İçeriğe atla

Göktürkler

Göktürkler veya Kök Türkler (Göktürkçe: 𐱅𐰇𐰼𐰰:𐰜𐰇𐰛 Kök Türük veya 𐱅𐰇𐰼𐰛 Türk;[1][2] Çince: 突厥/تُكِئ; pinyin: Tūjué), Orta Çağ'da Orta Asya'da göçebe bir Türk halkları konfederasyonuydu. Bumin Kağan'ın önderliğindeki Göktürkler, geleceğin coğrafi konumunu, kültürünü, hakim inançlarını ve geleceğini şekillendirecek birçok göçebe hanedanlıklarından biri olan Göktürk Kağanlığı'nı kurdular.

Göktürkler
𐱅𐰇𐰼𐰰:𐰉𐰆𐰑𐰣
Türük Bodun

Moğolistan'da Göktürk petroglifleri (6.-8. yüzyıl tarihleri).[3]
Toplam nüfus
Günümüz bazı Türk halklarının atası
Önemli nüfusa sahip bölgeler
Orta Asya, Doğu Asya, Doğu Avrupa
Diller
Din
İlgili etnik gruplar
Türgişler, Dokuz Oğuzlar, Seyanto Hanlığı, Şatuo[5]

Göktürkler, hem ilk defa kurdukları siyasi yapılara Türk adını vermeleri, hem de Türkçenin ilk bilinen yazılı kayıtlarını vermeleri bakımından Türk kültür ve edebiyat tarihinde çok önemli bir yere sahiptirler.[6]

Tarihçe

Göktürkler 6. yüzyılın sonlarında güçlerinin zirvesine ulaştılar ve Çin'in Sui Hanedanlığı topraklarını ele geçirmeye başladılar. Ancak, Türk soylularının bölünmesi ve kağanlık otağı için ortaya çıkan iç çekişmeler nedeniyle fetihler sona erdi. Sui İmparatoru Wen'in desteğiyle Yami Kağan iç savaşı kazandı. Ancak Göktürk İmparatorluğu, Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölündü. İç savaş nedeniyle zayıf düşen Yami Kağan, Sui Hanedanlığı'na bağlılığını ilan etti. Suiler gerilemeye başladığında ise Şipi Kağan tarafından yeniden Sui Hanedanlığı topraklarına seferler başlatıldı ve hatta Şipi Kağan Yen-Men Kuşatması'nda (MS 615) 100.000 kişilik süvari ordusu ile Sui İmparatoru Yang'ı kuşattı. Sui hanedanının çöküşünden sonra Göktürkler, takip eden Çin iç savaşlarına müdahale ederek kuzeydoğudaki isyancı Liu Heita'ya 622 ve 623'te yükselen Tang Hanedanlığı'na karşı destek sağladılar. Liu Heita uzun bir başarı dönemi yaşadı ama sonunda Li Shimin ve diğer Tang generalleri tarafından bozguna uğradı ve idam edildi. Bunun ardından Tang hanedanı kuruldu.

Gerileme Dönemi

Göktürk Kağanlığı'nın Çin iç savaşının başında bir süreliğine Tang Hanedanı'nı desteklemesine rağmen Tangların yavaş yavaş Çin'i birleştirmesi ile birlikte Göktürkler ve Tanglar arasında çatışmalar baş gösterdi. Göktürkler, Tang İmparatorluğu'nun kuzey sınırına saldırılara ve akınlara başladı ve esas ordularıyla Tang başkenti Çangan'ı ele geçirdiler. İç savaştan toparlanamayan Tanglar kısa bir süreliğine Göktürk soylularına haraç ödemeyi kabul etti. Tanglar, 4 yıl sonra Göktürk karşıtı boylarla ittifak kurarak esas Göktürk ordusunu Yinşan Muharebesi'nde yenilgiye uğrattı ve 630'da İl Kağan'ı esir aldılar. Türk boylarının Tang egemenliğini kabul etmek zorunda kalmasıyla Moğol Platosu'nu ele geçirdiler.

İmparator Taizong, Göktürk teginlerine Çin'de makamlar vererek onları asimile etmeye çalıştı. Aşina Cieşeşuay, Doğu Göktürk Kağanı Şipi Kağan'ın oğluydu ve Çin'de yüksek bir askeri göreve terfi ettirildi. 639'da Aşina Cieşeşuay, Çin imparatorunu esir almak için bir plan yaptı. Kardeşi Tölis Kağan'ın oğlu Aşina Holoku ve 40 kişilik bir grupla bu planı gerçekleştirmeye çalıştı. Planın hayata geçirileceği gün fırtına çıktığından imparator saraydan ayrılmadı. Aşina Cieşeşuay ve maiyeti Çin imparatorunun sarayına baskın düzenledi. Uzun süre savaşmalarına rağmen başarılı olamadılar ve saray atlarını çalıp Vey Nehri'ni geçtiler. Çoğu Çin ordusu tarafından öldürüldü.

İsyan sonucunda hedeflenen amaca ulaşılamasa da isyan Çin imparatorunu tedirgin etti ve imparator kağanlığı yeniden kurmaya karar verdi. Bu dönemde iktidara gelen kağanlar Çin devletine bağlıydılar ve Çi-mi sisteminin kağanları olarak biliniyorlardı. İlteriş Kağan, İkinci Göktürk Kağanlığı'nı kurana kadar Doğu Göktürkler Çin'e bağlıydılar. Aşina Cieşeşuay'ın isyanından sonra 13 Ağustos 639'da Taizong, Çelebi Kağan'ı başa geçirdi ve yerleşik Türk halklarının onu Sarı Irmak'ın kuzeyine doğru takip etmesini ve Çin Seddi ve Gobi Çölü arasındaki bölgeye yerleşmesini emretti. Ancak birçok Göktürk generali Tang İmparatorluğu'na sadık kalmaya devam etti.

679'da, Çanyu Himayesi'nin Türk liderleri olan Aşide Beŋü ve Aşide Fengji, Aşina Nişufu'yu kağan ilan etti ve Tang hanedanına karşı ayaklandı. 680'de Pei Xingjian, Aşina Nişufu ve ordusunu yendi. Aşina Nişufu kendi adamları tarafından öldürüldü. Aşide Wenfu, Aşina Funian'ı kağan yaptı ve tekrar Tang hanedanına karşı ayaklandı. Aşide Wenfu ve Aşina Funian, Pei Xingjian'a teslim oldu. Aralık 681'de Aşide Wenfu ve Aşina Funian da dahil olmak üzere 54 Göktürk, Çangan'ın Doğu Pazarı'nda halka açık bir şekilde idam edildi. 682 yılında İlteriş Kağan ve Tonyukuk Çin hegemonyasına karşı ayaklandı ve Aşina Funian'ın adamlarından geriye kalan orduyla Heişa Kalesi'ni (bugünkü Hohhot'un kuzeybatısı, İç Moğolistan) fethettiler. Yeniden kurulan Göktürk Kağanlığı, Tang ve Hitay boyları arasındaki savaşa müdahale etti. Ancak Bilge Kağan'ın ölümünden sonra Göktürklerin artık bozkırdaki diğer Türk boylarını yönetecek gücü kalmamıştı. 744 yılında Tang Hanedanlığı ile müttefik olan Uygur Kağanlığı, son Göktürk Kağanlığı'nı yıktı ve Moğol Platosu'nu kontrol etti.

Kültür

Göktürk giyim kuşamı

Göktürk giysili Türk beyleri

Göktürk kıyafetleri, hem erkeklerde hem de kadınlarda çoğunlukla uzun kaftanlardan oluşuyordu. Erkek kaftanları, sol taraf üste gelecek şekilde kapanırken kadın kaftanlarının bunun tersi olarak sağ yan üste gelecek şekilde kapanmakla olduğu görülmüştür. Ancak bu genel bir eğilim gibi görülse de kesin bir kural değildir. Göktürk giysilerinin dışa doğru açılan belirgin yakalarının olması önemli özelliklerden biri olarak kabul edilebilir. Başlarına ise, kendilerine özgü börkler taktıkları ve bunların keçeden ya da kenarları kürkten yapılmış başlıklar olduğu anlaşılmaktadır. Ayaklarına muhtemelen dizlere kadar uzanan deri ve keçe çizmeler giymekteydiler. Dış giyime dair verebileceğimiz bu unsurlardan sonra, iç giyime dair belirleyebildiğimiz herhangi bir giyim türü tespit edilememiştir. Yerleşik hayata geçişin hızla ilerlediği ve Uygur etkilerinin arttığı son dönemlerde, kıyafet biçimlerinde ufak tefek değişimlerin başladığı ve süslemenin arttığı görülür. Uygur sanat anlayışı ve zevkinin ortaya çıkmaya başladığı bu geçiş aşamasında, Uygurların Göktürklere etki etmesinin yanı sıra; ilk önceleri Göktürk egemenliği altında olan Uygurların da Göktürk kültürünün izlerini kendilerinde yansıttıkları görülür.[7]

Göktürk atlı okçusu

Kaftan, Orta Asya Türk devletlerinde, Hindistan'daki Türk İmparatorluğu'nda, Selçuklu Türklerinde ve Osmanlılarda en sevilen giysiydi. Selçuklu döneminin en önemli unsuruydu ve izleri Hun kurganlarına kadar uzanmaktadır.[7]

Kaftanlar çeşitli renk ve biçimlerde hazırlanır önleri açık olup, diz kapaklarına veya topuklarına kadar inerler. Yakasız düz arkalı kaftan en basit kaftan tipidir. Eski Türklerde Göktürk heykellerinde ve Uygurlarda dize veya yere kadar uzanan beli kuşaklı dik veya devrik yakalı kaftanlar görülür. Göktürk heykellerinin giyimi Anadolu Selçukluların giyimine kaynak olmuştur. Türklerin İslamiyeti kabul etmeleri Batı'ya yönelip İran üzerinden Anadolu'ya yerleşmeleri ve çeşitli kültür çevreleri ile iç içe yaşama dönemine geçişleri ile birlikte bu durum giyim kuşamda da büyük değişimlere yol açmıştır.[7]

Selçuklu beyi

Göçebe kültürüne sahip at üzerinde hayvan güden toplumlar daha hafif ama bir o kadar da dayanıklı giysilere ihtiyaç duyar. Hayvancılıkla geçimini sağlayan Türkler her türlü doğa koşullarına karşı dayanıklı elbiseler kullanırlardı. Bu nedenle atın sürtünme ve bacaklarda yara açma gibi tehlikelerden korunmak için kalın pantolon ve çizme giymeleri gerekmekteydi. Yine hayvancılıkla geçinen Türklerin yiyecek silahlarını asabilmek için kalın deri kemerlere ihtiyaçları vardı. Ayrıca sürekli olarak açık havada gezmeleri nedeniyle kalın palto ve kürklerin kullanılmasını da gerektiriyordu. Soğuğa ve rüzgara karşı kulaklıklı ve esneklikli içi kürklü şapkalar giymek işin ve iklimin gereğiydi.[7]

Göktürk devrine ait elbiselerin en önemlileri Katanda'da bulunan giysi parçalarıdır. Bu kurgandaki elbiseleri, ipekli ve kürklü olarak ikiye ayırmamız gerekir. Prof. Wice bunları kemha denilen bir tür Bizans ipekli kumaşı olarak değerlendirir. Ancak Bahaeddin Ögel bunları yabancı kaynaklara dayandırarak MS 7. ve 8. yüzyıllara ait Çin kumaşı olarak tasnif etmektedir. Elimizde kumaşların bir resmi ve görüntüsü olmadığı için kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Her şeye rağmen elbiselerin tamamlayıcısı olan pantolonların kürklerle süslenmesi Türklere has bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. Katanda kurganında ele geçen kürklü cübbe veya kaftanlar uzun boylu idiler. Daha ziyade tunik şeklinde kısa olan Hun kıyafetleri, yavaş yavaş Göktürklerdeki yerleşimin etkisiyle olsa gerek, boyda bir uzamayla karşımıza çıkıyor. Uzun kollu kaftanın kolları da dardır. Adeta yüzyıllar sonra Osmanlı kaftanlarına öncülük eder tarzdadır. Elbisenin arka robası ve ön taraftaki klapası (mostrası) kürkle de süslenmiştir. Yakası olmayan elbisenin dikiş yerleri kaytanla tutturulmuştur. Kudirge kurganında da kenarları kürkle de süslenmiş bir prense ait elbiseyle karşılaşırız. Orhun'daki heykellere baktığımızda kaftanların uzun boylu olduğunu görürüz. Fakat bu heykellerde yakalar belirli şekilde kıvrık olarak yapılmıştır. Göktürkler saçlarını serbestçe bırakırlar ve kaftanlarını da sola veya sağa doğru sararak iliklerlerdi. Bu gelenekleriyle ataları Hunlara benzemektedirler.[7]

Akhun beyleri

"Çin kaynaklarının belirttiğine göre Göktürklerin kaftanları soldan sağa kapanıyor, saçları serbest bırakılıyordu." Fakat bu kuralın kesin olmadığı, çeşitli Göktürk heykellerinde ve duvar resimlerinde, sağa veya sola kapanır tarzda olduğu da görülebilmektedir. Kültigin mezar anıtlarındaki heykeller Göktürklerin kıyafetleri açısından paha biçilmez niteliktedir. Benzer kıyafetler Orta Asya Türklerince bugün bile giyilmeye devam etmektedir. Göktürk yazıtlarında Bilge Kağan ve Kültigin, Çinliler hakkında bilgi verirken "Sabı süçig, agısı yımşak ermiş" ibaresini kullanmışlardır. Yani "(Çin'in) sözü tatlı ve ağısı yumuşak" anlamındadır. Bahaeddin ÖGEL bunu açıklarken "Çin'in hediyesi çekici imiş, ağısı (ipeklileri) yumuşak" olarak değerlendirir. Ağıdan maksat, ipekli kumaştır ve aynı ibare Osmanlı döneminde 14. yüzyıl yazma eserlerinde de kullanılmıştır. Hunlarda ve Göktürklerde ağı sözü "para" ve "ipekli kumaş" manasında kullanılmış, bu gelenek Osmanlı dönemine kadar da sürdürülmüştür. Fakat Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde para yerine değil, sadece ipekli kumaş anlamında kullanılmıştır.[7]

Göktürkler döneminde kıyafetlerin yapımında deri ve keçenin kullanıldığını da görürüz. Bunu bazı heykeller üzerindeki başlıkların duruş biçiminden de anlayabiliyoruz. Göktürkler döneminde keçecilik, sadece çadırların döşemesinde kullanılmamış, börk, şapka gibi çeşitli başlıkların yapımlarında da tercih edilmiştir. Ayrıca bellere takılan deri kemerlerin, çeşitli madeni plakalarla süslendiği de daha önceden gelen bir ata geleneği olarak dikkatimizi çekmektedir.[7]

Göktürkler döneminde birçok giyim teriminin bugünkü gibi söylendiği belirlenmiştir. Kadın ve erkek kıyafetlerinin küçük farklılıklarla birbirine benzediği, bugünkü kıyafetlere yakın olduğu kurganlardaki buluntular, kaya resimleri ve heykellerden anlaşılmaktadır. Böylece giyimin toplumda cinsiyet farklılıklarını da ortaya çıkaran özellikleri de görülmektedir. “Göktürklerde elbiseye ton (don) veya kedüm/kedgü denmekteydi. Elbise dış elbise ve iç elbise şeklinde ikiye ayrılmaktaydı. Dış elbiseye taş (dış) don, iç elbiseye iç ton denmekteydi. Kurganlarda çıkan elbiselere, kaya resimlerine ve heykellere bakıldığında kıyafetler bugünkü medeni kıyafete çok yakındı. Kadınların ve erkeklerin kıyafetleri de büyük ölçüde birbirinin aynı idi. Yalnız kadınların elbiselerinin etekleri erkeklerin elbiselerine göre daha uzun olmaktaydı”[7]

Göktürklerde Aile

Göktürklerde kan bağına göre kurulan ailelerde yönetici "baba" idi. Babanın yetkisi sonsuz olmamakla birlikte görevi: Ailenin yetişkin çocukları evlendirmek, aileyi korumaktı.[8]

Genetik

2018 yılında Nature adlı dergide yayımlanmış ve Avrasya steplerindeki farklı kültür ve zamanlara ait 128 adet bireyin kalıntılarını incelemiş bir çalışma, Göktürkler ile ilişkilendirilen (MS 300-700, Tanrı Dağları) üst sınıf askeri gömü alanlarından elde edilmiş 4 farklı bireye ait kalıntıları da analiz etmiştir.[9] Çalışmaya göre bireylerin Q (örnek no: DA86),[10] R1 (DA89,[10] DA224) ve O (DA228)[11] Y-DNA haplogruplarına sahip olduğu ortaya konmuştur.[12] Mitokondriyal DNA incelendiğinde ise C41b (DA86), A14 (DA89), H2a (DA224) ve A15c (DA228) haplogrupları tespit edilmiştir.[13]

Analiz edilmiş üst sınıf Göktürk askerlerinin, Göktürklerden önce bölgede yaşamış "Tanrı Dağları Hun" örnekleri ile kıyaslandıklarında genetik açıdan Doğu Asya ile ilişkilendiren gruplara daha yakın olduğu bulunmuştur. Göktürk Kağanlığı döneminde yaşadığı düşünülen bir göçebeye ait örnekte ise diğer askeri örnekler ile kıyaslandığında genetik olarak çok daha yüksek miktarda Avrupa ile ilişkili katkının varlığı keşfedilmiş olup, bu kağanlıkta Batı Avrasya kökenli kavimler ile bir temasa işaret etmektedir. Göktürklerden daha sonra bölgede politik gücü ele almış Karahanlılar gibi Türk halklarına ait bireylerin Göktürkler ile karşılaştırıldıklarında küçük bir miktar Doğu Asyalılara daha yakın olmalarından ötürü çalışma Orta Asya'nın Türkleştirilmesini ve Türk kültürünün yayılmasını gücü elinde bulunduran Doğu Asya kökenli bir "baskın azınlığa" bağlamaktadır.[14][15]

Kağanlar

Muhtemelen Göktürk İmparatorluğu'na ait Yakut Kaplamalı Altın Maske, 5. - 6. yüzyıl tarihleri. Doğu Türkistan'nın Moğolküre ilçesindeki Boma Mezarı'nda bulundu. İli Kazak Özerk İli Müzesi koleksiyonu.

Ayrıca bakınız

Popüler kültürde

Kaynakça

[16]

[17]

  1. ^ Kultegin's Memorial Complex, TÜRIK BITIG 18 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
  2. ^ Bilge Kagan's Memorial Complex, TÜRIK BITIG 6 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
  3. ^ Altınkılıç, Arzu Emel (2020). "Göktürk giyim kuşamının plastik sanatlarda değerlendirilmesi" (PDF). Journal of Social and Humanities Sciences Research: 1101-1110. 24 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Eylül 2021. 
  4. ^ Ma, Lirong (2014). "Sino-Turkish Cultural Ties under the Framework of Silk Road Strategy". Journal of Middle Eastern and Islamic Studies (in Asia). 8 (2). doi:10.1080/19370679.2014.12023242. 
  5. ^ Xiu Ouyang, (1073), Historical Records of the Five Dynasties, p. 39
  6. ^ Erdem,Konur,"ORHUN YAZITLARINDA SOSYAL VE SİYASİ MESAJLAR 11 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.",Edebiyat ve Sanat Akademisi
  7. ^ a b c d e f g h Salman.
  8. ^ "Ulusal Tez Merkezi | Anasayfa". tez.yok.gov.tr. 31 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2023. 
  9. ^ Damgaard et al. 2018, Supplementary Table 2, Rows 60, 62, 127, 130.
  10. ^ a b "Haplotree Information Project - Ancient DNA". haplotree.info. 3 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2021.  Map based on public dataset on www.haplogroup.info by Carlos Quiles (www.indo-european.eu).
  11. ^ "Haplotree.info - Ancient DNA. Map based on All Ancient DNA v. 2.06.03". haplotree.info. 25 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2021. 
  12. ^ Damgaard et al. 2018, Supplementary Table 9, Rows 44, 87, 88.
  13. ^ Damgaard et al. 2018, Supplementary Table 8, Rows 128, 130, 70, 73.
  14. ^ Damgaard et al. 2018, ss. 4–5. "We find evidence that elite soldiers associated with the Turkic Khaganate are genetically closer to East Asians... These results suggest that Turkic cultural customs were imposed by an East Asian minority elite onto central steppe nomad populations... The wide distribution of the Turkic languages from Northwest China, Mongolia and Siberia in the east to Turkey and Bulgaria in the west implies large-scale migrations out of the homeland in Mongolia... [T]he genomic history of the Eurasian steppes is the story of a gradual transition from Bronze Age pastoralists of West Eurasian ancestry towards mounted warriors of increased East Asian ancestry..."
  15. ^ Damgaard et al. 2018, Supplementary Information, p. 12.
  16. ^ Damgaard, Peter de Barros; Marchi, Nina; Rasmussen, Simon; Peyrot, Michaël; Renaud, Gabriel; Korneliussen, Thorfinn; Moreno-Mayar, J. Víctor; Pedersen, Mikkel Winther; Goldberg, Amy; Usmanova, Emma; Baimukhanov, Nurbol (Mayıs 2018). "137 ancient human genomes from across the Eurasian steppes". Nature (İngilizce). 557 (7705): 369-374. doi:10.1038/s41586-018-0094-2. ISSN 1476-4687. 21 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2021. 
  17. ^ Salman, Fikri (2010). "Göktürk Dönemi Kıyafetleri". 22 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Göktürk Kağanlığı</span> Türk adını kullanan ilk Türk devleti

Göktürk Kağanlığı, asıl ismiyle Türk Kağanlığı Göktürkler tarafından kurulmuş ve 552-744 yılları arasında Orta ve İç Asya'da hükümdarlık sürdürmüş bir Türk imparatorluğudur ve bozkırların ilk model devletidir. Asya Hun İmparatorluğu'ndan sonra 2. Büyük Devlet lakabını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tang Hanedanı</span> 618-907 yılları arasında Çinde hüküm sürmüş bir hanedanlık

Tang Hanedanı, Sui Hanedanı'nın ardından Çin'e hüküm sürmüş hanedandır. 618'de Li Shimin, Sui Hanedanı'nı devirerek Tang Hanedanı'nı kurdu. Li Shimin daha çok Tang Hanedanı'nın kurucusu İmparator Taizong olarak bilinir. Çin imparatorlarının en ünlülerinden biridir. Tang Hanedanı döneminde Çin'in komşularının üzerinde çok büyük etkisi vardı ve birçok komşu krallıkları vergiye bağlamıştı. Bununla birlikte Göktürk Kağanlığı 659 yılında, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı ise 744 yılında Tang Hanedanı'nın egemenliği altına girmiştir. Yaklaşık 300 yıl yönetimde kalan Tang Hanedanı zamanında Han Hanedanı'ndan bile daha parlak bir dönem yaşandı. Bu dönemde imparatorluk toprakları genişletildi; değişik ırk, kültür ve dinlerden halklarla ilişkiler kuruldu ve sonradan Batılı toplumları şaşkınlığa uğratacak bir yönetim sistemi kuruldu. Bazı kaynaklarda Tang Hanedanı'nın Çinleşmiş Türk-Tabgaç kökenli olduğu geçmektedir.

Şipi Kağan, Serbi Kağan veya Sibir Kağan 609-619 tarihleri arasında kağanlık yapan Doğu Göktürk Kağanlığı hükümdarıdır. Yami Kağan'ın oğullarındandır.

Tulan Kağan ya da Tou-lan Kağan 588-600 yılları arasında kağanlık yapan Doğu Göktürk Kağanlığı hükümdarıdır.

Ch'u-lo Kağan (Çince: 處羅可汗/处罗可汗, : chùluo kěhàn, : ch'u-lo k'o-han, : ,diğer adları: Ilteber Shad. 619- 621 tarihleri arasında kağanlık yapan Doğu Göktürk Kağanlığı hükümdarıdır. Yami Kağan' ın oğludur.

İl ya da İllig Kağan, Pinyin: xiélì kěhàn, Wade-Giles: hsieh-li k'o-han, Baghatur Shad, kişisel adları; Ashina Duobi/To-pi, 621-630 yılları arasında kağanlık yapan Doğu Göktürk Kağanlığı’ nın son hükümdarıdır. Yami Kağan' ın oğludur.

Çebi Kağan, Çin kaynaklarında kişisel adı Aşina Hubo, hükümdar adı ise Yiçü Çebi Kağan (乙注車鼻可汗/乙注车鼻可汗)'dır. Seyanto Kağanlığı'nın dağılmasının ardından "Doğu Türklerinin Kağanı" iddiasıyla ortaya çıkan Türk devlet adamıdır. Dağılan Göktürk Devleti'nden kalan toprakların doğusunda kısa bir süre de olsa Doğu Türk Kağanlığı'nı yeniden kurumsallaştırmaya çalışmıştır. Tang Hanedanı'na bağlı Gao Kan komutasındaki birliklerin MS 650'de Çebi'nin ordularını mağlup etmesiyle bu amacını gerçekleştirememiştir.

Aşina Nişufu veya Eski Türkçe İni Çor Börü 679-680 yılları arasında isyan etmiş Göktürk tigini ve Doğu Göktürk kağanı. Adı 7. asır Çin kroniklerinde geçer. Yaşamı hakkında çok az bilgi vardır. Bu yüzden, yalnızca hükümdarlık adı bilinmekte halk arasında kullanılan Türkçe adı hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Göktürkleri kuran Aşina hanedanı üyesi olduğu için, adında yer alan Aşina ifadesi "Göktürk" hanedanına mensup olduğunu belirtmektedir. Kendine bağlı olan destekçileri tarafından öldürülmüştür.

Ashina Funian, Doğu Göktürk Kağanlığı'nda hüküm sürmüş (680-681) Göktürk kağanı. Funian, hakkında bugün ele geçen bilgiler Çin kroniklerinden elde edildiği için Çince literasyonlu adından ayrı olarak Türkçe bir adının olup olmadığı bilinmemektedir. Aşina hanedanının bir üyesi olup İl Kağan'ın yeğenidir.

Aşide Beŋü, Aşide Bengü ; Göktürk Kağanlığı'nın yıkılmasından sonra Göktürklerin 50 yıllık bağımsızlık isyanının azmettiricisi olan Göktürk asilzadesidir. Çin kaynaklarında adı Wenfu olarak geçer. Pinyin Çincesinde u grubunda "ben" morfemi olmadığından dile aktarım sırasında /wen/ standartizasyonu gelişmiş; Türkçe damak sesi (n) tek ses olarak hissedildiği için hece ayrışmasına uğramadan Pinyin u grubunun tamlayıcısı "fu" sesiyle; kelime Çinceye litere edilmiştir.

Tang Hanedanı'nın ordusunun önemli bir bölümü, Çin kaynaklarında "Tujue" olarak adlandırılan Türk savaşçılardan oluşmuştur. Kuzey Çin'deki Tang elitleri Türk kültürüne aşinaydır. Bu durum, Türk savaşçılarının Tang ordusuna katkı sağlamasında önemli bir etmendir. Tang İmparatoru Li Shimin, "Kutsal Kağan" unvanını benimsemiş ve devletini kozmopolit bir kültürün üzerine inşa etmiştir. Li, düzenli olarak askeri kadrolar ihdas etmiş ve Türk kökenlilerin ordu içerisinde istihdam edilmesini desteklemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tang'ın Batı Türklerine seferi</span>

Tang'ın Batı Türklerine Seferi, Çin kaynaklarında Batı Tujue olarak bilinen Batı Göktürk Kağanlığı topraklarına 7. yüzyılda Tang Hanedanı tarafından düzenlenen seferdir. Tang Hanedanlığı, henüz sefere karar kılmadan önce; Doğu ve Batı Göktürk devletleri arasındaki rekabetten yararlanarak; bu iki devletin gücünü ciddi şekilde zayıflatmıştır. İmparator Taizong, Çin ordusunu Göktürklerin batı kanadında bulunan topraklar olan; 640'ta Karahoca, 644'te Karaşehir ve 648'de Kuçar'a sevk etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tang'ın Doğu Türklerine seferi</span>

Tang Hanedanlığı tarafından tehdit olarak algılanan İllig Kağan'a karşı; Seyanto Hanlığı ile kurulan ittifak ordusuyla Doğu Göktürk Kağanlığı üzerine yönelen askerî seferdir.

<span class="mw-page-title-main">Wei Nehri Antlaşması</span>

Wei Nehri Antlaşması, Doğu Göktürk Kağanlığı ile Tang Hanedanı arasında yapılan barış antlaşmasıdır. Antlaşma, Tang hükümdarının Doğu Göktürklere ödemek zorunda kaldığı yüklü tazminat nedeniyle Çin kaynaklarında "Wei Nehri Utancı" adıyla anılmaktadır. Anlaşmanın sonucunda Türk kağanı İllig Kağan kazançlı olarak görülse de; Doğu Göktürklere sığınan Sui Hanedanı üyelerinin geri verilmesini içeren bu antlaşma Doğu Göktürklerin, Tang'a karşı siyasi üstünlüğünü bitirmiştir.

Tang'ın Sir-Tarduş Seferi, Tang imparatoru Li Şimin'in 641'de Sir-Tarduşlar'a düzenlediği seferdir.

<span class="mw-page-title-main">Yen-Men Kalesi Kuşatması</span>

Yen-Men Kalesi Kuşatması, Çin-Sui Hanedanı Yang-ti'nin bugün Taiyuan adıyla bilinen şehrin kalesinde Doğu Göktürk Kağanlığı ordusu tarafından 615'te kuşatılması olayıdır. Kuşatma sonrasında, Sui Hanedanlığı'nın ülke içerisindeki otoritesi iyice zayıflamış ve Sui Hanedanlığı yıkılmıştır.

Bayırku seferi, Kapgan Kağan'ın Dokuz Oğuzlardan Bayırkular üzerine düzenlediği ve zaferle sonuçlandırdığı son seferidir.

Tun Bağa Tarkan 779—789 yılları arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten kağan. Uygur tarihindeki ilk siyasi darbe ile başa gelmiş ve kağanlığı yöneten Yaglakar uruğunun hâkimiyetine son vererek, Göktürk asilzadelerinden Aşide Beŋü ve Tonyukuk gibi devlet adamlarının nesli olan Arslanlar (Aşide) uruğu Uygur tahtını ele geçirmiştir. Ancak Yaglakar uruğundan bir kağan tarafından evlat edinildiği için Çin kaynaklarında Yaglakar uruğuna mensup olduğu kayıtlıdır.

Tang'ın Batı Göktürk Kağanlığı'nı ele geçirmesi veya Çincede bilinen adıyla Batı Tujue'nin fethi, Tang Hanedanlığı generallerinden Su Dingfang komutasındaki Çin ordusunun Batı Göktürk Kağanı İl-Kullıg İşbara Kağan üzerine yürüdüğü askerî sefere verilen addır. Tang'ın Batı Türklerine seferleri, Batı Türklerinin Tarım Havzası'ndaki müttefiki olan Karahoca'nın 640'ta Tang ordusu tarafından işgaliyle başlamıştır. Tang Hanedanlığı himayesini kabul eden birçok vaha devletçiği, Tang'ın askerî emellerinden kuşkuya düşerek, 7. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren Tang yerine Batı Göktürk Kağanlığı'na bağlılığını bildirmiştir. Karahoca'dan sonra Orta Asya'daki yayılmacı siyasetini sürdüren Tang Çini, 644'te Karaşehir Seferi ile Karaşehir Krallığı'na, 648'de ise Kuçar Seferi ile Kuçar Krallığı'nı topraklarına katmıştır. Su Dingfang komutasında Batı Göktürklerin üzerine gönderilen ana ordu; Dingfang tarafından Türk kökenli komutanlar Böri Şad ve Bağa Şad yönetiminde iki kol orduya ayrılmıştır. Ayrıca, Tang ordusu; Sir-Tarduşlara karşı Uygurların başlattığı isyana Tang'ın destek vermesinin ardından kendisiyle müttefik olan Uygurların atlı birliklerini de takviye olarak Büyük Tang Ordusu'na kabul etmiştir. Tang ordusu ile İşbara Kullug arasında yapılan İrtiş Nehri Savaşı'nı kaybeden Batı Göktürkler; bölgedeki egemenliklerini de kaybetmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Tongra boyu</span>

Tongra boyu, Tula nehrinin kuzeyinde ömür sürmüş Dokuz Oğuzların savaşçılıklarıyla bilinen bir boyudur.