
William Gilbert ; İngiliz doktor, fizikçi ve doğa filozofu. William Gilbert yaygın olan Aristotelesçi felsefeseyi ve üniversite eğitiminin skolastik metodunu tutkuyla reddetmiştir. Bugün, büyük ölçüde De Magnete (1600) isimli kitabıyla hatırlanmakta ve elektrik teriminin ilk kullanıcılarından biri olarak bilinmektedir. Bazıları tarafından elektrik mühendisliğinin veya elektrik ve manyetizmanın babası olarak düşünülür.

Nikolas Kopernik, Kraliyet Prusyası'na bağlı Ermland Derebeyliği'nde Katolik piskopos danışmanı, boş zamanlarında matematik, astronomi ve harita bilimi ile meşgul olan bilim insanı.

Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica genellikle basitçe Principia, olarak anılır, Sir Isaac Newton'un Newton'un hareket yasalarını ve evrensel çekim yasasını açıklayan bir kitabıdır. Principia Latince yazılmıştır ve üç cilttir. Principia, 5 Temmuz 1686'da o zamanki Royal Society Başkanı olan Samuel Pepys tarafından imprimatur olarak yetkilendirilmiş ve ilk olarak 1687'de yayımlanmıştır.

Ebu Abdullah Muhammed bin Cabir bin Sinan er-Rekki es-Sabi el-Battani Latince Albategnius, Albategni ya da Albatenius olarak bilinen, Arap astronom, astrolog ve matematikçidir. Şu anda Türkiye'de bulunan Şanlıurfa ilinin bir ilçesi olan Harran'da doğmuştur. Lakabı es-Sabi''dir fakat tam künyesi, bizi onun Müslüman olduğu sonucuna götürür.

Filolaos Pisagorcu ve Sokrates öncesi bir Yunan filozof idi. Her şeyin temelinde, uyum içinde bir araya gelen, sınırlayıcı ve sınırsızın oynadığı rol olduğunu savundu. Ayrıca, Dünya'nın Evrenin merkezi olmadığı teorisi olan güneşmerkezciliğin ortaya çıkmasıyla da tanınır. Nicomachus'tan alıntı yapan August Böckh'e (1819) göre Philolaus, Pisagor'un halefiydi. MÖ 5. yüzyılda Pisagorcu okulun önemli filozoflarından biri olmuştur. Çoğulculuk Okulu gibi Pisagorcuların da çatışan iki görüş arasında bir çözüm arayışında oldukları söylenebilir. Bir yanda sürekli olarak değişen bir evren düşüncesi, öte yandan değişmez bir evren düşüncesi arasındaki çatışmadır söz konusu olan. Pisagorcular bu yönde çözümlerini matematikte bulmaya çalışırlar. Filolaus da diğer Pisagorcu filozoflar gibi matematik ve müzik ile ilgilenmiş, evrenin ve varlığın açıklanmasında bunlardan yararlanmıştır. O da diğerleri gibi evrenin temelinin sayı olduğu fikrinden hareket etmiştir.

Günmerkezlilik veya Güneş Merkezli(lik), gökbilimde, Dünya ve diğer gezegenlerin Güneş'in çevresinde döndüğü bir astronomik modeldir. Geçmişte, Yer'in merkezde olduğu (geosantrizm) astronomik modele karşı olarak ortaya çıkmıştır.

Bilimsel devrim modern bilimin temelini oluşturmuş, bilim tarihinin erken çağdaş döneminden beridir süregelen matematik, fizik, gökbilim, biyoloji, tıp ve kimya dallarında yaşanan düşünce ve doktrin devrimleridir. Rönesans döneminde Avrupa'da filizlenen dönüşüm bugün de devam etmektedir. Nicolaus Copernicus'un 1543'te yayımlanan De revolutionibus orbium coelestium adlı yapıtı ile Andreas Vesalius tarafından yazılan De humani corporis fabrica bilimsel devrimin başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir. Bilimsel devrimin bitiş tarihi olarak 1687 yılı gösterilir. Ancak birçok bilim insanına göre bu süreç tamamlanmamıştır.

Kopernik günmerkezliliği, Nicolaus Copernicus tarafından geliştirilen ve 1543 yılında yayımlanan bir astronomik modeldir. Bu modele göre Güneş, evrenin merkezinde hareketsiz olarak konumlandırılmıştı ve her şeyin başlangıcı olarak kabul edilirdi. Modern astronomik ve bilimsel gelişmelerin başlangıç noktası olarak gösterilir. Dünya ve diğer gezegenler ise sabit Güneş etrafında, sabit hızla periyodik hareketler yapmaktadırlar.
Knidos'lu Eudoxus veya Knidoslu Ödoksus, antik bir Yunan astronomu, matematikçi, bilim insanı ve Archytas ile Platon'un öğrencisiydi. Hipparchus'un Aratus'un astronomi üzerine şiiriyle ilgili yorumunda bazı parçalar korunsa da tüm eserleri kaybolmuştur. Bithynialı Theodosius tarafından yazılan Sphaerics, Eudoxus'un bir çalışmasına dayanabilir.

Göksel küreler, Eflâtun, Eudoxus, Aristo, Batlamyus, Kopernik ve diğerleri tarafından geliştirilen kozmolojik modellerin temel unsurlarıydı. Bu kozmolojik modellerde, sabit yıldızların ve gezegenlerin görünen hareketleri, sanki kürelere yerleştirilmiş mücevherler gibi, eterik, şeffaf bir beşinci elementten (esîr) yapılmış dönen kürelere gömülü olarak düşünülmüştür. Sabit yıldızların birbirlerine göre konumlarını değiştirmediğine inanıldığından, bunların tek yıldızlı bir kürenin yüzeyinde olması gerektiği ileri sürülmüştür.

Rönesans döneminde coğrafya, astronomi, kimya, fizik, matematik, imalat, anatomi ve mühendislikte büyük ilerlemeler olmuştur. Eski bilimsel metinlerin yeniden keşfi 1453'te Konstantinopolis'in Osmanlı hâkimiyetine girmesinden sonra ivmelendi, matbaanın icadı öğrenmeyi demokratikleştirmiş ve yeni fikirlerin daha hızlı yayılmasını sağlamıştır. Ancak, en azından ilk döneminde, bazıları Rönesansı bilimsel bir geriye dönüklük olarak görmektedir. George Sarton ve Lynn Thorndike gibi tarihçiler ilerlemenin bir süre yavaşladığını savunarak Rönesans'ın bilimi nasıl etkilediğini eleştirirler. Hümanistler, siyaset ve tarih gibi insan merkezli konuları doğa felsefesine ve uygulamalı matematikğe tercih ettiler. Diğerleri ise kayıp veya belirsiz metinlerin yeniden keşfedilmesi ve dilin incelenmesi ve metinlerin doğru okunması üzerinde artan vurgu gibi etkenlere işaret ederek Rönesans'ın olumlu etkisine odaklanmıştır.

Ortak merkezli küreler kuramı, Eudoxus, Callippus ve Aristoteles tarafından geliştirilen eş merkezli kürelerin kozmolojik modeli olup bu modelde tümü Dünya merkezli olan göksel küreler kullanılmıştır. Bu yönüyle Batlamyus ve diğer matematiksel gök bilimciler tarafından Kopernik dönemine kadar kullanılan çok merkezli episiklik ve eksantrik modellerden farklıydı.
Hicetas, Pisagor Okulu'nun bir Yunan filozofu ve astronomdu. Yaşamı sadece kabaca bilinmekte olup büyük olasılıkla MÖ 5. ve 4. yüzyılların sonlarına denk gelmektedir.
Annus mirabilis, "muhteşem yıl" anlamına gelen Latince bir ifadedir. İfade ilk kez Isaac Newton tarafından 1666 yılı için kullanılmıştır. Bundan önce, 1603 yılında İngiliz yazar Thomas Dekker, mirabilis annus ifadesini kullanmıştır.
Soluk Mavi Nokta: İnsanın uzaydaki geleceğine bir bakış, gök bilimci Carl Sagan'ın 1994 tarihli bir kitabıdır. Bu, Sagan'ın 1980 tarihli kitabı Kozmos'un devamı niteliğindedir ve Sagan'ın dokunaklı bir açıklama yaptığı ünlü 1990 Soluk Mavi Nokta fotoğrafından esinlenmiştir. Kitapta Sagan, insanın evrendeki yeri hakkındaki felsefeyi, Güneş Sistemi hakkındaki mevcut bilgilerin bir tanımıyla harmanlıyor. Ayrıca gelecek için bir insan vizyonunu detaylandırıyor.
Bilim ve teknolojide 1506 yılı, bazıları burada listelenen birçok olayı içermektedir.
Bilim ve teknolojide 1512 yılı, bazıları burada listelenen bir dizi olayı içermektedir.

Astronom Kopernik veya Tanrı ile Sohbetler, Polonyalı ressam Jan Matejko tarafından yapılmış olan ve Nikolas Kopernik'i bir kulenin balkonunda gökyüzünü gözlemlerken tasvir eden bir yağlı boya tablosudur. Matejko'nun 1873 yılında tamamladığı eser, günümüzde Kraków'daki Jagiellon Üniversitesi'nin koleksiyonunda yer almakta ve üniversiteye ait ana binanın büyük salonunda sergilenmektedir. Matejko bu tabloyu, halka ilham vermek adına Polonya tarihindeki önemli kişi ve olayları aktarmayı hedeflediği bir serinin parçası olarak resmetmiştir.

Kopernik Devrimi, Dünya'yı kozmosun ve evrenin merkezinde durağan olarak tanımlayan Batlamyus gök modelinden, Güneş'in Güneş Sisteminin merkezinde olduğu Güneş merkezli modele doğru yapılan bir paradigma değişimini ifade eder. Bu devrim iki aşamadan meydana gelmektedir. Bunlardan ilki doğası gereği son derece matematikseldir ve Dünya'nın Güneş'in etrafında dönüşünün gözlemlenmesidir. İkinci aşama ise 1610 yılında Galileo'nun bir broşürünün yayınlanmasıyla başlar. Nicolaus Copernicus'un "De devrimibus orbium coelestium"unun yayınlanmasıyla başlayan "devrime" katkılar, bundan yaklaşık bir asır sonra Isaac Newton'un çalışmalarına kadar devam etmiştir.

Frombork, Polonya'nın kuzeyinde bulunan tarihi bir kasabadır. Varmiya-Mazurya Voyvodalığındaki Braniewo ilçesinde, Vistül Lagününün yanında bulunmaktadır. Frombork aynı zamanda birçok tarihi mekanı nedeniyle "Varmiya'nın İncisi" olarak da bilinir.