve diğeri kesik desenli siyah iki küçük diskin yerleştirildiği bir üst kısımdır. Diskler döndüğünde ve üst diskin düzenli sarsıntılı hareketlerele hızı kesildiğinde, oyuncak " kaleydoskopinkine benzeyen güzel formlar " ile çoğaltılmış renkler sergiler. Gorham, renklerin dönen diskte nasıl karışmış göründüğünü "retinada art arda gösterim süresinden" açıkladı. Gorham, bu prensibi "bilinen bir deney olan bir ucu yanan bir sopayı döndürmek deneyi" (maytap izi etkisi olarak da bilinir) üzerinden oluşturdu.[11]

Kauçuk kalem hilesi

Bir kalem veya başka bir sert düz çizgi, parmaklar arasında yeterince hızlı hareket ettiğinde veya başka bir şekilde sert hareket hâlindeyken bükülüyor şekilde ve lastik gibi görülebilir.

Görme sürekliliği, illüzyonun tek nedeni olarak kabul edilmiştir. Gözlemcinin göz hareketlerinin, nesnenin özelliklerinin hareketlerini takip edemediği düşünülmüştür.[12]

Bu etki çocuklar için eğlenceli bir "sihir" numarası olarak bilinir.[13]

LED GS ekranlar

"Görme sürekliliği ekranı" veya "GS ekranı" terimi, hızlı bir şekilde arka arkaya bir uzamsal bölüm görüntüleyerek görüntü oluşturan LED ekran cihazları için kullanılmıştır (örneğin, birkaç milisaniyede bir piksel sütunu)[]. İki boyutlu bir GS ekranı genellikle tek bir LED sırasını doğrusal veya dairesel bir yol boyunca hızla hareket ettirmek yoluyla gerçekleştirilir. Sonuç, insan gözünün görsel süreklilik süresi boyunca tüm yol tamamlandığı sürece görüntünün izleyici tarafından bir bütün olarak algılanmasıdır. Bir başka etki ise havada yüzen görüntü izlenimi vermektir. Üç boyutlu bir GS ekranı genellikle hacim boyunca kaydırılan veya döndürülen iki boyutlu bir LED ızgarası kullanarak oluşturulur. GS ekranı aygıtları, ışık yazımı üretmek için uzun kamera pozlamaları ile birlikte kullanılabilir. Bunun yaygın bir örneği, desen üreten bisiklet tekerleği ışıklarının kullanımında görülebilir.[]

Tarihi

Görme sürekliliği teorisi, filmi hareket olarak gördüğümüz ana neden olarak 1912'den beri çürütülmüş olsa da, film tarihçileri ardışık görüntülere ve benzer yanılsamalara birçok tarihsel atıfta bulunmaya devam ettiler. Aşağıdaki gelişmeler bu hikâye ile ilgilidir.

Ardışık görüntülere tarihsel referanslar

Aristoteles (MÖ 384-322), güneşin görüntüsünün, ona bakmayı bıraktıktan sonra vizyonunda kaldığını belirtti.

Yalnızca bir rüyada görülen benzer görüntülerle ilgili bir şeylerden bahsetse de, görme sürekliliğinin keşfi bazen Romalı şair Lucretius'a (yaklaşık MÖ 15 Ekim 99 MÖ - MÖ 55) atfedilir.[14]

Yaklaşık 165 yılınca Ptolemy, Optik kitabında üzerinde farklı renklere sahip dönen bir çömlekçi çarkı tanımladı. Bölümlerin farklı renklerinin tek bir renge nasıl karıştığını ve tekerlek çok hızlı döndüğünde noktaların daire olarak nasıl göründüğünü kaydetti. Diskin ekseni boyunca çizgiler çizildiğinde, tüm yüzeyin aynı renkte görünmesini sağlarlar. "İlk devrimde yaratılan görsel izlenimi, müteakip olarak özdeş bir izlenim yaratan tekrarlanan örnekler izler. Bu aynı zamanda, ışığı hareket hızından dolayı dağılmış görünen ve görsel yetenekle ortaya çıkan mantıklı izlenime göre geçtiği geçtiği algılanabilir mesafe miktarına göre görünen kayan yıldızlar durumunda da olur."[15][16]

Porfir (243-305 dolaylarında) Ptolemy Harmonikleri hakkındaki yorumunda, duyuların nasıl kararlı değil, şaşkın ve yanlış olduğunu açıklar. Tekrarlanan gösterimler arasında belirli aralıklar algılanmaz. Bir eğirme konisindeki (veya üstündeki) beyaz veya siyah bir nokta bu rengin dairesi olarak görünür ve üstteki bir çizgi tüm yüzeyin bu renkte görünmesini sağlar. Hareketin hızlılığından dolayı, çizgi hareket ettikçe çizginin koninin her parçası üzerindeki izlenimini algılarız."[17]

11. yüzyılda Ptolemy'nin yazılarına aşina olan İbnü'l-Haytham, bir topaçtaki renkli çizgilerin nasıl farklı renkler olarak ayırt edilemediğini ancak tüm çizgilerin renklerinden oluşan yeni bir renk olarak göründüğünü açıkladı. Görmenin bir rengi ayırt etmek için biraz zaman gerektirdiği sonucuna vardı. El-Haytam ayrıca, "noktalarının hiçbiri algılanabilir herhangi bir süre boyunca aynı noktada sabit kalmadığı için" son derece hızlı döndürüldüğünde tepenin hareketsiz göründüğünü belirtti.[18]

Leonardo da Vinci bir not defterinde şöyle yazdı: "Hızla hareket eden her beden, tonunun izlenimi ile yolunu renklendiriyor gibi görünüyor. Bu önermenin gerçeği deneyimlerden anlaşılabilir; böylece yıldırım kara bulutlar arasında hareket ettiğinde kıvrımlı uçuş hızı tüm rotasını aydınlık bir yılana benzetiyor. Yani ışıklı bir kızgın demiri sallarsanız, tüm rotası bir alev halkası gibi görünecektir. Bunun nedeni, algı organının yargı organından daha hızlı davranmasıdır."[19]

Isaac Newton (1642-1726 / 27), beyaz ışığın farklı renklerin kombinasyonu oluşunu farklı renk bölümleri olan dönen bir diskle gösterdiğini iddia etti. Disk hızlı döndüğünde renkler karışıyor ve beyaz gibi görünüyor (ya da daha çok kirli beyaz bir ışık tonu). 1704 tarihli Opticks kitabında prizmalı bir makine, bir mercek ve dişlerin yer aldığı büyük hareketli bir tarağın, alternatif renklerin art arda yansıtılmasına neden oluşunu açıkladı. Bu yeterince hızlı yapılırsa, alternatif renkler artık ayrı ayrı algılanamaz ancak beyaz olarak algılanabilir. Newton, prensibini maytap izi etkisiyle karşılaştırdı: Dönen bir yanan kömür bir ateş çemberi olarak görünebilir; çünkü "o çemberin çeşitli yerlerindeki kömür hissi, kömür tekrar aynı yere dönene kadar algı merkezinde etkili olmaya devam eder."[20]

1768'de Patrick d'Arcy (1725-1779), yanan bir kömürün bir tam dönüşü için süren 0,13 saniyelik bir sürede tam bir ışık çemberi olarak görüldüğünü bildirdi. Bahçesinde özel amaçlı bir makine ve daha iyi görme yeteneği olan bir gözlemcinin iş birliği ile birden fazla rotasyon kaydetti. D'Arcy, sürenin farklı gözlemciler, dönen nesnelerin ışık yoğunlukları, renkler ve izleme mesafeleri arasında farklılık gösterebileceğinden şüphelenmiştir. Böyle olası farklılıkları belirlemek için başka deneyler planlamıştır ancak bununla ilgili bir sonuç yayımlanmamıştır.

1820-1866: Döner tekerlek

optik aldatma (1821) ahşap kesme çizimi
Peter Mark Roget'in Dikey Açıklıklardan Görülen Tekerleğin Konuşmacılarının Görünüşünde Optik Aldatmacanın Açıklaması için illüstrasyon plakası (1825)
Michael Faraday'ın dişli çarklarla veya tekerleklerle dönen tekerleklerle yaptığı deneylerin çizimleri (1831)

1821'de Üç Aylık Bilim, Edebiyat ve Sanat Dergisi, Optik Aldatma Hesabı başlıklı bir "editöre mektup" yayımladı. 1 Aralık 1820 tarihli ve muhtemelen yayımcı / editör John Murray'in kendisi olan "JM" ile ilişkilendirilmiştir.[21]  Yazar, çit çıtalarında görülen dönen bir tekerleğin tekerlek teli tuhaf eğriliklerle ortaya çıkmıştır (resme bakınız). Mektup şu sonuca vardı: "Bu aldatmacanın dayandığı genel ilkeler hemen matematiksel okuyucularınızda gerçekleşecek ancak mükemmel bir gösteri muhtemelen ilk bakışta göründüğünden daha az kolay olacaktır".[22] 4 yıl sonra Peter Mark Roget Royal Society'de 9 Aralık 1824 tarihinde okuma yaparken bir açıklama getirdi. Ayrıca, "Çarkın hızla döndüğü hâlde, her bireyin, görüntülendiği anda konuştuğunun dinlenmiş gibi göründüğüne dikkat edilmelidir." Roget, illüzyonun, "yeterince canlıysa, retina üzerinde bir ışın kalemi tarafından yapılan bir izlenimin, neden sona erdikten sonra belirli bir süre kalacağı gerçeğinden kaynaklandığını iddia etti. Görünen eğrilikler hakkında matematiksel detaylar da verdi.[23]

Bir üniversite öğrencisi olan Joseph Plateau, bazı önceki deneylerinde, zıt yönlerde hızlı dönen iki eş merkezli dişli çarktan küçük bir mesafeden bakarken, hareketsiz bir tekerleğin optik yanılsamasını ürettiğini fark etti. Daha sonra Peter Mark Roget'in 1824 makalesini okudu ve fenomeni daha fazla araştırmaya karar verdi. O onun bulgularını 1828 ve 1830 yıllarında Correspondance Mathématique et Physique adlı dergide yayımladı.[24][25] Plateau onun ardından 1829 yılında isimsiz anartoskopunu doktora tezi olan Sur quelques propriétés des impressions produites par la lumière sur l'organe de la vue’de sundu.[26] Anortoskop, disk döndürüldüğünde ve tersine dönen bir diskin dört radyal yarığı boyunca görüldüğünde net hareketsiz bir görüntü olarak görülebilen anamorfik bir resme sahip bir diskti. Ayrıca diskler yarı saydam olabilir ve tersine dönen diskin yarıkları boyunca arkadan aydınlatılabilirdi.

10 Aralık 1830'da bilim adamı Michael Faraday, Büyük Britanya Kraliyet Enstitüsü Dergisi için Tuhaf Bir Optik Aldatma Sınıfı başlıklı bir makale yazdı. Ayakta görünen iki dönen tekerlek örneği hâlâ ona işaret edilmişti ve Roget'in makalesinde biraz benzer palisade illüzyonunu okumuştu. Faraday, dişli karton tekerleklerin dönüşlerini denemeye başladı. Plateau tarafından zaten birkaç efekt tanımlanmıştı, ancak Faraday, karton diskin çevresindeki dişler arasındaki boşluklardan bir aynaya bakarak da deneyi basitleştirdi.[27] 21 Ocak 1831'de Faraday, bazı yeni deneyler ile Kraliyet Kurumundaki makaleyi sundu. Bir diskin merkezine (daha küçük dişli çarkları temsil eder) yakın eşmerkezli açıklık dizilerini" "çark" başına "dişli" miktarında küçük farklılıklar ile kesmiştir. Aynaya dönen diskteki tekerleklerden birinin deliklerinden bakarken, diğer tekerlekler farklı hızlarda veya zıt yönlerde hareket ederken, bu tekerlek hareketsiz görünüyordu.[28]

Plateau, Faraday'ın ek deneylerinden ilham aldı ve araştırmaya devam etti. Temmuz 1832'de Plateau, Faraday'a bir mektup gönderdi ve bir aynanın önünde döndürüldüğünde görünüşe göre soyut figürlerle "biraz hareketsiz bir atın tamamen hareketsiz bir görüntüsünü" üreten, deneysel bir daire ekledi.[29][30]  Birkaç denemeden ve birçok zorluktan sonra, Plateau Kasım veya Aralık 1832'de phénakisticope'un ilk etkili modelini oluştururken diskteki yarıklar arasındaki figürleri canlandırmayı başardı. Plateau, daha sonra adlandırılmamış buluşunu 20 Ocak 1833'te Correspondance Mathématique et Physique'e yazdı.[31]

Simon Stampfer bağımsız ve neredeyse aynı zamanda Faraday'ın Aralık 1832'deki bulgularını okuduktan hemen sonra benzer Stroboscopischen Scheiben oder optischen Zauberscheiben (stroboskopik diskler veya optik sihirli diskler)’i icat etti.[32]

Stampfer ayrıca, bir silindir (daha sonraki zoetrope benzer) ve iki paralel silindir (bir miktar filme benzer) etrafında uzanan uzun, ilmekli bir kâğıt veya tuval şeridi ve sinemaya benzer bir çerçeve dâhil olmak üzere stroboskopik buluşunun birkaç olası varyasyonundan bahsetti. (sonraki praksinoskop gibi).[32] Ocak 1834'te William George Horner da Plateau'nun phénakisticope'un silindirik bir varyasyonunu önerdi ancak çalışan bir versiyon yayımlamayı başaramadı.[33] William Ensign Lincoln, 1865'te değiştirilebilir animasyon şeritleriyle kesin zoetrope’u icat etti ve Aralık 1866'da Milton Bradley and Co. tarafından yayımladı.[34]

Filmde hareket algısı için diğer teoriler

Phénakisticope ve zoetrope gibi "optik oyuncaklar" olarak adlandırılan hareket etkilerinin retinada kalan görüntülerden kaynaklandığı düşüncesi, 1868'de William Benjamin Carpenter tarafından sorulmuştur. Ona göre yanılsama "retinal bir fenomenden daha çok mentaldir".[35]

Kısa bir tanımla, vizyonun kalıcılığı teorisi, insanın hareket algısının (beyin merkezli) görme kalıcılığının (göz merkezli) sonucu olduğu inancıdır. Teorinin bu versiyonu filmin icadından çok önce atılmış ve 1912'de Wertheimer[36]  tarafından film bağlamında çürütülmüş ancak birçok klasik ve modern film teorisi metninde[37][38][39] alıntılarda bulunmaya devam etmektedir.  Hareket algısını açıklamak için daha makul bir teori (en azından tanımlayıcı düzeyde) iki farklı algısal yanılsamadır: phi fenomeni ve beta hareketi.[] İkonik bellek olarak bilinen görsel bir bellek biçimi, bu fenomenin nedeni olarak tanımlanmıştır.[40] Psikologlar ve fizyologlar bu teorinin film izleyiciliğiyle ilgisini reddetmiş olsalar da, film akademisyenleri ve teorisyenleri genellikle kabul etmediler. Bazı bilim adamları günümüzde tüm ikonik bellek teorisini bir efsane olarak görmektedir.[41]

Vizyonun sürekliliği teorisini phi fenomenleri ile karşılaştırırken, bir anlayış gözün bir kamera olmadığını ve saniyede kare olarak görmediğini ortaya çıkar. Başka bir deyişle, görme, bir ortama ışık kaydetmek kadar basit değildir; çünkü beyin gözün sağladığı görsel verileri anlamalı ve gerçeğin tutarlı bir resmini oluşturmalıdır. Joseph Anderson ve Barbara Fisher, vizyonun sürekliliğinin gerçekçi bir yaklaşımına göre (André Bazin, Christian Metz, Jean-Louis Baudry), phi fenomenlerinin sinemaya daha yapıcı bir yaklaşım sağladığını savunuyor (David Bordwell, Noël Carroll, Kirstin Thompson).[41]

Ayrıca bakınız

  • Afterimage
  • Beta hareketi
  • Chronostasis
  • Titreşimsiz füzyon eşiği
  • Işık yazma, görme kalıcılığı görünümünde fiziksel animasyon tekniği.
  • Hareket algısı
  • Phi fenomeni
  • Vizyonun Kalıcılığı (kısa hikâye)
  • Vizyonun Kalıcılığı (film)

Kaynakça

  1. ^ "Metaveillance, CVPR 2016" (PDF). CV-Foundation.org. 5 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Ekim 2017. 
  2. ^ a b Nichol, John Pringle (1857). A Cyclopædia of the Physical Sciences. Richard Griffin and Company. Erişim tarihi: 29 Ekim 2017 – Google Books vasıtasıyla. 
  3. ^ Tyndall, John (1870). Notes of a Course of Nine Lectures on Light: Delivered at the Royal Institution of Great Britain, April 8-June 3, 1869. Longmans, Green. s. 26. persistence of impressions. 
  4. ^ "The Fortnightly". Chapman and Hall. 29 Ekim 1871. 6 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2017 – Google Books vasıtasıyla. 
  5. ^ Bill Nichols; Susan J. Ledermann (1980). Flicker and motion in film. ISBN 9781349164011.
  6. ^ Buchan, Suzanne (22 Ağustos 2013). Pervasive Animation. ISBN 9781136519550. 20 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2020. 
  7. ^ Goldstein, B. (2011). Cognitive Psychology: Connecting Mind, Research, and Everyday Experience--with coglab manual. (3rd ed.). Belmont, CA: Wadsworth: 120.
  8. ^ d’Arcy, Patrick Sur la durée de la sensation de la vue in Histoire de l'Académie Royale des Sciences - Année M. DCCXV. p. 439-451 (1768)|url=https://books.google.nl/books?id=cL5eAAAAcAAJ&dq=%22Histoire%20de%20l'Acad%C3%A9mie%20Royale%20des%20Sciences%22%20%22ann%C3%A9e%201765%22&pg=RA1-PA439#v=onepage&q&f=false 6 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  9. ^ Herbert, Stephen. "Wheel of Life - The Taumatrope". 5 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2020. 
  10. ^ [1][]
  11. ^ Gorham, John (January 1859). The Rotation of Coloured Discs.
  12. ^ Thaler, Lore; Todd, James T.; Spering, Miriam; Gegenfurtner, Karl R. (1 Nisan 2007). "Illusory bending of a rigidly moving line segment: Effects of image motion and smooth pursuit eye movements". Journal of Vision. 7 (6): 9. doi:10.1167/7.6.9Özgürce erişilebilir. PMID 17685792. 
  13. ^ "Easy Magic Tricks for Kids: The Rubber Pencil". TheSpruce.com. 3 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2017. 
  14. ^ Herbert, S. (2000). A history of pre-cinema. London. Routledge. p 121
  15. ^ Smith, A. Mark (29 Ekim 1999). Ptolemy and the Foundations of Ancient Mathematical Optics: A Source Based Guided Study. American Philosophical Society. ISBN 9780871698933. 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2017 – Google Books vasıtasıyla. 
  16. ^ Smith, A. Mark (29 Ekim 1996). "Ptolemy's Theory of Visual Perception: An English Translation of the "Optics" with Introduction and Commentary". Transactions of the American Philosophical Society. 86 (2): iii-300. doi:10.2307/3231951. JSTOR 3231951. 
  17. ^ Porphyry's Commentary on Ptolemy's Harmonics: A Greek Text and Annotated Translation. Cambridge University Press. 15 Eylül 2015. ISBN 9781316239681. Erişim tarihi: 29 Ekim 2017 – Google Books vasıtasıyla. 
  18. ^ Alhazen; Smith, A. Mark (29 Ekim 2017). Alhacen's Theory of Visual Perception: A Critical Edition, with English Translation and Commentary, of the First Three Books of Alhacen's De Aspectibus, the Medieval Latin Version of Ibn Al-Haytham's Kitab Al-Manazir. American Philosophical Society. ISBN 9780871699145. 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2017 – Google Books vasıtasıyla. 
  19. ^ Vinci, Leonardo da (17 Nisan 2008). Notebooks. ISBN 9780191608896. 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2020. 
  20. ^ Newton, Sir Isaac (29 Ekim 2017). "Opticks:: Or, A Treatise of the Reflections, Refractions, Inflections and Colours of Light". William Innys at the West-End of St. Paul's. 1 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2017 – Google Books vasıtasıyla. 
  21. ^ Schuler, Romana Karla (15 Ocak 2016). Seeing Motion: A History of Visual Perception in Art and Science. Walter de Gruyter GmbH & Co KG. ISBN 9783110422993. 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2017 – Google Books vasıtasıyla. 
  22. ^ J.M. (1820-12-01). Account of an optical deception.
  23. ^ Roget, Peter Mark (1824-12-09). Explanation of an optical deception in the appearance of the spokes of a wheel when seen through vertical apertures.
  24. ^ Correspondance mathématique et physique (Fransızca). 4. Brüksel: Garnier and Quetelet. 1828. s. 393. 26 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2020. 
  25. ^ Correspondance mathématique et physique (Fransızca). 6. Brüksel: Garnier and Quetelet. 1830. s. 121. 26 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2020. 
  26. ^ Plateau, Joseph (1829). Sur quelques propriétés des impressions produites par la lumière sur l'organe de la vue (PDF) (in French).
  27. ^ Faraday, Michael (February 1831). On a peculiar Class of Optical Deceptions.
  28. ^ Royal Institution of Great Britain (1831). Journal of the Royal Institution of Great Britain. London Natural History Museum Library. London : Royal Institution of Great Britain. 
  29. ^ Plateau, Joseph (1833-03-08). letter to Faraday. ISBN 9780863412493.
  30. ^ Plateau, Joseph (1832-07-24). letter to Faraday. ISBN 9780863412493.
  31. ^ Correspondance mathématique et physique (Fransızca). 7. Brüksel: Garnier and Quetelet. 1832. s. 365. 6 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2020. 
  32. ^ a b Stampfer, Simon (1833). Die stroboscopischen Scheiben; oder, Optischen Zauberscheiben: Deren Theorie und wissenschaftliche anwendung, erklärt von dem Erfinder [The stroboscopic discs; or optical magic discs: Its theory and scientific application, explained by the inventor] (Almanca). Vienna and Leipzig: Trentsensky and Vieweg. s. 2. 16 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2020. 
  33. ^ The London and Edinburgh Philosophical Magazine and Journal of Science. 1834. s. 36. 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2020. 
  34. ^ Herbert, Stephen. (n.d.) From Daedaleum to Zoetrope, Part 1. 25 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Retrieved 2014-05-31.
  35. ^ Carpenter (1868). On the Zoetrope and its Antecedents.
  36. ^ Wertheimer (1912). Experimentelle Studien über das Sehen von Bewegung. Zeitschrift für Psychologie 61 (PDF). pp. 161–265.
  37. ^ Bazin, André (1967) What is Cinema?, Vol. I, Trans. Hugh Gray, Berkeley: University of California Press
  38. ^ Cook, David A. (2004) A History of Narrative Film. New York, W. W. Norton & Company.
  39. ^ Metz, Christian (1991) Film Language: A Semiotics of The Cinema, trans. Michael Taylor. Chicago: University of Chicago Press.
  40. ^ Coltheart, M (Jul 1980). "The persistences of vision". Philos Trans R Soc Lond B Biol Sci. 290 (1038): 57-69. doi:10.1098/rstb.1980.0082Özgürce erişilebilir. PMID 6106242. 
  41. ^ a b Anderson, Joseph; Anderson, Barbara (1993). "The Myth of Persistence of Vision Revisited". Journal of Film and Video. 45 (1): 3-12. JSTOR 20687993. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Batlamyus</span> Yunan matematikçi, astronom ve coğrafyacı (100–170)

Klaudyos Batlamyus, İskenderiyeli Yunan matematikçi, coğrafyacı, astronom ve müzik teorisyeniydi ve üçü daha sonra Bizans, İslam ve Batı Avrupa bilimi için önemli olan yaklaşık bir düzine bilimsel tez yazmıştır. MS 100–170 yılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Optik</span> fizik biliminin bir alt dalı

Optik, ışık hareketlerini, özelliklerini, ışığın diğer maddelerle etkileşimini inceleyen; fiziğin ışığın ölçümünü ve sınıflandırması ile uğraşan bir alt dalı. Optik, genellikle gözle görülebilen ışık dalgalarının ve gözle görülemeyen morötesi ve kızılötesi ışık dalgalarının hareketini inceler. Çünkü ışık bir elektromanyetik dalgadır ve diğer elektromanyetik dalga türleri ile benzer özellikler gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Işık</span> elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon

Işık veya görünür ışık, elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon. Görünür ışık genellikle 400-700 nanometre (nm) aralığında ya da kızılötesi ve morötesi arasında 4.00 × 10−7 ile 7.00 × 10−7 m dalga boyları olarak tanımlanır. Bu dalga boyu yaklaşık 430-750 terahertz (THz) frekans aralığı anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Fare (bilgisayar)</span> bilgisayar ekranında bir işaretçiyi hareket ettirmek için kullanılan elde tutulan cihaz

Fare,, genellikle avuç içinde tutulan, hareketleri bilgisayar ekranındaki imlecin hareketlerini kontrol eden, bilgi giriş aygıtıdır. Fare modeline göre üzerinde bir veya daha fazla sayıda tuş ve tekerlek bulunabilir. İlk bilgisayar faresi 1964 yılında Douglas Engelbart tarafından yapıldı. Fare el hareketlerini mekanik, LED'li optik, lazerli optik yöntemle algılayabilir. Fare elde ettiği bilgileri bilgisayara kablo, kızılötesi, radyo dalgalar veya Bluetooth ile aktarabilir.

<span class="mw-page-title-main">İbnü'l-Heysem</span> Arap fizikçi, matematikçi ve astonom (965–1040)

İbn-i Heysem, Ḥasan Ibn el-Heysem, Batılıların söyleyişiyle Alhazen veya tam ismiyle Ebū ʿAlī el-Ḥasan ibn el-Ḥasan ibn el-Heysem, Arap matematikçi, astronom, ve İslam'ın Altın Çağının önemli fizikçilerinden biriydi. "Modern optiğin babası" olarak da anılır. Özellikle görsel algı dinamiklerine önemli katkılarda bulunmuştur. En etkili eseri, 1011–21 yılları arasında oluşturduğu ve Latince baskılar sayesinde günümüze kadar gelmiş Kitāb el-Manāzir olmuştur. Polimat, felsefe, teoloji ve tıp üzerine yaptığı birçok çalışmayı da kitaplarına kaydetmiştir.

Retina (latince:rete) ya da ağkatman çoğu omurgalı ve bazı yumuşakçaların gözünün en içindeki görmeyi sağlayan ışığa ve renge duyarlı hücrelerin bulunduğu göz doku tabakasıdır. Gözün optiği, retinadaki görsel dünyanın odaklanmış iki boyutlu bir görüntü oluşturur ve bu görüntüyü beyne elektriksel sinir uyarılarına çevirerek görsel algı oluşturur. Retina, bir kameradaki film veya görüntü sensörü 'ne benzer bir iş yapar.

<span class="mw-page-title-main">Michael Faraday</span> İngiliz bilim insanı (1791–1867)

Michael Faraday, elektromanyetizma ve elektrokimyaya katkılarıyla tanınan, İngiliz kimya ve fizik bilgini.

<span class="mw-page-title-main">LightScribe</span>

LightScribe üzerinde özel kaplama olan CD ve DVD gibi optik ortamların üzerine lazerle şekiller çizebilen teknolojiye verilen addır. LightScribe Hewlett-Packard'da Daryl Anderson tarafından icat edilmiş ve çeşitli donanım üreticilerine, CD/DVD üreten firmalara ve yazılım geliştiricilerine lisanslanmıştır. Şu anda sadece bilgisayarlarda bulunan CD/DVD yazıcılarında bulunan bir özellik olmasına rağmen, Hewlett-Packard teknolojiyi CD yazabilen müzik setleri ve DVD yazabilen video kaydedicilere tümleşik hale getireceğini belirtmiştir. 23 Nisan 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

<span class="mw-page-title-main">Film kamerası</span>

Film kamerası, bir ekranda görüntülenecek hareketli bir görüntü üretmek için film stoğu veya bir görüntü sensörü üzerine hızlı bir şekilde bir dizi fotoğraf çeken bir fotoğraf kamerası türüdür. Bir seferde tek bir görüntü yakalayan fotoğraf makinesinin aksine, film kamerası aralıklı bir mekanizma veya elektronik yollarla bir dizi görüntü çeker; her görüntü bir film veya video karesidir. Kareler, hareketli resmi göstermek için belirli bir kare hızında bir film projektörü veya video projektörü aracılığıyla yansıtılır. Yeterince yüksek bir kare hızında yansıtıldığında, görüşün kalıcılığı izleyicinin gözlerinin ve beyninin ayrı kareleri sürekli hareketli bir resim halinde birleştirmesine olanak tanır.

<span class="mw-page-title-main">Gözün evrimi</span>

Gözün evrimi, taksonlarda geniş ölçekte rastlanan özel bir homolog organ örneği olarak anlamlı bir çalışma konusudur. Gözün görsel pigmentler gibi bazı bileşenleri ortak bir atadan geliyor gibidir. Yani bu pigmentler, hayvanlar farklı dallara ayrılmadan evvel evrimlerini tamamlamıştır. Bununla birlikte görüntü oluşturma yeteneğine sahip, karmaşık gözler, aynı proteinler ve genetik malzeme kullanılarak birbirinden bağımsız olarak 50 ila 100 kere evrimleşmiştir.

Görsel algı çevredeki objelerin görülebilir spektruma yansıttığı ışığı kullanarak çevreyi yorumlayabilme yeteneğidir. Bu, etrafı ne kadar net görmeyi ifade eden görsel keskinlikten farklıdır. Bir kişi 20/20 vizyonu olsa bile görsel algısal işleme ile ilgili problemler yaşayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Optik illüzyon</span>

Optik illüzyon ya da göz yanılsaması, görsel olarak algılanan görüntüler ile nesnel gerçekliğin farklı olduğu durumlar için kullanılan terimdir. Göz tarafından toplanan ve beyinde işlenen bilgiler uyaran kaynağının fiziksel ölçümü ile uyuşmayan bir algı oluşturur. Temel olarak 3 tipi vardır: Değişmez optik illüzyonlar ile temsil ettiği nesnelerden farklı algılanan görüntüler oluşturulur, fizyolojik optik illüzyonlar gözlerin ve beynin belirli bir tür aşırı uyarılması ile etki gösterir ve bilişsel illüzyonlar, bilinçsiz çıkarımlar sonucu oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Görme sistemi</span> organizmaların görmesini sağlayan merkezi sinir sistemi parçası

Vizüel sistem organizmaların görmesini sağlayan merkezi sinir sistemi parçasıdır. Vücudu çevreleyen dünyanın bir temsilini oluşturmak için görünür ışıktan gelen bilgileri yorumlamaktadır. Görme sisteminin dünyanın iki boyutlu bir projeksiyonundan, üç boyutlu bir dünyayı yeniden kurma gibi karmaşık bir görevi vardır. Görsel bilgilerin psikolojik tezahürü görsel algı olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">François Jean Dominique Arago</span> Fransız gökbilimci (1786-1853)

François Jean Dominique Arago, kısaca François Arago olarak bilinir, Fransız fizikçi, matematikçi, astronom, mason ve politikacıdır.

Optik, Mısır ve Mezopotamyalılar tarafından geliştirilen lenslerle başlamış ve Yunan ve Hint filozofları tarafından geliştirilen ışık ve vizyon teorileri takip etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">PlayStation 5</span> video oyunu konsolu

PlayStation 5 (PS5), Sony Interactive Entertainment tarafından geliştirilen bir video oyunu konsoludur. 2019 yılında PlayStation 4'ün ardılı olarak tanıtıldı. Piyasaya sürülme tarihi 2020'nin sonları olarak planlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Simon von Stampfer</span>

Simon Ritter von Stampfer Avusturyalı matematikçi, yerölçümcü ve kaşiftir. En ünlü icadı, hareketli görüntüleri gösteren ilk cihaz olma iddiasına sahip olan stroboskopik disktir. Neredeyse aynı anda benzer cihazlar, Belçika'da (Fenakistiskop) ve Britanya'da bağımsız olarak üretildi.

<span class="mw-page-title-main">Koni hücreleri</span>

Koni hücreleri veya koniler, insan gözü de dahil olmak üzere birçok omurgalının gözlerinin retinalarındaki fotoreseptör hücrelerdir. Farklı dalga boylarındaki ışığa farklı tepki verirler ve bu nedenle renkli görmeden sorumludurlar. Loş ışıkta daha iyi çalışan çubuk hücrelerin aksine, nispeten parlak ışıkta en iyi şekilde çalışırlar. Koni hücreleri, retinanın çevresine doğru, sayıları hızla azalan çok ince, yoğun şekilde paketlenmiş konilere sahip 0,3 mm çapında çubuksuz bir alan olan fovea centralis'te yoğun bir şekilde toplanmıştır. Optik diskte bulunmazlar ve kör noktaya katkıda bulunurlar. İnsan gözünde yaklaşık altı ila yedi milyon koni vardır ve bunlar en çok sarı beneğe doğru yoğunlaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Algı felsefesi</span> Felsefi Yaklaşım

Algı felsefesi, algısal deneyimin doğası ve algısal verilerin durumuyla, özellikle de dünya hakkındaki inançlar veya dünya hakkındaki bilgilerle nasıl ilişkili olduklarıyla ilgilidir. Herhangi bir açık algı açıklaması, çeşitli ontolojik veya metafizik görüşlerden birine bağlılığı gerektirir. Filozoflar, nesnelerin algılarının ve bunlarla ilgili bilgi veya inançların bireyin zihninin yönleri olduğunu varsayan içselci açıklamaları ve bunların bireyin dışındaki dünyanın gerçek yönlerini oluşturduklarını belirten dışsalcı açıklamaları birbirinden ayırır. Son zamanlardaki felsefi çalışmalar, tek görme paradigmasının ötesine geçerek algının felsefi özelliklerini genişletmiştir.

İkonik hafıza, görsel alanla ilgili görsel duyusal bellek kaydı ve hızla bozulan görsel bilgi deposudur. Görsel kısa süreli bellek (VSTM) ve uzun süreli bellek (LTM) içeren görsel bellek sisteminin bir bileşenidir. İkonik bellek, çok kısa, kategori öncesi, yüksek kapasiteli bellek deposu olarak tanımlanır. Çok kısa bir süre için tüm görsel algımızın tutarlı bir temsilini sağlayarak görsel kısa süreli belleğe katkıda bulunur. İkonik hafıza, sakkadlar sırasında değişim körlüğü ve deneyimin sürekliliği gibi fenomenleri açıklamaya yardımcı olur. İkonik hafıza artık tek bir varlık olarak düşünülmemekte bunun yerine en az iki ayırt edici bileşenden oluşmaktadır. Sperling'in kısmi rapor paradigmasının yanı sıra modern teknikleri içeren klasik deneyler bu duysal hafıza deposunun doğası hakkında fikir vermeye devam etmektedir.