İçeriğe atla

Göçmen kuşlar

Turna (Grus grus) göçü
Leylek (Ciconis ciconia) göçü
İstanbul Ağustos 2010

Göçmen kuşlar farklı mevsimleri farklı coğrafyalarda geçiren kuş türlerinden oluşan bir gruptur. Her sene dünyaca 50 milyar kuşun göç ettiği tahmin edilir. Bunlardan yaklaşık 5 milyarı Avrupa ile Afrika arasında göç eder.

Küçücük kolibri kuşundan koskoca kartallara kadar binlerce kuş türü her sene vakti geldiği zaman üreme ve kışlama bölgeleri arasında uzun yolculuklar yaparlar. Göçmen kuşlar yılda iki defa Kuzey ve Güney yarımküre'leri arasında göç ederler. Kış aylarında havaların soğumasıyla, kuşların besin bulması zorlaşır ve bu konuda aralarında rekabet artar. Bu sebeple Kuzey Yarımküre'de üreyen göçmen kuşlar, her sonbaharda Güney Yarımküre'ye doğru göç hareketine girişir. Güney daha sıcak ve besin bakımından daha zengin olduğundan iyi bir kışlama alanı teşkil eder. İlkbaharın başlamasıyla da güneyden kuzeye dönüş göçüne başlarlar. İlkbaharda kuzey bölgeleri kuş akınlarına uğrar.

İlkbaharda kuzeye gelen kuşlar, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimleri olmak üzere yılın dörtte üçünü bu geniş alanlarda geçirirler. Yalnız kış mevsiminde tropik bölgelerde barınırlar.

Barn kırlangıçları, her ilkbaharda Brezilya ve Arjantin'den yola çıkarak 4350 kilometrelik tehlikeli bir yolu aştıktan sonra Labrador ve Alaska'ya gelerek yumurtlarlar. Baltimor sarıasması, her Mayıs ayında Güney Amerika'dan kalkarak 1250 kilometrelik bir yolculuktan sonra New York'un Scardale bölümüne gelir.

Kuzey Amerika ormanlarında yumurtlayan siyah çalı bülbülleri, her sonbahar gökyüzünde büyük sürüler halinde bir araya gelerek kışlamak için Atlantik sahillerine ve Güney Amerika'ya göç ederler. Ağırlıkları 9-10 gram gelen bu küçücük kuşlar hiç mola vermeden asgari 86 saat boyunca uçarak 1500 kilometrelik bir mesafe katederler. İlkbaharda göç eden diğer birçok tür gibi geldiği rotayı takip ederek tekrar eski yerlerine geri dönerler. İspinozun dişisi göç ettiği halde erkeği göç etmez. Türkiye'de de leylekler, kırlangıçlar ve daha birçokları sonbahar geldiğinde binlerce kilometreyi aşarak Afrika'ya göç ederler. Bir yıl önce kışladıkları yerlerine giderler. İlkbaharda ise, kuzeye göç ederek kuluçka yuvalarına dönerler. Türkiye, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında göç eden kuşlar için bir köprü oluşturması ve 400'ü aşkın göçmen türü barındırması bakımından özel bir konuma ve milletlerarası önemi haizdir.

Kuşların ayaklarını halkalama metoduyla, radar veya uçaklarla takip ederek, birçok türün göç yollarının haritaları çıkarıldı. Kuş göçleri herkes tarafından görülmeye değer büyük bir şovdur.

Göçmen kuşların çoğu (özellikle küçük ötücü kuşlar) göç için gerekli enerjiyi uzun yolculuğa çıkmadan önce ne bulurlarsa yiyerek vücutlarında depoladıkları yağdan sağlarlar. Yağ onların adeta yakıt tankıdır. Bazıları göçten hemen önce ağırlıklarını iki katına çıkartırlar. Nijerya'da kışlayan ötleğenlerin ağırlığı, Ekim-Şubat ayları arasında 10-13 gr gelir. Avrupa'ya dönüşten önce Mart-Nisan aylarında ve bilhassa Mayıs başında 20 gr'a ulaşır.

Yapılan hesaplamalarda, 8 gr yağa sahip olan bir bülbülün, 3000 km uçabilecek kadar yakıta sahip olduğu anlaşılmıştır. Bu yakıtla Büyük Sahra'yı kolayca aşabilmektedir. Kırlangıçlar ise önceden yağ depolamazlar. Yol boyunca rastladıkları Böcekleri avlayarak gerekli enerji ikmalini yaparlar.

Yırtıcı kuşlar, leylekler, turnalar ve pelikanlar gibi iri yapılı kuşlar, bedenlerinin büyüklüğü sebebiyle yağ depolayamazlar. Onlar, göç yolculuklarında, güneşin, toprak ve üstündeki hava katmanlarını ısıtması sonucu yükselen ve termal olarak adlandırılan hava kitlelerini kullanırlar. Geniş kanatlarını kullanarak bir termal yardımıyla yükselir ve termalden termale süzülerek yollarına devam ederler. Bu metotla az enerji harcamış olurlar. Denizler üzerinde termallerin oluşmaması, karalar üzerinden dolaşarak daha uzun göç yollarını takip etmelerine sebep olur. Yolculuk ve mola esnasında da avlanmalarına devam ederler.

Göç sırasında göçmen kuşların bir kısmı gündüz, bir kısmı ise gece uçarlar. Bunun yanı sıra yüzerek göç edenler de vardır. Böceklerle beslenen küçük kuşlar ve ördeklerin çoğu gece yol alır. Arı kuşları, kırlangıç ve kırlangıç benzeri kuşlar da gündüzleri uçarlar. Sığırcıklar 4000-5000 bireylik gruplar halinde göç ederler. Kartal ve atmaca gibi yırtıcılar, yalnız ve topluluklar halinde göçe katılırlar.

deniz kıyı kırlangıçlarının göçmen yolları

Gündüzleri birbirini gören hayvanlar, geceleyin de seslerle birbirinden ayrılmazlar. Kırlangıçlar hayatlarını sıcak bölgelerde geçirirler. Kuzey yarımkürede üredikten sonra kışlamak için Temmuz-Eylül arasında güney yarımküreye göç ederler. Yurdumuzda yaşayan kırlangıçlar Nisan ayında iklimimize geri dönerler. Leylekler, Türkiye'ye Mart ayından itibaren gelmeye başlarlar. Ağustos sonunda büyük topluluklar halinde, Güney Afrika'ya göç ederler. Deniz kırlangıçları, senede iki defa kuzey kutbunda yumurtladıktan sonra kışı geçirmek için güney kutbuna uçarlar. Uzun kanatlı yelkovan kuşları, güney yarımküreye mahsus göçmen kuşlardır. Üreme bölgeleri olan Avustralya'nın güneyinden göç ederek, Kuzey Pasifiğin kutup bölgesine gelirler. Gidiş-dönüşü 30.000 km'yi bulan bu göçe 10 milyon civarında kuş katılır. En uzun göç yolunu, deniz kıyı kırlangıçı (Sterna paradisaea) kateder. Kuluçka bölgesi olan Kuzey Kanada kıyılarından sonbaharda göçe başlar. Atlantik'i geçerek Batı Afrika kıyıları boyunca uçarak kışı geçireceği bölgelerine inerler.

Göçün nedeni

Kuşların bir kısmı, niçin ölüm pahasına uzun göçlere girişirler? Niçin diğer kuşlar gibi, göçmen kuşlar da yurtlarında kalıcı değildir? Bunları göçe zorlayan nedir? Soğuktan kaçmak ve besin bulmak için mi? Bu, ancak birçok sebebin bir kısmı sayılabilir. Çünkü birçoğu, gerekli besin ve elverişli iklim şartlarından çok daha fazla yolculuk yaparlar. Bazı türler de havaların soğuması ve besin azlığının baş göstermesinden önce güneye inerler.

Güneşe göre hareket

Sonbaharda güneye göçeden bir kuş yakalanarak bir kafese konursa, ilginç bir olay gözlenir. Kafes ne tarafa çevrilirse çevrilsin, kuş daima göç istikameti olan güneye döner.

Alman kuş bilgini Gustav Kramer yapmış olduğu gözlem ve deneyleriyle kuşların yönlerini güneşe göre kestirdiklerini ilk bulanlardandır. Ekim aylarında yakaladığı Avrupa sığırcıklarını altı şeffaf olan yuvarlak boş kafeslere koydu. Kafesin şeffaf kısmında davranışlarını gözledi. Bunların kafeslerinde rahat durmadıklarını, durunca bile kafesin bir köşesinde güney istikametine devamlı döndüklerini gördü. Güney bu kuşların normal göç istikametiydi. Kafes döndürülünce kuşlar da buna uyarak tekrar dönüyorlardı. İlkbahar aylarında kuşlarda yine göç huzursuzluğu başlıyordu. Bu sefer de tam aksi istikamete, yani kuzeye dönüyorlardı. Güneş ışığından başka bir şey görmeyen sığırcıklar, hep doğru istikamete dönüyorlardı. Kramer kafese gelen güneş ışığının istikametini değiştirmeye karar verdi. Döner aynalar kullanarak ışığın kafese giriş istikametini 90 derece değiştirdi. Kuşlar da buna bağlı olarak yönlerini 90 derece değiştirdiler. Demek ki, güneşe göre, yönlerini ayarlıyorlardı.

Kuşların çoğu gündüz güneşe göre hareket ederler. Ancak birçok kuş da gece göç eder. Yapılan araştırmalar kuşların gündüz güneşe, geceleyin ise ay ve yıldızlara göre uçuş istikametlerini bulabildiklerini ispat etti.

Ardıç kuşları gökyüzünü göremeyecekleri yuvarlak bir kafese konulduklarında göç huzursuzluğuyla mevsimlik göç istikametlerine döndükleri tespit edildi. İyi ama bunlar güneşi, ayı ve yıldızları göremedikleri halde yönlerini nasıl buluyorlardı?

Araştırmalar birçok hayvanın vücutlarında biyolojik pusulalara sahip olduklarını ortaya çıkarmaktadır.

Biyolojik pusula

Amerikalı araştırıcılardan Walcott ilk olarak bazı deneyler yaptılar ve güvercinlere küçük mıknatıslar takınca kuşların yönlerini tamamen şaşırdığını gördüler. Araştırmalar neticesinde göçmen kuşların boyun kısımlarında ferromanyetik taneciklerin bulunduğu ve arzın manyetik alanına göre hassasiyet gösterdikleri keşfedildi. Şimdiye kadar tetkik edilebilen göçmen kuşların kafa yapısında bulunan taneciklerin demir açısından zengin bir mineral olan manyetit (Fe3O4) olduğu anlaşıldı.

Bu tabii pusulalarından göç esnasında azami derecede istifade ederler. Dünyanın manyetik alanının kuvvet çizgilerine göre kendi durumlarını tespit ederek doğru yönü bulurlar. Kafalarının içindeki bu pusulaları sayesinde kapalı havalarda da yollarını bulurlar. Bulutlu bir günde bile yönlerini şaşırmazlar. Fakat başlarına kuvvetli bir mıknatıs bağlanınca bulutlu günde güvercinler yollarını tamamen kaybederler. Çünkü takılan mıknatısın oluşturduğu suni alan, tabii manyetik alanı değiştirir. Onlara evlerini bulduracak hiçbir ipucu bırakmaz.

Güvercinlerin boyun kısmında pusula vazifesi gören manyetit adlı maden zerreciklerinin keşfinden sonra, kuşların yönlerini koku alarak da bulabildikleri ortaya çıkarılmıştır.

Koku alma koordinat şebekesi

Posta güvercinleri doğru rota bulmaya yarayan bir koku alma organına sahiptirler; koku alma organlarını yuvalarına dönüşte kullanmakta ve atmosferde her tarafa dağılmış zerreler halindeki maddecikler, güvercinlerin koku alma koordinat şebekesinin muhtemelen temelini teşkil etmektedir. Max Planck Enstitüsünün Seewiesen'deki davranış psikolojisi bilginleri bunu böyle tahmin etmektedir.

Koku alma duyusu asgari 700 km'ye kadar olan mesafelerde yön bulma için vazgeçilmez bir vasıtadır. Kuşlar herhalde havadaki zerrecikleri algılamakta, bunlar yardımıyla yabancı bölgelerde mevki tayini yapmaktadırlar. Bunun için hangi maddelerin söz konusu olduğu şu ana kadar tespit edilememiştir.

Daha 30 sene önce, posta güvercinlerinin de diğer göçmen kuşlar gibi güneşi pusula olarak kullanabildikleri ispatlanmıştı. Daha sonra yerin manyetik alanının da aynı şekilde kendilerine yön belirleyici olarak hizmet ettiği tespit edilmişti. Bununla beraber koku alma koordinat şebekesinin varlığı anlaşılmadan önce, posta güvercinlerinin yüzlerce kilometre uzaklıktaki yuvalarını nasıl bulabildikleri ikna edici bir şekilde izah edilememekteydi.

Pusula kullanmak isteyenin haritaya da ihtiyaç duyacağı ilim adamlarının tebliğinde yer almaktadır. Bu haritanın güvercinlerin koku alma organı ile bağlantılı olması gerektiğine Pizalı araştırıcılar dikkat çekmişlerdi. Çünkü, koku alma duyuları ortadan kaldırılmış güvercinler yuvalarını artık bulamamaktaydı. Kuşlar çok iyi hava tahmincileridir. Havadaki çok hafif barometrik basınç değişimini fark edebilirler. Fırtına çıkacağını önceden keşfederler. Keskin bir görme gücüne sahiptirler. Deneyler güvercinlerin polarize ve ultraviole ışınları da gördüklerini ortaya çıkardı. Bu ışıklardan denizlerden uçarken faydalanırlar. Ayrıca, frekansı çok düşük uzun dalga alt sesleri de duyarlar. İnsan kulağı saniyede 10-20 titreşimin altındaki sesleri duyamaz. Kuşlar ise çok daha düşük sesleri işitebilirler. Bunun sayesinde göç eden bir kuş kendisinden çok uzakta patlayan bir fırtınayı veya 1000 km uzaktaki gök gürültüsünü işitebilmektedir. Binlerce kilometre ötedeki atmosfer basıncı değişikliklerinin meydana getirdiği çok düşük frekanslı elektromanyetik dalgaları fark edebilmektedir. Kuşlar insanlardan çok daha geniş bir dünyayı görür, duyar ve hissederler.

Milyonlarca göçmen kuşun uzun mesafeler katederek yaptığı yolculuk insanlar için hayati değer taşır. Kuşlar zararlı böceklerin baş düşmanıdır. Karaların çoğunun bulunduğu kuzey bölgelerine göç etmeselerdi ve yılın dörtte üçünü burada geçirmeselerdi, haşereler buralarda muazzam bir bitki katliamı yapardı. Baharda milyonlarca böcek, bitkiler üzerine yumurta bırakır. Bunlardan çıkan tırtıllar, kuşlar tarafından yenilerek kontrol altında tutulur. Çeşitli kurt, böcek ve çekirge yumurtalarını yiyerek mutlak bir kıtlığın önüne geçerler.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekinoks</span> gece ile gündüzün eşit olması

Ekinoks, Güneş ışınlarının Ekvator'a dik vurması sonucunda aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği an. Gündüz ile gecenin eşit olması durumudur. İlkbahar ve sonbaharda olmak üzere yılda iki kez tekrarlanır.

<span class="mw-page-title-main">Kelebek</span>

Kelebek, böceklerin, pul kanatlılar veya kelebekler (Lepidoptera) takımının kanatlı fertlerine verilen genel ad. 150.000 kadar türü bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kırlangıç</span>

Kırlangıç, kırlangıçgiller (Hirundinidae) familyasını oluşturan kuş türlerinin ortak adı.

<span class="mw-page-title-main">Yelkovan kuşu</span>

Yelkovan kuşu (Puffinus), Fırtına kuşları (Procellariiformes) takımından martı iriliğinde bir okyanus kuşu. Birçok türü vardır. Hepsi de iyi yüzücü ve çoğu dalıcıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kış</span>

Kış, Dünya'nın kutup bölgeleri ile Ilıman kuşak bölgelerinde yılın en soğuk mevsimidir. Çoğunlukla tropikal kuşakta oluşmaz. Her yıl, sonbahardan sonra ve ilkbahardan önce gelir. Kış, Dünya'nın eksen eğikliği sebebiyle her bir yarım küresinin Güneş'ten uzaklaşması sayesinde oluşur. Çeşitli kültürler, farklı tarihleri kışın başlangıcı olarak tanımlar ve bazıları hava durumuna dayalı bir tanım kullanırlar. Kuzey yarımkürede kışken, Güney yarımkürede yazdır ya da tam tersidir. Çoğu bölgede, kış dondurucu soğuklar ve karla ilişkilendirilir. Kış gündönümü anı, Güneş'in Kuzey veya Güney Kutbu'na göre yüksekliğinin en negatif değerinde olduğu andır. Bu durumun görüldüğü gün, en kısa gündüzü ve en uzun gecesi olan gündür ve kış gündönümünden sonraki günlerde, geceler kısalır ve gündüzler uzar. Kutup bölgelerinin dışındaki en erken gün batımı ve en geç gün doğumu tarihleri, kış gündönümü tarihinden farklıdır ve bunlar, yıl boyunca Dünya'nın eliptik yörüngesinin neden olduğu, güneş günündeki değişiklik nedeniyle enlemlere bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sonbahar</span> Yaz ve kış mevsimleri arasında bir mevsim

Sonbahar veya güz, yaz ile kış mevsimleri arasındaki mevsimdir. Güz, Hazan ve Bağ bozumu isimleriyle de anılır. Kuzey yarım kürede Eylül, Ekim ve Kasım; güney yarım kürede ise, Mart, Nisan ve Mayıs aylarına denk gelir.

<span class="mw-page-title-main">Boz kaz</span> Kuş Türü

Boz kaz ya da Yaban kazı, ördekgiller (Anatidae) familyasına ait bir kuş türüdür. Büyük bir kuş olan bu kuş türü ortalama 3.3 kilograma ve 75–90 cm boyuna ulaşabilir. Geniş bir coğrafyaya yayılmış bir kuş türüdür. Avrupa ve Asya'daki menzilinin kuzeyinden gelen kuşlar, kışı daha sıcak yerlerde geçirmek için güneye göç eder. Evcil kazın atası olan kaz türünün evcilleştirilmesi MÖ 1360 gibi erken bir tarihe dayanır. Cins adı Latince "kaz" anlamına gelen anser'den gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ebabil</span>

Ebabil, sağangiller (Apodidae) familyasından 16–17 cm boyunda, kentler ve açık alanlarda yaşayan, genellikle kırlangıçla karıştırılan bir kuş türü.

<span class="mw-page-title-main">Ev kırlangıcı</span>

Ev kırlangıcı, kırlangıçgiller (Hirundinidae) familyasından göçmen bir kırlangıç türüdür. Avrupa, Kuzey Afrika ve ılıman Asya bölgelerinde ürer; kışları ise Sahraaltı Afrika'ya ve tropikal Asya bölgelerine göçer. Uçarken yakaladığı böceklerle beslenir dolayısıyla böceklerin çok bulunduğu iklimlerin olduğu yerlere göç eder. Başı ve üst tüyleri mavidir, kuyruksokumu ve alt tüyleri ise beyazdır. Hem açık alanlarda hem de insanların yaşadığı yerlerde bulunur. Doğu ve güney Asya bölgelerine endemik olan Delichon cinsinin diğer iki türüne benzer özelliklere sahiptir. Kabul edilmiş iki alt türü vardır.

<span class="mw-page-title-main">Kelaynak</span> Afro-Avrasya kuş türü

Kelaynak, kayalık veya yarı çöl kurak yaşam alanlarında bulunan iri yapılı, suda veya çamurda yürüyen ince uzun kıvrık gagalı, 70–80 cm uzunluğunda, 120–135 cm kanat genişliğinde bir kuş türü. Aynı zamanda bir hastalık türü olan kelaynak, kuş gribi salgınından sonra literatürde yer almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Güvercin</span>

Güvercin, Güvercingiller (Columbidae) familyasına ait bir kuş türü.

<span class="mw-page-title-main">Aydınlanma çemberi</span> Dünyanın gece ve gündüz kısmını ayıran çember şeklindeki hat

Aydınlanma çemberi, dünyanın karanlık yarısı ile aydınlık yarısını birbirinden ayıran çember şeklindeki hat.

<span class="mw-page-title-main">Sığırcık</span> Ötücü bir kuş türü

Sığırcık ya da bayağı sığırcık ; ötücü kuşlar (Passeri) takımından, sığırcıkgiller (Sturnidae) familyasına ait bir kuş türüdür. Yaklaşık 20 cm uzunluğunda ve metalik parıltılı parlak siyah tüylere sahip olan sığırcığın tüy örtüsünde, yılın bazı dönemlerinde beyaz benekler görülür. Genç bireylerin tüy örtüleri, erişkin bireylerinkinden daha kahverengi tonlardadır. Bacakları pembe olan türün gagası kışları siyah yazları ise sarı renklidir. Özellikle toplu tüneme durumlarında gürültücü olan bu kuşun şakıması, müzikal bir tonda olmasa da çeşitlilik arz eder. Türün taklitçilik yetisine, çeşitli edebi eserlerde atıflar verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Leylekgiller</span> Bir kuş familyası

Leylekgiller ya da Ciconiidae, kendilerine özgü Ciconiiformes takımında sınıflandırılan, sulak alanlarda yaşayan, leylek diye bilinen kuşları kapsayan bir familyadır.

<span class="mw-page-title-main">Telli turna</span>

Telli turna, turnagiller (Gruidae) familyasına ait bir kuş türü.

<span class="mw-page-title-main">Hayvanlarda göç</span>

Hayvanlarda göç. Hayvanlarda da çeşitli sebeplerden dolayı göçe rastlanmaktadır. Bunların bir kısmı geçicidir. Bir sebebe bağlı olarak ve çoğunlukla bir defa yaptıkları göçlerdir. Yem kıtlığı, ani iklim değişikliği, üreme zorluğu, su ve hava akımları gibi sebepler, bazı hayvanları göçe zorlar.

<span class="mw-page-title-main">Şamlar, Beyşehir</span> Konya ili Beyşehir ilçesine bağlı mahalle

Türkiye, Konya ili Beyşehir ilçesine bağlı bir mahalledir.

<span class="mw-page-title-main">Columba eversmanni</span>

Sarı gözlü güvercin veya soluk sırtlı güvercin Columbidae ailesinin bir üyesidir. Güney Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan, Afganistan, kuzeydoğu İran ve uzak kuzeybatı Çin'de üremektedir. Kuzeydoğu Pakistan, Jammu ve Keşmir'de ve Rajasthan'ın bazı bölümlerinde kış aylarını geçirmektedir. Bu tür, özellikle avcılık nedeniyle yıllar içinde sayıca azalmıştır ve Uluslararası Doğayı Koruma Birliği tarafından "hassas " olarak listelenmiştir.

<i>Sort sol</i>

Sort sol, Yutland, Danimarka'nın güneydoğusundaki, özellikle Tønder ve Ribe yakınlarındaki bataklıklarda, sığırcık sürülerinin silüet olarak görülen karmaşık şekilleri meydana getirmesiyle oluşan doğa fenomenidir. Kış aylarında Avrupa'nın güneyindeki bölgelere göç eden, yaz aylarında ise İskandinavya ile Baltık Denizi yakınlarındaki üreme bölgelerine dönen sığırcıklar, ilkbahar ve sonbaharda bölgede toplanırlar. Fenomen, gündoğumu sonrasındaki saatlerde gerçekleşir.

Başpınar Tabiat Parkı Isparta'da bulunan bir doğa parkıdır.