İçeriğe atla

Gömülü Şamdan

Gömülü Şamdan
Der Begrabene Leuchter
11. baskı, 2019, İstanbul
YazarStefan Zweig
ÇevirmenRegaip Minareci
ÜlkeAvusturya-Macaristan
DilAlmanca
TürÖykü
Yayım1937 (özgün)
2015 (Türkçe)
YayımcıT. İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa110
ISBN978-605-332-616-8
Modern Klasikler Dizisi - 65 serisi

Gömülü Şamdan, Stefan Zweig'ın 1937'de yazdığı "Yahudiler ve Yahudilik" temasının işlendiği bir öyküdür.

Tarihçe

Stefan Zweig, bu öyküsünü tarihsel ve dinsel bilgileri temel alarak, Yedi Kollu Şamdan’ın Roma’dan önce Kartaca’ya, daha sonra Bizans’a (İstanbul’a) ve en son Kudüs’e kadar uzanan yolculuğunun yaklaşık 80 yıllık sürecini tarih ve mitolojiyi harmanlayarak kurgulamıştır. Bir Yahudi olarak Zweig, tanınırlığının onu kovuşturma tehdidinden korumayacağını düşündüğünden 1934'te, Hitler'in Almanya'da iktidara gelmesinin ardından vatanı Avusturya'dan ayrılır. Öykünün yazıldığı 1937 yılı Avrupa’da politik değişimlerin sosyal hayata ve özellikle Yahudi nüfus üzerine etki etmeye başladığı dönemdir. Zweig, bu dönemde yazdığı eserlerinde Yahudi temalarını daha fazla işlemeye başlar. Muhtemelen Zweig, Nazi Almanya’sının Yahudilere uyguladığı ırkçı ve ayrımcı politikasının geçmişte olduğu gibi yine Yahudilerin yaşadıkları ülkelerde acı ve gözyaşıyla sürgüne gönderilmeleriyle sonlanacağı öngörüsünde bulunmuş ve öyküsünde bu temayı işlemiştir.

Öyküye adını veren şamdan, Yahudilik’te kutsal kabul edilen 'Menora' dır. Yahudilerin tarihinde bu şamdandan ilk kez Tanah'ın Mısır'dan Çıkış kitabında bahsedilir.[1] Buna göre şamdanın tasarımı Sina Dağı'nda Tanrı tarafından Musa'ya açıklanmıştır. Şamdan, saf altından dövülmüş olacak ve bir taraftan üçü diğer taraftan üçü olmak üzere altı kolu olacaktır. Her kolda mumların oturacağı yuvalar çiçek dalları ile bezenecektir. Krallar Kitabı'na göre ilk inşa edilen Kudüs Tapınağı’nda, iç mabedin girişinin her iki yanında 5 tane olmak üzere 10 altın şamdan vardır. İlk Tapınak M.Ö. 586 yılında Babil hükümdarı II. Nebukadnezar tarafından tahrip edilir. Sürgüne gönderilen Yahudiler Babil'deki sürgünden döndükten sonra, M.Ö. 516 yılında İkinci Tapınak’ı inşa ederler. Yehuda Makkabi (Judas Maccabeus) İkinci Tapınak’a konması için yeni bir Yedi Kollu Şamdan yapımını emreder.[2] Ancak İkinci Tapınak da M.S. 70 yılında Romalılar tarafından tahrip edilir. Günümüzde Kudüs’te Ağlama Duvarı ya da Batı Duvarı olarak bilinen tarihi yapının bu tapınaktan kaldığı düşünülmektedir. İkinci Tapınak’ın yıkılmasıyla şamdan ortadan kaybolur. Kimine göre Şamdan Roma’ya götürülür ve zafer yürüyüşü sırasında Roma’da sergilenir. İlk Roma-Yahudi savaşını kazanan Roma’lı general Titus Flavius Vespasianus’un zaferi anısına Roma’da dikilen Titus Kemeri üzerinde tasvir edilen Yedi Kollu Şamdan günümüzde İsrail devletinin resmi simgesidir.

Öyküdeki Yahudilerin şamdanı arayışı Hristiyanların Kutsal Kâse arayışına benzemektedir. Yahudiler, kayıp olan şamdanın bulunması ve tekrar kutsal topraklara götürülmesi ile binlerce yıldır devam eden sürgün hayatlarının sona ereceğine inanmaktadırlar. Zweig, o dönemdeki Yahudi Soykırımı'nı sanki önceden görmüş gibi- bu öyküsünde zamanın Yahudi toplumuna tüm sıkıntıların bir gün geçeceği, kayıp şamdanın belki bir gün yeniden bulunacağı ve tekrar güzel günler geleceği yönünde umut mesajı ve direnme gücü vermeye çalışmaktadır. Öyküsü Nazi Almanya’sında yasaklanan eserlerindendir.

Gömülü Şamdan, Almanca aslından Türkçeye ilk kez Regap Minareci tarafından çevrildi[3] ve ilk baskısı 2015 yılında yapıldı.[4]

Konusu

Öykü, 455 yılında Vandallar ve Alanların kralı Genseric’in ordusuyla Roma İmparatorluğu'nun başkenti Roma’nın kapılarına dayanması ile başlar. İmparator Maksimus paralı asker ordusunu Roma’dan uzaklara yollamış, şehir savunmasız kalmıştır. Şehrini savunamayacağını anlayan imparator, kurmay heyetiyle kentten kaçmaya çalışırken halk tarafından yakalanır ve linç edilir. Roma kapılarına dayanan Genseric’in karşısına Papa çıkar. Genseric kentin sine ferro et igne yani “kılıçsız ve ateşsiz” savaşmadan teslim edilmesi karşılığında sadece ganimetleri toplamayı ve kiliselere ve kadınlara dokunmamayı garanti eder. Genseric ve ordusu bir hafta boyunca Roma’nın hazinelerini yağmalar. Yağmalanan hazinelerin arasında 1. Roma-Yahudi savaşı sonrasında Kudüs'ten Roma'ya getirilen Yahudilerin kutsal Menora’sı da vardır. Tüm ganimetler önce arabalara oradan da Afrika’daki karargahlarına gidecek gemilere yüklenmek üzere limana taşınırlar. Roma’da yaşayan Yahudi cemaati Menora’nın Afrika’ya götürüleceğini öğrenince büyük bir umutsuzluğa kapılır çünkü bu Menora’yı bir daha görememeleri demektir. Aralarından bir grup yaşlı kişi Menora’yı kaybetmemek için peşinden gitmeye hatta fırsat çıkarsa geri almaya karar verirler. On bir yaşlı Yahudi, yanlarına gelecek kuşaklara tanıklık etmesi için, daha bir çocuk olan Benjamin’ini de alarak, son bir umutla yağmacıların peşine takılırlar. Yolculuk bir gece sürer ve yaşlıların en bilgesi olan Haham Eliezer yol boyunca küçük çocuğa, Menora’yı ve onun Yahudiler için önemini anlatır. Tevrat ve Menora, Yahudi göçünün kutsal işaretleri ve başlangıçtan beri ellerinde kalan yegâne değerlerdir. Limana ulaştıklarında geç kalmışlardır; şamdan gemiye yüklenmek üzeredir. Son bir çabayla Menora’yı geri almak isterler ama Menora düşer ve Benjamin’in kolunu kırar. Yaşlılar ve kolu kırık Benjamin şehre üzgün ve umutsuz dönerler.

Aradan uzun yıllar geçer. Roma huzursuzluklarla dolu bir döneme girmiştir. Birbiri ardına imparatorlar gelir, gider; şehir defalarca yağmalanır. Benjamin artık çok yaşlı bir ihtiyardır, kırık koluyla Menora’yı son gören hatta dokunan Yahudi olarak kendi cemaati arasında son derce saygın bir konumdadır. Günlerden bir gün Benjamin’in dua ettiği yere bir yabancı Yahudi gelir. Kendisinin Kartaca’dan kaçtığını çünkü Doğu Roma İmparatoru İustinianos’un yolladığı ordunun Vandallara saldırıp Kartaca’yı ele geçirdiğini ve Vandalların yıllardır alıkoydukları ne kadar ganimet varsa toplayıp Bizans’a götüreceklerini söyler. Bizans’a gidecek ganimetin içinde Menora da vardır. Benjamin çok heyecanlanır. Şamdan yine ortaya çıkmıştır ama yine başka yabancı topraklara gitmek üzeredir. Benjamin çocukken başaramadığı işi yani şamdanı kurtarmayı bir kez de, bu kez yaşlı bir ihtiyar olarak denemeye karar verir. Hatta Tanrı’nın sırf bu görev için kendisini bu kadar uzun yaşattığını düşünür. Benjamin de gelecek kuşaklara tanıklık etmesi için genç ve güçlü bir delikanlıyı yanına alır ve Galata’da yaşayan Yahudi cemaatiyle buluşmak üzere Bizans’a yola çıkarlar. Benjamin, Bizans’a ulaştığında oradaki Yahudi ileri gelenleriyle buluşur ve şehri gezerken okuyucuyu da İstanbul’un tarihinde bir yolculuğa çıkarır.

Kaynakça

  1. ^ "The Lampstand". biblestudytools.com sitesi (İngilizce). 7 Kasım 2020. 28 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2020. 
  2. ^ "Menorah". britannica.com sitesi (İngilizce). 7 Kasım 2020. 10 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2020. 
  3. ^ "Regaip Minareci ile Gömülü Şamdan çevirisi üzerine". cevbir.org.tr sitesi. 12 Haziran 2017. 25 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2020. 
  4. ^ "Gömülü Şamdan". iskultur.com.tr sitesi. 2015. 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Menora (Tapınak)</span> Yahudi inancında bir simge

Yedi Kollu Şamdan, Menora veya Şamdan, Tanah'ta, saf altından yapılmış, Musa'nın vahşi doğada ve Kudüs Tapınağı'nda kurduğu portatif sığınakta kullanılan yedi lamba olarak, eski İbranicede ise lamba standı olarak tanımlanmıştır. En saf kalitede taze zeytinyağını yakarak günlük olarak kullanıldı. Yedi Kollu Şamdan eski çağlardan beri Yahudiliğin bir sembolü olmuştur ve modern İsrail devletinin resmî arması üzerindeki amblemdir.

<span class="mw-page-title-main">Sinagog</span> Musevi ibadethanesi

Sinagog veya havra, Yahudilik inancına inanan Yahudi ve Samirilerin ibadet etmek için gittikleri ibadethane.

Hanukiya, Musevilikte Hanuka Bayramı'nda yakılan Menora'ya benzeyen fakat fazladan iki kolu daha olan 9 kollu şamdan.

<span class="mw-page-title-main">Kubbetü's-Sahre</span> Kudüste Emevîler tarafından inşa edilmiş İslamî tapınak

Kubbetü's-Sahre, geçmişte Ömer camii olarak bilinen yapı, Kudüs'ün Eski Şehrindeki Tapınak Dağı'nda bulunan bir ibadethanedir. İlk olarak 691-692'de Emevî Halifesi Abdülmelik'in emriyle, MS 70'te Roma'nın Kudüs Kuşatması sırasında yıkılan İkinci Yahudi Tapınağı'nın bulunduğu yerde İkinci Fitne sırasında yapıldı. Orijinal kubbe 1015'te yıkılmış ve 1022-23'te yeniden inşa edilmiştir. Kubbetü's-Sahre, kubbe iç süslemelerinde İslam inancını yansıtan ilk tarihî eser ve İslam mimarisinin günümüze ulaşmış en eski eserlerinden biri kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Süleyman Mabedi</span> antik Yeruşalimdeki bir mabet

Süleyman'ın Mabedi veya Birinci Mabet,, günümüzde Kudüs'ün Eski Şehri'deki Tapınak Dağı'nda MÖ 964'te yapımına başlanmış ve MÖ 957'de bitirilmiş devasa bir Yahudi mabediydi. Adını bizzat yapım emrini veren Yehuda ve İsrail Krallığı kralı Süleyman'dan almıştır. Fakat bu mabede Yahudiler tarafınca Süleyman'ın Mabedi değil, "Mukaddes Ev" anlamına gelen Beit HaMiqdaş denir.

<span class="mw-page-title-main">Davud Yıldızı</span> sembol

Davud'un Yıldızı veya Davud'un Kalkanı, Yahudi milletinin MÖ 1000'lerden beri millî sembolüdür. İsmini Antik İsrail'in kralı Davud'dan alan yıldız, Orta Çağ'dan beri Yahudi Yıldızı olarak bilinmiş ve daha eski bir sembol olan Menora ile birlikte adı Yahudilikle beraber anılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hanuka</span> Yahudi bayramı

Hanuka veya Işıklar Bayramı, Seleukos İmparatorluğu'nun elindeki Kudüs'ün (Yeruşalim) MÖ 200'lerde Yahudiler tarafından geri alınmasının şerefine 2200 yıldır kutlanan bir Yahudi bayramıdır. İbrani takvimine göre Kislev'in 25. gününden başlayarak sekiz gün sekiz gece boyunca sürer. Gregoryen takvimine göre en erken Kasım sonunda, en geç ise Aralık ortalarında meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Titus (Roma imparatoru)</span>

Titus Flavius Vespasianus, Titus adıyla da bilinen Flavius Hanedanı mensubu, Roma imparatorudur.

<span class="mw-page-title-main">Basiliscus</span>

Basiliscus, 9 Ocak 475 - Ağustos 476 arasında hüküm sürmüş, Leo Hanedanı'na bağlı Bizans imparatoru idi.

<span class="mw-page-title-main">Herakleios</span> 610–641 yılları arasındaki Bizans imparatoru

Herakleios veya Heraklius, Bizans İmparatorluğu'nun 610–641 yılları arasındaki imparatorudur. İslam'ın Muhammed tarafından kuruluşu ve yayılışı sırasında Bizans tahtında yer alan imparatordur.

<span class="mw-page-title-main">Büyük İsyan</span>

Büyük İsyan veya Birinci Yahudi-Roma Savaşı, Yahudiler tarafından Roma İmparatorluğu'na karşı yapılan üç büyük isyanın ilkidir. Yahudi yerleşim yerlerinin yok edilmesine, halkının yerinden edilmesine, toprağın Roma askeri kullanımı için tahsis edilmesine, Kudüs Tapınağı ve yönetiminin tahrip edilmesine yol açan, milattan sonra gerçekleşen ilk büyük savaştı.

<span class="mw-page-title-main">Bar Kohba İsyanı</span>

Bar Kohba Ayaklanması (132-136), Yahudiye topraklarında Roma İmparatorluğu'na karşı yapılmış üçüncü büyük ayaklanması ve Yahudi-Roma savaşlarının sonuncusudur. Bu ayaklanma ayrıca İkinci Yahudi-Roma savaşı, İkinci Yahudi ayaklanması, 115-117 yılları arasında gerçekleşen Kitos Savaşı dikkate alındığında Üçüncü Yahudi-Roma savaşı veya Üçüncü Yahudi ayaklanması olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Yahudilikte Yeruşalim</span> Yeruşalimin Yahudilikteki önemi

Yahudilikte Yeruşalim veya Yahudilikte Kudüs, MÖ 10. yüzyıldan beri Yahudilerin odağı ve ruhani merkezi olmuştur; 4 kutsal şehirden en kutsalıdır:

<span class="mw-page-title-main">Yahudi sembolizmi</span> Yahudilikte kavramların simgeleri

Yahudi sembolizmi ele alındığında "sembol" için kullanılan İbranice kelime ot'tur. Erken Yahudilikte bu terim sadece işaretler için kullanılmakla kalmayıp, Tanrı ile insan arasındaki dini bağın sembolu olarak da kullanılmıştır.

Hristiyan Yahudiler, Hristiyanlık dinini benimsemiş, etnik olarak Yahudi olan insanlardır. Özellikle İkinci Tapınak döneminde Yahudiye'de ortaya çıkan Yahudi dinî mezhebi Hristiyanlığın ilk takipçileriydi. Başlangıç döneminde bu topluluk, İsa'yı Mesih olarak kabul eden Yahudilerden oluşuyordu. Hristiyanlığın yayılması ve değişime uğramasından sonra Hristiyan Yahudiler, bu dinin sadece bir kolunu oluşturur duruma geldiler.

<span class="mw-page-title-main">Vandal Krallığı</span>

Vandal Krallığı ya da Vandallar ve Alanlar Krallığı MS 435 ile MS 534 yılları arasında Kuzey Afrika ve Akdeniz adalarında Kral Genserik hükümdarlığı altında Cermen Vandallar tarafından kurulan krallıktır.

<span class="mw-page-title-main">Roma'nın Yağmalanması (455)</span> 455te yaşanon, Vandalların Romayı talan etmesi olayı

Roma'nın Yağmalanması, 455 yılında Kartaca'da yeni kurulan Vandal Krallığı'nın kralı Genserik komutasındaki Vandalların Roma'yı talan etmesi.

<span class="mw-page-title-main">Genserik</span> Vandalların ve Alanların Kralı

Genserik, ayrıca Geiserik ya da Gaiserik, 428 ile öldüğü 477 yılına kadar Vandallar ve Alanlar'ın kralı. 5. yüzyılda Vandal Krallığı'nı kurarak Batı Roma İmparatorluğu'nun başına bela olmuştur. 50 yıla yaklaşan hükümdarlığı boyunca, görece önemsiz Cermenleri Akdeniz'in önemli gücü haline getirmiştir.

Aelia Capitolina, MS 70 kuşatmasından sonra neredeyse tamamen yerle bir edilen Kudüs'te,İmparator Hadrian'ın MS 129/130'da Yahuda'ya yaptığı yolculuk sırasında onun tarafından kurulan bir Roma kolonisiydi. Aelia Capitolina'nın kuruluşu ve eski Yahudi tapınağının bulunduğu yere Jüpiter Tapınağının inşası MS 132'de Bar Kokhba isyanının patlak vermesinin nedenlerinden biri olabilir. Aelia Capitolina, Geç Antik Dönem'e kadar koloninin resmi adı olarak kullanıldı ve Arap egemenliği döneminde de ismin "İliya" ya çevrilen Aelia kısmı da Emevi Halifeliği tarafından kullanıldı.